Okul tezim nano(yep yeni resimler)
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 10:36
Arkadaşlar okul bitirme tezim olarak bir nano kurmayı düşünüyorum.
Biyoloji /su ile ilgili olması gerekiyor bende çok kurmak istediğim için nano kurup bunu tez yapmayı düşündüm.
Tezin küçük bir açıklamasını yapayım:
Amaç:
Kendi başına yaşayabilen bir ekosistemi ( sadece faunada olabilir ama çok ilgi çekici olmaz sanırım) en küçük yere sığdırmak.
Balık koymamayı düşünüyorum.Karides ve diğer yosun düşmanları. Nihayetinde kendi ekosistemimde yem kullanmıyacağım ve eğer balık olması için akvaryumun daha büyük olması ve uzun süre gerekecek.
20*20*25 boyutlarında bir cam kestirdim.
sonuç:
Sükseksiyon olmamasını sağlamak yada çok uzun vadede ertelemek. Bunun için seçilecek bitkiler ve sayıları çok hassas bir konu. İşte ben sizden burda yardım istiyorum.
Hangi bitkileri ve hayvanları koymalıyım.
Bitkilerin aşırı nitrt ve demir düşmanı olmamaları lazım ki yosunlarla hayvanlar beslensin. Ama azda olmamalı sükseksiyonu unutmayalım.
Bitkiler ne çok hızlı büyümeli ne çok yavaş. Zor bakımlı bitkiler olmaması gerek çünkü kurulum haricinde hiçbirşey eklenmeyecek.
Ben düşüncelerim:
Bir iki anubias
Echinodorus tenellus gibi bodur saz türleri
Rccia veya mercimek kesin olsun diye düşünüyorum hafif su üstündeki gölgelendirmeler daha doğal gösterir.
Karides ( bulabilirsem)
Büyük akvaryumlarımdan alacağım 3 çeşit istenmeyen salyangoz ( her türden 2'şer tane olabilir)
Sizin önerileriniz nedir?
eski-fishman 2007-10-08 20:54:31
Biyoloji /su ile ilgili olması gerekiyor bende çok kurmak istediğim için nano kurup bunu tez yapmayı düşündüm.
Tezin küçük bir açıklamasını yapayım:
Amaç:
Kendi başına yaşayabilen bir ekosistemi ( sadece faunada olabilir ama çok ilgi çekici olmaz sanırım) en küçük yere sığdırmak.
Balık koymamayı düşünüyorum.Karides ve diğer yosun düşmanları. Nihayetinde kendi ekosistemimde yem kullanmıyacağım ve eğer balık olması için akvaryumun daha büyük olması ve uzun süre gerekecek.
20*20*25 boyutlarında bir cam kestirdim.
sonuç:
Sükseksiyon olmamasını sağlamak yada çok uzun vadede ertelemek. Bunun için seçilecek bitkiler ve sayıları çok hassas bir konu. İşte ben sizden burda yardım istiyorum.
Hangi bitkileri ve hayvanları koymalıyım.
Bitkilerin aşırı nitrt ve demir düşmanı olmamaları lazım ki yosunlarla hayvanlar beslensin. Ama azda olmamalı sükseksiyonu unutmayalım.
Bitkiler ne çok hızlı büyümeli ne çok yavaş. Zor bakımlı bitkiler olmaması gerek çünkü kurulum haricinde hiçbirşey eklenmeyecek.
Ben düşüncelerim:
Bir iki anubias
Echinodorus tenellus gibi bodur saz türleri
Rccia veya mercimek kesin olsun diye düşünüyorum hafif su üstündeki gölgelendirmeler daha doğal gösterir.
Karides ( bulabilirsem)
Büyük akvaryumlarımdan alacağım 3 çeşit istenmeyen salyangoz ( her türden 2'şer tane olabilir)
Sizin önerileriniz nedir?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 11:13
Şu linke bi göz atın derim.Benim çok ilgimi çekti.Sizede örnek teşkil edebilecek bir sistem.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 11:40
Link için çok teşekkürler. Dökümanlarım için iyi bir kaynak olacak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 17:27
Fatih Bey,fikir vermek icin su anda yavrulari besledigim kucuk akvaryumu anlatmak isterim size.Icerisinde iki saksi anubias ve 1 tutamda cinar var.Akvaryum direkt gunes isigi alan bir yerde duruyor.Ve camlar su anda yemyesil oldu.buda anubiaslara giden isigi biraz golgeledi ve isime yaradi.Icinde canli olarak 5 adet beyaz minik karideslerden var.Ayrica 10 adet yavru cichlid.Yem vermesem bile baliklarin karinlari herdaim dolu.Karidesler ve baliklar olusan alglerle besleniyorlar ve yavrular bekledigimden cok hizli gelisiyor.2 gunde 1 yem vermeme ragmen.Ama sizin nanonuzda su piresi veya kucuk omurgasizlar bulundurabilirsiniz.Bu arada bu akvaryum 2 aydir kurulu ve kesinlikle su degimi,dip cekimi olmadi ve suda hic bir bozulma ve kotu koku yok.Icerisinde sirkulasyonu saglayan hava ile calisan mini bir filtre var.Calismanizda ve okulunuzda basarilar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 17:35
Teşekkürler kendi akvaryumunuzu örnek gösterdiğiniz için.
Tavsiye edilecek canlıları bekliyorum....
Özellikle bitkiler...
Tavsiye edilecek canlıları bekliyorum....
Özellikle bitkiler...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 18:28
Bu boyutlarda bir sistemde dışarıdan takviye yapmadan yaşamsl döngünün devamı sanırım imkansız. Dediğiniz gibi dışarıdan bir şey eklenmeyecekse büyük birkaç sorunla karşı karşıya kalacaksınız.
Böyle ufak bir sistemde dışarıdan herhangi bir şey eklemeden sistemin devamı uzun süre mümkün olmayacaktır görüşündeyim. Mesela karbon ve azot gibi maddeler sabit kalacaksa(ki dışarıdan ek yapmazsanız sabit kalacaktır) bir süre sonra sistem çökecektir. Örneğin bir bitkiniz büyümek için 25 aminoasit içeren bir protein sentezledi ve bunu yapıtaşı olarak kullandı diyelim. Bu durumda her aminoasit için 1 amonyum molekülü kullanılsa 25 amonyum(yani 25 birim azot atomu) bitki tarafından tutulacak demektir. Eğer bitki balık tarafından yenmezse o zaman her 1 birim protein başına 25 birim azotunuz heba olacaktır. Siz dışarıdan yemleme vb. şekilde azot takviyesi yapmazsanız sistem azot fakirliğine doğru 1 adım daha yaklaşacaktır. Aynı şey karbon için de geçerlidir. Özellikle selüloz oluşturmak için bolca glikoz gerekeceğinden dışarıdan bitkilere CO2 vb ile karbon takviyesi yapmadığınız taktirde aynı zamanda sistemdeki enerji transferinin yapıtaşı olan karbonun sıkıntısı olacak, bu da bir süre sonra sistemin çöküşü ile sonuçlanacaktır. Tüm bunlara balığın büyümesi sırasında metabolizmasında yapıtaşı olarak kullanılan maddeleri de eklemek lazım.
Öte yandan sistem dediğiniz gibi kapalı bir ekosistem olacaksa toplam enerji miktarı da önemlidir. Örneğin balığın hareketi ile enerji dönüşümü basit şekilde şöyle açıklanabilir:
-Glikoz yakılır
-Ortaya çıkan enerji ATP'ye aktarılır
-ATP kullanımı ile kaslarda kimyasal enerji mekanik enerjiye dönüşür
-Balık hareket ederken mekanik enerjiye dönüşerek kullanılmaz hale gelen enerjinin bir kısmı da sürtünme ile ısı enerjisine dönüşür
-Isı enerjisi de yeniden sistemde canlılar tarafından kullanılamaz hale geldiğinden kaybedilir
Tüm bunlar sonucu sistemdeki döngüye giren enerji miktarı azalır. Eğer siz dışarıdan ışık vermiyorsanız ve ortamda yeterli CO2 yoksa sisteme bitkiler tarafından yeterli enerji girmiyor demektir. Eğer balıkları yemlemeyecekseniz balıklar enerjilerini bitkilerden sağlamak zorundalar.(bitki dediğime bakmayın, tüm ototrofları bu katogoride saydığımı varsayın) Bu sebeple bitkiler için gerekli olan CO2 ve ışık ortamda bulunmalıdır.(demir, molibden, magnezyum gibi eser elementlere girmiyorum bile. Bunlar olmadan da fotosentez imkansızdır.) Fakat sizin sisteminizde bitkiler ve balıklar tarafından tutulacak karbon yüzünden ortamdaki kullanılabilir karbon miktarı düşecek, gerekli CO2 bir süre sonra karşılanamayacak, bunun sonucu olarak fotosentez olmayacak, bitkileriniz ışık enerjisinden kimyasal enerji(glikozdaki) üretemeyecek, hem bitkiler hem balıklar(ayrıca bakteriler, mantarlar vs) enerji eksikliğinden dolayı ölecek, sistem çökecektir.
Bunlar gibi binlerce hatta milyonlarca değişken önemlidir. Fakat siz çok çok uzun süre devam etmeyecek bir ekosistem kurmayı düşünmüyor, sadece 4-5 ay devam edecek bir sistem istiyorsanız o zaman sistemin boyutlarını büyütmeniz şart olacaktır. Fakat yine de dışarıdan hiç bir ekleme yapılmadan özellikle nano boyutlarında kapalı bir sistemi devam ettirmeniz mümkün görünmüyor.(Bunu akvaryum.com'daki hiç kimsenin yapabileceğini de zannetmiyorum.)
Böyle ufak bir sistemde dışarıdan herhangi bir şey eklemeden sistemin devamı uzun süre mümkün olmayacaktır görüşündeyim. Mesela karbon ve azot gibi maddeler sabit kalacaksa(ki dışarıdan ek yapmazsanız sabit kalacaktır) bir süre sonra sistem çökecektir. Örneğin bir bitkiniz büyümek için 25 aminoasit içeren bir protein sentezledi ve bunu yapıtaşı olarak kullandı diyelim. Bu durumda her aminoasit için 1 amonyum molekülü kullanılsa 25 amonyum(yani 25 birim azot atomu) bitki tarafından tutulacak demektir. Eğer bitki balık tarafından yenmezse o zaman her 1 birim protein başına 25 birim azotunuz heba olacaktır. Siz dışarıdan yemleme vb. şekilde azot takviyesi yapmazsanız sistem azot fakirliğine doğru 1 adım daha yaklaşacaktır. Aynı şey karbon için de geçerlidir. Özellikle selüloz oluşturmak için bolca glikoz gerekeceğinden dışarıdan bitkilere CO2 vb ile karbon takviyesi yapmadığınız taktirde aynı zamanda sistemdeki enerji transferinin yapıtaşı olan karbonun sıkıntısı olacak, bu da bir süre sonra sistemin çöküşü ile sonuçlanacaktır. Tüm bunlara balığın büyümesi sırasında metabolizmasında yapıtaşı olarak kullanılan maddeleri de eklemek lazım.
Öte yandan sistem dediğiniz gibi kapalı bir ekosistem olacaksa toplam enerji miktarı da önemlidir. Örneğin balığın hareketi ile enerji dönüşümü basit şekilde şöyle açıklanabilir:
-Glikoz yakılır
-Ortaya çıkan enerji ATP'ye aktarılır
-ATP kullanımı ile kaslarda kimyasal enerji mekanik enerjiye dönüşür
-Balık hareket ederken mekanik enerjiye dönüşerek kullanılmaz hale gelen enerjinin bir kısmı da sürtünme ile ısı enerjisine dönüşür
-Isı enerjisi de yeniden sistemde canlılar tarafından kullanılamaz hale geldiğinden kaybedilir
Tüm bunlar sonucu sistemdeki döngüye giren enerji miktarı azalır. Eğer siz dışarıdan ışık vermiyorsanız ve ortamda yeterli CO2 yoksa sisteme bitkiler tarafından yeterli enerji girmiyor demektir. Eğer balıkları yemlemeyecekseniz balıklar enerjilerini bitkilerden sağlamak zorundalar.(bitki dediğime bakmayın, tüm ototrofları bu katogoride saydığımı varsayın) Bu sebeple bitkiler için gerekli olan CO2 ve ışık ortamda bulunmalıdır.(demir, molibden, magnezyum gibi eser elementlere girmiyorum bile. Bunlar olmadan da fotosentez imkansızdır.) Fakat sizin sisteminizde bitkiler ve balıklar tarafından tutulacak karbon yüzünden ortamdaki kullanılabilir karbon miktarı düşecek, gerekli CO2 bir süre sonra karşılanamayacak, bunun sonucu olarak fotosentez olmayacak, bitkileriniz ışık enerjisinden kimyasal enerji(glikozdaki) üretemeyecek, hem bitkiler hem balıklar(ayrıca bakteriler, mantarlar vs) enerji eksikliğinden dolayı ölecek, sistem çökecektir.
Bunlar gibi binlerce hatta milyonlarca değişken önemlidir. Fakat siz çok çok uzun süre devam etmeyecek bir ekosistem kurmayı düşünmüyor, sadece 4-5 ay devam edecek bir sistem istiyorsanız o zaman sistemin boyutlarını büyütmeniz şart olacaktır. Fakat yine de dışarıdan hiç bir ekleme yapılmadan özellikle nano boyutlarında kapalı bir sistemi devam ettirmeniz mümkün görünmüyor.(Bunu akvaryum.com'daki hiç kimsenin yapabileceğini de zannetmiyorum.)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 19:11
Bu kadar bilimsel konuşunca biraz şok oldum Onur Bey.
Ama Halit Bey'in verdiği linkteki gibi tamamen (gaz alışverişi dahil) dışarıyla irtibatı kesilmeyecek. Her türlü gaz ihtiyacını havadan sağlayacak. ( aşırı sayıda canlı yüklemesi yaparsak dediğiniz gibi imkansız. ( linkteki ekosistemin 10 yıl bozulmayacağı söyleniyor. nede olsa yüzlerce insanın emeği.)
Benim düşüncem şu yöndeydi:
Hayvanlar yosunla beslenecek ve azot ortaya çıkaracaklar. Bitkiler bu azotu kullanacaklar. Mineraller ( bahsettiğiniz magnezyum molibden vs.vs) olmadan bitkiler fotosentez yapabilir. Sadece gelişimleri yavaşlar. Ama bu sistemin çökmesine sebebiyet vermez kanısındayım.
Akvrayuma buharlaşan suyu doğal olarak ekleyeceğim. Küçük oranda bir akvaryumda buharlaşmanın yerine konulacak taze su ile gereken mineraller zaten sağlanır diye düşünüyorum.
Evet boşa giden ısı enerjisi mevcut. Ama balıklarda gübre fabrikası olarak düşünülebilir. O yüzden tüm enerji sonuç olarak ısı olup heba olmuyor.
Ekosistemin ilk basamağını güneş ışığı su yüzeyinden alınan gazlar ve buharlaştıkça eklenen su olacaktır.
Zaten ben tamamen kendi başına sonsuza kadar gidecek bir ekosistem yapamam. Bunu YÜCE ALLAHtan başka kimse yapamaz.
10 yıl gibi bir süre yapmak için NASA bile yıllarını harcıyorsa zaten zor olduğu belli. Ama kurulan hipotezlerle şansımı denemek istiyorum.
Cümleler çok bilmiş gibi oldu affedin. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm şeyler. Yanlışsa lütfen uyarınız. Ayrıca Onur Bey tezimi konu alan dökümanlarıma yazdığınız paragrafları eklemeden edemeyeceğim. tabi izniniz olursa. Altında isminiz olacak tabiki.
Ama Halit Bey'in verdiği linkteki gibi tamamen (gaz alışverişi dahil) dışarıyla irtibatı kesilmeyecek. Her türlü gaz ihtiyacını havadan sağlayacak. ( aşırı sayıda canlı yüklemesi yaparsak dediğiniz gibi imkansız. ( linkteki ekosistemin 10 yıl bozulmayacağı söyleniyor. nede olsa yüzlerce insanın emeği.)
Benim düşüncem şu yöndeydi:
Hayvanlar yosunla beslenecek ve azot ortaya çıkaracaklar. Bitkiler bu azotu kullanacaklar. Mineraller ( bahsettiğiniz magnezyum molibden vs.vs) olmadan bitkiler fotosentez yapabilir. Sadece gelişimleri yavaşlar. Ama bu sistemin çökmesine sebebiyet vermez kanısındayım.
Akvrayuma buharlaşan suyu doğal olarak ekleyeceğim. Küçük oranda bir akvaryumda buharlaşmanın yerine konulacak taze su ile gereken mineraller zaten sağlanır diye düşünüyorum.
Evet boşa giden ısı enerjisi mevcut. Ama balıklarda gübre fabrikası olarak düşünülebilir. O yüzden tüm enerji sonuç olarak ısı olup heba olmuyor.
Ekosistemin ilk basamağını güneş ışığı su yüzeyinden alınan gazlar ve buharlaştıkça eklenen su olacaktır.
Zaten ben tamamen kendi başına sonsuza kadar gidecek bir ekosistem yapamam. Bunu YÜCE ALLAHtan başka kimse yapamaz.
10 yıl gibi bir süre yapmak için NASA bile yıllarını harcıyorsa zaten zor olduğu belli. Ama kurulan hipotezlerle şansımı denemek istiyorum.
Cümleler çok bilmiş gibi oldu affedin. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm şeyler. Yanlışsa lütfen uyarınız. Ayrıca Onur Bey tezimi konu alan dökümanlarıma yazdığınız paragrafları eklemeden edemeyeceğim. tabi izniniz olursa. Altında isminiz olacak tabiki.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 19:47
Benim bitkilerle ilgili hiçbir bilgim yok.Bu yüzden sadece içindeki hayanlarla ilgili konusacam.Forumda okukuğum kadarıyla tatlı su midyesi suyu filitre ediyormus,vatoz zaten yosun yediğinden içinede yosunlarla beslenebilcek 3-4 adet yavru balık koydunuzmu olur gibime geliyor.Midye suyu filitre eder vatoz yosunları yer,yavrularda alglerle idare eder.Bu benim fikrim ne kadar doğru ne kadar yanlıs bilemem yanlışsam düzeltin. bursaharun 2007-08-18 19:48:15
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ağustos 2007 21:18
[QUOTE=eski-fishman]
Benim düşüncem şu yöndeydi:
Hayvanlar yosunla beslenecek ve azot ortaya çıkaracaklar. Bitkiler bu azotu kullanacaklar. Mineraller ( bahsettiğiniz magnezyum molibden vs.vs) olmadan bitkiler fotosentez yapabilir. Sadece gelişimleri yavaşlar. Ama bu sistemin çökmesine sebebiyet vermez kanısındayım.
[/quote]
En basit örneği ile klorofilin yapısında magnezyum bulunur. Bu olmadan klorofil olamaz. Ayrıca klorofilin sentezlenmesi için gerekli enzimlerde demir bulunur ve bu enzimler olmadan yine klorofil sentezlenemez. Bence taban malzemesinin altına çok az çiçek toprağı koyarsanız ve yine bu alt kısma biraz demir tozu serperseniz demir sorununuz olmaz. Demir tozu en alt tabakada olduğundan dolayı az oksijen alır ve fazla paslanmaz.(hani şu içinde torf, çürümekte olan bitki artıkları olan toprak. Zirai malzemeler satan yerlerde çiçek toprağı veya organik bitki toprağı adı altında alabilirsiniz.)
Ayrıca çiçek toprağı çürürken ortaya çıkaracağı hümik asit ile demir çözünecek ve kullanılabilir hale gelecektir. Bir diğer önemli nokta da sizin akvaryumunuzda sülfür, potasyum, fosfor, azot gibi bitkilerce bol kullanılan maddelerin az olması durumudur. Bu organik toprak sayesinde taban malzemesinde bu maddelerden bolca bulundurmuş olursunuz. fakat fazla koymayın, bitkilerin kökleri çürür, 1 avuç yeterli olacaktır.
[quote]
Akvrayuma buharlaşan suyu doğal olarak ekleyeceğim. Küçük oranda bir akvaryumda buharlaşmanın yerine konulacak taze su ile gereken mineraller zaten sağlanır diye düşünüyorum.
[/quote]
Evet, şebeke suyunda pek çok eser element mevcuttur. Fakat siz eser elementleri tabana biraz normal toprak koyarak da sağlayabilirsiniz. Hem böylece ekolojik sistemdeki gibi mineral kaynağı olarak toprağınız olmuş olur. Mesela benim akvaryumumda 8 cm toprak bulunmakta. Yalnız üstünü mutlaka kum ile kaplayın yoksa sonu iyi olmuyor.
[quote]
Evet boşa giden ısı enerjisi mevcut. Ama balıklarda gübre fabrikası olarak düşünülebilir. O yüzden tüm enerji sonuç olarak ısı olup heba olmuyor.
[/quote]
Sizin balıklarınızın herhangi bir azot üretme yeteneği olmayacaktır. Sudaki azotu yosunlar alıp aminoasit üretiminde kullanacaklar. Bu aminoasitlerden enzim, protein vs. üretilecek. Balıklar yosunu yediklerinde o yosundaki aminoasitlerin bir kısmını bünyelerinde yapıtaşı olarak kullanacaklar.(hücre yapısında veya enzimlerde kullanılacak) Geri kalan aminoasitler ise enerji amaçlı olarak yıkıma uğratılacak, bundan elde edilen enerji şeker veya yağ yapımında kullanılacak, yıkım sonucu oluşan amonyak suya atılacaktır. Yani siz ne yaparsanız yapın yosunun suda aldığı 100 birim azot balık tarafından yenildiğinde mesela 30'u balığın bünyesine hapsedilip geri kalanı atılacak, yani 70 birim. (yine başa dönüyoruz) Suya atılan bu amonyağın bir kısmı bitkiler, bir kısmı yosunlar tarafından kullanılacak. Eğer balıklarınız bitki de yemeyecekse sorun olabilir. Örneğin suya balık tarafından geri bırakılan 70 birim azotun(amonyak vs. halinde) 30'u bitkiler, 40'ı yosunlar tarafından kullanılacaktır. Şimdi burada sorun çıkıyor, çünkü yosunlarımız başta 100 azot toplayabiliyordu, şimdi ise 40 birime düştü. İşte benim bahsettiğim tehlikelerden biri buydu.
Peki bunun önüne nasıl geçersiniz? Yosunlar doğal olarak suda serbest olarak bulunan amonyağı kullanacaklardır. Siz tabana dediğim gibi organik toprak koyar, üzerine normal toprak eklerseniz taban malzemenizde bir depo oluşturmuyş olursunuz. Ayrıca bitkilerinizi cabomba, bacopa, elodea, java moss gibi daha çok sudaki serbest maddeleri tüketen bitkiler yerine anubias, saz, cryptocoryne, echinodorus türlerinden seçerseniz bitkileriniz sudaki maddelerden çok tabandaki maddeleri kullanacaklardır. Bu durumda yosunlarınıza bolca besin kalacaktır. Ayrıca bitkilerin eski yaprakları çürüdüğü zaman taban malzemesinin altından çekilmiş maddeler suya salınacaktır. Eğer çürüyen parça ufaksa dert olmaz ama büyükse suya aniden bol miktarda zehirli madde bırakmış olursunuz. Bu da başınıza dert olabilir.(amonyak, fosfat patlaması vs.)
Öte yandan balıkarın azotu bünyelerine hızla hapsetmelerini engellemek için aldığınız balığın yetişkin olmasına özen gösterebilirsiniz. Böylece büyüme çağındaki yüksek protein ihtiyacını, dolayısı ile bünyesinde yosundan aldığı azotu hapsetmesini önleyebilirsiniz.(tabii azotu örnek olarak veriyorum. Liste karbon, fosfor, potasyum, kalsiyum vs diye uzar.)
[quote]Ekosistemin ilk basamağını güneş ışığı su yüzeyinden alınan gazlar ve buharlaştıkça eklenen su olacaktır.
Zaten ben tamamen kendi başına sonsuza kadar gidecek bir ekosistem yapamam. Bunu YÜCE ALLAHtan başka kimse yapamaz.
10 yıl gibi bir süre yapmak için NASA bile yıllarını harcıyorsa zaten zor olduğu belli. Ama kurulan hipotezlerle şansımı denemek istiyorum. [/quote]
Güneş ışığına dikkat edin. Benim 160 litrelik tankı bile aniden ısıtıyor. Bu ufak tankı ne hale getirir düşünemiyorum. En azından ufak da olsa bir fan kullanınız. Böylece hem ısınma derdi olmaz hem de su hızlı buharlaştığı için yeniden su ekleme şansınız artar.(hile tavsiyesi gibi oldu)
[quote]
Cümleler çok bilmiş gibi oldu affedin. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm şeyler. Yanlışsa lütfen uyarınız. Ayrıca Onur Bey tezimi konu alan dökümanlarıma yazdığınız paragrafları eklemeden edemeyeceğim. tabi izniniz olursa. Altında isminiz olacak tabiki.
[/QUOTE]
Tabii, ne demek? Memnun olurum. Yalnız adımı belirtirken sitenin de adını belirtmeniz gerekmekte, malum burada yazılan mesajlar bizim kadar akvaryum.com'a da ait oluyor.
son not:
Suyunuzun pH'ını 7'nin altında tutun. Böylece pek çok eser elementiniz kullanılabilir halde olur. pH düşürmekte mango kökü vb. çürüyüp hümik asit salgılayacak malzemeler kullanırsanız sistemin devamı için büyük etkisi olacaktır.
Eğer balık sayısı az olacaksa-ki öyle olması tavsiyemdir- filtrasyon yapmayın. pH düşük olacağı için amonyak amonyuma dönüşecektir.(ki zehirleyici etkisi çok düşüktür) Bu ise azotun bitkiler tarafından en rahat kullanılabilir halidir. Eğer azot kaynağınız amonyaktan nitrata dönüştürülürse bitki bu nitratı alıp yeniden amonyuma dönüştürür. Bu yapılırken de yaklaşık 18 ATP'lik enerji harcanır.Eğer amonyum olarak azot alırlarsa böyle bir enerji harcanmaz. 18 ATP deyip geçmeyin, fotosentez ile zar zor kazanacağınız enerjinin buraya gitmesini istemezsiniz. Özellikle dışarıdan CO2 vermeyeceğiniz için bitkiler tarafından kullanılabilir karbon kaynağınız, dolayısı ile enerjiniz kısıtlı olacaktır. Bahsettiğim bu yöntemle ciddi enerji avantajı elde edebilirsiniz. Tabii bu bahsettiğim sadece bitki değil, yosun için de geçerlidir. Eh yosunu yiyen de balık, yosun tarafından korunacak 18 ATP'lik enerjiden faydalanacak olan da balık. Sanırım anlatmaya çalıştığım şeyi anlamışsınızdır.
encort 2007-08-18 21:19:48
Benim düşüncem şu yöndeydi:
Hayvanlar yosunla beslenecek ve azot ortaya çıkaracaklar. Bitkiler bu azotu kullanacaklar. Mineraller ( bahsettiğiniz magnezyum molibden vs.vs) olmadan bitkiler fotosentez yapabilir. Sadece gelişimleri yavaşlar. Ama bu sistemin çökmesine sebebiyet vermez kanısındayım.
[/quote]
En basit örneği ile klorofilin yapısında magnezyum bulunur. Bu olmadan klorofil olamaz. Ayrıca klorofilin sentezlenmesi için gerekli enzimlerde demir bulunur ve bu enzimler olmadan yine klorofil sentezlenemez. Bence taban malzemesinin altına çok az çiçek toprağı koyarsanız ve yine bu alt kısma biraz demir tozu serperseniz demir sorununuz olmaz. Demir tozu en alt tabakada olduğundan dolayı az oksijen alır ve fazla paslanmaz.(hani şu içinde torf, çürümekte olan bitki artıkları olan toprak. Zirai malzemeler satan yerlerde çiçek toprağı veya organik bitki toprağı adı altında alabilirsiniz.)
Ayrıca çiçek toprağı çürürken ortaya çıkaracağı hümik asit ile demir çözünecek ve kullanılabilir hale gelecektir. Bir diğer önemli nokta da sizin akvaryumunuzda sülfür, potasyum, fosfor, azot gibi bitkilerce bol kullanılan maddelerin az olması durumudur. Bu organik toprak sayesinde taban malzemesinde bu maddelerden bolca bulundurmuş olursunuz. fakat fazla koymayın, bitkilerin kökleri çürür, 1 avuç yeterli olacaktır.
[quote]
Akvrayuma buharlaşan suyu doğal olarak ekleyeceğim. Küçük oranda bir akvaryumda buharlaşmanın yerine konulacak taze su ile gereken mineraller zaten sağlanır diye düşünüyorum.
[/quote]
Evet, şebeke suyunda pek çok eser element mevcuttur. Fakat siz eser elementleri tabana biraz normal toprak koyarak da sağlayabilirsiniz. Hem böylece ekolojik sistemdeki gibi mineral kaynağı olarak toprağınız olmuş olur. Mesela benim akvaryumumda 8 cm toprak bulunmakta. Yalnız üstünü mutlaka kum ile kaplayın yoksa sonu iyi olmuyor.
[quote]
Evet boşa giden ısı enerjisi mevcut. Ama balıklarda gübre fabrikası olarak düşünülebilir. O yüzden tüm enerji sonuç olarak ısı olup heba olmuyor.
[/quote]
Sizin balıklarınızın herhangi bir azot üretme yeteneği olmayacaktır. Sudaki azotu yosunlar alıp aminoasit üretiminde kullanacaklar. Bu aminoasitlerden enzim, protein vs. üretilecek. Balıklar yosunu yediklerinde o yosundaki aminoasitlerin bir kısmını bünyelerinde yapıtaşı olarak kullanacaklar.(hücre yapısında veya enzimlerde kullanılacak) Geri kalan aminoasitler ise enerji amaçlı olarak yıkıma uğratılacak, bundan elde edilen enerji şeker veya yağ yapımında kullanılacak, yıkım sonucu oluşan amonyak suya atılacaktır. Yani siz ne yaparsanız yapın yosunun suda aldığı 100 birim azot balık tarafından yenildiğinde mesela 30'u balığın bünyesine hapsedilip geri kalanı atılacak, yani 70 birim. (yine başa dönüyoruz) Suya atılan bu amonyağın bir kısmı bitkiler, bir kısmı yosunlar tarafından kullanılacak. Eğer balıklarınız bitki de yemeyecekse sorun olabilir. Örneğin suya balık tarafından geri bırakılan 70 birim azotun(amonyak vs. halinde) 30'u bitkiler, 40'ı yosunlar tarafından kullanılacaktır. Şimdi burada sorun çıkıyor, çünkü yosunlarımız başta 100 azot toplayabiliyordu, şimdi ise 40 birime düştü. İşte benim bahsettiğim tehlikelerden biri buydu.
Peki bunun önüne nasıl geçersiniz? Yosunlar doğal olarak suda serbest olarak bulunan amonyağı kullanacaklardır. Siz tabana dediğim gibi organik toprak koyar, üzerine normal toprak eklerseniz taban malzemenizde bir depo oluşturmuyş olursunuz. Ayrıca bitkilerinizi cabomba, bacopa, elodea, java moss gibi daha çok sudaki serbest maddeleri tüketen bitkiler yerine anubias, saz, cryptocoryne, echinodorus türlerinden seçerseniz bitkileriniz sudaki maddelerden çok tabandaki maddeleri kullanacaklardır. Bu durumda yosunlarınıza bolca besin kalacaktır. Ayrıca bitkilerin eski yaprakları çürüdüğü zaman taban malzemesinin altından çekilmiş maddeler suya salınacaktır. Eğer çürüyen parça ufaksa dert olmaz ama büyükse suya aniden bol miktarda zehirli madde bırakmış olursunuz. Bu da başınıza dert olabilir.(amonyak, fosfat patlaması vs.)
Öte yandan balıkarın azotu bünyelerine hızla hapsetmelerini engellemek için aldığınız balığın yetişkin olmasına özen gösterebilirsiniz. Böylece büyüme çağındaki yüksek protein ihtiyacını, dolayısı ile bünyesinde yosundan aldığı azotu hapsetmesini önleyebilirsiniz.(tabii azotu örnek olarak veriyorum. Liste karbon, fosfor, potasyum, kalsiyum vs diye uzar.)
[quote]Ekosistemin ilk basamağını güneş ışığı su yüzeyinden alınan gazlar ve buharlaştıkça eklenen su olacaktır.
Zaten ben tamamen kendi başına sonsuza kadar gidecek bir ekosistem yapamam. Bunu YÜCE ALLAHtan başka kimse yapamaz.
10 yıl gibi bir süre yapmak için NASA bile yıllarını harcıyorsa zaten zor olduğu belli. Ama kurulan hipotezlerle şansımı denemek istiyorum. [/quote]
Güneş ışığına dikkat edin. Benim 160 litrelik tankı bile aniden ısıtıyor. Bu ufak tankı ne hale getirir düşünemiyorum. En azından ufak da olsa bir fan kullanınız. Böylece hem ısınma derdi olmaz hem de su hızlı buharlaştığı için yeniden su ekleme şansınız artar.(hile tavsiyesi gibi oldu)
[quote]
Cümleler çok bilmiş gibi oldu affedin. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm şeyler. Yanlışsa lütfen uyarınız. Ayrıca Onur Bey tezimi konu alan dökümanlarıma yazdığınız paragrafları eklemeden edemeyeceğim. tabi izniniz olursa. Altında isminiz olacak tabiki.
[/QUOTE]
Tabii, ne demek? Memnun olurum. Yalnız adımı belirtirken sitenin de adını belirtmeniz gerekmekte, malum burada yazılan mesajlar bizim kadar akvaryum.com'a da ait oluyor.
son not:
Suyunuzun pH'ını 7'nin altında tutun. Böylece pek çok eser elementiniz kullanılabilir halde olur. pH düşürmekte mango kökü vb. çürüyüp hümik asit salgılayacak malzemeler kullanırsanız sistemin devamı için büyük etkisi olacaktır.
Eğer balık sayısı az olacaksa-ki öyle olması tavsiyemdir- filtrasyon yapmayın. pH düşük olacağı için amonyak amonyuma dönüşecektir.(ki zehirleyici etkisi çok düşüktür) Bu ise azotun bitkiler tarafından en rahat kullanılabilir halidir. Eğer azot kaynağınız amonyaktan nitrata dönüştürülürse bitki bu nitratı alıp yeniden amonyuma dönüştürür. Bu yapılırken de yaklaşık 18 ATP'lik enerji harcanır.Eğer amonyum olarak azot alırlarsa böyle bir enerji harcanmaz. 18 ATP deyip geçmeyin, fotosentez ile zar zor kazanacağınız enerjinin buraya gitmesini istemezsiniz. Özellikle dışarıdan CO2 vermeyeceğiniz için bitkiler tarafından kullanılabilir karbon kaynağınız, dolayısı ile enerjiniz kısıtlı olacaktır. Bahsettiğim bu yöntemle ciddi enerji avantajı elde edebilirsiniz. Tabii bu bahsettiğim sadece bitki değil, yosun için de geçerlidir. Eh yosunu yiyen de balık, yosun tarafından korunacak 18 ATP'lik enerjiden faydalanacak olan da balık. Sanırım anlatmaya çalıştığım şeyi anlamışsınızdır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Ağustos 2007 11:19
Sanırım akvaryum kurarken başta istediğim şeyi eklemek hile olmaz gerekenleri başta söylediğiniz miktarlarda eklerim.
Fotosentezde magnezyumun kulanıldığını bilmiyordum.
Bize okulda besin + O2<<<< ====güneş enerjisi=====<<<< vs.vs. diye öğretmişlerdi
Şimdi gelelim canlılara.
Tavsiye ettiğiniz canlılar nelerdir?
Fotosentezde magnezyumun kulanıldığını bilmiyordum.
Bize okulda besin + O2<<<< ====güneş enerjisi=====<<<< vs.vs. diye öğretmişlerdi
Şimdi gelelim canlılara.
Tavsiye ettiğiniz canlılar nelerdir?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Ağustos 2007 11:37
Valla ne yalan soyliyim Onur Bey'in dediklerini cozmek icin zaten ayri bir arastirma gerekiyor.Saka bir yana verdigi bilgiler icin kendisine tesekkurler.Bu konu beni Fatih Bey kadar heyecanlandirdi cunku bende hep boyle bir sey yapmak istiyordum.Devamli da aklima fikirler gelip duruyor.Yeni fikrim ise su;Balkonlu bir sistem ve tank ufak hava girisleri disinda kapali.Cam bir kapak ve balkon kisma dogru egimi verilmis olacak.Balkonlu bolume gubreli bitki topragi ve dere kumu katmanlar seklinde hazirlandiktan sonrayuksek nemden hoslanan bitkileri dikebiliriz.Burada aklima takilan ortam sicakligi oluyor.Sicaklik akvaryumlarda yaptigimiz gibi sabit mi yoksa dogal hava sartlari gibi soguk ve sicak mi?Eger sicaklik26-28 arasi sabit ise balkonlu kisma anubiaslari yerlestirebilirsiniz.Su icinde oldugu gibi su disinda nemli ortamlarda da yasayabiliyorlar.Ikinci kafama takilan ise herhangi bir ekipman kullanilacak mi?Ne kadar dunyamiz kendi kendine bir sistemle donuyor olsa bile yeryuzunun egimi ve atmosfer sicaklik farklari belli bir su dongusu yaratiyor.Biz kapali tankin icerisinde su dongusu yaratacak bir ekipman kullanabiliyorsak bu fikrim bence ise yarayabilir.Aksi taktirde Sadece buharlasmayi beklersek buharlasan su sadece ust kisimdaki bitkilere yeter, donguyu tamamlamaz.Akvaryumun su dolu kismina ise bodur sazlar ve su mercimegi gibi cok cok dayanikli olmayan yapraklari filiz verirken de bir kismi curuyen bitkiler konulabilir ki burda curuyen yapraklarda azot ihtiyacimizi karsilar.
Ve besin dongusu;Bunun icin akvaryumumuzu direk gunes isigi alan bir yerde alg uremesi icin tutmamiz besin dongusunun ilk ayagini olusturur.Canli olarak alg tuketen canli aklima salyangozlar ve karidesler geliyor.Biraz daha fikrimi ucuklastirirsam bu tanki tamamen tul perde ile kapatip icine sivri sinek bile koyabilirsiniz.Ve iki uc tane kucuk balik.Canli doguran.Sineklerin birakacagi larvalar baliklar icin yem olur.BAlkonlu kisimdaki curuyen organizmalarda sineklere besin.
Benim dusuncelerim ne kadar bilimsel veya degil bunu degilde alt yapi olarak fikri dusunurseniz belki yardimci olur.Projenizi tamamlarsaniz da burda gormeyi cok isterim.Basarilar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Ağustos 2007 19:51
[QUOTE=eski-fishman]Sanırım akvaryum kurarken başta istediğim şeyi eklemek hile olmaz gerekenleri başta söylediğiniz miktarlarda eklerim.
Fotosentezde magnezyumun kulanıldığını bilmiyordum.
Bize okulda besin + O2<<<< ====güneş enerjisi=====<<<< vs.vs. diye öğretmişlerdi
Şimdi gelelim canlılara.
Tavsiye ettiğiniz canlılar nelerdir?
[/QUOTE]
Fatih Bey; fotosentez için bir tek ışık ve CO2 yeterli değildir. Malum fotosentezin yapılması için en gerekli etkenlerden biri klofil adlı pigmenttir. (Hani şu bitkilere yeşil rengi veren)
İki tip klorofil vardır. Biri klorofil a, diğeri klorofil b'dir. Fakat bunun pek önemi yok. Klorofil b= C55H70O6N4Mg formülüne sahiptir. Klorofil a'da ise bir oksijen atomu eksiktir. Yani kısaca ikisinin içinde de magenzyum vardır ve bu magnezyum olmadan klorofil sentezlenemez, dolayısı ile fotosentez yapılamaz.
Ayrıca klorofilin yapımında demir de kullanılır ama fotosentezin bünyesinde kullanılmaz, sadece klorofilin yapılması için gereklidir. (fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, sıkmasın)
Tüm bunlardan biri olmazsa bitki fotosentez yapamaz, kısacası besin üretemez ve aç kalır. Yani olay sanılandan biraz daha karmaşıktır. Bu sebeple taban malzemenizde önceki mesajımda toprak kullanmanızı tavsiye etmiştim. Böylece pek çok maddeyi baştan eklemiş olursunuz ve sistem kendi kendine çok daha rahat yeter.
Balık olarak yosunla beslenen ve dayanıklı canlılar gerekecek ki bunun için en iyi yöntem sanırım fazla büyümeyen canlıdoğuran türleri ve SAE olacaktır. Etobur canlıları asla düşünmeyin çünkü yem vermeyeceğinize göre büyük ihtimal hayatta kalamayacaklardır. Balık sayısını da çok düşük tutunuz. Canlıdoğuran olarak 2-3 erkek lepistes konabilir veya bunun yerine 1-2 tane SAE konabilir.
Vatoz veya salyangoz tavsiye etmem. Vatoz dirhem yosun bırakmaz, salyangoz ise yosunları deli gibi yer ama yine de doymaz. Karides ise bu ortama pek uygun olmayacaktır çünkü ufak bir sistemi kendi haline bırakacaksınız, değerlerdeki ani değişimleri tolere edemeyip ölme ihtimali büyük. Eğer yosunlanma balıların yiyebileceğinden fazla olur da su değerleri sabit tutulabilirse o zaman belki eklenebilir.
Bitki olarak da Gültekin Bey'in dediklerine katılmıyorum sebebini önceki mesajlarımdan birinde açıklamıştım. Bitki türü tavsiyemi orada belirttiğim için mesajı uzatmamak için yeniden değinmek istemiyorum.
Bu arada bitkili tank kurulumunda sistemin oturması uzun sürer, bu sebeple ilk önce bitkileri ekleyip 2-3 hafta boyunca CO2 veriniz.(maya ile olabilir) Ardından balıkları eklersiniz. Böylece hem bitkiler ortama alışmış olur hem de yosunlanmanın temeli atılmış olur.
Ayrıca ufak da olsa bir sirkülasyon motoru şart. Malum her doğal ortamda az da olsa akıntı vardır. Bu sayede hem yosun oluşumu sağlanır hem de sistemin işleyişi daha sağlıklı olur. Fakat bunun bir kötü yanı vardır o da elinizde zaten kısıtlı olan CO2'nin kaybını arttırır.
Neyse, aklıma geldikçe ekleme yaparım. Şimdilik benden bu kadar.
encort 2007-08-19 20:06:26
Fotosentezde magnezyumun kulanıldığını bilmiyordum.
Bize okulda besin + O2<<<< ====güneş enerjisi=====<<<< vs.vs. diye öğretmişlerdi
Şimdi gelelim canlılara.
Tavsiye ettiğiniz canlılar nelerdir?
[/QUOTE]
Fatih Bey; fotosentez için bir tek ışık ve CO2 yeterli değildir. Malum fotosentezin yapılması için en gerekli etkenlerden biri klofil adlı pigmenttir. (Hani şu bitkilere yeşil rengi veren)
İki tip klorofil vardır. Biri klorofil a, diğeri klorofil b'dir. Fakat bunun pek önemi yok. Klorofil b= C55H70O6N4Mg formülüne sahiptir. Klorofil a'da ise bir oksijen atomu eksiktir. Yani kısaca ikisinin içinde de magenzyum vardır ve bu magnezyum olmadan klorofil sentezlenemez, dolayısı ile fotosentez yapılamaz.
Ayrıca klorofilin yapımında demir de kullanılır ama fotosentezin bünyesinde kullanılmaz, sadece klorofilin yapılması için gereklidir. (fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, sıkmasın)
Tüm bunlardan biri olmazsa bitki fotosentez yapamaz, kısacası besin üretemez ve aç kalır. Yani olay sanılandan biraz daha karmaşıktır. Bu sebeple taban malzemenizde önceki mesajımda toprak kullanmanızı tavsiye etmiştim. Böylece pek çok maddeyi baştan eklemiş olursunuz ve sistem kendi kendine çok daha rahat yeter.
Balık olarak yosunla beslenen ve dayanıklı canlılar gerekecek ki bunun için en iyi yöntem sanırım fazla büyümeyen canlıdoğuran türleri ve SAE olacaktır. Etobur canlıları asla düşünmeyin çünkü yem vermeyeceğinize göre büyük ihtimal hayatta kalamayacaklardır. Balık sayısını da çok düşük tutunuz. Canlıdoğuran olarak 2-3 erkek lepistes konabilir veya bunun yerine 1-2 tane SAE konabilir.
Vatoz veya salyangoz tavsiye etmem. Vatoz dirhem yosun bırakmaz, salyangoz ise yosunları deli gibi yer ama yine de doymaz. Karides ise bu ortama pek uygun olmayacaktır çünkü ufak bir sistemi kendi haline bırakacaksınız, değerlerdeki ani değişimleri tolere edemeyip ölme ihtimali büyük. Eğer yosunlanma balıların yiyebileceğinden fazla olur da su değerleri sabit tutulabilirse o zaman belki eklenebilir.
Bitki olarak da Gültekin Bey'in dediklerine katılmıyorum sebebini önceki mesajlarımdan birinde açıklamıştım. Bitki türü tavsiyemi orada belirttiğim için mesajı uzatmamak için yeniden değinmek istemiyorum.
Bu arada bitkili tank kurulumunda sistemin oturması uzun sürer, bu sebeple ilk önce bitkileri ekleyip 2-3 hafta boyunca CO2 veriniz.(maya ile olabilir) Ardından balıkları eklersiniz. Böylece hem bitkiler ortama alışmış olur hem de yosunlanmanın temeli atılmış olur.
Ayrıca ufak da olsa bir sirkülasyon motoru şart. Malum her doğal ortamda az da olsa akıntı vardır. Bu sayede hem yosun oluşumu sağlanır hem de sistemin işleyişi daha sağlıklı olur. Fakat bunun bir kötü yanı vardır o da elinizde zaten kısıtlı olan CO2'nin kaybını arttırır.
Neyse, aklıma geldikçe ekleme yaparım. Şimdilik benden bu kadar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2007 02:26
Sevgili Fatih özel mesajda belirtiğim gibi elma salyangozu verebilirim. Şu anda memleketimizde 1 akvaryumcuda da karidesler mevcut.İstediğin kadar lepistes yavrusu verebilirim. Onu beyin de belirttiği gibi Co2 sistemini de ihmal etme. Daha okulların açılmasına yada senin tezini sunmana epey var . Sistemi hızlandırırsın. Haydi başarılar.
Lepistes yavruları bu boyuta fatih. O zamana kadar baya bir büyük olur.
encort 2007-08-20 05:52:47
Lepistes yavruları bu boyuta fatih. O zamana kadar baya bir büyük olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir