Karadeniz'den su alsak olurmu
Gönderim Zamanı: 26 Nisan 2011 00:28
Doğu Almanya'nın ve kimi sovyet ülkelerinin nükleer atıklarını attıkları, ağır metal dolu olan, çeşit çeşit kimyasalları barındıran karadenizden balık yerken bile iki kere düşünüyorum. Siz o su ile tang, percula, angel beslemeyi düşünüyorsanız bir daha düşünün derim.
Her şey bir yana temiz olsaydı bile suyu çekmek, taşımak, sonra bir de tuzluluğu arttırmak için üzerine tuz eklemek derken daha pahalıya gelmesin?
onuruygun 2011-04-26 00:29:09
Her şey bir yana temiz olsaydı bile suyu çekmek, taşımak, sonra bir de tuzluluğu arttırmak için üzerine tuz eklemek derken daha pahalıya gelmesin?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 22:36
Suuy boş bir akvaryuma koyacaksanız sorun yok suyu alın 2-3 gün sağlam bir ps dan geçirin daha sonra gönül rahatlığı ile tuzu istediğiniz seviyeye çekip canlı ekliyebilirsiniz..
Merek edenlere bu şekilde Marmara denizi suyu ilekurulu tanklar var ve hayal edemiyeceğiniz canlılar içinde çok mutlular dileyene özelden link verebilirim reklam yapmak istemiyorum..
Merek edenlere bu şekilde Marmara denizi suyu ilekurulu tanklar var ve hayal edemiyeceğiniz canlılar içinde çok mutlular dileyene özelden link verebilirim reklam yapmak istemiyorum..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 22:55
[QUOTE=onuruygun]
Doğu Almanya'nın ve kimi sovyet ülkelerinin nükleer atıklarını attıkları, ağır metal dolu olan, çeşit çeşit kimyasalları barındıran karadenizden balık yerken bile iki kere düşünüyorum. Siz o su ile tang, percula, angel beslemeyi düşünüyorsanız bir daha düşünün derim.
Her şey bir yana temiz olsaydı bile suyu çekmek, taşımak, sonra bir de tuzluluğu arttırmak için üzerine tuz eklemek derken daha pahalıya gelmesin?
[/QUOTE]
makist 2011-04-27 22:59:29
Her şey bir yana temiz olsaydı bile suyu çekmek, taşımak, sonra bir de tuzluluğu arttırmak için üzerine tuz eklemek derken daha pahalıya gelmesin?
[/QUOTE]
Daha önceki isyerim atiksu aritma tesisleri üzerineydi ve ordaki cevre mühendisi bir arkadasim üniversitede okurken Karadeniz'e arastirma yapmak icin gemiyle acildiklarini ve denizin 150 metre altinda hayat olmadigini gördüklerini söylemisti.
Agir metaller ve akarsularin dibe itme durumu sebebiyle aslinda cok temiz sandigimiz karadenizin oldukca tehlikeli oldugunu söylemisti.
Bir karadenizli olarak oldukca üzülmüstüm.
Suanda da bildigim kadariyle Almanya'dan ziyade sanayilesmeye calisan Gürcistan ve pervasiz Rusya sebebiyle Karadenizdeki canli yapi günden güne yok oluyor.
Karadenize kiyisi olan ülkeler bir araya gelip enine boyuna cözüm icin calismadiklari sürece de düzelecek bir durum gibi görünmüyor. :(
Saygilar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 23:12
Mehmet Bey; 150 metrenin altında hayat olmamasının temel sebebi bildiğim kadarıyla insan kaynaklı kirlilik değil doğal süreçler içerisinde aşırı H2S üretimi olmasıdır.
Ağır metal açısından korkunç bir noktaya gelinmiştir. Pek çok uzman bundan sonra karadeniz hiç kirletilmese dahi kısa zaman içinde denizdeki canlı türü de canlı popülasyonu da hızla düşüşe geçecek diyor.
Gürcistanın sanayi yoğunluğu çok az, ben pek sorun çıkartacağını sanmıyorum ama okuduğum kadarıyla Rusya gibi bir dev halen deliler gibi sanayi atığı boşaltmaya devam ediyor.
Kimi ülkelerin/şirketlerin gemilerle atıklarını getirip varil varil denize attığı da duyumlar arasında.
İnşallah Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler toplanıp bir şeyler yapar. Gerçi artık geç oldu denebilir ama elde kalan ne varsa bari onu koruyabilsek bu bile bir şeydir.
Ağır metal açısından korkunç bir noktaya gelinmiştir. Pek çok uzman bundan sonra karadeniz hiç kirletilmese dahi kısa zaman içinde denizdeki canlı türü de canlı popülasyonu da hızla düşüşe geçecek diyor.
Gürcistanın sanayi yoğunluğu çok az, ben pek sorun çıkartacağını sanmıyorum ama okuduğum kadarıyla Rusya gibi bir dev halen deliler gibi sanayi atığı boşaltmaya devam ediyor.
Kimi ülkelerin/şirketlerin gemilerle atıklarını getirip varil varil denize attığı da duyumlar arasında.
İnşallah Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler toplanıp bir şeyler yapar. Gerçi artık geç oldu denebilir ama elde kalan ne varsa bari onu koruyabilsek bu bile bir şeydir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 23:41
[QUOTE=onuruygun]Mehmet Bey; 150 metrenin altında hayat olmamasının temel sebebi bildiğim kadarıyla insan kaynaklı kirlilik değil doğal süreçler içerisinde aşırı H2S üretimi olmasıdır.
Ağır metal açısından korkunç bir noktaya gelinmiştir. Pek çok uzman bundan sonra karadeniz hiç kirletilmese dahi kısa zaman içinde denizdeki canlı türü de canlı popülasyonu da hızla düşüşe geçecek diyor.
Gürcistanın sanayi yoğunluğu çok az, ben pek sorun çıkartacağını sanmıyorum ama okuduğum kadarıyla Rusya gibi bir dev halen deliler gibi sanayi atığı boşaltmaya devam ediyor.
Kimi ülkelerin/şirketlerin gemilerle atıklarını getirip varil varil denize attığı da duyumlar arasında.
İnşallah Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler toplanıp bir şeyler yapar. Gerçi artık geç oldu denebilir ama elde kalan ne varsa bari onu koruyabilsek bu bile bir şeydir.
[/QUOTE]
makist 2011-04-27 23:42:27
Ağır metal açısından korkunç bir noktaya gelinmiştir. Pek çok uzman bundan sonra karadeniz hiç kirletilmese dahi kısa zaman içinde denizdeki canlı türü de canlı popülasyonu da hızla düşüşe geçecek diyor.
Gürcistanın sanayi yoğunluğu çok az, ben pek sorun çıkartacağını sanmıyorum ama okuduğum kadarıyla Rusya gibi bir dev halen deliler gibi sanayi atığı boşaltmaya devam ediyor.
Kimi ülkelerin/şirketlerin gemilerle atıklarını getirip varil varil denize attığı da duyumlar arasında.
İnşallah Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler toplanıp bir şeyler yapar. Gerçi artık geç oldu denebilir ama elde kalan ne varsa bari onu koruyabilsek bu bile bir şeydir.
[/QUOTE]
H2S yani hidrojen sülfür olayi dogru, ama aslinda geri cevrilemez bir durum degil, kimyasal proseslerden cok anlamam lakin iyi bir isbirliig ile cözülebilir bu tip sorunlar. Genelde hidrojen sülfür icin degil genel manada kimyasal kirlenme yada reaksiyonlarin neticesinde olusan kirliligi baska etken maddeler kullanarak daha zararsiz hale getirilebiliyorlar. Zaten atiksu aritma tesislerinde kullanilan yöntem genel manada bu sekilde isliyor.
Mekanik filtrasyon ve kontrollü kimyasal tepkimeler.
Gürcistan aslinda belki de rusya kadar büyük tehlike arz ediyor keza gelismemis ülke dediginiz ülkede cevreyi kirletme durumu yönünden degil de kirlenmeyi bertaraf edecek sistemler yönünden
yoksunluk görürsünüz.
Gürcistan'da agir metal sanayi var ve metalin islenip belli standartlara getirilmesi esnasinda aciga cikan agir atiklar direk denize gidiyor maalesef.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 23:48
Deniz tabanında sülfür tabakaları olduğundan H2S maalesef çözülemez, çözülmesine de gerek yok zaten.
Ağır metal konusu dediğiniz şekilde çözülebilir belki ama koskoca denizi kimyyasal filtreden geçirmek mümkün olur mu tartışılır. Mümkün olsa bile fabrikasına arıtma tesisi kurmaktan kaçan ülkeler bunu finanse eder mi orası apayrı bir konu.
Gürcistanda ağır metal üretimi ve atıkların atımını bilmiyordum. Ben küçük nüfus+küçük ekonomi eşittir az sanayi atık diye düşünerek böyle demiştim. Fakat mesela küçük bir ülke denize civa döktü diyelim, bu o ülkenin boyundan çok büyük bir sorundur. Vaktim olduğunda dediğinizi biraz araştırayım.
Rusya halen arıtma konusunda ümit vaadedecek gibi durmuyor. Gözümle gördüğüm bir şey değil ama karadenize arıtılmamış sanayi atıklarının atıldığını pek çok yerde okudum. Sanayi açısından büyüklüğü gözönüne alınırsa bunun da vahameti ortaya çıkar zaten.
Ağır metal konusu dediğiniz şekilde çözülebilir belki ama koskoca denizi kimyyasal filtreden geçirmek mümkün olur mu tartışılır. Mümkün olsa bile fabrikasına arıtma tesisi kurmaktan kaçan ülkeler bunu finanse eder mi orası apayrı bir konu.
Gürcistanda ağır metal üretimi ve atıkların atımını bilmiyordum. Ben küçük nüfus+küçük ekonomi eşittir az sanayi atık diye düşünerek böyle demiştim. Fakat mesela küçük bir ülke denize civa döktü diyelim, bu o ülkenin boyundan çok büyük bir sorundur. Vaktim olduğunda dediğinizi biraz araştırayım.
Rusya halen arıtma konusunda ümit vaadedecek gibi durmuyor. Gözümle gördüğüm bir şey değil ama karadenize arıtılmamış sanayi atıklarının atıldığını pek çok yerde okudum. Sanayi açısından büyüklüğü gözönüne alınırsa bunun da vahameti ortaya çıkar zaten.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 23:54
[QUOTE=onuruygun]Deniz tabanında sülfür tabakaları olduğundan H2S maalesef çözülemez, çözülmesine de gerek yok zaten.
Ağır metal konusu dediğiniz şekilde çözülebilir belki ama koskoca denizi kimyyasal filtreden geçirmek mümkün olur mu tartışılır. Mümkün olsa bile fabrikasına arıtma tesisi kurmaktan kaçan ülkeler bunu finanse eder mi orası apayrı bir konu.
Gürcistanda ağır metal üretimi ve atıkların atımını bilmiyordum. Ben küçük nüfus+küçük ekonomi eşittir az sanayi atık diye düşünerek böyle demiştim. Fakat mesela küçük bir ülke denize civa döktü diyelim, bu o ülkenin boyundan çok büyük bir sorundur. Vaktim olduğunda dediğinizi biraz araştırayım.
Rusya halen arıtma konusunda ümit vaadedecek gibi durmuyor. Gözümle gördüğüm bir şey değil ama karadenize arıtılmamış sanayi atıklarının atıldığını pek çok yerde okudum. Sanayi açısından büyüklüğü gözönüne alınırsa bunun da vahameti ortaya çıkar zaten.
[/QUOTE]
Ağır metal konusu dediğiniz şekilde çözülebilir belki ama koskoca denizi kimyyasal filtreden geçirmek mümkün olur mu tartışılır. Mümkün olsa bile fabrikasına arıtma tesisi kurmaktan kaçan ülkeler bunu finanse eder mi orası apayrı bir konu.
Gürcistanda ağır metal üretimi ve atıkların atımını bilmiyordum. Ben küçük nüfus+küçük ekonomi eşittir az sanayi atık diye düşünerek böyle demiştim. Fakat mesela küçük bir ülke denize civa döktü diyelim, bu o ülkenin boyundan çok büyük bir sorundur. Vaktim olduğunda dediğinizi biraz araştırayım.
Rusya halen arıtma konusunda ümit vaadedecek gibi durmuyor. Gözümle gördüğüm bir şey değil ama karadenize arıtılmamış sanayi atıklarının atıldığını pek çok yerde okudum. Sanayi açısından büyüklüğü gözönüne alınırsa bunun da vahameti ortaya çıkar zaten.
[/QUOTE]
Aslinda dediginiz gibi en büyük sorun Rusya, bu ülkeye zorlamayla hic kimse hicbirsey yaptiramaz ve yaptiramiyor da zaten.
Gürcistan siyasi yapi olarak da, avrupanin denetim altina almak istedigi bir ülkedir.(bu baglamda ileriki zamanlarda görecegiz, avrupanin cöpcüsü olacaklar) Nihayetinde Rusya'nin arka bahcesidir.
Bir rusa sorarsaniz gürcistan hala rusyadir(benim sormuslugum var :) )
Genel manada gelisen ülkelere bakin yada gelismeye calisan, metal ve demir celik üzerine yatirim yaptiklarini görürsünüz, keza bir zamanlar amerikanin da yaptigi gibi hatta almanya. Simdilerde hepimizin duydugu Hindistan örnegi gibi.
Aritma teknolojisi cok pahali bir teknoloji gerek kurulum gerek bakim gerekse isletim maaliyetleri yönünden oldukca pahali ekipman ve prosesler, Gürcistanin buna zaten gücünün yetecegini sanmiyorum, Rusya'da umursamamaya en azindan bir süre daha devam edecektir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Nisan 2011 00:01
[QUOTE=makist]
Gürcistan üzerindeki planlardan haberim var, hatta o sebeple bit kadar Gürcistan Rusya'yı işgale kalkışmıştı hatırlarsanız.(Osetya olayı.) Gerçi ağzının payını aldı, neredeyse fiilen de Rusya olacaktı orası.
Demir-çelik konusu sanayinin gelişmesi için hayati öneme sahip. Bu konuda gelişmeden hiç bir sanayi atağı yapılamaz. Bu konu açısından en büyük sorun atığının bol olması.
Arıtma pahalı, fakat kurulmazsa uzun vadede zararı hem ekonomik hem de başka açılardan daha büyük oluyor. Biz insanoğlu ne yazık ki kısavadeli kazancı düşünmemizden dolayı da hapı yutuyoruz.
Aslinda dediginiz gibi en büyük sorun Rusya, bu ülkeye zorlamayla hic kimse hicbirsey yaptiramaz ve yaptiramiyor da zaten.
Gürcistan siyasi yapi olarak da, avrupanin denetim altina almak istedigi bir ülkedir.(bu baglamda ileriki zamanlarda görecegiz, avrupanin cöpcüsü olacaklar) Nihayetinde Rusya'nin arka bahcesidir.
Bir rusa sorarsaniz gürcistan hala rusyadir(benim sormuslugum var :) )
Genel manada gelisen ülkelere bakin yada gelismeye calisan, metal ve demir celik üzerine yatirim yaptiklarini görürsünüz, keza bir zamanlar amerikanin da yaptigi gibi hatta almanya. Simdilerde hepimizin duydugu Hindistan örnegi gibi.
Aritma teknolojisi cok pahali bir teknoloji gerek kurulum gerek bakim gerekse isletim maaliyetleri yönünden oldukca pahali ekipman ve prosesler, Gürcistanin buna zaten gücünün yetecegini sanmiyorum, Rusya'da umursamamaya en azindan bir süre daha devam edecektir.
[/QUOTE]Gürcistan üzerindeki planlardan haberim var, hatta o sebeple bit kadar Gürcistan Rusya'yı işgale kalkışmıştı hatırlarsanız.(Osetya olayı.) Gerçi ağzının payını aldı, neredeyse fiilen de Rusya olacaktı orası.
Demir-çelik konusu sanayinin gelişmesi için hayati öneme sahip. Bu konuda gelişmeden hiç bir sanayi atağı yapılamaz. Bu konu açısından en büyük sorun atığının bol olması.
Arıtma pahalı, fakat kurulmazsa uzun vadede zararı hem ekonomik hem de başka açılardan daha büyük oluyor. Biz insanoğlu ne yazık ki kısavadeli kazancı düşünmemizden dolayı da hapı yutuyoruz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir