Canlı Doğuran Üretimi
Merhabalar;
bir çok akvarsitin ilk göz ağrısı, benim ise kişisel olarak senelerdir baktığım ve yakın gelecekte de onlardan başka bir balık beslemeyi düşünmediğim canlı doğuranlardan bahsedeceğim.
Çaprazlama
Canlı doğuranlardan özellikle kılıçkuyruklar ve lepistesler, çoğu hobicinin başlangıç balıkları ve bir çoğumuzun da tutkusu olmuştur. Sadece aynı tür canlıdoğuranlar değil; Poecilia cinsinin türleri olan lepistes (reticulata), velifera (velifera), moli (sphenops) kendi aralarında ve Xiphophorus cinsinin türleri olan kılıçkuyruk (helleri), plati (maculatus), ay kılıç (yine helleri) da kendi aralarında çiftleşebilir ve sağlıklı yavrular meydana getirirler.
Kılıçkuyruk ve Platinin çaprazlanması ile elde edilen "Aykılıç"
Bu türlerin çaprazlanması konusunda, istisnai durumlar dışında; her balığın yine kendi türü ile çiftleşmek isteyeceğini ve kesin sonuç için, çaprazlama yapılırken farklı tür balıkların, yanlarında kendi türünden başka balıklar olmayacak şekilde bir tanka alınması gerektiğini belirtmek isterim.
Bu şekilde yapılan üretimin ne derece doğru olduğunu, türlerin bozulmasına sebep olup olmayacağını, hayvan haklarına aykırı olup olmadığını, burada tartışmayacağım. (Tartışanı da sevmeyeceğim :p ) Bu makalede, yalnızca işin teknik kısmı anlatılmaktadır.
Bir başka kılıç selleksiyonu (Xiphophorus variatus)
Çiftleşme ve Hamilelik
Pekiyi, canlıdoğuranları nasıl üreteceksiniz. Eğer tankınızda, biri dişi diğeri erkek olmak üzere en az iki adet sağlıklı ve mutlu balığınız varsa, siz istemeseniz bile dişinin hamile kalacağını belirtmek isterim. Ancak yine de sağlıklı bir doğum ve yavrularda düşük kayıp oranı sağlamak için, 3 dişi - 1 erkek oranını oturtmanızı tavsiye ederim. Bu, sadece tankınızdaki kavgaların önüne geçmek için değil, aynı zamanda her hamile dişinin 3/2 oranında daha az rahatsız edilmelerini sağlamak için de gereklidir.
Canlıdoğuranlarda hamilelik süresi, çeşitli kaynaklarda değişiklik göstermekle beraber, ortalama 20 gündür. Ancak bu süre de, tankınızın bakımı, ısısı, balıklarınızın yaşı ve sağlığı gibi bir çok faktör tarafından ciddi şekilde değiştirilebilir.
Bir canlı doğuranın hamile olduğunu anlamanın en garanti yolu, balığa üstten bakmatır. Eğer üstten bakıldığında da, karnı yanlara doğru belirgin şekilde şişmişse, balığınızın hamile olduğunu düşünüp, çeşitli tedbirler almanın vakti gelmiş demektir.
Hamile dişilerin anüs kımında oluşan siyahlık da hamileliğin tespitinde önemli bir rol oynar ve çoğu akvarist tarafından kullanılır. Ancak başta blackmolly olmak üzere, koyu renkli balıklar için, anüs kısmındaki siyahlığı gözlemlemek oldukça zor, hatta imkansızdır.
Bütün bunların yanında hamile balık, hamilelik döneminde, kumun üzerine oturma, bitkilerin arasına girme, akvaryum gereçlerinin (ısıtıcı, filtre v.b.) arkasına saklanma, ağır hareket etme gibi davranışlar da sergileyebilir.
Hamile bir plati (Xiphophorus maculatus)
Hamilelik süresince, normal şartlarda 26 - 28 derecede bulunan su ısımızı, günlük yarım ya da bir derece arttırarak 30 dereceye kadar çıkartabiliriz. Bu ısı artışı hem doğumu öne çekecek (bir kaç gün) hem de hamile dişi için rahat bir doğum sağlayacaktır.
Doğum
Özellikle hobiye yeni başlayanların kararsız kaldıkları bir diğer konu ise, doğumun nerede gerçekleşeceğidir. Bunun için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Gönül rahatlığıyla ve hiç şüphe etmeden söyleyebilirim ki, en iyi doğum ve en az yavru kaybı bol bitkilendirilmiş bir tankta sağlanır.
Yavruluk, genellikle V şeklinde ve plastikten yapılmış, doğan yavruların alt tarafa geçerek bir daha üste çıkmasını engelleyen (jelleştirerek değil elbette :P) bir ızgara sistemi içeren ve yine genellikle suda yüzen küçük bir kaptır.
Yavruluk
Canlı doğuranlar, her yönden gelen ışığa karşı hassastırlar. Bu yüzden çevrelerinde saklanabilecekleri bitki v.b. olmadığında strese girerler. Bu durum yeni doğan yavrular için de geçerlidir. Kendilerine karşı tehlike oluşturabilecek bir başka balık olmasa bile, bitkisiz ve saklanacak yeri olmayan bir ortamda strese girerler. Stres ise, canlıdoğuranların başlıca ölüm sebebidir.
Ayrıca, canlıdoğuran yavruları dünyaya gözlerini açtıklarında, içgüdüsel olarak suyun üst kısmına yüzerler, bu da yavruluktaki balıkların bir bölümün, tekrar istemediğimiz şekilde doğum yapan dişin olduğu bölüme geçerek yenmesine sebep olur.
Bir başka yavruluk türü ise, plastik yavruluğa göre daha sağlıklı olduğu iddia edilen tül yavrulukur. Ancak tül yavrulukta da yavrular, büyük balıklar tarafından yenemese de, tül ile birlikte ısırırlarak, öldürülebilmektedir. Ben bu sebeplerden dolayı yavruluk kullanılmasını önermiyorum.
Bir başka yöntem ise, en garanti yöntem dediğimiz bol bitkilendirilmiş akvaryuma benzetilmek üzere, bıçak yardımı ile kıvırcık hale getirilmiş rafyanın akvaryuma atılmasıdır. Ancak bunun da sakıncalarını şöyle sıralayabiliriz:- Kalitesiz ürünün üzerindeki boya suya salınım yapabilir.
- Rafyanın keskin kenarları balıklara zarar verebilir
- Balıklar rafyaya dolanarak ölebilirler.
- Bol miktardaki sık rafyanın içinde bulunan balık, kaçacak yer bulamayarak diğer balıkların saldırısına uğrayabilir.
Yine yavruların saklanacak yer bulması amacıyla, tanka bulaşık teli atılmaktadır ki, bunun ne derece mantıklı olduğunun yorumunu, siz değerli arkadaşlarıma bırakıyorum.
Yavruların Beslenmesi *
Canlıdoğuran yavrularının beslenmesi ile ilgili olarak da bir kaç hatırlatma yapıp, değerli olduğunu düşündüğüm vaktinizi daha fazla almayacağım.
Canlıdoğuranlar otçul beslenirler. Ancak hemen hemen tüm balıklar için olduğu gibi, protein ağırlıklı yemler, yeni doğan yavruların daha hızlı gelişmesine sebep olur. Ancak biz bu işi yaparken ticari bir amaç gütmüyor ve hobi olarak yapıyorsak; yavrularımızın hızlı gelişmesi adına sindirim sistemlerini zorlamayı gerekli görmüyorum.
Bu bağlamda, Artemia (Artemia Salina) yavruların gelişim hızını ciddi şekilde etkiler ancak sindirim sistemini yorar. Tubifex Kurdu (Tubifex Tubifex) da, azımsanmayacak bir protein içeriğine sahiptir (%60 - 80)ancak bu yem genellikle lağımlardan toplandığı için, bakteri taşıma olasılığı çok yüksektir. Benim bu konudaki tavsiyem, yavrular için de, yetişkin balıklarınız için kullandığınız pul ve pelet yemleri kullanmanızdır. Bu yemleri yavru balıklara verirken, yiyebilecekleri boya getirmeyi unutmayınız. Bu iş için en ideal alet ise, metal çay süzgeçidir.
RESİM 1 : Tubifex kurdu (Tubifex tubifex) besin değeri açısından çok değerli bir yem olmasına karşın malesef çok sayıda bakteri içerebilir.
RESİM 2 : Yem olarak kullanılan Artemia Larvası (Artemia salina)
Son olarak, bir çok arkadaşımın yavru balıkları ne kadarken yetişkinlerin yanına koymaları gerektiği konusunda kararsız kaldıklarını görüyorum. Nasıl her insanın gelişimi, boyu, kilosu farklılık gösteriyorsa, bu durum balıklarınız için de aynıdır. Dolayısıyla "1 cm 3 mm iken yetişkin balıkların yanına alın" şeklinde bir ölçü verilemez. Bu konudaki genel teammül; yavruların, yetişkinlerin ağızlarına sığmayacak boya geldiklerinde, yenilme risklerinin düşük olduğu doğrultusundadır.
Kısa Kısa...- Hamile dişinin tüm yavruları doğurması 2 güne kadar sürebilir.
- Bir kez hamile kalan dişi, erkekten aldığı spermlerle, bir daha çiftleşmeden 2-3 kez doğum yapabilir. (Tabii bu çiftleşmeyeceği anlamına gelmez)
- Doğum yapan dişi 3-5 hafta içinde tekrar hamile kalıp, doğum yapabilir.
- Yeni doğan yavrular su değişiminden daha fazla etkilenirler, yavruları ayırmakta aceleci olmayınız.
- Şimdiye kadar elma salyangozu ve cüce vatozların canlıdoğuran yavrularına zarar verdiğini görmedim.
- Hamile balıklar stres altında yumurtalarını dökebilir. Dökülen yumurtalar yeşilimsi bir renktedir.
- Düzenli beslendikleri taktirde, bir çok canlıdoğuran türü yavrularını yemezler.
- Doğan yavrular yaklaşık 4 ay içerisinde cinsel olgunluğa erişirler.
Tüm bu süreçleri hızlandırmak için çeşitli hormonlar kullanılmaktadır. Ancak bizim amacımız tankımıza koyarak özgürlüğünü kıstladığımız balıklarımızı, doğal ortamlarına en yakın şartlar altında, mutlu ve sağlıklı büyütebilmektir. Öncelikli düşüncemiz bu doğrultuda olmalıdır.
Herkese sağlıklı balıklar dilerim.
Sertaç CAN