Su Değişimi İle Oluşan Fotosentez Hakkında.
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 01:08
[QUOTE=Tunc Berk]
Eğer fotosentez değilse bitki buna alışır diyorsunuz.
Daha sonra bitki bu değişen su şartlarına tepki olarak hayatta kalma yada daha hızlı üreme iç güdüsü ile hareket ediyor düşüncesini ortaya atıyorsunuz.
Sizin düşüncenize göre bitkinin buna alışması lazım ve daha sonraki değişimlerde yapmaması lazım. Şartlara adapte olacaktır. Her iki düşünce de size ait ve birbirine tezat.[/QUOTE]
Hiçbir yerde fotosentez değilse diye düşünmedim. Ben daha ilk sayfadan beri bu her şekilde fotosentezdir diyorum. Alışır da demiyorum çünkü alışma evresi olmaz diyorum. Değişen su şartlarına bir tepki ancak uyum değil.
Yüksek fotosentezin tetiklenmesi tepki iken belki bu yüksek fotosentezin azalması uyum olabilir. Oraya itiraz edemem. Ama başlangıç için uyum değil tepki diyorum.
Eğer fotosentez değilse bitki buna alışır diyorsunuz.
Daha sonra bitki bu değişen su şartlarına tepki olarak hayatta kalma yada daha hızlı üreme iç güdüsü ile hareket ediyor düşüncesini ortaya atıyorsunuz.
Sizin düşüncenize göre bitkinin buna alışması lazım ve daha sonraki değişimlerde yapmaması lazım. Şartlara adapte olacaktır. Her iki düşünce de size ait ve birbirine tezat.[/QUOTE]
Hiçbir yerde fotosentez değilse diye düşünmedim. Ben daha ilk sayfadan beri bu her şekilde fotosentezdir diyorum. Alışır da demiyorum çünkü alışma evresi olmaz diyorum. Değişen su şartlarına bir tepki ancak uyum değil.
Yüksek fotosentezin tetiklenmesi tepki iken belki bu yüksek fotosentezin azalması uyum olabilir. Oraya itiraz edemem. Ama başlangıç için uyum değil tepki diyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 01:31
Bende bu durumun fotosentez olduğunu düşünüyorum. Sebebini de açıklamam gerekirse;
Bitkilerin fotosentez yaptığını sadece oksijen baloncukları çıkarmasıyla anlayamayız. Eğer su oksijence doygun ise fotosentez sonucu açığa çıkan oksijen, gaz baloncuğu olarak (gözle görülür bir şekilde) su yüzeyine yükselir. Ancak su oksijene doygun değilse bu baloncukları göremeyiz (fotosentez olduğu halde).
Şimdi gelelim su değişiminden sonrasına. Tatlı suyun oksijene doyması için gerekli tablo aşağıda.
20 C° su 6.6 ml/l Oksijen
30 C° su 5.6 ml/l Ok
Kaba tabirle 25 derece akvaryum suyu maksimum 6.0 ml/l oksijen taşıyabilir. Su değişiminde eklediğimiz su oksijence doygun olduğu için akvaryum suyunun oksijen miktarını arttıracaktır. Zaten su değişimi yapılır yapılmaz fotosentez sonucu çıkan oksijen baloncuklarını göremezsiniz. Bir müddet sonra görülür. Böylece fotosentez sayesinde suyumuz oksijene doyar ve çıkan oksijenin baloncuk şeklinde yüzeye yükselmesine sebep olur.
Bitkilerin fotosentez yaptığını sadece oksijen baloncukları çıkarmasıyla anlayamayız. Eğer su oksijence doygun ise fotosentez sonucu açığa çıkan oksijen, gaz baloncuğu olarak (gözle görülür bir şekilde) su yüzeyine yükselir. Ancak su oksijene doygun değilse bu baloncukları göremeyiz (fotosentez olduğu halde).
Şimdi gelelim su değişiminden sonrasına. Tatlı suyun oksijene doyması için gerekli tablo aşağıda.
20 C° su 6.6 ml/l Oksijen
30 C° su 5.6 ml/l Ok
Kaba tabirle 25 derece akvaryum suyu maksimum 6.0 ml/l oksijen taşıyabilir. Su değişiminde eklediğimiz su oksijence doygun olduğu için akvaryum suyunun oksijen miktarını arttıracaktır. Zaten su değişimi yapılır yapılmaz fotosentez sonucu çıkan oksijen baloncuklarını göremezsiniz. Bir müddet sonra görülür. Böylece fotosentez sayesinde suyumuz oksijene doyar ve çıkan oksijenin baloncuk şeklinde yüzeye yükselmesine sebep olur.
Beğenenler: [T]192768,sangarios[/T][T]96764,iwagumi[/T]
Teşekkür Edenler: [T]236667,Andaç Azak[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 07:40
Yinelemek gerekirse neyin ne olduğunu paylaştım. Aynı şekilde bu çürütülebiliyorsa yada tartışılabiliniyorsa amenna, dayanaksız kişisel düşüncelere ayıracak zamanım yok. Bunu görmezden gelmek için kör olmak gerekli.
[QUOTE=Tunc Berk]Daha önceki yorumlarda plazmoliz demiştim sanırım evet bu teknik olarak doğru fakat bizim yaşadığımız deplazmolize oluyor. Aklıma hatalı kalmış düzeltmek isterim.
Aşağıdaki kırmızı soğanlı bitki hücresinde gerçekleşen plazmoliz ve deplazmolize'yi paylaşıyorum. Görüldüğü üzere ne gazlarla ne nede fotosentezle alakası yok.
Bir bitki hücresi izotonik (eş yoğun) ortamdayken hipertonik (çok yoğun) bir ortama konulduğunda, hücredeki küçük moleküllerin enerji harcanmadan çok yoğun hücre ortamından, az yoğun ortama geçişine plazmoliz denir. Plazmolizde osmoz kurallarına göre hücre su kaybeder. Hücrenin su kaybedip büzülmesini sağlayan çözeltiye hipertonik çözelti adı verilir. Hipertonik çözeltiler aynı zamanda derişik çözeltilerdir.Eğer hücre bu ortamda uzun süre kalırsa ölür.
[K]Hücre, kendisinden daha az yoğun (çözünmüş madde yoğunluğu az) hipotonik çözeltide bir ortama konulduğunda su alarak şişer ve deplazmolize uğrar.[/K]
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=TNtbgtY_TbY[/VID]
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=XsAIOoIzOl0[/VID][/QUOTE]
[QUOTE=Tunc Berk]Daha önceki yorumlarda plazmoliz demiştim sanırım evet bu teknik olarak doğru fakat bizim yaşadığımız deplazmolize oluyor. Aklıma hatalı kalmış düzeltmek isterim.
Aşağıdaki kırmızı soğanlı bitki hücresinde gerçekleşen plazmoliz ve deplazmolize'yi paylaşıyorum. Görüldüğü üzere ne gazlarla ne nede fotosentezle alakası yok.
Bir bitki hücresi izotonik (eş yoğun) ortamdayken hipertonik (çok yoğun) bir ortama konulduğunda, hücredeki küçük moleküllerin enerji harcanmadan çok yoğun hücre ortamından, az yoğun ortama geçişine plazmoliz denir. Plazmolizde osmoz kurallarına göre hücre su kaybeder. Hücrenin su kaybedip büzülmesini sağlayan çözeltiye hipertonik çözelti adı verilir. Hipertonik çözeltiler aynı zamanda derişik çözeltilerdir.Eğer hücre bu ortamda uzun süre kalırsa ölür.
[K]Hücre, kendisinden daha az yoğun (çözünmüş madde yoğunluğu az) hipotonik çözeltide bir ortama konulduğunda su alarak şişer ve deplazmolize uğrar.[/K]
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=TNtbgtY_TbY[/VID]
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=XsAIOoIzOl0[/VID][/QUOTE]
Beğenenler: [T]187079,EmreSuslu[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 08:00
Yav he he. Ilkokul 8 düzeyinde biyoloji bilgisi anlatıyoruz. Anlamak istemiyorsanız siz bilirsiniz. Eklenen suyun ozmolaritesi ne kadar, hücre içi ozmolarite ne kadar bilmeden daha plazmolizi, deplazmolizi karıştırırıp mesnetsiz de çık aradan.
Beğenenler: [T]147402,kebüç[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 08:50
Merhaba Arkadaşlar,
Konu o kadar karmaşık değil. Bütün bitkiler az yada çok fotosentez yapar. Düşük ışık ortamında işlem çok yavaşken yüksek ışık altında hızlanır. Bizim "pearling" dediğimiz olgu ise ancak suyun oksijen'e doyduğu anda gerçekleşir.
Yüksek bitki yükü olan high-tech akvaryumlarda su oksijene çok hızlı doyar ve artık suda çözünemiyen oksijen baloncuk şeklinde yüzeye çıkar. Orta ışık veya düşük ışıklı akvaryumlarda ise bu süreç neredeyse hiçbir zaman gerçekleşmez. Bunun nedeni akvaryumdaki balıklar ve döngü bakterileri üretilen oksijeni doygunluğa ulaştırmadan tüketirler.
Akvaryuma dışarıdan su eklediğimiz durumda ise denklem bozulur. Yüksek oksijen ve CO2 doygunluğuna sahip "soğuk" (akvaryum suyundan birkaç derece daha soğuk olduğunu varsayıyorum) su ile sistemi doyurursunuz. Soğuk su akvaryumdaki nispeten sıcak su'dan çok daha fazla oksijen taşır.
Hızlı bir şekilde doyuma ulaşan su bitkilerin ürettiği oksijen ile beraber fazla oksijeni taşıyamaz ve "pearling" dediğimiz olgu oluşur.
Konu o kadar karmaşık değil. Bütün bitkiler az yada çok fotosentez yapar. Düşük ışık ortamında işlem çok yavaşken yüksek ışık altında hızlanır. Bizim "pearling" dediğimiz olgu ise ancak suyun oksijen'e doyduğu anda gerçekleşir.
Yüksek bitki yükü olan high-tech akvaryumlarda su oksijene çok hızlı doyar ve artık suda çözünemiyen oksijen baloncuk şeklinde yüzeye çıkar. Orta ışık veya düşük ışıklı akvaryumlarda ise bu süreç neredeyse hiçbir zaman gerçekleşmez. Bunun nedeni akvaryumdaki balıklar ve döngü bakterileri üretilen oksijeni doygunluğa ulaştırmadan tüketirler.
Akvaryuma dışarıdan su eklediğimiz durumda ise denklem bozulur. Yüksek oksijen ve CO2 doygunluğuna sahip "soğuk" (akvaryum suyundan birkaç derece daha soğuk olduğunu varsayıyorum) su ile sistemi doyurursunuz. Soğuk su akvaryumdaki nispeten sıcak su'dan çok daha fazla oksijen taşır.
Hızlı bir şekilde doyuma ulaşan su bitkilerin ürettiği oksijen ile beraber fazla oksijeni taşıyamaz ve "pearling" dediğimiz olgu oluşur.
Beğenenler: [T]147402,kebüç[/T][T]96764,iwagumi[/T]
Teşekkür Edenler: [T]147402,kebüç[/T][T]96764,iwagumi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 09:15
Benimde 0.7 waat kadar bi isigim var litre basina dun haftalik %50 su degisimini yaptiktan 6 7 saat sonra isiklar acilinca bitkilerim costu ve hepsinde fotosentez yaptigini gordum sivi gubre kullaniyorum ama o gun kullanmamistim nedenini anlayamadim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 09:53
İki gündür konuyu takip ediyorum da şunu tam anlayamadım bu olay fotosentez ise ki benim akvaryumumda da yeni su değişince sazlar bir coşuyor sormayın ki ben sanmıyorum sanmayan arkadaşlar da yanılıyor olsa bu olay fotosentez olsa filtre yi co2 yi mi kapatacaksınız nedir neyi tartıştığınızı tam anlamadım seviyesiz bir yere doğru gidiyor çünkü konu yani 1-2 saat sonra zaten bitiyor bu diğer su değişimine kadar süren birşey değil hiçbir yararı da yok yani co2 li sistem kurup bu randıman ı alamayanlar var anlamsız bir tartışma geliyor bana saygılar.[EDIT]EmreSuslu,2017-02-20 09:56:50[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 10:08
Özellikle yeni tank kurulumunda fark ettiğim bişeydir, camlara ve bitkilere bu şekilde kabarcıklar yoğun bi şekilde yapışır. Su devir daimi sırasında kabarcıklardır kısacası bu kadar yoğunsa. %40 değişim de az değil yani. oyüzden şahsi kanaatim de bahsettiğim şekilde olmuş kabarcıktır ama fotosentez diyenlere de saygım vardır. %95 değişimden kaynaklı kabarcık, %5 fotosentez diyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 10:13
Çok derinlemesine bilgim yok malesef, ancak bitkiden çıkan kabarcığı görüp direk bu fotosentezdir demek doğru gelmiyor, aynı söylenildiği gibi su değişiminde ya da yeni tank kurulumunda camda bile kabarcık oluyor, cam fotosentez yapmıyor heralde?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 10:43
[QUOTE=Fatih T]Çok derinlemesine bilgim yok malesef, ancak bitkiden çıkan kabarcığı görüp direk bu fotosentezdir demek doğru gelmiyor, aynı söylenildiği gibi su değişiminde ya da yeni tank kurulumunda camda bile kabarcık oluyor, cam fotosentez yapmıyor heralde? [/QUOTE]
Yeni kurulumlarda yada musluktan direkt basılan sulardan( herhangi bir filtreden geçmeden)kaynaklı meydana gelen kabarcıklar şebeke borularındaki basınçtan dolayı serbest kalamayan, musluktan çıkınca serbest kalan ve çözünmeye başlayan gazlardır. Su dinlendirmek için her su basışımızda bunu görebiliriz.
Bahsi geçen konu başka,
Fotosentetik başka,
Camlardaki gaz kabarcıkları başka,
Fakat üzücü bir şekilde hepsi birmiş gibi konuşuluyor dolayısıyla çıkmaza giriyoruz. Seviye düşüyor. Bu üç konu ayrı ayrı ele alınacak ve bir birine etki etmeyen konular. Fotosentez denen olayı ayrıntıya indirgesek sanırım bu sayfa yetmez.[:)]
Yeni kurulumlarda yada musluktan direkt basılan sulardan( herhangi bir filtreden geçmeden)kaynaklı meydana gelen kabarcıklar şebeke borularındaki basınçtan dolayı serbest kalamayan, musluktan çıkınca serbest kalan ve çözünmeye başlayan gazlardır. Su dinlendirmek için her su basışımızda bunu görebiliriz.
Bahsi geçen konu başka,
Fotosentetik başka,
Camlardaki gaz kabarcıkları başka,
Fakat üzücü bir şekilde hepsi birmiş gibi konuşuluyor dolayısıyla çıkmaza giriyoruz. Seviye düşüyor. Bu üç konu ayrı ayrı ele alınacak ve bir birine etki etmeyen konular. Fotosentez denen olayı ayrıntıya indirgesek sanırım bu sayfa yetmez.[:)]
Beğenenler: [T]160001,abakusfx[/T][T]192768,sangarios[/T][T]188160,Oguztastan[/T]
+1: [T]6467,Fatih T[/T][T]160001,abakusfx[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 11:47
[QUOTE=Tunc Berk]
Yeni kurulumlarda yada musluktan direkt basılan sulardan( herhangi bir filtreden geçmeden)kaynaklı meydana gelen kabarcıklar şebeke borularındaki basınçtan dolayı serbest kalamayan, musluktan çıkınca serbest kalan ve çözünmeye başlayan gazlardır. Su dinlendirmek için her su basışımızda bunu görebiliriz.
Bahsi geçen konu başka,
Fotosentetik başka,
Camlardaki gaz kabarcıkları başka,
Fakat üzücü bir şekilde hepsi birmiş gibi konuşuluyor dolayısıyla çıkmaza giriyoruz. Seviye düşüyor. Bu üç konu ayrı ayrı ele alınacak ve bir birine etki etmeyen konular. Fotosentez denen olayı ayrıntıya indirgesek sanırım bu sayfa yetmez.[:)][/QUOTE]
öncelikle yukarıdaki vidyolar için teşekkürler. bitkiler alemini bu kadar yakından izlemek ayrı bir keyif veriyor. biyoloji çok acayip bir şey, neler neler oluyor o küçücük yapıların içinde. :)
şu ana kadar okuduklarımdan deplazmolizin daha muhtemel olduğunu düşünüyorum ama açıkçası kafam biraz karıştı, birkaç soruyla netleştirmeye/toparlamaya çalışayım diyorum:
kabaca ve basitleştirerek söylersek:
- burada bitkiler, sudaki yoğunluk farkı nedeniyle bünyesine su almaya başlıyor ve bu nedenle bünyesindeki oksijeni dışarı salarak gördüğümüz kabarcıkları oluşturuyor. doğru mudur?
- bitkiler oksijen depolamadığı ancak üretebildiği için (eğer çıkan gazın kesin oksijen olduğunu varsayarsak) fotosentez ile ürettikleri oksijeni osmotik dengelerini kurmak için bünyelerine su aldıklarında dışarı salmış oluyorlar? doğru mudur?
- bu durumda bitkiler burada da fotosentez yapıyorlar (belirli koşullarda fotosentez vardır zaten) ancak "pearling" dediğimiz olay suyun o2 doygunluğu ile ilgili olduğu için bitkiler burada aslında suya çözünerek verecekleri oksijeni (görmememiz gerekirken), dengelerini sağlamak için "bir anda" salmak zorunda kalıyorlar ve kabarcıklar ortaya çıkıyor. doğru mudur?
buradan yola çıkarsak, ilk baştaki soruyu güncelleyip şu şekilde sorarsak: su değişimi sonrası bu tankta gördüğümüz şey "pearling" midir yoksa deplazmoliz midir?
fotosentez mi / deplazmoliz mi gibi bir karşıtlık kurduğumuzda bana pek doğru bir şey yapmıyormuşuz gibi geliyor çünkü fotosentez zaten bu şartlarda bitkiler tarafında yapılan bir şey. görünür olması ise başka bir şey. bu yüzden "pearling" mi / deplazmoliz mi karşıtlığı daha doğru duruyor. katılır mısınız?
not: farkındayım biraz tekrarlar ile yazdım, daha iyi anlayabilmek adına...[:)][EDIT]sangarios,2017-02-20 11:51:34[/EDIT]
Yeni kurulumlarda yada musluktan direkt basılan sulardan( herhangi bir filtreden geçmeden)kaynaklı meydana gelen kabarcıklar şebeke borularındaki basınçtan dolayı serbest kalamayan, musluktan çıkınca serbest kalan ve çözünmeye başlayan gazlardır. Su dinlendirmek için her su basışımızda bunu görebiliriz.
Bahsi geçen konu başka,
Fotosentetik başka,
Camlardaki gaz kabarcıkları başka,
Fakat üzücü bir şekilde hepsi birmiş gibi konuşuluyor dolayısıyla çıkmaza giriyoruz. Seviye düşüyor. Bu üç konu ayrı ayrı ele alınacak ve bir birine etki etmeyen konular. Fotosentez denen olayı ayrıntıya indirgesek sanırım bu sayfa yetmez.[:)][/QUOTE]
öncelikle yukarıdaki vidyolar için teşekkürler. bitkiler alemini bu kadar yakından izlemek ayrı bir keyif veriyor. biyoloji çok acayip bir şey, neler neler oluyor o küçücük yapıların içinde. :)
şu ana kadar okuduklarımdan deplazmolizin daha muhtemel olduğunu düşünüyorum ama açıkçası kafam biraz karıştı, birkaç soruyla netleştirmeye/toparlamaya çalışayım diyorum:
kabaca ve basitleştirerek söylersek:
- burada bitkiler, sudaki yoğunluk farkı nedeniyle bünyesine su almaya başlıyor ve bu nedenle bünyesindeki oksijeni dışarı salarak gördüğümüz kabarcıkları oluşturuyor. doğru mudur?
- bitkiler oksijen depolamadığı ancak üretebildiği için (eğer çıkan gazın kesin oksijen olduğunu varsayarsak) fotosentez ile ürettikleri oksijeni osmotik dengelerini kurmak için bünyelerine su aldıklarında dışarı salmış oluyorlar? doğru mudur?
- bu durumda bitkiler burada da fotosentez yapıyorlar (belirli koşullarda fotosentez vardır zaten) ancak "pearling" dediğimiz olay suyun o2 doygunluğu ile ilgili olduğu için bitkiler burada aslında suya çözünerek verecekleri oksijeni (görmememiz gerekirken), dengelerini sağlamak için "bir anda" salmak zorunda kalıyorlar ve kabarcıklar ortaya çıkıyor. doğru mudur?
buradan yola çıkarsak, ilk baştaki soruyu güncelleyip şu şekilde sorarsak: su değişimi sonrası bu tankta gördüğümüz şey "pearling" midir yoksa deplazmoliz midir?
fotosentez mi / deplazmoliz mi gibi bir karşıtlık kurduğumuzda bana pek doğru bir şey yapmıyormuşuz gibi geliyor çünkü fotosentez zaten bu şartlarda bitkiler tarafında yapılan bir şey. görünür olması ise başka bir şey. bu yüzden "pearling" mi / deplazmoliz mi karşıtlığı daha doğru duruyor. katılır mısınız?
not: farkındayım biraz tekrarlar ile yazdım, daha iyi anlayabilmek adına...[:)][EDIT]sangarios,2017-02-20 11:51:34[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 12:14
Arkadaslar simdi suna bir aciklik getirelim. Karasal bitkiler ile sucul bitkilerin yapilari ayni degildir. Sucul bitkiler (su ustu bitkileri haric) hucrelerinde oksijen depolayamazlar. Sadece yuzeylerinde oksijen tutabilirler. Su degisimi su degerlerinde ani degisimler meydana getirir ve bitki depoladigi besinleri (plazma suyunu, deplazmoliz ile atar) ve [U]yuzeyinde tuttugu butun oksijeni salar.[/U] Bu olay anlik bir durumdur. Gozle gorulemeyecek hizda tepki verirler. Bu da bitkiyi strese sokarak hizla fotosentez yapmaya tesvik eder.
Ekledigimiz su oksijence doygunlukta oldugu icin tum akvaryum suyunun doygunlugunu arttirir. Hizli fotosentez sonucu ile de doygunluk sinira ulasir. Bu doygunluga ulasinca fotosentez artik gozle gorulur hale gelir.
Cikan kabarciklar deplazmoliz sonucu olusmaz. Deplazmoliz ile, hucre bunyesine su alarak disari plazma suyunu atar. Bu olayda herhangi bir gaz cikisi olmaz.
Ekledigimiz su oksijence doygunlukta oldugu icin tum akvaryum suyunun doygunlugunu arttirir. Hizli fotosentez sonucu ile de doygunluk sinira ulasir. Bu doygunluga ulasinca fotosentez artik gozle gorulur hale gelir.
Cikan kabarciklar deplazmoliz sonucu olusmaz. Deplazmoliz ile, hucre bunyesine su alarak disari plazma suyunu atar. Bu olayda herhangi bir gaz cikisi olmaz.
Beğenenler: [T]192768,sangarios[/T][T]176810,Kromatit[/T][T]96764,iwagumi[/T]
Teşekkür Edenler: [T]192768,sangarios[/T][T]96764,iwagumi[/T]
+1: [T]176810,Kromatit[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 13:02
Arkadaşlarla konuşuyoruz da oksijenin ozmotik basıncının olduğunu, ozmotik basınca göre hareketinin değiştiğini daha önce duyan yok. 4 tıpçı konuşuyoruz olsa kandaki etkisini bilirdik diyoruz. Ozmotik basınç iyon, suda çözünen maddeler ve proteinlerle ilgili bir durum.[EDIT]Kromatit,2017-02-20 13:04:08[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Şubat 2017 15:21
Akvaryumda fotosentez yoluyla baloncuk görmek suyun o2'ye doygunluğunun göstergesi değildir. Fotosentez reaksiyonu, ışık, enzim, klorofil miktarı gibi etkenlerle hızlandırılıp yavaşlatılabilir. Gördüğümüz baloncukların nedeni, bitki sağlıklı, besin ve ışık kaynağı bakımından zengin. Bu durumda gayet hızlı bir şekilde enerji üretimi yapıyor. Bu esnada ortama hızlı bir şekilde o2 vermeye başlıyor. Bunu o kadar başarılı bir şekilde yapıyor ki üretilen o2, suda çözünme hızından daha hızlı olduğu için çözünmeden su içerisinden atmosfere karışıyor.
Daha anlaşılır kılmak için bir difüzöre 10 saniye bir damla co2 verin, aynı difüzöre 1 saniyede bir damla co2 verin. Disfüzör 1 saniyede verilen co2'yi daha zor çözebildiği için 10 saniyedekine göre daha fazla co2 kabarcığı gözlemlersiniz.
Eğer çeşme suyu o2'ye doymuşsa ki hiç sanmıyorum ve bu durumdan kaynaklı fotosentez oluyor ise;
Baloncuk gözlemlenmeyen bir tankta su değişiminden önce bir kaç budama yapıp peyzaj yapmak isteyen bir hobici, bitkiye makası vurduğu zaman budadığı kısımdan baloncuk gözlemlemeye başlar, oysa koca bir hafta baloncuk görememiştir. Üstelik su değişimi yapalı 6 gün olmuş.
Su değişiminden sonra yaptığınız gübre ve haricen verdiğiniz co2'yi tanktan attığınız halde nasıl baloncuk görecek kadar fotosentez görebiliyoruz bilemiyorum.
Çok fazla derinlere girmek istemiyorum çünkü cevaben bu şekilde gelen yok. Sucul bitkilerde karasal bitkilereden farklı olarak bitkilerin su içerisinde dik durmasını sağlayan boşluklar vardır, bu boşlıklar kök ve gövde kısımlarından yapraklara kadar besin iletimini de sağlamaktadır.
Rotala, tubercalitum gibi ince gövdeli bitkileri olan arkadaşlar dikkat etsin, su değişiminden önce ve sonra bitkinin duruşunu gözlemleyin. Boyunlarını kısmen bükmüş olacaklardır. Ertesi gün tekrar baktığınızda eski konumlarını almış olarak görürsünüz. [EDIT]Tunc Berk,2017-02-20 15:27:21[/EDIT]
Daha anlaşılır kılmak için bir difüzöre 10 saniye bir damla co2 verin, aynı difüzöre 1 saniyede bir damla co2 verin. Disfüzör 1 saniyede verilen co2'yi daha zor çözebildiği için 10 saniyedekine göre daha fazla co2 kabarcığı gözlemlersiniz.
Eğer çeşme suyu o2'ye doymuşsa ki hiç sanmıyorum ve bu durumdan kaynaklı fotosentez oluyor ise;
Baloncuk gözlemlenmeyen bir tankta su değişiminden önce bir kaç budama yapıp peyzaj yapmak isteyen bir hobici, bitkiye makası vurduğu zaman budadığı kısımdan baloncuk gözlemlemeye başlar, oysa koca bir hafta baloncuk görememiştir. Üstelik su değişimi yapalı 6 gün olmuş.
Su değişiminden sonra yaptığınız gübre ve haricen verdiğiniz co2'yi tanktan attığınız halde nasıl baloncuk görecek kadar fotosentez görebiliyoruz bilemiyorum.
Çok fazla derinlere girmek istemiyorum çünkü cevaben bu şekilde gelen yok. Sucul bitkilerde karasal bitkilereden farklı olarak bitkilerin su içerisinde dik durmasını sağlayan boşluklar vardır, bu boşlıklar kök ve gövde kısımlarından yapraklara kadar besin iletimini de sağlamaktadır.
Rotala, tubercalitum gibi ince gövdeli bitkileri olan arkadaşlar dikkat etsin, su değişiminden önce ve sonra bitkinin duruşunu gözlemleyin. Boyunlarını kısmen bükmüş olacaklardır. Ertesi gün tekrar baktığınızda eski konumlarını almış olarak görürsünüz. [EDIT]Tunc Berk,2017-02-20 15:27:21[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir