Berraklık problemi
Bende bişey ekliyim aktif karbonu 1 ay sonra kadın çırabı içerisine yerleştir ve kuruması için bi yere as tahmini güneş varsa 3 güne tamamen kurur sonra yine kullanabilirsin ben 1 yıldır aynı karbonu kullanıyorum ve ne suda bulanıklık nede bi yan etken gözetmedim. Aksini idda eden olursa lütfen 1 yıl benim gibi kullansın sonra konuşsun[/QUOTE]
1 yıldır kullanılan karbon???? Yan etki gözetmedim?? İnsanların bir yıl bekleyip konuşması??
Benim anlamadığım şey şu aktif karbon 1. yılın sonunda halen aktif miydi kontrol ettiniz mi? Bence artık kullandığınız şey aktif karbon değil aktif olmayan karbonlu bir bileşiktir. Bir yıl kullanıp sonra konuşmadım kusura bakmayın...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Hatta torunumuza bile kalabilir. Neymiş bu aktif karbon böyle!.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Malzeme çeşitliliği, farklı yöntemler falan iyi de karbonun kurutulduğunda tuttuğu tüm maddelerden temizlenmesi gibi bir şey farklı yöntem olarak ele alınamaz. Sonuçta bize ne anlam ifade ederse etsin aktif karbon yine aynı aktif karbon.
Başarılı olunduğu iddia edilen çok konu gördük. Bir kısmı hakikaten başarılı ve ilginç yöntemler içeriyor.
Kimileri ise konuyla ilgili bilgisi olmayan kişilerin kendilerine neden olmayacağı açıkça anlatılmasına rağmen "Ben yaptım oldu işte." inatlaşmasıdır.
Bu durumda örneğin suyun ne kadar temiz ve berrak olduğundan bahsedilmiş. Yani bilimsel veri bu; suyum temiz.(ki kimyasal test yapılmadan anlaşılamaz) Örneğin ben o suya kadmiyum katsam yine berrak olur, temiz görünür ama aktif karbon artık işe yaramıyorsa o sudaki her şey kısa sürede ölür veya sakat kalır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bende bişey ekliyim aktif karbonu 1 ay sonra kadın çırabı içerisine yerleştir ve kuruması için bi yere as tahmini güneş varsa 3 güne tamamen kurur sonra yine kullanabilirsin ben 1 yıldır aynı karbonu kullanıyorum ve ne suda bulanıklık nede bi yan etken gözetmedim. Aksini idda eden olursa lütfen 1 yıl benim gibi kullansın sonra konuşsun[/QUOTE]
1 yıldır kullanılan karbon???? Yan etki gözetmedim?? İnsanların bir yıl bekleyip konuşması??
Benim anlamadığım şey şu aktif karbon 1. yılın sonunda halen aktif miydi kontrol ettiniz mi? Bence artık kullandığınız şey aktif karbon değil karbonlu bir bileşiktir. Bir yıl kullanıp sonra konuşmadım kusura bakmayın...
[/QUOTE] Ben hala kullanmakla beraber hala aktifmi konusuna gelince bana göre aktif flitreye eklediğim zaman değişimi görebiliyorum arkadaşımın buharla arıtılması konusu mantıklı şahsen denemekte fayda görmekle beraber 1 yıllık tecrübemi paylaştım denemeden yorum yazmak tabiki düşüncene saygım var iki el nasıl birinden üstünse fikirlerde birbirini bağlar pekiştirir aydınlatır emin olmadan bilgi vermemdeki sebep gözle görülen tecrübemdir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
AKTİF KARBON
Yaygın olarak kullanılan endüstriyel adsorbanlar arasında çevre kirliliğini kontrol amacıyla, şu anda kullanılan adsorbanların en önemlisi, yüksek gözenekliliğe sahip aktif karbonlardır. Ticari olarak aktif karbonlar, odun, turba, linyit, kömür, mangal kömürü, kemik, Hindistan cevizi kabuğu, pirinç kabuğu, fındık kabuğu ve yağ ürünlerinden elde edilen karbonların çeşitli işlemlerden geçirilerek aktive edilmesiyle elde edilirler.
1900’ lü yılların başında, şu anki aktif karbon üretiminin temelini oluşturan patentler yayınlanmıştır. Bu patentler, bugün bile hala geçerli olan aktif karbon üretiminin iki temel prensibini açıklamaktadır. Bunlar kimyasal aktivasyon ve gaz aktivasyonudur. 1920 yılından sonra, ilk olarak, aktif kömür su arıtılmasında kullanılmaya başlanmış, fakat yaygın bir kullanım sağlanamamıştır. Ancak, 1927 yılında Almanya’da içme suyundaki klorofenol kokusu büyük problem yarattığından, şehir suyunun hazırlanması sırasında aktif karbon kullanımı da büyük önem kazanmıştır. Aktif karbon, 1929 yılında Hamm Water Works’da granüler formda, bundan bağımsız olarak 1930’da Harrison tarafından Michigan Bay City’de, yine 1929 yılında Spalding tarafından içme suyundaki kokuların uzaklaştırılması amacıyla toz halinde kullanılmıştır. 1932 yılına gelindiğinde Amerika’da 400 fabrika, 1943 yılında ise yaklaşık 1200 fabrika istenmeyen kokuların kontrolünde aktif karbonu kullanmıştır.
Aktif Karbon’un Genel Özellikleri
Aktif
karbon, büyük kristal formu ve oldukça geniş iç gözenek yapısı ile
karbonlu adsorbanlar ailesini tanımlamada kullanılan genel bir terimdir.
Aktif karbonlar, insan sağlığına zararsız, kullanışlı ürünler olup,
oldukça yüksek bir gözenekliliğe ve iç yüzey alanına sahiptirler (5).Aktif
karbonlar, çözeltideki molekül ve iyonları gözenekleri vasıtasıyla iç
yüzeylerine doğru çekebilirler ve bu yüzden adsorban olarak
adlandırılırlar.
Yüzey Alanı
Aktif karbonun iç yüzeyi(aktifleştirilmiş yüzey) çoğunlukla BET yüzeyi olarak (m2/g) ifade edilir. Yüzey alanı azot (N2) gazı kullanılarak ölçülür. Su arıtımında kullanılan aktif karbon taneciklerinin iç yüzey alanının yaklaşık 1000 m2/g
olması istenmektedir. Kirlilik oluşturan maddeler, aktif karbonun
yüzeyinde tutulacağından, yüzey alanının büyüklüğü kirliliklerin
giderilmesinde oldukça etkili bir faktördür. Prensip olarak, yüzey alanı
ne kadar büyükse, adsorpsiyon merkezlerinin sayısının da o kadar büyük
olduğu düşünülür. Literatürde bulunan aktif karbonun yüzey alanı ve
gözenek sistemi ile ilgili sayısal değerler aşağıda verilmiştir;
Aktif karbonun yüzey alanı ve gözenek sistemi ile ilgili sayısal değerler.
Yüzey alanı: | 400-1600 m2/g (BET N2) |
Gözenek hacmi: | >30 m3/100g |
Gözenek genişliği: | 0,3 nm-1000 nm |
Karbon taneciğinin yüzeyi gaz, sıvı ve katı maddeleri çeker ve yüzeyde ince bir film tabakası oluşturur, yani adsorbe eder. Aktif karbonun adsorban olarak tercih edilmesinin başlıca iki nedeni vardır. Bunlar;
1. Belirli maddeleri çekebilmesi için çekici bir yüzeye,
2. Fazla miktarda maddeyi tutabilmesi için geniş bir yüzeye sahip olmasıdır.
Gözenek Büyüklüğü
Kirliliğin
giderilmesinde etkili olan diğer bir parametre de gözenek büyüklüğüdür.
Gözenek büyüklüğünün belirlenmesi, karbonun özelliklerinin
anlaşılmasında oldukça kullanışlı bir yöntemdir. Gözenekler silindirik
veya konik şeklinde olabilir. Aktif karbonun gözenek yapısını gösteren
ve Taramalı Elektron Mikroskobu ile çekilen fotoğraf aşağıda
verilmiştir.
Şekil 1: Aktif karbonun gözenek yapısı. Fotoğraf TEM ile alınmıştır.
Adsorpsiyon için gözenek yapısı, toplam iç yüzeyden daha önemli bir parametredir. Gözeneklerin büyüklükleri, uzaklaştırılacak olan kirliliklerin tanecik çaplarına uygun olmalıdır. Çünkü, karbon ve adsorplanan moleküller arasındaki çekim kuvveti, molekül büyüklüğü gözeneklere yakın olan moleküller arasında daha büyüktür.
The International Union of Pure and Applied Chemistry (IUPAC) adsorbanlar için gözenek büyüklüğünü yarıçaplarına göre dörde ayırmıştır;
1. Makro gözenekler(r > 25 nm)
2. Mezo gözenekler (1 < r < 25 nm)
3. Mikro gözenekler(0,4 < r < 1 nm)
4. Submikro gözenekler(r < 0,4 nm) olarak sınıflandırılabilirler.(Şekil 2)
Şekil 2: Şematik olarak aktif karbon modeli
Adsorpsiyon ve desorpsiyon için önemli olan aktif karbon gözenek sistemi, Şekil 2 de şematik olarak gösterilmiştir. Mikro gözenekler iç yüzeyin önemli bir kısmını teşkil ederler (~%95). Makro gözenekler ise adsorpsiyon için nispeten önemli olmamakla birlikte, ancak mikro gözeneklere doğru difüzyonun hızlı olması için iletici olarak gereklidirler(6). Makro gözenekler molekülün aktif karbon içerisine girmesini, mezo gözenekler daha iç bölgelere doğru taşınmasını sağlarken, mikro gözenekler ise adsorpsiyon olayı için kullanılırlar.
Aktif Karbon Türleri
Atık su işlemleri için günümüzde kullanılan en iyi aktif karbonlar çeşitli kömürlerden ve doğal materyallerden elde edilir. Bunlar: taş kömürü, mangal kömürü, turba, linyit, odun, kemik; Hindistan cevizi, fındık ve pirinç kabuğu; meyve çekirdekleri ve yağ ürünleridir. Bu materyallerden elde edilen aktif karbonlar genellikle sert ve yoğundur. Suda bozunmadan uzun süre kullanılabilirler. Aktif karbonlar değişik özelliklere sahip şekillerde üretilebilirler. Bunlar;1. Toz halindeki aktif karbonlar,
2. Granüle aktif karbonlar,
3. Pelet halindeki aktif karbonlardır.,
Karbonun kimyasal aktivasyonu sonucu, toz haldeki aktif karbonlar elde
edilirler. Bu karbonlar, günümüzde atık suların temizlenmesi
işlemlerinde en çok kullanılan aktif karbonlardır. Gaz aktivasyonu ile
yapılan granüle ürünler ve peletler daha ziyade gazların
saflaştırılmasında kullanılırlar. Ancak granüle haldeki aktif
karbonların da atık su işleme sistemlerinde oldukça iyi sonuçlar verdiği
belirtilmektedir. Granüle ve toz haldeki aktif karbonlar organik ve
inorganik maddelerin uzaklaştırılmasında mükemmel sonuçlar vermektedir.
Bu aktif karbonlar biyolojik olarak işlem görmüş atık suları ve organik
kaynaklı endüstriyel atıklar içeren atık suları temizlemek için de
yıllardır kullanılmaktadır.
Aktivasyon Teknikleri
Aktif
karbon üretimi için, karbonca fakir olmayan tüm maddeler, çeşitli
aktifleştirme yöntemleriyle aktifleştirilerek kullanılabilirler. Bu
aktifleştirme yöntemleri kimyasal aktivasyon ve gaz aktivasyonu olmak
üzere ikiye ayrılır.
Kimyasal Aktivasyon
Bu
teknik genellikle turba ve odun temel kaynaklı çiğ materyallerin
aktivasyonu için kullanılır. Çiğ materyal çinko klorür, fosforik asit
veya potasyum hidroksit ile doyurulur. Daha sonra karbonu aktive etmek
için 500-800 °C sıcaklığa kadar ısıtılır. Aktive edilen karbon yıkanır,
kurutulur ve öğütülerek toz haline getirilir. Kimyasal aktivasyon sonucu
oluşturulan aktif karbonlar, genellikle büyük moleküllerin adsorpsiyonu
için kullanılırlar ve oldukça geniş gözenek yapısı sergilerler.
Gaz Aktivasyonu
Bu
aktivasyon tekniği genellikle kömür ve meyve kabuklarının
aktivasyonunda kullanılır. Çiğ materyal öncelikle karbonizasyon olarak
adlandırılan ısıl bir işleme tabi tutulur. Bu işlem gözenekleri küçük
olan karbonlu bir ürün oluşmasına yardımcı olur. Daha sonra bir inert
gaz atmosferinde ve 800-1100°C sıcaklık aralığında aktivasyon işlemi
gerçekleştirilir. Böylece, başlangıçta karbonizasyon ile oluşturulan ara
materyal, aşağıda verilen su-gaz reaksiyonu ile gaz fazına
dönüştürülerek mevcut gözenekler genişletilir ve sayıları artırılır.
C + H20 ® CO + H2 -175,440 kJ/(kg mol)
Bu reaksiyon endotermiktir ve reaksiyon için gereken ısı, kısmen oluşan CO ve H2’nin yanması ile korunur.
2CO + O2 ® 2CO2 + 393,790 kJ/(kg mol)
2H2 + O2 ® 2H2O + 396,650 kJ/(kg mol)
Elde edilen aktif karbon sınıflandırılır ve elenip tozu giderilerek kullanıma hazır hale getirilir. Gaz aktivasyonu ile elde edilen aktif karbonlar da kimyasal aktivasyondan elde edilenler gibi iyi bir gözenek yapısı sergilerler. Hem sıvı hem de gaz fazdan molekül ve iyonların adsorpsiyonu için etkin bir şekilde kullanılırlar.
ADSORPSİYON
Adsorpsiyon, bir yüzey veya ara kesit üzerinde bir maddenin birikmesi ve derişiminin artması olarak tanımlanmaktadır(7). Tanımda kullanılan ara yüzey bir sıvı ile bir gaz, katı veya bir başka sıvı arasındaki temas yüzeyi olabilir. Başka bir tanımlama ile adsorpsiyon, yüzeye saldırma kuvvetlerinden dolayı moleküllerin yüzeye yapışması olayıdır.Çözünmüş bir bileşiğin aktif karbon tarafından adsorpsiyonu üç adımda gerçekleştiği belirtilmektedir ;
1. Adsorbanın dış yüzeyine adsorplanan maddenin taşınması,
2. Dış yüzeyde oluşan adsorpsiyonun küçük bir miktarı hariç, karbonun gözeneklerine adsorplanan maddenin difüzyonu,
3. Adsorbanın iç yüzeylerinde çözeltinin adsorpsiyonu.
Yine başka bir kaynakta adsorbsiyon üç temel adımda oluştuğu belirtilmektedir. Bu adımlar;
a) Film difüzyonu: Adsorplanacak olan çözünen moleküller karbon partiküllerinin içine girerek yüzey filmi oluştururlar.
b) Gözenek difüzyonu: Karbon gözeneklerinden, adsorpsiyon merkezine çözünen moleküllerin göçünü içerir.
c) Karbon Yüzeylerine Çözünen Moleküllerin Yapışması: Çözünen molekül, karbon gözenek yüzeyine bağlandığında tutunma meydana gelir.
Adsorpsiyon Çeşitleri
Aktif karbon üzerinde meydana gelen adsorpsiyonun üç farklı süreçte olabileceği belirtilmektedir (9).
Fiziksel Adsorpsiyon
Eğer adsorpsiyon bir yüzeydeki dengelenmemiş Van Der Waals kuvvetleri yardımıyla gerçekleşiyorsa, buna fiziksel adsorpsiyon denir. Bu tip adsorpsiyon termodinamik anlamda tersinirdir. Düşük adsorpsiyon ısısı ile karakterize edilir ve adsorpsiyonun derecesi sıcaklık yükseldikçe azalır.
Kimyasal Adsorpsiyon
Yüzey
moleküllerinin değerlik kuvvetleri nedeniyle yüzey üzerinde adsorplanan
maddenin monomoleküler tabakası ile bir kimyasal bağın oluşmasından
kaynaklanır. Adsorpsiyon yüksek sıcaklık gerektirir ve termodinamik
anlamda tersinir değildir. Sıcaklık çok yükselirse fiziksel adsorpsiyon
olayı kimyasal adsorpsiyona dönüşebilir (10).
Elektrostatik Adsorpsiyon
Aktif
karbon üzerine çözeltilerin adsorplanmasından sorumlu elektriksel çekim
kuvvetlerinin etkisi olarak tanımlanır. Ayrıca negatif yüklü karbon
partikülleri ile pozitif yüklü adsorplanan moleküller veya iyonlar
arasındaki elektriksel çekim difüzyon sırasında ortaya çıkan engelleri
azaltır ve bu yüzden de adsorpsiyonun verimliliğini artırır.
Adsorbanın Geri Kazanılması
Adsorban
yüzeyine moleküller adsorplandıkça yeni moleküllerin adsorpsiyonu için
daha az yer kalır ve sonuçta adsorban etkin adsorpsiyon özelliğini
kaybeder. Adsorbana etkin adsorpsiyon özelliğini yeniden kazandırma
işlemine ‘‘geri kazanım’’ denir. Aktif karbonun fiziksel kuvveti geri
kazanım süreci boyunca dayanabilecek büyüklükte olmalıdır. Ancak zamanla
ısısal yayılma, büzülme ve nihayet yapının parçalanması nedeniyle az
bir miktar aktif karbon kaybolur veya oksitlenir.
Katı Faz Üzerinde Adsorpsiyon Desorpsiyon İşlemleri
Adsorpsiyon,
yapılan diğer tanımların yanı sıra, bir katı adsorbanın bağlı yüzeyinde
adsorplanmak suretiyle çözünen maddelerin zenginleştirilmesidir. Aktif
merkez olarak adlandırılan adsorbanın yüzeyi üzerinde yer alan atomlar
arasındaki bağ kuvvetleri tamamen doyurulmamıştır. Bu aktif merkezlerde
yabancı moleküllerin adsorpsiyonu yer alır. Adsorban üzerinde
adsorplanmış bir madde, kendisine oranla daha şiddetle adsorplanan bir
madde tarafından yer değiştirir. Yer değiştiren madde karbon tarafından
desorplanır veya serbest bırakılır. Bu olay daha çok tercih edilen
türlerin adsorpsiyonu boyunca devam eder. Kimyasal adsorpsiyon,
adsorplanan maddenin fonksiyonel gruplarından dolayı oluşur ve adsorban
kararlı bir bağ oluşturmak için etkileşir. Desorpsiyon olayı, kimyasal
olarak adsorplanan maddelerden daha çok fiziksel olarak adsorplanan
maddeler için daha uygundur. Katı faz üzerindeki adsorpsiyon ve
desorpsiyon işlemleri Şekil 3 de şematik olarak gösterilmiştir.
Şekil 3: Katı faz üzerinde adsorpsiyon ve desorpsiyon işlemleri
Kaynak: http://www.kimyaevi.org/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF8007620E7D5602E8572D351204A6037B
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Aziz Bey,
Aktif karbon nedir ve üretimi nasıl yapılır noktasında ve bilginin kaynağını göstererek iletmek istedim bu benim kişisel görüşüm değil bilimsel bilgidir bu nedenle yorumlama işini okuyucuya bırakmayı tercih ettim. Yukarıdaki yazıyı okuyanlar aktif karbonun aktif hale gelişinin nasıl olduğunu ve muhtemelen güneşte bekletmenin bu anlamda işlevsel olmadığı sonucunu çıkartabilirler.
Özetlemek gerekirse aktif karbon bir süre sonra aktifliğini kaybeder bunun geri dönüşümü mümkündür ama bu yeniden gereken işlemlerin yapılmasıyla olabilmektedir. Güneşte bekletmekle bu anlamda aktif karbonun yeniden aktif hale geleceği fikri gerçeği yansıtmamaktadır ve risklidir.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir