Canlılara Ve Ortamlarına Müdahale Hk.
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2023 16:00
Merhaba,
Ne zaman konulara baksam sürekli bir telaş ve gereksiz hamle yapma isteği ile yanıp tutuşan insanlar görüyorum. Hayvanları ve ortamlarını biraz rahat bırakmamalısınız. En ufak şeyde "Ne yapsam acaba ?" diye sürekli ilaç kullanma,dekor değiştirme gibi işlere girişmemek gerek. Bunlar robot ya da sabit nesneler değiller. Elbette renkleri bazen değişecek bazen çok yem yiyecek bazen az. Büyük bir değişiklik görmüyorsanız canlinizda,onu kendi haline bırakmanız iyi olur aksi halde hafif bir sorunu büyük bir soruna çevirebilirsiniz.
Teşekkürler. [EDIT]Dark Angel,2023-02-24 16:28:22[/EDIT]
Ne zaman konulara baksam sürekli bir telaş ve gereksiz hamle yapma isteği ile yanıp tutuşan insanlar görüyorum. Hayvanları ve ortamlarını biraz rahat bırakmamalısınız. En ufak şeyde "Ne yapsam acaba ?" diye sürekli ilaç kullanma,dekor değiştirme gibi işlere girişmemek gerek. Bunlar robot ya da sabit nesneler değiller. Elbette renkleri bazen değişecek bazen çok yem yiyecek bazen az. Büyük bir değişiklik görmüyorsanız canlinizda,onu kendi haline bırakmanız iyi olur aksi halde hafif bir sorunu büyük bir soruna çevirebilirsiniz.
Teşekkürler. [EDIT]Dark Angel,2023-02-24 16:28:22[/EDIT]
Beğenenler: [T]125030,GhostKoi[/T][T]229265,ahmetfiratozkaya[/T][T]242190,tafocan[/T][T]241828,chimeric[/T][T]241968,Aguamentist[/T][T]241079,Hidro Dinamik[/T][T]232379,Muhammedcay[/T][T]118090,Emirk[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2023 20:11
[QUOTE=Dark Angel]Merhaba,
Ne zaman konulara baksam sürekli bir telaş ve gereksiz hamle yapma isteği ile yanıp tutuşan insanlar görüyorum. Hayvanları ve ortamlarını biraz rahat bırakmamalısınız. En ufak şeyde "Ne yapsam acaba ?" diye sürekli ilaç kullanma,dekor değiştirme gibi işlere girişmemek gerek. Bunlar robot ya da sabit nesneler değiller. Elbette renkleri bazen değişecek bazen çok yem yiyecek bazen az. Büyük bir değişiklik görmüyorsanız canlinizda,onu kendi haline bırakmanız iyi olur aksi halde hafif bir sorunu büyük bir soruna çevirebilirsiniz.
Teşekkürler. [/QUOTE]
Merhaba, ben de bir süredir benzer bir konuda fikir yürütüyordum.
Kendim de dahil olmak üzere akvaryum uğraşısını tercih edenlerin çoğunun bazı ortak kişilik özelliklerine sahip olduğunu düşünüyorum. Bu özellikler yeni başlayan kişilerde daha da belirgin. Genelde içe dönük, sosyalleşmeyi fazla sevmeyen kişiler bu uğraşıyı bir kaçış yolu olarak daha fazla tercih edebiliyor. Örneğin akşam eve gidip balıklara yem vermek, evden birkaç günden fazla uzaklaşmamak için mükemmel bir gerekçe oluyor. Yine internette basitçe edinilebilecek bilgiler için forumlarda defalarca konular açılıyor. Forum da bir tür sosyalleşme ortamı yerine geçiyor. Ya da diyelim ki, genç arkadaş sıkıcı derslerine çalışmak yerine bütün zamanını akvaryumla ilgilenerek geçirmek isteyebilir.
Takıntılı kişilikte olan insanlar, buna rahatlıkla obsesif kompulsif de diyebiliriz, kendi iç huzursuzluklarını akvaryum ortamına yönelterek bir anlamda rahatlama sağlayabiliyorlar. Hele bir de acemilik, yeterince bilgi edinmeden bu işlere girişmek, üst üste yapılan hatalar söz konusu olduğunda kişinin uğraşabileceği sınırsız bir meşguliyet alanı ortaya çıkmış oluyor. Oysa ki, günde 10 defa kirli elleri akvaryuma sokmak, balıkları ellemek, uygun hacim ve uygun ekipman kullanmamak, petshopun verdiği mavi mürekkepten her gün damlatmak, doymadı diye ha bire yemlemek gibi basit hatalar yolunda giden bir süreci tersine çevirmeye yetecektir.
Akvaryumla ilgili sürekli bir yap-boz hali bir çok insanda görülse de, tecrübeli akvaristlerin harcanan zaman ve emeği minimuma indirmeyi başardıkları söylenebilir. Bence de bir kişinin akvaryum kurulumunu gereken şartlarda yapmak için emek harcadıktan sonra günlük bakım ve gözlem için 15 dakika ayırması yeterlidir. Buna isterseniz su değişimi için haftalık, filtre temizliği için 2 aylık süreler ekleyebilirsiniz. Akvaryumunuzu seyretmek hoşunuza gittiği müddetçe televizyon seyreder gibi istediğiniz kadar seyredin, o ayrı mesele.[;)]
Ne zaman konulara baksam sürekli bir telaş ve gereksiz hamle yapma isteği ile yanıp tutuşan insanlar görüyorum. Hayvanları ve ortamlarını biraz rahat bırakmamalısınız. En ufak şeyde "Ne yapsam acaba ?" diye sürekli ilaç kullanma,dekor değiştirme gibi işlere girişmemek gerek. Bunlar robot ya da sabit nesneler değiller. Elbette renkleri bazen değişecek bazen çok yem yiyecek bazen az. Büyük bir değişiklik görmüyorsanız canlinizda,onu kendi haline bırakmanız iyi olur aksi halde hafif bir sorunu büyük bir soruna çevirebilirsiniz.
Teşekkürler. [/QUOTE]
Merhaba, ben de bir süredir benzer bir konuda fikir yürütüyordum.
Kendim de dahil olmak üzere akvaryum uğraşısını tercih edenlerin çoğunun bazı ortak kişilik özelliklerine sahip olduğunu düşünüyorum. Bu özellikler yeni başlayan kişilerde daha da belirgin. Genelde içe dönük, sosyalleşmeyi fazla sevmeyen kişiler bu uğraşıyı bir kaçış yolu olarak daha fazla tercih edebiliyor. Örneğin akşam eve gidip balıklara yem vermek, evden birkaç günden fazla uzaklaşmamak için mükemmel bir gerekçe oluyor. Yine internette basitçe edinilebilecek bilgiler için forumlarda defalarca konular açılıyor. Forum da bir tür sosyalleşme ortamı yerine geçiyor. Ya da diyelim ki, genç arkadaş sıkıcı derslerine çalışmak yerine bütün zamanını akvaryumla ilgilenerek geçirmek isteyebilir.
Takıntılı kişilikte olan insanlar, buna rahatlıkla obsesif kompulsif de diyebiliriz, kendi iç huzursuzluklarını akvaryum ortamına yönelterek bir anlamda rahatlama sağlayabiliyorlar. Hele bir de acemilik, yeterince bilgi edinmeden bu işlere girişmek, üst üste yapılan hatalar söz konusu olduğunda kişinin uğraşabileceği sınırsız bir meşguliyet alanı ortaya çıkmış oluyor. Oysa ki, günde 10 defa kirli elleri akvaryuma sokmak, balıkları ellemek, uygun hacim ve uygun ekipman kullanmamak, petshopun verdiği mavi mürekkepten her gün damlatmak, doymadı diye ha bire yemlemek gibi basit hatalar yolunda giden bir süreci tersine çevirmeye yetecektir.
Akvaryumla ilgili sürekli bir yap-boz hali bir çok insanda görülse de, tecrübeli akvaristlerin harcanan zaman ve emeği minimuma indirmeyi başardıkları söylenebilir. Bence de bir kişinin akvaryum kurulumunu gereken şartlarda yapmak için emek harcadıktan sonra günlük bakım ve gözlem için 15 dakika ayırması yeterlidir. Buna isterseniz su değişimi için haftalık, filtre temizliği için 2 aylık süreler ekleyebilirsiniz. Akvaryumunuzu seyretmek hoşunuza gittiği müddetçe televizyon seyreder gibi istediğiniz kadar seyredin, o ayrı mesele.[;)]
Beğenenler: [T]211544,Dark Angel[/T][T]236810,UrasArt[/T][T]237041,MCY4[/T][T]229265,ahmetfiratozkaya[/T][T]240031,Thefishmannn[/T][T]242190,tafocan[/T][T]241079,Hidro Dinamik[/T][T]231847,MasterChiefHakan[/T][T]232379,Muhammedcay[/T]
+1: [T]229265,ahmetfiratozkaya[/T][T]236810,UrasArt[/T][T]240031,Thefishmannn[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2024 21:22
[QUOTE=Dark Angel]Merhaba,
Ne zaman konulara baksam sürekli bir telaş ve gereksiz hamle yapma isteği ile yanıp tutuşan insanlar görüyorum. Hayvanları ve ortamlarını biraz rahat bırakmamalısınız. En ufak şeyde "Ne yapsam acaba ?" diye sürekli ilaç kullanma,dekor değiştirme gibi işlere girişmemek gerek. Bunlar robot ya da sabit nesneler değiller. Elbette renkleri bazen değişecek bazen çok yem yiyecek bazen az. Büyük bir değişiklik görmüyorsanız canlinizda,onu kendi haline bırakmanız iyi olur aksi halde hafif bir sorunu büyük bir soruna çevirebilirsiniz.
Teşekkürler. [/QUOTE]
Böyle önemli değinmeler neden yeterince okunmuyor, ilgi görmüyor acaba? Güncel...
Ne zaman konulara baksam sürekli bir telaş ve gereksiz hamle yapma isteği ile yanıp tutuşan insanlar görüyorum. Hayvanları ve ortamlarını biraz rahat bırakmamalısınız. En ufak şeyde "Ne yapsam acaba ?" diye sürekli ilaç kullanma,dekor değiştirme gibi işlere girişmemek gerek. Bunlar robot ya da sabit nesneler değiller. Elbette renkleri bazen değişecek bazen çok yem yiyecek bazen az. Büyük bir değişiklik görmüyorsanız canlinizda,onu kendi haline bırakmanız iyi olur aksi halde hafif bir sorunu büyük bir soruna çevirebilirsiniz.
Teşekkürler. [/QUOTE]
Böyle önemli değinmeler neden yeterince okunmuyor, ilgi görmüyor acaba? Güncel...
Beğenenler: [T]241828,chimeric[/T][T]241079,Hidro Dinamik[/T]
Teşekkür Edenler: [T]240932,Ehtiyar[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Eylül 2024 18:01
Ben biraz fazla aceleci ve fevriyim.
Hastalıkların tedavisi en başlarda rahat olduğundan teşhisi koyup tedaviye başlamak için acele ederim. İlk belirtide kıl dönmesi ameliyatı olmuş biriyim, daha nasıl anlatabilirim. [:)))][:)))] Kendime istediğim hızı hayvanlarımada isterim.
Elbette hata yapmamak adına teşhis konmadan tedaviye başlamam o bilinçsizlik olur. Teşhis aşamasında çemberi daraltmak iyidir.
Önce fevriliğimden bahsedeyim, biri kalk şuraya gidelim dediğinde anında yola çıkar il il dolaşır, gezip tozmayı seven biriydim. Ta ki ailemi boşladığımı fark edene kadar. Zaten akvaryum hobisinede o dönem başladım. Yani Erkut Bey'in bahsettiği gibi asosyalleşmek için bahanem oldu.
Hayvanlara bakış açımızlada alakalı olarak beklentilerimiz ve tutumumuz değişiyor olabilir.
Örneğin ben çocukluğumdan beri akvaryum balıklarını sevmez, sevenide anlamazdım. Şuan biraz daha farklı düşünsem de evcil hayvandan beklentim bana yoldaş ve sırdaş olmasıdır. Balıklar, evcil hayvanların en masrafsız ve zahmetsizlerinden desem yanlış olmaz. O sebeple çoğu kişi tarafından tercih edildiğini düşünüyorum.
Çocukluğumda çok haylazda olsam kendime bile itiraf edemediklerimi hayvanlarımla konuşurdum. Evet anlamıyor veya çözüm sunmuyor ama bir şeylerin farklı gittiğini anlayıp ayak uydurması beni rahatlatıyordu. En azından arkanızdan vurmayacaklarının garantisiyle kendinizi güvende hissediyorsunuz.
Bu sayede insanlarla olan iletişiminizde gelişiyor.
Benim beklentimde olan biri için en iyi seçenek her zaman köpek oluyor. Köpek sahiplenmeyi düşünen olursa diye kısaca hikayemide anlatayım.
Şecereli, barınaktan ve sokaktan sahiplendiğim bir sürü köpeğim oldu. Safkan köpeklerimde çok iyilerdi ama insanların acımasızlığını görmüş olanlarla daha yakın oluyorsunuz.
3 Yıl önce öldü ama unutamayacağım kadar güzel anılar bırakan Zarife'm vardı. 10 yaşının üzerinde arka bacakları platinli dişi bir sokak köpeği sahiplendik. 3-4 Yaşlarındayken platinlerini taktıran kişiyle konuştuğumuzda sebebini öğrenememiş, araba çarpması dense bile çok fazla insan şiddetine maruz kaldığı belliydi. Bir kaç yılda tam olarak güvenini kazanabildik. En ufak hareketimizde tedirgin olurken öyle alıştı ki 1 ayağının üzerine basamadığı halde kuyruk sallayarak bize doğru koşmaya başladı. Gözlerinden ve bedeninden acı çektiği ama bizim için bu acıya katlanabildiği bariz şekilde belli oluyordu.
18 19 yaş civarında öldü, normal ömrünü doldursa da beni bayağı etkiledi.
Bu tarz bir evcil hayvanınız olduğunda insanlığınızıda kaybetmiyorsunuz, farklı bakış açılarıda kazanıyorsunuz.
[EDIT]Hidro Dinamik,2024-09-05 18:12:59[/EDIT]
Hastalıkların tedavisi en başlarda rahat olduğundan teşhisi koyup tedaviye başlamak için acele ederim. İlk belirtide kıl dönmesi ameliyatı olmuş biriyim, daha nasıl anlatabilirim. [:)))][:)))] Kendime istediğim hızı hayvanlarımada isterim.
Elbette hata yapmamak adına teşhis konmadan tedaviye başlamam o bilinçsizlik olur. Teşhis aşamasında çemberi daraltmak iyidir.
Önce fevriliğimden bahsedeyim, biri kalk şuraya gidelim dediğinde anında yola çıkar il il dolaşır, gezip tozmayı seven biriydim. Ta ki ailemi boşladığımı fark edene kadar. Zaten akvaryum hobisinede o dönem başladım. Yani Erkut Bey'in bahsettiği gibi asosyalleşmek için bahanem oldu.
Hayvanlara bakış açımızlada alakalı olarak beklentilerimiz ve tutumumuz değişiyor olabilir.
Örneğin ben çocukluğumdan beri akvaryum balıklarını sevmez, sevenide anlamazdım. Şuan biraz daha farklı düşünsem de evcil hayvandan beklentim bana yoldaş ve sırdaş olmasıdır. Balıklar, evcil hayvanların en masrafsız ve zahmetsizlerinden desem yanlış olmaz. O sebeple çoğu kişi tarafından tercih edildiğini düşünüyorum.
Çocukluğumda çok haylazda olsam kendime bile itiraf edemediklerimi hayvanlarımla konuşurdum. Evet anlamıyor veya çözüm sunmuyor ama bir şeylerin farklı gittiğini anlayıp ayak uydurması beni rahatlatıyordu. En azından arkanızdan vurmayacaklarının garantisiyle kendinizi güvende hissediyorsunuz.
Bu sayede insanlarla olan iletişiminizde gelişiyor.
Benim beklentimde olan biri için en iyi seçenek her zaman köpek oluyor. Köpek sahiplenmeyi düşünen olursa diye kısaca hikayemide anlatayım.
Şecereli, barınaktan ve sokaktan sahiplendiğim bir sürü köpeğim oldu. Safkan köpeklerimde çok iyilerdi ama insanların acımasızlığını görmüş olanlarla daha yakın oluyorsunuz.
3 Yıl önce öldü ama unutamayacağım kadar güzel anılar bırakan Zarife'm vardı. 10 yaşının üzerinde arka bacakları platinli dişi bir sokak köpeği sahiplendik. 3-4 Yaşlarındayken platinlerini taktıran kişiyle konuştuğumuzda sebebini öğrenememiş, araba çarpması dense bile çok fazla insan şiddetine maruz kaldığı belliydi. Bir kaç yılda tam olarak güvenini kazanabildik. En ufak hareketimizde tedirgin olurken öyle alıştı ki 1 ayağının üzerine basamadığı halde kuyruk sallayarak bize doğru koşmaya başladı. Gözlerinden ve bedeninden acı çektiği ama bizim için bu acıya katlanabildiği bariz şekilde belli oluyordu.
18 19 yaş civarında öldü, normal ömrünü doldursa da beni bayağı etkiledi.
Bu tarz bir evcil hayvanınız olduğunda insanlığınızıda kaybetmiyorsunuz, farklı bakış açılarıda kazanıyorsunuz.
[EDIT]Hidro Dinamik,2024-09-05 18:12:59[/EDIT]
Beğenenler: [T]199205,Rafayel[/T][T]246392,Azizdurdenn[/T][T]240932,Ehtiyar[/T][T]125030,GhostKoi[/T][T]231847,MasterChiefHakan[/T][T]118090,Emirk[/T]
Teşekkür Edenler: [T]240932,Ehtiyar[/T][T]125030,GhostKoi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir