Beyaz benek ve diğer hastalıklar hakkında bilgiler


YYILDIZ51Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/03/2009
İl: Nigde
Mesaj: 6194
YYILDIZ51Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2014 09:07
Selamlar, 
      Akvaryumdan akvaryuma balık taşımada, iller arası balık alış verişinde, İl içi balık alışverişinde yapılan hatalardan dolayı balıklara hastalık yayılmaktadır.Bu konuda uzun yıllardır gözlemlediğim bir durum var.Genelde hastalıklar akvaryum içinde değil dışarıda oluşan etkenlerdir.
    Bu konuda yapılacak ilk önemli olan adım, başka akvaryumdan gelen balıkları en az 1 gün en fazla 3 gün dezenfektanlı suda bekletip; su sıcaklığı,yem, su uyumu ve ph değerlerini kontrol ettikten sonra dışarıdan gelen balıkları ana tanka almaktır.
    İkinci adım ise balıkları dezenfektanlı suda bekletirken yem vermemek; buna sebep olarak ana tanka atıldıktan sonra yemlemek daha doğrudur.Balıklar suyu süzerek yaşadıkları için suyun içindeki hastalık,kötü yem, kötü su koşullarını ana tanka taşımamasıdır.Taşımaması için yem verilmemelidir. Buna bağlı olarak ana tankta kullandığınız yeme balıklarınız kolaylıkla uyum sağlayacaktır.
    Üçüncü adım ise dezenfektanlı sudan alınan balıklar ana tanka bırakılmadan önce ana tanktan su çekilip bu su içerisinde en az yarım saat en fazla 1 saat beklenmelidir.Burada da akvaryum suyuna balıkların uyum sağlaması önem arz eder.Bundan sonra hastalık görmek milyonda bir olasılık olur.
    Sağlıklı hobiler dilerim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Eray GurdoganÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/06/2010
İl: Ankara
Mesaj: 1293
Eray GurdoganÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2014 13:34
Yalçın bey temelde anlattıklarınıza katılmakla birlikte bazı yöntemlerde size katılmıyorum.

1'incisi balıklar suyu süzerek beslenmezler. Sanıldığının aksine balıklar suda yaşadıkları halde su yutmazlar. ağızlarına aldıkları yem midelerine gitmeden önce su solungaçlardan dışarı atılır ve yem mümkün mertebe kuruya yakın bir halde yemek borusuna oradan da mideye geçer. Su süzme olayı yoktur. Su sadece solungaçlarda solunum için süzülür, oksijen emilir, karbondioksit salınır. Kısaca solungaçlar solunum içindir süzme işi için değildir.

2'incisi yeni aldığınız Balıkları tanka koymadan önce dezenfektanda bekletmekten bahsetmişsiniz. Acaba hangi dezenfektandan bahsettiniz? Permasol ve metilen mavisinden bahsettiyseniz sorun yok ben yine de bu konuyu okuyacak arkadaşlara ufak bir bilgilendirme yapayım. Permasol sudaki zararlı micro organizmaları , bakterileri, mikropları öldürmede kullanılır metilen mavisi de mantar sporlarını öldürmede ve çoğalmalarını engellemede kullanılır.

3'üncüsü Tanka almadan önce 1 gün veya 3 gün dezenfektanlı suda bekletmeniz gerekir demişsiniz . Buna da gerek yok, zaten dezenfektan uyguladığınız andan tibaren uyguladığınız doza göre zararlılar bir kaç saat içinde ölmüş olurlar bu nedenle 2 - 3 saat bekletme yeterli olacaktır.

4'üncüsü Balıkları girecekleri yeni tanka alıştırma süreciyle ilgili. Bu süreçe biz damlatma yöntemiyle alıştırma deriz. Bu yöntemde ince hava hortumunun bir ucunu akvaryuma bir ucunu da yeni aldığınız balıkların bulunduğu kaba akacak şekilde sifonlama yapmanız ve suyu akıtmanız. Bu yöntemde suyun aktığı uca bir hava musluğu koyarsanız suyu damla damla akıtır ve birden bire su kimyasını bozmamış olursunuz. Bu yöntemde 1 litrelik bir kabın yarım litresinin 1 saatten az sürede dolmamasına dikkat etmek lazım. Ben bu uygulamada ufak balıklarda 1 litrelik maşrapalardan kullanıyorum ve balığın dışardan geldiği su ile maşrapayı yarıya kadar doldurup diğer yarının da damlatma yöntemi ile dolmasını bekliyorum. Sonra dolan maşrapanın yarısını tekrar boşaltıp bu işleme tekrar devam ediyorum bu işlem 3 veya 4 defa tekrarlandıktan sonra da maşrapadaki suyun tamamını klozete döküp balığı /balıkları bir kepçeyle akvaryuma geri koyuyorum ki, her ne kadar dezenfektan kullanmışsak da tedbirli olmakta fayda vardır.

Son olarak son cümenizde "Bundan sonra hastalık görmek milyonda bir olasılık olur" demişsiniz.

Bunu bilemezsiniz. Balık aldığınızda zaten hali hazırda bir dış etkenden etkilenmiş olabilir ve siz bunu bilmeden tankınıza sokuyor olabilirsiniz. Bir bakteri , mantar sporıu, veya bir iç parazit balığın bünyesinde bulunabilir ,bu da enfeksiyonun başlangıç safhasında olabilir ve gözle bakıldığında balık çok sağlıklıymış gibi görünebilir fakat bu sizi yanıltmasın. Bazı parazit türleri ve bazı bakteriler balıklara etkisini bir kaç gün ile bir kaç hafta içinde gösterebilirler. Örneğin camallus denen bir bağırsak parazitine konaklık eden bir balık dışarıdan bakıldığında çok sağlıklı ve normal görünebilir. Fakat o parazit bağırsaklarda gelişimini tamamladıktan sonra yani bir kaç haftadan sonra balığınızda rahatsızlık belirtileri görmeye başlayabilirsiniz.

Mesela bir balık eğer taşlara , kayalarra , kuma veya bitkilere sürtünüyorsa bu yalnızca onun dış parazit veya beyaz benek olduğu anlamına gelmez. İç parazitten etkilenen balıklarda içlerinde olan kıpırdanmaddan rahatsızlık duyduklarında kendilerini taşa kayaya vurabilirler. Bu arada balıklar tamamen sağlıklıyken bile az da olsa kendilerini kaşımak veya vücutlarına yapışmış bir maddeden kurtulmak için de taşlara kuma sürtünebilirler.

Son olarak çok iyi bir gözlemci olmak lazım, bir akvaryumcudan balık almadan önce balıkları iyice incelemek lazım. Daha öncesinde balık hastalıklarını ve balıklardaki etkilerini bilmemiz lazım ki balık almadan önce bunlara dikkat edelim. Bunun için forumda bir kaç tane resimli hastalık rehberleri görmüştüm, tüm hastalıklar ve balıklar üzerindeki etkileri ile ilgili örnek resimler vardı orada. O hastalıkları iyice görsel hafızamıza aldıktan sonra akvaryumculardan ya da hobicilerden balık almakta fayda var. Hastalığın ne olduğunu bilmeden hasta mı değil mi anlamak imkansız olacağından önce hastalıkları bilmemiz gerekiyor.

Neyse uzun lafın kısası, dışarıdan balık alımlarında Yalçın beyin de dediği gibi çok dikkatli olunmalı. Yoksa tankınızdaki tüm populasyonu da kaybedebilirsiniz. Allah muhafaza.

Hepimize bol ve sağlıklı balıklar dilerim.

Sevgiler saygılar

Eray
Eray Gurdogan2014-06-16 13:41:48

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

YYILDIZ51Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/03/2009
İl: Nigde
Mesaj: 6194
YYILDIZ51Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2014 14:00
Eray Bey
      Balıklar suyu süzer derken midye gibi süzer anlamında dememiştim.Siz suyu süzerek beslenir olarak algılamışsınız. Su şartları kötü ise yüzgeçlerinden bu suyu geçirdikleri için hasta olacaklardır. 
      Ben genelleme yaptım.Örneğin japon balıklarında yemi attıktan sonra gözlemleme yapmıştım.Yemiyedi 10-15 dakika sonra o yemi geri çıkardığında tanık oldum.Diğer bir örnek ise lağım suyunda yaşayan bir balığı temiz bir suya koyduğunuzda lağımdan gelen bakterileri vb... zararlı mikro organizmaları deri ve solunum yolu ile suya aktardıkları test etmiştim.Sağlıklı temiz olan akvaryum balığı japon hastalandı ve öldü.(suya kanalizyon karıştığından bilgimiz yoktu,sonradan öğrendik)
     Özellikle internet veya hediye olarak gelen balıkları ne şatlarda olduğunu bilmediğimiz için sağlıklı olan balıklarımızı hasta etmek kaçınılmazdır.Bunun için böyle bir konu açmak istediğim.Bu yöntemle oldukça başarılı oldum.
     Denemek isteyen tüm hobici arkadaşlarımıza gönül rahatlığı ile öneririm.

YYILDIZ512014-06-16 14:01:22

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Eray GurdoganÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/06/2010
İl: Ankara
Mesaj: 1293
Eray GurdoganÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2014 14:28
Yalçın bey kardeşim seni anlayabiliyorum , temelde de aynı fikirdeyiz zaten :) Ben sadece arkadaşları uyarmak istedim.

Bir de Solungaçlarla ilgili olabilecek hastalık da solungaç yanması veya solungaç mantarı olabilir.

Solungaç yanması da azotlu bileşiklerin suda çok olduğu zamanlarda meydana gelir. Nedir bu azotlu bileşikler, Amonyak, nitrit ve nitrat. Bunların hepsi de balıklar için ölümcül kimysallardır. Suda bulca bulunmaları balıklarda ölüme yol açabiir. Zaten o yüzden tankta biyolojik döngünün oturması için akvaryumlarınızı bir kaç hafta balık yokken sadece su , bitkiler ve diğer ekipmanlar varken filtreniz çalışsın diye bangır bangır bağırıyoruz. Akvaryumlarınızda bol bol ve düzenli olarak su değişimi yapın diye boşuna demiyoruz :) Ben senin ana başlıklar altında topladıklarını biraz açtım ve ufak tefek düzeltmeler yaptım kardeşim. Sıkıntı yok yani :D

Haydi kalın sağlıcakla

Sevgiler saygılar

Eray

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

YYILDIZ51Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/03/2009
İl: Nigde
Mesaj: 6194
YYILDIZ51Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2014 14:36
Bilgilendirmeler için teşekkür ederim.Tecrübeleri paylaşmak,tecrübesiz arkadaşlara yararı olacaktır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Eray GurdoganÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/06/2010
İl: Ankara
Mesaj: 1293
Eray GurdoganÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2014 14:44
Rica ederim. Bizim amacımız bilgiyi paylaşıp herkesin bu hobiyi bilinçli yapmasını sağlamak.
Yoksa herkes balık alır öldürür sonra da hobiden soğuyup akvaryumu kaldırabilir. Ben insanlar bu uğraştan minimum kayıpla maksimum keyfi almaları için yıllardır uğraşıyorum. Tabi her geçen gün ben de yeni şeyler öğreniyorum. Akvaryum hobisi bir deniz ve hergün yeni bilgiler ve uygulamalar çıkıyor, kendimzi hep güncel tutmakta fayda var. Yeter ki okuyup araştıralım, körlemesine bu hobiye dalmayalım. Şunu da unutmayalım balıklardaki de can sonuçta.

Sevgiler saygılar

Eray

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EnatiopuSÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/10/2006
İl: Antalya
Mesaj: 2009
EnatiopuSÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ağustos 2014 14:33
Uzun uzun anlatmaya üşendiğim için İnternet de bulduğum basit anlatımlı bir konuyu kopyala-yapıştır yapıyorum. :)

BALIKLAR SU İÇERMİ?

İnsan, hayvan veya bitki- bütün canlıların bedeni %60-80 oranında su içerir. Her canlı, hayatta kalabilmek için vücudundan eksilen suyu bir yolunu bulup tamamlamak zorundadır. Birçok organizma haftalarca açlığa dayanabilir, ama hiç su almadan birkaç günden fazla yaşayabileni çok azdır. 

Peki balıklar ne yapar? Yeterli suyu bulmakta nasıl olsa zorluk çekmezler diye düşünebiliriz ama bu düşünce sadece tatlı su balıkları için geçerlidir. Hatta tatlı su balıklarının başları, istemeden aldıkları ve sürekli dışarı atmak zorunda oldukları fazla suyla derttedir. Sorun, içerdiği elektrolitler, şekerler, amino asitler, üre ve diğer moleküller yüzünden vücut sıvılarının içinde yaşadıkları suyun tuzluluğuna göre daha konsantre (hypertonia) olmasından kaynaklanır. Dışarıdan içeriye doğru oluşan ozmotik basınç, deriden ve solungaçlardan sürekli içeri doğru suyun sızmasına neden olur. Hatta o dereceki, balık fazla suyu böbrekleri üzerinden süzüp aktif olarak dışarı atmasa balon gibi şişip patlayabilir.

Okul günlerimizde yaptığımız ozmoz deneylerini hatırlayın. Sucuk zarı gibi yarı geçirgen bir zarın bir tarafında az tuzlu su, bir tarafında da çok tuzlu su olsun. İki taraftaki konsantrasyonlar dengelenene kadar, az konsantre olandan çok konsantre olan tarafa belli bir basınçla saf su geçişi olacaktır. Yarı geçirgen zarların özelliği, suyu geçirip saf suyu geçirmemeleridir. Balıkların derisi de işte bu ozmoz denilen fizyo-kimyasal oluşuma aracılık yapan yarı geçirgen zarlar sınıfına girer.

Denizde ise durum tam tersidir! Tuzlu deniz suyu, deniz balıklarının vücut sıvılarına kıyasla daha konsantredir. Buradaki içeriden dışarı doğru yönlenmiş ozmotik basınç (hypotonia), balığın sürekli su kaybetmesine neden olur. Eğer bu eksilen suyu tamamlamanın bir yolunu bulamamış olsalardı, koskoca denizlerde susuzluktan ölürlerdi.

Deniz balıkları aktif olarak sürekli su içmek zorundadırlar. İçtikleri suyun vücutlarındaki elektrolitik dengeyi bozabilecek fazla tuzunu solungaç bölgelerindeki özel bezlerden dışarı atarlar. Bu kaçınılmaz fazla tuzu atma işlemi de, tatlı su balıklarının fazla suyu atmaları gibi balığa yüklüce bir enerjiye malolur. Bu aktif su içmenin yanında deniz balıkları, su kaybını en aza indirmek için böbreklerden atılan su miktarını en aza indirmişlerdir; tatlı su türlerine göre 10-100 kat daha az idrar bırakırlar.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir