ÖZELLİKLER

Kullanıcı Adı:
Hobimus
Kullanıcı Grubu:
Forum Üyesi
Geri Bildirimleri:
Aldığı Beğeni:
32
Hesap Durumu:
Aktif
Durumu:
Çevrim Dışı
Üyelik Tarihi:
27 Haziran 2025 20:40
Son Ziyaret:
14 Saat 45 Dakika önce
Toplam Mesaj:
37 [0.36 Gün Ortalaması]
Paylaşım Sayisı:
36 (Son 6 Ay)
İlan Sayisı:

BİLGİLER

Ad Soyad:
Mus mus
Doğum Tarihi:
Girilmedi
Yaş:
Bilinmiyor
İl:
Kayseri
Meslek:
Özel Mesaj:
Sohbet Talebi:
Üye Favorile:
Sosyal Medya:

İMZA

🍂 Ludwigia diamond ? 🍂 Alternanthera rosanervig 🌿 Limnophila aromatica 🪴 Java moss 🌾Eleocharis parvula 👉 40 litre- Neon, ember tetra,karides- pipo filtre- toprak+hagen

SON 10 MESAJI

Hümik Maddeler Ve Tanenin Önemi
Çok teşekkür ederim, bu konuların canlıların biotopu ile de alakalı olduğunu biliyordum ama nedenini nasilini merak ediyordum, netten araştırdığım bilgilerle de bir yere kadar cevap bulunabiliyor bunların cevabını açıklayıcı bir şekilde sizin gibi bir üstattan alma fırsatını verdiğiniz için tekrar teşekkür ederim🙏 bu konularla ilgili yeni çalışmalarınızı bekliyor olacağım çünkü her akvarist hobicinin bilmesi gereken ve keşfedilecek nice konuların olduğunu düşünüyorum
Hümik Maddeler Ve Tanenin Önemi
Faydalı bilgiler için teşekkürler, konu eski ama merak ettiğim şeyler var;

Tanenin, kalsiyum ve magnezyumu bağlaması bitkili bir akvaryumda bitki gelişimi için negatif bir etki yaratmaz mı? Bu elementler bitkilerin ihtiyaç duyduğu makro besinler diye biliyorum. Acaba bu elementlerden geri kalan miktar zaten bitkilere yeterli geliyor o yüzden mi?

Bir de yeni bir akvaryum kurduk içine yaprakları attık çürüme için gerekli olan mikro organizmalar, azot döngüsü sırasında veya sonrasında kendiliğinden mi oluşur yoksa dışardan herhangi bir mikro organizma aşılaması yapmak mı gerekir? Mesela detritus solucanları (tetralar bayilarak yiyor) yeni bir akvaryumda nasıl oluşur ya da akvaryuma bir şekilde katmak mı gerekir? Bu soruyu sadece detritus solucanları ile sınırlandırmayayım, çürümede rol oynayan tüm mikro ve makro canlıların olması gerekliliği mi yoksa birkaçının olması yeterli mi diye de sorabiliriz

Umarım sorular saçma değildir [:?]

[QUOTE=ArifhbsAquatics][B]Hümik Maddeler Ve Tanenin Önemi[/B]

Pandemi döneminde evde olduğum için, bir kaç aydır üzerinde araştırma yaptığım, ilgili makale ve bilimsel yazıları derleyip kısa bir özet haline getirdiğim bu konuyu paylaşmak istedim değerli forum üyeleri. Umarım hobiye bakış açımıza ufak da olsa bir katkısı olur. Eksiklik ve hataları mazur görmeniz dileğiyle..Keyifli okumalar.[:)]

Dünyamızda varolan tüm doğal su kütleleri çözünmüş organik karbon (DOC) içeriyor ve DOC' nin %40 ila %80' i (bölgesine göre değişkenlik gösteriyor) hümik maddelerden oluşuyor. Bu maddeler suya ölü ağaç dalları ve yaprakları, ölü bitkilerle birlikte girerler. Hümik maddeler, ölü organik maddelerin biyodegradasyonu ile oluşan hümik ve fulvik asitlerden oluşur. Bakteri, fungus, ve alg gibi organizmaların bu ölü organik atıkları parçalayıp mineralize etmesi işlemidir biyodegradasyon.

Suya düşen veya yağmur sularının orman tabanından sürükleyerek taşıdığı yapraklar ve dallar su içerisinde zamanla çürüyerek suya tanen verirler; suyu demlenmiş bir çay rengine getirirler. Bu tanenlerin içerisinde de hümik maddeler vardır. Aşağıdaki görselde tanenlerle lekelenmiş bir akarsu görüyoruz.

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/205902/290720201434001.jpg[/IMG]
(Borneo/Endonezya)

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/205902/290720201434501.jpg[/IMG]
(Brezilya)

Genelde bu ve benzeri nehirlerde hümik ve fulvik asitlerin yoğun oluşu, sudaki kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg) iyonlarını tutup suyu yumuşatır ve kh seviyesini 0' a indirerek suyun asidik bir hale gelmesine sebep olur. Bu su kütlelerinde 3.5-4 pH gibi, canlıları tehdit edecek düzeyde pH düşüşleri gözlenir. Canlıların bu denli asidik şartlara uyum sağlayıp yaşayabilmesini sağlayan şeyin hümik maddeler olduğu bilimsel araştırmalar neticesiyle sabittir. Sadece 'blackwater' dediğimiz bu sularda değil, freshwater (berrak su) nehirlerde, göllerde, denizlerde ve okyanuslarda da hümik maddeler bulunur. En başta belirttiğim gibi bu oran mevcut su kütlelerinin taşıdığı tanen miktarına göre değişiyor. Su ne kadar çay rengine yakın bir hal alıyorsa o kadar tanen ve hümik madde taşıyor demektir.

Hümik maddeler, canlıların çok düşük pH seviyelerinde hayatta kalmalarını sağlamakla kalmaz; bağışıklık sistemlerinin işlevselliğine, büyümelerine, oksidatif DNA hasarlarını önleyerek yaşam standartlrının iyileşmesine,solungaç fonksiyonunun düzenlenmesine ve korunmasına, sudaki ağır metallerin ve organik kirleticilerin temizlenmesine, siyanobakterilerin baskılanmasına katkıda bulunurlar. Balıkların çevresel stres kaynaklarına ( ısı değişimleri, pH ve tds değişimleri, amonyak, nitrit vb) maruz kaldığı durumları, hümik maddelerin daha hızlı iyileştirdiği bilinmektedir. Hümik maddeler inhibe, antiparazitik, antibakteriyel ve mantar önleyici özelliktedir. Balıklarda ve yumurtalarında mantarlaşmayı engeller, osmoregülasyon dengesini korur.

Dünyada bulunan tüm su kütlelerinde hümik maddeler var. Afrika malawi gölünden-amazon havzasına, okyanuslardan-buzul altında kalan su kütlelerine kadar hümik maddelerin olması temel bir zorunluluktur ve buralarda hayatı mümkün kılan değerlerden biridir. Şuna da değinmek gerekiyor ki her bir su kütlesinde bulunan hümik madde çeşitliği birbirinden faklı konsantrede ve değerdedir. Bölgede bulunan bitki örtüsü ve detitrus yapıları farklıdır. Yalnız, suya verdikleri hümik ve fulvik asitler aynı işlevi görür.

Genelde tatlı su akvaryumları yapıyoruz, tuzlu su kurulumlarına nazaran ekonomik ve ulaşılabilir olması, sürdürülebilirliğinin daha kolay olması şüphesiz bunda büyük etken. Yüzbinlerce yıldır sularımızda çözünen organiklerin zengin hümik yapısı, içme sularımızda malesef bulunmaz. Çeşitli arıtma ve kimyasal işlemlerinden geçen sularda bu maddelerin işlevi kalmayacak düzeye düşer. Bazı özel şartlar isteyen canlılar dışında çeşme sularını dinlendirip, klordan arındırarak tanklarımızda kullanıyoruz. Orta Amerika, Güney Amerika, Asya ve Batı Afrika canlıları beslenen akvaryumlarda dekor olarak bazı kökler kullanılıyor. Cüce cichlid tanklarında köklerin yanısıra kuru yapraklar ve ince dal parçaları da kullanan dostlarımız var. Bu materyaller çeşme sularımızda olmayan hümik maddeleri suya kazandırmaları bakımından çok önemlidir. Görsel öge olarak kullanılmasının yanı sıra, bahsettiğim öneme binaen tanklarımızda olmaları daha mühimdir. Aktif soillerde de hümik ve fulvik asitler vardır. Bunlar da şebeke sularımıza hümik zenginlik katar. Dal ve yaprakların suyu sarartmasından şikayet eden hobiciler bu toprakları zemin substratı olarak kullanabilirler. Zemini genellikle kayalar ve kumdan oluşan Malawi, Tanganyika gibi göllerin balıklarını besleyen dostlarımız doğal olarak kök ve yaprak eklemeyecektir kurulumlarına. Örneğini verdiğim bölgelere oranla bu göllerdeki hümik madde yoğunluğu daha az olduğundan, bu canlılara kurulan tanklara nispeten hümik ve fulvik madde kaynağı eklemeye gerek yoktur. Zamanla oluşan azot döngüsü bakterilerinin bu tarz canlıların olduğu tanklara salacağı fulvik asitler yeterli gelecektir. Aynı yaklaşım tuzlu su tankları için de geçerlidir.

[B]Hümik Madde Kaynaklarının Mikrobiyolojik Yaşama Katkıları Ve Akvaryumda Kullanımı[/B]

Beslediğimiz canlıların su altı videolarına ve görsellerine baktığımızda, onları bazen kayaların arasında, bazen su altında kalmış ağaç diplerinin ve yaprak çöplerinin üzerinde, bazen de devrilmiş, suya batmış bir ağacın geniş saçaklı dallarının arasında görüyoruz. Her bir canlının besin zincirindeki yerine ve içgüdüsel davranışlarına göre doğada korunmak, beslenmek ve üremek için özel alanlar, mekanlar tuttuğunu biliyoruz. Corydorasları sürekli zemin substratını eşelerken, Apistogrammaları yaprak ve dal birikintileri arasında gezinirken, Neolamprologus familyası canlılarını kabuk tutma kavgalarına tutuşurken görmemiz, o canlıların doğal ortamlarını taklit etme çabamızın neden önemli olduğu konusunda bize yol haritası veriyor. Bu konuda, havzasında ormanlık alanların olduğu ya da akarsuların dal ve yaprak birikintilerini havzasına taşıdığı alanlar özelinde yaşayan canlıları beslediğimiz tanklarda hümik madde elemanlarının nasıl kullanılması gerektiğini ve mikrobiyolojik yaşama desteğini konu edineceğiz.

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/205902/300720201705361.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/205902/300720201705381.jpg[/IMG]

Amazon bölgesi ve Asya yağmur ormanları gibi coğrafi bölgelerde akan suların zemini bolca karaya atılmış odunlar, kurumuş dal parçaları ve yapraklarla doludur. Hümik ve fulvik asit oranları yüksektir. Debisi düşük nehirlerde ve taşkınlar sonucu oluşan göletlerde tanen yükü çok olduğu için sular 'blackwater' dediğimiz renktedir. Tabanda detritus miktarı boldur çünkü ölü organik atıklar zemini kaplar. Bu yaprak ve dal parçalarını işleyip ayrıştıran ve mineralize eden mikroorganizmalar hem suyu hümik maddece zenginleştirir, hem de o bölgede yaşayan sucul fauna için birincil ve önemli bir besin kaynağı olan biyofilm tabakası oluştururlar. Akvaryumlarımızda kullanmamızın bence en önemli sebebi budur. Zeminde duran ve ayrışmaya başlamış küçük dal parçaları ve yaprakların yaşayan bir substrat oluşturması harika! Hi-tech tank kuranlar ya da zeminde çer-çöp görmek istemeyenler için bu görüntü göze hoş gelmeyebilir! Ama akvaryum canlılarınız ve faydalı bakterileriniz için, hatta ben gibi doğayı ve doğallığı seven biyotop delileri için iç gıdıklayan bir manzara bu. Zaman zaman evime ziyarete gelen dostlarımdan 'bu akvaryumu hiç temizlemiyor musun' lafını duymak hoşuma bile gidiyor! Konuyu dağıtmadan, güney amerika, orta amerika, batı afrika, avustralya ve asya orijinli hybrid olmayan bir canlı besliyorsanız, zeminde kuru yaprak ve dal parçaları, kökler görmek onları bu bahsettiğim sebepler için fazlasıyla mutlu ve memnun edecektir. Doğalarında var! İlla bir biyotop yapmak zorunda değilsiniz; suya batırdığınız bir kök ya da tabanda kullanacağınız bir kaç yapraktan bile suya salınan hümik asitler, tanenler, onları daha dingin ve stressiz hissettirecektir. Hümik maddelerinin önemini anlatırken balıklar üzerindeki faydalarından bahsetmiştim. Biraz da çürüyen yaprak ve dallarda oluşan biyofilmler ve organizmaların yavru balıklar için önemine değinelim. Ölü organik atıkları parçalayıp, işleyip bir kısmını besin olarak, geri kalan kısmını da hümik, fulvik asit ve tanen olarak suya bırakan bakteri ve organizmaların belli aşamalardan geçerek bir araya gelip yaşamlarını idame ettirmek için üzerlerini polimerik bir tabakayla kapladıkları yüzeye biyofilm denir. Bu biyofilm kütlelerinde milyonlarca organizma yaşar. Serbest yüzüşe geçen yavru balıklar biyofilm tabakaları ile beslenirler. Bu onlar için ve hatta erişkin balıklar için bile birincil besin kaynağıdır. Mineral ve proteince çok zengin bir besin kaynağıdır. Genellikle Apistogramma besleyen forum üyelerinin paylaşımlarında görüyoruz zemindeki yaprakları. Belki sadece tannik asit kaynağı olsun, ya da saklanma alanı oluştursun diye kullanan dostlarımız da vardır. Evet, doğada balıklar omurgasızlar ve yumuşakçalar için bu yaprak parçaları iyi de bir yuvadır. Yer tutma kavgalarından ya da üreme kovalamacasından kurtulmak, ürktüğü zaman saklanmak, dinlenmek, yuva edinmek ve yumurta dizmek için harika yerlerdir buralar. Fakat birincil besin kaynağı olmaları da göz ardı edilmemeli. Hatta şöyle ki, yeterince çürüyen organik atık varsa tankta, yavru balıklar yem yemeden günlerce buradan beslenebilirler. Hümik madde materyali kullanırken bu amaca da hizmet ettiğini bilmek önemli. Yavru balıkların gelişimi ve bağışıklık sistemleri için bir nevi anne sütü görevi görmektedir biyofilmler. Erişkin balıkların da dal ve yaprak yüzeylerini çokça tırtıkladıklarını görürüz; yine sebebi budur.

[B]Dal ve yaprakların kullanıma hazırlanması[/B]

Gelelim dal ve yaprak parçalarını akvaryumda nasıl kullanabileceğimize.. Petshoplardan alabileceğiniz yati, mangrov kökleri ve catappa yapraklarının yanısıra bu materyalleri doğadan da toplamak mümkündür. Petshoplardaki ürünler genelde daha steril ve hijyeniktir. Doğadan toplanacak materyaller birkaç işlemden sonra akvaryumda kullanıma uygun hale gelir. Çamgiller familyasına ait, sedir, zeytin ve incir gibi özsularında ağır reçineler ve yoğun bir kıvam barındıran ağaçlar kapalı sistemimizdeki suyu çok çabuk bozabileceği ve canlılar üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceği için kullanımı sağlıklı olmayacaktır. Meşe, kızılağaç (kozalakları da), çınar, yenidünya, selvi, asma dalları, söğüt, manolya, elma, kiraz, erik, vb ağaçların dal parçaları ve yaprakları kullanıma uygundur. Özellikle kurumuş olmalarına dikkat etmek gerekir. Yaprakları ise ağaçların yaprak dökme zamanında toplamak, ve mümkünse ilaçlanmamış, herhangi kimyasal bir etkiye maruz kalmamış olması, şehir dışından bir alandan toplanması faydalıdır. Yapraklar mevsiminde kendiliğinden dökülmüş ve kurumuş olmalı. Ağaçlar yaprak dökeceği zaman bünyesinde barındırdığı taneni yapraklara depolar; mevsiminde dökülmüş ve kuru bir yaprak bizim işimize yarayacaktır.

Toplanan kökler ve dallar üzerlerinde zararlı bakteri ve kurtçuklar barındırabileceğinden sığacakları su dolu bir kapta bir-iki saat kaynatılmalı. Suya renk vermesini ve suyu sarartmasını istemeyen dostlar bu kökleri daha uzun süre kaynatıp bir kova içerisinde salınımı azalana dek iyice bekletebilirler. Bu kova içinde tutulan köklerin suyu her sarardığında taze su ile yenilenmeli ve su berrak olana dek salınımı takip edilmeli. Bu şekilde kullanılacak bir dal parçasından hümik ve tannik verimi çok az alınacaktır. Yapraklar ise ılık bir sirkeli suda güzelce ovulup siterilize edilmeli, sonra durulanıp akvaryuma eklenebilir. Bir gün içerisinde suya batacaktır. Beklemek istenmezse köklerde yapıldığı gibi kaynatılabilir. Su kaynamaya başladıktan 5-10 dakika sonra çıkarıp akvaryuma atıldığında batacaktır. Uzun süre kaynatılınca köklerde olduğu gibi hümik madde verimi çok düşük olacaktır. Suyun tanen lekesine maruz kalmasını istemeyen hobiciler köklerde bahsettiğim işlemi uygulayabilirler. Ancak tanen ve hümik asitten kaynatarak arındırılmış yapraklarda asıl işlev hümik fayda değil, biyofilm tabakası olacaktır. Her iki şekilde de verim almak daha faydalıdır. Bunun bir standartı olmamakla birlikte on litre suya bir ya da iki adet (yaprağın büyüklüğüne göre) yaprak kullanmak idealdir. Zamanla yapraklar kalınlığına bağlı olarak çürümeye başlayacaklardır. Akvaryum zemininde yaprak kalıntısı görmek istenmiyorsa iki-üç haftada bir yapraklar alınıp, yeni yapraklar eklenebilir. Yaprakların ve ince dalların zeminde oluşturacağı biyofilm tabakasından faydalanmak isteniyorsa çürüyen yapraklar tanktan alınmamalı, yapraklar çürüdükçe hacme bağlı olarak yeni yapraklar eklenmelidir. Akvaryumlarında dal ve yaprak kullanmadan sadece hümik maddelerin faydasını görmek isteyen dostlarımız, çevrimiçi mağazalar ve petshoplarda satılan hümin içerikli katkı maddelerini alıp kullanabilirler.

Akvaryum suyunda bu yöntemlerle oluşan blackwater etki seviliyor ve bunun devamlılığını isteniyorsa, suya hümik madde katmaya devam edilmeli. Kızılağaç kozalakları bol tanen barındırır ve suyu demlenmiş çay kıvamına getirmekte gayet başarılıdırlar. Koyu bir renk isteniyorsa üç-beş litreye bir adet kullanılabilir. Filtrasyondaki malzemeler ve su değişimleri oluşan bu koyu renk kıvamı seyreltecektir. Bu seyrelme görmek istenmiyorsa hazırlanan değişim suyunun içerisine de yapraklar ve kızılağaç kozalakları eklenip istenen kıvama gelene dek demlendirilebilinir. Benim de şu sıralar çokça yaptığım ve daha pratik bulduğum yöntem ise şöyle; kızılağaç kozalaklarını ve yaprakları 1-2 litre suyu dolduracak şekilde tencerede kaynatıyorum. Yarım saat, bir saat kaynattığım yaprak ve kozalakları sudan alıp, bir pet şişeye oluşan konsantreyi döküyorum. Değişim suyumu bu konsantre ile renklendirip akvaryuma ekliyorum. Doğal bir blackwater katkısı! Bununla uğraşmak istemeyen dostlarım için blackwater katkıları piyasada bulunmakta. Fakat doğal olan yöntem kadar faydalı olduğu tartışılır. Dal ve kökler gibi yine piyasada bulunan torflar da akvaryumlarda kullanılabilir. Hümik madde salınımı yaparlar.

Son olarak şuna değinmekte yarar var. Dallar, kökler, yapraklar ve torflar her ne kadar hümik,fulvik ve tannik asit salgılasa da suyu yumuşattığı, ph değerlerini düşürdüğü miti pratikte çok da doğru değildir. Akvaryum suyumuzun çay demi renginde olması, düşük gh, kh ve ph seviyeleri yakalandığı yanılsaması yaratmamalı. Doğada oluyorsa akvaryumda neden olmuyor diye bir soru sorulabilir. Doğa sürekli aktif, yenileniyor, organik atıklar ve dolayısıyla hümik asitler yüzbinlerce yıldır bu suları besliyor; doğal olarak bu sularda gh,kh ve ph bu yoğun asit tamponu sebebiyle sürekli düşük ayarda seyrediyor. Gh, suyun mineralce zayıf ya da zengin olması ile alakalı bir konudur. Düşük gh lı sular yumuşak su olarak ifade edilir; ph a etkisi yoktur. Ph ise suyun asidik-bazik değerini ifade eder. Kh ile (karbonat sertliği) doğrudan bağlantılıdır. Kh bir tampon görevi görerek ph düşmesinin önüne geçer. Dolayısıyla kh seviyesi 2 ve altı olmayan bir suda bu materyallerin ph düşürmesini beklemek çok zordur.Forumda su kimyası ile ilgili makaleler mevcuttur; detay isteyen bakabilir. Velhasıl hümik maddelerin ph düşürmesi de isteniyorsa, akvaryumda kullanılacak suyun deiyonize (ro) su olması, mineralce fakirleştirilmiş, safa yakın su olması gerekmekte.

Kısa bir not: Akvaryum zemininde bol yaprak kullanılacaksa dip çekimi yapılmamalı. Ani bir hareketlenme varolan tortuyu dağıtıp suda ani amonyum-amonyak artışına sebebiyet verebilir; biyofilm tabakasını bozabilir.

[K](Gerekli gördükçe eklemeler ve düzeltmeler yapılacaktır. Sağlıklı hobiler.[:)] )[/K]

[/QUOTE]
.
Sahte Hagen Kumu Mu
İşte sebep ile sonuç arasındaki bağlantı bu kadar basit iken sorunlarla ilgili doğru bilgiyi nerde ve kimde aradigimiz da belirliyor bu durumu, bilgi kirliliği acemilik bazen burnumuzun dibindekini görememe... İğneyi de çuvaldızı da kendimize batirmali... Kumu aldığım akvaryumcuya senin kum salınım yapıyor haberin olsun dedim (kesinlikle suçlayıcı bir üslup kullanmadım) benim sattığım kum salinim yapmaz daaa aynı kumu ben de akvaryumlarimda kullaniyorum daa falan toz kondurmuyor. Dedim o zamanki kum öyleydi belki şimdiki sattığın öyle değildir ama bana azıcık bir numune ver test edeyim salınım yapmazsa alıyım dedim. Verdi sağolsun[:)] evde porçöz sıktım sonuç yine aynı... Satan sattığını alan aldığını bilmiyor böyle kısır bir döngü işte[:)] bu kum sahte olayı falan değil olay kumun vasfını bilmemekte,
Siyah kum ya da hagen diye satılan kumlarin ortak yanı siyah renk olmaları, bunun dışında özellik bakımından kullanim amacina birbirinden ayriliyorlar. Bir kere bunu iyi ayirmak gerekiyor. Hagen diye satilan ve günümüzde satilan siyah kumların kilosu 50-60 tl gibi fiyatlarla markasız çuvalda satilanlarin çoğu salınım yapıyor. Bunlar afrika akv için bence uygun. Direk Kh yükseltiyor. Diğer yandan amerika akvaryumları için uygun. Siyah kumlar ya aktif toprak(pahali, ph düşürücü ve bitkiler için gübre muhtevası)ya da nötr blacksand kumları reeflowers marka aldım salınım testinden başarıyla geçti ph a etksi ürün aciklamasinda da dediği gibi yok ama mıknatıs çekiyor içindeki demir minerali kaynaklı bitkiler için iyi olabilir ama kısa ve uzun vadede balık ve karidesler için sonuçları ne olur bilmiyorum. Siyah renk kisitlamasindan çıktıktan sonra geriye dere kumu, lav kırığı, silis kumlar kalıyor belki daha da var çeşit bilmediğim ya da aklima gelmeyen. Sırf bu yüzden 3 aylık düzeni oturmuş akvaryumumu bozmak ya da tür değiştirmek zorundayım.

Yeni Lowtech Subrast Seçimi (salınım Yapan Kum)
Ölçüler: 50x30x25
Canlı Türleri: neon,ember tetra karides
Bitki Türleri:orta zorluk
Tankın Yaşı: yeni
Filtrasyon ve Işıklandırma: pipo filtre samsung 6500k
Tasarım ve Dekorasyon:
Yaklaşık 3 ay önce kurduğum ve bir türlü ph düşürmenin aksine ph patlamaları yaşadığım akvaryumu bozup yeniden kurmak için yanına aynı boyutta akvaryum aldim. Salinim yapan kumun resimlerini atıyorum, kalsiyum ya da karbonat topunu karbonla kaplamışlar gibime geldi bana. Paket açılımı gibi resmen resimler eriye eriye birşey kalmiyor kumdan geriye.

Geçici akvaryum için reflowers siyah kumundan aldım (mıknatıs cekiyor, salınım testi yaptım salınım yapmıyor)
iki salyangoz ve karide attim yaşıyorlar.( Reflowers kumla ilgili daha önce problem yaşayanlar olmuş. Burda memnun kalirsam bozup tekrar kuracagim akvaryumda da bu kumu yine kullanabilirim.
Yeni kuracağım akvaryumda taban malzemesi olarak alt katmana lav kırığı üste reflowers kum ya da aktif toprak düşünüyorum. R/o suyum var ph:7.3 gh:4 ppm su alıyorum.
Yeni akvaryumda büyük gövdeli ve büyük yapraklı bitkiler yerine ince gövde ve yapraklı yavaş ya da orta hızla gelişen ön ve orta plan bitkileri düşünüyorum.
Neon tetra ağırlıklı ve karides ile saydığım özellikte lowtech akvaryum için subrast ve bitki tavsiyelerinize açığım. Ph bir miktar daha aşağı ćekmem gerekiyor, mangrow ya da catappa ile yeteri kadar dusuremeyecegimi anladım
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/160920251749071.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/160920251749441.jpg[/IMG]
Sahte Hagen Kumu Mu
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/140920251406481.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/140920251406511.jpg[/IMG]

Ben de bir sahte hagenzede olarak bu kumdan almayı düşünenler için bilgi olması maksadıyla paylaşmak istedim. Sahte olup olmadığını anlamak için yanınızda porçöz ya da bir dilim limon götürün, işte porçözle erite erite resimler adeta paket açılımını andırıyor[:)] sanki siyah bir poşet içindeki beyaz malzeme kalsiyum ya da karbonat sanırım ama o da çözünüp eriyor sonunda hiçbir şey kalmıyor [:/]
Tetra akvaryumumdaki düşmeyen ph için topraktan şüphelenirken bu kummuş nedeni ve ancak bu kum tamamen eriyip bittiğinde ben ph ı düşürebilirmişim :/
Sanırım kalsiyum karbonat ve etrafını karbon ile kaplamışlar.
Açık çuval ile satılıyor ve fiyatı ucuz ise zaten almayın ama belki bu kumu ya da bunun gibileri Tanganyika Malawi akvaryumlari için uretmişlerdir çünkü ph 9 lardan aşağı pek inmiyor.
Mıknatıs çekmiyor bu kumu nötr olduğunu düşünüyordum, bitki gelişimi fena değildi
Walstad Akvaryum Tanıtımı
Görsellik ile doğallık (walstad) arasında gidip geliyor insan, gerçekten walstad yapmayı düşünenler için görselliği ikinci sirada birakabileceklerse walstad düşünsünler derim ben de..
Örnek walstad akvaryumlarinda baliklari vs göremezsiniz bitkilerden dolayi budama çok az müdahaleler çok az, baştan nasıl kurarsanız onun temelinde gerçekleşiyor değişim o yüzden sonradan büyük müdahale imkaniniz yok denecek kadar az ya da kısıtlı.
Tecrübelerinizi paylaşmışsınız bu çok güzel, ben de walstad diyerek çıktığım yolda lowtech olarak devam ediyorum taban malzemesini besleyecegim balığa göre yanlış seçmişim mesela, ya da walstad ta neon tetra gibi tropik baliklarin secilmemesi (en azından ilk bir yıl ) akvaryum oturana kadar geçiş sürecini tolere edebilecek canlilar secilmesi daha iyi olur, bahsettiğim canlılar sürü baliklari o yüzden bir iki tane ekleyerek yapamiyorsunuz.
Sonuç olarak biz insanoğlu herşeyi kontrol etme kontrol altinda tutma özelliğimiz olduğu için bunu yenemeyecek kimsenin walstada bulaşmaması iyi olur:)
Ph,tds metre sahibi oldum walstad sayesinde. Hatta bu sayede su kimyasını öğrendim içtiğimiz icemeyecegimiz suyu öğrendim:)
Diğer yandan walstadin ve teknolojinin nimetlerinden faydalanabilecek yeni bakış açıları da geliştirilebilir bu hobide
Kafamdaki Ph İkilemi
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/060920251727231.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/060920251727271.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/262576/060920251727321.jpg[/IMG]

Merhaba, kh ölçemedim ama biz topraktan şüphelenirken sorun hagen diye aldığım kumdaymis, yarısını bir yarısını baska akvaryumcudan alıp karistirmistim.
Öncesinde osmosla büyük su değişimi yaptim ph 8.5 ten 7.7 ye düştü birkaç saat sonra tekrar ölçtüm 8 in üstüne çıkmıştı.
İki gün önce yine su değişimi yaptım aynı şey
Bugün de resimlerdeki gibi önce çamaşır suyuyla kumu karıştırdım beyaz sis gibi çıkartmaya başladı üstüne beyaz sirke de atınca iyice saldı çıkan şeyler tortu gibi oldu yumuşak kaygan taşlar eridi resmen küçüldü.
Daha önce limon suyu sıkmıştım akvaryum içerisi yine sisli gibi olmuştu, ben bakteri kültürüne zarar verdiğimi düşünmüştüm ama muhtemelen bu kum asitlesen su sayesinde salınım yaptı sis ondan kaynaklandı.
Alırken bilmiyordum kumları belki aldığım kum yüksek ph isteyen akvaryumlara uygundu ama satıcılar da birşey demedi ya da sahte hagen olduğu için böyle oldu çuvaldan vermişlerdi, yanlış hatirlamiyorsam birinin kilosu 60 digerininki 80 liraydı 3 ay kadar önce böyle olduğunu bilsem orjinal hagen ya da dere kumu alırdım. Besleyecegim baliklarin da düşük ph istediğini falan sonradan öğrendim burda benim de hatam var. Ne kadar arastirsakta yine birşeyler eksik kalıyor. Balıkları değiştirmek, bu sekilde devam etmek ya da akvaryumu bozmak seçenekleri var.
Akvaryumda Keşke Olsa Dediğiniz Araçlar Var Mı?
Akvaryum su parametrelerini gösteren bir ekran ph, kh, tds, amonyak nitrit, nitrat, fosfat gibi değerleri tek bir ekrandan takip edilebilecek bir ölçüm sistemi

Bir de özellikle walstad akvaryumlarinda kullanilabilecek suyun içinde çalışıp balıkları yormadan suyu sürekli çeviren ve yüzey hareketi oluşturacak bir sistem projesi kafamda var ama muhtemelen emekli olduğumda ugrasabilirim
Kafamdaki Ph İkilemi
[QUOTE=Orhan76]

Afedersiniz bazen hızlı yazarken ben de karıştırabiliyorum, hidrojen ve hidroksil konusunda sizinle mutabıkız [:)] pH 7 dediğiniz gibi anyon ve katyon iyonlarının dengede olduğu durumu temsil eder [:iyi:] Ve diğer saptamanız da doğrudur tds 0'dan büyük olduğu her durum mineral tuzlarının ortamda az veya çok var olduğunun bir kanıtıdır. Halihazırda forumda bir çok arkadaşımız sizin düşündüğünüz bu su hazırlama sistemini kullanıyorlar (arıtma suyu + çeşme suyu) ve zaten bir kaç denemeden sonra kullanılan su miktarlarını ve değerlerini standardize ediyorlar. CO2 girişi tankınızda yoksa hava girişinin (dolayısıyla O2 nin de) bazik yönde suyunuzda çok büyük değişiklikler yapmaz. Küçük bir deneme akvaryumunuz olması elbette size çok büyük avantajlar sağlayacaktır [:)] [:iyi:][/QUOTE]

Osmos membran bir sediment iki karbon ve osmos filtre edindim, şebeke suyu ph:8.3 gh:123 filtre çıkışı ise ph7 gh4 bu su ile akvaryum suyunun 3 te 2 sini değiştirdim. Akvaryum ph8.2 gh140 idi, su değişiminden sonra ph:8 gh:47 ye düştü. Su değişimini (üstten yapıyordum ilk defa dipten çekerek) yaptım anlamadığım nokta ph in yeteri kadar düşmemesi (baliklar su değişiminden olumsuz etkilenmedi) Kh ı bilmiyorum, taban malzemesinin kireç (karnonat ) ağırlıklı olduğunu iyiden iyiye düşünmeye başladım. Taban malzemesinin salınımı daha ne kadar sürer, pipo filtreyi 24 saat calistiriyordum gündüzleri kapatasam co2 den dolayı istediğim kadar ph düşer mi. Akvaryum yarısı bitkili tabanda 2 cm toprak 2 cm hagen diye geçen kum var
Walstad Kurulumu Tavsiyesi
Yaklaşık 3 aylık doğal bir tank tutkusu ile ben de küçük bir nano akvaryum kurdum ama zamanla müdahale kaçınılmaz oluyor, minimum müdahaleden bahsedilir akvaryum kurduktan sonraki sisteme eklemeleriniz veya cikarmalariniz azar azar olmalı. Bir de benim atladığım olay taban malzemesinin suya yaptığı etki, ben neon tetra seçtim ama bir şekilde düşürdüğüm ph kullandigim kum nedeniyle sürekli yükseldi. Besleyeceginiz türe uygun ph ve gh değerlerini sağlayan su, sizin sürekli temin edebileceğiniz kaynak olmalı. Ne kadar doğal olsa da buharlaşan su için de uygun nitelikli suyu çeşmeden, hazir su ya da ozmoz suyu kullanarak mı temin edeceksiniz, ayrıca bitkilerin ihtiyaç duyacağı su değerleri ile besleyeceginiz türün ihtiyaç duyduğu değerler birbirine yakın olmalı. Bu konular atlanabiliyor. Çok fazla detay var. Hızlı gelişen bitkiler suyu çok güzel filtreliyor ama yeri geliyor budamaya yetişemiyorsunuz. İnsan gorsellikle dogallik arasinda gidip geliyor[:)]
Yüzde yüz kusursuz bir kurulumu kimse yapamiyor sonunda tankın dediği oluyor bazı türler aşırı ürüyor bazıları azalıyor, yosun sorunları vs. bunda da su parametreleri, subrast seçiminiz, canlı seciminiz, bitki seçimi ve konumlandirmalari (hızlı gelişen bitki ile yavaş gelişen bitki birbirine yakın olmamali) ne kadar doğru olursa o oranda size ilerde sıkıntı çıkarmaz diye düşünüyorum.

SON MESAJLAR

GÜNCEL 100 TANITIM

SON İLANLAR

FORUM İSTATİSTİKLERİ

  • 3,797,668 Mesaj
  • 408,613 Konu
  • 91 Forum
  • 145,128 Forum Üyesi
  • 1,466 Özel Forum Üyesi
  • 29 Kıdemli Akvarist
  • 1,941 Dün Giriş Yapan Üye

Şu ana kadar en fazla 1365 kişi 27.03.2012 23:21 tarih ve saatinde çevrim içi oldu.