Su Bahçeleri
Gönderim Zamanı: 16 Şubat 2015 21:38
Merhaba
kebüç 2015-02-19 17:45:43
Kararlı bir ekosistem kurmak her zaman ilgimi çekmiştir.
Ben akvaryum işine lise 1'de başlamıştım. 1983 falan olmalı. Akvaryum hep çok ilginç gelmişti bana ama nasıl başlayacağımı bilemiyordum. Babam bir kitap almıştı. teknik akvaryumdan akvaryum dünyası ve akvaryum balıklarının üretilmesi diye iki ayrı kitap. O kitapları defalarca okumuştum. Sırf öğrenmek için değil, zevk de aldığım için.
Neyse, sonunda bir akvaryum kurdum. 45 litre idi. O zamanlar akvaryumcularda satılan balık çeşitleri çok sınırlıydı. Bitki de çok azdı. O zamanlar malum, internet falan yok, ülkemizde kitap çok az, hobi ile ilgili kitap ise çok çok azdı. Kütüphanelere falan gidip bir şeyler bulmaya çalışırdım. Ona rağmen bitkinin akvaryum için ne kadar gerekli oldugunu bir yerlerden okumuştum ve akvaryumlarımı hep bitkili yaptım. Zamanla fark ettim ki, su üstü bitkileri ve hızlı büyüyen submerse bitkiler oldugunda hava taşı ve filtreye de gerek yok. Özellikle hala ne oldugunu bilmediğim, çok hızlı büyüyen bir bitkinin bu konuda büyük faydası olmuştu. Çınar yaprağına benzer yaprakları vardı. Ama ayrıca bir gövdesi yoktu. köklerden sonra doğrudan yapraklar başlardı. Yapraklardan bir müddet sonra kendiliğinden yeni yapraklar çıkardı ve bu yeni yaprakların da kökleri olur, suya doğru uzarlardı. Bu yeni yaprakları koparıp serbest bırakınca yüzey bitkisi olarak hızla büyürdü. Yüzeyde çok büyüyenleri de köklerinden tekrar kuma ekerdim. Akvaryumun son yıllarında (1989 civarı olmalı) denge öyle bir oturmuştu ki, bırakın filtreyi, hava taşını, ışığını bile yakmazdım akvaryumun. Isıtıcıyı ise çok daha önce kaldırmıştım. Sadece haftada bir iki kez yem verirdim. Balıklar neydi pek hatırlamıyorum. 3-4 adet neon tetra vardı, ondan eminim. Belki 1-2 tane de plati ya da kılıçkuyruk. Ama sonunda sıkıldım ve akvaryumu dağıttım.
Yaklaşık bir yıl evvel ille de evcil hayvan isteyen kızım için küçük bir akvaryum kurdum. Yine filtrasyonu nadiren yapıyorum. Hava motoru ve hava taşı zaten yok. Isıtıcı da hiç almadım. Akvaryum 10 litre. İçinde bir betta ve 8-10 tane kiraz karides var. Bitki olarak Hygrophilia polysperma (rosanervig), cryptocoyne wendtii (mi oya) ve vallisneria var. Vallisneria çok hızlı büyüyüp diğer bitkileri baskılıyor. O yüzden sık sık yeni filizlerini kesiyor ve kontrol altında tutuyorum. Ayrıca kökleri suyun içinde olan Epipremnum var. Nitrat hiçbir zaman 0 seviyesinde değil. Ama nitrit ve amonyum 0. Haftada bir 1 lt su değişimi yapıyorum. Herşey yolunda.
Şimdi sizin yazınız ve deneyleriniz çok hoşuma gitti. Ben bu su bahçesini nerede yapacağımı bilemiyorum. Bahçemiz yok. Apartman bahçesi. Bunu ancak balkonda yapabilirim. Balkon güneybatıya bakıyor ve yazın kuvvetli güneş alıyor. Işık ve yosun sorunundan ziyade ısı korkutuyor beni. O güneşte 30 derecenin çok üzerine çıkabilir ısı. Nilüfer yaprakları büyürse suyun direkt güneş ışığı almasını ve aşırı ısınmasını engelleyebilir mi diye düşünüyorum ama emin değilim. Ayrıca pystia da eklemeyi düşünüyordum ama onun 30 derece ve üzerinde öldüğünü okudum. Bu durumda aklıma çözüm olarak Mayıs sonuna kadar balkon, sonrasında 3-4 saat güneş ışığı alan salon geliyor çözüm olarak.
Balık olarak kararsızım, ama oluşabilecek düşük CO2 ye karşı dayanıklılığı bakımından sizin örneğinizde olduğu gibi, labirentliler ilk düşüncem. Ayrıca minare salyangoz ve kiraz karides de düşünüyorum.
Zemine bahçe toprağı sereceğim, üzerine de, bulabilirsem, nötral dere kumu.
Bitki olarak ise:
1. nilüfer kesin olacak.
2. Elimde olduğu için Vallisneria da koyacağım. Yalnız vallisneria ile ilgili bir çekincem var. Çok hızlı büyüyüp diğer bitkileri baskıladığını biliyorum. O zaman arada bir sökmek gerekecek. Bu sökme işlemi de, kumun altındaki toprağı çıkarıp suya karıştıracak. Bu da akvaryumun dengesini bozup, yosuna sebep olabilir. O yüzden vallisneria konusunda kararsızım.
3. Elimde bol miktarda olduğundan cryptocoyne wendtii de dikmeyi düşünüyorum.
4. Yüzey bitkisi olarak pistia.
Anthurium (Bu flamingo da denilen kırmızı çiçekli bitki sanırım) ve Spathiphyllum'a gelince; bunları ben de bir yerlerden okumuş ve düşünmüştüm. Ama nasıl uygulayacağımı bilemediğimden girişmemiştim. Siz bunları nasıl uyguladınız? Zemindeki toprağa mı diktiniz? Öyle ise kök ve gövde suyun içinde, yaprakların bir kısmı suda, bir kısmı dışarıda mı? Yoksa küçük, delikli bir kabın içinde suya mı koydunuz? Bu şekilde sadece kök suda kalabilir...
Çok yazdım, kusura bakmayın. Kafa karışıklığımdan biraz da...
Beğenenler: [T]236430,Dogalbalik[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Şubat 2015 00:36
Kemal Bey bahsettiğiniz bitki Çınar olarak adlandırılan Hygrophila difformis olmalı.Etkili bir filtrasyon sağlar.
Sistemin kurulacağı lokasyonla ilgili tercihim ve önerim doğanın gücünden olabildiği kadar yararlanma öncelikli.Yani dış mekanda ve güneş ışığı alan bir yer tercih edilmeli.Temmuz ve Ağustos aylarında sistemde sıcaklık yükselme riski var ancak başetmek de mümkün.Sıcaklığı artışını 33-34 dereceye kadar sınırlayabildim.Bugüne kadar beslediğim balıklar (Canlı doğuranlar,Betta,Cennet Balıkları) ve bitkiler (Pistia dahil) bu sıcaklıkları ve gündüz/gece farklarını sorunsuz atlattılar.Ancak bu bilgiler sadece İstanbul için geçerli.
Sıcaklığı kontrol etmek için değişik yöntemler mevcut.Eğer sistem çok ağır değilse ve yer de müsaitse sıcak dönemde kuzey, kuzey doğu cepheye taşınabilir.Isınma iki şekilde oluyor.Doğrudan veya yansıyan güneş ışığı ve ısınan zeminden temasla.Güneş gören yüz başta olmak üzere kabın etrafının perdelenmesi ve daha iyisi yansıtıcı metal folyo ile kaplamak çok faydalı ancak yeterli değil.Kabın zeminle bağlantısı kesilmeli ve araya ısı izolasyonu sağlayan strupor tarzı malzeme koyulmalı.Bu önlemler alındığında güneşin en etkili olduğu dönemi kaçırmadan su bahçesini dış mekanda tutmak mümkün.
Bu koşullarda gelişkin bir Nilüfer de çiçek açacaktır.Ancak Nilüferlerin çok geniş bir su yüzeyi istediğini (ort.1m2) belirtmeliyim.Kullandığımız kaplarda biraz sıkışıyorlar ve diğer bitkileri baskılıyorlar.Ben sistemlerimde orta boy ve cüce türleri tercih ediyorum ancak yine de kapların yeterli kalmadığını itiraf etmeliyim.Nilüfer köklenme için derinlik istediği için kap içine değil ayrı delikli bir saksıya dikim yapıyorum.
Anthurium ve Spathiphyllum ancak kökleri su içinde gövde dışarıda olacak şekilde yaşayabilir.Adaptasyonları biraz tecrübe ister.Bu bitkileri yaklaşık 10 yıldır su kültürlerine adapte ediyorum zaten ancak başlangıç aşamasında hayal kırıklığına neden olabilir pek önermem.Cyperus (Japon Şemsiyesi) hem dış hem iç mekana uygun güçlü filtrasyon potansiyeli ile ilk planda tercih edilecek bitki olmalı.30 cm'ye kadar kök gövde su altında kalabilir.Çok hızlı büyür ve görsellik yaratır.Hatta kökleri su içinde olacak şekilde dikim yapılmadan da yaşayıp büyüyebilir.
Genelde zeminle oynanması eğer zemindeki toprak vs. kalınsa ciddi risk taşıyor.Bu nedenle müdahale gerektiren bitkiler ayrı saksılara dikilerek zeminin üzerine koyulmalı.
Canlılara gelince sisteme mutlaka salyangoz eklenmeli.İlk kurulumda erken alg patlamasını sınrlamak için su piresi iyi olabilir.Daha sonra da balıkların ilk yemi olacaktır.
Sistem balık eklenmeden yaklaşık 1 ay önce kurulmalı.Bitkiler ve özellikle yüzey bitkileri başlangıçta sistemde olmalı.Nisan sistem kurulumu mayıs ise balıkların koyulması için uygun zaman.
Velifera ve Endler (uyumlu olacağını düşünüyorum ve bu sene deneyeceğim) hakkında tecrübem yok. Denediğim diğer tüm Canlı doğuranlar ideal başlangıç türleri.Özellikle renk kontrastı ile sarı/turuncu/beyaz renkli varyeteler sistemde görsel olarak daha iyi izlenebiliyor.Cennet Balığı ile ilgili yeterli paylaşımım zaten forumda mevcut.Betta erkeği de bu koşulları başarı ile atlattı ve halen karma su bahçesinde yaşamaya devam ediyor.Denenebilecek balık grupları sazansıgillerden Barbuslar, Galaxy Rasbora ve diğer Danio'lar, Güney Amerika cüce çiklidleri.Cüce kerevitler de 5-30 derece arasında yaşayabildikleri için sisteme adapte edilebilirler diye düşünüyorum.
Umarım aktardıklarım su bahçeleri konusunda bir fikir oluşturmuştur.
Beğenenler: [T]193796,NanoMax[/T][T]236430,Dogalbalik[/T]
Teşekkür Edenler: [T]193796,NanoMax[/T][T]197800,cagri[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Şubat 2015 18:42
Levent Bey,
O bitki Hygrophila difformis değildi bence. Ben de o mu diye bir araştırmıştım ama, benim bahsettiğim bitkinin yaprakları daha geniş idi. Gerçek bir çınar yaprağı gibi...
Ben de İstanbul'da yaşıyorum ve alüminyum folyo öneriniz basit olmakla birlikte çok etkili olabilir. Nedense hiç aklıma gelmemişti. Hatta eğer kenarlarını kapatarak olmazsa, bununla biraz yüzeyi de kaplayabilirim belki.
Nilüferin cüce bir türünün tohumunu almış olmayı ümit ediyorum. Çin'den sipariş ettim. Büyürse büyüyünce ne çıkarcağını bilemiyorum. Linki: http://www.aliexpress.com/snapshot/6438181664.html?orderId=65337582237887
Japon şemsiyesini akvaryumumda denemiştim ama bir türlü büyümemişti, ben de sonunda çıkarıp atmıştım. Bulabilirsem yeniden deneyebilirim.
Nilüfer tohumu önce suda çimlendirilip, sonra saksıya ekiliyor ve nilüfer büyüdükçe su ekleniyormuş. Bu durumda önce nilüferi ekeceğim, sonra o belli boya uaştıkran sonra cryptocoyne wendtii (mi oya), elodea (suya oksijen temin etmesi açısından koyacağım), pistia ve en son olarak epipremnum ekleyeceğim.
Canlı olarak da, dediğiniz gibi, ben de ilk başta yeşil algle de mücadele etmesi bakımından sadece su piresi düşünüyorum. Daha sonra karides koymayı düşünüyorum. En son olarak da balık ekleyeceğim. Balık olarak da labirentli olması bakımından, yazdıklarınızdan da etkilendiğim için cennet balığı düşünüyorum.
* Balık için en önemli konu ısı aralığının geniş olması. Eğer soğuğa dayanabilecek olsa, kışın da eve almayabilirim. (Bu durumda en iyisi japon balıkları tabii ama o kadar küçük ve filtrelenmeyen bir ortamda yasaması mumkun değil)
* İkinci konu su bahçesi küçük olacağı için oksijensizliğe dayanabilmesi, burada da labirentliler öne çıkıyor. * En son olarak da nano bir ortam sayılacağı için, küçük olması gerekiyor.
Bu üç özelliği bir arada barındıran bir balık hangisi olabilir bilemiyorum. Ama ön planda sizinki gibi bir çift cennet balığı duruyor şimdilik.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Şubat 2015 19:35
Kemal Bey, bahsettiğiniz bitkiye ait fotoğraf yoksa maalesef tür tespiti spekülatif olacak.
Alu folyo ve taban izolasyonu İstanbulda güney cepheli bahçede bile yeterli oluyor.Bu konuda tecrübem sayesinde rahat konuşabilirim.Ancak konu ile ilgilenenlerden daha sıcak yörelerde oturanlar varsa kabı kuzey, kuzey/doğu cepheye aktarmak dışında çözüm yok açıkçası.
Verdiğiniz linki inceledim.Genelde botanikle ilgilendiğim için müsaadenizle biraz teknik bilgi paylaşmak istiyorum.Tohumlarını aldığınız bitki Nilüfer türü (Nymphaea sp.) değil.Türkçeye Kutsal Lotus olarak çevrilen Sacred Lotus ya da bilimsel adıyla Nelumbo nucifera.Aslında Nilüferden daha fazla tercih edilen bir bitki.Nilüfer türlerini ülkemizde bulmak mümkün ancak N. nucifera gelişkin bitki olarak pek satışı yok. Nilüferin çiçek açacak büyüklüğe gelmesi 3-4 yılı bulurken N. nucifera 2. yıl çiçek açıyor.(İstanbulda da açabiliyor)Nelumbo genusunda 3 tür var.İkisi daha az görkemli Amerika kökenli, 3. tür yani N. nucifera ise Avustralya Queensland!Size gelen eğer resimlerdeki çiçekler ile uyumlu ise ve genelde Uzak Doğudan gelen Lotuslar bu şekilde Avustralya kökenlidir çok iyi bir seçim olmuş.Ben de daha önce belirttiğim gibi geçen sene tohumdan bu bitkiyi yetiştirdim ve kışı rizom olarak geçiriyorlar.Sizinle bu konuyu irdelemeye başlayınca bende de Avustralya kökenli bu bitki ile bu yaz Rainbow akvaryumu kurma hevesi doğdu...
Su üstü yüzen yaprakları, su üstüne çıkan rüzgarla sallanan uzun saplı hava yaprakları ve uzun saplı görkemli çiçekleri,tohum kapsülü ile Uzak doğu havası veren mükemmel bir akuatik bitki!
Tek sorun çimlenme zorluğu ve sonrasında ilk yaprakların çıktığı dönemin teknik hata yapılmadan atlatılması.Sonrasında nerdeyse öldürülemeyen arsız bir bitkidir.Çimlendirme aşamasında yardımcı olmaya çalışırım.
Canlı konusunda Cennet balıkları su bahçeleri için ideal ancak saksı yüzey alanı yeterli ise 30 lt'de 5-6 tane canlı doğuran da (Molly, Kılıçkuyruk vb.) rahatlıkla yaşıyor.Barbus türlerini de düşünmenizi öneririm. Japonlarla akraba olmalarına rağmen bitkilere zarar vermiyorlar.
Bitkilendirme ile ilgili önerim mümkün olduğunca tüm bitkilerin sisteme baştan eklenmesi.Ekosistemde bitkilerin hakim olması baştan sağlanmazsa dengeyi sağlamak çok zor olur.Su üstü yüzen bitkiler yüzeyi en az %75 kaplayacak şekilde ve mutlaka başlangıçta eklenmeli.
Alu folyo ve taban izolasyonu İstanbulda güney cepheli bahçede bile yeterli oluyor.Bu konuda tecrübem sayesinde rahat konuşabilirim.Ancak konu ile ilgilenenlerden daha sıcak yörelerde oturanlar varsa kabı kuzey, kuzey/doğu cepheye aktarmak dışında çözüm yok açıkçası.
Verdiğiniz linki inceledim.Genelde botanikle ilgilendiğim için müsaadenizle biraz teknik bilgi paylaşmak istiyorum.Tohumlarını aldığınız bitki Nilüfer türü (Nymphaea sp.) değil.Türkçeye Kutsal Lotus olarak çevrilen Sacred Lotus ya da bilimsel adıyla Nelumbo nucifera.Aslında Nilüferden daha fazla tercih edilen bir bitki.Nilüfer türlerini ülkemizde bulmak mümkün ancak N. nucifera gelişkin bitki olarak pek satışı yok. Nilüferin çiçek açacak büyüklüğe gelmesi 3-4 yılı bulurken N. nucifera 2. yıl çiçek açıyor.(İstanbulda da açabiliyor)Nelumbo genusunda 3 tür var.İkisi daha az görkemli Amerika kökenli, 3. tür yani N. nucifera ise Avustralya Queensland!Size gelen eğer resimlerdeki çiçekler ile uyumlu ise ve genelde Uzak Doğudan gelen Lotuslar bu şekilde Avustralya kökenlidir çok iyi bir seçim olmuş.Ben de daha önce belirttiğim gibi geçen sene tohumdan bu bitkiyi yetiştirdim ve kışı rizom olarak geçiriyorlar.Sizinle bu konuyu irdelemeye başlayınca bende de Avustralya kökenli bu bitki ile bu yaz Rainbow akvaryumu kurma hevesi doğdu...
Su üstü yüzen yaprakları, su üstüne çıkan rüzgarla sallanan uzun saplı hava yaprakları ve uzun saplı görkemli çiçekleri,tohum kapsülü ile Uzak doğu havası veren mükemmel bir akuatik bitki!
Tek sorun çimlenme zorluğu ve sonrasında ilk yaprakların çıktığı dönemin teknik hata yapılmadan atlatılması.Sonrasında nerdeyse öldürülemeyen arsız bir bitkidir.Çimlendirme aşamasında yardımcı olmaya çalışırım.
Canlı konusunda Cennet balıkları su bahçeleri için ideal ancak saksı yüzey alanı yeterli ise 30 lt'de 5-6 tane canlı doğuran da (Molly, Kılıçkuyruk vb.) rahatlıkla yaşıyor.Barbus türlerini de düşünmenizi öneririm. Japonlarla akraba olmalarına rağmen bitkilere zarar vermiyorlar.
Bitkilendirme ile ilgili önerim mümkün olduğunca tüm bitkilerin sisteme baştan eklenmesi.Ekosistemde bitkilerin hakim olması baştan sağlanmazsa dengeyi sağlamak çok zor olur.Su üstü yüzen bitkiler yüzeyi en az %75 kaplayacak şekilde ve mutlaka başlangıçta eklenmeli.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Mart 2015 18:30
Levent Bey,
Siz bu işle ilgilenecek kişiler için bulunmaz bir hazinesiniz. Çok mutluyum sizi bulduguma.
Bu işe girişeceğim ama korkuyorum.
Kafa karışıklığımın bir sebebi de, Çin'den sipariş etmiş oldugum başka tohumlar. Lotus tohumuyla birlikte aquatic oldugu iddia edilen 12 çeşit tohum daha sipariş etmiştim. Bunları da ekmeyi düşünüyordum su bahçeme. Tohumların üzerinde "water soldier, desmodium, pondweed, golden grass, hornwort, fairy maiden rain, tape grass, foxtail grass, big leaves grass, purple grass, wide leaves grass, cowhair, short pearl" yazılı. bunların ne oldugunu bilmiyorum. Ama araştırdıgıma gore Stratiotes aloides -> water soldier, Hornwort -> Ceratophyllum demursum, Tape grass -> Vallisneria spiralis, Foxtail grass ->Myriophyllum pinnatum olabilir, cowhair -> Eleocharis Acicularis gibi duruyor.
Bu tohumları sipariş eden başkaları da olmuş ama hiç biri yaşatamamış. Sipariş edenlerden biri satıcıya mail atmış, o da resimlerini yollamış bitkilerin. resimlerin linki:
http://www.plantedtank.net/forums/showthread.php?t=522561
Ben sizin yazılarınızı okuyup heveslendim ama oyle gozukuyor ki, bu iş benim boyumu aşacak ve beceremeyeceğim bu işi. Gözüm korktu iyice...
Bu arada, eger isterseniz lotus tohumundan size de verebilirim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2015 22:14
Kemal Bey çok sağolun ancak akuatik yaşamla ilgili ben de bir şeyler öğrenme çabası içindeyim.Teşbihte hata olmaz denir bu forumda biraz mahallenin delisi kontenjanından sıradışı konuları yazıyorum.
Çin kökenli tohumlardan Lotus için daha önce de belirttiğim gibi standart ve internette kolaylıkla bulunabilen çimlendirme tekniği mevcut.Bu maalesef doğrudan su bahçenizde uygulayabileceğiniz bir teknik değil.Benim uzun yıllara dayanan karasal/tropikal tohumları çimlendirme tecrübem var.Ancak akuatik bitkilerle hiç çalışmadım.Bu bitkilerin nerdeyse tamamı vejetatif olarak (çelikleme) ve çok kolay şekilde üretiliyor.Bildiğim kadarı ile tohumdan çimlendirerek büyütme bu bitkilerde biraz sorunlu.Ancak kuşkusuz imkansız değildir.Genel bilgileri akuatik bitki tohumlarına uyarlarsak nemli bir substratta yüksek nemli ortamda (sera tarzı atmosferik ortamdan izole edilmiş) çimlenme sonrası kademeli olarak su seviyesinin arttırılması ile semi emerse ve submerse gelişim sağlanmalıdır.Yeterli büyüme sonrası bitkiler sisteminize aktarılabilir.Benim değerlendirmeme göre tohumların saksı boyutunda bir sisteme ekilip büyümelerini beklemek iyimserlik olacak.Bu süreç tanımladığım şekilde ayrı bir kapta ve kontrollü şekilde yürütülerek başarı sağlasa bile açıkçası tam olarak bilemeyeceğimiz (türlerin çoğunun bilimsel adı bile belirsiz ) bir süre gerektirecektir.
Sonuçta benim naçizane önerim ''think simple'' olacak.Yani söz konusu çimlendirme uğraşı devam ederken sistemi çevreden sağlanacak bitkilerle kurup su bahçesi konusunda tecrübe kazanmak olarak özetleyebilirim.Şimdiden kolaylıklar dilerim.
Lotus tohumu paylaşımı öneriniz için teşekkür ederim.Ancak bende şu anda hem tohum mevcut hem de tohumdan büyüttüğüm rizom.Lotus tohumu konusunda bayatlayacaklar diye aceleye ihtiyaç yok.Bilindiği kadarıyla çimlenme özelliğini yüzlerce yıl koruyabiliyorlar.Yani torunlarımızın torunları bile elimizdekileri başarı ile bitkiye dönüştürebilirler.Doğada karşılaştığımız mucizelerden biri....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Mart 2015 01:37
Gerçekten ilginç ve faydalı bir çalışma tebrik ederim.Filtrasyon ve ısıtıcı olmadan süregelen bir sistem hep ilgimi çekmiştir.Aslında iki haftadır bende uğraşıyorum ancak ben zemine tamamen yosun kaplıcam onun dışında birşey ekmicem tabi su üstü bitkisi olucak.ve sizden görüp hayran kaldığm Cyperus alternifolius bitkisi olucak tabi nerden temin edebileceğimi söylerseniz :)
Cevdet Ali İlter 2015-03-08 01:45:33
Teşekkür Edenler: [T]215228,ezc06[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Mart 2015 13:25
Cevdet Ali Bey yapmayı planladığınız ilginç bir çalışma olur.Alglerin filtrasyon potansiyeli yüksek olduğundan su üstü bitkilerle birlikte çok sağlıklı bir ekosistem kurulabilir.Çok iştahlı olmayan herbivor (otçul) balık türleri seçilir ve sistem hacmi yeterince büyük, balık yoğunluğu da az olursa nerdeyse kendine yeterli biir sistem de oluşturulabilir diye düşünüyorum.Cyperus alternifolius eski mahallelerde dolaşıldığında kapı/cam önlerinde, bahçelerde karşılaşılan bir bitki.Bendeki baharda filiz verdiğinde fazlasını paylaşabilirim ancak yerel kaynaklardan da temininin çok zor olmayacağına inanıyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mart 2015 23:42
Levent Bey, su sümbülü hakkındaki fikriniz nedir acaba? Bu bitkinin de çok yüksek bir filtrasyon kapasitesi olduğunu okuyorum. Öyleyse pistia ile ya da onun yerin kullanılabilir belki...
Ama sistemin tüm kaynaklarını emerek diğer bitkileri (özellikle emers olanları) baskılar mı acaba?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mart 2015 00:11
Kemal Bey, Su sümbülü (Eichhornia crassipes) çok sevdiğim bir akuatik bitki.Ancak doğasından kaynaklanan sorunlar mevcut bizim için.Öncelikle çok yüksek ışık istiyor yani diğer koşullar sağlansa bile cam arkası güneş ışığı ile sağlıklı büyütülebileceğini sanmıyorum.Çok yüksek mineral absorbsiyon gösterdiği için bizimkiler gibi küçük hacimli sistemlerde kısa sürede suyu temizleyip kendisi besinsiz kalacaktır. Ayrıca kış aylarında dinlenme dönemi var ve bitki nerdeyse ölü gibi oluyor.Yani kış mevsiminde filtrasyon yapamıyor.Ben geçen ilkbaharda 1 adet edinip sisteme ekledim ve başarısız olunca ölmeye yakın farklı bir yönteme döndüm.Bu şekilde hızla çoğalıp çiçek de açtı.Halen kış döneminde ve bahsettiğim durumdalar. Bu farklı ve görsel açıdan başarılı yöntemi sanırım açtığım başlıklardan birisinde paylaşmıştım.
Sonuçta kısa dönemler için denenebilir ancak daha çok bir havuz bitkisi olarak düşünülmeli.Pistia stratiotes her bakımdan daha uygun bir seçenek.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mart 2015 06:18
Levent bey su bahçesi deyiminden ilk defa bu konuda haberdar oldum ve fotoğrafları görünce de gerçekten çok beğendim. Bence hobideki en büyük dezavantaj bitkilerin, balıkların ve akvarymdaki diğer canlıların (bakteri vs.) güneş ışığından mahtum kalması. Yanlış bilmiyorsam cennet balığından yavru almak bayağı zor. Bu şekilde doğal ortamlarına en yakın şekilde bakıldıklarında bitkiler de balıklar da karşılığını fazlasıyla veriyor anlaşılan.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mart 2015 08:54
Zeki Bey evet haklısınız ülkemizde balık havuzları ve su bahçesi olarak adlandırabileceğimiz balık havuzlarının mini versiyonları pek bilinmiyor ve ilgi uyandırmıyor.Sağlıklı bir ekosistem için güneş ışığı nerdeyse zorunlu. Standart akvaryumculuk yapay aydınlatmaya dayanıyor ve her ne kadar bitki gelişimini desteklese de ekosistemin tüm unsurları için yeterli olamıyor bence.Kış aylarında marketten alınan sera domatesi ve yaz aylarında pazarda satılan tarla domatesleri arasındaki fark gibi.
Cennet Balığı sanki su bahçeleri için yaratılmış!Elimdekiler bu yaz üreme erişkinliğine ulaşacak (bir kaç tanesi erişkin oldu bile)Eğer sayıyı azaltmazsam nüfus patlaması kaçınılmaz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Mart 2015 17:29
(Cevdet Ali Bey yapmayı planladığınız ilginç bir çalışma olur.Alglerin filtrasyon potansiyeli yüksek olduğundan su üstü bitkilerle birlikte çok sağlıklı bir ekosistem kurulabilir.Çok iştahlı olmayan herbivor (otçul) balık türleri seçilir ve sistem hacmi yeterince büyük, balık yoğunluğu da az olursa nerdeyse kendine yeterli biir sistem de oluşturulabilir diye düşünüyorum.Cyperus alternifolius eski mahallelerde dolaşıldığında kapı/cam önlerinde, bahçelerde karşılaşılan bir bitki.Bendeki baharda filiz verdiğinde fazlasını paylaşabilirim ancak yerel kaynaklardan da temininin çok zor olmayacağına inanıyorum.)
Tam olarak aklımdan geçenleri belirtmişiniz Levent Bey.Şu an için kendine tamamen yeten bir sistemi ufak çapta başarıyla oluşturabilirsem daha büyük çapta da denicem.Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Mart 2015 12:39
Su bahçeleri mutlaka dış mekanda tutulmak zorunda değil.
Bu sistemi 2014 yazında Endler'ler (10+ erişkin ve yavrular) ve İzmirde bir dereden topladığım yerel karidesler (büyük olasılıkla Atyaephyra desmaresti) için kurmuştum.Doğu cepheli cam arkasından sabah güneşi alan sistemde ısıtıcı, filtrasyon, yapay aydınlatma yok.Kışın su sıcaklığı 15 dereceye kadar düştü yazın ise 30'a dayanıyor.Şu ana kadar 1 kez %30 gibi su değişimi yapıldı bunun dışında sadece eksilen su tamamlanıyor.30lt hacimli plastik kabın duvarlarında hafif kahverengi alg oluşumu dışına bir sorun, canlı kaybı yok.Eko sistem dengeli görülüyor.Karideslerin baharda üremesini bekliyorum.Emerse büyüyen Echinodorus kırılan yaprağının sapından çiçek açmaya başladı.Bu güzel bir haber çünkü çiçeklenme sonrası buradan yeni Echinodorus gelişimi mümkün
Beğenenler: [T]127273,sinanistanbul[/T][T]178865,ziyasenkaya[/T][T]94985,mehmetsaygin[/T][T]236430,Dogalbalik[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
