Uv ile ilgili
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yusuf bey,
Evet Uv bakterileri öldürüyor ve bu ölü bakteriler suda kalıyor ama tahminimce bu bakteriler çok da sorun yaratmıyor olmalı. Neden derseniz Amway isimli bir markanın eSpring adını verdiği uv lambası kullanan bir su arıtma cihazı var, sağlık adına gerekli izinler elbette alınmış, insan tüketimine uygun su hazırlıyor . İnsan uv den geçmiş suyu içebiliyorsa balık da içebilir diye düşünüyorum .
Bana sorucak olursanız akvaryuma en az müdahale en iyisidir ama bende Uv kullandım bir süre . Hiç bir sorun yaşamadım .
Yararlı bakterilerle ilgili ufak bir bilgi vermek ( Hatırlatma yapmak ) istiyorum, yararlı diye adlandırdığımız bu bakteriler suda serbest halde gezmek yerine yüzeylere tutunmayı tercih ederler, bu yüzden aslında su içerisinde çok da fazla yararlı bakteri yoktur. Buna karşın çoğu zararlı diye adlandırabileceğimiz bakteri suda serbest halde yüzmektedir ve uv suda serbest olan bu bakterileri öldürür . Örnekse 96 zararlı ölüyorsa 4 yararlı ölüyordur .
[/QUOTE][/QUOTE]
Evet elbette anatomilerimiz çok farklı ancak çok bir etkisi olacağını düşünmüyorum . Şu an için herhangi özel bir araştırmam yok bu konuda o sebepten çok da net konuşamıyorum ama ilerleyen dönemde araştırıp belgelerle tekrar bu konuya yazıcam .
Bunun dışında evet bahsettiğiniz filtreler de zaten mevcut ve kullanmak isteyeneler rahatça kullanabilir, ben biraz daha bu uv üzerine düşünüyorum .
[/QUOTE]Yusuf bey, bende Biyoloji okuyorum, biraz meraklıyımdır ve Öğretim görevlisi olmayı düşünüyorum ve sizde biliyorsunuz ki bilim insanı merak edip araştıran kişidir. Elbetteki araştırıcam. Elbette uzun süreli büyük etkisi vardır ama bu bizim akvaryumumuz içerisinde ne kadar büyük etkiye neden olur onu araştırmalıyım . Örnekse, ben bu balığı 10 sene boyunca sürekli uv den geçmiş suya maruz bıraksam , onun da yavruları 10 sene sürekli uv den geçmiş suya maruz kalsa ve onun da yavruları sürekli uv li suda yaşasa belki sonraki batında uv ye dayalı sorunlar çıkar. İşte bilinmeyen kısım bu, ne kadar sürede etkili olur. Birde şöyle bir durum var ki herkes uv kullanmıyor, kullananların çoğu sadece hastalık döneminde kulanıyor. Bu kadar az kullanım etkili olmuyacaktır diye düşünüyorum . Şonuç olarak hücresel bazda bakıldığında çok nizami bir biçimde hücreler kendini yeniliyor. Örnek se bir parmak kemiğini ele alalım, sürekli yapım yıkımlarla 2 yıl sonra bu kemik tamamen farklı yeni hücrelerden oluşmuş olabiliyor. Yani hücrelerimiz yenileniyor, eskilerinin yerini alıyor . Balıklar direk uv ye maruz kalsa elbette tamiri imkansız kusurlu hücreler oluşur ama bu balıklar direk uv ye maruz kalmıyor, uv yüzünden DNA sı bozulmuş bakterilerle aynı suda yüzüyor, bu sudan içinde vücuduna alıyor ve sindirimden geçiriyor. Sindirilen bu hücrelerin DNA yapısındaki bozulmanın balık bünyesine işlemesi çok da kolay değil . Şöyle düşünebilirsiniz, sudaki uv yüklenebilecek örnekse aliminyum atomları varsa, uv ye maruz kalıp sonradan bir süre uv ışın yayabilecek potansiyelli moleküller varsa, evet onlar etkili olur, ama şöyle bir durum var ki uv emip sonra geri veren ve akvaryumumuzda bulunan elementleri ben bilemiyorum . Bunuda araştırmak lazım . Sizde biliyorsunuzdur, hiçbir sorun aslında göründüğü kadar basit değildir, şayet bir sorun varsa çokca konu araştırılıp gerçeğe ulaşmak lazım .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[/QUOTE]
Ben sadece sizinle aynı düşünce yapısında olduğumu ve konu hakkında merakım olduğunu bildirmek için söyledim, Henüz hazırlık ve Üniversitede biyolojiye dair bir ders görmedim ama bilgilerim kendi araştırmalarımdan kaynaklıdır . Gerçekten biyoloji en büyük ilgi alanımdır öyle ki Atılım üniversitesinde Endüstri Mühendisliğinden ayrılıp Biyolojiye geçtim .
Bu yabancı hücre etkisinde kalmayı araştırmak lazım işte tam olarak, acaba balıkların sindirimi sırasında bu bozulmaya uğramış DNA zincirleri ne kadarı bünyeye katılıyor, katılan kısmın bünye üzerindeki etkisi nedir ?
Bir söz vardır , ''0 ne yerseniz o'sunuz '' diye. Bu söz benim ilgimi hep çekmiştir, acaba bir vejeteryan ile benim gibi sırf et yiyen bir insanın metabolizması nasıl etkilenir diye . Yani aldığımız bu besinler yenilenen vücut hücrelerimizin yapılandırılmasında nasıl bir rol oynar ? Elbette bu beslenme farklılıkarının verdiği kcal ve benzeri basit etkilerinden ötürü kişinin algısı, dikkati, genel olarak enerjikliği etkilenicektir ama yiyeceklerimiz acaba daha fazlasına yol açar mı ? Bu konu biraz da farklı görünse de '' organlar duygu taşırmı ? misalen kalp nakli yapılan kişinin kişilik özelliklerinde hislerinde değişme olur mu ? Kalbi veren kişi ile ortak noktalar ortaya çıkarmı ?'' sorusuyla yakın . Şöyle yakın, bizler de yediğimiz şeylerle yapılanıyoruz. Yani söylemi komik ama ben sürekli sığır yersem sığırdan birşeyler kaparmıyım Baktığınız zaman etde de bitkide de alınan şeyler yapı taşlardır ve değişmez diyebilirim bende herkes gibi ama bundan çok da uzak olmayan bir geçmişte ''teleknetik güç yoktur '' da rahatlıkla deniyordu. Şimdi üzerine birçok araştırma yapılıyor . Evet Anlatımı da yazımı da zor ama araştırması daha zor
Çok da alakasız konulara ve çok derinlere girmeden kesmem gerektiğini düşünüyorum yoksa uzar gider Sonuç olarak bu bozunmuş moleküllerin ne kadar sürede etkidiği esas alınması gerekir bence . Ve bu etkinin canlı tarafından düzenlenebilir yahut düzenlenemez olması incelenmeli .
Ben tüm bu etkileri incelense de uv tarafından bozunmaya uğrayan bu canlıların bu balıklara ölümcül bir etkisinin olmayacağını düşünüyorum . 3 kafalı 2 kuyruklu balıklara sebebiyet vereceklerini ise % 0.01 ihtimal dahilinde ancak düşünebiliyorum Yinede dediğim gibi araştırmak şart
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[/QUOTE]
Ali bey,
Duyu his zaten kanıtı olan bir durum değil, ne yersen o'sundur cümlesiyle bağdaştırılmış bir örnektir o sadece . Ayrıca olmadığı da kanıtlanmış birşey değil . Kaldı ki kanıtlanabilecek birşey de değil zaten .
Vallahi ben bakteriye gariban yahut masum gözüyle hiç bakmadım genel olarak bir canlı türüdür bulunduğu yere göre yararlı , ne yararlı ne zararlı yahut zararlı olabilir .
'' Ümit Beyin söylediği gibi bu bakterileri patojen yani hastalık yapan bakteriler olarak görmemeli tam tersi sisteme yerleşmeye çalışacak patojen bakterilerin sisteme yerleşmesini engelleyen tankın asıl sahipleri olarak görmeliyiz. ''
Oturmuş bir tankta bakteriler arasında bir rekabet ortamı olacağı doğrudur ancak ev sahibi yani yoğun popülasyon nitrifikasyon (nitrosomonas, nitrobacter) bakterileri olmadığı sürece su zaten oturmuş bir su olamaz. Bahsettiğiniz patojen bakteriler sadece bu oturmuş sistemde kendilerine yer kapmaya çalışır durumda olan canlılardır . Yani asıl sahipler patojen olanlar değil nitrifikasyon bakterileridir .
''Ne yazık ki Ümit Beyin söylediği UV sistemleri patojen bakterileri daha yüksek oranda öldürüyor tezine de katılmıyorum, oturmuş sistemi olan bir tankta balıklara patojen mikroorganizmaların suda kendiliğinden bulunması imkansız, öyle olsa idi UV sistemleri kullanmayan tanklarda balıkları yaşatmamız imkansız olurdu.''
Patojen demek istemiyorum Zararlı bakteriler su değişimlerinde, akvaryum suyunun hava ile teması ile, yeni balık bitki v.b eklemesiyle rahatça tankınıza girebilir. UV kullanmayan oturmuş suya sahip tanklar bu bakterilere karşı kendi bakterilerini silah olarak kullanıyor çünkü bakteriler arası deminde söylediğim gibi bir rekabet söz konusu . Yararlı bakteriler halinden memnunken sonradan gelen bu bakterilere yerlerini vermek istemeyeceklerdir ve doğal bir koruma sistemi oluşturacaklardır. Ancak yüksek oranlı su değişimi v.b sistemi sarsacak durumların ardından suda zaten halihazırda var olan zararlı bakteriler hazır rakipleri azalmışken kendilerine tankta yer edinip hastalıklara rahatlıkla yol açabilirler . İşte bu durumlarda uv etkili bir çözüm olup sistemi eski düzenine getiriyor. Bu durumda bakterileri seçmeden öldürüyor ama sistem düzene girdiğine göre demekki zararlı bakteriler daha çok ölüyor. Çok basit bir mantıkla bakıcak olursak bu şekilde de düşünebiliriz .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
''Ne yazık ki Ümit Beyin söylediği UV sistemleri patojen bakterileri daha yüksek oranda öldürüyor tezine de katılmıyorum, oturmuş sistemi olan bir tankta balıklara patojen mikroorganizmaların suda kendiliğinden bulunması imkansız, öyle olsa idi UV sistemleri kullanmayan tanklarda balıkları yaşatmamız imkansız olurdu.''
Patojen demek istemiyorum Zararlı bakteriler su değişimlerinde, akvaryum suyunun hava ile teması ile, yeni balık bitki v.b eklemesiyle rahatça tankınıza girebilir. UV kullanmayan oturmuş suya sahip tanklar bu bakterilere karşı kendi bakterilerini silah olarak kullanıyor çünkü bakteriler arası deminde söylediğim gibi bir rekabet söz konusu . Yararlı bakteriler halinden memnunken sonradan gelen bu bakterilere yerlerini vermek istemeyeceklerdir ve doğal bir koruma sistemi oluşturacaklardır. Ancak yüksek oranlı su değişimi v.b sistemi sarsacak durumların ardından suda zaten halihazırda var olan zararlı bakteriler hazır rakipleri azalmışken kendilerine tankta yer edinip hastalıklara rahatlıkla yol açabilirler . İşte bu durumlarda uv etkili bir çözüm olup sistemi eski düzenine getiriyor. Bu durumda bakterileri seçmeden öldürüyor ama sistem düzene girdiğine göre demekki zararlı bakteriler daha çok ölüyor. Çok basit bir mantıkla bakıcak olursak bu şekilde de düşünebiliriz .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
''Ne yazık ki Ümit Beyin söylediği UV sistemleri patojen bakterileri daha yüksek oranda öldürüyor tezine de katılmıyorum, oturmuş sistemi olan bir tankta balıklara patojen mikroorganizmaların suda kendiliğinden bulunması imkansız, öyle olsa idi UV sistemleri kullanmayan tanklarda balıkları yaşatmamız imkansız olurdu.''
Patojen demek istemiyorum Zararlı bakteriler su değişimlerinde, akvaryum suyunun hava ile teması ile, yeni balık bitki v.b eklemesiyle rahatça tankınıza girebilir. UV kullanmayan oturmuş suya sahip tanklar bu bakterilere karşı kendi bakterilerini silah olarak kullanıyor çünkü bakteriler arası deminde söylediğim gibi bir rekabet söz konusu . Yararlı bakteriler halinden memnunken sonradan gelen bu bakterilere yerlerini vermek istemeyeceklerdir ve doğal bir koruma sistemi oluşturacaklardır. Ancak yüksek oranlı su değişimi v.b sistemi sarsacak durumların ardından suda zaten halihazırda var olan zararlı bakteriler hazır rakipleri azalmışken kendilerine tankta yer edinip hastalıklara rahatlıkla yol açabilirler . İşte bu durumlarda uv etkili bir çözüm olup sistemi eski düzenine getiriyor. Bu durumda bakterileri seçmeden öldürüyor ama sistem düzene girdiğine göre demekki zararlı bakteriler daha çok ölüyor. Çok basit bir mantıkla bakıcak olursak bu şekilde de düşünebiliriz .
Ben burada ikinizede katılmıyorum şu konuda çünkü birinci olarak balıklarında bir immün sistemi vardır ve patojen bulunmayan tank yoktur veya zararlı mikroorganizma balıkların direnci azalınca ortaya çıkar genelde öyle degilmi
İkinci olarak bakterilerin diger bakterilerle savaşma kısmı eger bahsettiginiz durum olsaydı balıkara ilaç vermek gereksiz olurdu savaşıcı bakteri kültürü eklenir olay biterdi fakat bu kadar basit olmadıgını sizde iyi biliyorsunuz illaki antibiyotige ihtiyaç duyuyoruz ve antibiyotik de yararlı yararsız ayırt etmiyor öyle degilmi..Fakat genede birbirleriyle savaşmayan eşey konusunda özelleşmemiş bakteriler yokdegil ama etki çok azdır..Zararlı bakteriler genelde diger bakterileri inhibe edecek özelleşmiş yapıları yokmudur veya veya veya bakteriofajlar(bakteri virüsü oldugunu biliyorum) bu konu oldukça geniş çok fazla açamıyacagım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
''Ne yazık ki Ümit Beyin söylediği UV sistemleri patojen bakterileri daha yüksek oranda öldürüyor tezine de katılmıyorum, oturmuş sistemi olan bir tankta balıklara patojen mikroorganizmaların suda kendiliğinden bulunması imkansız, öyle olsa idi UV sistemleri kullanmayan tanklarda balıkları yaşatmamız imkansız olurdu.''
Patojen demek istemiyorum Zararlı bakteriler su değişimlerinde, akvaryum suyunun hava ile teması ile, yeni balık bitki v.b eklemesiyle rahatça tankınıza girebilir. UV kullanmayan oturmuş suya sahip tanklar bu bakterilere karşı kendi bakterilerini silah olarak kullanıyor çünkü bakteriler arası deminde söylediğim gibi bir rekabet söz konusu . Yararlı bakteriler halinden memnunken sonradan gelen bu bakterilere yerlerini vermek istemeyeceklerdir ve doğal bir koruma sistemi oluşturacaklardır. Ancak yüksek oranlı su değişimi v.b sistemi sarsacak durumların ardından suda zaten halihazırda var olan zararlı bakteriler hazır rakipleri azalmışken kendilerine tankta yer edinip hastalıklara rahatlıkla yol açabilirler . İşte bu durumlarda uv etkili bir çözüm olup sistemi eski düzenine getiriyor. Bu durumda bakterileri seçmeden öldürüyor ama sistem düzene girdiğine göre demekki zararlı bakteriler daha çok ölüyor. Çok basit bir mantıkla bakıcak olursak bu şekilde de düşünebiliriz .
[/QUOTE]
Evet elbetteki bu konuda hemfikiriz . Ben değil uv dışarıdan hiçbir etki olmaksızın sırf arkadaşlar hiç su değişmiyorsun demesin tabiri caizse ayıp olmasın diye 6 ayda bir % 5 su değiştirdiğim tankımı da biliyorum Su oturmuşsa hiçbir dokunuşa gerek yok .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yusuf Bey; öncelikle merhaba. Konu içerisinde bahsettiğiniz birkaç şey hakkında söyleyeceklerim var fakat öncelikle konu içerisinde yazdıklarınız ile ilgili ufak bir eleştirim olacak; sürç-ü lisan eylersem şimdiden özür dilerim.
İlk mesajınızdan:
[quote]İyi günler Abiler arkadaşlar geçenlerde hocamla sohbet ederken bana akvaryumlarda uv nin hiç iyi olmayacagını söylemeişti ama sebebini söylememişti genelde siz araştırın derler bende biraz düşünüp biraz araştırıp buldum ve hakikaten uv ler balıklara zarar vermekte nasıl akvaryum suyundaki bakterileri öldürüyor kabul fakat bu ölen bakterilerin dna yapılarında kırılma bozulma ile ölüyorlar morfoloji ve fizyoloji tamamiyle yokolmakta işte tamda burası balıklara zararlı nasıl biz gdo lu ürünlerin genetigi degiştirilmiş maddelerin kötü oldugunu insanlara zarar verdigini bahsettik durduk bir ara balıklarında gdo su bu bakteriler olmakta çünkü ölü bakteriler akvaryum suyuna karışmakta balık yeri geliyor yanından geçiyor yeri geliyor soluk alıp verirken bu ölü bakteriyi agzına alıyor ileride belki iç parazit olmayacak ama kısır olma ihtimali formu bozuk yavru dogurma ihtimali artacak peki ne yapılabilir uv nin akvaryuma bakan tarafına bakteri süzgeci eklenebilir ama sadece bu süzgeci eklemek uv yi eklememek yanlış olabilir neden bakteri süzgeçtede çogalabilir degilmi peki benim önerimne bence ikisinede ihtiyaç yok düzenli su degişimi ve katkılar gerekli işlemleri yapacaktır iyi günler eger bir yanlışımız ifadede eksiklik varsa affola...
[/quote]
UV'nin iyi olup olmayacağını söylerken hocanızın neyi kastettiğini bilmiyoruz. Eğer sizin anlattığınızdan UV'nin akvayumun tamamını aydınlatmakta kullanılacağını anladı ise sonuna kadar haklıdır.
Eğer UV filtrenin çalışma esasını tam olarak anlattıysanız ve ondan sonra sorduysanız hocanızın dediğinin anlamı pek kalmıyor. Çünkü sınır koşullar belli değil.
[quote]Kendisi yar doç tur mikrobiyoloji anabilim dalı başkanı..
[/quote]
Doktorasını yapmış bir kişi zaten bilimsel açıdan rüştünü ispat etmiştir, yalnız onun anlattıklarını ne kadar anladığınız ve bize nasıl aktardığınız konusu önemli. Hocanız hangi koşullar için bu sözü söylemiştir, bu sözü ne şekilde söylemiştir, siz nasıl anlamışsınız ve bize nasıl anlatmışsınız sorularını cevaplamadan dediğinizin üzerinde çok durmak istemiyorum. Sonuçta verdiğiniz kaynak hocanızın sözüdür ama soruyu hocaya nasıl sorduğunuzu bilmiyorum ve bize sağlıklı bir şekilde naklettiğinizi düşünmüyorum. (Çünkü bu şekilde anlayabileceğimiz bir sözünüz mevcut değil.)
[quote]Araştırmanıza gerek yok çünkü ben direk araştırdım hatta dersini işledik biyoloji okuyorum ben .))O sebeble bu kadar kesin ve kati konuşmaktayım bence uzun süreli kullanım çok zararlı...[/quote]
Teşekkür ederiz ama kesinlikle araştırmamız lazım. Sizin biyoloji okumanız sonucu bir bilgiyi doğru varsayamayız. Özellikle “Ben biyoloji okuyorum” savı ile bir bilginin doğruluğunu ispata yelteniyor olmanız kusura bakmayın ama doğru söylediğinizi bile şüpheli kılar.
Ayrıca diploma da bir şey kanıtlamaz, özellikle fen dallarında diplomanın tek başına anlama sahip olması ancak düzgün bir doktora tezi verildikten sonra mümkündür. Bunu yaptıysanız dediklerinizi hiç düşünmeden “Belirli bir temele dayanıyordur.” diye görebiliriz. Aksi halde bırakın diplomayı, o bölümde okuyor olmanızın hiçbir anlamı yoktur. Bunların yokluğunda siz ciddi bir bilimsel tartışma yapabildiğinizi göstermedikçe kimse dediğinizi kolay kolay ciddiye almaz. Mesela benim de doktoram yok ve halen öğrenciyim(hatta ilk 4 yıl sınavlara bile gitmedim, 5. senemde okumaya başladım.), dolayısı ile doktora falan da hak getire ama bir tezi öne sürerken elimden geldiğinde o tezin sınır koşullarını, sebeplerini falan açıklamaya gayret ediyorum ve tartıştığım insanlar bu sayede beni ciddiye alıyor. Size de aynısını öneririm, aksi halde dediğiniz şeyler havada kalır. (Ben de aynı hatayı bolca yapmış biri olarak söylüyorum.)
Gelelim UV ile ilgil anlatacaklarıma:
UV ışınları görünür bölgedeki ışığa nazaran çok daha yüksek enerjili fotonları içerir. 3 farklı bantta incelenirler:
1)UV-A 2)UV-B 3)UV-C
UV-A ışınları mora yakındır, genellersek DNA ve RNA hasarına sebep olmazlar.
UV-B ışınları daha düşük dalgaboyuna ve daha yüksek enerjiye sahiptirler. Bu bantta UV-A'ya yakın olanlar zararsızken UV-C'ye yakın olanlar zararlı olabilmektedirler. Madde üzerinde giricilikleri yüksektir.
UV-C ışınları ise X ışınlarına yakındırlar, hatta yüksek enerjili olanları X bandında sayılabilirler. Giricilikleri çok yüksektir, iyonlaştırıcı özellikleri vardır, DNA ve RNA üzerinde hasara sebep olurlar.
Şimdi burada ele alacağımız UV-C ışınlarıdır. (Olur da anlattıklarımı araştıracak olursanız bu bilgiler işinize yarayacaktır.)
UV filtrelerin açıkçası kullanımının gerekliliği sadece ve sadece ortam koşullarına bağlıdır. Mesela havuzunuz veya bol ışık alan akvaryumunuz varsa mavi-yeşil alglerin nüfusunu düşürmek için kullanabilirsiniz. Belki yosunların sporlarını öldürmek, belki de sadece akvaryumda nüfusu artmış belirli protozoalardan kurtulmak istiyorsunuzdur. Genellikle bakterilere karşı değil de mikroskobik alglere, mantarlara(fungus olanı), protozoalara karşı kullanılırlar. Ne için kullanırsanız kullanın birim hacme yeterli sürede UV-C uygularsanız iş görecektir, bunu da esasen DNA hasarı oluşturarak halledecektir. DNA tamir edilse bile H2O+ vb. serbest radikaller ile UV filtreden geçen canlı uzun vadede de hasar alacaktır. Temel çalışma prensibi budur.
Gelelim sizin zararlı varsaydığınız noktalara.(Daha doğrusu gelemeyelim.) Açıkçası zararlı olduğunu çok kesin bir dille ele almışsınız ama anlaşılır bir şekilde neden zararlı olduğunu söylememişsiniz. UV'nin neden kullanılmaması gerektiğiniz açıkça belirtirseniz sizin tezinize bir antitez üretebilirim ama maalesef siz sadece karşı çıkıp nedenini anlatmıyorken ben de size bir şey diyemem, sadece söylediğiniz yanlış derim ve haklı da olurum. (İspatsız tezi çürütmek için ispata gerek yoktur, böyle bir tez bizzat onu öne süren kişi tarafından çürütülmüştür.)
Sizden ricam öne sürdüğünüz tezin sınır koşullarını ve dayanaklarını açıklamanızdır. Bunu yaparsanız gayet güzel bir tartışma ortaya çıkartmış olursunuz ki hepimiz buradan bir şeyler öğreniriz.
Bu arada:
[quote]Samsung çamaşır makinelerinde mesela bizim evdekinde var ve bahsettiginiz sistem yok likit gümüş iyonu bulunmakta suya belli miktar veriyor bu sıvıdan fakat gümüş iyonunun nasıl bir etkisi olur bilmiyorum akvaryuma şunu da belirteyim bir elementle onun iyonu farklı yapıdadır bu sebeble aynı özelligi göstermez örn:Normal demir Fe bide kanda bulunan demir İyonu farklıdır ve birbirleriyle yapı olarak alakası yoktur...Ha likit olmazsa buzdolapları kaplanıyorya gümüş iyonuyla belki bir pompalama sitemi içine bu şekilde gümüş iyon kaplanıp arıtım saglanabilir..[/quote]
Sıvı halde suda antibakteriyel özellikteki gümüş iyonunu salmak pek iyi olmayabilir. Suda yararlı zararlı ne varsa dağıtabilir. Buna ek olarak balıklara da metak toksiditesinden dolayı zararı olabilir. İsterseniz gümüş sülfadiazin ile kontrollü bir deney yapabilirsiniz, sonuçlarını paylaşırsanız bize de faydası olacaktır.
Bahsettiğiniz kaplamayla UV ile aynı etkiyi sağlayamazsınız. En fazla filtrenin içinde biyofilm oluşumunu engellersiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir