ÖZELLİKLER

Kullanıcı Adı:
Eray Gurdogan
Kullanıcı Grubu:
Forum Özel Üyesi
Geri Bildirimleri:
Aldığı Beğeni:
94
Hesap Durumu:
Aktif
Durumu:
Çevrim Dışı
Üyelik Tarihi:
28 Haziran 2010 20:35
Son Ziyaret:
06 Mart 2020 21:59
Toplam Mesaj:
1293 [0.25 Gün Ortalaması]
Paylaşım Sayisı:
0 (Son 6 Ay)
İlan Sayisı:

BİLGİLER

Ad Soyad:
Eray GÜRDOĞAN
Doğum Tarihi:
30 Mayıs 1973
Yaş:
51
İl:
Ankara
Meslek:
Balık Üretim Çiftliğinde üretici
Özel Mesaj:
Sohbet Talebi:
Üye Favorile:
Sosyal Medya:

İMZA

Eray Gürdoğan Üretim tecrübem (Melek,Neon tetra, corydoraslar,plecolar,Canlı doğuranlar,Betta,p.clarkii kerevit ve karides türleri, amerikan chiclid, demasoni, gurami, cennet)

SON 10 MESAJI

G. Amerika Karma Tetraların Yanına Chiclid Önerisi
Süleyman bey ben chiclidleri üretmek için istemiyorum. Görsel olarak doğala yakın bir tank istiyorum. Büyüğüyle küçüğü ile ahenk oluştursun benim derdim.
Sevgiler saygılar
Balığım Hamile mi? Doğuma Ne Kadar Var?
[QUOTE=zoka87]Merhaba bu lepistesim hamilemi karnı şiş ama siyah degil boyle olmasi normal mi?
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/175843/071120182115101.jpg[/IMG][/QUOTE[QUOTE=zoka87]Merhaba bu lepistesim hamilemi karnı şiş ama siyah degil boyle olmasi normal mi?
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/175843/071120182115101.jpg[/IMG][/QUOTE[QUOTE=zoka87]Merhaba bu lepistesim hamilemi karnı şiş ama siyah degil boyle olmasi normal mi?
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/175843/071120182115101.jpg[/IMG][/QUOTE]

Daha 3 yorum yukarıda uzun uzun anlatmışım. Neden okumuyorsunuz arkadaşlar. Biz boşuna mı yazdık onca yazıyı.

Okuyun öğrenin bilgi sahibi olun balıklarınızı sağlıkla büyütün üretn diye yardımcı olmaya çalışıyorum ama kimse dikkate almıyor.

Albino balıklarda karın bölgesi kararmaz KIZARIR.

LÜTFEN RİCA EDİYORUM YUKARIDAKİ YAZIMI ÜŞENMEYİN OKUYUN.
Cüce Amerikan Dünyası
Arkadaşlar merhaba,
Acaba aranızda Ankarada olup da Ramirezi üreten var mı? Elimde bir adet erkek Bolivian Ram var ona bir kaç arkadaş almak istiyorum.
Şimdiden teşekkürler.
Sevgiler saygılar.

Arkadaşlar merhaba,
Acaba aranızda Ankarada olup da Ramirezi üreten var mı? Elimde bir adet erkek Bolivian Ram var ona bir kaç arkadaş almak istiyorum.
Şimdiden teşekkürler.
Sevgiler saygılar.
G. Amerika Karma Tetraların Yanına Chiclid Önerisi
Süleyman bey merhaba,
Ramireziler için Ankarada üreten bildiğiniz biri varsa söyleyebilir misiniz ondan temin edeyim.

Bu arada tankta düzen fazlasıyla var ben 10-15cm boyutunda bendeki balıklara tehlike arz etmeyecek Chiclid arıyorum. 1 erkek 2 dişi gibi toprak yiyen tarzı bir tür bulursam görsele katkıda bulunacağını düşünüyorum. Melek istemiyorum çünkü 45cm yüksekliği olan bir tankta alanları daralor diye düşünmekteyim. Discus da olmaz onlar da tabak kadar oluyorlar :)
Ufak bşr tür severum da olabilir diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz Süleyman bey?
G. Amerika Karma Tetraların Yanına Chiclid Önerisi
Bir adet Bolivian Ramirezi erkeğim var. Yanına defalarca başka ramireziler ekledim nedense hep öldüler! Tankı kuralı 7 ay oldu tank oturdu. Bendeki ramirezi kaya gibi çıktı diğer balıklarımda da hiç bir sorun yok ama yeni ramirezi sokunca tanka bşr kaç gün içinde ölüyorlar. Balıkları tank suyuna alıştırma prosedürünü de ciddiyetle yapıyorum sonra balıkları tanka koyuyorum 2 gün sonra bendeki oğlan dışındakiler pert. 35 senedirbu hobinin içindeyim. 2004 yılından bu yana değişik türde canlılar ürettim fakat şu ramirezi olayını çözemedim.

Neyse ben Ramirezi değil de şöyle Toprak yiyen tarzı bir balık istiyorum fakat biraz büyük olsun da daydığım balıkların yanında görsrllik eklesin.

Sevgiler saygılar
G. Amerika Karma Tetraların Yanına Chiclid Önerisi
Arkadaşlar merhaba
120x40x45cm'lik bir tankım var.
İçinde;
Ember tetra
Rummynose tetra
Flame tetra
Black skirt tetra
White skirt tetra
Pristella tetra
Limon tetra
Neon tetra
Sarpae tetra
Kırmızı göz Monkesia

Corydoras türleri

LDA 16 ve L144 vatoslar

Apple snail

Türlerinde canlılar var.
Ben bu tanka görece büyük 10-15cm büyüklüğünde 2 ila 4 adet chiclid koymak istiyorum. Yukarıda saydığım balıklarla barışçıl yaşayabilecek bildiğiniz Chiclid türleri varsa yazabilir misiniz? Bir de lütfen Türkiyede bulabileceğim türler olursa sevinirim.

Sevgiler saygılar[EDIT]Eray Gurdogan,2018-09-13 15:49:18[/EDIT]
Elma Salyangozu
Piyasada hagen adı altında siyah bazalt kum satılmaktadır. Gerçek hagen kum siyah quartzdır. Kuartz kum suya salınım yapmaz ve de hiç bir canlıya da zararı yoktur. Yıllarca orijinal hagen kuartz kumda vatoz da elna salyangozu da ürettim. Bazalt kum suyu sertleştirdiğinden salyangozların ölğmüne sebep olabilir fakat yüzde yüz bazalt suçludur diyemem. Elma salyangozu ve vatoz türleri sert su sevmezler. 7 ve altındaki ph dereceleri idealdir. Ölümler için HAGEN ismini töhmet altında kırakmayın lütfen. Orijinal hagen kumun hiç bir canlıya zararı yoktur.
Sevgiler saygılar
Elma Salyangozu
Su yüzeinde duruyor dedşğşnşz elma salyangozların ölü olup olmadığını elle kontrol edebilşrsiniz. Elininize Beybi eldivenlerden takıp salyangozları tek tek alın. Altlarındaki koyu kabuğu oynatmaya çalışın. Eğer hemencecik açılıyorsa ölmüşlerdir yok açılmıyor ve sıkı sıkı tutunuyorsa ölmemişlerdir. Salyangozlar bu yöntemle akarsularda başkabölgelere göç eder yer değiştirirler. Onlar için en hızlı ulaşım şekli budur :) bir de elinize aldığınızda çok keskin bir koku var ise ölmüşlerdir. Ölen salyangoz kabuğuna tutunmaz ve alt koruyucu kabuk hemencecik elinizde kalır. Benim tahminim ölmedikleri yönünde.

Sevgiler saygılar
Balığım Hamile mi? Doğuma Ne Kadar Var?
Birazdan aşağıda paylaşacağım yazı ve benzerini 2014 yılından bugüne kadar defalarca bu konu başlığı altında yani
Balığım Hamile mi? Doğuma Ne Kadar Var? konu başlığı altında defalarca yazdım veya başka forum üyeleri benim yazılarımdan alıntılar yaptılar.

İlk önce
Sayfa 88 26 Mart 2014
sayfa 89 30 Mart 2014
sayfa 90 4 Nisan 2014
sayfa 91 5 Nisan 2014
sayfa 96 12 Ağustos 2014
sayfa 96 12 Ağustos 2014
sayfa 98 12 Eylül 2014
sayfa 99 23 Eylül 2014
sayfa 100 22 Ekim 2014
sayfa 121 10 Ekim 2015
sayfa 122 11 Ekim 2015
sayfa 149 15 Ocak 2018

tarihlerinde defalarca anlattım. Fakat yazılmışı okumayan fakat kendi yazdığı sorunun okunması bekleyen okumaya üşenen insanlar yüzünden bu konu başlığı altında lüzumsuz yere 148 sayfa oluşmasına sebep oldular. Herkes bir resim çekip balığının hamile olup olmadığını soruyor. Elbette ki amacım hobiye yeni başlayan insanları hobiden soğutmak değil fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu hobi ; eğer beslediğiniz canları seviyorsanız onları hayatta tutmaya çalışıyorsanız, ölmeleri sizleri üzüyorsa, bilgi edinmek istiyorsanız YALVARIYORUM SİZLERE LÜTFEN OKUYUN .

Burada sizlere yardımcı olmaya çalışan, bunun için zaman ve emek harcayan, sizlerin daha sağlıklı ve bol balığa sahip olmanız için bir şeyler yapmaya çalışan benim gibi birçok insanın yazdıklarını okuyun lütfen. Balıklar da bizler gibi canlı varlıklar. Onların da bizler gibi yaşamaya hakları var. Zaten kısa olan ömürlerini sizler dikkatsiz ve bilgisiz davranarak azaltmayın.

Bu yazı Lepistesler ile ilgili tüm ihtiyaçlarınız karşılayacak. Diğer canlı doğuranlar ile sorularınıza da az da olsa ışık tutacak.

Burada paylaşılan her fotoğraf bu sitenin server'ında yer kaplamakta ve bu da genele vurulduğunda terabyte'larca yer etmekte. Bundan dolayı sizlerden ricam
bir resim paylaşmadan önce önceden paylaşılmış fotoğraflara bakıp onlara yapılan yorumlardan kendi balığınız hakkında üç aşağı beş yukarı bir tahminde bulunmanız. Çok da zor olmasa gerek.

Bu hobiye gönül vermiş evinde işyerinde akvaryumu olan herkese iyi hobiler sağlıklı balıklar diliyorum.

SEVGİLER SAYGILAR




Yazar: Eray Gurdogan
Kaç aydır foruma girmedim. girdiğimde de gördüğüm şey aylar öncesinden hiç de farklı değil.
Yahu herkes soru soruyor ben de aylardır aynı yazıyı paylaşıp duruyorum.
Yılların verdiği tecrübelerimi sizlerle paylaşayım diyorum lakin kimse okumuyor.
Soru sormayı çok seven bir milletiz ama nedense cevapla kimse ilgilenmiyor.
İşte size sorularınızın cevapları. OKUYUN.
Bu güne kadar okuyup , uygulayıp bana teşekkür eden çok insan oldu. Ben kimse bana teşekkür etsin diye yapmadım. Düşündüğüm sizler de değilsiniz. Tek düşündüğüm Balıklar. Onlara bir şey olmasın, hobi güzel ve sorunsuz olarak ilerlesin. Balıklar mutlu olsun ki canlı renkleriyle sizleri de mutlu etsinler. ama nerede?
Aylar önce yazımın okunmadığı belli. Hiç kimse bu konu başlığında neler yazılmış neler konuşulmuş ilgilenmiyor. herkes sorusuna hemen yanıt bekliyor.
Öyle bir dünya yok. OKUYUP ARAŞTIRIN. Merak etmeyin okumakla beyniniz zarar görmez.

İşte Lepistes üretimi ve beslenmesi ile ilgili herşey aşağıda. OKUYUN.


Arkadaşlar daha önceleri de defalarca dile getirmiştim tekrar dile getireyim.

LEPİSTESLER için "BALIĞIM HAMİLE Mİ ?" diye sormayın açıklaması aşağıda.

Canlı doğuran türlerinin dişileri üreme yaşına geldiklerinde bir defa bile çiftleşseler vücutlarındanki bir kesede sperm biriktirirler ve türüne göre değişkenlik gösteren yumurta üretme periodunda yumurtaları bizzat kendileri döllerler. Doğumdan sonraki ilk günü saymazsak sonraki gün tekrar yumurtlar ve bu yumurtaları da sperm keslerinden döllerler bu sebeple de bu dişiler sürekli gebedirler. Asıl sorulması gereken soru balığın hamile olup olmadığı değil doğuma ne kadar süre kaldığıdır.


Canlı doğuran türleri doğada da evlerimizde de ortalam 24-28 derece scaklıktaki sularda yaşarlar ve bu sıcaklıklarda da yavruların dişinin karnında gelişim süresi 28 ile 30 gün sürebilmektedir. (Lepistesler için verdim bu örneği, kılıçkuyruk veya diğerlerini bilmiyorum) Isı düştükçe yumurta gelişimi yavaşlar. Eğer akvaryumunuzda beslediğiniz Lepistes dişisinin bir kez doğum yaptığını gözlemlediyseniz sıcaklık ve yemlemede sıkıntı olmaz ise en erken 28 günn en geç de 30 gin içinde tekrar doğurması gerekmektedir.

Lepistesler ve diğer bir çok canlı doğuran türünün dişisinde anüs kısmında yavrular geliştikçe gelişen gözlerin karalığı gözlemlenebilir. Bu karalık da dişinin anüs bölgesinin kararmasına sebebp olur. Albino türlerde bu karalık açık sarı, turuncu veya kırmızıya yakın bir renk alabilir.
Her karın şişliği balığın hamile olduğu anlamına gelmez.
Çok yemiş ve yağlanmış olabilir
Sindirim sıkıntısı çekiyor olabilir
Dropsy olmuş olabilir.

En kesin yöntem anüsteki karalığı takip etmektir. Ve bir defa doğum gerçekleştikten sonra takvim tutmak en garantili yöntemdir. Bir ajandaya doğumun olduğu tarihi işaretlikten sonraki doğumun ne zaman olacağını kestirebilirsiniz. Bu ajanda yönteminde balığınızın kaç yavru doğurduğunu, doğumun ne kadar sürdüğünü, ölü doğum olduysa kaçtane olduğunu, olgunlaşmamış yumurta dökmüşse dişi bunları tek tek not almanızda fayda var. Bu notların üzerinden hareketle bir sonraki doğum için almanız gereken önlemler olabilir.

Nedir bu önlemler; iyi ve dengeli yemleme, su sıcaklığı, vitamin katkıları, su değişimleri ve stress faktörlerini ortadan kaldırmak.

Bunlara dikkat ederseniz bolca yavrunuz olur ve onlardan da nesiller boyu yavrular alabilirsiniz.


Aklıma bir husus daha geldi.
Aslında lepistes besleyen ve üretmeye çalışan birinin amatör olarak en az 3 adet tankı olmalı.
1. Eşleme ve damızlıkların bulunduğu tank, (show tankı)
2. Yavrulatma tankı
3. Yavru boylandırma tankı.
Profesyonel olarak varyete üretenler veya yarışmalarda boy göstermek için Show Fancy Guppy üretenlerin tek bir varyete (tür) için kaç tank bulundurduklarını yazsam diliniz uçuklar. O yüzden ben sadece amatör olarak everinde balık besleyenleri baz alıp örneklememi ona göre yaptım.




Şimdi sırasıyla bu tankların gerekliliklerini açıklamaya çalışayım.


1. Eşleme ve damızlık tankı (Show tankı da diyebiliriz)
Bu tankta üretmeyi düşündüğümüz türün damızlıklarını tutarız mümkün ise en güzel erkekler ve en sağlıklı dişileri kullanmalıyız. Sakat, kambur, rengi soluk veya desenleri belirgin olmayan balıkları bu tankın yakınına bile sokmamalıyız . Bu tanktaki erkekler ve dişilerin vereceği yavrular bizim için çok önemli olacak. Anne ve babaya benzeyen yavrular almak istiyoruz çünkü.
(Çaprazlama konusunu açmıyorum daha başka bir zamanda onu da anlatacağım)
Bu tankta dişileri kontrol edeceğiz doğuma kalan süreyi gün gün takip etmeliyiz ki doğumdan çok önce yavrulatma tankına almayalım. Bu arada bu show akvaryumu içinde bulundurmak istediğiniz balık sayısına göre uyumlu bir hacime sahip olmalı. En basiti her bir trio (1e2d) için 20 litre iyi olur. trio sayısı arttıkça hacim de o oranda artmalı.


2. Yavrulatma tankı.
Bu tankın hacmi tek bir dişi için 30 litreden az olmamalı. Şimdi soracaksınız neden 30 litre, bir dişi doğum yaparken çok kasılır ve sürekli oraya buraya hızlı hareketler sergileyebilir, doğum sanıldığı gibi sakin geçen bir süreç değildir. Bazen de dişinin tecrübesine bağlı olarak sakin de geçebilir. Neden 30 litre? Çünkü bu tankta dişi serbest olacak, etrafında erkek olmayacak ve rahat bbir doğum gerçekleştirecek, yavruları da bu hacimde rahatça anneden kaçabilecek alan bulabilecek, rafya kullanılırsa yavru kurtarma oranınız çok daha yükselir. Doğumdan sonraki 2 veya 3 gün dişiyi oradan almamalısınız çünkü kendini toparlama sürecine ihtiyaç duyar. Doğum esnası ve sonrasında dişi çok yorulur, enerji harcar bu sebeple kaybettiği enerjiyi tekrar yakalaması lazım. Eğer kendisini toparlayamadan dişiyi erkeklerin yanına koyarsanız erkekler hemen çiftleşmek isteyeceklerinden dişiyi kovalamaya başlayacaklar ve dişi daha da çok yorulup bitkin hale düşecektir ve her türlü hastalığa açık hale gelecektir. Hobide en çok yapılan hata dişi doğruduktan hemen sonra onu diğer balıkların yanına koymaktır. Bundan sonraki evrede bir çoklarınızın da başına gelmiştir, dişi çok çabuk hastalanır, karnı çöker, kamburlaşır ve bir müddet sonra ölür. Parazit kapmış olabilir veya mikrobiyal bir sebebpten hastalanıp ölür. BBu yüzden doğuran dişiyi doğumdan sonra en az 2 gün ve hatta daha da uzun bir süre kalabalıktan uzak tutmakta fayda var. Diğer bir hata ise yavruluk kullanmak. Dişiler dar alanları sevmezler, yüzmek ve gezmek için geniş alanlara ihtiyaç duyarlar. Doğum esnasında ne kadar rahat hissederlerse o kadar doğum sonrası stresinden uzak olurlar ve kolay kolay hastalanmazlar. O yüzden yavruluk yerine geniş tanklarda doğumun gerçekleşmesinde fayda var.


3. Boylandırma tankı
Bu tankın hacmi büyük olmalı, bir kaç batım doğumdan elde edilecek yavruları barındırabiliecek kadar büyük olmalı. Herkesin aklında yavrulukların ana tanklardan daha ufak olması gerektiğine dair yerleşmiş bir kanı vardır ki aslında durum bunnun tam tersidir. Boylandırma tankları normal tanklardan 2 hatta 3 kat daha büyük olmalı. Ben yavru başına yarım litre öneririm. Yani 100 yavrunuz olacaksa en az 50 litrelik bir tankınız olmalı ki bu balıklar boy atabilsin ve çabuk gelişebilsin. Eğer yavrulara geniş alan vermezseniz bu yavrular halk ağazında yanık kalmak diye tabir edilen , eksik ve yanlış gelişmeye maruz kalırlar. Boylanamazlar, cinsel erişkinliğe ya geç erişirler ya da vaktinde cinsel erişkinliğe ulaşırlar fakat vücutarı tam gelişmediğinden gebelik dönemi ve sonrasında sıkıntılar çıkar ve hatta çok genç ölümler gerçekleşebilir. Bu nedenle Yavruları biz üreticiler geniş tanklarda büyütmeyi tercih ederiz. Profesyonel üreticilerde boylandırma tankları 100x40x40cm şeklinde 160 litrelik tanklardan oluşur ve bir veya bir kaç dişiden aynı dönemde doğan yavrular bu tankta büytür.
Yine Profesyonel üreticiler (para kazanma amaçlı üretenler anlamında değil, yarışma standartlarında balık üretenler kastedilmiştir) Yavruları dişi ve erkek tankları olarak ayrı ayrı tanklarda büyütmeyi tercih ederler. Bunun sebebi balıkların cinsel olgunluğa erişir erişmez çiftleşmesinin önüne geçmektir. Çünkü cinsel olgunlupu erişmiştir balık fakat doğum için vücut tam manasıyla gelişmemiştir. Normalde bir dişi 3 aylıkken üreme boyutuna gelir fakat profesyoneller 5 aylık olmasını beklerler ki balık biraz daha boylandsın ve vücut gelişimi tamamlansın ve sonra gebe kalsın. Bu şekilde gelişen dişiler daha çok yavru vereceklerinden daha verimli olurlar ve ömürleri de uzar.
Yavru bolandırmak bu hobide en önemli şeydir. Tabi diğer temel unsurlardan sonra. Balıklar için temel gereksinimleri sağladıktan sonra üretim düşünülmelidir. önce bir kaç ay acemilik atılmalı, bazı hastalıklar ve tedavileri ile karşılaşılmlaı ve tedavileri uygulamalı olarak öğrenilmeli, ve tecrübelendikten sonra üretime geçilmelidir.
Balık deyip geçmemek lazım, eninde sonunda onların da birer canı olduğunu unnutmayalım.


Hepinizin bol bol sağlıklı rengarenk balıklar üretmenizi temenni ederim.


Rafya diye bilinen şerit şeklinde paket ambalajında kullanılan yassı iplerden pastanelerde ve çiçekçilerde rengarenk olarak gördüğün iplerden alabilir ve onları kıvırıp akvaryumunun bir kısmının içine yüzeye koyabilirsin, o zaman yavrular bunarın arasına saklanır ve hayatta kalırlar, hiç bitki yoksa saklanacakları yerler olmaz ise büyyüklere yem olmaları büyük ihtimal.
Youtube'da veya dailymotion rafya hazırlama diye arat bulursun nasıl yapıldığını.


Yavrulukta dişiyi doğurtmak aynı zamanda dişiyi de olumsuz etkiler. Mümkün ise o 40 litrelik tankı bolca rafya ile doldurup doğumun o tankta gerçekleşmesini sağlayın, sonrasında da dişiyi iki gün orada tutun, 2 gün dişi kendini toparlasın sonra karma tankınıza koyun, merak etmeyin yavrularınız rafya arasında rahat ve güvende olacaktır . Dişi de kendini toparladıktan sonra diğer erişkinlerin arasına konulabilir.


Biraz daha sabredin, dişiler genç, sanırım ilk doğumları olacak, siz akvaryumculardan hamile olduğunu sanarak aldığınız balıklar genellikle ilk gebelikleri olduğundan hemen doğuracakmış gibi sanıp alabilirsiniz. Bazen toptan balık üreten üreticiler yavrlar çabuk satış boyuna gelsinler diye onları protein ve yağ oranı yüksek yemlerle beslerler ve genç fakat doğurganlığa henüz erişmemiş dişiler dışarıdan bakıldığında hamile gibi zannedilebilir. Karnı her şiş olan balığın hamileliğine çok kısa süre var zannedilmemeli.
Bir çok hobiye yeni başlayanın yaptığı bir hataya siz de düşmüşsünüz malesef.
Nedir bu hata, aman hamile balık alayım hemen doğursun, yavrulamasını ve yavrularını göreyim.
İşte bu büyük bir hata.
1. Bu tip alınan balıklar genellikle ilk doğumlarından hemen sonra ölürler
2. Doğan ilk yavrular dişi daha doğuma elverişli vücud ölçülerine gelmeden hamile kaldıklarından yavrular tam gelişemez ve doğum sırasında ölü doğumlar olabilir.
3. Dişiler doğumdan sonra kambur kalabilir , omurga eğrilikleri olabilir.



Yukarıda saydığım şeylerle karşılaşmamak için bence genç ve daha tam gelişmemiş dişileri almak ve gelişimlerini bizzat kendi gözlemlerinizle takip etmenizde fayda var. Genelde dişiler 3 aylık olduklarında çiftleşme çağına gelirler ama, bu dönemde hamile kalan dişiler vücut yapısı olarak tam gelişmediklerinden bazı sıkıntılalar karşılaşabilirler. Bunun önüne geçmek için biz özel varyete üreticileri dişileri 4 hatta 5 aylık olmadan eşlemeye sokmaz ve bakire dişilerin bulundukları ayrı bir bölmede tutarız. Bu şekilde balık boyca daha büyür ve hem sağlıklı olur hem de vereceği yavru sayısı çok olur.


Siz hobiye yeni başlayacak olanlara önerim, dişileri biraz daha genç alın.


Diğer bir Akvaryumcu tuzağı da, yaşam döngülerinin son demini yaşayan tam damızlık dişileri satışa sunmalarıdır. Örneğin 1 sene veya daha fazla süre kendisinden 100'lerce yavru alınan boyutça da maksimum boya ulaşmış dişileri, damızlık hamile dişi diye satarlar. Bu dişiler de belki doğumda 50 60 yavru verebilir fakat doğumdan en geç 1 hafta içinde ölmeleri kaçınılmazdır, çünkü artık doğum esnasında harcadıkları enerjiyi geri kazanamadıklarından yorgunluktan ölürler.

Kısacası söylenecek çok söz var ama anlatmaya zaman yok. Sadece dikkatli olun.

Sevgiler saygılar

Ha bir de herkes Kompetan olmuş, herkes uzman olmuş!
Ben yaklaşık son 5 yılımı lepisteslere vermişim öncesindeki 25 seneyi saymıyorum bile. Çünkü o zaman araştırmadan etmeden tecrübe etmeden sadece Lepistes besleyen biriydim. Son 5 senemi araştırmalara ayırdım. araştırdıklarımı uyguladım. Başarılı da oldum. İnternet gibi bilgi deposu daha yok. Hala daha yeni şeyler öğreniyorum. çünkü öğrenmenin yaşı yok. Benden daha uzman ve bilgi birikimi daha geniş olan arkadaşlar üreticiler var. Onlardan sorduğum öğrendiğim bilgiler var. Ve hala ben bu işi tam olarak biliyorum diyemiyorum ve araştırmalarıma devam ediyorum.
Bazıları çıkmış 3 4 ay lepistes beslemiş, kulaktan dolma bilgilerle başkalarına ahkam keser olmuş! Vay be ne güzel dünya.
Yahu o kadar çok uzmanı var ki bu işin artık forumlara bile girip uğraşmıyorlar. Çünkü yazdıklarına kimse değer vermiyor. Onlar da çalışmalarına kendi başlarına devam ediyorlar.
Ben şunu görmek isterdim. Benim yazdığım yazı okunmuş ve uygulanmış ve sonuçlarını paylaşan birilerini görmek isterdim. Ya da birinin çıkıp, Eray beyin bu dediği yanlıştır demesini beklerdim. Ama nerede? Yok.
Okuyan 3 5 kişi var onlar da zaten özelden teşekkür ediyorlar. Balıkları gayet sağlıklı ürüyorlarmış. Ben de memnun oluyorum bu haberleri alınca.
Kelimelerimin başında hep BEN yazıyorum fakat sakın bunu bencillik ve kibir göstergesi olarak algılamayın. Bu hobi gelişsin diye elimizden geleni yapıyoruz ve yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim. Ama bazı vurdum duymaz hareketler benim gibi yıllarını bu hobiye bağlamış kişileri soğutuyor.
Herkes artık bu işten para kazanmak derdinde. Yeni başlayacak kişi bile ilk, "ben bu işten ne zaman harçlığımı çıkartırım" sorusunu sorarak hobiye başlıyor.

Bizden adam olmaz arkadaşlar. Balık yetiştirmek sadece para kazanmak işi değil. Balığa hak ettiği saygıyı değeri vermezsen istediğin kadar para kazan benim gözümde bir değeri yok.

Bunlar bu konu başlığı altındaki son yazılarım. dileyen okur dilemeyen okumaz. ders alanlar dersi kendilerine alırlar bana bir faydası da dokunmaz. Teşekkür de beklemiyorum. yeter ki şu canlılara hak ettiği değeri verin.

sevgiler saygılar

Eray
Balığım Hamile mi? Doğuma Ne Kadar Var?

Birazdan aşağıda paylaşacağım yazı ve benzerini 2014 yılından bugüne kadar defalarca bu konu başlığı altında yani
Balığım Hamile mi? Doğuma Ne Kadar Var? konu başlığı altında defalarca yazdım veya başka forum üyeleri benim yazılarımdan alıntılar yaptılar.

İlk önce
Sayfa 88 26 Mart 2014
sayfa 89 30 Mart 2014
sayfa 90 4 Nisan 2014
sayfa 91 5 Nisan 2014
sayfa 96 12 Ağustos 2014
sayfa 96 12 Ağustos 2014
sayfa 98 12 Eylül 2014
sayfa 99 23 Eylül 2014
sayfa 100 22 Ekim 2014
sayfa 121 10 Ekim 2015
sayfa 122 11 Ekim 2015

tarihlerinde defalarca anlattım. Fakat yazılmışı okumayan fakat kendi yazdığı sorunun okunması bekleyen okumaya üşenen insanlar yüzünden bu konu başlığı altında lüzumsuz yere 148 sayfa oluşmasına sebep oldular. Herkes bir resim çekip balığının hamile olup olmadığını soruyor. Elbette ki amacım hobiye yeni başlayan insanları hobiden soğutmak değil fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu hobi ; eğer beslediğiniz canları seviyorsanız onları hayatta tutmaya çalışıyorsanız, ölmeleri sizleri üzüyorsa, bilgi edinmek istiyorsanız [K]YALVARIYORUM SİZLERE LÜTFEN OKUYUN[/K] .

Burada sizlere yardımcı olmaya çalışan, bunun için zaman ve emek harcayan, sizlerin daha sağlıklı ve bol balığa sahip olmanız için bir şeyler yapmaya çalışan benim gibi birçok insanın yazdıklarını okuyun lütfen. Balıklar da bizler gibi canlı varlıklar. Onların da bizler gibi yaşamaya hakları var. Zaten kısa olan ömürlerini sizler dikkatsiz ve bilgisiz davranarak azaltmayın.

Bu yazı Lepistesler ile ilgili tüm ihtiyaçlarınız karşılayacak. Diğer canlı doğuranlar ile sorularınıza da az da olsa ışık tutacak.

Burada paylaşılan her fotoğraf bu sitenin server'ında yer kaplamakta ve bu da genele vurulduğunda terabyte'larca yer etmekte. Bundan dolayı sizlerden ricam
bir resim paylaşmadan önce önceden paylaşılmış fotoğraflara bakıp onlara yapılan yorumlardan kendi balığınız hakkında üç aşağı beş yukarı bir tahminde bulunmanız. Çok da zor olmasa gerek.

Bu hobiye gönül vermiş evinde işyerinde akvaryumu olan herkese iyi hobiler sağlıklı balıklar diliyorum.

SEVGİLER SAYGILAR




[QUOTE=Eray Gurdogan]Kaç aydır foruma girmedim. girdiğimde de gördüğüm şey aylar öncesinden hiç de farklı değil.
Yahu herkes soru soruyor ben de aylardır aynı yazıyı paylaşıp duruyorum.
Yılların verdiği tecrübelerimi sizlerle paylaşayım diyorum lakin kimse okumuyor.
Soru sormayı çok seven bir milletiz ama nedense cevapla kimse ilgilenmiyor.
İşte size sorularınızın cevapları. OKUYUN.
Bu güne kadar okuyup , uygulayıp bana teşekkür eden çok insan oldu. Ben kimse bana teşekkür etsin diye yapmadım. Düşündüğüm sizler de değilsiniz. Tek düşündüğüm Balıklar. Onlara bir şey olmasın, hobi güzel ve sorunsuz olarak ilerlesin. Balıklar mutlu olsun ki canlı renkleriyle sizleri de mutlu etsinler. ama nerede?
Aylar önce yazımın okunmadığı belli. Hiç kimse bu konu başlığında neler yazılmış neler konuşulmuş ilgilenmiyor. herkes sorusuna hemen yanıt bekliyor.
Öyle bir dünya yok. OKUYUP ARAŞTIRIN. Merak etmeyin okumakla beyniniz zarar görmez.

İşte Lepistes üretimi ve beslenmesi ile ilgili herşey aşağıda. OKUYUN.


Arkadaşlar daha önceleri de defalarca dile getirmiştim tekrar dile getireyim.

LEPİSTESLER için "BALIĞIM HAMİLE Mİ ?" diye sormayın açıklaması aşağıda.

Canlı doğuran türlerinin dişileri üreme yaşına geldiklerinde bir defa bile çiftleşseler vücutlarındanki bir kesede sperm biriktirirler ve türüne göre değişkenlik gösteren yumurta üretme periodunda yumurtaları bizzat kendileri döllerler. Doğumdan sonraki ilk günü saymazsak sonraki gün tekrar yumurtlar ve bu yumurtaları da sperm keslerinden döllerler bu sebeple de bu dişiler sürekli gebedirler. Asıl sorulması gereken soru balığın hamile olup olmadığı değil doğuma ne kadar süre kaldığıdır.


Canlı doğuran türleri doğada da evlerimizde de ortalam 24-28 derece scaklıktaki sularda yaşarlar ve bu sıcaklıklarda da yavruların dişinin karnında gelişim süresi 28 ile 30 gün sürebilmektedir. (Lepistesler için verdim bu örneği, kılıçkuyruk veya diğerlerini bilmiyorum) Isı düştükçe yumurta gelişimi yavaşlar. Eğer akvaryumunuzda beslediğiniz Lepistes dişisinin bir kez doğum yaptığını gözlemlediyseniz sıcaklık ve yemlemede sıkıntı olmaz ise en erken 28 günn en geç de 30 gin içinde tekrar doğurması gerekmektedir.

Lepistesler ve diğer bir çok canlı doğuran türünün dişisinde anüs kısmında yavrular geliştikçe gelişen gözlerin karalığı gözlemlenebilir. Bu karalık da dişinin anüs bölgesinin kararmasına sebebp olur. Albino türlerde bu karalık açık sarı, turuncu veya kırmızıya yakın bir renk alabilir.
Her karın şişliği balığın hamile olduğu anlamına gelmez.
Çok yemiş ve yağlanmış olabilir
Sindirim sıkıntısı çekiyor olabilir
Dropsy olmuş olabilir.

En kesin yöntem anüsteki karalığı takip etmektir. Ve bir defa doğum gerçekleştikten sonra takvim tutmak en garantili yöntemdir. Bir ajandaya doğumun olduğu tarihi işaretlikten sonraki doğumun ne zaman olacağını kestirebilirsiniz. Bu ajanda yönteminde balığınızın kaç yavru doğurduğunu, doğumun ne kadar sürdüğünü, ölü doğum olduysa kaçtane olduğunu, olgunlaşmamış yumurta dökmüşse dişi bunları tek tek not almanızda fayda var. Bu notların üzerinden hareketle bir sonraki doğum için almanız gereken önlemler olabilir.

Nedir bu önlemler; iyi ve dengeli yemleme, su sıcaklığı, vitamin katkıları, su değişimleri ve stress faktörlerini ortadan kaldırmak.

Bunlara dikkat ederseniz bolca yavrunuz olur ve onlardan da nesiller boyu yavrular alabilirsiniz.


Aklıma bir husus daha geldi.
Aslında lepistes besleyen ve üretmeye çalışan birinin amatör olarak en az 3 adet tankı olmalı.
1. Eşleme ve damızlıkların bulunduğu tank, (show tankı)
2. Yavrulatma tankı
3. Yavru boylandırma tankı.
Profesyonel olarak varyete üretenler veya yarışmalarda boy göstermek için Show Fancy Guppy üretenlerin tek bir varyete (tür) için kaç tank bulundurduklarını yazsam diliniz uçuklar. O yüzden ben sadece amatör olarak everinde balık besleyenleri baz alıp örneklememi ona göre yaptım.




Şimdi sırasıyla bu tankların gerekliliklerini açıklamaya çalışayım.


1. Eşleme ve damızlık tankı (Show tankı da diyebiliriz)
Bu tankta üretmeyi düşündüğümüz türün damızlıklarını tutarız mümkün ise en güzel erkekler ve en sağlıklı dişileri kullanmalıyız. Sakat, kambur, rengi soluk veya desenleri belirgin olmayan balıkları bu tankın yakınına bile sokmamalıyız . Bu tanktaki erkekler ve dişilerin vereceği yavrular bizim için çok önemli olacak. Anne ve babaya benzeyen yavrular almak istiyoruz çünkü.
(Çaprazlama konusunu açmıyorum daha başka bir zamanda onu da anlatacağım)
Bu tankta dişileri kontrol edeceğiz doğuma kalan süreyi gün gün takip etmeliyiz ki doğumdan çok önce yavrulatma tankına almayalım. Bu arada bu show akvaryumu içinde bulundurmak istediğiniz balık sayısına göre uyumlu bir hacime sahip olmalı. En basiti her bir trio (1e2d) için 20 litre iyi olur. trio sayısı arttıkça hacim de o oranda artmalı.


2. Yavrulatma tankı.
Bu tankın hacmi tek bir dişi için 30 litreden az olmamalı. Şimdi soracaksınız neden 30 litre, bir dişi doğum yaparken çok kasılır ve sürekli oraya buraya hızlı hareketler sergileyebilir, doğum sanıldığı gibi sakin geçen bir süreç değildir. Bazen de dişinin tecrübesine bağlı olarak sakin de geçebilir. Neden 30 litre? Çünkü bu tankta dişi serbest olacak, etrafında erkek olmayacak ve rahat bbir doğum gerçekleştirecek, yavruları da bu hacimde rahatça anneden kaçabilecek alan bulabilecek, rafya kullanılırsa yavru kurtarma oranınız çok daha yükselir. Doğumdan sonraki 2 veya 3 gün dişiyi oradan almamalısınız çünkü kendini toparlama sürecine ihtiyaç duyar. Doğum esnası ve sonrasında dişi çok yorulur, enerji harcar bu sebeple kaybettiği enerjiyi tekrar yakalaması lazım. Eğer kendisini toparlayamadan dişiyi erkeklerin yanına koyarsanız erkekler hemen çiftleşmek isteyeceklerinden dişiyi kovalamaya başlayacaklar ve dişi daha da çok yorulup bitkin hale düşecektir ve her türlü hastalığa açık hale gelecektir. Hobide en çok yapılan hata dişi doğruduktan hemen sonra onu diğer balıkların yanına koymaktır. Bundan sonraki evrede bir çoklarınızın da başına gelmiştir, dişi çok çabuk hastalanır, karnı çöker, kamburlaşır ve bir müddet sonra ölür. Parazit kapmış olabilir veya mikrobiyal bir sebebpten hastalanıp ölür. BBu yüzden doğuran dişiyi doğumdan sonra en az 2 gün ve hatta daha da uzun bir süre kalabalıktan uzak tutmakta fayda var. Diğer bir hata ise yavruluk kullanmak. Dişiler dar alanları sevmezler, yüzmek ve gezmek için geniş alanlara ihtiyaç duyarlar. Doğum esnasında ne kadar rahat hissederlerse o kadar doğum sonrası stresinden uzak olurlar ve kolay kolay hastalanmazlar. O yüzden yavruluk yerine geniş tanklarda doğumun gerçekleşmesinde fayda var.


3. Boylandırma tankı
Bu tankın hacmi büyük olmalı, bir kaç batım doğumdan elde edilecek yavruları barındırabiliecek kadar büyük olmalı. Herkesin aklında yavrulukların ana tanklardan daha ufak olması gerektiğine dair yerleşmiş bir kanı vardır ki aslında durum bunnun tam tersidir. Boylandırma tankları normal tanklardan 2 hatta 3 kat daha büyük olmalı. Ben yavru başına yarım litre öneririm. Yani 100 yavrunuz olacaksa en az 50 litrelik bir tankınız olmalı ki bu balıklar boy atabilsin ve çabuk gelişebilsin. Eğer yavrulara geniş alan vermezseniz bu yavrular halk ağazında yanık kalmak diye tabir edilen , eksik ve yanlış gelişmeye maruz kalırlar. Boylanamazlar, cinsel erişkinliğe ya geç erişirler ya da vaktinde cinsel erişkinliğe ulaşırlar fakat vücutarı tam gelişmediğinden gebelik dönemi ve sonrasında sıkıntılar çıkar ve hatta çok genç ölümler gerçekleşebilir. Bu nedenle Yavruları biz üreticiler geniş tanklarda büyütmeyi tercih ederiz. Profesyonel üreticilerde boylandırma tankları 100x40x40cm şeklinde 160 litrelik tanklardan oluşur ve bir veya bir kaç dişiden aynı dönemde doğan yavrular bu tankta büytür.
Yine Profesyonel üreticiler (para kazanma amaçlı üretenler anlamında değil, yarışma standartlarında balık üretenler kastedilmiştir) Yavruları dişi ve erkek tankları olarak ayrı ayrı tanklarda büyütmeyi tercih ederler. Bunun sebebi balıkların cinsel olgunluğa erişir erişmez çiftleşmesinin önüne geçmektir. Çünkü cinsel olgunlupu erişmiştir balık fakat doğum için vücut tam manasıyla gelişmemiştir. Normalde bir dişi 3 aylıkken üreme boyutuna gelir fakat profesyoneller 5 aylık olmasını beklerler ki balık biraz daha boylandsın ve vücut gelişimi tamamlansın ve sonra gebe kalsın. Bu şekilde gelişen dişiler daha çok yavru vereceklerinden daha verimli olurlar ve ömürleri de uzar.
Yavru bolandırmak bu hobide en önemli şeydir. Tabi diğer temel unsurlardan sonra. Balıklar için temel gereksinimleri sağladıktan sonra üretim düşünülmelidir. önce bir kaç ay acemilik atılmalı, bazı hastalıklar ve tedavileri ile karşılaşılmlaı ve tedavileri uygulamalı olarak öğrenilmeli, ve tecrübelendikten sonra üretime geçilmelidir.
Balık deyip geçmemek lazım, eninde sonunda onların da birer canı olduğunu unnutmayalım.


Hepinizin bol bol sağlıklı rengarenk balıklar üretmenizi temenni ederim.


Rafya diye bilinen şerit şeklinde paket ambalajında kullanılan yassı iplerden pastanelerde ve çiçekçilerde rengarenk olarak gördüğün iplerden alabilir ve onları kıvırıp akvaryumunun bir kısmının içine yüzeye koyabilirsin, o zaman yavrular bunarın arasına saklanır ve hayatta kalırlar, hiç bitki yoksa saklanacakları yerler olmaz ise büyyüklere yem olmaları büyük ihtimal.
Youtube'da veya dailymotion rafya hazırlama diye arat bulursun nasıl yapıldığını.


Yavrulukta dişiyi doğurtmak aynı zamanda dişiyi de olumsuz etkiler. Mümkün ise o 40 litrelik tankı bolca rafya ile doldurup doğumun o tankta gerçekleşmesini sağlayın, sonrasında da dişiyi iki gün orada tutun, 2 gün dişi kendini toparlasın sonra karma tankınıza koyun, merak etmeyin yavrularınız rafya arasında rahat ve güvende olacaktır . Dişi de kendini toparladıktan sonra diğer erişkinlerin arasına konulabilir.


Biraz daha sabredin, dişiler genç, sanırım ilk doğumları olacak, siz akvaryumculardan hamile olduğunu sanarak aldığınız balıklar genellikle ilk gebelikleri olduğundan hemen doğuracakmış gibi sanıp alabilirsiniz. Bazen toptan balık üreten üreticiler yavrlar çabuk satış boyuna gelsinler diye onları protein ve yağ oranı yüksek yemlerle beslerler ve genç fakat doğurganlığa henüz erişmemiş dişiler dışarıdan bakıldığında hamile gibi zannedilebilir. Karnı her şiş olan balığın hamileliğine çok kısa süre var zannedilmemeli.
Bir çok hobiye yeni başlayanın yaptığı bir hataya siz de düşmüşsünüz malesef.
Nedir bu hata, aman hamile balık alayım hemen doğursun, yavrulamasını ve yavrularını göreyim.
İşte bu büyük bir hata.
1. Bu tip alınan balıklar genellikle ilk doğumlarından hemen sonra ölürler
2. Doğan ilk yavrular dişi daha doğuma elverişli vücud ölçülerine gelmeden hamile kaldıklarından yavrular tam gelişemez ve doğum sırasında ölü doğumlar olabilir.
3. Dişiler doğumdan sonra kambur kalabilir , omurga eğrilikleri olabilir.



Yukarıda saydığım şeylerle karşılaşmamak için bence genç ve daha tam gelişmemiş dişileri almak ve gelişimlerini bizzat kendi gözlemlerinizle takip etmenizde fayda var. Genelde dişiler 3 aylık olduklarında çiftleşme çağına gelirler ama, bu dönemde hamile kalan dişiler vücut yapısı olarak tam gelişmediklerinden bazı sıkıntılalar karşılaşabilirler. Bunun önüne geçmek için biz özel varyete üreticileri dişileri 4 hatta 5 aylık olmadan eşlemeye sokmaz ve bakire dişilerin bulundukları ayrı bir bölmede tutarız. Bu şekilde balık boyca daha büyür ve hem sağlıklı olur hem de vereceği yavru sayısı çok olur.


Siz hobiye yeni başlayacak olanlara önerim, dişileri biraz daha genç alın.


Diğer bir Akvaryumcu tuzağı da, yaşam döngülerinin son demini yaşayan tam damızlık dişileri satışa sunmalarıdır. Örneğin 1 sene veya daha fazla süre kendisinden 100'lerce yavru alınan boyutça da maksimum boya ulaşmış dişileri, damızlık hamile dişi diye satarlar. Bu dişiler de belki doğumda 50 60 yavru verebilir fakat doğumdan en geç 1 hafta içinde ölmeleri kaçınılmazdır, çünkü artık doğum esnasında harcadıkları enerjiyi geri kazanamadıklarından yorgunluktan ölürler.

Kısacası söylenecek çok söz var ama anlatmaya zaman yok. Sadece dikkatli olun.

Sevgiler saygılar

Ha bir de herkes Kompetan olmuş, herkes uzman olmuş!
Ben yaklaşık son 5 yılımı lepisteslere vermişim öncesindeki 25 seneyi saymıyorum bile. Çünkü o zaman araştırmadan etmeden tecrübe etmeden sadece Lepistes besleyen biriydim. Son 5 senemi araştırmalara ayırdım. araştırdıklarımı uyguladım. Başarılı da oldum. İnternet gibi bilgi deposu daha yok. Hala daha yeni şeyler öğreniyorum. çünkü öğrenmenin yaşı yok. Benden daha uzman ve bilgi birikimi daha geniş olan arkadaşlar üreticiler var. Onlardan sorduğum öğrendiğim bilgiler var. Ve hala ben bu işi tam olarak biliyorum diyemiyorum ve araştırmalarıma devam ediyorum.
Bazıları çıkmış 3 4 ay lepistes beslemiş, kulaktan dolma bilgilerle başkalarına ahkam keser olmuş! Vay be ne güzel dünya.
Yahu o kadar çok uzmanı var ki bu işin artık forumlara bile girip uğraşmıyorlar. Çünkü yazdıklarına kimse değer vermiyor. Onlar da çalışmalarına kendi başlarına devam ediyorlar.
Ben şunu görmek isterdim. Benim yazdığım yazı okunmuş ve uygulanmış ve sonuçlarını paylaşan birilerini görmek isterdim. Ya da birinin çıkıp, Eray beyin bu dediği yanlıştır demesini beklerdim. Ama nerede? Yok.
Okuyan 3 5 kişi var onlar da zaten özelden teşekkür ediyorlar. Balıkları gayet sağlıklı ürüyorlarmış. Ben de memnun oluyorum bu haberleri alınca.
Kelimelerimin başında hep BEN yazıyorum fakat sakın bunu bencillik ve kibir göstergesi olarak algılamayın. Bu hobi gelişsin diye elimizden geleni yapıyoruz ve yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim. Ama bazı vurdum duymaz hareketler benim gibi yıllarını bu hobiye bağlamış kişileri soğutuyor.
Herkes artık bu işten para kazanmak derdinde. Yeni başlayacak kişi bile ilk, "ben bu işten ne zaman harçlığımı çıkartırım" sorusunu sorarak hobiye başlıyor.

Bizden adam olmaz arkadaşlar. Balık yetiştirmek sadece para kazanmak işi değil. Balığa hak ettiği saygıyı değeri vermezsen istediğin kadar para kazan benim gözümde bir değeri yok.

Bunlar bu konu başlığı altındaki son yazılarım. dileyen okur dilemeyen okumaz. ders alanlar dersi kendilerine alırlar bana bir faydası da dokunmaz. Teşekkür de beklemiyorum. yeter ki şu canlılara hak ettiği değeri verin.

sevgiler saygılar

Eray[/QUOTE]

SON MESAJLAR

GÜNCEL 100 TANITIM

SON İLANLAR

FORUM İSTATİSTİKLERİ

  • 3,797,668 Mesaj
  • 408,613 Konu
  • 91 Forum
  • 145,128 Forum Üyesi
  • 1,466 Özel Forum Üyesi
  • 29 Kıdemli Akvarist
  • 1,941 Dün Giriş Yapan Üye

Şu ana kadar en fazla 1365 kişi 27.03.2012 23:21 tarih ve saatinde çevrim içi oldu.