160 litre bitkili akvaryum kurulumu
Gönderim Zamanı: 19 Mart 2010 00:38
[QUOTE=aoktem]
Gülmeyin ama başıma bir iş daha geldi.Artık kadermi diyeyim yoksa sabotemi ediliyorum ne... Kardinallerde beyaz benek :)baş gösterdi. Isıyı biraz artırdım. Yarında ilaç tedavisine başlayacağız. Akvaryum diye başladık; kimi türlere o kadar taktık ki bir ihtiyoloji uzmanı gibi araştırdık. Sonra ot mot koyalımda biraz hoş görünsün dedik botanikçi gibi o bitkiydi bu bitkiydi arada kaybolduk gittik. Su değerleri dedik; elde test kimyager olduk.Yakında hıfsı sıha dan bile danışsalar bize şaşmamak gerek. Elektirik aksamıydı,gazdı,tüptü derken teknisyenlikte yapmaya başladık. Velhasılı kelem şimdide baytar olacağız, balık tedavi edeceğiz. Sanırım bu hobide bizleri çekende bu ufak tefek karmaşalar ve çok yönlü yapısı :)
[/QUOTE]
Bu kısmı okurken koptum gülmekten
Kardinaller beyaz beneği atlatırlar bence, su değişimine gelememişlerdir, ısıyı artırman iyi olmuş bence ve ilaç tedavisine de gerek olduğunu sanmıyorum.Yem yiyorlarsa atlatacaklardır.
Mikro element gübresini tunç beyin önerdiği şekilde belki biraz daha az kullanabilirsin çünkü bitki yoğunluğu fazla değil.
Potasyumu da aksatmadan kullanmaya devam etmelisin.
Fosfat eklemeye gerek olduğunu düşünmüyorum, kullandığın yemlerden falan geliyor zaten.
Göz var sende göz
Gülmeyin ama başıma bir iş daha geldi.Artık kadermi diyeyim yoksa sabotemi ediliyorum ne... Kardinallerde beyaz benek :)baş gösterdi. Isıyı biraz artırdım. Yarında ilaç tedavisine başlayacağız. Akvaryum diye başladık; kimi türlere o kadar taktık ki bir ihtiyoloji uzmanı gibi araştırdık. Sonra ot mot koyalımda biraz hoş görünsün dedik botanikçi gibi o bitkiydi bu bitkiydi arada kaybolduk gittik. Su değerleri dedik; elde test kimyager olduk.Yakında hıfsı sıha dan bile danışsalar bize şaşmamak gerek. Elektirik aksamıydı,gazdı,tüptü derken teknisyenlikte yapmaya başladık. Velhasılı kelem şimdide baytar olacağız, balık tedavi edeceğiz. Sanırım bu hobide bizleri çekende bu ufak tefek karmaşalar ve çok yönlü yapısı :)
[/QUOTE]
Bu kısmı okurken koptum gülmekten
Kardinaller beyaz beneği atlatırlar bence, su değişimine gelememişlerdir, ısıyı artırman iyi olmuş bence ve ilaç tedavisine de gerek olduğunu sanmıyorum.Yem yiyorlarsa atlatacaklardır.
Mikro element gübresini tunç beyin önerdiği şekilde belki biraz daha az kullanabilirsin çünkü bitki yoğunluğu fazla değil.
Potasyumu da aksatmadan kullanmaya devam etmelisin.
Fosfat eklemeye gerek olduğunu düşünmüyorum, kullandığın yemlerden falan geliyor zaten.
Göz var sende göz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2010 02:13
Merhaba arkadaşlar;
Uzun zamandır ihmal ettiğim fotoğrafları tekrar yüklemeye başladım. Glossolar özellikle CO2 takviyesiyle güzel bir performans yakaladılar. Arka arkaya gelen malum aksilikler onları biraz yavaşlatsada tankı yavaş yavaş kaplamaya başladılar. Tankın sol kanadındaki bylixalar gayet güzel bir formdalar; bakalım ne zaman sürgün alacağım. Sağ kanattaki blyxaların formları için malesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yaprak yaprak sanki eriyip yok olacaklar gibi bir intiba uyandırıyorlar. Rotalları arka plandaki ısıtıcı, filitre borusu,hortumlar vs. ekipmanları kamufle ederken kullanacağım. Ayrıca arka planıda onlarla kaplamayıda düşünüyorum. Delice bir hırsla aradığım valiserniaların performansı beni yahal kırıklığına uğrattı yandan sürgünler vererek yayılma eğlimindeler ama boyuna bir uzama ise göstermiyorlar. Onları başka bir tanka alacağım. Şimdilik buradalar. Gelelim Yılmaz'la birlikte diktiğimiz H.Cubalara.Onlar yavaş yavaş büyüyorlar ama vatozlar ikide bir yerlerinden söküyor, bende hemen hergün hergün bir ikisini tekrar dikiyorum. Tankta glosso,blyxa ve rotalla olacak. H.Cubaların da yayılımı güzel olursa kullanacağım. Valiserniya nana başka bir akvaryuma yolcu olacak. Daha sonra başka bir akvaryuma alacağım 2 adet boynuzlu cüce vatozun dışında 2 adet cüce vatoz, 2 adet sae, 8 adet kardinal tetra ve 50 nin üzerinde kiraz karides canlı yükünü oluşturuyor. Tankın genel görünümü ise şöyle;
Genel görünüm:
Sol kanat:
Sağ kanat:
Orta kısımdaki glossolar:
Birazda tankataki canlılardan bazılarının fotoğraflarını göstereyim:
Siyamlı Alg Yiyiciler ve Kardinal Tetralar
Arkadaşlar fotoğraflar biraz aceleye geldi; açıkcası pek sizlere layık değil. Kusura bakmayın daha iyilerini de eklerim.
_____________________________________________________________________________________________
Yılmaz, H.C. fotoğraflarını merakla beklediğini biliyorum. Onlarla özel olarak uğraşacağım istediğim gibi olmadılar.
aoktem 2010-03-20 02:20:34
Uzun zamandır ihmal ettiğim fotoğrafları tekrar yüklemeye başladım. Glossolar özellikle CO2 takviyesiyle güzel bir performans yakaladılar. Arka arkaya gelen malum aksilikler onları biraz yavaşlatsada tankı yavaş yavaş kaplamaya başladılar. Tankın sol kanadındaki bylixalar gayet güzel bir formdalar; bakalım ne zaman sürgün alacağım. Sağ kanattaki blyxaların formları için malesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yaprak yaprak sanki eriyip yok olacaklar gibi bir intiba uyandırıyorlar. Rotalları arka plandaki ısıtıcı, filitre borusu,hortumlar vs. ekipmanları kamufle ederken kullanacağım. Ayrıca arka planıda onlarla kaplamayıda düşünüyorum. Delice bir hırsla aradığım valiserniaların performansı beni yahal kırıklığına uğrattı yandan sürgünler vererek yayılma eğlimindeler ama boyuna bir uzama ise göstermiyorlar. Onları başka bir tanka alacağım. Şimdilik buradalar. Gelelim Yılmaz'la birlikte diktiğimiz H.Cubalara.Onlar yavaş yavaş büyüyorlar ama vatozlar ikide bir yerlerinden söküyor, bende hemen hergün hergün bir ikisini tekrar dikiyorum. Tankta glosso,blyxa ve rotalla olacak. H.Cubaların da yayılımı güzel olursa kullanacağım. Valiserniya nana başka bir akvaryuma yolcu olacak. Daha sonra başka bir akvaryuma alacağım 2 adet boynuzlu cüce vatozun dışında 2 adet cüce vatoz, 2 adet sae, 8 adet kardinal tetra ve 50 nin üzerinde kiraz karides canlı yükünü oluşturuyor. Tankın genel görünümü ise şöyle;
Genel görünüm:
Sol kanat:
Sağ kanat:
Orta kısımdaki glossolar:
Birazda tankataki canlılardan bazılarının fotoğraflarını göstereyim:
Siyamlı Alg Yiyiciler ve Kardinal Tetralar
Arkadaşlar fotoğraflar biraz aceleye geldi; açıkcası pek sizlere layık değil. Kusura bakmayın daha iyilerini de eklerim.
_____________________________________________________________________________________________
Yılmaz, H.C. fotoğraflarını merakla beklediğini biliyorum. Onlarla özel olarak uğraşacağım istediğim gibi olmadılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2010 09:28
Aydın abi selam;
Bylxa'ların kızarmaya başlamış gerçekten, bu aslına bakılırsa hiç iyi bir durum değil :-\
Valiserniaları nasıl ektiğini öğrenebilirmiyim ? Bu arada taban kaç cm kalınlıkta ?
Sabırlı bir uğraş içindesin, ben olsam elli kere kurardım bu tankı :)
Kolay gelsin...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2010 01:49
[QUOTE=b_altiparmak]Aydın abi selam;
Burakcığım,
Valisernia nanalarım hep yandan sürgün veriyor ve yaprakların boyuna uzaması malesef gerçeklesmedi. Bu bitkilerin uzun yapraklarının uzayarak su üzerine yatması ve akıntıda hafif hafif salınması muhteşem bir görsel güzellik sergileyecektir diye düşünüyorum ama bu uzamanın gerçekleşme mesi ise tam bir hayal kırıklığı oldu. Eski yapraklarda yosunlanma başlayınca onlarıda budadım. Başka bir tanka almayı planlıyorum ve biraz can sıkıcı birdurum. Umarım durum değişir yoksa geri plandaki alternatifim rotalla.
Blyxalarımın bir kısmının özellikle senin alıp bana getirdiklerin ile benim daha sonra yine maltepeden aldıklarımın formları iyi fakat sürgün yok. Yılmaz beyin getirdikleri ise bir kısmı gayet iyi durumda, diğerlerini de yaşatmaya çalışıyorum (bunlar gelirkende pek iyi durumda değildi ve Yılmaz beyde bu durumdan şikayetciydi; biz o zaman ışıktan olabilir diye düşünmüştük). Ben sorunun co2,ışık veya besleyici bir tabandan olduğunu düşünmüyorum çünkü bunlar mevcut. Son yaptığım testlerde demir bakımından su çok yetersiz görünüyor; buna bağlıyorum ama eminde değilim. Bakalım bu hususta arkadaşlarımız ne derler. Ertuğrul beye bu konuyu danıştım.
Gelelim tabanı bozma konusuna; sanırım bu biraz tez canlılıktan:) arkadaşlar özellikle de Emre bey bu konuda beni uyardılar ve iyi fikir olmadığını söylediler. Sakin düşününce tabanla fazla oynamamak daha doğru bir yaklaşım. Sonradan Yılmaz beyde bunun daha iyi olacağı konusunda bir öğretmen edasıyla bena ders verdi ki yıllar sonra ders zili ne zaman çalacak diye aklımdan geçirdim:) Bu arada bu fikride benim aklıma sokan yine kendisidir:) Taban önde 4-5 cm arkaya doğru ise 7-8cm yükseklikte. Daha fazla bir meyil elde etmek istiyordum ama bu şekilde oldu.
Hoşcakal
aoktem 2010-03-21 01:55:20
Bylxa'ların kızarmaya başlamış gerçekten, bu aslına bakılırsa hiç iyi bir durum değil :-\
Valiserniaları nasıl ektiğini öğrenebilirmiyim ? Bu arada taban kaç cm kalınlıkta ?
Sabırlı bir uğraş içindesin, ben olsam elli kere kurardım bu tankı :)
Kolay gelsin...
[/QUOTE]Burakcığım,
Valisernia nanalarım hep yandan sürgün veriyor ve yaprakların boyuna uzaması malesef gerçeklesmedi. Bu bitkilerin uzun yapraklarının uzayarak su üzerine yatması ve akıntıda hafif hafif salınması muhteşem bir görsel güzellik sergileyecektir diye düşünüyorum ama bu uzamanın gerçekleşme mesi ise tam bir hayal kırıklığı oldu. Eski yapraklarda yosunlanma başlayınca onlarıda budadım. Başka bir tanka almayı planlıyorum ve biraz can sıkıcı birdurum. Umarım durum değişir yoksa geri plandaki alternatifim rotalla.
Blyxalarımın bir kısmının özellikle senin alıp bana getirdiklerin ile benim daha sonra yine maltepeden aldıklarımın formları iyi fakat sürgün yok. Yılmaz beyin getirdikleri ise bir kısmı gayet iyi durumda, diğerlerini de yaşatmaya çalışıyorum (bunlar gelirkende pek iyi durumda değildi ve Yılmaz beyde bu durumdan şikayetciydi; biz o zaman ışıktan olabilir diye düşünmüştük). Ben sorunun co2,ışık veya besleyici bir tabandan olduğunu düşünmüyorum çünkü bunlar mevcut. Son yaptığım testlerde demir bakımından su çok yetersiz görünüyor; buna bağlıyorum ama eminde değilim. Bakalım bu hususta arkadaşlarımız ne derler. Ertuğrul beye bu konuyu danıştım.
Gelelim tabanı bozma konusuna; sanırım bu biraz tez canlılıktan:) arkadaşlar özellikle de Emre bey bu konuda beni uyardılar ve iyi fikir olmadığını söylediler. Sakin düşününce tabanla fazla oynamamak daha doğru bir yaklaşım. Sonradan Yılmaz beyde bunun daha iyi olacağı konusunda bir öğretmen edasıyla bena ders verdi ki yıllar sonra ders zili ne zaman çalacak diye aklımdan geçirdim:) Bu arada bu fikride benim aklıma sokan yine kendisidir:) Taban önde 4-5 cm arkaya doğru ise 7-8cm yükseklikte. Daha fazla bir meyil elde etmek istiyordum ama bu şekilde oldu.
Hoşcakal
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2010 02:04
Valla bunları ne zaman söylemişim hatırlamıyorum.Ayrıca o kadar uzun konuştuğumu da hiç hatırlamıyorum.
Blyxiaları bana Fikret bey ( fikret1) hediye etmişti , aldığımda o kadar güzellerdi ki, son yarışma fotosunda muhteşem görünüm oldu sağ tarafta.
Nedense sonradan yapraklar sarardı,yeşilliğini kaybetti.Diplerine misket gübrede koymuştum.Ayrıca bunlar müthiş kök saldılar.Yani esasında köklenme problemide yaşamadılar.Birşey eksikti benim akvaryumda ,büyük ihtimal ışık.
Senin akvaryumda ışık yeterli,belki demir veya misket gübre kullanabilirsin.Kullanmışmıydın yoksa?
Blyxiaları bana Fikret bey ( fikret1) hediye etmişti , aldığımda o kadar güzellerdi ki, son yarışma fotosunda muhteşem görünüm oldu sağ tarafta.
Nedense sonradan yapraklar sarardı,yeşilliğini kaybetti.Diplerine misket gübrede koymuştum.Ayrıca bunlar müthiş kök saldılar.Yani esasında köklenme problemide yaşamadılar.Birşey eksikti benim akvaryumda ,büyük ihtimal ışık.
Senin akvaryumda ışık yeterli,belki demir veya misket gübre kullanabilirsin.Kullanmışmıydın yoksa?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2010 12:27
[QUOTE=Kartal77] Valla bunları ne zaman söylemişim hatırlamıyorum.Ayrıca o kadar uzun konuştuğumu da hiç hatırlamıyorum.
Blyxiaları bana Fikret bey ( fikret1) hediye etmişti , aldığımda o kadar güzellerdi ki, son yarışma fotosunda muhteşem görünüm oldu sağ tarafta.
Nedense sonradan yapraklar sarardı,yeşilliğini kaybetti.Diplerine misket gübrede koymuştum.Ayrıca bunlar müthiş kök saldılar.Yani esasında köklenme problemide yaşamadılar.Birşey eksikti benim akvaryumda ,büyük ihtimal ışık.
Senin akvaryumda ışık yeterli,belki demir veya misket gübre kullanabilirsin.Kullanmışmıydın yoksa?
[/QUOTE]
Yılmaz, bir iki gün önce diplerine misket gübre koydum. Bir umut bekliyorum. Aslında bu bitkiler hoşuma gitti. Beklediğimiz görselliği alamdığımızdan bir şeyin eksikliği de ortada;peki ama ne? Fikret beye de bir danışsak mı acaba... Bu arada CO2in derecesini tekrar artırdım. Çünkü kısık ayarda fotosentez göremedim.
Blyxiaları bana Fikret bey ( fikret1) hediye etmişti , aldığımda o kadar güzellerdi ki, son yarışma fotosunda muhteşem görünüm oldu sağ tarafta.
Nedense sonradan yapraklar sarardı,yeşilliğini kaybetti.Diplerine misket gübrede koymuştum.Ayrıca bunlar müthiş kök saldılar.Yani esasında köklenme problemide yaşamadılar.Birşey eksikti benim akvaryumda ,büyük ihtimal ışık.
Senin akvaryumda ışık yeterli,belki demir veya misket gübre kullanabilirsin.Kullanmışmıydın yoksa?
[/QUOTE]
Yılmaz, bir iki gün önce diplerine misket gübre koydum. Bir umut bekliyorum. Aslında bu bitkiler hoşuma gitti. Beklediğimiz görselliği alamdığımızdan bir şeyin eksikliği de ortada;peki ama ne? Fikret beye de bir danışsak mı acaba... Bu arada CO2in derecesini tekrar artırdım. Çünkü kısık ayarda fotosentez göremedim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 31 Mart 2010 01:39
Merhaba arkadaşlar. Önceki hafta su değerleri tuhaf derecede yetersiz çıkınca bende geçen hafta kasıtlı olarak su değişimi yapmadım ve sadece eksilen suyu ilave ederek geçiştirdim. Sabah su değişimi yapmadan da test uyguladım. Sonra %25 su değişimi yaptım. Değerlendirirseniz sevinirim. Henüz fosfat ve demir gübresi elime ulaşmadı. Belki yarın.
pH: 7
KH: 6
NH3/NH4: 0,5 mg/l < değerde fakat 0 ın üzerinde renk kartelasından okunamadı ikisi arasında bir değerde
Fe: 0,5 mg/l < ve 0,2 mg/l > test kartelasındaki renk tonları iki değerin arasında 0,3 yada 0,4 olabilir
NO2: 0,1 mg/l <
Su değişimi yapmadığım bu zaman zarfında yalnızca potasyum sülfat gübresi (haftalık 30 ml) ve ışıklar kapandıktan sonra mikroelement gübresi ( 2-3 günde bir 7-8 ml) ekledim. Tabanda derekumu taneleri üzerinde kahverengi fırça yosunlarda bir miktar artış gözlemledim ve maşa yardımıyla tek tek toplayıp tankdan çıkardım.
Glossolarım tabanda yayılmaya devam ediyor. İstemediğim bir alanda yayılan bir kısmını sökerek köklerine ayırdım ve boş alanlara diktim. Yılmaz beyle berber diktiğimiz HC leri ise sağ taraftaki gnays taşının arkasından söküp ön camda sağ köşeye diktim. İlk diktiğimde derekumu taneleri arasına bayağı zor dikmiştim ve her an yerinden çıkacakmış gibi duruyorlardı fakat sağlam olarak zemine tutunmuşlar. Sanırım bu iyi bir yolda olduklarını gösteriyor. Diplerine biraz misket gübrede ekleyeceğim.
Valisernia nanaları başka bir tanka alma düşüncem yavaş yavaş kesinleşiyor. Boyuna uzama çok yavaş ama sürekli yana sürgün veriyorlar. Oldukça arsız bitkiler. Arka planda rotalla olacak muhtemelen.
Blyxaların çürümüş yapraklarını keserken ana gövdeden ayrılmak üzere olan sürgünler gördüm. kökleri incitmeden ayırıp tekrar diktim. Yeni sürgünlerde var ama ayrılmak için biraz erken sanırım. Tankın son durumunu göstermek için birkaç fotoğraf ekliyorum
Genel görünüm:
Blyxa japonica ların etrafına Cardinal tetralar ve SAE
Ön camda sağ köşeye aldığım H.Cuba lar. Birer cm aralıklarla diktim. Umarım burada tutar ve gelişirler. Yeni konumlarında gözlemlemek ve görüntülemek artık daha kolay olacak. Yarın diplerine bir miktar misket gübre ekleyeceğim.
aoktem 2010-03-31 02:40:16
pH: 7
KH: 6
NH3/NH4: 0,5 mg/l < değerde fakat 0 ın üzerinde renk kartelasından okunamadı ikisi arasında bir değerde
Fe: 0,5 mg/l < ve 0,2 mg/l > test kartelasındaki renk tonları iki değerin arasında 0,3 yada 0,4 olabilir
NO2: 0,1 mg/l <
Su değişimi yapmadığım bu zaman zarfında yalnızca potasyum sülfat gübresi (haftalık 30 ml) ve ışıklar kapandıktan sonra mikroelement gübresi ( 2-3 günde bir 7-8 ml) ekledim. Tabanda derekumu taneleri üzerinde kahverengi fırça yosunlarda bir miktar artış gözlemledim ve maşa yardımıyla tek tek toplayıp tankdan çıkardım.
Glossolarım tabanda yayılmaya devam ediyor. İstemediğim bir alanda yayılan bir kısmını sökerek köklerine ayırdım ve boş alanlara diktim. Yılmaz beyle berber diktiğimiz HC leri ise sağ taraftaki gnays taşının arkasından söküp ön camda sağ köşeye diktim. İlk diktiğimde derekumu taneleri arasına bayağı zor dikmiştim ve her an yerinden çıkacakmış gibi duruyorlardı fakat sağlam olarak zemine tutunmuşlar. Sanırım bu iyi bir yolda olduklarını gösteriyor. Diplerine biraz misket gübrede ekleyeceğim.
Valisernia nanaları başka bir tanka alma düşüncem yavaş yavaş kesinleşiyor. Boyuna uzama çok yavaş ama sürekli yana sürgün veriyorlar. Oldukça arsız bitkiler. Arka planda rotalla olacak muhtemelen.
Blyxaların çürümüş yapraklarını keserken ana gövdeden ayrılmak üzere olan sürgünler gördüm. kökleri incitmeden ayırıp tekrar diktim. Yeni sürgünlerde var ama ayrılmak için biraz erken sanırım. Tankın son durumunu göstermek için birkaç fotoğraf ekliyorum
Genel görünüm:
Blyxa japonica ların etrafına Cardinal tetralar ve SAE
Ön camda sağ köşeye aldığım H.Cuba lar. Birer cm aralıklarla diktim. Umarım burada tutar ve gelişirler. Yeni konumlarında gözlemlemek ve görüntülemek artık daha kolay olacak. Yarın diplerine bir miktar misket gübre ekleyeceğim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2010 10:33
Aydın Bey, Co2 seviyeniz düşük evet 25-30 seviyesine çekmeniz daha iyi olucak,umarım fosfat ve demir gübreleriniz elinize ulaşmıştır.İlk etap da değerleri Nitrat: 10-15 ppm Fosfat : 0.5 ppm Demir:0.3 ppm seviyelerine getirirseniz herşey yoluna girecektir.Mikro gübreleme olarak Seachem Trace haftalık 10 ml sanırım yeterli olur.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Nisan 2010 01:48
[QUOTE=sayer]
[QUOTE=Kartal77]Aydın gelişim iyi gibi geldi bana.
Yalnız co2 artırabilirsen biraz daha iyi olur.
Çünkü tabloya göre co2 17,7ppm.
[/QUOTE]
Arkadaşlar CO2 konusunda son derece haklısınız. Geçen sefer ucuz atlattığım CO2 vukuatı sonrasında sanırım fazlaca ihtiyatlı davrandım ve gazı epeyce kıstım. Mevcut durum, tavsiyeleriniz doğrultusunda gazın miktarında biraz artış yapmamın uygun olduğunu gösteriyor. Testleri tekrar yaptığımda sudaki yeni CO2 düzeyeini tesbit etmiş olacağım. İlginizden dolayı teşekkür ederim.
aoktem 2010-04-03 01:56:19
Aydın Bey, Co2 seviyeniz düşük evet 25-30 seviyesine çekmeniz daha iyi olucak,umarım fosfat ve demir gübreleriniz elinize ulaşmıştır.İlk etap da değerleri Nitrat: 10-15 ppm Fosfat : 0.5 ppm Demir:0.3 ppm seviyelerine getirirseniz herşey yoluna girecektir.Mikro gübreleme olarak Seachem Trace haftalık 10 ml sanırım yeterli olur.
Saygılar...
[/QUOTE][QUOTE=Kartal77]Aydın gelişim iyi gibi geldi bana.
Yalnız co2 artırabilirsen biraz daha iyi olur.
Çünkü tabloya göre co2 17,7ppm.
[/QUOTE]
Arkadaşlar CO2 konusunda son derece haklısınız. Geçen sefer ucuz atlattığım CO2 vukuatı sonrasında sanırım fazlaca ihtiyatlı davrandım ve gazı epeyce kıstım. Mevcut durum, tavsiyeleriniz doğrultusunda gazın miktarında biraz artış yapmamın uygun olduğunu gösteriyor. Testleri tekrar yaptığımda sudaki yeni CO2 düzeyeini tesbit etmiş olacağım. İlginizden dolayı teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Nisan 2010 03:24
Merhaba arkadaşlar;
Uzun bir süredir güncelleme yapmadım. Bunda fotoğraf makinamdan bir süre uzak kalmamın etkisi olduğu kadar tasarım hakkındaki düşüncelerimin de etkisi var.
Öncelikle rotallalar arka planda gayet güzel bir şekilde yayılıyorlar. Japonicalarda iyi bir form yakaladılar ve glossolarda tabanın çok büyük bir bölümünü kapladılar. Şimdilik tek sorunum derekumu taneleri üzerinde yer yer görünen kahverengi fırça algler.
Tarz olarak iwagumi ilk zamanlarda bana baştan çıkarıcı bir heyecan versede zamanla bu hevesim azaldı. Sanırım bunun nedeni tarzın ruhunu oluşturan sadelik,basitlik anlayışı. Japon anlayışı bunu belki çok uç bir noktaya vardırıyor gibi. Halen bu tarz tankları çok estetik bulsamda bir yada iki tür bitki (bendeki üç tür bile fazla gibi) ve az sayıda ki çeşitlilikte balık türü vede tarzdan uzaklaşmamak için bağlı kalmanız gereken kalıplar,anlayışlar bu heyecanı biraz törpülüyor. Daha çok biyolojik çeşitlilik ihtiva eden bir akvaryum arzusu; sadelik ve dinginlikten daha cazip geliyor kulağıma. ''O bitki genel kabule uymaz'',''bu balık bu tarzda pek kullanılmaz'' yada ''bir iki tür yeterli'' gibi kalıplar sanki dar bir gömlek giymeye benziyor.
Tankımı yoğun bitkili bir karma bir akvaryuma dönüştürmeyi ciddi olarak düşünüyorum. Yinede gerçek manada sanzon iwagumi bir ruhu ve felsefesi olan estetik bir tarz olarak karşıda duruyor. Benim açımdan, belki 160 litrede değilde daha küçük bir hacimde; bu sadelik ve basitlik anlayışı daha güzel yakalanabilir diye düşünüyorum. Yinede buraya kadar olan macerayı bir zaman kaybı değilde yüksek destekli tanklarda bilmediğim yada önemsemdiğim pek çok şeyi öğrenme veya deneme imkanı varmesi açısından iyi bir fırsat olarak görüyorum. Emre beyin,Mustafa beyin,Ertuğrul beyin bu konudaki paylaşımları, arkadaşım Yılmaz beyin her zaman süren desteği ve diğer arkadaşlarımın değerleli görüşleri bana hıghtech tanklar, bitkiler, CO2, gübreleme vs konularında oldukça değerli tecrübeler kazandırdı.
aoktem 2010-04-26 03:32:23
Uzun bir süredir güncelleme yapmadım. Bunda fotoğraf makinamdan bir süre uzak kalmamın etkisi olduğu kadar tasarım hakkındaki düşüncelerimin de etkisi var.
Öncelikle rotallalar arka planda gayet güzel bir şekilde yayılıyorlar. Japonicalarda iyi bir form yakaladılar ve glossolarda tabanın çok büyük bir bölümünü kapladılar. Şimdilik tek sorunum derekumu taneleri üzerinde yer yer görünen kahverengi fırça algler.
Tarz olarak iwagumi ilk zamanlarda bana baştan çıkarıcı bir heyecan versede zamanla bu hevesim azaldı. Sanırım bunun nedeni tarzın ruhunu oluşturan sadelik,basitlik anlayışı. Japon anlayışı bunu belki çok uç bir noktaya vardırıyor gibi. Halen bu tarz tankları çok estetik bulsamda bir yada iki tür bitki (bendeki üç tür bile fazla gibi) ve az sayıda ki çeşitlilikte balık türü vede tarzdan uzaklaşmamak için bağlı kalmanız gereken kalıplar,anlayışlar bu heyecanı biraz törpülüyor. Daha çok biyolojik çeşitlilik ihtiva eden bir akvaryum arzusu; sadelik ve dinginlikten daha cazip geliyor kulağıma. ''O bitki genel kabule uymaz'',''bu balık bu tarzda pek kullanılmaz'' yada ''bir iki tür yeterli'' gibi kalıplar sanki dar bir gömlek giymeye benziyor.
Tankımı yoğun bitkili bir karma bir akvaryuma dönüştürmeyi ciddi olarak düşünüyorum. Yinede gerçek manada sanzon iwagumi bir ruhu ve felsefesi olan estetik bir tarz olarak karşıda duruyor. Benim açımdan, belki 160 litrede değilde daha küçük bir hacimde; bu sadelik ve basitlik anlayışı daha güzel yakalanabilir diye düşünüyorum. Yinede buraya kadar olan macerayı bir zaman kaybı değilde yüksek destekli tanklarda bilmediğim yada önemsemdiğim pek çok şeyi öğrenme veya deneme imkanı varmesi açısından iyi bir fırsat olarak görüyorum. Emre beyin,Mustafa beyin,Ertuğrul beyin bu konudaki paylaşımları, arkadaşım Yılmaz beyin her zaman süren desteği ve diğer arkadaşlarımın değerleli görüşleri bana hıghtech tanklar, bitkiler, CO2, gübreleme vs konularında oldukça değerli tecrübeler kazandırdı.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Nisan 2010 11:44
Aydın Bey,
Zaten mesele tarzın ne olduğu değil,mesele ortaya güzel birşeylerin çıkması. Emeklerim boşa gidiyor diye düşünmemenize sevindim, bu tankın size tecrübe yönünden çok şey kazandırdığını düşünüyorum.Hepimiz deneme yanılma yoluyla bir şekilde doğruyu buluyoruz işte.
Sanırım yeni bir kurulum yapmadan bu tankın üzerinden devam etmek niyetindesiniz, bence de doğru karar, oturmuş tabanın avantajından vazgeçmeyin derim.İyi bir cam ve dip temizliği yapıp,kumdaki fırça yosunlarınıda dip çekimiyle temizleyip.Temizlenemeyen bölgelerin üstüne de kum ilave ederek kapatmanızı öneririm.Altta kalıp çürüyüp gübre olurlar.Yeni görüntüyü merakla bekliyorum.Başarılar dilerim.
saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Nisan 2010 15:44
Ertuğrul bey, bende sizin önermiş olduğunuz ve Mustafa beyinde katılmış olduğu gibi; tankı bozmadan oturmuş sistem üzerinde bir takım değişiklikler yaparak çalışmayı sürdürme düşüncesindeyim. Gerekli düzenlemelere yakında başlayacağım. Sistem oturmuş olduğundan değişiklik konusunda pek zorlanmayacağımı düşünüyorum. İlk etepta iyi bir dip temizliği yapmam ve etrafa dağıtmış olduğum bitkilerin bir kısmını toparlamam gerekiyor. Şöyle üstün körü bir düşününce en az 9-10 çeşit bitki tanka girmeyi bekliyor. Bakalım artık ksmet yavaş yavaş çalışmaya başlayacağım. Gece geç saatlere kadar çalışıyor olmamın bir dezavantajı olarak işler bazen kaplumbağa hızında yürüyor. Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2010 02:50
Uzunca bir kaytarma döneminden sonra tekrar merhaba. İwagumiyi şimdilik bir kenara bıraktık diye bitkili akvaryumu bıraktık demedim.
160 L. Yeniden
Şimdilik elimdeki bitkileri genel kaideye uygun olarak arka plan, orta plan ve ön plan olmak üzere düzenledim. Hep beraber bir şekle sokacağımızı umuyorum. Bu arada elindeki bitki stoğunu kullanımıma açan Yılmaz kardeşime teşekkür ederim. Kendisi ludwiga ve cabomba ile akvaryumun bitki çeşitliliğine katkıda bulundu ve ayrıca 2 tane de melek balığı hediye etmiştir.
Şimdi gelelim akvaryumdaki bitkilere: (gecenin bu saatinde latinceyle uğraşmak istemediğimden genel olarak yazmak istiyorum; alt tarafi hobiciyiz biyolog değiliz zaten) Bolca Rotalla, hatrı sayılır miktarlarda Ludwiga ( 2 farklı türde) ve Cabomba. 3 kök Anubias, tohumdan yetişmekte olan iki kök Cryptocryne, 30 kök kadar Blyxa, bir miktar hemianthus (2 farklı türde), istemeyeceğim kadarda glosso var. Ayrıca bir miktar su mercimeğide yüzeyde serbestçe yüzmekte olup makul düzeye ulaştığında Capon Balığımız Portakalın bitkisel besinini oluşturması için hasat ediliyor. Sazların alayını tanktan çıkardım.
Yorucu bir gün oldu doğrusu. Sanırım tam mesai yapmışımdır akvaryum başında. Tabi hanımdan fırça yememek yada minumum zaiatla atlatmak için azami gayret gösterilerek temiz bir çalışma yapılmıştır. gossoları ve diğer tüm bitkiler çıkarıldı. Esaslı bir cam temizliği ve dip çekimi ihmal edimedi. Kısmi su değişimi yapıldı. Mevcut bitkileri ve hediye türlerim dikildi vs... Ayrıca fırsat bulundukça forumda sağa sola laf yetiştirildi :) Anlayacağınız hem çenem (yoksa parmaklarım mı demeliydim) hem ellerim çalıştı. Fırça faslını ise uysal kedi takdiğiyle minumum zaiyatla atlatmış oldum. Övünerek söylüyorum akvaryum suyunu bir damla bile yere dökmedim fakat akvaryumun kenarında çalışırken içtiğim çayım için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazıkki
Gelelim fotoğraf faslına:
Öncelikle sol bölüm
Simdi de sağ bölüm
Buda vaziyet-i umum
Anubiaslar kütüklere sarılacak suyu yeterince bulandırdığımdan :) kütüklerin temizlenip akvaryuma yerleştirilmesi işini erteledim. İki tane makul boyutta kütük tanka girmeyi bekliyor. Ayrıca bulabilirsem hindistan cevizi kabuklarıda dekorasyon için gündemde.
Simdi gelelim eğlence faslına Yılmaz bey bu fotoğrafları yarın gece 04:30 da bekliyor. Kendisine sürpriz olması için erken yükledim. Bütün bu yorgunluğun üstüne insafsızca fotoğraf istedi. Kendisini önce kibarca savuşturdum fakat vicdanım el vermediğinden çaresiz sazı elime aldım. Son çektiği ''karides yiyen betta ve hayalet'' fotoğraflarına karşı atışma istiyor sanırım Tabi bir de vejeteryan hayaleti var ama o katogori dışı. Ne işimiz olur bizim otla motla
İşte Yılmaz beyin hediyeleri:
Bu arada sipariş verdiğim kardinal tetralar gelmişler. 15 tane daha sürüye dahil olacak mevcut 20 nin üzerine çıkacak. Umarım adaptasyon sürecini zaiyatsız atlatırız. İlgisini esirgemeyen tüm dostlara teşekkürler.
aoktem 2010-05-12 03:42:04
160 L. Yeniden
Şimdilik elimdeki bitkileri genel kaideye uygun olarak arka plan, orta plan ve ön plan olmak üzere düzenledim. Hep beraber bir şekle sokacağımızı umuyorum. Bu arada elindeki bitki stoğunu kullanımıma açan Yılmaz kardeşime teşekkür ederim. Kendisi ludwiga ve cabomba ile akvaryumun bitki çeşitliliğine katkıda bulundu ve ayrıca 2 tane de melek balığı hediye etmiştir.
Şimdi gelelim akvaryumdaki bitkilere: (gecenin bu saatinde latinceyle uğraşmak istemediğimden genel olarak yazmak istiyorum; alt tarafi hobiciyiz biyolog değiliz zaten) Bolca Rotalla, hatrı sayılır miktarlarda Ludwiga ( 2 farklı türde) ve Cabomba. 3 kök Anubias, tohumdan yetişmekte olan iki kök Cryptocryne, 30 kök kadar Blyxa, bir miktar hemianthus (2 farklı türde), istemeyeceğim kadarda glosso var. Ayrıca bir miktar su mercimeğide yüzeyde serbestçe yüzmekte olup makul düzeye ulaştığında Capon Balığımız Portakalın bitkisel besinini oluşturması için hasat ediliyor. Sazların alayını tanktan çıkardım.
Yorucu bir gün oldu doğrusu. Sanırım tam mesai yapmışımdır akvaryum başında. Tabi hanımdan fırça yememek yada minumum zaiatla atlatmak için azami gayret gösterilerek temiz bir çalışma yapılmıştır. gossoları ve diğer tüm bitkiler çıkarıldı. Esaslı bir cam temizliği ve dip çekimi ihmal edimedi. Kısmi su değişimi yapıldı. Mevcut bitkileri ve hediye türlerim dikildi vs... Ayrıca fırsat bulundukça forumda sağa sola laf yetiştirildi :) Anlayacağınız hem çenem (yoksa parmaklarım mı demeliydim) hem ellerim çalıştı. Fırça faslını ise uysal kedi takdiğiyle minumum zaiyatla atlatmış oldum. Övünerek söylüyorum akvaryum suyunu bir damla bile yere dökmedim fakat akvaryumun kenarında çalışırken içtiğim çayım için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazıkki
Gelelim fotoğraf faslına:
Öncelikle sol bölüm
Simdi de sağ bölüm
Buda vaziyet-i umum
Anubiaslar kütüklere sarılacak suyu yeterince bulandırdığımdan :) kütüklerin temizlenip akvaryuma yerleştirilmesi işini erteledim. İki tane makul boyutta kütük tanka girmeyi bekliyor. Ayrıca bulabilirsem hindistan cevizi kabuklarıda dekorasyon için gündemde.
Simdi gelelim eğlence faslına Yılmaz bey bu fotoğrafları yarın gece 04:30 da bekliyor. Kendisine sürpriz olması için erken yükledim. Bütün bu yorgunluğun üstüne insafsızca fotoğraf istedi. Kendisini önce kibarca savuşturdum fakat vicdanım el vermediğinden çaresiz sazı elime aldım. Son çektiği ''karides yiyen betta ve hayalet'' fotoğraflarına karşı atışma istiyor sanırım Tabi bir de vejeteryan hayaleti var ama o katogori dışı. Ne işimiz olur bizim otla motla
İşte Yılmaz beyin hediyeleri:
Bu arada sipariş verdiğim kardinal tetralar gelmişler. 15 tane daha sürüye dahil olacak mevcut 20 nin üzerine çıkacak. Umarım adaptasyon sürecini zaiyatsız atlatırız. İlgisini esirgemeyen tüm dostlara teşekkürler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir