İşte Amerikan Rüyası
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 14:11
Hah şöyle Ali.Soft american biraz artsın.Bitkili tanklara biz americancılarında katkısı olsun.Millet yapar da American besleyenler yapamaz mı?Hem de daha iyisini yapar.Eniştenden sana da bulaşsın biraz cüceler.Şu yumurtalar bozulmasın bolıwyanların benden.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 15:20
Bir dahaki budamada bitkiler sana hediye edilecektir Ali Murat.Tebrik ederim şimdiden.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 17:13
Ali,
Gerçekten çok güzel olur 60 70 litrede.Zaten büyük akvaryumlarda bitki olayını ayarlamak birz zor oluyor. Tama su değerleri falan daha uygun oluyor ama, bitkileri diktiğinde çok cılız görünüyorlar. Halbuki küçük akvryumda durum böyle olmaz. Daha sık daha gür görünür.
Gerçekten çok güzel olur 60 70 litrede.Zaten büyük akvaryumlarda bitki olayını ayarlamak birz zor oluyor. Tama su değerleri falan daha uygun oluyor ama, bitkileri diktiğinde çok cılız görünüyorlar. Halbuki küçük akvryumda durum böyle olmaz. Daha sık daha gür görünür.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 18:01
Tanktan Cep ile çekilmiş görüntüler...
Arama Kriterleri:
DSCF8111 veya Barış Aydın - Cichlid Tank yazın.
Arama Kriterleri:
DSCF8111 veya Barış Aydın - Cichlid Tank yazın.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 22:20
Bugün benim için harika ötesi bir gündü ... Ümit Abim ile tanıştımsonunda . Beraber güzel vakit geçirdik ve ümit abinin müstakbel balıklarının fotoğraflarını çektim . Ayrıca Barış Abi senin için teksas jd polleni resimleride var ... Ayrıca Recep Abinin üretimhanesindeki mota , makav , trimac gibi türleride fotoğrafladım ... Pazar günü yayınlayacağım ...
Ümit Abi ve Recep Abi ikinizede çokteşekkür ederim ...
Ümit Abi ve Recep Abi ikinizede çokteşekkür ederim ...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 23:06
[QUOTE=rastlantısal][QUOTE=Really] Bu konuyu araştırırken EBJD lerin kökenine de ulaştım. EBJD ler ilk kez 1985'te Hector Luzardo adlı birinin akvaryumunda ortaya çıkıyor. Yani mutasyonun doğadan geldiği kesin değil, akvaryum ortamında da oluşmuş olabilir. Hector Luzardo iki tane eş normal görünümlü JD alıyor, yavru aldığında yavruların bir kısmının garip göründüğünü farkediyor. 2005'e kadar EBJD ler ticari olarak fazla yaygın değiller, 2005'ten sonra başlıyor.
[/QUOTE] Gene iş olasılığa bindi. En azından biryerlerde ilkinin kaynağının olmasına sevindim.
Hector Lozardo 3 sene önce hayatını kaybetmiş, sorma gibi bir olasılık yok.
Belirteyim dedim.
Saygılar...
guardian 2009-02-27 23:07:03
[/QUOTE] Gene iş olasılığa bindi. En azından biryerlerde ilkinin kaynağının olmasına sevindim.
Kesin sonucu sadece Hector Lozardo ile konuşarak elde edebiliriz. İlk EBJD yavruları nasıldı ancak o biliyor. Eğer hassaslarsa senin dediğin gibi, eğer değillerse benim dediğim gibi olmuş oluyor.
Siyah meleğin hassas olması vs konusunda sana katılıyorum. Bende o durumdan farklı birşey söylemedim. Yani burda balığı hassas yapan siyah rengini veren genlerden ziyade, olasılığı siyah genle aynı farklı bir gen olmalı.
Saygılarımla.
[/QUOTE]Hector Lozardo 3 sene önce hayatını kaybetmiş, sorma gibi bir olasılık yok.
Belirteyim dedim.Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
ReallyÇevrim Dışı[C]4,1,10135[/C] [B]3329,2[/B] [B]2829,3[/B]
Kayıt: 10/04/2006
İl: Ankara
Mesaj: 3890
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 23:09
[QUOTE=Cihat Arslan]
İngilizcen varsa şurada her şey yazıyor: http://www.cichlid-forum.com/phpBB/viewtopic.php?t=150820&postdays=0&postorder=asc&&start=0&sid=6ed429b1e5865391e1d33abb2d40ac51
Yalnız çok uzun ve karışık, bir sürü genetikçi bir sürü test yapmış. Asıl amaç EBJD nin hibrit kökenli mi yoksa salt mutasyondan mı oluştuğunu öğrenmek. Aslında JD ile onca çiftleşmeden sonra ona rahatlıkla Rocio octofasciatus diyebiliriz, tıpkı beyaz zebraya A. nigrofasciatus diyebildiğimiz gibi, ama bu meraklı kişiler EBJD yi farklı kılan genleri hangi yolla kazandığını araştırıyor.
İlkin anne tarafını belirlemek için mitokondriyal DNA ya bakmışlar. Mitokondriyal DNA önemli, çünkü buradaki materyal yalnızca anneden geliyor yavruya. Aynı yolla insanın bilmem kaç bin kuşak önceki anneannesinin doğu Afrika'da yaşamış bir bayan olduğu anlaşılmıştı. EBJD lerin mitokondriyal DNA sına bakarak anne tarafının JD kökenli olduğu anlaşıldı. Normalde memelilerde Y kromozomuna bakarak soyundaki erkeklerin kökeni anlaşılabiliyor ama balıklarda bu mümkün değil. Dolayısıyla baba tarafının da JD olduğu kesinleştirilemedi, ve hibrit tezi çürütülemedi. Testi yapan kişiler arasında Dr. David Price ve Dr. Prosanta Chakrabarty var. EBJD nin genomunun (tüm genetik materyali) birkaç sekansı JD nin genomuyla karşılaştırılmış, ve sekanslar birbirini tutmuş. Ama EBJD nin genomunun %100 JD kaynaklı olduğunu belirlemek için çok kapsamlı bir DNA analizi gerekiyor, bu da bugünkü şartlarda çok zor. Yani varılan aşamada, çoğu araştırma EBJD nin mutasyona uğramış JD olduğunu gösterse de bunu kanıtlamaya yetmiyor. Tabi biz istediğimize inanabiliriz. Yabancı forumda bunun için anket bile açılmış. Ben şahsen EBJD nin mutasyon kökenli olduğunu düşünüyorum.
İşe hobi yönünden bakarsak, bu tartışmaların hobiyi etkileyen bir tarafı yok. Ama EBJD ler gelecekte de bu kadar zayıf doğmaya devam ederse, çoğu bilinçli akvarist EBJD lere karşı tavır alabilir. Ben şu an bu balığın bu kadar paralara satılıp bu kadar yüksek ölüm oranları göstermesini üzücü buluyorum.
Testi yapan kim Umut,yaptığı testi açabilir misin ? Saygılarımla.
[/QUOTE]İngilizcen varsa şurada her şey yazıyor: http://www.cichlid-forum.com/phpBB/viewtopic.php?t=150820&postdays=0&postorder=asc&&start=0&sid=6ed429b1e5865391e1d33abb2d40ac51
Yalnız çok uzun ve karışık, bir sürü genetikçi bir sürü test yapmış. Asıl amaç EBJD nin hibrit kökenli mi yoksa salt mutasyondan mı oluştuğunu öğrenmek. Aslında JD ile onca çiftleşmeden sonra ona rahatlıkla Rocio octofasciatus diyebiliriz, tıpkı beyaz zebraya A. nigrofasciatus diyebildiğimiz gibi, ama bu meraklı kişiler EBJD yi farklı kılan genleri hangi yolla kazandığını araştırıyor.
İlkin anne tarafını belirlemek için mitokondriyal DNA ya bakmışlar. Mitokondriyal DNA önemli, çünkü buradaki materyal yalnızca anneden geliyor yavruya. Aynı yolla insanın bilmem kaç bin kuşak önceki anneannesinin doğu Afrika'da yaşamış bir bayan olduğu anlaşılmıştı. EBJD lerin mitokondriyal DNA sına bakarak anne tarafının JD kökenli olduğu anlaşıldı. Normalde memelilerde Y kromozomuna bakarak soyundaki erkeklerin kökeni anlaşılabiliyor ama balıklarda bu mümkün değil. Dolayısıyla baba tarafının da JD olduğu kesinleştirilemedi, ve hibrit tezi çürütülemedi. Testi yapan kişiler arasında Dr. David Price ve Dr. Prosanta Chakrabarty var. EBJD nin genomunun (tüm genetik materyali) birkaç sekansı JD nin genomuyla karşılaştırılmış, ve sekanslar birbirini tutmuş. Ama EBJD nin genomunun %100 JD kaynaklı olduğunu belirlemek için çok kapsamlı bir DNA analizi gerekiyor, bu da bugünkü şartlarda çok zor. Yani varılan aşamada, çoğu araştırma EBJD nin mutasyona uğramış JD olduğunu gösterse de bunu kanıtlamaya yetmiyor. Tabi biz istediğimize inanabiliriz. Yabancı forumda bunun için anket bile açılmış. Ben şahsen EBJD nin mutasyon kökenli olduğunu düşünüyorum.
İşe hobi yönünden bakarsak, bu tartışmaların hobiyi etkileyen bir tarafı yok. Ama EBJD ler gelecekte de bu kadar zayıf doğmaya devam ederse, çoğu bilinçli akvarist EBJD lere karşı tavır alabilir. Ben şu an bu balığın bu kadar paralara satılıp bu kadar yüksek ölüm oranları göstermesini üzücü buluyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
ReallyÇevrim Dışı[C]4,1,10135[/C] [B]3329,2[/B] [B]2829,3[/B]
Kayıt: 10/04/2006
İl: Ankara
Mesaj: 3890
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 23:43
[QUOTE=baris.aydin]
Kendi adıma ne son noktayı uygulayabilirim nede zor noktayı. Çünkü bu işler gereğinden çok çok fazla emek isteyen, zaman alan çalışmalar olur. Hani bir laboratuvar olsa ve oraya koysanız 10 tane EBJD 10 Tane JD hergün gözleseniz, balıklara eş tuttursanız, ne geni varmış ne geni yokmuş baksanız.Siz olmasanız bile o zamana kadar tuutğunuz verilerle biri daha devam etse.Ama bu da mümkün değil. Yaşam şartları,insani duygularımız devreye girince bir balığı en fazla kaç sene bakabiliyoruz ki? Bizim bile düşüncelerimiz, fikirlermiz, davranışlarımız zamanla değişirken belki balıklarında davranışları zamanla fazlasıyla değişiyor. Örneğin bazı astronotlar oldukça büyüyüp yaşlanınca artık gençliklerinde ki gibi balık peşinde koşmuyorlar.Ama gençliklerinde olsa tozu dumana katarlar emin olun.Yani bunları gözlemlemek, gerekirse video ve fotoğraflarla destekleyip, o balık hakkında çok çok kapsamlı bir makale/kitap yazmak belki son nokta olurdu.
[/QUOTE]
Evet, bir tür hakkında yeterli bilgi sahibi olabilmek, onu tanıyabilmek için onu doğumdan ölüme kadar beslemek ve birkaç farklı örneği elden geçirmek gerek. Türe özgü davranışlarını sergilemesi için de olabildiğince doğal bir ortam sağlamak lazım. Yabancı makalelerde bu dikkatimi çekiyor, adamlar hakkında makale yazdığı türü 5-10 yıl beslemiş oluyorlar. Ama bunun getirisi de güzel oluyor, bizim hiç gözleyemediğimiz orijinal özellikleri belirliyorlar ve belgeliyorlar. Yani profil bilgilerinin ötesinde şeyler görüyor adamlar.
[QUOTE=alpkim]Barış en güzelini yazmışsın kardeşim.
[/QUOTE]
Ben bu EBJD konusuna ilk duyduğum andan beri ilgiliyim, bu da bir yılı
aşar. Olay oldukça karmaşık ama çözmesi zevkli. Genetik bilgim
yettiğince anlamaya çalışıyorum, anladıkça genetik bilgim artıyor. EBJD
beslemesem bile bunları araştırmak hoşuma gidiyor. Bu konuya çok fazla
takmış kişiler de var, deyim yerindeyse hayatları EBJD olmuş. Bu konu açıklığa kavuşursa en çok onlar için iyi olacak
[QUOTE=rastlantısal]Gene iş olasılığa bindi. En azından biryerlerde ilkinin kaynağının olmasına sevindim.
Sanırım ilk EBJD lerin nasıl olduğunu asla bilemeyeceğiz çünkü Hecor Lozardo ironik şekilde yakın zamanda ölmüş. İlk örneklerin nasıl olduğunu bilmek gene bir şeyi kanıtlamaz, her iki olasılık için de genetik analiz gerekiyor. İlk başta EB gen(ler)i genom içinde tespit edilmeli. Bu gen bir veya birkaç tane olabilir. Bu arada dün yazdığım bir şeyi düzelteyim, bir gen başka bir geni beraberinde sürükleyemez demiştim, fakat şimdi öğrendiğime göre "genetik bağ" diye bir şey var, birkaç gen birbirine bağlanıp crossing over sırasında birlikte hareket edebiliyor. Tabi EBJD lerde bunun olup olmadığı kesin değil; lakin böyle bir şey var. Bütün yazılanlardan ve okuduklarımdan sonra senin aynı olasılıklı gen tezini bir yere oturtmakta hala zorlanıyorum.
Siyah melekte böyle bir durum mevcut. Balık siyah ve zayıf. Fakat bu balıkta siyah geni baskın. Dolayısıyla bir seçici üretimden geçmiş olması düşük olasılık - zaten normal bir melekle eşleştirince siyah elde ediliyor. Yani senin tezin siyah melek geçerli değil.
Kendi adıma ne son noktayı uygulayabilirim nede zor noktayı. Çünkü bu işler gereğinden çok çok fazla emek isteyen, zaman alan çalışmalar olur. Hani bir laboratuvar olsa ve oraya koysanız 10 tane EBJD 10 Tane JD hergün gözleseniz, balıklara eş tuttursanız, ne geni varmış ne geni yokmuş baksanız.Siz olmasanız bile o zamana kadar tuutğunuz verilerle biri daha devam etse.Ama bu da mümkün değil. Yaşam şartları,insani duygularımız devreye girince bir balığı en fazla kaç sene bakabiliyoruz ki? Bizim bile düşüncelerimiz, fikirlermiz, davranışlarımız zamanla değişirken belki balıklarında davranışları zamanla fazlasıyla değişiyor. Örneğin bazı astronotlar oldukça büyüyüp yaşlanınca artık gençliklerinde ki gibi balık peşinde koşmuyorlar.Ama gençliklerinde olsa tozu dumana katarlar emin olun.Yani bunları gözlemlemek, gerekirse video ve fotoğraflarla destekleyip, o balık hakkında çok çok kapsamlı bir makale/kitap yazmak belki son nokta olurdu.
[/QUOTE]
Evet, bir tür hakkında yeterli bilgi sahibi olabilmek, onu tanıyabilmek için onu doğumdan ölüme kadar beslemek ve birkaç farklı örneği elden geçirmek gerek. Türe özgü davranışlarını sergilemesi için de olabildiğince doğal bir ortam sağlamak lazım. Yabancı makalelerde bu dikkatimi çekiyor, adamlar hakkında makale yazdığı türü 5-10 yıl beslemiş oluyorlar. Ama bunun getirisi de güzel oluyor, bizim hiç gözleyemediğimiz orijinal özellikleri belirliyorlar ve belgeliyorlar. Yani profil bilgilerinin ötesinde şeyler görüyor adamlar.
[QUOTE=alpkim]Barış en güzelini yazmışsın kardeşim.
Umut ile Ümit ebjd konusunda genetik bilimi de aştılar artık ikisi
de fenotip oldular.Yazdıklarını okuyunca hem merak ve bu konuda ki
hırslarını taktir ediyorum hemde hasta olacak çocuklar sonunda diye
üzülüyorum.Her ikisi nede söyleyeceğim.Bazı şeyleri oluruna bırakmak
lazım.Bazen sen kendini yırtsan da,doğa kendi kararını kendi veriyor.
Ben bu EBJD konusuna ilk duyduğum andan beri ilgiliyim, bu da bir yılı
aşar. Olay oldukça karmaşık ama çözmesi zevkli. Genetik bilgim
yettiğince anlamaya çalışıyorum, anladıkça genetik bilgim artıyor. EBJD
beslemesem bile bunları araştırmak hoşuma gidiyor. Bu konuya çok fazla
takmış kişiler de var, deyim yerindeyse hayatları EBJD olmuş. Bu konu açıklığa kavuşursa en çok onlar için iyi olacak[QUOTE=rastlantısal]Gene iş olasılığa bindi. En azından biryerlerde ilkinin kaynağının olmasına sevindim.
Kesin sonucu sadece Hector Lozardo ile konuşarak elde edebiliriz. İlk EBJD yavruları nasıldı ancak o biliyor. Eğer hassaslarsa senin dediğin gibi, eğer değillerse benim dediğim gibi olmuş oluyor.
Siyah meleğin hassas olması vs konusunda sana katılıyorum. Bende o durumdan farklı birşey söylemedim. Yani burda balığı hassas yapan siyah rengini veren genlerden ziyade, olasılığı siyah genle aynı farklı bir gen olmalı.
Saygılarımla.
[/QUOTE]Sanırım ilk EBJD lerin nasıl olduğunu asla bilemeyeceğiz çünkü Hecor Lozardo ironik şekilde yakın zamanda ölmüş. İlk örneklerin nasıl olduğunu bilmek gene bir şeyi kanıtlamaz, her iki olasılık için de genetik analiz gerekiyor. İlk başta EB gen(ler)i genom içinde tespit edilmeli. Bu gen bir veya birkaç tane olabilir. Bu arada dün yazdığım bir şeyi düzelteyim, bir gen başka bir geni beraberinde sürükleyemez demiştim, fakat şimdi öğrendiğime göre "genetik bağ" diye bir şey var, birkaç gen birbirine bağlanıp crossing over sırasında birlikte hareket edebiliyor. Tabi EBJD lerde bunun olup olmadığı kesin değil; lakin böyle bir şey var. Bütün yazılanlardan ve okuduklarımdan sonra senin aynı olasılıklı gen tezini bir yere oturtmakta hala zorlanıyorum.
Siyah melekte böyle bir durum mevcut. Balık siyah ve zayıf. Fakat bu balıkta siyah geni baskın. Dolayısıyla bir seçici üretimden geçmiş olması düşük olasılık - zaten normal bir melekle eşleştirince siyah elde ediliyor. Yani senin tezin siyah melek geçerli değil.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 23:45
Arkadaşlar merhaba,
Tankımın son halini paylaşmak istedim.Çınar dallarını çıkardım.Onun yerine büyük bir kütük koyup gül kökleriyle birleştirdim.Bu arada zebralar eş tuttu.Kayaların arasına gizlediğim küpün içini temizliyorlar,dişinin karnı turunculaştı ve tüpçük çıkardı,erkek kur yapıyor.Tek eksik dişinin biraz daha beslenmeye ihtiyacı var.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2009 23:59
[QUOTE=Supreme] Selam,
250 G Amerikan Tankı,
Video
İnanılmaz büyük bir tank. Şaşırtıcı.
Video
Amerikan Karma. 1000 lt. Tıka basa dolu
Video
135 60 60 Amerikan Tankı
Video
Saygılar,
[/QUOTE]
250 G Amerikan Tankı,
Video
İnanılmaz büyük bir tank. Şaşırtıcı.
Video
Amerikan Karma. 1000 lt. Tıka basa dolu
Video
135 60 60 Amerikan Tankı
Video
Saygılar,
[/QUOTE]
| BU SİTEYE ERİŞİM ENGELLENMİŞTİR |
| Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi,05.05.2008 tarih ve 2008/402 nolu kararı gereği bu siteye erişim TELEKOMÜNİKASYON İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'nca engellenmiştir. (Access to this web site is banned by "TELEKOMÜNİKASYON İLETİŞİM BAŞKANLIĞI" according to the order of: Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 05.05.2008 of 2008/402) |
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Şubat 2009 00:06
Bitkili isteğime desteğiniz için teşekkür ederim arkadaşlar.
AliMurat 2009-02-28 00:08:09
Akvaryum ağırlıklarının bina statiğine etkis konulu başlığım iki yerde devam etti ve ben biraz daha karamsarlaştım.
Şu an bir duvarıma 800 kg diğerine 650 kg civarı yükledim. Diğerine de bir 800kg daha yükleyecektim. O ikinci el akvaryumu almak çok istedim ama korkumu yenemedim. Bunların hiçbir sakıncası yok diyenlere diplomamı yakarımki var diyen yüksek insaat mühendisleri çıkınca , heleki bir deprem anında, hevesim kursağımda kaldı. 1 kg bile hayat kurtarabilir, deprem anında ağırlık o kadar kritik oluyormuş. Salonda ortaya yatıp amazona dalmışım gibi alemlere dalacaktım. Olmadı.
Bu arada kedinin elinden kurtardığım JD yi bugün ellerimle ağzına emanet ettim. Dün gece severumlar için yer ayrlarken JD yi devlerin arasına atmıştım, dekor içinde saklanır hem hızlı balık birşey olmaz dedim ama olmuş, aksam geldiğimde kuruğu yoktu ve ölmüştü.
Attım kedi balığına vahşice kaptı. Hala ağız gırtlak arasında , foto ekleyeceğim. Arasıra çıkarım tekrar yutuyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Şubat 2009 00:19
15 günü geçti burada dip çekmedim kirlilik için kusura bakmayın bu gece el atacağım;
Küçük kardeşlerimize duyurulur burda bir vahşet yok ilk fotoda gördüğünüz balık ölü ve yarım bir balıktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
