neden cama cam?
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2009 02:04
Anlaşılmıştır onur bey teşekürler yaklaşık 3 senedir akvaryumumun kumunu çıkarmıştım rahat dip çekimi yapabileyim diye ama bu makalenizi okuduktan sonra kumu tekrar geri koydum bir tane 35 cmlik vatozum var heralde kumu yadırgadı kumu habire eşelyiyor ve bütün pislikleri kaldırıyor evet şimdi tabi akvaryumda bitki yok bakalım ne olacak kumu koyduktan sonra sürtünmeler başladı biraz su değişimi yaptım tabii dibi çekmeden şimdilik sürtünmelr durmuş durumda bakalım ne olacak çok merak ediyorum demhat 2009-12-28 02:09:43
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2009 10:24
Konuyu baştan sona kadar okudum fakat hala aklımda kesin net birşey belirmedi malesef.390lt. lik akvaryumumda ağırlıklı olarak vatoz türleri besliyorum.Malum bu balıklar çok pisliyorlar diptede sürekli pislikler birikiyor.Daha önceden akvaryumda nitrat 10 seviyelerinde idi dip çekimi yapmayı 2 hafta kadar kestim 2hafta sonra nitratın 2 katına çıkmış olduğunu farkettim , düzenli su değişimine ve dip çekimine tekrar başladım 2 hafta geçmesine rağmen akvaryumdaki nitrat seviyesi hala düşmüş deyil.Nitratı emmesi için su sümbülü aldım bu hafta birde pistia ekliycem.Acaba benmi yanlış birşey yaptım anlamış deyilim umarım nitrat seviyesini aşağılara çekmeyi becerebilirim. boss 2009-12-28 12:26:13
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2009 21:51
Su değiştirmeyin demiyoruz Attila Bey.İstediğiniz kadar su değiştirin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Aralık 2009 00:33
Öncelikle herkese merhaba;
Ben sitede olduğu gibi akvaryum konusunda da acemiyim, bu nedenle yakın zamanda toplu şekilde balık ölümleri oldu akvaryumumda. Yinede yanlış anlaşılmasın 14-15 yaşlarımda akvayumum vardı ve o zamanlar canlı doğuranlar revaçtaydı ki karma bir akvaryumda bir çok tür elimde mevcuttu.Dip çekimi, su dinlendirme , ısı, ışık, v.b. hiç bir şey bilmezdim. Hoşuma giden her balığı alır, bulduğum her bitkiyi dikerdim. yaşadığım tek sorun suyun eksilip camda iz yapması, yosunlaşma ve tül zebralarımın dışarı atlama rekorları kırmasıydı. Balıklarım ölmez miydi?Ölürlerdi elbette, ama ölümler hep betamın saldırısı ( ki sadece diğer betalara saldırırdı) ve yeni aldığım balıkların bazılarının ilk bir iki gün içinde ölmesiydi. Tümüyle benim tüm bilinçsizliğime rağmen 70- 80 balık( sanırım 14-15 tür) ve artı bitki 60 cmlik bir akvaryumda hasbelkader yaşardı.
Bu bir şeyi kanıtlar mı? Hayır, ama mantıksal olarak en sağlıklı biyolojik döngünün mikroorganizma, bitki, ortamdaki balık v.b. diğer canlıların kendilerinin kurup uyum sağladıkları, en az dış müdahele ile oluşmuş döngüdür ki doğada böyledir. Bunun akvaryumda uygulanmaması için hiç bir sebep göremiyorum, yeniden kurduğum akvaryumumda 1 aya yakın zamandır ara ara taze su eklemek ve yemleme dışında( tuzu unutmayalım derim , doğada var çünkü) müdahale etmiyorum, henüz sorun yok.
Yinede bu arada amaç doğal bir ortamdan çok pahalı balıklarımız ölmesin kaygısı ise( hiç bir canın ucuzu- pahası olmaz) hiç bir şey diyemem.
Kesinlikle acemiyim, ama Onur Bey'in tüm yazdıklarını okudum ve aynı görüşleri paylaşıp destekliyorum.
Herkese saygılarımla umutlu günler diliyorum...
Ben sitede olduğu gibi akvaryum konusunda da acemiyim, bu nedenle yakın zamanda toplu şekilde balık ölümleri oldu akvaryumumda. Yinede yanlış anlaşılmasın 14-15 yaşlarımda akvayumum vardı ve o zamanlar canlı doğuranlar revaçtaydı ki karma bir akvaryumda bir çok tür elimde mevcuttu.Dip çekimi, su dinlendirme , ısı, ışık, v.b. hiç bir şey bilmezdim. Hoşuma giden her balığı alır, bulduğum her bitkiyi dikerdim. yaşadığım tek sorun suyun eksilip camda iz yapması, yosunlaşma ve tül zebralarımın dışarı atlama rekorları kırmasıydı. Balıklarım ölmez miydi?Ölürlerdi elbette, ama ölümler hep betamın saldırısı ( ki sadece diğer betalara saldırırdı) ve yeni aldığım balıkların bazılarının ilk bir iki gün içinde ölmesiydi. Tümüyle benim tüm bilinçsizliğime rağmen 70- 80 balık( sanırım 14-15 tür) ve artı bitki 60 cmlik bir akvaryumda hasbelkader yaşardı.
Bu bir şeyi kanıtlar mı? Hayır, ama mantıksal olarak en sağlıklı biyolojik döngünün mikroorganizma, bitki, ortamdaki balık v.b. diğer canlıların kendilerinin kurup uyum sağladıkları, en az dış müdahele ile oluşmuş döngüdür ki doğada böyledir. Bunun akvaryumda uygulanmaması için hiç bir sebep göremiyorum, yeniden kurduğum akvaryumumda 1 aya yakın zamandır ara ara taze su eklemek ve yemleme dışında( tuzu unutmayalım derim , doğada var çünkü) müdahale etmiyorum, henüz sorun yok.
Yinede bu arada amaç doğal bir ortamdan çok pahalı balıklarımız ölmesin kaygısı ise( hiç bir canın ucuzu- pahası olmaz) hiç bir şey diyemem.
Kesinlikle acemiyim, ama Onur Bey'in tüm yazdıklarını okudum ve aynı görüşleri paylaşıp destekliyorum.
Herkese saygılarımla umutlu günler diliyorum...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Aralık 2009 09:48
[QUOTE=unotim123]Su değiştirmeyin demiyoruz Attila Bey.İstediğiniz kadar su değiştirin.[/QUOTE]
Onur Bey su deiştirme ile alakalı birşeyden bahsetmedim zaten.Hafta 1 kere düzenli olarak %30 kadar su değişimi yapıyorum.Demek istediğim dip çekimini 2 hafta yapmadığımda nitrat 2 katına çıktı.1ay filan dip çekimi yapmasam nitrat zehirlenmesinden bütün balıkları kaybederdim muhtemelen. boss 2009-12-29 10:49:03
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Aralık 2009 06:13
Arkadaşlarım hepinize merhaba. Bu konu çok güzel olmuş çok hoşuma gitti. Hatta size şöyle söyleyeyim gece 2 de başladım okumaya saat sabahın 5i oldu hala okuyamadığım sayfalar var:(
domper 2009-12-31 01:02:53
Onurbeye ve değerli bilgi, deneyim ve tecrübelerini paylaşan tüm arkadaş, abi , kardeş hepinize teşekkürler. çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu arada ben su ürünleri mühendisiyim 5 yıl oldu mezun olalı unutmaya başladığım konuları geri hatırlamama sebebiyet verdi bu forum konusu. bende bu aralar bir akvaryum kurma hevesi başladı. uzun süredir bu hobime vaktim ve nakidim olmuyordu. ve discus beslemek istiyordum hep. bu konunun mühendisi olduğum halde bilinç altına oyle bir yerleşmişki zor balık oluşu hep beni korkutmuştur. ancak bu korkumla yüzleşme vaktimin geldiğini düşünüyorum. tabi birkaç sıkıntımda yok değil. bu arada tüm balık satıcıları bilgili yada bilgisiz bir yorum ve taktik soyluyorlar bazıları bilinçli oluyor bazıları işkembeden atıyor. herneyse benim sıkıntımda şu ; internette fon yapımını gördüm çok hoşuma gitti daha önce strafordan kendimin arka fon yapabileceğim aklımdan bile geçmezdi ancak forumları okuya okuya bir fon yaptım. bana göre çokta güzel oldu ancak deneyler yapmam gerekti üzerinde. ilk önce boya ve fuga salınım yapıcakmı onu gözlemleme yapmak için malzeme kuruduktan sonra yıkadım. gözle görlür bir salınım yoktu. tekrar kuruttum akvaryuma yapıştırdım ve bugun içini su ile tamamen doldurdum. akşam baktığımda yine içerisinde bir salınım gözle göremedim. ancak ph ı ölçmek istedim normal musluk suyumuz 7.5 civarında iken benim akvaryumda ph uçmuş maşallah 8.5-9 civarı buda beni direk fuganın azda olsa salınım yaptığını düşünmeme sebep oldu sanırım hammaddelerinde kireç var. buda phı yukselttiği gibi test yapamasamda geçici sertliğede sebep olduğunu düşünüyorum. ve bunu bir şekilde en az 7.5 ph seviyelerine düşürmek istiyorum. ve oluşan geçici sertliğide düşürmem gerekli nede olsa discus nazik balık deniliyor:) alır almaz diskleri öldürmek istemem. neyse bunları niye yazdığımı söyleyeyim. bugun akvaryumcuya gittim elimdeki kumdan bahsettim onlar olmaz kesinlikle at dedi bişey demedim ama moralim bozuldu açıkcası. herneyse biraz araştırma yaptım yine kum kullananda var kullanmayanda var. buda bir tercih meselesi. ama ben sahte bitki , arka fon ve kum kullanacağım diskleri öldürmemek içinde elimden geleni yapacağım. herneyse konuya ilave yapmak istiyorum. arkadaşlar akvaryumda ekosistem oluşturmak bence önemlidir. bunun artıları olduğu gibi eksileride vardır. bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse ekosistem oluşmuş bir akvaryum daha az maliyetli olur. balıklar daha dayanıklı ve sağlıklı olurlar. gelişmeleri daha kolay ve renkleri daha canlı olur. stres faktörü en aza indirgenir. dezazvantajları ise. daha az sayıda balık yetiştirilir. üreme potansiyeli dolaylı olarak daha düşük olur. (daha az balık daha az eş demek buda daha az yavru demek) eğer bana kızarsanız neden doğalda daha az balık beslenir olmaz boyle diyebilirsiniz. umarım bilgilerim beni yanıltmıyordur sularda ötrifikasyon denen bir olay var bunu araştırmanızı tavsiye ederim. ya aslında yazılacak çok fazla şey var ancak parça parça yazabiliyorum. şimdi sektörümden örnekler vereyim. alabalıklar yapay koşullara adapte olabiliyor ancak en güzel adapte olanı onchorhynchus mykiss (gökküşağı alabalığıdır) şimdi bu balığı yapay olarak beton havuzlarda maksimum stokta tam kontrollü olarak yetiştirebiliyoruz. ancak herşey yapay bu dipçekimi yapan sürekli su deyişimi yapan arkadaşların (örneği olsun) maliyeti çok fazladır ve çok zahmetlidir. beton havuz yapımı havuzların sürekli tamizlenmesi, sık yemleme, sağım yapma. sıfır ekosistem diyebilirim neden derseniz her havuz boşaldığında temizlik yapılır. buda şu şekilde olur havuz suları boşaltılır içleri fırçalanır. dahasonra kireçlenir ve 1 gün kurumaya bırakılır. ertesi gün kullanıma geçer buda ekosistem falan oluşamaz. sürekli taze su girişi ve dip çekimi yapılır diyebiliriz:) 2. örneğimde dip çekimini yapmayan gruba olsun bunun örneğinide sazanlardan verebilirim mesela cyprinus carpio olsun bunlarda da göletler oluştuşulur. tabana bitkiler ekilir ve balıkların doğal olarak üreme, büyüme, yarı doğal beslenmesi gerçekleştirilir. ancak bu sistemde bile %1 lik bir su giriş çıkışı olmalıdır. buda suyun bozulmasını önlemek içindir. her ekosistemin bir maksimum sınırı vardır. sudaki nitrifikasyon bakterilerinin tolere edebileceği bir miktar. suyun kendini yenileyebileceği maksimum bir kirlilik vardır. zaten doğaya insanların müdahale etmesi hiçbirzaman iyi sonuçlar vermemiştir ve bir ekosistemin oluşabilmesi için doğada seneler geçmesi gerekmektedir. bunu biz akvaryumda hızlandırabiliriz o ayrı. valla yazdıklarım biraz birbirinden kopuk oluyor gibi ama kusura bakmayın uykum geldi ve anlatmak istediğim çok fazla şey var. anlatamadığım yada yanlış anladığınız şeyler olursa tartışalım. benim yanlış bildiğim şeylerde olabilir. çünki bizede birşeyler birileri tarafından öğretildi kimse 4, 4lük değildir. bize öğreten insanlarda zaman zaman yanlış bilgiler aksettiği oldu. herneyse işin özü her yiğidin ayran içişi farklıdır derler. olmaz diye bişey yoktur. istenirse akvaryumda bir ekosistem oluşumu sağlanır ve bu şekilde kendinizi fazla yormadan karşısına geçilip keyif yapılır. istenirse maksimum popülasyon la çok emek sarfedilip yapay ortemda labaratuvar koşulları altında tam kontrollü, dip çekimli su eklemli üretim yapılabilinir. benim şahsi görüşüm bu sistemlerden şu kesinlikle kötüdür yok bu kötüdür demek yanlış olur. iki sisteminde kendine göre artısı ve eksisi vardır. olmaz diye bişeyde yoktur. yalnız ekosistem oluşturmak sanıldığı kadar kolay değildir o ayrı mesele. örnek isterseniz suyunuzdaki yemlemeden tutunda balık sayısına kadar çok dikkat etmelisiniz. günlük yemleme balık ağırlığının yavrularda %5 i iken yaşlılarda %1 idir bu yemin dışında verilen yemler. sindirilemeden ortama atılırlar. ortama atılan bu yemler protein kökenlidir ve proteinin yapısı amino asitlerden oluşur. Her amino asitin, bir karboksil ve bir de amino grubu vardır. bunlar nitrifikasyonla azot gazına kadar dönüştürülürler. tatlı sularda da azot alglerin besin kaynağını oluşturur. (denizlerde fosfor) fazla azot alg patlamalarına sebebiyet verir. alg patlamaları suda istenmeyen ortamdır. suyun o2 sinin ani düşşüşlerine sebebiyet verir. ani düşen o2 sebebiyle balıklarda ölümler görülebilineceği gibi alglerde de toplu ölümler olur. ve buda suyun ani bozulmasına sebep verir. demek istediğim ekosistemli akvaryum iyidir ancak deneyim tecrübe,ve bilinçli olmayı gerektirir. ha ben bunları söylüyorum ama diyeceksiniz nekadar akvaryum besledin. sadece 1 sene:) ondada zebra cichlid besledim. balıkları klozete atsan hiçbişey olmaz:) tabi böyle bişey lafın gelişi yapmam yaptırmamda. neyse bu yazdıklarımı sonuna kadar kimse okumaz herhalde:) herneyse bu forumu sevdim bilgi paylaşımı yapabileceğim arkadaşlarım olur inşallah hoşcakalın..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 31 Aralık 2009 01:42
[QUOTE=domper]Arkadaşlarım hepinize merhaba. Bu konu çok güzel olmuş çok hoşuma gitti. Hatta size şöyle söyleyeyim gece 2 de başladım okumaya saat sabahın 5i oldu hala okuyamadığım sayfalar var:(
Emre bey sonuna kadar okudum:) teşekkür ederim bilgiler için.
Onurbeye ve değerli bilgi, deneyim ve tecrübelerini paylaşan tüm arkadaş, abi , kardeş hepinize teşekkürler. çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu arada ben su ürünleri mühendisiyim 5 yıl oldu mezun olalı unutmaya başladığım konuları geri hatırlamama sebebiyet verdi bu forum konusu. bende bu aralar bir akvaryum kurma hevesi başladı. uzun süredir bu hobime vaktim ve nakidim olmuyordu. ve discus beslemek istiyordum hep. bu konunun mühendisi olduğum halde bilinç altına oyle bir yerleşmişki zor balık oluşu hep beni korkutmuştur. ancak bu korkumla yüzleşme vaktimin geldiğini düşünüyorum. tabi birkaç sıkıntımda yok değil. bu arada tüm balık satıcıları bilgili yada bilgisiz bir yorum ve taktik soyluyorlar bazıları bilinçli oluyor bazıları işkembeden atıyor. herneyse benim sıkıntımda şu ; internette fon yapımını gördüm çok hoşuma gitti daha önce strafordan kendimin arka fon yapabileceğim aklımdan bile geçmezdi ancak forumları okuya okuya bir fon yaptım. bana göre çokta güzel oldu ancak deneyler yapmam gerekti üzerinde. ilk önce boya ve fuga salınım yapıcakmı onu gözlemleme yapmak için malzeme kuruduktan sonra yıkadım. gözle görlür bir salınım yoktu. tekrar kuruttum akvaryuma yapıştırdım ve bugun içini su ile tamamen doldurdum. akşam baktığımda yine içerisinde bir salınım gözle göremedim. ancak ph ı ölçmek istedim normal musluk suyumuz 7.5 civarında iken benim akvaryumda ph uçmuş maşallah 8.5-9 civarı buda beni direk fuganın azda olsa salınım yaptığını düşünmeme sebep oldu sanırım hammaddelerinde kireç var. buda phı yukselttiği gibi test yapamasamda geçici sertliğede sebep olduğunu düşünüyorum. ve bunu bir şekilde en az 7.5 ph seviyelerine düşürmek istiyorum. ve oluşan geçici sertliğide düşürmem gerekli nede olsa discus nazik balık deniliyor:) alır almaz diskleri öldürmek istemem. neyse bunları niye yazdığımı söyleyeyim. bugun akvaryumcuya gittim elimdeki kumdan bahsettim onlar olmaz kesinlikle at dedi bişey demedim ama moralim bozuldu açıkcası. herneyse biraz araştırma yaptım yine kum kullananda var kullanmayanda var. buda bir tercih meselesi. ama ben sahte bitki , arka fon ve kum kullanacağım diskleri öldürmemek içinde elimden geleni yapacağım. herneyse konuya ilave yapmak istiyorum. arkadaşlar akvaryumda ekosistem oluşturmak bence önemlidir. bunun artıları olduğu gibi eksileride vardır. bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse ekosistem oluşmuş bir akvaryum daha az maliyetli olur. balıklar daha dayanıklı ve sağlıklı olurlar. gelişmeleri daha kolay ve renkleri daha canlı olur. stres faktörü en aza indirgenir. dezazvantajları ise. daha az sayıda balık yetiştirilir. üreme potansiyeli dolaylı olarak daha düşük olur. (daha az balık daha az eş demek buda daha az yavru demek) eğer bana kızarsanız neden doğalda daha az balık beslenir olmaz boyle diyebilirsiniz. umarım bilgilerim beni yanıltmıyordur sularda ötrifikasyon denen bir olay var bunu araştırmanızı tavsiye ederim. ya aslında yazılacak çok fazla şey var ancak parça parça yazabiliyorum. şimdi sektörümden örnekler vereyim. alabalıklar yapay koşullara adapte olabiliyor ancak en güzel adapte olanı onchorhynchus mykiss (gökküşağı alabalığıdır) şimdi bu balığı yapay olarak beton havuzlarda maksimum stokta tam kontrollü olarak yetiştirebiliyoruz. ancak herşey yapay bu dipçekimi yapan sürekli su deyişimi yapan arkadaşların (örneği olsun) maliyeti çok fazladır ve çok zahmetlidir. beton havuz yapımı havuzların sürekli tamizlenmesi, sık yemleme, sağım yapma. sıfır ekosistem diyebilirim neden derseniz her havuz boşaldığında temizlik yapılır. buda şu şekilde olur havuz suları boşaltılır içleri fırçalanır. dahasonra kireçlenir ve 1 gün kurumaya bırakılır. ertesi gün kullanıma geçer buda ekosistem falan oluşamaz. sürekli taze su girişi ve dip çekimi yapılır diyebiliriz:) 2. örneğimde dip çekimini yapmayan gruba olsun bunun örneğinide sazanlardan verebilirim mesela cyprinus carpio olsun bunlarda da göletler oluştuşulur. tabana bitkiler ekilir ve balıkların doğal olarak üreme, büyüme, yarı doğal beslenmesi gerçekleştirilir. ancak bu sistemde bile %1 lik bir su giriş çıkışı olmalıdır. buda suyun bozulmasını önlemek içindir. her ekosistemin bir maksimum sınırı vardır. sudaki nitrifikasyon bakterilerinin tolere edebileceği bir miktar. suyun kendini yenileyebileceği maksimum bir kirlilik vardır. zaten doğaya insanların müdahale etmesi hiçbirzaman iyi sonuçlar vermemiştir ve bir ekosistemin oluşabilmesi için doğada seneler geçmesi gerekmektedir. bunu biz akvaryumda hızlandırabiliriz o ayrı. valla yazdıklarım biraz birbirinden kopuk oluyor gibi ama kusura bakmayın uykum geldi ve anlatmak istediğim çok fazla şey var. anlatamadığım yada yanlış anladığınız şeyler olursa tartışalım. benim yanlış bildiğim şeylerde olabilir. çünki bizede birşeyler birileri tarafından öğretildi kimse 4, 4lük değildir. bize öğreten insanlarda zaman zaman yanlış bilgiler aksettiği oldu. herneyse işin özü her yiğidin ayran içişi farklıdır derler. olmaz diye bişey yoktur. istenirse akvaryumda bir ekosistem oluşumu sağlanır ve bu şekilde kendinizi fazla yormadan karşısına geçilip keyif yapılır. istenirse maksimum popülasyon la çok emek sarfedilip yapay ortemda labaratuvar koşulları altında tam kontrollü, dip çekimli su eklemli üretim yapılabilinir. benim şahsi görüşüm bu sistemlerden şu kesinlikle kötüdür yok bu kötüdür demek yanlış olur. iki sisteminde kendine göre artısı ve eksisi vardır. olmaz diye bişeyde yoktur. yalnız ekosistem oluşturmak sanıldığı kadar kolay değildir o ayrı mesele. örnek isterseniz suyunuzdaki yemlemeden tutunda balık sayısına kadar çok dikkat etmelisiniz. günlük yemleme balık ağırlığının yavrularda %5 i iken yaşlılarda %1 idir bu yemin dışında verilen yemler. sindirilemeden ortama atılırlar. ortama atılan bu yemler protein kökenlidir ve proteinin yapısı amino asitlerden oluşur. Her amino asitin, bir karboksil ve bir de amino grubu vardır. bunlar nitrifikasyonla azot gazına kadar dönüştürülürler. tatlı sularda da azot alglerin besin kaynağını oluşturur. (denizlerde fosfor) fazla azot alg patlamalarına sebebiyet verir. alg patlamaları suda istenmeyen ortamdır. suyun o2 sinin ani düşşüşlerine sebebiyet verir. ani düşen o2 sebebiyle balıklarda ölümler görülebilineceği gibi alglerde de toplu ölümler olur. ve buda suyun ani bozulmasına sebep verir. demek istediğim ekosistemli akvaryum iyidir ancak deneyim tecrübe,ve bilinçli olmayı gerektirir. ha ben bunları söylüyorum ama diyeceksiniz nekadar akvaryum besledin. sadece 1 sene:) ondada zebra cichlid besledim. balıkları klozete atsan hiçbişey olmaz:) tabi böyle bişey lafın gelişi yapmam yaptırmamda. neyse bu yazdıklarımı sonuna kadar kimse okumaz herhalde:) herneyse bu forumu sevdim bilgi paylaşımı yapabileceğim arkadaşlarım olur inşallah hoşcakalın..
[/QUOTE]Emre bey sonuna kadar okudum:) teşekkür ederim bilgiler için.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 19:27
Son 1 yıldan biraz fazladır akvaryumu cama cam olarak kullanıyorum,120*50*50 ebatlarında,beslediğim balıkların hepsi FH o yüzden hepsini aralarına cam koymak süretiyle ayırmak zorundayım,onun için temizliği kolay olsun diye kumu vs. kaldırdım,ilk başlarda hiç hoşuma gitmemişti gerçi hala hoşuma gitmiyor ama böyle bir durumda en iyisinin cama cam olarak kullanmak olduğuna kara verdim,cama cam ile kumlu arasında benim tespitim şu oldu,balıklar ya diğerlerine sataşıyor cam arkasından yada öylece durup bizi seyrediyor özellikle ışık açıkken birbirleriyle uğraşıyorlar buda ayrı bir durum,akvaryumun tabanında kum ve bir takım dekor malzemeleri olsa şahsi kanaatim balıkların daha aktif olacakları yönünde,daha sağlıklı veya sağlıksız olma durumu ise yaptığınız bakım ve temizlikle alakalı bence,akvaryumun içerisindeki meteryaller sadece balıkların ve akvaryumun daha güzel görünmelerine ve balıkların uğraşacağı(kum taşımak ,kumu eşelemek,varsa mağara vb.dehlizler orlardan dolaşmak)şeylerin olmasına sebeb olacaktır,sağlığa direkt bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 19:37
Mustafa Bey,kum olan sistemlerde bakteri çeşidi ve kolonileri daha yoğun olarak bulunduğu için sudaki patojenler ve mantarların sayısı azalıyor.Aynı zamanda da olası nitrit patlamalarının önüne geçersiniz kumunuz olduğunda.
Mustafa Bey,kum olan sistemlerde bakteri çeşidi ve kolonileri daha yoğun olarak bulunduğu için sudaki patojenler ve mantarların sayısı azalıyor.Aynı zamanda da olası nitrit patlamalarının önüne geçersiniz kumunuz olduğunda.
Mustafa Bey,kum olan sistemlerde bakteri çeşidi ve kolonileri daha yoğun olarak bulunduğu için sudaki patojenler ve mantarların sayısı azalıyor.Aynı zamanda da olası nitrit patlamalarının önüne geçersiniz kumunuz olduğunda.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 20:38
En iyi filtre kumdur arkadaşlar...Filtrelere sadece fazla yemleri yada balık dışkılarını çekmesi, göz önünden kaldırması olarak bakmayalım lütfen bunlar acemi işi.Bu konular okadar çok tartışıldı ve okadar güzel ve faydalı bilgiler öğrenildiki artık bu işe daha profesyonel açıdan bakalım.İşin biyolojik kısmıyla bakmaya çalışsın herkes , yoksa bu konuda hiç ilerleme kaydedemeyiz.Mekanik temizlikten çok biyolojik temizliğe önem vermeli ve bu sistemlerin nasıl çalıştığını öğrenmeliyiz.Sadece mekanik temizlik ancak gözlerimizi kandırır.Oysa içerde neler oluyor bundan habersiz yaşarız ve birgün toplu ölümler ortaya çıktığında neyin ne olduğunun farkına varmadan balıklarımızı kaybederiz.Okadar tartışılmasına ve okadar ispatların ortaya konulmasına rağmen hala dip çekimini ve cama cam tank olayını savunanlar var.Bilimsel olarak kanıtlanmış bazı şeylerin aksini idda edenler var.Cama cam tanka kum ekliyor farklı sebeplerden dolayı balığı ölüyor yada ekleme aşamasında farkında olmadan yaptığı bir hatadan dolayı balıkları hastalanıyor buna akvaryumda ki kumu sebep gösteriyor.Bu tür olaylarla çok karşılaşıyoruz.Bakın ben dış filtre kullanmıyorum iç filtre de kullanmıyorum sadece bir pipo filtrem var ve balık yükümde geçtiğimiz güne kadar çok çok fazlaydı ama ne akvaryumun dibinde balık pislikleri var nede suyum bulanık.Peki nasıl oluyor bu, suyum cam gibi parlak nerde bu filtre.Sorunun cevabı tabiki tabandaki 10cm kalınlığındaki kumda.Ufacık bir filtrede bile okadar bakteriler kolonileşebiliyorsa bütün akvaryumun tabanındaki kalın bir kum tabakasında nekadar bakteri kültürünün olacağını bir tahmin edin.Tabiki herşey kumda bitmiyor, doğru yem kullanılması , doğru oranda yem kullanılması , doğru zamanda doğru ölçülerde su değişimleri yapılması vs vs daha birçok etken var bu konuyu etkileyen...
Uzun lafın kısası akıllı bir akvarist olursak ve bu güzel forumdan değerli bilgileri alıp kullanmaya devam edersek eskiden kullandığımız birçok şeyin olmazsa olmaz dediğimiz birçok ekipman olmadan da bu işi götürebileceğimizi anlarız...Benim fikirlerim bunlar söylenmesi gerken çok şeyler var ama şimdilik aklıma bunlar geldi yalnış olan düşüncelerim varsa arkadaşlar düzeltsinler saygılarımla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 21:06
Sanırım yanlış anlaşıldım yada ben olayı yanlış aksettirdim,cama camı çok savunan bir yazı yazmış gibi görünüyor olabilirim,ilk satırlarımda kumsuz akvaryumu beğenmediğimi ve mecburiyetten dolayı cama cam olarak kullandığımı yazdım,asıl belirtmek istediğim balıkların sağlığının kum olsun olmasın balıklara iyi bakabiliyorsak(kaliteli ve düzenli besleme)ve düzenli su değişimlerini layığıyla yapabiliyorsak çokta değişmeyeceğidir.Tabikide kullanılacak kumun suya etkisi olumlu olacaktır.Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 21:19
Yok Mustafa bey yazdıklarımda size herhangi bir kasıt yok farklı başlıklar altında da bu konu sürekli geçiyor oralarda karşıma çıkıyor oyüzden yazdım...Ayrıca herkesin fikirlerine sonuna kadar saygım vardır...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2010 01:35
[QUOTE=unotim123]Mustafa Bey,kum olan sistemlerde bakteri çeşidi ve kolonileri daha yoğun olarak bulunduğu için sudaki patojenler ve mantarların sayısı azalıyor.Aynı zamanda da olası nitrit patlamalarının önüne geçersiniz kumunuz olduğunda.
Mustafa Bey,kum olan sistemlerde bakteri çeşidi ve kolonileri daha yoğun olarak bulunduğu için sudaki patojenler ve mantarların sayısı azalıyor.Aynı zamanda da olası nitrit patlamalarının önüne geçersiniz kumunuz olduğunda.[/QUOTE]
Mustafa Bey,kum olan sistemlerde bakteri çeşidi ve kolonileri daha yoğun olarak bulunduğu için sudaki patojenler ve mantarların sayısı azalıyor.Aynı zamanda da olası nitrit patlamalarının önüne geçersiniz kumunuz olduğunda.[/QUOTE]
Şu an kullanmıyorum,sudada ne patojen ne mantar nede nitrit patlaması olmadı,alg sorunuda yaşamıyorum,uv. kullanmıyorum veya herhangi bir katkıda kullanmıyorum,artı olarak balıklarımın renkleri olsun sağlığı olsun büyümeleri olsun gayet iyi durumda maşaallahları var,ama yinede illede cama cam veya kumlu olsun diye inad etmiyorum hatta kumlu olmasını bende öneririm fakat bahsettiklerinizin hiçbiri başıma gelmedi,eğer akvaryumunuzdaki canlı yükünü ve akvaryumunuzdaki dekor vs.iyi ayarlamazsanız,balıklarınıza gereğinden fazla yem verirseniz vede verdiğiniz yemlerde kaliteli markaların yemleri değilse,güçlü filtrasyon sağlamaz ve filtrenizin bakımlarını gereken zamandan geç yaparsanız vs.vs. akvaryumdaki kumun oranı ne olursa olsun bahsettiklerinizi tetiklediğini biliyormusunuz.Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir