En son paludaryum projesinden sonra Elazığ'a GAKKOŞların diyarına tayinim çıktı ve 3 sene boyunca özenle büyüttüğüm 5 erkek 22 dişi demasoni kolonimi Ankara'da bir arkasaşa göndererek akvaryumu boşalttım. Bu göç bende ister istemez hem hobiye ara vereceğim için hem de çok alıştığım Kocaeli'den ayrılacağım için bir üzüntü yarattı. Elden gelen birşey yok diyerek ailecek evi topladık ve geldik Elazığ'a. Görev yerime geldiğimde birliği etraflıca gezdim ve çok hoşuma gitti. Ağaçların içinde, piknik alanları, tavuk ve güvercin kümesleri, köpek klübeleri, yüzme havuzu ve irili ufaklı bir çok süs havuzu ve şelaleden oluşan bir arazisi vardı kışlanın. Sizleri fazla sıkmadan bu güzelliklerin resimlerini eklemekde fayda var...
İlk etapta yaklaşık 1 tonluk küçük şelaleli bir havuzu Kocaeli'de hobiye dair son kalan 40 adet koi balığım için gözüme kestirdim. Normalde yaklaşık 30 cm olan yüksekliğini bu işten anlayan askerlerle birlikte parça mermerleri kullanarak yükselttik hacmi yaklaşık 2 tona çıktı. Şaleli havuzumuzun son hali budur.. Resimde sonradan yükseltilen bölüm açıkça belli oluyor.
Sonra da Kocaeli'deki yine iş yerinde bakılmakta olan koilerin bir kısmını iş arkadaşlarıma rica ederek yollattırdım ve yaklaşık 8-9 ay boyunca onları besleyeyip büyüttüm. Misafir gelen koiler ilk etapta kimsenin ilgisini çekmedi ama kış bitip de doğa tekrar canlanınca buzun altında bile hayatta kalan bu balıklar daha da büyümüş ve renklenmiş olarak kendimi gösterdi. Balıklar ilk geliğinde arkadaşlar "bu balıklar burada yaşamaz, yazık olur bunlara, biz evde hergün başını beklerken ölüyor elazığ soğuğunda bunlar heder olur" derken sonradan bu koi mucizesini merak etmeye başladılar. Artık onlara gerçek projemi açıklamanın zamanı gelmişti. Hali hazırda koilerin içinde bulunduğu havuzdan sonra 3 adet, birbirine küçük kanallar ile bağlı, yaklaşık 1 metre çapında - 20 cm yüksekliğindeki süs havuzlarını baştan yaratacaktık. Havuzların ilk hali...
İllk resimde gördüğünüz şu an koilerin içinde olduğu havuzdan sonraki ilk süs havuzu. Resmin altındaki küçük kanal; şu an faaliyette olan havuzdan gelen kanal ve solundaki kanal ise bundan sonraki3 havuza bağlanan kanal. Her havuz aynı şekilde kanallar ile birbirine bağlı. Diğer havuzlarda aynı şekilde ve aynı ebatta. Bu tadilatı en az hasar ve çaba harcayarak nasıl yaparız diye düşündük ve havuzları derinleştirdikten sonra içine büyük büzlerden oturtursak işimizin yarısı biter düşüncesiyle soluğu betoncuda aldık. Orada gerçekten işimize yarayacak büzleri bulduk ve firma sahibi ile kırık olanları alabileceğimiz konusunda anlaştık. Fakat tekrar düşündüğümüzde bu büzlerin her birinin en az 350-400 kg olduğu için araç girmesi mümkün olmayan havuzların yanına kadar taşınması ve araç kullanmadan el yordamı ile aşağıya indirilmesi esnasında sakatlık çıkacağı ve kırık parçaların çukur içinde tekrar birleştirmesi zor olacağı için bu fikirden üzülerek vazgeçtik. Örnek kanalizasyon kulelerinin resimleri....
Aslında araç girişi olan bir bölge olsa çok kolay bir proje idi fakat bize uymadı
2nci fikir olarak muşamba kaplayalım dedik ama havuzlar yuvarlak olduğu için biz bir havuzda yaptığımız denemede başarısız olduk. En azından bir tanesini kazalım eğer beceremez isek eski haline getiririz düşüncesinin ne kadar yerinde olduğu kanaatine varmaya başlamıştık. Hevesimiz azalır gibi oldu... İlk havuz kazılmış olarak 2-3 gün boyunca kaldı ve hergün biz ona baktık o bize baktı. Kazmaya ise ortadaki 2nci küçük havuzdan başlamıştık. Çünkü koi havuzu günde yarım saat genel sulama sisteminden gelen su ile temizlendiği için taşan su ilk küçük havuza doluyordu ve tadilat esnasında bir de sistemden gelen su ile uğraşmayamalım diye düşünmüştük.
Umutsuzluk içinde acaba vaz mı geçsek derken yeni gelen tertiplerden 2 mehmetçik biz bunu tuğla ile öreriz deyince altın bulmuş gibi olduk. Aslında bu düşünülmüş bir fikirdi ama becerememekten korkuyorduk. Sızdırmayacak şekilde ustaca örülmesi ve sıvanması adı üstünde ustalık isteyen bir işti. Artık sıra usta Kadir ile Pala' daydı. Eski tertiplerden bu işlerden anlayan askerlerinde yardımıyla örme işi başladı. Ben bu kadar nizami ve sağlam iş çıkaracaklarını hiç düşünmemiştim. Örme işlemini yapmadan önce havuzları biraz daha genişlettik ve kenarlardan yaklaşık 10 cm boşluk bırakarak aralarına harç atarak üst üste dizdiler tuğlaları. Dizerken yuvarlaklığı korumak için dairenin tam merkezine bir çivi çaktık. Çiziye ip bağlayarak tam 90 cm e bir düğüm attık ve o düğümü nirengi alarak tuğlaları merkezden eşit mesafeye döşedik. Örme işi bitince kenarlardaki boşlukları tekrar toprak ile sıkıştırarak doldurduk.
Bu işi kotardıktan sonra artık özgüvenimiz yerine gelmişti ve 2nci havuzu kazmaya başladık. Usta mehmetler güzel iş çıkarmışlardı. Tuğla ile örme işlemi bitince serpme çimento atıldı ve en son da ince sıvası yapılarak ilk 2 havuzun kabası ortaya çıktı. Havuzların kabası yapıldıktan sonra geriye güzelleştirilmesi kalıyordu sadece. İlk düşünce olarak etrafını kışla içerisinde önceden peyzajda kullanılan taşlardan istifade ederek doğal bir görüntü vermeye çalıştık.
Resimlerde göründüğü gibi; bu kadar simetrik yapılmış bir daire havuzun etrafına bu taşlar hiç olmadı. Birkaç farklı taş cinsi ve dekoruyla daha denemeler yaptık ama yine beğenemedik. Zaten son resimde de göründüğü gibi mehmtler ile internetteki süs havuzu ve bahçe havuzu uygulamalarından fikir alalım dedik. Etrafı mermer kaplı havuzlardan bir kaç türü hoşumuza gitti ama mermerleri bulmak da sorundu. İçine fayans dışına, mermer.... bunlar maliyetli ve tedariği zor olan malzemeler. Ayrıca etrafına döşenecek mermer için zeminin hazırlanması da ekstra zaman ve maliyet demekti. Usta Mehmetler ile sürekli nasıl yapsak nasıl yapsak diye istişare ederken internette şu resim dikkatimizi çekti....
Tamamdır dışını bu şekilde yaparız dedik. Kışla içerisinde eski tadilatlardan kalma fazlaca kırık defolu mermer vardı. bu kadar büyük parçalar olmasa da, eldeki malzemeye en uygun şekilde döşeyebilirdik ve zemin toprak olacağı için zemin hazırlığına fazladan zaman ve para harcamayacaktık. Geriye sadece havuzların içi kalıyordu. Onun içinde havuzların dışındaki peyzaja uygun bir döşeme yapmak lazımdı. bu zaman dilimi içinde her gördüğümüz asker ve rütbeliye fikrini sorduk ve bizce en uygun olan iç döşmeyi bulduk. PALEDYEN kaplama....
Tabiki biz yine bu malzemeyi bu şekliyle hazır almadık. Piyasadaki mermer fabrikalarının kırık ve defolu 10mm kalınlığındaki travertenlerini topladık ve paledyen traverten kaplama ya başladık... Tama yakın olan büyük parça travertenleri bile kırarak uyguladık ve ortaya bu görüntüler çıkmaya başladı.
Havuzların dış peyzajını ve iç kaplamalarını şekillendirdikten sonra üstlerini de parça mermerleri spirali ile düzelterek kapattık. Elde kalan son parça travertenler ile havuzları birbirine bağlayan kanalları da paledyen kaplama yaptık.
siykan2014-05-01 17:58:21