Cüce Amerikan Dünyası
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 20:36
[QUOTE=mnfc]Koşulların kötü olması demedim hacmin küçük olması dedim farklı şeyler bunlar. Küçük hacimdede iyi koşullar üretebilirsiniz ama büyük bir hacimde sağlanan stabilite yoktur.[/QUOTE]
Hacmin kötü olması balık için kötü bir koşul sayılabilir. Çok detaya takılmamak lazım. Anlatılmak istenenlere kanalize olalım.
Hacmin kötü olması balık için kötü bir koşul sayılabilir. Çok detaya takılmamak lazım. Anlatılmak istenenlere kanalize olalım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 21:08
Tartışmayı okudum da ikinizde birbirinize göre haklısınız.Herkes aynı kapıya çıkmak zorunda değil.Birbirini anlamak zorunda da değilsiniz.Neyse abilerim benim bu türlere bi merakım var.
Ama şu sorulara göre bana en uygun türü hangisi sizce ?
Dayanıklı bitkili akvaryumda bitkilere zarar vermeyecek.üretmesi ve bakımı kolay tür arıyorum.3 4 yıldır akvaryumla haşır neşirim.hiç eksik olmadı yani evimizde [:/]sizce hangi türü bakmalıyım ? 127 litre 95 litre net su hacmi[:?]
Bu türlerden şuan ciklet ve canlı doğuran bakıyorum ayrı olarak tabi ki [:geek:][EDIT]yunusessiz,2017-06-18 21:10:08[/EDIT]
Ama şu sorulara göre bana en uygun türü hangisi sizce ?
Dayanıklı bitkili akvaryumda bitkilere zarar vermeyecek.üretmesi ve bakımı kolay tür arıyorum.3 4 yıldır akvaryumla haşır neşirim.hiç eksik olmadı yani evimizde [:/]sizce hangi türü bakmalıyım ? 127 litre 95 litre net su hacmi[:?]
Bu türlerden şuan ciklet ve canlı doğuran bakıyorum ayrı olarak tabi ki [:geek:][EDIT]yunusessiz,2017-06-18 21:10:08[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 21:10
[QUOTE=yunusessiz]Tartışmayı okudum da ikinizde birbirinize göre haklısınız.Herkes aynı kapıya çıkmak zorunda değil.Birbirini anlamak zorunda da değilsiniz.Neyse abilerim benim bu türlere bi merakım var.
Ama şu sorulara göre bana en uygun türü hangisi sizce ?
Dayanıklı bitkili akvaryumda bitkilere zarar vermeyecek.üretmesi ve bakımı kolay tür arıyorum.3 4 yıldır akvaryumla haşır neşirim.hiç eksik olmadı yani evimizde [:/]sizce hangi türü bakmalıyım ? 127 litre 95 litre net su hacmi[:?][/QUOTE]
En çok hoşuna giden hangisi kardeşim ?
Ama şu sorulara göre bana en uygun türü hangisi sizce ?
Dayanıklı bitkili akvaryumda bitkilere zarar vermeyecek.üretmesi ve bakımı kolay tür arıyorum.3 4 yıldır akvaryumla haşır neşirim.hiç eksik olmadı yani evimizde [:/]sizce hangi türü bakmalıyım ? 127 litre 95 litre net su hacmi[:?][/QUOTE]
En çok hoşuna giden hangisi kardeşim ?
Beğenenler: [T]192335,yunusessiz[/T]
Teşekkür Edenler: [T]192335,yunusessiz[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 21:10
Balıkların bedensel sağlığını be gelişimlerini göz önünde bulunursanız uygun akvaryum boyutları bunlar gibi etkenleri düşünerek belirlenir:
- Suyun temiz kalması,
- Suyun yeterli oksijen içermesi
- Akvaryumda sağlıklı sıcaklık dağılımı
- Balıkların gelişim engelleyici hormonlar salgılamayacağı kadar balık başına bireysel yaşam alanı
- Balıkların birbirlerine uyumlu davranması
Şuan aklıma gelmeyen genel etkenler de vardır illa. Bazı özel tür balıklara farklı etkenler gerekebilir ama cüce amerikanlarda böyle türler yok.
Eğer apistogrammalarınız uyumlular ise, davranışları normalse ve bedensel gelişimlerinde duraksama olmuyorsa akvaryum ölçüleriniz sizin bakımınız altındaki balıklar için yeterli demektir. Başka birindeki balıklar daha agresiflerse veya mesela sularında hızla nitrat birikimi oluyor ise veya suyu sağlıklı bir genel sıcaklıkta tutamıyorlarsa daha büyük bir hacimde veya farklı malzemeler kullanarak beslemeleri lazım.
Bu demektir ki, farklı bir hobici aynı türden aynı sayıda balığa sahip olmasına rağmen sizden daha büyük bir hacimde beslemek zorunda kalabilir, balıkların sağlıklı gelişebilmesi için.
Apistogrammalarda en sık karşılaşılan durum balıkların birbiriyle olan uyumundaki farklılıklar. Genellikle olan senaryolardan biri: Bir şahıs 1 erkek 3 dişilik haremini 70 litrede sorunsuz besleyip yavru alabiliyor ve yavrular belli bir süre bu akvaryumda gelişebiliyorlar. Başka bir şahıs 150 litrede aynı türden 1 erkek 3 dişi ile harem yapıyor ancak balıklar agresif davranıyorlar ve çıkan yavrular yem oluyor. Daha da büyük bir hacimde veya daha fazla görsel bariyer ile aynı yavru büyütme başarısını elde edebilir bu ikinci şahıs. Gerekli minimum hacim akvaryumlarını belirleyen temel etken balıkların uyumu bu iki birey için.
Başka iki hobicideki senaryolar da şu olabilir, uydurma değil sık sık yaşanan senaryolar bunlar: Bir şahıs 40 litrede çift apistogrammalarında yavru alıyor, erkeği yavru olduğunu gördüğü gibi ayrı bir akvaryuma koyuyordur. Yavruları bu akvaryumda anneyle 2-3 ay sağlıklı bir hız ile kayıp olmadan yetiştiriyordur. Başka bir şahıs 80 litrede aynı türden 1 çiftten yavru alıyordur, erkeği aynı şekilde ayırıyordur. Ancak bu ikinci hobicinin yavruları yarı hızla gelişiyorlardır. Suda testler yapıp bu yavaş gelişim nedeninin oksijen yetersizliği olduğunu öğrenir bu ikinci şahıs. Daha büyük hacim olmasına rağmen akvaryum fazla yüksek olduğundan ve yeterli hava-su etkileşimi olmadığından suyun oksijen seviyesi yetersiz kalır, yavrular yavaş gelişirler.
Daha birçok örnek verilebilir. Demek istediğim aynı türde, boyutta ve sayıda balıkları besleseniz bile farklı hacimlere veya dekorlara veya filtrasyon çeşitlerine vs. ihtiyaç duyabilirsiniz.
Özellikle hacim ve dekor ihtiyacı apistolarda balık uyumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Filtrasyon pek değişkenlik göstermez çünkü apistoların sağlıklı gelişim için ihtiyaç duyduğu protein zengini besin miktarı pek değişkenlik göstermez. Ancak mesela biri 22 derecede yavru büyütüyor, başka biri de 28 derecede yavru büyütüyorsa o zaman balıkların günlük besin ihtiyacı da büyük ölçüde farklılaşır. Dolayısıyla aynı türde, boyutta ve sayıda balıkları aynı hacimlerde beslemek için bile farklı filtrasyonlar kullanmanız gerekebilir.
Genelde apistogrammalarda çiftlerden yavru almak için en az 70x30x30h cm ölçülerinde bir akvaryum gerektiği söylenir. Yavrular bir süre burada geliştikten sonra daha büyük bir akvaryuma alınır genellikle.
Ancak bu "en az ölçü" önerisi bir genellemedir. Bu ölçüler eğer çift arası agresiflik olur ise saldırıya uğrayan balığın kaçacak yeri olması için önemlidir. Hatta bu nedenle "Genişlikten ve yükseklikten çok uzunluk önemli." denir. Eğer 70x30x30h yerine 45x45x30h ölçülerinde agresiflik gösteren bir çift beslerseniz agresif balıktan yeteri kadar uzağa kaçamayan pasif balık fazla hırpalanabilir veya streslenebilir. Dekor da çok çok önemli bu senaryoda tabi.
Eğer agresif değil iseler apistogramma çiftinizi önerilenin aksine 45x45x30h'ta da sorunsuz besleyebilirsiniz ve yavru alabilirsiniz.
Aslında sağlığı etkileyen bütün etkenleri doğru tutmanız durumunda 30x20x15h ölçülerinde bile uyumlu bir çifti besleyip yavru alabilirsiniz. Ancak yavruları daha erken ayırmanız gerekir çünkü beslenme miktarları o kadar fazla olacaktır ki su temiz tutamayacağınız kadar hızlı kirlenir. Devasa bir sump ile suyu her an temiz tutsanız bile yavrular çok ufak bir alanda çok kalabalık durduklarında gelişimlerini engelleyen hormonlar salgılayabilirler. Özellikle bazı yavrular daha baskın karakterli ve büyük boyutlu olurlar ise diğer yavruların gelişimini engellememeleri için bütün yavruları daha büyük bir akvaryuma aktarmak veya baskın yavruları ayırmak gerekir.
Sonuç olarak asla sabit bir kural, genelgeçer bir doğru yoktur. Her zaman çeşitli etkenlere göre yapılması gerekenler değişkenlik gösterir. Akvaryum hacminizin, kullandığınız malzemelerin ve uyguladığınız bakım yöntemlerinin balıklara olan faydasını, uygunluğunu balıklarınızın bedensel gelişimi ve davranışları gösterir.
Yetişkin boya ulaşmak, uzun yaşamak, üremek, yavruların büyümesi ve sakin/normal yüzmek balıkların sağlıklı yaşadıklarının ve koşulların uygun olduğunun işaretleridir.
Bodur kalma, üreyememe, davranış bozuklukları ve yavruların yine ufak kalması akvaryumunuzda, malzemelerinizde veya bakımınızda balıklara uygun olmayan özellikler olduğu anlamına gelebilir. Tabi parazitler gibi başka etkenler de olabilir, genel bir yargıda bulunulamaz.
Ayrıca kimse bir balığın birkaç fotoğrafına bakarak "mutlu" veya "mutsuz" diyemez. Balıklarda bizim yaşadığımız anlamda bir "mutluluğun" varlığı bile şüpheliyken (hatta yokluğu kanıtlanmış olabilir, araştırmadım pek) daha balıkların davranış ve gelişimlerini gözlemlemeden, bilmeden sadece pozlarına ve renklerine bakarak "mutlu durmuyor" veya "mutlu görünüyor" diyemezsiniz. Zaten insanlarda da olduğu gibi balıklarda da sağlığın temel ölçüsü mutluluk seviyesi değil, vücudun ihtiyaçlarının karşılanması ve zararlı maddelerin uzaklaştırılmasıdır. Kronik stres seviyesinde "mutsuzluk" olmadıkça sağlığa pek bir etkisi yoktur "mutluluğun". Ki dediğim gibi balıkları insan, kedi, köpek, maymun, fil, fare, baykuş, bülbül gibi mutluluk duygularıyla yargılamanız yanlıştır en başında.
- Suyun temiz kalması,
- Suyun yeterli oksijen içermesi
- Akvaryumda sağlıklı sıcaklık dağılımı
- Balıkların gelişim engelleyici hormonlar salgılamayacağı kadar balık başına bireysel yaşam alanı
- Balıkların birbirlerine uyumlu davranması
Şuan aklıma gelmeyen genel etkenler de vardır illa. Bazı özel tür balıklara farklı etkenler gerekebilir ama cüce amerikanlarda böyle türler yok.
Eğer apistogrammalarınız uyumlular ise, davranışları normalse ve bedensel gelişimlerinde duraksama olmuyorsa akvaryum ölçüleriniz sizin bakımınız altındaki balıklar için yeterli demektir. Başka birindeki balıklar daha agresiflerse veya mesela sularında hızla nitrat birikimi oluyor ise veya suyu sağlıklı bir genel sıcaklıkta tutamıyorlarsa daha büyük bir hacimde veya farklı malzemeler kullanarak beslemeleri lazım.
Bu demektir ki, farklı bir hobici aynı türden aynı sayıda balığa sahip olmasına rağmen sizden daha büyük bir hacimde beslemek zorunda kalabilir, balıkların sağlıklı gelişebilmesi için.
Apistogrammalarda en sık karşılaşılan durum balıkların birbiriyle olan uyumundaki farklılıklar. Genellikle olan senaryolardan biri: Bir şahıs 1 erkek 3 dişilik haremini 70 litrede sorunsuz besleyip yavru alabiliyor ve yavrular belli bir süre bu akvaryumda gelişebiliyorlar. Başka bir şahıs 150 litrede aynı türden 1 erkek 3 dişi ile harem yapıyor ancak balıklar agresif davranıyorlar ve çıkan yavrular yem oluyor. Daha da büyük bir hacimde veya daha fazla görsel bariyer ile aynı yavru büyütme başarısını elde edebilir bu ikinci şahıs. Gerekli minimum hacim akvaryumlarını belirleyen temel etken balıkların uyumu bu iki birey için.
Başka iki hobicideki senaryolar da şu olabilir, uydurma değil sık sık yaşanan senaryolar bunlar: Bir şahıs 40 litrede çift apistogrammalarında yavru alıyor, erkeği yavru olduğunu gördüğü gibi ayrı bir akvaryuma koyuyordur. Yavruları bu akvaryumda anneyle 2-3 ay sağlıklı bir hız ile kayıp olmadan yetiştiriyordur. Başka bir şahıs 80 litrede aynı türden 1 çiftten yavru alıyordur, erkeği aynı şekilde ayırıyordur. Ancak bu ikinci hobicinin yavruları yarı hızla gelişiyorlardır. Suda testler yapıp bu yavaş gelişim nedeninin oksijen yetersizliği olduğunu öğrenir bu ikinci şahıs. Daha büyük hacim olmasına rağmen akvaryum fazla yüksek olduğundan ve yeterli hava-su etkileşimi olmadığından suyun oksijen seviyesi yetersiz kalır, yavrular yavaş gelişirler.
Daha birçok örnek verilebilir. Demek istediğim aynı türde, boyutta ve sayıda balıkları besleseniz bile farklı hacimlere veya dekorlara veya filtrasyon çeşitlerine vs. ihtiyaç duyabilirsiniz.
Özellikle hacim ve dekor ihtiyacı apistolarda balık uyumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Filtrasyon pek değişkenlik göstermez çünkü apistoların sağlıklı gelişim için ihtiyaç duyduğu protein zengini besin miktarı pek değişkenlik göstermez. Ancak mesela biri 22 derecede yavru büyütüyor, başka biri de 28 derecede yavru büyütüyorsa o zaman balıkların günlük besin ihtiyacı da büyük ölçüde farklılaşır. Dolayısıyla aynı türde, boyutta ve sayıda balıkları aynı hacimlerde beslemek için bile farklı filtrasyonlar kullanmanız gerekebilir.
Genelde apistogrammalarda çiftlerden yavru almak için en az 70x30x30h cm ölçülerinde bir akvaryum gerektiği söylenir. Yavrular bir süre burada geliştikten sonra daha büyük bir akvaryuma alınır genellikle.
Ancak bu "en az ölçü" önerisi bir genellemedir. Bu ölçüler eğer çift arası agresiflik olur ise saldırıya uğrayan balığın kaçacak yeri olması için önemlidir. Hatta bu nedenle "Genişlikten ve yükseklikten çok uzunluk önemli." denir. Eğer 70x30x30h yerine 45x45x30h ölçülerinde agresiflik gösteren bir çift beslerseniz agresif balıktan yeteri kadar uzağa kaçamayan pasif balık fazla hırpalanabilir veya streslenebilir. Dekor da çok çok önemli bu senaryoda tabi.
Eğer agresif değil iseler apistogramma çiftinizi önerilenin aksine 45x45x30h'ta da sorunsuz besleyebilirsiniz ve yavru alabilirsiniz.
Aslında sağlığı etkileyen bütün etkenleri doğru tutmanız durumunda 30x20x15h ölçülerinde bile uyumlu bir çifti besleyip yavru alabilirsiniz. Ancak yavruları daha erken ayırmanız gerekir çünkü beslenme miktarları o kadar fazla olacaktır ki su temiz tutamayacağınız kadar hızlı kirlenir. Devasa bir sump ile suyu her an temiz tutsanız bile yavrular çok ufak bir alanda çok kalabalık durduklarında gelişimlerini engelleyen hormonlar salgılayabilirler. Özellikle bazı yavrular daha baskın karakterli ve büyük boyutlu olurlar ise diğer yavruların gelişimini engellememeleri için bütün yavruları daha büyük bir akvaryuma aktarmak veya baskın yavruları ayırmak gerekir.
Sonuç olarak asla sabit bir kural, genelgeçer bir doğru yoktur. Her zaman çeşitli etkenlere göre yapılması gerekenler değişkenlik gösterir. Akvaryum hacminizin, kullandığınız malzemelerin ve uyguladığınız bakım yöntemlerinin balıklara olan faydasını, uygunluğunu balıklarınızın bedensel gelişimi ve davranışları gösterir.
Yetişkin boya ulaşmak, uzun yaşamak, üremek, yavruların büyümesi ve sakin/normal yüzmek balıkların sağlıklı yaşadıklarının ve koşulların uygun olduğunun işaretleridir.
Bodur kalma, üreyememe, davranış bozuklukları ve yavruların yine ufak kalması akvaryumunuzda, malzemelerinizde veya bakımınızda balıklara uygun olmayan özellikler olduğu anlamına gelebilir. Tabi parazitler gibi başka etkenler de olabilir, genel bir yargıda bulunulamaz.
Ayrıca kimse bir balığın birkaç fotoğrafına bakarak "mutlu" veya "mutsuz" diyemez. Balıklarda bizim yaşadığımız anlamda bir "mutluluğun" varlığı bile şüpheliyken (hatta yokluğu kanıtlanmış olabilir, araştırmadım pek) daha balıkların davranış ve gelişimlerini gözlemlemeden, bilmeden sadece pozlarına ve renklerine bakarak "mutlu durmuyor" veya "mutlu görünüyor" diyemezsiniz. Zaten insanlarda da olduğu gibi balıklarda da sağlığın temel ölçüsü mutluluk seviyesi değil, vücudun ihtiyaçlarının karşılanması ve zararlı maddelerin uzaklaştırılmasıdır. Kronik stres seviyesinde "mutsuzluk" olmadıkça sağlığa pek bir etkisi yoktur "mutluluğun". Ki dediğim gibi balıkları insan, kedi, köpek, maymun, fil, fare, baykuş, bülbül gibi mutluluk duygularıyla yargılamanız yanlıştır en başında.
Beğenenler: [T]192335,yunusessiz[/T][T]119483,Eldurmaz[/T][T]173168,Tunc Berk[/T][T]48207,lufo[/T][T]20572,tarquinnn[/T][T]29591,imbellis[/T][T]160843,mnfc[/T][T]148843,Tolga Arslan[/T][T]104749,bahoylcnr[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]167494,fikret71[/T][T]140929,mcmert[/T][T]179361,erdemoguz[/T][T]130330,bilentungul[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]192335,yunusessiz[/T][T]104749,bahoylcnr[/T][T]140929,mcmert[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]71002,Emre Zaim[/T][T]140929,mcmert[/T][T]179361,erdemoguz[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 21:13
[QUOTE=Tolga Arslan]
En çok hoşuna giden hangisi kardeşim ? [/QUOTE]
Benim ramirezi görüntüsü
Sarılı siyahlı var ilk sayfada yavrulu bol çok hoşuma gitti.[:)][EDIT]yunusessiz,2017-06-18 21:13:56[/EDIT]
En çok hoşuna giden hangisi kardeşim ? [/QUOTE]
Benim ramirezi görüntüsü
Sarılı siyahlı var ilk sayfada yavrulu bol çok hoşuma gitti.[:)][EDIT]yunusessiz,2017-06-18 21:13:56[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 22:24
Hacmin küçük olmasının üremeyi tetiklediğini hiç görmedim açıkçası. Apistogramma'lar için konuşuyorum tabii ki. Hatta yakın zamandan bir örnek vereyim, 30'luk küp tanktaki yavrudan yetiştirdiğim Agassizii çiftimi, 80x40x40'lık tanka aktardım ve 3. günde yumurtlama gerçekleşti. 30'luk tankta 3 aydır bakıyorum ben bu balıklara, kurlaşma dahi görmemiştim. Bugün dişi kovuğun içinde.
Elbette evrimsel açıdan bakarsak 2 temel amaç var, hayatta kalmak ve üremek. Türün tehlikeye girmemesi için, koşullar uygun olmasa dahi, baskı olsa dahi canlılarda üreme içgüdüsü tetiklenebilir ancak akvaryum hobisi için bu konuda bir denklem kurmak pek mümkün değil gibi. Başka bir örnek daha vereyim, ana tankımda trio Borellii ve Hongsloi çiftim mevcuttu. Baskın tür Hongsloi'ydi ve bu süreçte ben Borellii'lerde hiçbir üreme davranışı görmedim. Türün baskı altına girmesi üremeyi tetiklemedi, aksine üremeyi baskıladı ve akvaryumun neredeyse tamamını kontrol eden Hongsloi çiftimden ben 4 batın yavru aldım.
Agassizii çiftimi ana tanka eklediğim gün Hongsloi'yi de çıkardım. Ertesi gün eve geldim, Borellii dişileri kayıp. Acaba akvaryumdan mı atladılar, bir yerde ölüp kaldılar mı, ikisi birden nereye gider derken, bir tanesinin altın sarısı renk almış halde kovuktan çıktığını gördüm. 3 gündür de diğer dişiyi arıyordum, onun da mangrov kökünün altında yumurtladığını gördüm bugün. Üstlerindeki baskı kalkar kalkmaz üreme gerçekleşmiş. Geçtiğimiz senelerde küçük akvaryumdan büyüğe geçince üreyen Panduro, Inka çiftlerim de mevcuttu. Rahat bir ortam bulunca ürediler hepsi. (Panduro üremeye çalıştı diyeyim daha doğrusu)
Sonuç olarak Metehan'ın Hongsloi'leri, Cacatuoides'leri küçük akvaryumda oldukları için ürüyorlar diyemeyiz bence. Bu çok kesin bir yargı olur. Gerçekten sebep bu olabilir ama belki de ortam çok rahattır, ondan dolayı da üremiş olabilirler. O zaman burada küçük-büyük akvaryum tartışması da rafa kalkar. apistogramma.com'da Mike Wise'ın bile hacim konusuna bu kadar katı yaklaştığını görmedim. Defalarca soru sormuşumdur, yaptığım şey yanlış olsa dahi hep sakin bir şekilde anlatmıştır.
Artı olarak yaş mevzusu da çok dert edilmemeli. Bu forumu kuran Refet abi, forumu kurduğunda 17 yaşındaydı. Fikirlerimize zıt şeyler duyduğumuzda karşımızdaki kişinin hemen yaşını ima eden cümleler kurmak, hoş değil. Bu davranış gençleri forumdan uzaklaştırır. Ben bu foruma üye olduğumda 15 yaşındaydım, kim bilir ne saçmalıklar yaptım, hiç böyle bir şey yaşadığımı hatırlamıyorum. Beni kimse yazdığım şeylerden dolayı yaşımla yargılamadı forumda. Sonuç olarak 13 senedir bu forumdayım, terk edemiyorum ortamı.
[EDIT]kursatufukcoskun,2017-06-18 22:24:35[/EDIT]
Elbette evrimsel açıdan bakarsak 2 temel amaç var, hayatta kalmak ve üremek. Türün tehlikeye girmemesi için, koşullar uygun olmasa dahi, baskı olsa dahi canlılarda üreme içgüdüsü tetiklenebilir ancak akvaryum hobisi için bu konuda bir denklem kurmak pek mümkün değil gibi. Başka bir örnek daha vereyim, ana tankımda trio Borellii ve Hongsloi çiftim mevcuttu. Baskın tür Hongsloi'ydi ve bu süreçte ben Borellii'lerde hiçbir üreme davranışı görmedim. Türün baskı altına girmesi üremeyi tetiklemedi, aksine üremeyi baskıladı ve akvaryumun neredeyse tamamını kontrol eden Hongsloi çiftimden ben 4 batın yavru aldım.
Agassizii çiftimi ana tanka eklediğim gün Hongsloi'yi de çıkardım. Ertesi gün eve geldim, Borellii dişileri kayıp. Acaba akvaryumdan mı atladılar, bir yerde ölüp kaldılar mı, ikisi birden nereye gider derken, bir tanesinin altın sarısı renk almış halde kovuktan çıktığını gördüm. 3 gündür de diğer dişiyi arıyordum, onun da mangrov kökünün altında yumurtladığını gördüm bugün. Üstlerindeki baskı kalkar kalkmaz üreme gerçekleşmiş. Geçtiğimiz senelerde küçük akvaryumdan büyüğe geçince üreyen Panduro, Inka çiftlerim de mevcuttu. Rahat bir ortam bulunca ürediler hepsi. (Panduro üremeye çalıştı diyeyim daha doğrusu)
Sonuç olarak Metehan'ın Hongsloi'leri, Cacatuoides'leri küçük akvaryumda oldukları için ürüyorlar diyemeyiz bence. Bu çok kesin bir yargı olur. Gerçekten sebep bu olabilir ama belki de ortam çok rahattır, ondan dolayı da üremiş olabilirler. O zaman burada küçük-büyük akvaryum tartışması da rafa kalkar. apistogramma.com'da Mike Wise'ın bile hacim konusuna bu kadar katı yaklaştığını görmedim. Defalarca soru sormuşumdur, yaptığım şey yanlış olsa dahi hep sakin bir şekilde anlatmıştır.
Artı olarak yaş mevzusu da çok dert edilmemeli. Bu forumu kuran Refet abi, forumu kurduğunda 17 yaşındaydı. Fikirlerimize zıt şeyler duyduğumuzda karşımızdaki kişinin hemen yaşını ima eden cümleler kurmak, hoş değil. Bu davranış gençleri forumdan uzaklaştırır. Ben bu foruma üye olduğumda 15 yaşındaydım, kim bilir ne saçmalıklar yaptım, hiç böyle bir şey yaşadığımı hatırlamıyorum. Beni kimse yazdığım şeylerden dolayı yaşımla yargılamadı forumda. Sonuç olarak 13 senedir bu forumdayım, terk edemiyorum ortamı.
[EDIT]kursatufukcoskun,2017-06-18 22:24:35[/EDIT]
Beğenenler: [T]174072,ryzend[/T][T]148843,Tolga Arslan[/T][T]192335,yunusessiz[/T][T]20572,tarquinnn[/T][T]104749,bahoylcnr[/T][T]76393,s.CriminaL[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]140929,mcmert[/T][T]100563,oblomov[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]174072,ryzend[/T][T]148843,Tolga Arslan[/T][T]140929,mcmert[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]148843,Tolga Arslan[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]140929,mcmert[/T][T]100563,oblomov[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 23:27
Konu dışına çıkıp kişisel tartışma yürüten mesajlar silinmiştir. Bundan sonraki mesajlarınızda bu konuya özen göstermenizi rica ederim.
Beğenenler: [T]119483,Eldurmaz[/T][T]48207,lufo[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]140929,mcmert[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]3259,kursatufukcoskun[/T][T]148843,Tolga Arslan[/T][T]48207,lufo[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]140929,mcmert[/T][T]179361,erdemoguz[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2017 23:39
Bu hobide ne zaman herhangi bir konuda kesin kurallar, net sınırlar belirlemeye çalışsak karşımıza tam tersi yönde onlarca istisna çıkar. Bu yüzden "hayır, olmaz, bakılmaz, beslenmez" yaklaşımına genelde karşıyım. Tabi ki [U]imkanlar dahilinde[/U], genel kabul görmüş optimum koşulları sağlayabilmek en uygun yoldur. Ancak bu koşulların sağlanmadığı ya da sağlanamadığı durumlar illa ki olumsuzluklara yol açacak, başarısızlıkla sonuçlanacak demek de çok sağlıklı değil..
Metehan'ın balıklarını, özellikle de kakadu çiftini neredeyse en başından beri takip ediyorum. (Mecburen takip ediyorum, sağolsun balığı hapşırsa whatsapp'dan video yolluyor. [:)]) Eğer bir apistoyu, iki yıldan daha uzun süre yaşatıp sonunda kötü su şartlarından, hastalıktan, stresten, atlama, sıkışma vs nedenlerden değil de yaşlılıktan kaybediyorsa; bir çift balıktan farklı batınlarda yüzlerce sağlıklı yavru alıp bir de bunları büyütebiliyorsa, bir şeyleri doğru yapıyor demektir. Israrla ve gayet sert bir üslupla tersini iddia etmek, gözümüzün önündeki bariz sonuçları inkar etmek olacaktır. Gereksizdir..
Şu an üretim için seçtiğim çiftleri ayırdığım akvaryumlar 35 litre. Nispeten geniş tabanlı, yüksekliği az, her birinin arka kısmında 3 bölmeli bir filtre sistemi olan akvaryumlar. Şu ana kadar olumsuz bir durumla karşılaşmadım.
Çok okuyup araştırdım.
Bu akvaryumlara tek bir beta koymayı hiç düşünmedim..
Metehan'ın balıklarını, özellikle de kakadu çiftini neredeyse en başından beri takip ediyorum. (Mecburen takip ediyorum, sağolsun balığı hapşırsa whatsapp'dan video yolluyor. [:)]) Eğer bir apistoyu, iki yıldan daha uzun süre yaşatıp sonunda kötü su şartlarından, hastalıktan, stresten, atlama, sıkışma vs nedenlerden değil de yaşlılıktan kaybediyorsa; bir çift balıktan farklı batınlarda yüzlerce sağlıklı yavru alıp bir de bunları büyütebiliyorsa, bir şeyleri doğru yapıyor demektir. Israrla ve gayet sert bir üslupla tersini iddia etmek, gözümüzün önündeki bariz sonuçları inkar etmek olacaktır. Gereksizdir..
Şu an üretim için seçtiğim çiftleri ayırdığım akvaryumlar 35 litre. Nispeten geniş tabanlı, yüksekliği az, her birinin arka kısmında 3 bölmeli bir filtre sistemi olan akvaryumlar. Şu ana kadar olumsuz bir durumla karşılaşmadım.
Çok okuyup araştırdım.
Bu akvaryumlara tek bir beta koymayı hiç düşünmedim..
Beğenenler: [T]3259,kursatufukcoskun[/T][T]174072,ryzend[/T][T]148843,Tolga Arslan[/T][T]29591,imbellis[/T][T]104749,bahoylcnr[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2017 00:16
Dileyen 30 litrede beslesin dileyen 300 litrede, herkesin kendine göre haklı gerekçeleri olabilir, benim bakış açım herhangi bir balığı olabilecek en büyük hacimde beslemektir.
Benim hobi de amacım balığın doğal yaşam koşullarını akvaryumda temin etmek, biyotop akvaryumu oluşturmak, canlının davranışlarını görebilmek izleyebilmek, keyif almaktır.
Bu noktada benim ihtiyaçlarımı büyük akvaryum görüyor, apistoyu izlemek, gözlemlemek, davranışlarını incelemek .... açısından büyük akvaryum gerektiğini düşünüyorum ki tartışmanın benim açımdan tarafı budur.
Bu birazda bakis acısı ve ne yapmak istediğin ile alakalı, 20 litrede de beslemek mümkün, 200 litrede de.
İyi Geceler.
ekleme, kimseye durduk yere kötü söz söylemem, bana söylendi ise karşılık vermisimdir ve kimse ile tartışmak gibi bir niyetim, zamanım yok.
Burada seviyesi duşen tartışmalar bu konuya ve foruma yakışmıyor, bundan kendi adıma pişmanım, cevap vermemek, görmezden gelmek, dikkate almamak gerekiyor ama olaylar bazen çığırından çıkıyor.
[EDIT]oceanmist,2017-06-19 00:52:28[/EDIT]
Benim hobi de amacım balığın doğal yaşam koşullarını akvaryumda temin etmek, biyotop akvaryumu oluşturmak, canlının davranışlarını görebilmek izleyebilmek, keyif almaktır.
Bu noktada benim ihtiyaçlarımı büyük akvaryum görüyor, apistoyu izlemek, gözlemlemek, davranışlarını incelemek .... açısından büyük akvaryum gerektiğini düşünüyorum ki tartışmanın benim açımdan tarafı budur.
Bu birazda bakis acısı ve ne yapmak istediğin ile alakalı, 20 litrede de beslemek mümkün, 200 litrede de.
İyi Geceler.
ekleme, kimseye durduk yere kötü söz söylemem, bana söylendi ise karşılık vermisimdir ve kimse ile tartışmak gibi bir niyetim, zamanım yok.
Burada seviyesi duşen tartışmalar bu konuya ve foruma yakışmıyor, bundan kendi adıma pişmanım, cevap vermemek, görmezden gelmek, dikkate almamak gerekiyor ama olaylar bazen çığırından çıkıyor.
[EDIT]oceanmist,2017-06-19 00:52:28[/EDIT]
Beğenenler: [T]100563,oblomov[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]100563,oblomov[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2017 00:32
Koşullar eşit değildir üreme..
Herksein belirli tecrübesi var fakat bunlar öznel durumlar. O yüzden şu kadar litrede ürer bu kadar litrede rahat eder tartışmalarının ucu bucağı yok.
Beni yanlış anlamayın da kakaduyu avucunun içine su doldurup üretecek adamlar tanıyorum ( teşbihte hata olmaz)
[QUOTE]O yüzden şu kadar yıl üredi bu kadar yavru verdi[/QUOTE] gibi söylemler ortam için geçerli argüman değil.
Üreme ortamdan bağımsız bir güdüdür. Nasıl mı şöyle.. Her canlı genini aktarmak için yaşar. İnsan bile temelinde böyledir. Mesela hindistanın çöp şehirlerine gidelim .. Yaşamak için berbat bir yer.. Ama her ailenin en az yarım düzine çocuğu var.. California yaşamak için nispeten daha güzel ama aile - çocuk ortalaması çok düşük. Alakasız örnek gibi gözükebilir ama demek istediğim şu ki , üremek iyi bir ortam yada mutluluğun sonucu değildir. Üremeyi tetikleyen şeyler çok çeşitli şeyler.
Apistogrammaların tehdit ortamlarında üremeye tetiklendiği doğrudur. Bu diğer tüm güney amerikan balıkları için geçerli. Ama bu akvaryumla alakasız bir mevzu. Nedeni ise doğasındaki şartlar. Güney amerika dedik mi , diğer hiç bir ortama benzemez.. Yüzbinlerce sürüngen , kuş , kemirici , avcı ve binlerce etçil balık türü burada yaşar.. Burada yaşıyorsanız geninizi aktaracaksınız.. Yoksa soyunuz tükenir. Ama akvaryumda işler değişiyor.
Konu akvaryuma gelirse , apistogrammalar zengin taban sever, yani yükseklik hikaye. . Balık başına doğasında düşen hacim belki 200-300 litredir.. Ama konu akvaryumsa yani 20 metre ilerisinde bir cariba sürüsü yaklaşmayan yapay bir ortamsa bu hacim taban ağırlıklı bir akvaryumda 70-80'e inebilir.. (mantıken)
[B]Kakadu , pandurini , inka , trifasciata , agassizi , borelli , macmasteri , hongsloi , viejita , bitaeinata , ramirezi , dicrossus , nanacara, wilhelmi [/B] gibi türler akvaryum dünyasına kazandırılmış , ortama ayak uydurmuş balıklardır. [B]Bunların üremesi kendilerinin becerisidir.. Besleyenin değil.[/B] O yüzden bu balıklar artık apistogrammaların ortam ihtiyaçlarını gözlemlemede %100 sağlıklı bir denek olmaz.
Fakat , rio mamore ,iniridae , elizabethae , sao gabriel , ivanacara , breitbinden , uaupesi , candidi , ve daha aklıma gelmeyen bir çok vahşi tür + form cüceler akvaryum ortamının "rarefish" dedikleri cinsleridir.. İşte bunlar hem ortam , hem hacim hem kaliteli su değeri ister.. [B]Üremek için değil , esirlikte YAŞAMAK İÇİN[/B] Bu balıkların yaşadığı ortam bizim baz alacağımız ortam olmalı.
Kişisel deneyimlerime gelecek olursak ben inka'mın cayır cayır ürediği akvaryumda , iniridae dişimi 5 gün yaşatamamıştım. (80*55 taban)
A. Steelblue lerin ürediği akvaryumda elizabethae 8 saat yaşadı. (40*40*35)
Zamanında beslediğim kakadu , borelli , yapay form agassizilerimi deneyim dışı tutuyorum..Bendeki deneyimler bunlar. Belki ben yanlış sonuçlar çıkardım , size bırakıyorum.
Herksein belirli tecrübesi var fakat bunlar öznel durumlar. O yüzden şu kadar litrede ürer bu kadar litrede rahat eder tartışmalarının ucu bucağı yok.
Beni yanlış anlamayın da kakaduyu avucunun içine su doldurup üretecek adamlar tanıyorum ( teşbihte hata olmaz)
[QUOTE]O yüzden şu kadar yıl üredi bu kadar yavru verdi[/QUOTE] gibi söylemler ortam için geçerli argüman değil.
Üreme ortamdan bağımsız bir güdüdür. Nasıl mı şöyle.. Her canlı genini aktarmak için yaşar. İnsan bile temelinde böyledir. Mesela hindistanın çöp şehirlerine gidelim .. Yaşamak için berbat bir yer.. Ama her ailenin en az yarım düzine çocuğu var.. California yaşamak için nispeten daha güzel ama aile - çocuk ortalaması çok düşük. Alakasız örnek gibi gözükebilir ama demek istediğim şu ki , üremek iyi bir ortam yada mutluluğun sonucu değildir. Üremeyi tetikleyen şeyler çok çeşitli şeyler.
Apistogrammaların tehdit ortamlarında üremeye tetiklendiği doğrudur. Bu diğer tüm güney amerikan balıkları için geçerli. Ama bu akvaryumla alakasız bir mevzu. Nedeni ise doğasındaki şartlar. Güney amerika dedik mi , diğer hiç bir ortama benzemez.. Yüzbinlerce sürüngen , kuş , kemirici , avcı ve binlerce etçil balık türü burada yaşar.. Burada yaşıyorsanız geninizi aktaracaksınız.. Yoksa soyunuz tükenir. Ama akvaryumda işler değişiyor.
Konu akvaryuma gelirse , apistogrammalar zengin taban sever, yani yükseklik hikaye. . Balık başına doğasında düşen hacim belki 200-300 litredir.. Ama konu akvaryumsa yani 20 metre ilerisinde bir cariba sürüsü yaklaşmayan yapay bir ortamsa bu hacim taban ağırlıklı bir akvaryumda 70-80'e inebilir.. (mantıken)
[B]Kakadu , pandurini , inka , trifasciata , agassizi , borelli , macmasteri , hongsloi , viejita , bitaeinata , ramirezi , dicrossus , nanacara, wilhelmi [/B] gibi türler akvaryum dünyasına kazandırılmış , ortama ayak uydurmuş balıklardır. [B]Bunların üremesi kendilerinin becerisidir.. Besleyenin değil.[/B] O yüzden bu balıklar artık apistogrammaların ortam ihtiyaçlarını gözlemlemede %100 sağlıklı bir denek olmaz.
Fakat , rio mamore ,iniridae , elizabethae , sao gabriel , ivanacara , breitbinden , uaupesi , candidi , ve daha aklıma gelmeyen bir çok vahşi tür + form cüceler akvaryum ortamının "rarefish" dedikleri cinsleridir.. İşte bunlar hem ortam , hem hacim hem kaliteli su değeri ister.. [B]Üremek için değil , esirlikte YAŞAMAK İÇİN[/B] Bu balıkların yaşadığı ortam bizim baz alacağımız ortam olmalı.
Kişisel deneyimlerime gelecek olursak ben inka'mın cayır cayır ürediği akvaryumda , iniridae dişimi 5 gün yaşatamamıştım. (80*55 taban)
A. Steelblue lerin ürediği akvaryumda elizabethae 8 saat yaşadı. (40*40*35)
Zamanında beslediğim kakadu , borelli , yapay form agassizilerimi deneyim dışı tutuyorum..Bendeki deneyimler bunlar. Belki ben yanlış sonuçlar çıkardım , size bırakıyorum.
Beğenenler: [T]104749,bahoylcnr[/T][T]161328,erden1976[/T][T]20572,tarquinnn[/T][T]160843,mnfc[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]55832,oceanmist[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2017 02:09
[QUOTE=capo di capi]Koşullar eşit değildir üreme..
Beni yanlış anlamayın da kakaduyu avucunun içine su doldurup üretecek adamlar tanıyorum ( teşbihte hata olmaz) O yüzden şu kadar yıl üredi bu kadar yavru verdi gibi söylemler ortam için geçerli argüman değil.[/QUOTE]
Uygun su şartlarını sağlayamazsanız, doğadan yakalama olsun, 7 göbek akvaryum üretimi olsun hiçbir apisto türünü uzun süre yaşatamazsınız. Su şartlarının yanında uygun dekoru, uygun tank arkadaşlarını, uygun beslenmeyi vs. sağlayamazsanız hiçbir apisto türünü kolayca yumurtlatamazsınız. Üreme güdüsü yüksek türler olduklarından olumsuz şartlarda bile hasbelkader yumurtlatsanız, yumurtaların açıldığını göremezsiniz. Oldu, denk geldi yavrular da çıktı, yaşatamaz, büyütemezsiniz. Apisto tecrübesi sizin kadar fazla olan bir hobicinin bunları zaten çok iyi bildiğini varsayıyorum. Yani görece olarak geniş bir yelpazeden bahsediyor olsak da, bence koşullar = üreme.
[QUOTE=capo di capi][B]Kakadu , pandurini , inka , trifasciata , agassizi , borelli , macmasteri , hongsloi , viejita , bitaeinata , ramirezi , dicrossus , nanacara, wilhelmi [/B] gibi türler akvaryum dünyasına kazandırılmış , ortama ayak uydurmuş balıklardır. [B]Bunların üremesi kendilerinin becerisidir.. Besleyenin değil.[/B][/QUOTE]
Neredeyse 2000'li yılların başından beri (hatta belki daha öncesine) ülkemize az ya da çok apistogramma ithal edilir. Şimdiye kadar "ben bu çiftimden X batın yavru alıp Y tane yavru büyüttüm" diyebilecek kaç tane hobici tanıdınız? Forumda belki yüzlercesi açılan apisto akvaryumu kurulumlarının kaç tanesi uzun soluklu olabildi? Bu başlıkta tanıtılan balıkların yüzde kaçı 1-2 ayı geçen bir süre yaşatılabildi?
Çek ithalatlarının rutin hale gelmesi sonucu, ülkeye giren apisto sayısı, besleyen hobici sayısı ve buna bağlı olarak da yumurta ve yavru haberleri sevindirici şekilde arttı. Buna karşın alınan bu yavrulardan kaç tanesi kendini kurtaracak boya gelebildi?
Ulaşılması, bulunması, üremesi, yaşatılması en kolay tür bile olsa apisto yine de apistodur. Yazdıklarınızın büyük bölümüne katılmakla birlikte, belirli düzeyde bir tecrübesi, hevesi, ilgisi olmayan hiçbir hobicinin en azından kitle üretimde başarı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Bu kadar basit olsaydı, yani bu türleri avucumuzun içinde üretebiliyor olsaydık ([;)]) bunca yıldan sonra bile hala çiftine 80-100 TL vermek zorunda kalmazdık.
Bu yüzden Metehan'ın üretim başarısının ortam için geçerli bir argüman olduğunda ısrarcıyım..
Beni yanlış anlamayın da kakaduyu avucunun içine su doldurup üretecek adamlar tanıyorum ( teşbihte hata olmaz) O yüzden şu kadar yıl üredi bu kadar yavru verdi gibi söylemler ortam için geçerli argüman değil.[/QUOTE]
Uygun su şartlarını sağlayamazsanız, doğadan yakalama olsun, 7 göbek akvaryum üretimi olsun hiçbir apisto türünü uzun süre yaşatamazsınız. Su şartlarının yanında uygun dekoru, uygun tank arkadaşlarını, uygun beslenmeyi vs. sağlayamazsanız hiçbir apisto türünü kolayca yumurtlatamazsınız. Üreme güdüsü yüksek türler olduklarından olumsuz şartlarda bile hasbelkader yumurtlatsanız, yumurtaların açıldığını göremezsiniz. Oldu, denk geldi yavrular da çıktı, yaşatamaz, büyütemezsiniz. Apisto tecrübesi sizin kadar fazla olan bir hobicinin bunları zaten çok iyi bildiğini varsayıyorum. Yani görece olarak geniş bir yelpazeden bahsediyor olsak da, bence koşullar = üreme.
[QUOTE=capo di capi][B]Kakadu , pandurini , inka , trifasciata , agassizi , borelli , macmasteri , hongsloi , viejita , bitaeinata , ramirezi , dicrossus , nanacara, wilhelmi [/B] gibi türler akvaryum dünyasına kazandırılmış , ortama ayak uydurmuş balıklardır. [B]Bunların üremesi kendilerinin becerisidir.. Besleyenin değil.[/B][/QUOTE]
Neredeyse 2000'li yılların başından beri (hatta belki daha öncesine) ülkemize az ya da çok apistogramma ithal edilir. Şimdiye kadar "ben bu çiftimden X batın yavru alıp Y tane yavru büyüttüm" diyebilecek kaç tane hobici tanıdınız? Forumda belki yüzlercesi açılan apisto akvaryumu kurulumlarının kaç tanesi uzun soluklu olabildi? Bu başlıkta tanıtılan balıkların yüzde kaçı 1-2 ayı geçen bir süre yaşatılabildi?
Çek ithalatlarının rutin hale gelmesi sonucu, ülkeye giren apisto sayısı, besleyen hobici sayısı ve buna bağlı olarak da yumurta ve yavru haberleri sevindirici şekilde arttı. Buna karşın alınan bu yavrulardan kaç tanesi kendini kurtaracak boya gelebildi?
Ulaşılması, bulunması, üremesi, yaşatılması en kolay tür bile olsa apisto yine de apistodur. Yazdıklarınızın büyük bölümüne katılmakla birlikte, belirli düzeyde bir tecrübesi, hevesi, ilgisi olmayan hiçbir hobicinin en azından kitle üretimde başarı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Bu kadar basit olsaydı, yani bu türleri avucumuzun içinde üretebiliyor olsaydık ([;)]) bunca yıldan sonra bile hala çiftine 80-100 TL vermek zorunda kalmazdık.
Bu yüzden Metehan'ın üretim başarısının ortam için geçerli bir argüman olduğunda ısrarcıyım..
Beğenenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]111197,Iskarmoz[/T][T]3259,kursatufukcoskun[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2017 03:12
[QUOTE=tarquinnn]
Uygun su şartlarını sağlayamazsanız, doğadan yakalama olsun, 7 göbek akvaryum üretimi olsun hiçbir apisto türünü uzun süre yaşatamazsınız. Su şartlarının yanında uygun dekoru, uygun tank arkadaşlarını, uygun beslenmeyi vs. sağlayamazsanız hiçbir apisto türünü kolayca yumurtlatamazsınız. Üreme güdüsü yüksek türler olduklarından olumsuz şartlarda bile hasbelkader yumurtlatsanız, yumurtaların açıldığını göremezsiniz. Oldu, denk geldi yavrular da çıktı, yaşatamaz, büyütemezsiniz. Apisto tecrübesi sizin kadar fazla olan bir hobicinin bunları zaten çok iyi bildiğini varsayıyorum. Yani görece olarak geniş bir yelpazeden bahsediyor olsak da, bence koşullar = üreme.
Neredeyse 2000'li yılların başından beri (hatta belki daha öncesine) ülkemize az ya da çok apistogramma ithal edilir. Şimdiye kadar "ben bu çiftimden X batın yavru alıp Y tane yavru büyüttüm" diyebilecek kaç tane hobici tanıdınız? Forumda belki yüzlercesi açılan apisto akvaryumu kurulumlarının kaç tanesi uzun soluklu olabildi? Bu başlıkta tanıtılan balıkların yüzde kaçı 1-2 ayı geçen bir süre yaşatılabildi?
Çek ithalatlarının rutin hale gelmesi sonucu, ülkeye giren apisto sayısı, besleyen hobici sayısı ve buna bağlı olarak da yumurta ve yavru haberleri sevindirici şekilde arttı. Buna karşın alınan bu yavrulardan kaç tanesi kendini kurtaracak boya gelebildi?
Ulaşılması, bulunması, üremesi, yaşatılması en kolay tür bile olsa apisto yine de apistodur. Yazdıklarınızın büyük bölümüne katılmakla birlikte, belirli düzeyde bir tecrübesi, hevesi, ilgisi olmayan hiçbir hobicinin en azından kitle üretimde başarı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Bu kadar basit olsaydı, yani bu türleri avucumuzun içinde üretebiliyor olsaydık ([;)]) bunca yıldan sonra bile hala çiftine 80-100 TL vermek zorunda kalmazdık.
Bu yüzden Metehan'ın üretim başarısının ortam için geçerli bir argüman olduğunda ısrarcıyım..[/QUOTE]
Sadece bir cümleyle cevap vereceğim.. Amazon gibi afili , taklidi imkansız bir gölden gelen F0 bir balık , akvaryumda ürüyorsa ; üremek eşit değildir ortam :) Her türlü ürüyor yani camın içinde , havuzda , bidonda ve amazonda. Ama yaşatmak bambaşka bir mevzudur.. Bu canlıları F0 alıp üretebildik.. Ama f0 alıp yıllarca yaşatamadık. Yani üremek eşit değildir ortam. Yaşamak eşittir ortam.
Uygun su şartlarını sağlayamazsanız, doğadan yakalama olsun, 7 göbek akvaryum üretimi olsun hiçbir apisto türünü uzun süre yaşatamazsınız. Su şartlarının yanında uygun dekoru, uygun tank arkadaşlarını, uygun beslenmeyi vs. sağlayamazsanız hiçbir apisto türünü kolayca yumurtlatamazsınız. Üreme güdüsü yüksek türler olduklarından olumsuz şartlarda bile hasbelkader yumurtlatsanız, yumurtaların açıldığını göremezsiniz. Oldu, denk geldi yavrular da çıktı, yaşatamaz, büyütemezsiniz. Apisto tecrübesi sizin kadar fazla olan bir hobicinin bunları zaten çok iyi bildiğini varsayıyorum. Yani görece olarak geniş bir yelpazeden bahsediyor olsak da, bence koşullar = üreme.
Neredeyse 2000'li yılların başından beri (hatta belki daha öncesine) ülkemize az ya da çok apistogramma ithal edilir. Şimdiye kadar "ben bu çiftimden X batın yavru alıp Y tane yavru büyüttüm" diyebilecek kaç tane hobici tanıdınız? Forumda belki yüzlercesi açılan apisto akvaryumu kurulumlarının kaç tanesi uzun soluklu olabildi? Bu başlıkta tanıtılan balıkların yüzde kaçı 1-2 ayı geçen bir süre yaşatılabildi?
Çek ithalatlarının rutin hale gelmesi sonucu, ülkeye giren apisto sayısı, besleyen hobici sayısı ve buna bağlı olarak da yumurta ve yavru haberleri sevindirici şekilde arttı. Buna karşın alınan bu yavrulardan kaç tanesi kendini kurtaracak boya gelebildi?
Ulaşılması, bulunması, üremesi, yaşatılması en kolay tür bile olsa apisto yine de apistodur. Yazdıklarınızın büyük bölümüne katılmakla birlikte, belirli düzeyde bir tecrübesi, hevesi, ilgisi olmayan hiçbir hobicinin en azından kitle üretimde başarı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Bu kadar basit olsaydı, yani bu türleri avucumuzun içinde üretebiliyor olsaydık ([;)]) bunca yıldan sonra bile hala çiftine 80-100 TL vermek zorunda kalmazdık.
Bu yüzden Metehan'ın üretim başarısının ortam için geçerli bir argüman olduğunda ısrarcıyım..[/QUOTE]
Sadece bir cümleyle cevap vereceğim.. Amazon gibi afili , taklidi imkansız bir gölden gelen F0 bir balık , akvaryumda ürüyorsa ; üremek eşit değildir ortam :) Her türlü ürüyor yani camın içinde , havuzda , bidonda ve amazonda. Ama yaşatmak bambaşka bir mevzudur.. Bu canlıları F0 alıp üretebildik.. Ama f0 alıp yıllarca yaşatamadık. Yani üremek eşit değildir ortam. Yaşamak eşittir ortam.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2017 06:56
Apisto üretimi son derece kolaydır, diskus vs türlerden bahsetmiyoruz, bakımıda kolaydır, zor balık değildir.
30 litrede yasayıp üreme marifeti balıktadir, apisto da uremenin sert koşulları yok, suyu, dalı kökü, yaprağı besleyen koyuversin bir zahmet, bunlarda iyi bilmek istemez, iki sayfa okusan yeterli.
Bence incelik biyotop kurmaktadir ki o bile zor değil.
düzeltme; Yazdıklarım şahsi fikrimdir. [EDIT]oceanmist,2017-06-19 10:05:39[/EDIT]
30 litrede yasayıp üreme marifeti balıktadir, apisto da uremenin sert koşulları yok, suyu, dalı kökü, yaprağı besleyen koyuversin bir zahmet, bunlarda iyi bilmek istemez, iki sayfa okusan yeterli.
Bence incelik biyotop kurmaktadir ki o bile zor değil.
düzeltme; Yazdıklarım şahsi fikrimdir. [EDIT]oceanmist,2017-06-19 10:05:39[/EDIT]
Beğenenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
+1: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2017 10:15
Ben yaklaşık on senedir evinde akvaryum olan bir genç hobiciyim. Bunun ilk 7 8 yılına çöp diyebiliriz. Çünkü son iki üç yıldır apistolar tanıştım.
Bu balıkların bu kadar kolay ureyebildigine inanmıyorum. Açın forumda konulara bakın ya yumurtlamaya, ya yumurtaları yiyor, yada yavruları yiyordur. Belirli bir tecrübesi olmayan kimse apistolar yavru alıp o yavruları ciddi kayıp vermeden büyütemez. Ben büyüttüm diyen çıksın söylesin bizde tebrik edelim.
Kendim inka ve trifasciatadan çok güzel yavru aldım büyüttüm. Ancak aynı koşullarda borellilerden alamadım. Bu kadar eşsiz balıkların bir iddia uğruna Lepistes gibi çok kolaydır tecrübe istemez şöyle böyle denmesi çok üzücü bir durum. Bunu söyleyenler iddialarını kanıtlasinlar lütfen. Ayrıca bu kadar kolaysa bizde söylesinler ki artık bir çifte 80 100 hatta 120 130 lira vermeyelim. Sadece biz değil kendileride vermesin. Yada artık ellerindeki yavru stoğunu piyasaya sürüp piyasayı altüst üst etsinler [:D]
Bu balıkların bu kadar kolay ureyebildigine inanmıyorum. Açın forumda konulara bakın ya yumurtlamaya, ya yumurtaları yiyor, yada yavruları yiyordur. Belirli bir tecrübesi olmayan kimse apistolar yavru alıp o yavruları ciddi kayıp vermeden büyütemez. Ben büyüttüm diyen çıksın söylesin bizde tebrik edelim.
Kendim inka ve trifasciatadan çok güzel yavru aldım büyüttüm. Ancak aynı koşullarda borellilerden alamadım. Bu kadar eşsiz balıkların bir iddia uğruna Lepistes gibi çok kolaydır tecrübe istemez şöyle böyle denmesi çok üzücü bir durum. Bunu söyleyenler iddialarını kanıtlasinlar lütfen. Ayrıca bu kadar kolaysa bizde söylesinler ki artık bir çifte 80 100 hatta 120 130 lira vermeyelim. Sadece biz değil kendileride vermesin. Yada artık ellerindeki yavru stoğunu piyasaya sürüp piyasayı altüst üst etsinler [:D]
Beğenenler: [T]100563,oblomov[/T][T]104749,bahoylcnr[/T]
+1: [T]71002,Emre Zaim[/T][T]100563,oblomov[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir