Taban Filtresine Karşıyım :)
Gönderim Zamanı: 27 Aralık 2014 00:25
Taban filtresi ve dip çekimine karşıyım :)(bu konuyu taban filtresinin çoğunlukla aktif toprak kullanan karides bakan arkadaşlar tarafından kullanılıyor olduğu için buraya açtım umarım yararlı olur)Taban filtresi ne kadar gereklidir, bu soruya cevabım çok gerekli olmadığı hatta akvaryum için gerekli olan azot döngüsünün tam çalışmamasına neden olabileceği yönündedir peki bunu neden söylüyorum 1. taban filtresindeki teorik olarak azot döngüsünü engellediğini düşündüğümden 2.taban filtresi kullanmadan ve yüksek taban malzemesi kullanıp yıllarca dip çekimi yapmadan akvaryuma bakmam...peki neden kullanmasına karşı olduğumu açıklamaya çalışayım
azot döngüsünü hatırlarsak:::: hayvansal ve bitkisel protein-----organik içerik----amonyak-------üre(NH3)---nitrosomonas----nitrit(NO2)-------nitrobakter----nitrat(no3)-----anaerobik bakteriler(pseudomonas ve omnibacteria)----önce nitrite daha sonra erimiş ve moleküler azota dönüşür azot ya suda erimiş olarak yada N2 olarak baloncuk şeklinde sudan çıkar(kumun içinden arada sırada çıkan baloncuğun nedeni budur)
nitrosomonaslar ile nitrobakter ler aerobik yani oksijenli ortamda üreyen bakterilerdir ve oksijene ihtiyaç duyarlarnitratı parçalayan anaerobik bakteri olan pseudomonas ve omnibacteria....ise anaerobik(oksijensiz ortamda yaşayan) bakterilerdiryani azot döngüsünün hem oksijensiz hemde oksijenli ayağı vardır ve her iki aşamanında sağlıklı çalışması lazımdır.
yani o2 isteyen bakterilerden su geçirirsek hem akvaryumdaki besini hemde o2 yi bakterinin ayağına getirmiş oluruz getirmezsek bu bakteriler hareketsiz olduğundan bu ihtiyaçlarını gideremez yani besini bulamaz ölürler veya spor formuna dönüşürler uzun süreli elektrik kesintilerinde başımıza gelen şey budur :)))peki o2 siz yani anaerobik bakterilerin neye ihtiyacı vardır adındanda anlaşılacağı gibi oksijensiz ortama peki o yer filtremi hayır peki neresi kum hatta derin kum peki yemeği onlara kim götürüyor::Isaac Newton :) yani yerçekimi hem nitrat dibe çöküyor hemde yem ve dışkı artıkları kum içine katmanlar halinde tortu yaparak bunu sağlıyor...peki ben derin yani kalın katman kavramını nerden çıkardım DSB(deep sand bed) yani derin kum yatağındanburdaki mantıkta yukarıda anlattığım mantıktır ve çoğunlukla deniz akvaryumunda kullanılır sump ın refugium undada kullanan vardır Dr.Ron Shimek denen bir adamın öncülüğünde yaygınlaşan bir sistem hatta amerikada en yaygın sistem de deniyor 10-20 cm kum tavsiye diliyor tane boyutu olarak0,125-2 mm kalibrasyon öneriliyor tabi bu kalibrasyona uymayıp daha büyük kalibrasyonda kum kullanan ve başarıya ulaşanlarda varmış( tabi filtre media larınında anaerobik ortamı sağladığı nı söylüyorlar örn: olarak eheim substrat pro da ama bana çok etkin olarak kolineleşecekleri izlemini vermiyor)
yani sonuç olarak taban filtresi ile çok iyi bakteri yüzeyine sahip aktif toprağımızdan oksijenli su geçirerek bu yararlı organizmaların oluşmasını azaltıyoruz ve nitratı uzaklaştırmayı su değişimine ve bitki ekmişsek onlara bırakıyoruzevimde bulunan 17 lt lik karides ve 120 lt lik karma akvaryumda 8 cm lik lav kırığı ve aquaclay kum kullandım 2 senedir hanımın titiz olması yüzünden dip çekimi yapamadım su değişimini akvaryumun içine sabitlediğim pvc boru ile yaptığım sifonlama mekanizması ile yaptım yani vanayı açıyorum hortumla su balkona sifonlanıyor vanayı kapatıyorum duruyor ve su ekliyorum iki akvaryumdaki canlıların sağlığı ve gelişmesi harika bitki olarak tilki kuyruğu anabias ve gül mevcut en büyük farkı vatozlarımda ve lepisteslerimde gördüm l144 longfin vatozum harika boy attı boy atması o kadar hızlı oldu ki 9 cm olunca bıyıkları anca çıkmaya başladı(yani kesin dişi derken erkek olduğunu öğrendim) hobihanemdeki cama cam yaptığım vatozlarda büyüme dipte hiç organik atık bırakmadığım halde daha yavaş olduğunu gözlemledim diskus akvaryumumda cama cam olmasına rağmen her gün yüzde 40 su değişimi yaptığımdan bir problem yaşamadım....hobihanemde baktığım 7 çeşit karideste hiçbir zaman dip çekimi yapmadım taban filtresi haricinde her filtrasyon seçeneğini kombine kulandım ve büyüme sağlık gelişim açısından hiçbir sorun görmedim
demem o ki dip çekimi yapmadan ve taban filtresi kullanmadan taiwan melezleri dahil bir çok karides ve balığa bakıyorum en ufak bir filtrasyon ve su değerleri açısından problem yaşamadım tetra nın ölçüm çubuğunda nitrit ve nitrat açısından kayda değer bir artış görmedim seachem amonia alertte üre açısından bir renk değişimine şahit olmadım
taban filtresi kullanan arkadaşlara saygı duyuyorum elbette yararını görüyorlar ama gerekli olduğunu hatta zararlı olduğunu düşünmekteyim
crstr2014-12-27 00:26:20[EDIT]crstr,2018-05-28 22:49:48[/EDIT]
azot döngüsünü hatırlarsak:::: hayvansal ve bitkisel protein-----organik içerik----amonyak-------üre(NH3)---nitrosomonas----nitrit(NO2)-------nitrobakter----nitrat(no3)-----anaerobik bakteriler(pseudomonas ve omnibacteria)----önce nitrite daha sonra erimiş ve moleküler azota dönüşür azot ya suda erimiş olarak yada N2 olarak baloncuk şeklinde sudan çıkar(kumun içinden arada sırada çıkan baloncuğun nedeni budur)
nitrosomonaslar ile nitrobakter ler aerobik yani oksijenli ortamda üreyen bakterilerdir ve oksijene ihtiyaç duyarlarnitratı parçalayan anaerobik bakteri olan pseudomonas ve omnibacteria....ise anaerobik(oksijensiz ortamda yaşayan) bakterilerdiryani azot döngüsünün hem oksijensiz hemde oksijenli ayağı vardır ve her iki aşamanında sağlıklı çalışması lazımdır.
yani o2 isteyen bakterilerden su geçirirsek hem akvaryumdaki besini hemde o2 yi bakterinin ayağına getirmiş oluruz getirmezsek bu bakteriler hareketsiz olduğundan bu ihtiyaçlarını gideremez yani besini bulamaz ölürler veya spor formuna dönüşürler uzun süreli elektrik kesintilerinde başımıza gelen şey budur :)))peki o2 siz yani anaerobik bakterilerin neye ihtiyacı vardır adındanda anlaşılacağı gibi oksijensiz ortama peki o yer filtremi hayır peki neresi kum hatta derin kum peki yemeği onlara kim götürüyor::Isaac Newton :) yani yerçekimi hem nitrat dibe çöküyor hemde yem ve dışkı artıkları kum içine katmanlar halinde tortu yaparak bunu sağlıyor...peki ben derin yani kalın katman kavramını nerden çıkardım DSB(deep sand bed) yani derin kum yatağındanburdaki mantıkta yukarıda anlattığım mantıktır ve çoğunlukla deniz akvaryumunda kullanılır sump ın refugium undada kullanan vardır Dr.Ron Shimek denen bir adamın öncülüğünde yaygınlaşan bir sistem hatta amerikada en yaygın sistem de deniyor 10-20 cm kum tavsiye diliyor tane boyutu olarak0,125-2 mm kalibrasyon öneriliyor tabi bu kalibrasyona uymayıp daha büyük kalibrasyonda kum kullanan ve başarıya ulaşanlarda varmış( tabi filtre media larınında anaerobik ortamı sağladığı nı söylüyorlar örn: olarak eheim substrat pro da ama bana çok etkin olarak kolineleşecekleri izlemini vermiyor)
yani sonuç olarak taban filtresi ile çok iyi bakteri yüzeyine sahip aktif toprağımızdan oksijenli su geçirerek bu yararlı organizmaların oluşmasını azaltıyoruz ve nitratı uzaklaştırmayı su değişimine ve bitki ekmişsek onlara bırakıyoruzevimde bulunan 17 lt lik karides ve 120 lt lik karma akvaryumda 8 cm lik lav kırığı ve aquaclay kum kullandım 2 senedir hanımın titiz olması yüzünden dip çekimi yapamadım su değişimini akvaryumun içine sabitlediğim pvc boru ile yaptığım sifonlama mekanizması ile yaptım yani vanayı açıyorum hortumla su balkona sifonlanıyor vanayı kapatıyorum duruyor ve su ekliyorum iki akvaryumdaki canlıların sağlığı ve gelişmesi harika bitki olarak tilki kuyruğu anabias ve gül mevcut en büyük farkı vatozlarımda ve lepisteslerimde gördüm l144 longfin vatozum harika boy attı boy atması o kadar hızlı oldu ki 9 cm olunca bıyıkları anca çıkmaya başladı(yani kesin dişi derken erkek olduğunu öğrendim) hobihanemdeki cama cam yaptığım vatozlarda büyüme dipte hiç organik atık bırakmadığım halde daha yavaş olduğunu gözlemledim diskus akvaryumumda cama cam olmasına rağmen her gün yüzde 40 su değişimi yaptığımdan bir problem yaşamadım....hobihanemde baktığım 7 çeşit karideste hiçbir zaman dip çekimi yapmadım taban filtresi haricinde her filtrasyon seçeneğini kombine kulandım ve büyüme sağlık gelişim açısından hiçbir sorun görmedim
demem o ki dip çekimi yapmadan ve taban filtresi kullanmadan taiwan melezleri dahil bir çok karides ve balığa bakıyorum en ufak bir filtrasyon ve su değerleri açısından problem yaşamadım tetra nın ölçüm çubuğunda nitrit ve nitrat açısından kayda değer bir artış görmedim seachem amonia alertte üre açısından bir renk değişimine şahit olmadım
taban filtresi kullanan arkadaşlara saygı duyuyorum elbette yararını görüyorlar ama gerekli olduğunu hatta zararlı olduğunu düşünmekteyim
crstr2014-12-27 00:26:20[EDIT]crstr,2018-05-28 22:49:48[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Aralık 2014 00:41
[QUOTE=MESUT t.]Teşekkürler bu faydalı paylaşımınız için. Dip çekimini daha çok dipteki kaba pisliklerden kurtulmak için yapıyorum.[/QUOTE]
ben o kaba pislikleri salyangoz ve bakterilere bırakıyorum :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Aralık 2014 08:42
Merhaba dip çekimi olmadan bence olmaz salyangoz pidlik yemiyor zaten üstüne daha çok pisletiyor aşırı şekilde pislik yapıyor elma salyangozu filtreyi bilmiyorum ama dip çekimi konusunda aynı fikirde deyilim sizinle.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Aralık 2014 12:47
Salyangoz yem artiklarini indirgiyor yani küçük diskilar haline getiriyor özellikle malesia trompet salyangozu kumun içinde hareket ederek diskilarin kumun derinliklerine girmesini sağlıyor trompet salyangozu besleyenler bilir kumun içine gomulurler kumun içi vıkır vıkırdır zaten derin kum yatağında deniz yıldızı ve diğer küçük yaratıklar tavsiye ediliyor. Dışkı yemeye gelince bende gözlemlemedim örnek vermek gerekirse discus Balıklarının içine temizlik yapması için japon balığı atılır discus un diskisini yediğini şahit oldum
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2014 16:53
Öncelikle böyle güzel ve sevdiğim konulardan birisi hakkında başlık açtığınız için teşekkür ederim. Böylesi tartışmalı ve güzel konularda maalesef pek açılmıyor .
Uzun süredir taban filtresini birçok taiwan bee akvaryumunda kullanan birisi olarak görüşlerinize bir yere kadar katıldığımı da bilmenizi isterim.
İlk olarak taban filtresini karides ve benzeri pek de biyolojik yük getirmeyen canlılar haricinde pek de önermediğimi söylemelliyim. Zaten son birkaç yıl öncesine kadar taban filtresi ölü durumdaydı, ne zamanki karides hobisi yaygınlaştı, deyim yerindeyse taban filtresi hortladı :)
Biyolojik döngü konusunda söyledikleriniz doğru gelgelim şu aneorobik bakteri kısmı biraz tartışmalı. Oksijensiz ortamda çalışan bakteriler illa DSB nnin derin katmanlarında izole ortamda olmak zorunda değildir. Akvaryumun ortasında duran lav taşı, vs benzeri yapıdaki dekorlar dahi oksijensiz ortam bulundurur ve ciddi olarak filtrasyonu etkiler. Yine deniz akvaryumundan örnek vermek gerekirse , resif ve deniz akvaryumlarının kalbinin kaliteli canlı kaya olduğunu deneyimli hobiciler çok iyi bilir. Göörünüm olarak büyük ancak ağırlık olarak hafif kayalar, özellikle ciddi oksijensiz ortam bulundurdukları için filtrasyonun temelidir.
Şimdi DSB ye değinmişken eski resifçi olarak bayağı araştırmışlığım vardır. Dediğiniz gibi DSB çok etkili bir filtrasyon metodur ve dünyada, sadece USA da değil birçok yerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, kullanım alanı biz hobicilerden ziyade kent akvaryumu gibi dev tesislerde olmaktadır. Hatta kurulan hemen hemen tüm kent akvaryumlarında, deniz müzelerinde DSB kullanılmaktadır. Kullanım sebebi ise bu tip 50 ton ve üzeri akvaryumlarda diğer filtrasyon biçimlerinden en pratik olanın DSB olmasıdır. Şimdi 50 tonluk bir akvaryuma yetecek protein skimmer neredeyse bir oda boyundadır, ayrıca yedekleme zorunluluğu, bakım problemleri, elektrik tüketimi vs dediğimizde tüm filtrasyonu protein skimmera yüklemek bu hacimdeki bir akvaryum için mümkün değildir. Bahsettiğim canlı kaya seçeneği ise 50 ton hacim için 7 ton gibi ortalama bir ihtiyaç doğururki, 7 ton canlı kaya bu tip akvaryumlardaki en büyük beklenti olan görüntü kısmına zarar verir, doğadan 7 ton canlı kaya getirmek zaten doğayı başlı başına katletmekdir ki, buna burada girmiyorum :)
Bu da bizi en basit ve diğer alternatiflere göre en etkili çözüm olan DSB ye getirir, tabi burada DSB dediğimiz tabanda en az 10 cm hatta 20 cmye varan bir kalınlık gerektirir. biz hobiciler için zaten sınırlı olan alanın büyük çoğunluğunu hiçbir görsel güzelliği olmayan tabana ayırmak maalesef pek uygun olmaz ama bir kent akvaryumu 50 tonluk havuzunun tabanını 20 derin kazar olur biter :)
DSB hakkında görüşlerimden sonra gelelim taban filtresine tekrar. Taban filtresi karideslerden önce 15-20 yıl öncesinde dahi vardı (vay be yaşlandığımı anladım şimdi :) Ancak ciddi biyolojik yük getiren akvaryum canlılarının çoğalması ile eskiyip gitti. Her ne kadar etkili bir filtrasyon olsada mekanik kirlilik ile kısa sürede tıkanıp akvaryuma devamlı nitrat pompalamaya başlıyordu ve bu yüzden pek başarılı olamadı. Ancak, söz konusu karides olduğunda mekanik kirlilik en az dert edinmemiz gereken konulardan birisi. Sağlam bir bakteriyel döngü aslında tek ihtiyacımız. Amonyak-nitrit-nitrat dönüşümünü hızlı ve etkili sağlayan sistem özellikle taiwan bee gibi hassas canlılar için aslında gerekki olan tek şey. Hata yapmamak için en iyi seçenek ise farklı filtrasyon kombinasyonlarının bir arada kullanılması. Bunu birbirinin sigortası sistemler kurmak gibi düşünebilirsiniz. Gerçeği söylemek gerekirse 50 lt lik bir akvaryumda bir pipo filtre bile temelde yeterlidir. Buna dış filtre, taban filtresi, HMF (ki göz ardı edilen en baba seçeneklerden birisidir) ekledik mi, artık 4 tarafı mamur kurşun geçirmez bir akvaryum kurmuş oluyoruz, ondan sonra böylesi bir akvaryumda gönül rahatlığı ile gelsin pintolar, gitsin full shadowlar.
Forumda ve genelde gördüğüm şöyle bir şey varki taban filtresi olmazsa olmaz, bence öyle bir şey yok. En güzel sistem uygun kurulmuş, ve sabırla oturması beklenmiş sistem.
Yurtdışında ünlü üreticilerde görüyoruz, 40-50 lt hacimde yosun içinde bir akvaryum, ufacık bir pipo filtre SSS kalite PRL ler adım atacak yer bulamıyor :) demekki bazı şeyleri abartmadan da başarılı olunabiliyormuş.
Özetlemek gerekirse taban filtresi şart değil katılıyorum, ancak etkili yöntemlerden de bir tanesi karides akvaryumlarında. Dip çekimine değinmedim ama zaten karides besleyip dip çeken yoktur diye düşünüyorum.
Sağlıklı akvaryumlar
Alpay
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2014 21:28
alpay bey öncelikle belirtmek isterim ki sizden aldığım taiwan melezleri(malesef çoğu golden) gayet sağlıklılar :))))
konuya geçersek bakteri döngüsü ve filtrasyon seçeneklerine hakim olduğunuz ve teorik üzerine pratik inşa ettiğinizi bilmekten mutlu oldum...malefet ülkemizdeki hobicilik, yaptım oldu üzerinden yürüdüğünü üzülerek belirtmek isterim uzun süredir akvaryumla uğraşıp bakterilerin önemine inanmayan insanlar biliyorum
dsp örneğini akvaryumda kumun önemini ve anaerobik bakterilerin gerekliliğini belirmek için verdim...tabiki deniz akvaryumu ile tatlı su birbirinden farklı kavramlar fakat azot döngüsü aynı
lav kırığı veya substrat pro......içerisindede o2 siz alanların olaşacağının farkındayım ama yeterli olduğunu düşünmüyorum neden o2 siz solunum yapan bakterilerin koloni oluşturmasını kuma yada toprağa bırakmıyoruz onu söylüyorum
evet özellikle uzak doğudaki çoğu üreticilerin dandik sünger filtre ile kocaman akvaryumlarda binlerce karides yetiştirdiklerini youtube tan gözlemliyorum bu düşüncenizde haklısınız... tabi taiwan larda hmf filtre tam bir facia oluyor karidesler akvaryumun dışına atlıyor ve süngerin üzerine dağcı gibi tırmanıyorlar aman diyeyim..bende karideslerde özellikle pipo filtre mantığı ile çalışan sünger filtrelerin kullanılmasından yanayım bunun yanında askı ve dış filtreler emiş borusuna yavruların geçemiyeceği incelikte süzek yada sünger koyarak kullanılabilir taban filtrenin o2 li bakterilerin kolonizasyonunda gayet başarılı olacağını biliyorum ama bu işi süngere 02 siz olanı ise toprağa bırakmamızın hem daha kolay hemde daha sağlıklı olacağının kanatindeyim....aktif toprağın ömrü bittiginde toprağı sifonladığımızdada tüm bu oluşturduğumuz o2 li bakteri kolanizasyonunuda sıfırlayacağımızı ununtmamak lazım toprağı değiştirdiğimizdede sünger üzerindeki tam koloni olmuş bakterilerimizin hem tekrardan akvaryum bekleme zamanını kısaltacağını hemde olası bir amonyak patlamasının önüne geçeceğini düşünüyorum
kullanılan malzeme olarak çok basit ve hava ile çalışan bir filtrasyon seçeneğinin talebin az olması ve az tedarikçi tarafından ithal ediliyor olması değerinin çok üzerinde bir fiyata almamızı gerekmediğinide belirtmek isterim
umarım dsp örneğimin amacını , protein scimmer gibi sadece tuzlu suda işe yarayan bir kavram olmadığını ne demek istediğimi anlatmışımdır
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Ocak 2015 22:44
Teorik olarak mantıklı görünsede , pratikte bu teori yalanlanır. :) normal bir akvaryumda (içinde balık ve bitki olan) dip çekimini düzenli yapmazsanız. Balıkların dışkıları iyice birikecek. Nitratı bitkiler biraz azaltsada nitrat her seferinde artacaktır. (Tabi akvaryum bol bitkili değil ve canlı yükü biraz fazla ise örn: canlı doğuran akvaryumları) buda elinde sonunda balıklarda iç parazit , dış parazit , bloat gibi hastalıklara davetiye çıkaracaktır. Buda katliam demek olur. Sizin dip çekimi yapmadan idare etmenizin nedeni muhtemelen 17 litrelik tankınızda karides dışında canlı olmamasıdır. Karides biyolojik olarak çok az bir yüke neden olacağından yıllarca bu şekilde devam edebilirsiniz. Hatta su çekmeye gerek bile yoktur. Eksilen suyu tamamlayın yeter. Sonuçta 20 karides ancak bir plati kadar pisleyeceğinden çok rahat 1-2 sene dip çekimi yapmadan devam edebilirsiniz. Karides olduğuna göre % 90 bitkide olacağından akvaryumunuzdaki nitratın çoğuda absorbe edilecektir. Bol bitkili ise nitratın çok az bir kısmı kalacağından 3-4 yıl dip çekimine gerek kalmayacaktır. Kısaca şans eseri böyle riskli bir işten kayıpsız çıkmışsınız. mehmet zahit 2015-01-05 22:47:41
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Ocak 2015 23:40
[QUOTE=mehmet zahit]Teorik olarak mantıklı görünsede , pratikte bu teori yalanlanır. :) normal bir akvaryumda (içinde balık ve bitki olan) dip çekimini düzenli yapmazsanız. Balıkların dışkıları iyice birikecek. Nitratı bitkiler biraz azaltsada nitrat her seferinde artacaktır. (Tabi akvaryum bol bitkili değil ve canlı yükü biraz fazla ise örn: canlı doğuran akvaryumları) buda elinde sonunda balıklarda iç parazit , dış parazit , bloat gibi hastalıklara davetiye çıkaracaktır. Buda katliam demek olur. Sizin dip çekimi yapmadan idare etmenizin nedeni muhtemelen 17 litrelik tankınızda karides dışında canlı olmamasıdır. Karides biyolojik olarak çok az bir yüke neden olacağından yıllarca bu şekilde devam edebilirsiniz. Hatta su çekmeye gerek bile yoktur. Eksilen suyu tamamlayın yeter. Sonuçta 20 karides ancak bir plati kadar pisleyeceğinden çok rahat 1-2 sene dip çekimi yapmadan devam edebilirsiniz. Karides olduğuna göre % 90 bitkide olacağından akvaryumunuzdaki nitratın çoğuda absorbe edilecektir. Bol bitkili ise nitratın çok az bir kısmı kalacağından 3-4 yıl dip çekimine gerek kalmayacaktır. Kısaca şans eseri böyle riskli bir işten kayıpsız çıkmışsınız. [/QUOTE]
[crstr 2015-01-05 23:47:16
2 senedir ik akvaryumdada bu teoriyi nasıl pratik halinde doğruladığımı anlatmıştım dikkatli okumamışınız 2 akvaryumum var birisi 120 litrelik diğeri 17 litrelik 120 lik olan akvaryumda, balık besleyenler çok iyi bilir corydoras trilineatus yani leopar yada 3 çizgili çöpcü denen balıktan bile yavru aldım(kendi halinde yumurtalar mantarlaştığı için çok iyi ve stabil su değerleri ister) şans eseri olayına gelirsek toplam 15 tane akvaryumum var bunlardan biriside 4 cm likten itibaren büyüttüğüm 22 tane red turkuaz ve snike sikine discuslarım her tür karides buna yavru aldığım mavi kaplanda dahil 144 blue eyes long fin vatozlar birde besleyenler bilir akvaryumu çok kirleten flower horn balığım var şans eseri veya allaha emanet kurduğum ve idame ettirdiğim akvaryumlarım yok...salyangozların dışkı yemesi olayına gelince(yediklerini düşünüyorum) kastettiklerim dışkı değil fazla yem artıklarıdır ,kumun içinde(salyangozlar hareket etmez kumun içinde gezmez diyorsanız trumpet salyangozlar pekala geziyor) hareket ederken dışkı artıklarınıda kumun derinlerine doğru çökertmesini kastediyorum...anlattığım teori deniz akvaryumunda kullanılan ve sonuç veren bir gerçektir.....nitrat olayına gelirsek anlattığım azot döngüsünün son ayağın nitrat----tekrar nitrit-----suda çözünen azot ve baloncuk halinde akvaryumu terkeden azottur ki anaerobik kısımı oluşturur nitratı yoketmeyi sağlar...bitki örneğini ise eğer anaerobik döngüsü oluşmamış yada yeteri kadar oluşturulmamış akvaryumlarda nitrat uzaklaştırılmasını bitkiye ve dip çekimine borçlusunuz diye örnek verdim akvaryumdaki bitkilerim balıklarımı kurtarıyor demedim yazımı tekrar baştan okursanız ne demek istediğimi anlarsınız....su değişimine gelirsek 10 günde bir düzenli su değiştiriyorum kastettiğim dip çekimi yapmıyorum..akvaryumlarımda zeolitten tutta diatomite kadar glucazym den gh+ a torfa her tip filtrasyon sistemlerine bakteri kültürüne kadar herşeyi amacına göre kullanıyorum tesadüfen başarı alacak kadar az kafa yorduğum yada emek harcadığım bir hobi yapmıyorum
[
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Ocak 2015 19:23
[QUOTE=crstr] [QUOTE=mehmet zahit]Teorik olarak mantıklı görünsede , pratikte bu teori yalanlanır. :) normal bir akvaryumda (içinde balık ve bitki olan) dip çekimini düzenli yapmazsanız. Balıkların dışkıları iyice birikecek. Nitratı bitkiler biraz azaltsada nitrat her seferinde artacaktır. (Tabi akvaryum bol bitkili değil ve canlı yükü biraz fazla ise örn: canlı doğuran akvaryumları) buda elinde sonunda balıklarda iç parazit , dış parazit , bloat gibi hastalıklara davetiye çıkaracaktır. Buda katliam demek olur. Sizin dip çekimi yapmadan idare etmenizin nedeni muhtemelen 17 litrelik tankınızda karides dışında canlı olmamasıdır. Karides biyolojik olarak çok az bir yüke neden olacağından yıllarca bu şekilde devam edebilirsiniz. Hatta su çekmeye gerek bile yoktur. Eksilen suyu tamamlayın yeter. Sonuçta 20 karides ancak bir plati kadar pisleyeceğinden çok rahat 1-2 sene dip çekimi yapmadan devam edebilirsiniz. Karides olduğuna göre % 90 bitkide olacağından akvaryumunuzdaki nitratın çoğuda absorbe edilecektir. Bol bitkili ise nitratın çok az bir kısmı kalacağından 3-4 yıl dip çekimine gerek kalmayacaktır. Kısaca şans eseri böyle riskli bir işten kayıpsız çıkmışsınız. [/QUOTE]
[[/QUOTE]
Su değişimi yapıyorsanız. Zaten sıkıntı olmaz tek sıkıntı pisliklerin akvaryumun dibinde birikmesidir. Salyangozların pislik yeme kanısındayım diye bir şey olamaz. Çünkü 2 yıldır elma salyangozu çeşitli ramshorn salyangozları besledim. Bırakın pislik yemeyi doğru dürüst camlardaki yosunları bile yemiyorlardı. Yedikleri yem kadarda pislemeleri cabası. Ben bitkiler sizi kurtarıyor demedim. O kanıya vardım.
2 senedir ik akvaryumdada bu teoriyi nasıl pratik halinde doğruladığımı anlatmıştım dikkatli okumamışınız 2 akvaryumum var birisi 120 litrelik diğeri 17 litrelik 120 lik olan akvaryumda, balık besleyenler çok iyi bilir corydoras trilineatus <font size="2" color="#000000" style="cursor: pointer; line-height: 18px; font-family: arial, sans-serif;">yani leopar yada 3 çizgili çöpcü denen balıktan bile yavru aldım(kendi halinde yumurtalar mantarlaştığı için çok iyi ve stabil su değerleri ister) şans eseri olayına gelirsek toplam 15 tane akvaryumum var bunlardan biriside 4 cm likten itibaren büyüttüğüm 22 tane red turkuaz ve snike sikine discuslarım her tür karides buna yavru aldığım mavi kaplanda dahil 144 blue eyes long fin vatozlar birde besleyenler bilir akvaryumu çok kirleten flower horn balığım var şans eseri veya allaha emanet kurduğum ve idame ettirdiğim akvaryumlarım yok...salyangozların dışkı yemesi olayına gelince(yediklerini düşünüyorum) kastettiklerim dışkı değil fazla yem artıklarıdır ,kumun içinde(salyangozlar hareket etmez kumun içinde gezmez diyorsanız trumpet salyangozlar pekala geziyor) hareket ederken dışkı artıklarınıda kumun derinlerine doğru çökertmesini kastediyorum...anlattığım teori deniz akvaryumunda kullanılan ve sonuç veren bir gerçektir.....nitrat olayına gelirsek anlattığım azot döngüsünün son ayağın nitrat----tekrar nitrit-----suda çözünen azot ve baloncuk halinde akvaryumu terkeden azottur ki anaerobik kısımı oluşturur nitratı yoketmeyi sağlar...bitki örneğini ise eğer anaerobik döngüsü oluşmamış yada yeteri kadar oluşturulmamış akvaryumlarda nitrat uzaklaştırılmasını bitkiye ve dip çekimine borçlusunuz diye örnek verdim akvaryumdaki bitkilerim balıklarımı kurtarıyor demedim yazımı tekrar baştan okursanız ne demek istediğimi anlarsınız....su değişimine gelirsek 10 günde bir düzenli su değiştiriyorum kastettiğim dip çekimi yapmıyorum..akvaryumlarımda zeolitten tutta diatomite kadar glucazym den gh+ a torfa her tip filtrasyon sistemlerine bakteri kültürüne kadar herşeyi amacına göre kullanıyorum tesadüfen başarı alacak kadar az kafa yorduğum yada emek harcadığım bir hobi yapmıyorum
[[/QUOTE]
Su değişimi yapıyorsanız. Zaten sıkıntı olmaz tek sıkıntı pisliklerin akvaryumun dibinde birikmesidir. Salyangozların pislik yeme kanısındayım diye bir şey olamaz. Çünkü 2 yıldır elma salyangozu çeşitli ramshorn salyangozları besledim. Bırakın pislik yemeyi doğru dürüst camlardaki yosunları bile yemiyorlardı. Yedikleri yem kadarda pislemeleri cabası. Ben bitkiler sizi kurtarıyor demedim. O kanıya vardım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir