Super Veil Tail Half Black Angel Fish

Üretimde zorluk Volkan'ın da söylediği gibi türlere bağlı olarak sahip oldukları genlerle doğru orantılı. Half Black'lerde ve Volkan'ın Albino'larda birçok denemeler yaptığımız halde aldığımız sonuçlar ortada. Diğer yanda elinizi sürmenize gerek kalmadan benim ana tankta Gold Ghost'ların üremeleri. İlaçlanmış tank ortamında dahi gerek Corydoras'lar ve Ghost'lar üreme telaşı içerisindeydiler. Discus üretiminden biliyorum, arkadaşlar çiftleri üretime almadan önce çiftleri tüm parazitlerden arındırdıktan sonra steril hale getirdikleri tanka alırlar, su iletkenlik ve pH değerlerini dengelemek için uğraş verirler.  Biz böyle bir şey yaptık mı? Ben şahsen yapmadım. Yapan arkadaş varsa ve paylaşırsa sevinirim. Su değerleri, bakteri florası, filtrasyon elbette en önemli etkenler ama türü ve o türün hangi ortam içerisinde büyüyüp size ulaştığı su şartları da çok büyük etken.

Mutlu özetlediğin konuyu açarsan sevinirim. Türlerin ve taşıdığı genler açısından üretimdeki etkileri hakkındaki fikirlerini de öğrenmek isterim.

 

Diskus konusuna girmeyeyim. Uzmanı değilim zaten ve tamamen farklı bir balık. Çok daha zor.

 

Meleğe dönersek, meleği üretemeyen kimse önce hatayı kendinde aramalı. Ve az buz bir hata değil ortada ciddi bir hata vardır. Bu balık içgüdüsel olarak bir yavru makinesi. Üreme içgüdüsü çok kuvvetli ve dahası çok farklı koşullarda üreyebiliyor.

 

O nedenle şu su koşulunda ürer bu su koşulunda üremez (dikkat sadece melek için yazıyorum x balık şöyle y balık böyle yazmayın melek için konuşuyorum) dediğimizde yanılıyoruz. Ortalama dinlendirilmiş şehir şebekesi suyunda balığınız ürer. Zaten İstanbul suyunda ürüyorsa ortada sorgulanacak bir durum yok.

 

Önkoşullar şunlar, (1) balığınız genetik olarak kuvvetli bir balık olmalı. Bu üreme içgüdüsü silinmiş sindirilmiş bir balık olmamalı. (2) Sonra sağlıklı olmalı. (3) İyi beslenmiş olmalı. (4) Fiziksel olarak iyi durumda olmalı. (5) Eşler arasında ister içgüdüsel deyin ister hormonal bir bağ oluşmuş olmalı.

 

Bu şartlar sağlandıktan sonra balığınız üreyecektir.

 

(1) için daha önce söylemiştim, tekrar söyleyeyim. Nesiller boyunca kardeş kardeşe üretilmiş balıklar bu açıdan kötüdür. Tüm çekinik genleri dışa vuran balıklar bu anlamda zor balıklardır. HB, Albino, vs.

Bu balıkları başarıyla üreten nasıl yapıyor? Adamlar 2-3 kuşakta bir vahşi kanla çaprazlama sonra geri çaprazlama yapıyorlar. Ben şahsen eğer bir çiftten zor yavru aldıysam ve bu (1) nolu faktörden olduğunu düşünüyorsam o çifti bozuyorum ne kendim devam ediyorum ne başkasına veriyorum.

(2) Açık zaten yoruma gerek yok. 

(3) Sizin iyi beslemiş olmanız yetmez yavruyken iyi beslenmiş olmalı. Tabii siz de buna devam etmelisiniz. Benişm böyle bir problemim yok çünkü anaçlarımın çoğunu kendim yavrudan ürettim.

(4) Zaten açık.

(5) Buna siz bir katkı yapamazsınız. Ama balıklara stresten uzak sağlıklı kalabalık olmayan bir ortam hazırlayarak sadece yardımcı olabilirsiniz, son söz balıklardadır. 

 

 

Ben şu deneyi yaptım bu sonucu aldım şeklindeki ifadeler ben hep şüpheci yaklaşırım. Benim mesleğim deney yapmak. Deney yaparken deneyiniz kontrollü olmazsa deneyinizde sebep sonuç ilişkisini iyi oturtamazsınız. Bizim gibi bu işi hobi için yapan insanların kontrollü deney yapmaya maddi kaynakları yetmeyeceği için benim gözümde hobicilerin zevk için yaptıkları çalışmalardaki gözlemler bilimsel sonuç değildir, çünkü bilimsel yöntemler takip edilerek yapılmamışlardır buna hobicinin parası yetmez.

 

Abi bir de doktora mı alacaksın demişsin. Aldım abi doktorayı 2001 yılında. 2-3 seneye doçentlik haberimi veririm. Şu sıralar projelerden yoğunum. Bildiğin ekmek parası. Kariyere katkısı sıfır.

Ahmet seninle dün konuştuğumuz gibi.İhsan abinin verdiği değer ve benim söylediklerim de hem fikiriz.Senin su değerlerin biraz daha kireçli olduğu için çay seviyesini yükseltmeni tavsiye ediyorum.Tek söyleyebileceğim bu.

Mutlu abi 3 numarada belirttiğin iyi beslenmiş olmalı kuralını açarmısın ? Rica etsem.Senin uyguladığın diyet nedir mesela ? Bize hangi yem konusun da tavsiye de bulunursun ?

Saygılar...

    Mutlu Abi dediklerinizin hepsine katılıyorum saygı duyuyorum. bizim yaptığımız veya kendi adıma konuşayım benim yaptığım deney değil gözlem sadece.

Çaysız ve metilensiz bu işin nasıl olduğunu görmek isteyen varsa evime gelsin buyursun. Her ay 1000-1500 adet arası melek üretimim var. Konya Akvaryum Ramazan Höke beye inanmayan sorabilir. Çay konusu beni ilgilendirmiyor!

 

 

 

Mutlu kardeşim açıklayıcı bilgilerin için çok teşekkürler, epey aydınlandık sayende yine. Senin yazdıklarının tüm arkadaşlar tarafından keyifle okunduğuna eminim.

Doktora'nı verdiğini bilmiyordum, tebrik ederim, inşallah en kısa sürede profesörlük ünvanını da alırsın.

Dediğin gibi deneyler yapacak konu ile ilgili ne akademik bilgimiz, ne de laboratuvarımız var. Laboratuvarımız olsa dahi hangi bilgiyle  yapacağız araştırmaları. Ancak deneyimler sonucunda başarı sağlanmış yöntemleri uygulamakla yetinebiliriz. Senin ve daha birçok arkadaş gibi yıllardır bu konunun içerisinde deneyimlerini bizlere aktaran herkese buradan tekrar teşekkür ederim. Sağolun, varolun.

 

Gold Ghost erkeği 2. dişiyle inanılmaz bir durum sergiliyorlar. Yavruları serbest yüzüşe geçiriyorlar, dağılanları topluyorlar, böylesi yavru bakanına ilk defa şahit oluyorum. Tankta diğer bütün balıkları bir tarafa dizdiler ama karanlık olunca sanırım av başlayacak, başta Manacapuru. Fotoğrafları:

Alttan gelen marble,svthb,gold,smokey,ghost yavrularım dan 1 tane bile kayıp yaşamadan gidiyoruz.Umarım bu böyle devam eder.Fakat canavarlar vatozlarıma hiç rahat vermiyorlar vatozlar filtrelerin altından çıkmaz oldularTetra provegetable alıp öğünlerine eklemeyi düşünüyorum.Bu yemi daha önce kullandınız mı ? Bir de cumartesi günleri artemia saatleri öğlen artemia yedikten sonra pazar günü aç bırakıyorum bir sakıncası var mı?Sizler deki gelişmeler nelerdir paylaşırsanız sevinirim.

Saygılar...

    Dün halfler yine yumurtladılar bunlarda çayı denemedim sizinle konuştuğumuz gibi ozmoz suyu hazırlayıp deniyorum.Hangisinden daha iyi sonuç aldığımı paylaşacam burda. 

 

 

Arkadaşlar söylemekten yoruldum, burası akvaryum dünyası paylaşım sitesi. Herkes fikrini söylemekte özgürdür, uygulamakta da özgürdür. Hiç kimse de bir başkasını uygulamadın diye suçlamaya hakkı yoktur. Şahsen bildiğimi ve uyguladığımı burada yazacağım; izleyen izler, fikrini paylaşmak isteyen yazar, ne üreticiyiz ne de menfaat peşinde koşuyoruz.

Gelelim soruna; haftada 1 gün aç bırakmak ne derece doğru? Ben de şöyle sorayım: Neden haftada 1 gün? Böyle bir kural mı var? Gün içerisinde sık sık yemleme yapmazsan balık zaten acıkacak, o zaman versek ne olur? Balık aç kaldığında yemlenirse büyümesinde ve üreme dürtülerinde pozitif yönde yarar sağladığını okudum, duydum. Bu konuda diğer arkadaşlardan bilgi almadım ama Onur'un konu ile ilgili birçok yazısını okumuş ve dinlemiştim. Şimdi O'nun söylemlerini burada ben yazmış olmayayım, Onur cevaplasın isterim, mümkünse. Yem ve yemleme konusunda herkes birşeyler söylüyor, hangisi doğru şahsen ben hala anlayamadım. Balıklarıma gün içerisinde karma karışık yem veriyorum. Canlı olarak Su Piresini sağolsun Akgün kardeşim her zaman imdadıma yetişir, O sağlıyor. Kan Kurdu Kurusunu deneyeceğim, bugüne değin dondurulmuşunu veriyordum. Yavrular için Artemia zaten sürekli kaynıyor, onlardan artanını da tanklara bölüştürüyorum.

Bitkisel içerikli yem konusunda ben JBL Spirulina Flake yemi kullanmaya başladım, çok memnunum. Dışkılarını hiç zorlanmadan yapabiliyorlar ve renkli balıklarda ayrıca renk oluşumunda daha faydalı olduğunu biliyorum.

Ahmet mantarlaşmada bu sonuçla karşılaşacağını tahmin ediyordum. Kalan sağlar senindir de, bir de şöyle yap istersen: Tanka ince taneli kumu koy, içine de 1 adet geniş yapraklı Echinodorus ek, suyunu koy ve Seachem Stability ekle. Filtrelerini, ıstıcını ve havayı da çalıştır, 3-4 gün sonra çiftleri ekle. Dış filtreye de yine Seachem Matrix, De Nitrate ve Matrix Carbon ekle. Ben erkeği kaybedince bu şekilde deneme imkanı bulamadım. Yeni bir SVT Half Black çift çıkartırsam kesin böyle yapacağım, aklımda kaldı çünkü. Ceviz yaprağı ve çay ekleme konusunda bu sistemi 2 şekilde kullanmayı denemek istiyordum. Biri cevizsiz ve çaysız, diğeri cevizli ve çaylı. Elbette ilk denemede alacağım sonuca göre karar verecektim. Su olarak belki söylemişimdir, ben osmos aletinden çıkan 2 suyu birlikte kullanıyorum. Atık su diyorlar ama neden atık su, sonuçta 2 adet sediment ve 1 adet karbon filtreden geçmiş suyu kullanıyorum. Osmos su da toplam su tutarının % 10'u kadar. Mineral eksikliği var diyorlar, iyi, onu da ekliyorum. Balıklarım mesut ve mutlu, bu da bana yeter.

Büyümek aslında canlının diğer tüm hayat fonksiyonlarına harcadığı enerjiden arta kalan enerjinin ifadesidir.Enerji harcamaları genel olarak solungaç sekresyonu,ısı üretimi,sindirim ve boşaltım gibi fonksiyonlar tarafından yapılır.Konumuz üstünden yürüyecek olan kısmı sindirimdeki enerji kaybı ve sindirim sisteminin nasıl vücudu dolaylı yoldan kontrol ettiği.

Balıklar diğer canlılara nazaran gelişimlerini dış ortamda daha çok geçirirler.Yapısal gelişimler zamanla oturur.İnsanlar büyümeyi verilen besinle doğru orantılı olarak ilişkilendirse de genellikle şu önemli bilgiyi atlarlar.Sindirim sisteminin harcadığı enerji...Siz balığın sindirim sistemine tek seferde ne kadar yüklenirseniz, sekresyonlarla(enzim,hormon salınımları),sindirimle, emilimle ve emilen maddeleri taşımayla o kadar enerji kaybeder.Sindirim sisteminin tam fonksiyonla yeniden çalışmaya başlaması demek burayı bu fonksiyonlar için hazırlamak amacıyla o kadar enerji harcanması demektir.Bu yüzdendir ki, bu yüklenme büyümeye harcanacak olan enerjiden kısmaktadır ve vücut elde ettiği aminoasitleri harcayamadığı için ya yağa çevirip saklar veyahut suya verir.Tabii, sindirimden gelen maddelerce enerji elde edilir ancak büyüme fizyolojisinde sindirim sisteminin bu kadar yüklenmesi, büyüme hormonuna negatif olarak yansır.Aynı zamanda kandaki yoğun ve düşmeyen insülin miktarları da büyüme hormonunun salınmasını kısıtlar.Yani insülin yükseldikçe büyüme hormonu azalır.Zaten, eğer ki büyüme hormonu yeterli miktarda olmazsa vücut aldığı besinleri kullanmak yerine onları uzaklaştırmayı tercih edecektir.

Yukarıda bahsettiğimiz şeylerin dışında bir şey daha var.Vücudu yöneten bakteriler... Bağırsak vücut için aslında 2.beyin anlamını taşır.Birçok beyin uyarısı sindirim sistemini direk etkilediği gibi sindirim sisteminde meydana gelen bazı olaylar ve bunların sonucu giden uyarılar da beyni ve vücudun işleyişini yakından etkilemektedir.Bazı vitaminler ve önemli uyarıcı maddeler(bakteriler tarafından belirli koşullar altında salınan, vücutta bazı fizyolojilere yön veren maddeler)bakterilerce üretilir ve bu durum büyüme hormonu salınımı artırdığı gibi dengeli bir büyümenin de kapısını açar.Dışarıdan temel besin maddeleri destek olarak verilse de vücut için bu her şey demek değildir.Bahsettiğimiz gibi büyüme fizyolojisine yön veren bir bağırsak ve bağırsakta yaşayan bir bakteri florası vardır.Tabii, bu her bakteri için geçerli değil.Bizim faydalı diye tabir ettiğimiz probiyotik bakteriler, bu anlamda canlıya fayda sağlayan tiplerdir.Çok detaylarına girmek istemiyorum ancak basit olarak şunu da ifade edelim.Açlık duygusunun gelmesini sağlayan başlıca şey yine bu bakterilerdir.Balığın bağırsağındaki bakteri florası ne kadar doğru ve ideal düzeydeyse o kadar iştahlı olacak, açlık dürtüsü o kadar artacaktır.Bunun bize sağladığı fayda görünürde fazla yemesi gibi görünse de, asıl fayda o değil, açlık duygusunun yoğun olarak gelmesiyle beraber büyüme hormonunun salınmasının uyarılmasıdır.Bu nedenledir ki, balıkları sağlıklı yapmanın ve sağlıklı büyütmenin ideal yollarından birisi bu anlattığım tekniktir ve mümkün oldukça acıktığı sürece beslemek ve bakterileri de tatmin ederek bu zinciri doğru halkalarla tamamlamaktır.