Eheim Mağdurları

Herkese merhabalar,

konuyu daha yeni gördüm ve ilk sayfadan bu sayfaya kadar tek tek tüm mesajları okudum.Öncelikle bu sorunları yaşayan tüm arkadaşlara büyük geçmiş olsun diyorum.Okumuş olduğum ve yaptığım meslek gereği ürünler,ürün tasarımları,ürünleri üretimleri,firma politikaları ve tüketici hakları ile biraz içli dışlıyım.

Yazıma başlamadan önce forumda bir arkadaşımızın, dış filtresi ile yaşadığı problemin üstüne açtığı konuyu gönderiyorum (http://www.akvaryum.com/Forum/dis_filtre_geri_iade_hakkinda_k332160.asp?PN=1) .Bu konu altında yazmış olduğum iki adet mesaj var, bunları okursanız faydalı olabileceğini düşünüyorum.Şimdi gelelim asıl sorun yaşadığınız Eheim 2217'e.Anladığım kadarıyla Eheim 2217 serisini çıkarıp üretime başladıktan belli bir zaman sonra, firmalarının aldığı bir karar ile ürünlerinin bazı parçalarının Çin'de üretilmesine karar vermiş.Bu gibi kararlar genelde ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak alınır ve bu geçiş süreci bir sancılı işler.Bir arkadaşımız başlık altında “Doğrusu ben kovanın Çin de motorun Almanyad a üretildiği sözlerini pek inandırıcı bulmuyorum. Çin de üretimin amacı maliyeti kısmak sırf kova ile mi maliyeti kısacaklar yani güldürmesinler beni.” Demiş.Evet sadece kova ile bile maliyeti kısabilirler.Seri üretim sadece makine ile yapılmaz, üretim bandında ürünün tasarımına göre bazı istasyonlarda, insanlar el ile müdahalede bulunmak durumunda kalabilir.Parçaların çeşitliliğine ve ürünün tasarımına göre işçi sayısını da doğru oranda etkiler.Ayrıca seri üretim bantlarında çalışan robotlar, presler, kalıp makineleri vs. hepsinin başında operatörler bulunur.Siz fabrikanızı Çin’e taşıyarak, Almanya da bir işçiye verdiğiniz maaşın on’da birini Çin’de ki işçiye vererek aynı işi yaptırabilirsiniz.Ayrıca Ürettiğiniz ürünün malzemesinin, ham maddesine yaklaşmış iseniz bu hareket ile, ürünün maliyeti iyice kısılacaktır.Ancak sanmayın ki maliyet düştü diye ürün daha ucuza satılacak, işte burada çok büyük yanılgıya düşersiniz.Ayrıca bir arkadaş “Ama Almanya'da da üretim yapıyorlardır, komple bütün tesisi taşıma riskini alacaklarını zannetmiyorum” demiş. Bu konuda da şunu söylemeliyim ki kesinlikle göze alıyorlar.Size örneklemem gerekirse, taşınma sırasında kaybedecekleri zaman nedeniyle oluşacak maddi zarar, taşınmanın getirdiği ekonomik külfet vs. bunların tamamı hesaplanır ve eğer makul bir süre içerisinde bu açık kapatılır ve sonrasında da eskiye nazaran daha iyi bir kar farkı var ise bunu göze alırlar.Ayrıca illa taşınmak zorunda değiller, Çin de ki bir fason üretici firma ile anlaşıp ona da üretim yaptırtabilirler.Büyük firmalarda sırf bunun araştırması yapılması için kurulan departmanlar var.Hatta şöyle ki, diyelim yeni bir ürün tasarladılar ve bu ürün üretildikten sonra fark ettiler ki ürünün tasarımından kaynaklanan problemler var.Hatta bu problemler son kullanıcı tarafında can kayıplarına neden oluyor.Bu departmanlar üründen kazanacakları kara bakarlar, sonra can kayıplarından başlarına gelebilecek maddi zararı hesaplarlar, hala kar yapıyorlar ise maalesef, ürünü üretip piyasaya sunarlar.Hatta bazen tasarımcılar, hata yapmaya zorlanır çünkü hiçbir firma tamamen kusursuz bir ürün yapmak istemez.Yaparlarsa yedek parçadan nasıl para kazanacaklar, yada bir sonra üretecekleri ürünü nasıl satacaklar.Örneklemem gerekirse bir firmanın mp3 çalar ürettiğini düşünelim.Tasarlanırken ürün çizilir tamam budur diye direk üretime sokulmaz.O ürünün varyasyonları üretilir.Ve her varyasyon diğerini tamamlar.Firma mp3 çaları üretir, bu arada bu ürünle bir çığır açar.Sonra bu ürünü alan insanlar üründen doymaya başlar, doyunca hemen ardından bir ufak boyunu piyasaya sokar, tüketici de “işte bu tamda ihtiyaç duyduğum ürün bu” der ve koşarak ürünü alır.Bu ürüne de doyunca tüketici, firma bu sefer ürünün video oynatıcılı olan versiyonunu piyasaya sokar, tüketici “işte budur” der ve o ürünü alır.Ardından firma ürünün ekransız, klipsli, elbisenizin her yerine takılabilen, daha küçük bir modelini piyasaya sunar ve kullanıcı tabi ki bunu da koşarak alır.Yalnız burada atlanılan nokta şudur ki zaten tüm bu ürünler en başından tasarlanmıştır.Fakat firma uyanıklık yaparak aynı tüketiciden tekrar ve tekrar para kazanmak için böyle bir politika güder.Acaba bu hikaye bir yerlerden tanıdık geldi mi size?Konuyu daha fazla dağıtmadan geri dönim.Bir arkadaşta “gerçekten çok can sıkıcı bu kadar basit bir makenizmayı sorunsuzca üretmek çok mu zor” diye bir soru sormuş.Buna yanıt olarak evet kimi zaman zor kimi zamanda kolay.Burada yazımın başlarında dediğim “üretimi taşıma süreci sancılıdır”  dediğim noktaya dönmek istiyorum.Firmalar üretim yerlerini değiştirdiklerin de, ya kalıplarını oraya gönderirler yada orda yeniden kalıp yaptırırlar.Kalıplarını oraya gönderirler ise taşıma sırasında oluşabilecek küçük hatalar,bölge değişiminden kaynaklanan ısı farkları,orda bu parçaya montajlanacak bir ürünün yeniden kalıbının yapılması sonucu oluşacak farklılıklar, ürün bir araya geldiğin de bu tarz hataları doğuracaktır.Orda yeniden kalıp yapıldığında ise bu seferde tam tersi olarak ona bağlanacak eski üretim bir parçanın uyumsuzluk sebebi ile ürün bir araya geldiğinde problemler çıkacaktır.Hatta firma eski yerinde ürettiği elinde fazla kalan conta gibi malzemeleri gönderir bunlar parçalar bir araya geldiğinde bile sorun çıkarabilir.O yüzden de bu geçiş esnasında bir seri ürün maalesef yüksek ihtimal ile problemli olacaktır ve bunu onlar fark edene kadar eğer bizler hakkımızı aramaz isek mağdur olan taraf kesinlikle gene biz oluruz.Hatta bazen onlar bizden erken bu problemi fark ederler ama biz belki hakkımızı aramayız diye de bir müdahalede de bulunmayabilirler.Ayrıca aracı firma istediği kadar iyi niyetli olsun kimi zaman firmalar bunlarda problem yok diye hiçbir şey yapmayadabilir.Çünkü daha önceden bahsettiğim departmanlar, bizlerin başlarına açacak sıkıntılar sonucu eğer ekonomik zorluklar çekmicekleri yönünde hesaplamalar yapmışlarsa, firmalar bu konuda pek aldırış etmezler.

Sanırım yazım gittikçe uzuyor ve can sıkıcı, hatta okumaktan korkulacak bir yazı haline geliyor.Ancak bu konulara değinerek, kafanızda ki bazı soru işaretlerine cevap bulabilmenizdir amacım.Sadete gelecek olursam, öyle yada böyle ürünlerimizde çeşitli sıkıntılar yaşayabiliriz.Ancak biz tüketiciler olarak üstümüze düşen görevleri de yerine getirmeliyiz.Bu tarz problemlerde öncelikle aldığınız yerle muhatap olmalı, eğer oradan bir sonuç alamıyorsak aracı kurumlar diyolağa girmeli, burası da bizi tatmin etmiyorsa, üretici firmanın kendisi ile iletişime geçmeli ve buradan da bir sonuç alamıyorsak yasaların bize sunmuş olduğu haklarımızı kullanarak, sonuca ulaşmalıyız.Biz yasal haklarımızı kullanma alışkanlığı olmayan bir millet olduğumuz için, firmalar bu yüzsüzlükleri gerçekleştirebiliyor.Ayrıca kimimizde yasal yolların sıkıntıları nedeni ile yasalar çerçevesinde haklarımızı aramıyoruz.Unutmayın ki bu tür konulara emsal olabilecek davalar daha evvel işlenmemiş ise o süre uzar.Bu yüzden en yakın zamanda bu konuda ki eksikliğimizi gidermemiz gerekmektedir.Böylelikle bizden sonrakiler bu problemleri çekmeyecektir yada siz bir sonraki probleminizde, bu zorluklarla karşılaşmayacaksınızdır.Önerim, bu konuda zorluk çeken biri Eheim firmasına bir yazı yazsın ve bu platformda bu yazıyı paylaşsın.Böylelikle herkes bu yazı copy/paste yaparak altına kendi isimlerini yazarak, firmaya mail atabilir.Böylelikle firma bu konuda ne kadar çok sıkıntı olduğunu daha doğru görebilir ve ciddiyetinizi anlayabilir.Yularda verdiğim linkteki yazdıklarımı okumanızı tekrardan öneririm.Küçük çaplı bir baş ağrısına sebep olduysam da özür dilerim.

Saygılar…  

Ömer bey en son cümlelerinizi göz önünde bulundurursak tetratec içinde aynı uygulama yapılabilir çoğu forumlarda okuyorum, sessiz ama bir süre sonra sızdırması kaçınılmaz deniyor ama ne yazıkki buradaki yorumları okuyan çoğu arkadaş gibi bende bu markalardan korkar oldum. Eminim bu markaların esas yurtdışı sorumluları bu yorumları gördüklerinde gerekli açıklamayı yapacaklardır.