Ad Konings Semineri 20 Haziran Pazar


Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 08:20
Refet bi nefes alsaydın bari...
Sorularla ilgili olarak birisinin son aşamada listeyi oluşturup filtreleme yapması gerekir. Bunu sen mi yaparsın? Çünkü zaten burada forumda bile cevabı olacak sorular sormak abes kaçabilir. Aynı zamanda soruların yapısı, sırası, derli toplu ifadesi de önemlidir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

afyonlu03Çevrim Dışı

Kayıt: 07/08/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 991
afyonlu03Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 10:10
Refet bütün seminere yetecek kadar soruyu hazırlamışsın valla tebrik ederim...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GÜVENÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]4250,1[/B] [C]2,2,23556[/C]
Kayıt: 06/03/2007
İl: Ankara
Mesaj: 2190
GÜVENÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 10:22
[QUOTE=bjkalley] Peki. Adam hem balık bilimci, hem de üniversitede parazitolojide çalışmış, o yüzden soruları acımadan soruyorum

Enantiopus sp Kilesa'nın ömrü kitabında belirttiği gibi 3 yıl mı? Büyük bir cichlidin bu kadar az bir ömrünün olması garip değil mi?

Tropheus ve pek çok mbuna gibi aktif olarak gün boyunca beslenen otçul balıkların akvaryumlarda nasıl beslenmesi gerekir?

Malawi mbuna ve tropheus türlerinin beslenmesi yaşlarına göre değişir mi?

Malawi Gölü'ndeki balıkların rengi neden genelde pastel parlakken, Tanganyika balıkları metalik parlaklıkta?

Tanganyika Gölü'ndeki canlı çeşitliliği Malawi Gölü'nde niye yok?

Aulonocara ve mbunalarda hatta genel olarak tür ve varyete ayrımı neye göre yapılmakta? İskelet yapısı aynı olan 2 balığın farklı 2 türe rengine bakılarak ayrılması mümkün mü?

Bu sene ülkemizde üniversiteye giriş sınavında da sorulduğu üzere, biyolojide türün tanımı için verimli döller verebilen 2 birey aynı tür olarak tanımlanıyor. Yani yavruları papağan cichlid gibi kısır değil de verimli döl verebiliyorsa 2 balık aynı türdür diyebiliyoruz. Ancak balıklar arasında bunun böyle olmadığını da açıkça görebiliyoruz. Balıklarda tür tanımında bir farklılık söz konusu mu?

Genel olarak otçul balıklar daha agresif, fazla şiddetli olmayan ama sık darbe yapan ve hareketli balıklar oluyorlar, bunun yanında etçiller daha hareketsiz, daha az agresif ancak daha ölümcül darbeler yapıyorlar. Bunun nedeni nedir?

Dropsy ve malawi bloat arasındaki fark nedir? Bunu etkileyen sebepleri önemliden önemsize nasıl sıralanır? Parazit kaynaklı mıdırlar, bakteri kaynaklı mı? Tedavileri nasıl yapılır? Durumun ağırlığına göre tedavi tipi değişir mi? Neden etçil balıklar kolay kolay bu hastalıklara yakalanmazken otçullar daha sık yakalanıyor, hastalığın çalışma mekanizması nedir?

Yabancı dergilerden takip ettiğimiz kadarıyla Malawi'de de, Tanganyika'da da ciddi bir melezlenme problemi var. Bunun nedenleri önemliden önemsize sıralanırsa nelerdir? Bize etkileri ne olacaktır. Bu melezlenme olursa ve ileride melezlenmeye neden olan etkiler kaldırılırsa, elimizde ürettiğimiz cichlidlerle gölü tekrar ayağa kaldırabilir miyiz, yoksa melez türler buna izin vermez mi?

Şimdi vahşi türler şüphesiz saf olarak görülürken, ileride tank üretimi jenerasyonların vahşilerden daha saf olarak görüleceklerini tahmin ediyorum. Buna katılıyor musunuz? Durumda bir düzelme olmaz bu şekilde seyrederse bunun kaç sene sonra gerçekleşeceğini söyleyebiliriz?

Neden Malawi gölünün hemen hemen tüm balıklarında ağızda kuluçka varken, Tanganyika'da 2 tür kuluçka biçimi de mevcut? Bu göllerin yapısındaki farklılıktan mı kaynaklanıyor? Bir diğer ihtimal olarak; Malawi'deki çoğu türün Tropehus'un ortak atasından evrimleştiğine dair bir teori var, böyle bir durum varsa, ağızda kuluçkanın nedeni göllerin farklılığı değil de bu olabilir mi?

Kayalık balıklarının (örneğin Neolamprologuslar) hem belirli küçük bir alanda yaşadıkları için hem de kayalık ve kıyılardaki su şartları daha değişken olduğu için akvaryumdaki küçük ve değişken şartlara daha iyi adepte olabileceklerini, ancak Furcifer ve Cyrotocara moorii gibi açık su balıklarının hem geniş yüzme alanı hem de kayalık balıklarına göre daha temiz su ve stabil su istediklerini ve aşırı büyük olmayan ve filitrasyonu çok iyi olmayan akvaryumlarda strese girip uygun şekilde beslenemeyeceğini düşünüyorum. Sizce durum böyle mi? Yoksa açık su balıklarının abartılacak kadar talepleri yok mu?

Neden Tanganyika cichlidleri daha narin ve su şartlarından daha kolay etkileniyorken, Malawi cichlidleri genel olarak daha sağlam. Örneğin yavru bir calvusu su değiştirince sular arasında sıcaklık, pH, kH gibi farklar fazlaysa, balık bayılarak ölüyor. Bu ölümlere veya etkilemelere neden olan su değerlerini önemliden önemsize sıralayabilir misiniz? Balığı bayıltıp, şoka sokup öldüren mekanizma nedir?

F0 balık almayı tavsiye eder misiniz?

F0 türleri alırken, alıştırırken, beslerken nelere dikkat etmeliyiz?

F0 balığı beslemenin zorluğu türüne göre değişim gösterir mi? Gösterirse hangi balıkları F0 olarak besemek zordur, hangilerini kolaydır?

Göl içinde, göl suyunda insan elinde üretilip beslenen balıklar F0 olarak gönderiliyor mu? Böyle bir durum varsa, yüzlerce yavrudan şansı, doğasına adaptesi ve becerisiyle sivrilip büyümüş bir balıkla, gölde insan elinde doğan 100 yavrudan büyüyen 90'ının bir tutulup satılması yanıltıcı değil mi?

Neden özellikle tatlı suda yeşil renkli balık çok nadir, kırmızı ise yine nispeten nadir :)

Poligami görünen türlerde genellikle dişiler renksiz oluyor bunu anlayabiliyorum ancak neden birbirine çok yakın türlerde, örneğin pseudotropheus polit de bariz bir seksüel dimorfizm görülürken, pseudotropheus demasonide aynı ölçüde gözlenmiyor.

Daha sorarım ama adam gelmez diye korkuyorum

Saygılar,
[/QUOTE]

Rafet ne diyim. bütün kazık soruları yazmışsın resmen.Big%20smile Yarısını sorsan adam bir daha gelmeyebilir.Dil%20Çikarma
Kafamın içinde dönüp duran ama kelimelere aktaramadığım nice soruyu burda görmek te güzel oldu doğrusu. Sağolasın.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ahbeabiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 09/05/2007
İl: Antalya
Mesaj: 751
ahbeabiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 10:50
Benimde sorularım olacaktı, önce sizlerden bir iki mesaj gelmesini bekliyordum, fakat şimdi gördüm ki aklımdaki sorular ve bir o kadar da fazlası paylaşılmış bile! Big%20smile
Şimdi yeni sorular bulmam gerekecek.. Stern%20Smile
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 12:10
[QUOTE=ahbeabi]Benimde sorularım olacaktı, önce sizlerden bir iki mesaj gelmesini bekliyordum, fakat şimdi gördüm ki aklımdaki sorular ve bir o kadar da fazlası paylaşılmış bile! Big%20smile
Şimdi yeni sorular bulmam gerekecek.. Stern%20Smile[/QUOTE]
Amaç herkesin soru sorması ve sormak için soru bulmak değil sorulması gerekenleri tespit etmektir. Soruları birisi de sormayacak. Büyük olasılıkla liste hazırlanacak ve verilecek. Ama son kısımda seminer sırasında oluşabilecek sorular olursa elbette sorulur.
Bu anlamda ben ne soracağım? Veya "Onlar sordu, ben sormadan öylece oturup kaldım" endişesinde olmayın. Siz yazdınız diye sizin mesajınıza cevap yazdım. Yazdıklarım herkese hitabendir.
Tüm gelecek kişiler için geçerlidir ki şu sordu bu sormadı durumu olmayacak. Hatta mümkünse boş soru sormuş olmak için soracağına hiç ağzını açmadan oturup dinlesin, daha iyi olur.
Sonuçta herkes (buna ben de dahilim) uzman değil. Soracağımız soruların büyük çoğunluğu forumda bile mevcuttur. Sorabilmek için önce hazır ve bilgili olmak gerekir.
Kendi adıma Refet'in sorduklarının büyük çoğunluğunu soramam. Amacım gidip dinleyip öğrenmek...
Lütfen herkes bu mantığa dikkat etsin.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ahbeabiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 09/05/2007
İl: Antalya
Mesaj: 751
ahbeabiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 12:47
[QUOTE=kgurkan] [QUOTE=ahbeabi]Benimde sorularım olacaktı, önce sizlerden bir iki mesaj gelmesini bekliyordum, fakat şimdi gördüm ki aklımdaki sorular ve bir o kadar da fazlası paylaşılmış bile! Big%20smile
Şimdi yeni sorular bulmam gerekecek.. Stern%20Smile[/QUOTE]
Amaç herkesin soru sorması ve sormak için soru bulmak değil sorulması gerekenleri tespit etmektir. Soruları birisi de sormayacak. Büyük olasılıkla liste hazırlanacak ve verilecek. Ama son kısımda seminer sırasında oluşabilecek sorular olursa elbette sorulur.
Bu anlamda ben ne soracağım? Veya "Onlar sordu, ben sormadan öylece oturup kaldım" endişesinde olmayın. Siz yazdınız diye sizin mesajınıza cevap yazdım. Yazdıklarım herkese hitabendir.
Tüm gelecek kişiler için geçerlidir ki şu sordu bu sormadı durumu olmayacak. Hatta mümkünse boş soru sormuş olmak için soracağına hiç ağzını açmadan oturup dinlesin, daha iyi olur.
Sonuçta herkes (buna ben de dahilim) uzman değil. Soracağımız soruların büyük çoğunluğu forumda bile mevcuttur. Sorabilmek için önce hazır ve bilgili olmak gerekir.
Kendi adıma Refet'in sorduklarının büyük çoğunluğunu soramam. Amacım gidip dinleyip öğrenmek...
Lütfen herkes bu mantığa dikkat etsin.
[/QUOTE]
 
Big%20smile
Ben tamamen şaka mahiyetinde yazmıştım. Anlaşılsın diye smiley kullanmayı uygun gördüm ama sanırım iyi ifade edememişim.
 
Ana konular olarak merak ettiklerimi zaten Refet Bey yazıya dökmüş, bundan başka olur mu bilemiyorum. Olsa da zaten listeye eklenmesi için öneride bulunabilirim ancak. Orada kalkıp soru sormaya ingilizcem yetmez. Dil%20Çikarma 
 
Zaman zaman aklıma gelen, özellikle de Konings'in kitaplarını okurken kendi kendime "peki bu nasıl böyle oluyor" dediğim fakat detay bulamadığım durumlar oluyordu. Hatta Refet Bey'in de yazdığı bazı sorularla ilgili kitaplarında bazı cevaplar bulmak mümkün, fakat belki de "herkes merak etmeyecektir" mantığıyla üstünkörü geçilmiş durumda. Bu konuların açılması hepimiz için çok faydalı olacaktır.  
 
(Direk olarak bana yazmadığınızın farkındayım fakat yanlış anlaşıldığımı düşündüğüm için yazma gereği gördüm:))
 
 Saygılar.
ahbeabi2010-04-29 12:51:20

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

adabisiÇevrim Dışı

Kayıt: 29/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 78
adabisiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 13:55
Bu sene ülkemizde üniversiteye giriş sınavında da sorulduğu üzere, biyolojide türün tanımı için verimli döller verebilen 2 birey aynı tür olarak tanımlanıyor. Yani yavruları papağan cichlid gibi kısır değil de verimli döl verebiliyorsa 2 balık aynı türdür diyebiliyoruz. Ancak balıklar arasında bunun böyle olmadığını da açıkça görebiliyoruz. Balıklarda tür tanımında bir farklılık söz konusu mu?

Arkadaslar eger 2 tur birbirinin alt turu ise aralarinda kirma yapilabilir, Canli doguranlarda ozelikle bu cok sık yapılan bi uygulama.Ama Malawi golu baliklarinda varmi bilmiyorum, ama olma olasigi yuksek ayni sekilde sazangiller familyasinda cogu tur kendi aralarinda uruyebilen alt tur yaratabiliyor, kirma turlerde hayatta kabilmede onemlidir. Tahminlerimce snow prenses sari prensesin vahsi doga ortaminda ortaya cikmis bir albino turudur. Albino aslinda renk pigmentinin bulunmama hastaligidir ki dogada sıkca gorur genelde vahsi dogada yaşayamazlar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

bjkalleyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2003
İl: Yurtdisi
Mesaj: 9513
bjkalleyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Nisan 2010 17:47
[QUOTE=adabisi]Bu sene ülkemizde üniversiteye giriş sınavında da sorulduğu üzere, biyolojide türün tanımı için verimli döller verebilen 2 birey aynı tür olarak tanımlanıyor. Yani yavruları papağan cichlid gibi kısır değil de verimli döl verebiliyorsa 2 balık aynı türdür diyebiliyoruz. Ancak balıklar arasında bunun böyle olmadığını da açıkça görebiliyoruz. Balıklarda tür tanımında bir farklılık söz konusu mu?

Arkadaslar eger 2 tur birbirinin alt turu ise aralarinda kirma yapilabilir, Canli doguranlarda ozelikle bu cok sık yapılan bi uygulama.Ama Malawi golu baliklarinda varmi bilmiyorum, ama olma olasigi yuksek ayni sekilde sazangiller familyasinda cogu tur kendi aralarinda uruyebilen alt tur yaratabiliyor, kirma turlerde hayatta kabilmede onemlidir. Tahminlerimce snow prenses sari prensesin vahsi doga ortaminda ortaya cikmis bir albino turudur. Albino aslinda renk pigmentinin bulunmama hastaligidir ki dogada sıkca gorur genelde vahsi dogada yaşayamazlar.
[/QUOTE]

Durum sadece Aulonocaralarda böyle olsa anlarım. Sarı imparator ile mavi imparator eşleşip alt tür meydana getirsin. Ancak; Sciaenochromis fryeri, Ahli dediğimiz balık, Aulonocara hansbaenschi ise mavi imparator. Aynı alt türü, geçin aynı türü geçin, aynı cins bile değiller. Ancak yavru veriyorlar, yavruları da yavru veriyor. Yunus ve elektra da aynı şekilde, burada bir mantıksızlık var.

Snow prenses socolofinin albinosu.

Bunları konu açarak tartışabiliriz, burada tartışırsak konu sapar. Emin olun yazdığım şeylerin çoğu daha önce üzerinde düşünüp araştırdığım şeyler, öyle saniyesinde aklıma gelen kolayca cevap bulunabilecek şeyler değil.

Saygılar,

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

KaPTaNÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/11/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1007
KaPTaNÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 05 Haziran 2010 23:22

Gün yaklaştı inşallah bu sefer aksilik olmadan bu seminer gerçekleşir.

Saygılar

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 06 Haziran 2010 00:20
Katılımcılar için yeni liste oluşturulacak mı?
Geçen sefer gelmek isteyip müsait olamayanlarla o zaman müsait olmayıp şimdi gelebilecek olanlar vardır. Son dakika bir aksilik olmazsa ben gideceğim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

KocaKÇevrim Dışı

Kayıt: 07/03/2010
İl: Manisa
Mesaj: 422
KocaKÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 06 Haziran 2010 00:53
Seminere katılamayanlar için küçük video çekilemezmi seminerden bizde faydalanalım diye.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

jacobsen__Çevrim Dışı

Özel Üye
[C]2,1,33377[/C] [C]4,2,33377[/C] [B]2813,3[/B]
Kayıt: 16/09/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 7157
jacobsen__Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2010 22:42
 Konuyu pas geçiyoruz seminere 1 hafta kaldı...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2010 23:19
Seminer yeri ve saati ile katılımcı listesinin teyidi anlamında bir açıklama olacak mı?
Anadolu Pet tarafından bir açıklama olması yerinde olur.
Son zamanda konuştuğum kişilerden geçen sefer gelemeyecek olup şimdi fırsatı olanlar var.
Hatırlatma için linkleri ekledim.

Form doldurmak için buraya tıklayın.

Ad konigs ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

reverseÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]6467,3[/B]
Kayıt: 29/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 2725
reverseÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2010 23:23
Aslında bir soru listesi hazırlanıp sitede yayınlansa çok iyi olurdu.
Kişiler kendilerince önemli gördüğü hususlarda sorularını önce buradan sorup, gerekli görüldüğü taktirde seminere iletilirdi. Yada sorunun cevabını bilen kişiler tarafından yanıtlanır ve kişinin merakı giderilmiş olurdu.
Bu sayede seminerde meydana gelebilecek bir soru kirliliği ile karşılaşılmazdı. Herkesin ortak merak ettiği konular liste halinde iletilirdi?!..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir