Bitkili Akvaryum Low Tech
Gönderim Zamanı: 29 Eylül 2017 23:50
İlk defa bir bitkili akvaryum kurmak gözünüze korkutucu gelebilir, bu konuda internetten çok sayıda bilgiye ulaşılmasına rağmen, “bilmeniz gereken her şey” tarzında, tüm bilgilerin bir arada olduğu rehberlerin sayısı fazla değildir. Buna ek olarak çok iyi bitkili akvaryum forumlarında bile rastladığımız birbirlerine zıt bilgi ve deneyim yazıları acemi bitkicinin kafasını karıştırmaktan öteye gitmez. Yine bu konuda bitki meraklılarının okuyacağı mükemmel kitaplar olmasına rağmen, çok az hobici akvaryumunu kurmadan önce tüm bu kitapları okumaya zaman ayırır. Bu nedenlerden ötürü böyle bir temel rehber hazırlama gereğini hissettim.
Ben de çok kısa bir geçmişte bitkili akvaryum acemisi iken, internetten, kitaplardan ve diğer kaynaklardan detaylı araştırmalar yaparak konu hakkında fikir sahibi olabildim. Bu edindiğim bilgileri, düşüncelerimi ve deneyimlerimi paylaşmak, daha da önemlisi bitkili akvaryumların harika dünyasına adım atmak üzere olan acemi arkadaşlarıma yardım edebilmek amacı ile bu makaleyi hazırladım. Hem bitkili akvaryumların olmazsa olmazlarını anlamanıza yarayacak, hem de yosun sorunu yaşamadan “düşük donanımlı” (low-tech) akvaryumunuzu kurmanıza ve sürdürmenizde yardım edecek bilgileri burada bulacağınızı umuyorum, makale uzun olduğundan okuyucuya kolaylık sağlaması açısından bir fihrist hazırladım.
1. Giriş
1.1 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların artıları.
1.2 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların eksileri.
2. Bitkili akvaryumların kimyası.
3. Dikkat etmeniz gerekenler.
4. CO2 (karbondioksit)’siz, düşük donanımlı (yazının kalanında DD olarak anılacaktır) bitkili akvaryum kurulum rehberi.
4.1 Taban: DD akvaryumunuz için doğru taban seçimi.
4.2 Işık: DD akvaryumlar için uygun ışık.
4.3 Peyzaj: İlk kurulum aşamasında bitkilerin dikilmesi.
4.4 Filtreleme: İyi bir devir-daim için doğru filtre seçimi.
4.5 Balıklar: Tankınıza ne zaman eklemelisiniz?
4.6 Gübreleme: Bitkilerinizin ihtiyacı olan haftalık gübreleme miktarı.
4.7 Bakım: Tankınızın dönemsel bakımı.
5. Kaynaklar
6. Yorum ve Sorular
1.Giriş
CO2 (karbondioksit)’in düzenli olarak ortama salınmadığı/kullanılmadığı, dolayısı ile karmaşık gibi görünen donanım ve araçlara ihtiyaç duyulmayan bitkili akvaryumlar “düşük donanımlı” olarak sınıflandırılırlar.Bu tanklar “Yüksek donanımlı” (high-tech) olanlardan daha düşük düzeylerde ışık kullanırlar ve bitkilerin gelişimi de yine bu tanklardakinden (CO2’li ve yüksek donanımlı) genellikle beş-on kat daha yavaş gerçekleşir.
Oluşturmak istediğimiz tema veya tasarımın yanı sıra; tanka harcayabileceğiniz zaman, uğraş ve maddi kaynaklarımız da DD/YD akvaryum seçimimizde bizi yönlendiren önemli faktörlerdir. İki yöntemin de kendilerine ait artı ve eksileri bulunmaktadır. Bu makalede DD bitkili akvaryum kurmak için bilmeniz gereken her şey YD tanklarla karşılaştırmalı olarak verilmiştir.
1.1 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların artıları.
1) Test ve su değişimi gerektirmez. Tankınızı bir ya da iki hafta yalnız bıraksanız bile kendi kendine idare edebilir.
2) Yavaş bitki gelişimi, bitki bakım (budama vs.) sıklığınızı azaltır.
3) Ara sıra yapılan, düşük miktarda gübrelemeihtiyacı.
4) CO2 ‘in doz aşımında gerçekleşen canlı ölümlerinin/felçlerinin olmaması.
5) Sistemin çökme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı durumlarda (besin ve iz element dengesizliği, ani amonyak patlaması, çürüyen yem ve bitki artıkları) oluşan alg (yosun) artışı YD tanklardan daha yavaş gerçekleşir, bu da bizlere sisteme erken müdahale edip düzeltecek zamanı kazandırır.
1.2 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların eksileri.
1) Bitki gelişiminin yavaş olması bazı bitkili tank sahipleri için sıkıcı olmaktadır. Eğer akvaryuma sık sık müdahaleyi seven (bitki budama, peyzaj yenileme, yeniden bitki eklenmesi/çıkartılması) biri iseniz, DD tanklardan hoşlanmayabilirsiniz.
2) Gelişimleri için yüksek düzeyde CO2 isteyen bazı bitki türlerinin bakımı çok daha zor olacaktır. Yine de, sözde “Yüksek ışık isteyen bitkiler” sınıfına giren Glossostigma ve Cuba dahi DD tanklarda büyütülebilir.
Eğer az masraflı, uğraşsız, fakat hedefe ulaşmak için normalden fazla sabır gerektiren bu tekniği uygulamak istiyorsanız makaleyi okumaya devam edebilirsiniz, tercihiniz DD ve YD tanklar arasında bir yöntem ise “CO2’siz Excel uygulamalı bitkili akvaryumlar” makalesini de okuyabilirsiniz.
2. Bitkili akvaryumların kimyası.
DD yöntemi ile akvaryumunuzu nasıl kuracağınızı anlatmadan önce, kısaca işin mantığına değineceğim. Öncelikle bu makaledeki bilgilerin çoğunun Tom Barr ‘ın bitkili tanklar üzerindeki mükemmel çalışmalarına dayandığını belirtmeliyim (www.barreport.com). Tom Barr ile ilgili internet bağlantılarını kaynaklar kısmında bulabilirsiniz
DD tanklarda daha az bulunan düşük CO2seviyelerinin, bitkilerin gelişiminde de YD tanklara oranla yavaşlamaya neden olduğunu daha önce belirtmiştim. Bu düşük gelişim hızına bağlı olarak bitkilerin sudan besin alma hızları da normale göre yavaşlar. Bunun sonucunda bitkiler bazen Walstad tanklarına benzer bir şekilde; yalnızca balık ve yem artıklarının sağladığı besinlerle bir denge kurup, hayatta kalabilirler (Walstad Metodu: Diana Walstad tarafından geliştirilen, kendi kendine yeten ekosistem tankları).
Yalnızca balık artıkları ve yemlerden suya karışan besinlere güvenmenin getirdiği en önemli risk; bu maddelerden suya salınan N,P,K (nitrojen, fosfor ve potasyum) oranlarının düzensizliği sonucunda uzun vadede karşımıza çıkacak olan, “besin dengesizliği” problemleridir. Bazı bitkilerde özürlü gelişimin gözlemlenmesinin yanında, eğer bu kısıtlı besinlerden birine/birkaçına hassas olan bitkileriniz varsa, gelişmeleri bir hayli zor olacaktır.
Bu sorunun çözümü; N,P,K ve iz elementlerini çok düşük dozlarda ve daha uzun vadede (haftada bir/iki haftada bir) DD tanklara eklemek olacaktır. Herhangi bir dış besinin suda gereğinden fazla bulunmasını önlemek için, her iki üç ayda bir gübrelemenin es geçilmesi ve bitkilerin sudaki fazla katkıyı tüketmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde emniyetli bir katkı çevrimi sağlamış ve bitkilerimiz için tehdit oluşturan potansiyel besin yetersizliği veya dengesizliklerinin de önüne geçmiş oluruz.
Bu arada suda normalden fazla N,P,K, Demir ve iz element bulunmasının yosun problemlerine yol açmadığını da ekleyelim. Tom Barr’ın uzun vadede yaptığı testler, sanılanın aksine bu kanının yanlış olduğunu göstermiştir. Diğer yandan Yosun problemlerini başlatan başlıca nedenler arasında çok düşük miktarda bulunsa bile; amonyak(çürüyen bitkiler, Azot çevrimin tamamlanmamış olması, aşırı canlı yüklemesi, yetersiz bitki nüfusu), ve CO2 seviyesindeki dalgalanmalar (CO2 düzensizliğinin yosun sporlarını tetiklediği düşünülmektedir) gösterilmektedir.
DD tanklarda bitkilerle birlikte yosunların da düşük CO2 düzeyleri ile kısıtlanmalarına rağmen, az ışıkta ve devamlı katkı eklenmesi koşullarında bitkilerin ortama yosunlardan daha iyi uyum sağladığı görülmüştür. Akvaryumda yüksek yoğunlukta bitki bulundurmak, ortamda çürüyen yem ve balık artıklarından salınan NH3/NH4(Amonyak)’ın sistemden hızlıca emilip uzaklaştırılması bakımından çok önemlidir.
3. Dikkat etmeniz gerekenler.
Işık sisteminizi yükseltmemelisiniz. Düşük CO2’li ortamlarda ışık şiddetinin arttırılması, yosunlar için daha iyi bir ortam hazırlamaktadır. Bitkiler, yüksek ışık şiddetli-düşük CO2 ‘li ortamlara yosunlardan daha zor uyum sağlarlar. Yosun problemlerinin erken dönemlerde ışık şiddeti-sürelerini azaltarak kolayca çözülebilmesinin altında da yine bu mantık (Işık/CO2 orantısı) yatar.
Ayrıca DD sistemlerde normalde yaptığımız su değişimlerine de gerek yoktur. Çeşme suyunda bulunan çözünmüş CO2 tankınızdaki sudakinden farklı olacağından, akvaryumda CO2dalgalanmalarına neden olup, yine yosun gelişimine elverişli bir ortam sağlamış olursunuz.
Uyarı: Yukarıdaki yöntem sadece yüksek bitki yoğunluğu olan tanklar için geçerlidir. Eğer bitki sayınız azsa ve daha sonradan bitki eklemeyi düşünmüyorsanız, haftalık en az %25 su değişimlerine devam etmelisiniz. Eğer bitkileriniz kendi kendilerine tankınızı çevirecek durumda ise su değişimi yapmayabilirsiniz.
Fazla canlı yükü olan sistemler için de bu kural geçerlidir. Bitki nüfusunun yetersiz olması sudaki amonyak ve nitrat seviyelerini tehlikeli ölçüde arttırır, bu nedenle balıklarınızın sağlığı ön planda olacağından, yapacağınız su değişimlerinin ortaya çıkaracağı minik yosun problemlerine göz yummak zorunda kalabilirsiniz.
Büyük ölçekte yaptığınız peyzaj değişiklikleri, bitkileri kökünden oynatmanız veya çıkarmanızı takiben (Köklerin tabandan sökülmesi sırasında suya salınan zehirli artıkları ve amonyak’ ı uzaklaştırmak için) %60-70 su değişiklikleri yapmalısınız. Ayrıca DD tanklardaki büyük peyzaj tadilatları 3-6 ay’dan daha sık yapılmamalıdır.
4. CO2 (karbondioksit) ‘siz, DD akvaryum kurulum rehberi.
4.1 Taban: DD akvaryumunuz için doğru taban seçimi.
Tabanınızı doğru şekilde kurmak çok önemlidir. Seachem Flourite, Eco-Complete, Seachem Onyx-sand gibi yüksek katyon(+ion) iletim değerleri (ing.CEC) olan gözenekli malzemeler, bu teknik için uygundur. Genelde en alta çok ince bir torf katmanı serilmesi tavsiye edilir. Torf yerine Leonardite (İçeriğinde hümik, fulvik asit içeren organik toprak düzenleyicisi, özellikle tarımsal üretimde, fidancılıkta olduğu gibi peyzaj alanlarında da kullanılmaktadır) ’te kullanabilirsiniz. Bu malzeme torftan daha kararlı olup, direkt temas (bitki çıkarılması, peyzaj değişikliği sırasında) halinde suyunuzun PH’ ını torftan çok daha az etkileyecektir.
Bu katmana, oturmuş bir akvaryumdan dip tortusu veya çevrimini tamamlamış bir akvaryumun filtre artıklarını eklerseniz, tabandaki bakteri oluşumunu hızlandırmış olursunuz. Doğal toprak içeren malzeme kullanmak ta geçerli bir çözüm gibi görünebilir, fakat bu bazı sorunları da beraberinde getirir. En önemlisi kullandığımız toprağın içeriğini tam olarak bilmememizdir. Akvaryuma farkında olmadan zehirli maddeler veya asalaklar ekliyor olabilirsiniz. İçeriğinden emin olmadığınız toprak, suya uzun süreler amonyak salınımı yaparak canlılarınıza zarar vermenin yanı sıra, yosun facialarına da yol açabilir.
Başlangıçta besin açısından zengin olan toprak zamanla bu özelliğini yitirecektir, bu bakımdan ilave katkı/gübrelerle bu eksikliği tamamlamak gerekir. Tercihiniz piyasada bulunan çok katkılı (hepsi içinde) taban malzemelerinden biri bile olsa, öncelikle araştırma yapmanız ve daha tecrübeli bitki uzmanlarının görüşlerine başvurmanız, tankınızın ve canlılarınızın sağlığı için gerekli önlemleri almanız açısından akıllıca olacaktır.
Not- Bu teknik (low-tech) için ADA’nın Aquasoil (AS) tabanını kullanacaksanız, tüm malzemeyi öncelikle azot (nitrit-nitrat) döngüsüne sokup, içindeki amonyağı arıtmanız gerekecektir. Aquasoil için önerilen düzenli su değişimleri potansiyel yosun problemlerine neden olmaktadır.
Daha fazla bilgi için bakınız: http://www.theshrimpfarm.com/blog/archives/28
Aquasoil kesinlikle piyasada bulunabilecek en iyi/en fazla besin içeriğine sahip, hayranlık uyandıran ticari taban malzemesidir. Ürün içinde hazır bulunan bu besinler sayesinde, ara sıra yapacağınız iz element takviyeleri dışında, DD (düşük destekli-CO2 siz) akvaryumunuza uzun süre düzenli gübreleme yapmanız gerekmeyecektir. Buna rağmen zamanla hazır besin kaynağı tükeneceğinden, temel öğelerin katkılarına tekrar başlamanız gerekecektir.
4.2 Işık: DD akvaryumlar için uygun ışık.
Işıklandırma her türlü bitkili akvaryumda en önemli rolü üstlenir. Işık, bitkilerdeki fotosentezi tetikleyen itici kuvvettir. Sanılanın aksine DD tanklarda ışık kapasitesini gereğinden fazla arttırmamak gerekir. Uzun süreler açık tutulan fazla fazla ışığın, bitkilerinizi daha hızlı ve iyi geliştireceği hatasına düşmemelisiniz, bunu yaparak yalnızca yosun gelişimine katkı sağlamış olursunuz.
Galon (yaklaşık 4 litre) başına watt kuralı yaygın bir yöntemdir ve başlangıç için işe yarar. DD tanklar için asla galon başına 2 watt sınırını aşmamanız gerekmektedir, uygun değer 1.5 watt/galon olmalıdır. Unutmayın ki bu hesapta yalnızca floresan lambaların watt gücünden (verimi değil de üzerinde yazan değeri) yararlanılmaktadır, tankınızda akkor lambaları (ev ampulleri) kullanmayı aklınıza bile getirmeyin. Sarmal kompakt floresan lambaların verimi daha düşük olduğundan 2-2.5w/g değerlerine kadar çıkan ışık sistemleri kullanabilirsiniz.
T5 floresanlar son derece verimli ve kuvvetli olduklarından, kesinlikle 1-1.2 w/g değerlerini aşmamalısınız. 6500 Kelvin en yaygın seçim olmasına rağmen, bitkili tanklar için 5500-8000 Kelvin arasındaki değerlere sahip lambalar uygundur.
Akvaryumun ilk kurulumundan itibaren günlük 6 saat civarı ışıklandırma süresi tavsiye edilmektedir.
Birkaç hafta sonra bir zamanlayıcı alıp, ışıklandırmayı günlük düzenli 8-9 saate kadar çıkartabilirsiniz. Her gün farklı zamanlarda-farklı sürelerde yakılan ışıklar bitkilerinizin beslenme düzenlerini bozup, yosun sorunlarına yol açacaktır.
4.3 Peyzaj: İlk kurulum aşamasında bitkilerin dikilmesi.
DD tankınızdaki bitki sayısının başlangıçtan itibaren tahmin ettiğinizden çok daha yüksektutulması önemlidir. Buradaki “çok daha yüksek” ’ten kasıt, akvaryuma tepeden bakıldığında tabanın %10-15’ inden fazlasının boş kalmamış olması demektir. Geri kalan kısmın (%85-90) tamamen bitkilerle kaplanması gerekir, bunu yapmak biraz pahalıya mal olsa da uğraşmanıza değecektir.
Ucuz ve hızlı büyüyen gövdeli bitkilerden bolca alıp dikebilirsiniz. Başlangıç bitkilerinizin en az yarısını hızlı büyüyen türlerden seçmeye özen gösterin. Bu bitkiler hem balık ve çürüyen artıkların oluşturduğu amonyağı süratle kullanarak azot döngüsüne yardımcı olacak, hem de tankınızdaki fazla besinleri hızla tüketeceklerdir.
Tüm hızlı bitkiler uyum sürecini atlatıp sağlıklı büyümeye başladıktan sonra, zaman içinde yerlerine istediğiniz öncelikli bitkileri dikmeye başlayabilirsiniz. Yüksek yoğunluktaki bitki nüfusunu daima korumaya çalışmak tankınız için faydalıdır. Geniş çapta yapılan budamalar ve bitki dikimleri gibi tanktaki sağlıklı bitki nüfusundaki ani değişiklikler, yosun patlamalarına neden olacaktır. Bu ve diğer rehberlerdeki tavsiyelere uymanız, size yosunlardan uzun süre uzak kalmanızı garantileyecektir.
4.5 Balıklar: Tankınıza ne zaman eklemelisiniz?
Akvaryumun kurulumunu takip eden bir iki hafta boyunca; tankın genel durumunu ve bitkilerinizin uyum sağlayıp, büyümeye başlayıp başlamadıklarını gözlemlemelisiniz. Su değerlerinizin de iyi olduğundan emin olduktan sonra, yüklü miktarda bitki nüfusuna da sahipseniz tanka birkaç yosun –yiyen balık ekleyebilirsiniz. Bu tip tanklarda (DD ve yoğun sağlıklı bitki nüfusuna sahip) yosun gelişimi daha yavaş olacağından temizlikçilerinizin işlerini yapmaları kolaylaşacak ve tankınızda uzun süre yosun görme ihtimaliniz olmayacaktır. Otocinclus affinis (cüce vantuzlu vatoz) bilinen en iyi yosun yiyen olarak bilinir, bunun yanında bilindik başka balık/omurgasız temizlikçi canlılar da bulunmaktadır (SAE, karidesler, salyangozlar).
Bazıları Azot döngüsü tamamlanmamış tankınıza balık eklemenin zararlı olacağını düşünse de bunu yapmamızın temelinde tankımızdaki çok sayıdaki sağlıklı, büyümekte olan bitki nüfusuna olan güvenimiz yatmaktadır. Daha önce belirtildiği üzere bitkileriniz balık atıklarını (amonyak) hızlı ve etkili bir şekilde sistemden uzaklaştıracaklardır.
İki üç hafta daha geçtikten sonra akvaryumda her şey yolunda gidiyorsa ve bitkileriniz gelişimlerine devam ediyorlarsa kalan canlılarınızı da sisteme dâhil edebilirsiniz. Canlı eklemesini haftalara yaymak daha uygun bir fikir olsa da, hepsini bir anda yükleyenler de herhangi bir sorunla karşılaşmamışlardır.
4.6 Gübreleme: Bitkilerinizin ihtiyacı olan haftalık gübreleme miktarı.
Tom Barr’ ın tavsiyeleri doğrultusunda 80 litrelik bir tank için haftalık veya iki haftada bir uygulanacak gübreleme miktarları aşağıda belirtilmiştir. Tankınızın hacmine uygun dozları oranlayarak hesaplayabilirsiniz.
1/4 çay kaşığı Seachem Equilibrium (İz elementler: Kalsiyum + Magnezyum).
ppm değerleri: (1.42 ppm Ca, 0.42 ppm Mg, 3.43 ppm K ve 0.02 ppm Fe)
1/8 çay kaşığı KNO3 (Potasyum Nitrat)
ppm değerler: (5.27 ppm NO3 ve 3.32 ppm K)
1/32 çay kaşığı of KH2PO4 (Potasyum Mono Fosfat)
ppm değerleri: (1.61 ppm PO4 ve 0.66 ppm K)
İz elementler için (yukarıdaki dozları yeniden hesaplamak şartıyla) Seachem Equilibrium yerine; Seachem Flourish, Plantex CSM+B, Tropica Master Grow ürünlerini kullanabilirsiniz.
Plantex CSM+B için tek seferde 1 çay kaşığı (250 ml. şişe için 3 çay kaşığı) kullanabilirsiniz ki bu yaklaşık bir Seachem Flourish şişesine denk gelir. Seachem Excel kullanılmayan DD tanklarda ise 40 litre için haftada 2 ml. Plantex CSM+B katkısı uygun olacaktır.
Yukarıdaki anlatılanlar, düzenli Seachem Flourish uygulamasına benzer katkıyı sağlayacaktır. Eğer tam olarak Seachem Equilibrium seviyesinde bir çözüm istiyorsanız, Kalsiyum ve Magnezyumu ayrıca eklemeniz gerekir. Ayrıca Seachem’ in Potasyum, Nitrojen, Fosfor ürünlerini kullanmak isterseniz, aşağıdaki bağlantılardan tank hacminize göre oranlarınızı hesaplatabilirsiniz (önce siteye üye olmanız gerekebilir).
http://www.aquaticplantcentral.com/forumapc/fertilator.php
http://www.fishfriend.com/fertfriend.html
http://www.csd.net/~cgadd/aqua/art_plant_dosage_calc.htm
Düzenli su değişimi yapmayacağınızdan, uzun vadede suda oluşacak besin fazlalığına neden olmamak açısından, yukarıda önerilenlerden düşük dozlarda katkı eklemeniz her zaman daha uygun olacaktır. Eğer önerilenden düşük katkı kullanıp bitkilerde olumsuz etkiler gözlemlerseniz, dozunuzu az miktarlarda arttırabilirsiniz. Ayrıca ayda veya iki ayda bir gübrelemeyi atlamanız, zamanla suda biriken artık katkıların da bitkiler tarafından kullanılmasını sağlar. Bu da sistemdeki besin çevriminin sağlıklı şekilde sürdürülmesine yardımcı olur (sadece bitkilerin ihtiyacı kadar gübreleme yaptığımızı düşünerek).
Ayrıca zaman içinde DD akvaryumlar hakkında tecrübe kazandığınızda, kendi tankınız için gereken ideal gübreleme değerlerine denemeler yaparak ulaşabilirsiniz. Örnek olarak; bitkilerdeki besin yetersizliği belirtilerini gözlemleyene kadar dozları düşük tutup, bu seviyeden sonra dozu tekrar az miktarlarda yükselterek bitkilerinizin sağlığı için gerekli katkı dengesini tutturabilirsiniz.
Gübre satın alınması hakkında: Piyasadaki ticari hazır ürünlere(Seachem Potassium/Phosphate) tonlarca para dökmek yerine Potasyum Nitrat (KNO3), Potasyum mono Fosfat (KH2PO4) gibi gübrelerinizi toz halinde hazır almanızı öneririm. Ucuz fiyatlarla alacağınız toz katkılarınız size ömür boyu yetecektir. İz element, Kalsiyum ve Magnezyum katkısı için sizlere önerebileceğim tek ticari ürün Seachem Equilibrium olabilir. 2-3 farklı katkıyı ayrıca hesaplamaktansa, bir katkıyı tek seferde eklemek işinizi kolaylaştıracaktır. Katkılarınızı akvaryumcunuzdan veya internet sitelerinden sipariş edebilirsiniz.
Dozlama için ucuz ölçüm kaşık setlerinden bulabilirsiniz (1/64, 1/32, 1/16, 1/8 ve 1/4 çay kaşığı gibi). Katkılarınızı suya direkt kuru olarak ekleyebilirsiniz, fakat ana gübrelerinizle (N,P,K), iz elementlerini aynı anda tanka koymayın, birbirleri ile tepkimeye girip çözünebilirler. En iyisi katkıları farklı günlerde eklemektir, ama siz de benim gibi gerçekten tembelseniz aynı anda akvaryumun farklı bölgelerinden ekleme yapabilirsiniz.
4.7 Bakım: Tankınızın dönemsel bakımı.
DD tanklarınızın bakımı yeterince basittir.
1) Haftada bir veya iki haftada bir gübreleme.
2) Sistemdeki besinlerin tamamen tüketilip, tankın artık katkılar açısından sıfırlanması için bir veya iki
ayda bir gübrelemeyi atlamak.
3) Tanktaki dolaşımı rahatlatmak için nadiren yapılan bitki budanması.
4) Çürümekte olan atıkların ara sıra dipten hafifçe çekilmesi (asla kumu karıştırarak dip çekmeyin).
5) Balıkların her gün beslenmesi.
6)Tankta bitki peyzajında yapılan büyük tadilatların ardından (tabandan bitki sökülmesi, dekor değişiklikleri) %60-70 su değişimi.
Evet, hepsi bundan ibaret. Ekteki resimlerden de görebileceğiniz gibi, biraz sabırla düşük destek tekniği ile kurulan harika akvaryum peyzajları yaratabilirsiniz, hem de daha az emek, para ve zaman harcayarak. Umarım bu yazı sizlere sorunsuz, uğraşsız güzel bir akvaryum kurmanıza yardımcı olur. Hepinize bitkili akvaryum hobinizde bol şanslar.[QUOTE][/QUOTE][EDIT]Ümitp,2017-09-29 23:52:33[/EDIT]
Arkadaşlar alıntıdır bilginize
Ben de çok kısa bir geçmişte bitkili akvaryum acemisi iken, internetten, kitaplardan ve diğer kaynaklardan detaylı araştırmalar yaparak konu hakkında fikir sahibi olabildim. Bu edindiğim bilgileri, düşüncelerimi ve deneyimlerimi paylaşmak, daha da önemlisi bitkili akvaryumların harika dünyasına adım atmak üzere olan acemi arkadaşlarıma yardım edebilmek amacı ile bu makaleyi hazırladım. Hem bitkili akvaryumların olmazsa olmazlarını anlamanıza yarayacak, hem de yosun sorunu yaşamadan “düşük donanımlı” (low-tech) akvaryumunuzu kurmanıza ve sürdürmenizde yardım edecek bilgileri burada bulacağınızı umuyorum, makale uzun olduğundan okuyucuya kolaylık sağlaması açısından bir fihrist hazırladım.
1. Giriş
1.1 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların artıları.
1.2 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların eksileri.
2. Bitkili akvaryumların kimyası.
3. Dikkat etmeniz gerekenler.
4. CO2 (karbondioksit)’siz, düşük donanımlı (yazının kalanında DD olarak anılacaktır) bitkili akvaryum kurulum rehberi.
4.1 Taban: DD akvaryumunuz için doğru taban seçimi.
4.2 Işık: DD akvaryumlar için uygun ışık.
4.3 Peyzaj: İlk kurulum aşamasında bitkilerin dikilmesi.
4.4 Filtreleme: İyi bir devir-daim için doğru filtre seçimi.
4.5 Balıklar: Tankınıza ne zaman eklemelisiniz?
4.6 Gübreleme: Bitkilerinizin ihtiyacı olan haftalık gübreleme miktarı.
4.7 Bakım: Tankınızın dönemsel bakımı.
5. Kaynaklar
6. Yorum ve Sorular
1.Giriş
CO2 (karbondioksit)’in düzenli olarak ortama salınmadığı/kullanılmadığı, dolayısı ile karmaşık gibi görünen donanım ve araçlara ihtiyaç duyulmayan bitkili akvaryumlar “düşük donanımlı” olarak sınıflandırılırlar.Bu tanklar “Yüksek donanımlı” (high-tech) olanlardan daha düşük düzeylerde ışık kullanırlar ve bitkilerin gelişimi de yine bu tanklardakinden (CO2’li ve yüksek donanımlı) genellikle beş-on kat daha yavaş gerçekleşir.
Oluşturmak istediğimiz tema veya tasarımın yanı sıra; tanka harcayabileceğiniz zaman, uğraş ve maddi kaynaklarımız da DD/YD akvaryum seçimimizde bizi yönlendiren önemli faktörlerdir. İki yöntemin de kendilerine ait artı ve eksileri bulunmaktadır. Bu makalede DD bitkili akvaryum kurmak için bilmeniz gereken her şey YD tanklarla karşılaştırmalı olarak verilmiştir.
1.1 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların artıları.
1) Test ve su değişimi gerektirmez. Tankınızı bir ya da iki hafta yalnız bıraksanız bile kendi kendine idare edebilir.
2) Yavaş bitki gelişimi, bitki bakım (budama vs.) sıklığınızı azaltır.
3) Ara sıra yapılan, düşük miktarda gübrelemeihtiyacı.
4) CO2 ‘in doz aşımında gerçekleşen canlı ölümlerinin/felçlerinin olmaması.
5) Sistemin çökme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı durumlarda (besin ve iz element dengesizliği, ani amonyak patlaması, çürüyen yem ve bitki artıkları) oluşan alg (yosun) artışı YD tanklardan daha yavaş gerçekleşir, bu da bizlere sisteme erken müdahale edip düzeltecek zamanı kazandırır.
1.2 Düşük donanımlı (low-tech) bitkili akvaryumların eksileri.
1) Bitki gelişiminin yavaş olması bazı bitkili tank sahipleri için sıkıcı olmaktadır. Eğer akvaryuma sık sık müdahaleyi seven (bitki budama, peyzaj yenileme, yeniden bitki eklenmesi/çıkartılması) biri iseniz, DD tanklardan hoşlanmayabilirsiniz.
2) Gelişimleri için yüksek düzeyde CO2 isteyen bazı bitki türlerinin bakımı çok daha zor olacaktır. Yine de, sözde “Yüksek ışık isteyen bitkiler” sınıfına giren Glossostigma ve Cuba dahi DD tanklarda büyütülebilir.
Eğer az masraflı, uğraşsız, fakat hedefe ulaşmak için normalden fazla sabır gerektiren bu tekniği uygulamak istiyorsanız makaleyi okumaya devam edebilirsiniz, tercihiniz DD ve YD tanklar arasında bir yöntem ise “CO2’siz Excel uygulamalı bitkili akvaryumlar” makalesini de okuyabilirsiniz.
2. Bitkili akvaryumların kimyası.
DD yöntemi ile akvaryumunuzu nasıl kuracağınızı anlatmadan önce, kısaca işin mantığına değineceğim. Öncelikle bu makaledeki bilgilerin çoğunun Tom Barr ‘ın bitkili tanklar üzerindeki mükemmel çalışmalarına dayandığını belirtmeliyim (www.barreport.com). Tom Barr ile ilgili internet bağlantılarını kaynaklar kısmında bulabilirsiniz
DD tanklarda daha az bulunan düşük CO2seviyelerinin, bitkilerin gelişiminde de YD tanklara oranla yavaşlamaya neden olduğunu daha önce belirtmiştim. Bu düşük gelişim hızına bağlı olarak bitkilerin sudan besin alma hızları da normale göre yavaşlar. Bunun sonucunda bitkiler bazen Walstad tanklarına benzer bir şekilde; yalnızca balık ve yem artıklarının sağladığı besinlerle bir denge kurup, hayatta kalabilirler (Walstad Metodu: Diana Walstad tarafından geliştirilen, kendi kendine yeten ekosistem tankları).
Yalnızca balık artıkları ve yemlerden suya karışan besinlere güvenmenin getirdiği en önemli risk; bu maddelerden suya salınan N,P,K (nitrojen, fosfor ve potasyum) oranlarının düzensizliği sonucunda uzun vadede karşımıza çıkacak olan, “besin dengesizliği” problemleridir. Bazı bitkilerde özürlü gelişimin gözlemlenmesinin yanında, eğer bu kısıtlı besinlerden birine/birkaçına hassas olan bitkileriniz varsa, gelişmeleri bir hayli zor olacaktır.
Bu sorunun çözümü; N,P,K ve iz elementlerini çok düşük dozlarda ve daha uzun vadede (haftada bir/iki haftada bir) DD tanklara eklemek olacaktır. Herhangi bir dış besinin suda gereğinden fazla bulunmasını önlemek için, her iki üç ayda bir gübrelemenin es geçilmesi ve bitkilerin sudaki fazla katkıyı tüketmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde emniyetli bir katkı çevrimi sağlamış ve bitkilerimiz için tehdit oluşturan potansiyel besin yetersizliği veya dengesizliklerinin de önüne geçmiş oluruz.
Bu arada suda normalden fazla N,P,K, Demir ve iz element bulunmasının yosun problemlerine yol açmadığını da ekleyelim. Tom Barr’ın uzun vadede yaptığı testler, sanılanın aksine bu kanının yanlış olduğunu göstermiştir. Diğer yandan Yosun problemlerini başlatan başlıca nedenler arasında çok düşük miktarda bulunsa bile; amonyak(çürüyen bitkiler, Azot çevrimin tamamlanmamış olması, aşırı canlı yüklemesi, yetersiz bitki nüfusu), ve CO2 seviyesindeki dalgalanmalar (CO2 düzensizliğinin yosun sporlarını tetiklediği düşünülmektedir) gösterilmektedir.
DD tanklarda bitkilerle birlikte yosunların da düşük CO2 düzeyleri ile kısıtlanmalarına rağmen, az ışıkta ve devamlı katkı eklenmesi koşullarında bitkilerin ortama yosunlardan daha iyi uyum sağladığı görülmüştür. Akvaryumda yüksek yoğunlukta bitki bulundurmak, ortamda çürüyen yem ve balık artıklarından salınan NH3/NH4(Amonyak)’ın sistemden hızlıca emilip uzaklaştırılması bakımından çok önemlidir.
3. Dikkat etmeniz gerekenler.
Işık sisteminizi yükseltmemelisiniz. Düşük CO2’li ortamlarda ışık şiddetinin arttırılması, yosunlar için daha iyi bir ortam hazırlamaktadır. Bitkiler, yüksek ışık şiddetli-düşük CO2 ‘li ortamlara yosunlardan daha zor uyum sağlarlar. Yosun problemlerinin erken dönemlerde ışık şiddeti-sürelerini azaltarak kolayca çözülebilmesinin altında da yine bu mantık (Işık/CO2 orantısı) yatar.
Ayrıca DD sistemlerde normalde yaptığımız su değişimlerine de gerek yoktur. Çeşme suyunda bulunan çözünmüş CO2 tankınızdaki sudakinden farklı olacağından, akvaryumda CO2dalgalanmalarına neden olup, yine yosun gelişimine elverişli bir ortam sağlamış olursunuz.
Uyarı: Yukarıdaki yöntem sadece yüksek bitki yoğunluğu olan tanklar için geçerlidir. Eğer bitki sayınız azsa ve daha sonradan bitki eklemeyi düşünmüyorsanız, haftalık en az %25 su değişimlerine devam etmelisiniz. Eğer bitkileriniz kendi kendilerine tankınızı çevirecek durumda ise su değişimi yapmayabilirsiniz.
Fazla canlı yükü olan sistemler için de bu kural geçerlidir. Bitki nüfusunun yetersiz olması sudaki amonyak ve nitrat seviyelerini tehlikeli ölçüde arttırır, bu nedenle balıklarınızın sağlığı ön planda olacağından, yapacağınız su değişimlerinin ortaya çıkaracağı minik yosun problemlerine göz yummak zorunda kalabilirsiniz.
Büyük ölçekte yaptığınız peyzaj değişiklikleri, bitkileri kökünden oynatmanız veya çıkarmanızı takiben (Köklerin tabandan sökülmesi sırasında suya salınan zehirli artıkları ve amonyak’ ı uzaklaştırmak için) %60-70 su değişiklikleri yapmalısınız. Ayrıca DD tanklardaki büyük peyzaj tadilatları 3-6 ay’dan daha sık yapılmamalıdır.
4. CO2 (karbondioksit) ‘siz, DD akvaryum kurulum rehberi.
4.1 Taban: DD akvaryumunuz için doğru taban seçimi.
Tabanınızı doğru şekilde kurmak çok önemlidir. Seachem Flourite, Eco-Complete, Seachem Onyx-sand gibi yüksek katyon(+ion) iletim değerleri (ing.CEC) olan gözenekli malzemeler, bu teknik için uygundur. Genelde en alta çok ince bir torf katmanı serilmesi tavsiye edilir. Torf yerine Leonardite (İçeriğinde hümik, fulvik asit içeren organik toprak düzenleyicisi, özellikle tarımsal üretimde, fidancılıkta olduğu gibi peyzaj alanlarında da kullanılmaktadır) ’te kullanabilirsiniz. Bu malzeme torftan daha kararlı olup, direkt temas (bitki çıkarılması, peyzaj değişikliği sırasında) halinde suyunuzun PH’ ını torftan çok daha az etkileyecektir.
Bu katmana, oturmuş bir akvaryumdan dip tortusu veya çevrimini tamamlamış bir akvaryumun filtre artıklarını eklerseniz, tabandaki bakteri oluşumunu hızlandırmış olursunuz. Doğal toprak içeren malzeme kullanmak ta geçerli bir çözüm gibi görünebilir, fakat bu bazı sorunları da beraberinde getirir. En önemlisi kullandığımız toprağın içeriğini tam olarak bilmememizdir. Akvaryuma farkında olmadan zehirli maddeler veya asalaklar ekliyor olabilirsiniz. İçeriğinden emin olmadığınız toprak, suya uzun süreler amonyak salınımı yaparak canlılarınıza zarar vermenin yanı sıra, yosun facialarına da yol açabilir.
Başlangıçta besin açısından zengin olan toprak zamanla bu özelliğini yitirecektir, bu bakımdan ilave katkı/gübrelerle bu eksikliği tamamlamak gerekir. Tercihiniz piyasada bulunan çok katkılı (hepsi içinde) taban malzemelerinden biri bile olsa, öncelikle araştırma yapmanız ve daha tecrübeli bitki uzmanlarının görüşlerine başvurmanız, tankınızın ve canlılarınızın sağlığı için gerekli önlemleri almanız açısından akıllıca olacaktır.
Not- Bu teknik (low-tech) için ADA’nın Aquasoil (AS) tabanını kullanacaksanız, tüm malzemeyi öncelikle azot (nitrit-nitrat) döngüsüne sokup, içindeki amonyağı arıtmanız gerekecektir. Aquasoil için önerilen düzenli su değişimleri potansiyel yosun problemlerine neden olmaktadır.
Daha fazla bilgi için bakınız: http://www.theshrimpfarm.com/blog/archives/28
Aquasoil kesinlikle piyasada bulunabilecek en iyi/en fazla besin içeriğine sahip, hayranlık uyandıran ticari taban malzemesidir. Ürün içinde hazır bulunan bu besinler sayesinde, ara sıra yapacağınız iz element takviyeleri dışında, DD (düşük destekli-CO2 siz) akvaryumunuza uzun süre düzenli gübreleme yapmanız gerekmeyecektir. Buna rağmen zamanla hazır besin kaynağı tükeneceğinden, temel öğelerin katkılarına tekrar başlamanız gerekecektir.
4.2 Işık: DD akvaryumlar için uygun ışık.
Işıklandırma her türlü bitkili akvaryumda en önemli rolü üstlenir. Işık, bitkilerdeki fotosentezi tetikleyen itici kuvvettir. Sanılanın aksine DD tanklarda ışık kapasitesini gereğinden fazla arttırmamak gerekir. Uzun süreler açık tutulan fazla fazla ışığın, bitkilerinizi daha hızlı ve iyi geliştireceği hatasına düşmemelisiniz, bunu yaparak yalnızca yosun gelişimine katkı sağlamış olursunuz.
Galon (yaklaşık 4 litre) başına watt kuralı yaygın bir yöntemdir ve başlangıç için işe yarar. DD tanklar için asla galon başına 2 watt sınırını aşmamanız gerekmektedir, uygun değer 1.5 watt/galon olmalıdır. Unutmayın ki bu hesapta yalnızca floresan lambaların watt gücünden (verimi değil de üzerinde yazan değeri) yararlanılmaktadır, tankınızda akkor lambaları (ev ampulleri) kullanmayı aklınıza bile getirmeyin. Sarmal kompakt floresan lambaların verimi daha düşük olduğundan 2-2.5w/g değerlerine kadar çıkan ışık sistemleri kullanabilirsiniz.
T5 floresanlar son derece verimli ve kuvvetli olduklarından, kesinlikle 1-1.2 w/g değerlerini aşmamalısınız. 6500 Kelvin en yaygın seçim olmasına rağmen, bitkili tanklar için 5500-8000 Kelvin arasındaki değerlere sahip lambalar uygundur.
Akvaryumun ilk kurulumundan itibaren günlük 6 saat civarı ışıklandırma süresi tavsiye edilmektedir.
Birkaç hafta sonra bir zamanlayıcı alıp, ışıklandırmayı günlük düzenli 8-9 saate kadar çıkartabilirsiniz. Her gün farklı zamanlarda-farklı sürelerde yakılan ışıklar bitkilerinizin beslenme düzenlerini bozup, yosun sorunlarına yol açacaktır.
4.3 Peyzaj: İlk kurulum aşamasında bitkilerin dikilmesi.
DD tankınızdaki bitki sayısının başlangıçtan itibaren tahmin ettiğinizden çok daha yüksektutulması önemlidir. Buradaki “çok daha yüksek” ’ten kasıt, akvaryuma tepeden bakıldığında tabanın %10-15’ inden fazlasının boş kalmamış olması demektir. Geri kalan kısmın (%85-90) tamamen bitkilerle kaplanması gerekir, bunu yapmak biraz pahalıya mal olsa da uğraşmanıza değecektir.
Ucuz ve hızlı büyüyen gövdeli bitkilerden bolca alıp dikebilirsiniz. Başlangıç bitkilerinizin en az yarısını hızlı büyüyen türlerden seçmeye özen gösterin. Bu bitkiler hem balık ve çürüyen artıkların oluşturduğu amonyağı süratle kullanarak azot döngüsüne yardımcı olacak, hem de tankınızdaki fazla besinleri hızla tüketeceklerdir.
Tüm hızlı bitkiler uyum sürecini atlatıp sağlıklı büyümeye başladıktan sonra, zaman içinde yerlerine istediğiniz öncelikli bitkileri dikmeye başlayabilirsiniz. Yüksek yoğunluktaki bitki nüfusunu daima korumaya çalışmak tankınız için faydalıdır. Geniş çapta yapılan budamalar ve bitki dikimleri gibi tanktaki sağlıklı bitki nüfusundaki ani değişiklikler, yosun patlamalarına neden olacaktır. Bu ve diğer rehberlerdeki tavsiyelere uymanız, size yosunlardan uzun süre uzak kalmanızı garantileyecektir.
4.5 Balıklar: Tankınıza ne zaman eklemelisiniz?
Akvaryumun kurulumunu takip eden bir iki hafta boyunca; tankın genel durumunu ve bitkilerinizin uyum sağlayıp, büyümeye başlayıp başlamadıklarını gözlemlemelisiniz. Su değerlerinizin de iyi olduğundan emin olduktan sonra, yüklü miktarda bitki nüfusuna da sahipseniz tanka birkaç yosun –yiyen balık ekleyebilirsiniz. Bu tip tanklarda (DD ve yoğun sağlıklı bitki nüfusuna sahip) yosun gelişimi daha yavaş olacağından temizlikçilerinizin işlerini yapmaları kolaylaşacak ve tankınızda uzun süre yosun görme ihtimaliniz olmayacaktır. Otocinclus affinis (cüce vantuzlu vatoz) bilinen en iyi yosun yiyen olarak bilinir, bunun yanında bilindik başka balık/omurgasız temizlikçi canlılar da bulunmaktadır (SAE, karidesler, salyangozlar).
Bazıları Azot döngüsü tamamlanmamış tankınıza balık eklemenin zararlı olacağını düşünse de bunu yapmamızın temelinde tankımızdaki çok sayıdaki sağlıklı, büyümekte olan bitki nüfusuna olan güvenimiz yatmaktadır. Daha önce belirtildiği üzere bitkileriniz balık atıklarını (amonyak) hızlı ve etkili bir şekilde sistemden uzaklaştıracaklardır.
İki üç hafta daha geçtikten sonra akvaryumda her şey yolunda gidiyorsa ve bitkileriniz gelişimlerine devam ediyorlarsa kalan canlılarınızı da sisteme dâhil edebilirsiniz. Canlı eklemesini haftalara yaymak daha uygun bir fikir olsa da, hepsini bir anda yükleyenler de herhangi bir sorunla karşılaşmamışlardır.
4.6 Gübreleme: Bitkilerinizin ihtiyacı olan haftalık gübreleme miktarı.
Tom Barr’ ın tavsiyeleri doğrultusunda 80 litrelik bir tank için haftalık veya iki haftada bir uygulanacak gübreleme miktarları aşağıda belirtilmiştir. Tankınızın hacmine uygun dozları oranlayarak hesaplayabilirsiniz.
1/4 çay kaşığı Seachem Equilibrium (İz elementler: Kalsiyum + Magnezyum).
ppm değerleri: (1.42 ppm Ca, 0.42 ppm Mg, 3.43 ppm K ve 0.02 ppm Fe)
1/8 çay kaşığı KNO3 (Potasyum Nitrat)
ppm değerler: (5.27 ppm NO3 ve 3.32 ppm K)
1/32 çay kaşığı of KH2PO4 (Potasyum Mono Fosfat)
ppm değerleri: (1.61 ppm PO4 ve 0.66 ppm K)
İz elementler için (yukarıdaki dozları yeniden hesaplamak şartıyla) Seachem Equilibrium yerine; Seachem Flourish, Plantex CSM+B, Tropica Master Grow ürünlerini kullanabilirsiniz.
Plantex CSM+B için tek seferde 1 çay kaşığı (250 ml. şişe için 3 çay kaşığı) kullanabilirsiniz ki bu yaklaşık bir Seachem Flourish şişesine denk gelir. Seachem Excel kullanılmayan DD tanklarda ise 40 litre için haftada 2 ml. Plantex CSM+B katkısı uygun olacaktır.
Yukarıdaki anlatılanlar, düzenli Seachem Flourish uygulamasına benzer katkıyı sağlayacaktır. Eğer tam olarak Seachem Equilibrium seviyesinde bir çözüm istiyorsanız, Kalsiyum ve Magnezyumu ayrıca eklemeniz gerekir. Ayrıca Seachem’ in Potasyum, Nitrojen, Fosfor ürünlerini kullanmak isterseniz, aşağıdaki bağlantılardan tank hacminize göre oranlarınızı hesaplatabilirsiniz (önce siteye üye olmanız gerekebilir).
http://www.aquaticplantcentral.com/forumapc/fertilator.php
http://www.fishfriend.com/fertfriend.html
http://www.csd.net/~cgadd/aqua/art_plant_dosage_calc.htm
Düzenli su değişimi yapmayacağınızdan, uzun vadede suda oluşacak besin fazlalığına neden olmamak açısından, yukarıda önerilenlerden düşük dozlarda katkı eklemeniz her zaman daha uygun olacaktır. Eğer önerilenden düşük katkı kullanıp bitkilerde olumsuz etkiler gözlemlerseniz, dozunuzu az miktarlarda arttırabilirsiniz. Ayrıca ayda veya iki ayda bir gübrelemeyi atlamanız, zamanla suda biriken artık katkıların da bitkiler tarafından kullanılmasını sağlar. Bu da sistemdeki besin çevriminin sağlıklı şekilde sürdürülmesine yardımcı olur (sadece bitkilerin ihtiyacı kadar gübreleme yaptığımızı düşünerek).
Ayrıca zaman içinde DD akvaryumlar hakkında tecrübe kazandığınızda, kendi tankınız için gereken ideal gübreleme değerlerine denemeler yaparak ulaşabilirsiniz. Örnek olarak; bitkilerdeki besin yetersizliği belirtilerini gözlemleyene kadar dozları düşük tutup, bu seviyeden sonra dozu tekrar az miktarlarda yükselterek bitkilerinizin sağlığı için gerekli katkı dengesini tutturabilirsiniz.
Gübre satın alınması hakkında: Piyasadaki ticari hazır ürünlere(Seachem Potassium/Phosphate) tonlarca para dökmek yerine Potasyum Nitrat (KNO3), Potasyum mono Fosfat (KH2PO4) gibi gübrelerinizi toz halinde hazır almanızı öneririm. Ucuz fiyatlarla alacağınız toz katkılarınız size ömür boyu yetecektir. İz element, Kalsiyum ve Magnezyum katkısı için sizlere önerebileceğim tek ticari ürün Seachem Equilibrium olabilir. 2-3 farklı katkıyı ayrıca hesaplamaktansa, bir katkıyı tek seferde eklemek işinizi kolaylaştıracaktır. Katkılarınızı akvaryumcunuzdan veya internet sitelerinden sipariş edebilirsiniz.
Dozlama için ucuz ölçüm kaşık setlerinden bulabilirsiniz (1/64, 1/32, 1/16, 1/8 ve 1/4 çay kaşığı gibi). Katkılarınızı suya direkt kuru olarak ekleyebilirsiniz, fakat ana gübrelerinizle (N,P,K), iz elementlerini aynı anda tanka koymayın, birbirleri ile tepkimeye girip çözünebilirler. En iyisi katkıları farklı günlerde eklemektir, ama siz de benim gibi gerçekten tembelseniz aynı anda akvaryumun farklı bölgelerinden ekleme yapabilirsiniz.
4.7 Bakım: Tankınızın dönemsel bakımı.
DD tanklarınızın bakımı yeterince basittir.
1) Haftada bir veya iki haftada bir gübreleme.
2) Sistemdeki besinlerin tamamen tüketilip, tankın artık katkılar açısından sıfırlanması için bir veya iki
ayda bir gübrelemeyi atlamak.
3) Tanktaki dolaşımı rahatlatmak için nadiren yapılan bitki budanması.
4) Çürümekte olan atıkların ara sıra dipten hafifçe çekilmesi (asla kumu karıştırarak dip çekmeyin).
5) Balıkların her gün beslenmesi.
6)Tankta bitki peyzajında yapılan büyük tadilatların ardından (tabandan bitki sökülmesi, dekor değişiklikleri) %60-70 su değişimi.
Evet, hepsi bundan ibaret. Ekteki resimlerden de görebileceğiniz gibi, biraz sabırla düşük destek tekniği ile kurulan harika akvaryum peyzajları yaratabilirsiniz, hem de daha az emek, para ve zaman harcayarak. Umarım bu yazı sizlere sorunsuz, uğraşsız güzel bir akvaryum kurmanıza yardımcı olur. Hepinize bitkili akvaryum hobinizde bol şanslar.[QUOTE][/QUOTE][EDIT]Ümitp,2017-09-29 23:52:33[/EDIT]
Arkadaşlar alıntıdır bilginize
Beğenenler: [T]83487,cupcup[/T][T]182183,Magma[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ekim 2017 23:38
Ümit bey paylaşım için Teşekkür ederim.
Birkaç şey eklemek isterim. Bu yazıda 2 şey dikkatimi çekti. Bunladan birisi "Seachem Flourite, Eco-Complete, Seachem Onyx-sand gibi yüksek katyon(+ion) iletim değerleri (ing.CEC) olduğudur." Bu yanlıştır.Çünkü bu topraklar volkanik kökenlidir ve CEC değerleri o kadar yüksek değildir.onyx tomun tavsiyesi üzerine ön plana çıkmıştır. Torfun ve kilin CEC değeri çok yüksektir. Lowtechte çoğu kişi bu ikiliyi kullanmaktadır. Ayrıca ben leonardit kullandım ve su kimyasını ve görünümünü altüst etti. Kimsenin kullanmasını önermiyorum. 2.olarak "lowtechte yüksek ışık yosun yapar" cümlesi artık doğru kabul edilmiyor. Yüksek ışıkta yosun alıyorsanız. Düşük ışıkta da yosun alırsınız . Sadece yüksek ışıkta zaman daha kısa olabilir. Yosunun olması için elverişli ortamın varlığı gerekir.( yüksek organik yük,Amonyak, düşük sirkülasyon gibi ) Lowtecte bitki büyümesindeki lokomotif faktör CO2 tir. Başka bir deyişle Co2 bitki büyümesinde hız sınırlayıcıdır. Bitkinin düşük Co2 olan adaptasyon becerisi bitki sağlığını belirleyecektir. Farklı bir anlatımla düşük CO2 nedeniyle yüksek ışık bitkinin büyümesinde önemli olmayacaktır. Çoğu kişinin düşük ışık seçmesini nedeni fazla elektrik faturaları ödemek istememeleridir. Ancak cuba gibi bir bitkiyi yetiştirmek istiyorsanız yüksek ışığa ihtiyacınız olabilir. Bu sanırım bitkinin özel yapısından veya isteklerinden kaynaklanmaktadır.
Saygılarımla..
[EDIT]cafermutlu,2017-10-01 23:54:14[/EDIT]
Birkaç şey eklemek isterim. Bu yazıda 2 şey dikkatimi çekti. Bunladan birisi "Seachem Flourite, Eco-Complete, Seachem Onyx-sand gibi yüksek katyon(+ion) iletim değerleri (ing.CEC) olduğudur." Bu yanlıştır.Çünkü bu topraklar volkanik kökenlidir ve CEC değerleri o kadar yüksek değildir.onyx tomun tavsiyesi üzerine ön plana çıkmıştır. Torfun ve kilin CEC değeri çok yüksektir. Lowtechte çoğu kişi bu ikiliyi kullanmaktadır. Ayrıca ben leonardit kullandım ve su kimyasını ve görünümünü altüst etti. Kimsenin kullanmasını önermiyorum. 2.olarak "lowtechte yüksek ışık yosun yapar" cümlesi artık doğru kabul edilmiyor. Yüksek ışıkta yosun alıyorsanız. Düşük ışıkta da yosun alırsınız . Sadece yüksek ışıkta zaman daha kısa olabilir. Yosunun olması için elverişli ortamın varlığı gerekir.( yüksek organik yük,Amonyak, düşük sirkülasyon gibi ) Lowtecte bitki büyümesindeki lokomotif faktör CO2 tir. Başka bir deyişle Co2 bitki büyümesinde hız sınırlayıcıdır. Bitkinin düşük Co2 olan adaptasyon becerisi bitki sağlığını belirleyecektir. Farklı bir anlatımla düşük CO2 nedeniyle yüksek ışık bitkinin büyümesinde önemli olmayacaktır. Çoğu kişinin düşük ışık seçmesini nedeni fazla elektrik faturaları ödemek istememeleridir. Ancak cuba gibi bir bitkiyi yetiştirmek istiyorsanız yüksek ışığa ihtiyacınız olabilir. Bu sanırım bitkinin özel yapısından veya isteklerinden kaynaklanmaktadır.
Saygılarımla..
[EDIT]cafermutlu,2017-10-01 23:54:14[/EDIT]
Beğenenler: [T]200240,Ümitp[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir