Göle balık salmak
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2009 17:21
Ben de zaten uygun olan yerlere yapılabilir dedim. Bunun örnekleri görülüyor. Olmayacak bir şey değil. Arkadaşımız koi yakaladım diyor. Göllerde artık japon ve lepistes bile var.
Bir de o attığım link bir göl gibi. Yani buralarda onun yarısı kadar bir akvaryum bile yok. İzleme keyfimiz olsun.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2009 22:00
Belki benimde abarttığımı düşüneceksiniz, ama değil halihazırda ekolojik yapıya sahip bir sisteme yeni bir canlı türü eklemek, herhangi bir canlı yapısına sahip olmayan ortamlara bile canlı eklenmesine karşıyım.
Konu çok detaylı aslında, ama kısaca görüşümü anlatmaya çalışayım. Örneğin bu eskiden taşocağı olan, şimdinin Balıklıgöl'ü... Aslında doğal olarak orada öyle bir gölet oluşmaması gerekiyordu değil mi, biz ne yaptık? Yeraltı maden kaynaklarına sahip olduğu için orayı kazdık. Aslında büyük ihtimalle oraya yol bulmaması gereken yeraltı su kaynakları madene sızmayı başardı, ki tahliye çalışması bile yetmediğine göre büyük bir sızıntıdan bahsediyoruz. Ardından bizim efsanevi Ali Dayı'mız buraya balıklarını saldı, hayatta kalmayı başardılar ve soyları halen devam ediyor.
Peki bu gölet, çevresinden ne kadar izole? Bunun yanıtını kim verebilir. Orada o balıklar yaşadığı sürece her an çevre sistemlere bir karışım gerçekleşebilir. Örneğin ocağı su basmasına sebep olan yeraltı nehirleri, bu bizim farkında bile olmadığımız tünellerle, aynı su, acaba kaç farklı gölete, nehire kaynak oluşturuyor. Bu balıklar yada yumurtalarının o yollar aracılığı ile düzenli ekosisteme sahip başka bir ortama karışma olasılığı acaba yüzde sıfır mıdır, yoksa 0,01% mi? Eğer ikinci ise, bana göre, bu yapılan doğal yaşam için tehlike arz etmektedir.
Bu sadece bir yol. Daha başka şu anda aklımıza bile gelmeyecek sebeplerle bu karışımlar gerçekleşebilir. İnanın doğanın dengeleri bazı şartlarda pamuk ipliğine bağlı. Tatlı su ekosistemleri ise bu dengeler içinde en kolay bozulabilen, ve sonuçları inanılmaz biçimde trajik olabilen başlıca sistemler arasında yer alıyor. En ufak bir hatamızın korkunç sonuçlar doğurması inanın o kadar da imkansız değil. Bunun örnekleri defalarca yaşandı. Milyonlarca yıl içinde oluşmuş devasa bir ekosistem olan Victoria Gölü'nü sadece birkaç sene içinde yine bizler bozmadık mı? Bilinçli olmazsak yine birkaç sene içinde Tanganyika'yı, Malawi'yi de aynı şekilde yok etmeyeceğimizin garantisini kim verebilir?
Ne olur duyarlı olalım. Sonra o iki tane yılanbaşı dereye bırakan çinli arkadaş gibi özür dilemek hiçbirşeyi düzeltmeyecek. Doğa affetmeyecek...
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2009 22:11
Bırakın ülkemizdeki türleri korumak için birşeyler yapmayı, başka yerlerin ekosistemlerini buralara getiriyoruz ilerlemeye bakın (!)...
İlerlemek bu mudur?
Siz önce kendi göllerinizdeki kendi akarsularınızdaki balıkları tanıyor musunuz arkadaşlar?
Bence hayır.
Çünkü burada öyle mesajlar yazılmış ki, daha ilk iki sayfanın bile okunulmadan geçildiğini, birşeyler yazmak için birşeyler yazıldığını görüyorum.
Bu noktadan sonra bu insanların, insanların doğa üzerindeki bilinçsizce düşlere kapılarak oynamalar yapmasının ne büyük tahribatlara yol açabileceğine dair aşağıdaki linkleri, içimde şüpheler taşıyarak veriyorum...
Okuyacağınızdan eminim(!):
ARAL GÖLÜ
ARAL GÖLÜ 2
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2009 23:39
Bunu fantaziden çok cesaret olarak nitelendirsek sanırım daha doğru bir tespit olur.Bunlar paranın gücü ve bilgiyle olabilecek şeyler.Yani insanların yapabileceği şeyler.Tutupta 200 km 2 lik göl yapılsın demiyor kimse ufak çaplı minyatür bir göl içerisinde 20-30 tür barındırabilecek.Sizce çokmu zor?
Ramirezi 2009-06-30 13:25:26
Teşekkürler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Haziran 2009 02:00
Turna gibi predatör balıkların olduğu göle balık salmak turnaları beslemekten öteye gitmeyecektir sanırım...
Gölün ekolojik yapısını incelemeden, eklemek istediğiniz balığın besin zincirinin neresinde ve ne oranda ekleneceğini bilmeden balık eklemenin bi anlamı olmayacaktır diye düşünüyorum...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Haziran 2009 13:28
Merhabalar;tartışılması gereken güzel bir konuda fikir alışverişinde bulunurken mesajlarımızda üslubumuzu korumaya özen göstermenizi rica ederim.
Anlayışınız için teşekkür ederim...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Haziran 2009 14:11
[QUOTE=masterpc]Ben KÜTAHYA'da oturuyorum.Kaplıcaları çok fazladır.Bir göl 25-28 sıcaklığındaydı.Birde ne göreyim.Doğal lepistes sürüsü.Ben 3 erkek 13 dişi getirdim koydum akvaryuma.Kendileri öldüler ama yavruları yetiyor.
----
Göllerde diyer balıklarda yaşayabilir belki.Neden olmasın?
[/QUOTE]
Haluk Bey, lepistes dediğiniz tür, aslında ülkemizin çoğu göl ve durgun sularında yaşayan halkın sinek balığı olarak adlandırdığı bi balık türüdür. Yani o balıklar oraya bırakılmamış. Zaten doğal ortamları orası.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Temmuz 2009 00:09
Arkadaşlar İznik gölündede öyle tahmin ediyorum ki milyonlarca gambusya sivrisinek balığı var sıcaklık olarak 12 ila 29 derece arasında dayanabildikleri için o yüzden gölde hakimiyet kurdular heralde link bu http://www.akvaryum.com/gambusia_affinis_gambusya,_sivrisinek_baligi_tatlisur_5_1233.asp#ref
gölde bir çok kez şahit oldum bu türe coğrafi kökenleri amerika okyanusları denizleri aşıp İznik gölüne gelmiş olamazlar heralde yani yine insanlar salmış göle balıkları ama pek bir zararı olduğunu sanmıyorum gölde yaşayan küçük balıkların yumurtalarını yiyorlarmış öyle duymuştum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Temmuz 2009 02:07
Bu gidişle Marmara denizinde balık tuttugum zaman ''mezgit'' yerine sarı prenses mavi prenses falan tutucam herhalde.Böyle dusuncelerden vazgeçin arkadaşlar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Temmuz 2009 13:07
Bu gidişle Marmara denizinde balık tuttugum zaman ''mezgit'' yerine sarı prenses mavi prenses falan tutucam herhalde.Böyle dusuncelerden vazgeçin arkadaşlar...
Bu balıklar denizde yaşayamaz onun için merak etmeyin mezgit yakalamaya devam.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Temmuz 2009 13:34
[QUOTE=berkan16]Arkadaşlar İznik gölündede öyle tahmin ediyorum ki milyonlarca gambusya sivrisinek balığı var sıcaklık olarak 12 ila 29 derece arasında dayanabildikleri için o yüzden gölde hakimiyet kurdular [/QUOTE]
Gambusiaşar 12 derceyenin altına inebilir bu yanlış bilgiyi düzeltmem gerekiyor. Linkteki 12-29 derce aralığı gambusialar için sağlıklı olan derece aralığıdır. 2 derecede sorunsuz yaşadıklarını biliyorum benim teorim su donmadığı sürece bu hayvanlara birşey olmaz
dr.aqua 2009-07-02 13:36:42
Gambusiaşar 12 derceyenin altına inebilir bu yanlış bilgiyi düzeltmem gerekiyor. Linkteki 12-29 derce aralığı gambusialar için sağlıklı olan derece aralığıdır. 2 derecede sorunsuz yaşadıklarını biliyorum benim teorim su donmadığı sürece bu hayvanlara birşey olmaz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Temmuz 2009 22:01
Bölgedeki canlı popülasyonunu yok edebilecek türler bırakılmamalıdır. Zaten o bölgelerde yeterince işgalci tilapia ve killifish türleri bulunuyordur. "Bulunuyordur" diyorum, çünkü tilapianın bulunmadığı sulak alan neredeyse kalmadı. Tilapianın özellikle Zillii türü oldukça yaygın!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Temmuz 2009 21:30
Konumuzla direk bir bağlantısı olmasa da çok güncel bir haberi sizlere iletmek istiyorum. Bugün Almanya, Avusturya ve İsviçre, Ilısu Barajı projesini desteklemekten vazgeçtiğini açıkladı! Bunun önemi çok büyük. Haberin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz:
Yukarıda Kadirhan Bey'in örneklerini verdiği Aral Gölü gibi bir doğa ve tarih katliamı şu an çok yakınımızda, kendi ülkemizde yapılmaya çalışılıyor. Uzun süredir takip ettiğim bu konuda önemli gelişmeler olmasıyla birlikte bugün bir e-posta iletisi aldım. İzninizle siz doğaseverlere iletmek istiyorum:
Vakit ayırıp okumanızı ve düşünmenizi rica ediyorum. Herkesten önce bizler bu konuda bilinçli olmalıyız.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Temmuz 2009 14:09
Orjinalini yazan: masterpc |
Ben KÜTAHYA'da oturuyorum.Kaplıcaları çok fazladır.Bir göl 25-28 sıcaklığındaydı.Birde ne göreyim.Doğal lepistes sürüsü.Ben 3 erkek 13 dişi getirdim koydum akvaryuma.Kendileri öldüler ama yavruları yetiyor.
----
Göllerde diyer balıklarda yaşayabilir belki.Neden olmasın? |
Bu balıklar sinek balığı değiller.Vahşi lepistes denilen türler Kütahya kaplıcalarında bol miktarda mevcutlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir