Filtresiz Hayalet Karides
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2018 17:43
Arkadaslar Merhaba Filtresiz full bitkili bir akvaryum kurmak istiyorum
isitici tabiki olacak
bunu yapmamdaki amacim az bakim ile dogayi taklit etmek kendi kendine yetsin bu akvaryum yeter
cok fazla bitki koymayi planliyorum haftada 1 su degisimi
full karides bakmayi dusunuyorumda kiraz karidesler filtresiz sekilde yasayabiliyorlar diger turlerde yasarmi hayalet karides ve ona benzerleri
ayrica su duzenleyicim var su ve akvaryum oturmus ve dinlenmis su olcak hacim 10-20 litre dusunuyorum InsAllah kup seklinde yaptiracagim
isitici tabiki olacak
bunu yapmamdaki amacim az bakim ile dogayi taklit etmek kendi kendine yetsin bu akvaryum yeter
cok fazla bitki koymayi planliyorum haftada 1 su degisimi
full karides bakmayi dusunuyorumda kiraz karidesler filtresiz sekilde yasayabiliyorlar diger turlerde yasarmi hayalet karides ve ona benzerleri
ayrica su duzenleyicim var su ve akvaryum oturmus ve dinlenmis su olcak hacim 10-20 litre dusunuyorum InsAllah kup seklinde yaptiracagim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Temmuz 2018 02:06
Batuhan Bey merhaba,
Akvaristliğin ustalaşma noktası zaten doğayı en iyi şekilde taklit etmektir, lâkin o noktada bile teknolojinin nimetlerinden sonuna dek faydalanmak gerekir. Sizin bahsettiğiniz doğa, sözgelimi Amazon havzasında, binlerce litrelik sudan, sürekli yenilenen akıntıdan, binlerce farklı canlıdan oluşan bir denge. Siz ise şu anda 10-20 litrelik bir akvaryumdan bahsediyorsunuz.
Kendi kültürümüzden şöyle bir örnek vereyim, 'köpeğin işemesi ile deniz kirlenmez' derler. Köpeğin işediği bir akvaryumdaki tüm canlılar telef olur ama. Yani boyut küçüldükçe, en ufak değişiklikler bile çok büyük sonuçlara sebep olmaktadır. Daha iyi bir örnek için ise, kendi yaşamımızdan örnek vereyim.
Bir odaya bir insanı kapatalım, hava, su, yiyecek gelmesin. İçeri toprak, bitki, bakteri, çürükçüller vs koyalım. Bu insan suyu tüketecek, sonra işeyecek, idrarı toprağa dökecek, o toprakta bakteriler gerekli azot döngüsünü yapacak, su buharlaşıp tekrar içilebilir hâle gelecek. Aynı şekilde insan dışkısını gübre olarak kullanıp domates yetiştirecek, domatesi yiyerek tekrar aynı döngüyü çevirecek. Aynı şekilde bitkiler insanın verdiği karbondioksiti oksijene çevirecek ki insan soluamaya devam etsin. Nasıl ki bu avam örnekte bile dışarıdan destek olmadan bu insanın uzun süre sağlıklı yaşamasını beklemek pek mantıklı değilse, desteksiz bir akvaryumdaki canlılardan da bunu beklemek doğru olmaz.
Elbette ki filtresiz bir akvaryum mümkün, elbette ki bunu başaran arkadaşlar da var, hatta bu gönderinin sonunda iki video da paylaşacağım, yine de önerilen ve tavsiye edilen bir girişim değildir, ve şahsen tavsiye etmem. Ben kendi akvaryumumda bırakın canlılarımdan birinin ölmesini, mutsuz olduklarında bile üzülüyorum, ki böyle bir girişimin uzun vadede felaketle sonuçlanacağını düşünüyorum. Hele ki 10-20 litrelik bir akvaryumda.
Yine de denemek isterseniz, bunu başaran arkadaşların mevcut olduğunu görebilirsiniz. İlk videodaki arkadaşın bitki yoğunluğunu görebiliyorsunuz. Yorumlarda da yüksek teknoloji tanklara aklısıra laf atmış yorumcular. İkinci videoda ise bu tarz bir kurulumu nasıl ayakta tutabileceğinize dair tavsiye verilmiş.
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=8SQV4qNJSqE[/VID]
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=sPeK8dUx_s0[/VID]
Eğer buna kalkışırsanız süreci takip etmek isterim, bir başlık açıp günbegün güncellerseniz güzel olabilir.
Akvaristliğin ustalaşma noktası zaten doğayı en iyi şekilde taklit etmektir, lâkin o noktada bile teknolojinin nimetlerinden sonuna dek faydalanmak gerekir. Sizin bahsettiğiniz doğa, sözgelimi Amazon havzasında, binlerce litrelik sudan, sürekli yenilenen akıntıdan, binlerce farklı canlıdan oluşan bir denge. Siz ise şu anda 10-20 litrelik bir akvaryumdan bahsediyorsunuz.
Kendi kültürümüzden şöyle bir örnek vereyim, 'köpeğin işemesi ile deniz kirlenmez' derler. Köpeğin işediği bir akvaryumdaki tüm canlılar telef olur ama. Yani boyut küçüldükçe, en ufak değişiklikler bile çok büyük sonuçlara sebep olmaktadır. Daha iyi bir örnek için ise, kendi yaşamımızdan örnek vereyim.
Bir odaya bir insanı kapatalım, hava, su, yiyecek gelmesin. İçeri toprak, bitki, bakteri, çürükçüller vs koyalım. Bu insan suyu tüketecek, sonra işeyecek, idrarı toprağa dökecek, o toprakta bakteriler gerekli azot döngüsünü yapacak, su buharlaşıp tekrar içilebilir hâle gelecek. Aynı şekilde insan dışkısını gübre olarak kullanıp domates yetiştirecek, domatesi yiyerek tekrar aynı döngüyü çevirecek. Aynı şekilde bitkiler insanın verdiği karbondioksiti oksijene çevirecek ki insan soluamaya devam etsin. Nasıl ki bu avam örnekte bile dışarıdan destek olmadan bu insanın uzun süre sağlıklı yaşamasını beklemek pek mantıklı değilse, desteksiz bir akvaryumdaki canlılardan da bunu beklemek doğru olmaz.
Elbette ki filtresiz bir akvaryum mümkün, elbette ki bunu başaran arkadaşlar da var, hatta bu gönderinin sonunda iki video da paylaşacağım, yine de önerilen ve tavsiye edilen bir girişim değildir, ve şahsen tavsiye etmem. Ben kendi akvaryumumda bırakın canlılarımdan birinin ölmesini, mutsuz olduklarında bile üzülüyorum, ki böyle bir girişimin uzun vadede felaketle sonuçlanacağını düşünüyorum. Hele ki 10-20 litrelik bir akvaryumda.
Yine de denemek isterseniz, bunu başaran arkadaşların mevcut olduğunu görebilirsiniz. İlk videodaki arkadaşın bitki yoğunluğunu görebiliyorsunuz. Yorumlarda da yüksek teknoloji tanklara aklısıra laf atmış yorumcular. İkinci videoda ise bu tarz bir kurulumu nasıl ayakta tutabileceğinize dair tavsiye verilmiş.
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=8SQV4qNJSqE[/VID]
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=sPeK8dUx_s0[/VID]
Eğer buna kalkışırsanız süreci takip etmek isterim, bir başlık açıp günbegün güncellerseniz güzel olabilir.
Beğenenler: [T]203368,sertaca[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Temmuz 2018 02:50
Tesekkurler 1-2 ay once 6 tane karides ile filtresiz bir deneme yaptim 10 litrede icine seramik halkalar ve zeolit koydum ki hem koku yapmasin hemde bakteriler halkalarda yasasin ilk 2 hafta duzenli su degisimi oldu ama ondan sonra karideslerimden biri dogurdu yavrulara zarar gelebilir diye su degistirmedim 2 hafta 2 hafta icerisinde 2 tane karidesim kayboldu bildiginiz kayboldu ama onun disinda sorun yok yeni su degisimi yaptim artik duzenliye devam 20 litrelik 1 karides daha dogurdu suan 40-45 civari karides var 40 i yavru sayilir bende 30 litrelik bir saklama kabinda devam etmeyi dusunuyorum filtre bu sefer koyucam insallah amacim artik uretmek yeni doganlarin bir cogunu arkadaslarima hediye etmeyi dusunuoyrum birazinida paladaryumuma almayi cok sagolun videolar icin tekrar tesekkurler
Teşekkür Edenler: [T]56329,Tanshaydar[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Temmuz 2018 09:00
Kiraz karides ve salyangoz çeşitlerini ısıtıcı ve filtre olmayan bir akavaryumda bakıyorum. su mercimeği ve bir iki çeşit su altı altı bitkisi var. Karidesler son derece sağlıklılar. Yavruluyorlar. Yalnız bir durum var suyun içinde tuhaf canlılar ortaya çıkıyor. (minik dibe bağlı kurtçıklar, su pireleri vb.) bunlar için komando çöpçü aldım. Sorun yok şu anlık.
Yalnız hayalet karides koyma onlardan koydum diğer akvaryuma çok yamyamlar. sürekli saçma sapan hareketler yapıp akvaryumda gereksiz bir hareketlilik oluşturuyorlar.[EDIT]s.burus,2018-07-06 09:02:01[/EDIT]
Yalnız hayalet karides koyma onlardan koydum diğer akvaryuma çok yamyamlar. sürekli saçma sapan hareketler yapıp akvaryumda gereksiz bir hareketlilik oluşturuyorlar.[EDIT]s.burus,2018-07-06 09:02:01[/EDIT]
Beğenenler: [T]204336,crazyweed[/T]
Teşekkür Edenler: [T]204336,crazyweed[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Temmuz 2018 09:05
[QUOTE=crazyweed]Komanda copcu icin hava motoru falan mi kullaniyorsunuz ? sanirim onlar filtresiz veya hava motorsuz yasiyamiyorlar[/QUOTE]
Su değişimlerine dikkat edersen, akvaryumun bitkili olmasına özen gösterirsen sıkıntı olmuyor. Onlar da gayet sağlıklılar...[EDIT]s.burus,2018-07-12 09:05:23[/EDIT]
Su değişimlerine dikkat edersen, akvaryumun bitkili olmasına özen gösterirsen sıkıntı olmuyor. Onlar da gayet sağlıklılar...[EDIT]s.burus,2018-07-12 09:05:23[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Temmuz 2018 09:36
Bitkili tanklarda yetiştirdiğim balıkların hepsi filtresiz de yaşamaya adapte oluyorlar. Yüksek oksijen seviyesi ile büyütülen canlılar oksijen seviyesi herhangi bir sebep ile düştüğünde telef olur giderler. Aynı şey karidesler için de geçerli. Bitkili bir kurulum ile kolayca filtre gereğini ortadan kaldırabilirsiniz. Canlı yükü arttığında bitkilere destek olarak ufak su değişimleri ile destek olmanızın faydası olur
[QUOTE=Tanshaydar]
Bir odaya bir insanı kapatalım, hava, su, yiyecek gelmesin. İçeri toprak, bitki, bakteri, çürükçüller vs koyalım. Bu insan suyu tüketecek, sonra işeyecek, idrarı toprağa dökecek, o toprakta bakteriler gerekli azot döngüsünü yapacak, su buharlaşıp tekrar içilebilir hâle gelecek. Aynı şekilde insan dışkısını gübre olarak kullanıp domates yetiştirecek, domatesi yiyerek tekrar aynı döngüyü çevirecek. Aynı şekilde bitkiler insanın verdiği karbondioksiti oksijene çevirecek ki insan soluamaya devam etsin. Nasıl ki bu avam örnekte bile dışarıdan destek olmadan bu insanın uzun süre sağlıklı yaşamasını beklemek pek mantıklı değilse, desteksiz bir akvaryumdaki canlılardan da bunu beklemek doğru olmaz.
[/QUOTE]
Dünyada tamamen aynı şey gerçekleşiyor. Tek farkı bahsi geçen "oda" daha büyük. Hepimiz bir başka ülkedeki insanın hatta bizden önce gelmiş dinazorların içip sonra işediği suyu tüketiyoruz. Su asla yok olmaz, sadece şekil değiştirir ve devamlı bir döngü halindedir. Neden bu olayı düzgün bir denge ile akvaryum ortamına geçirmeyelim? Balıklarımızın mutluluğu elbet odak noktası, bana kalırsa balık 2 tane filtrenin olduğu cama-cam tanklardan ziyade bitkili, kendi kendine yeten gerçekten bir "yuva" ya benzeyen bir tankı tercih edecektir.
[QUOTE=Tanshaydar]
Bir odaya bir insanı kapatalım, hava, su, yiyecek gelmesin. İçeri toprak, bitki, bakteri, çürükçüller vs koyalım. Bu insan suyu tüketecek, sonra işeyecek, idrarı toprağa dökecek, o toprakta bakteriler gerekli azot döngüsünü yapacak, su buharlaşıp tekrar içilebilir hâle gelecek. Aynı şekilde insan dışkısını gübre olarak kullanıp domates yetiştirecek, domatesi yiyerek tekrar aynı döngüyü çevirecek. Aynı şekilde bitkiler insanın verdiği karbondioksiti oksijene çevirecek ki insan soluamaya devam etsin. Nasıl ki bu avam örnekte bile dışarıdan destek olmadan bu insanın uzun süre sağlıklı yaşamasını beklemek pek mantıklı değilse, desteksiz bir akvaryumdaki canlılardan da bunu beklemek doğru olmaz.
[/QUOTE]
Dünyada tamamen aynı şey gerçekleşiyor. Tek farkı bahsi geçen "oda" daha büyük. Hepimiz bir başka ülkedeki insanın hatta bizden önce gelmiş dinazorların içip sonra işediği suyu tüketiyoruz. Su asla yok olmaz, sadece şekil değiştirir ve devamlı bir döngü halindedir. Neden bu olayı düzgün bir denge ile akvaryum ortamına geçirmeyelim? Balıklarımızın mutluluğu elbet odak noktası, bana kalırsa balık 2 tane filtrenin olduğu cama-cam tanklardan ziyade bitkili, kendi kendine yeten gerçekten bir "yuva" ya benzeyen bir tankı tercih edecektir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Temmuz 2018 00:41
[QUOTE=BadWolf]Dünyada tamamen aynı şey gerçekleşiyor. Tek farkı bahsi geçen "oda" daha büyük. Hepimiz bir başka ülkedeki insanın hatta bizden önce gelmiş dinazorların içip sonra işediği suyu tüketiyoruz. Su asla yok olmaz, sadece şekil değiştirir ve devamlı bir döngü halindedir. Neden bu olayı düzgün bir denge ile akvaryum ortamına geçirmeyelim? Balıklarımızın mutluluğu elbet odak noktası, bana kalırsa balık 2 tane filtrenin olduğu cama-cam tanklardan ziyade bitkili, kendi kendine yeten gerçekten bir "yuva" ya benzeyen bir tankı tercih edecektir.[/QUOTE]
Zeynep hanım, gönderdiğim mesajın alıntı yaptığınız kısmından önce değindiğim yer çok önemli. Tekrar edeyim, "[B]...boyut küçüldükçe, en ufak değişiklikler bile çok büyük sonuçlara sebep olmaktadır.[/B]"
Akvaristliğin ustalığı zaten doğayı taklit edebilmekte yatar. Yalnız, nasıl ki siz "bunun zaten aynısı dünyada var" derken, kendinizi bir odaya kapatıp aynı sistemi yaratmaya çalışarak hayatta kalamıyorsanız, aynısı akvaryumlar için de geçerli.
Filtre ve çeşitli kimyasallar doğa taklidini olabildiğince taklit edebilmek ve dengede tutabilmek için kullanılmaktadır.
Mesela, [B]bitliki tank[/B] diyerek vurgu yaptığınız olaya gelelim. Akvaryum canlılarının bir kısmının doğal ortamında su bitkisi bulunmamaktadır. Kayalık sularda yaşarlar. Bu tür canlıları doğal ortam kuracağım diyerek bitkili akvaryuma hapsetmek ne derece doğru? Yani bu tarz genel geçer yaklaşımlar doğru değil.
Ayrıca bitkisiz, yüksek debili saçma filtreli berber akvaryumlarının da balıklara işkence olduğunu düşünen biri olarak, ehvel-i şer mantığıyla öyle olacağına böyle olsun demek de doğru değil bence. Eğer ki akvaryum canlısının doğal ortamı bitkili ise, ona göre bitkili bir kurulum yaparak filtrelemek daha doğru.
Daha net olmam gerekirse, bu tarz yönlendirmelere, cesaretlendirmelere, ve dahi genel geçer cevaplara karşıyım. Bunun sonucunun vardığı noktanın fanusta japon balığı, palmiyeli küvette kaplumbağa olduğunu hepimiz biliyoruz. Akvaryumdaki tüm canlılar da birer canlı; ve çoğunu doğal ortamından kopararak kendi göz zevkimiz için evlerimize, dar ortamlara getiriyoruz. Onlara en iyi ortamı sağlayabilmek boynumuzun borcu.
Zeynep hanım, gönderdiğim mesajın alıntı yaptığınız kısmından önce değindiğim yer çok önemli. Tekrar edeyim, "[B]...boyut küçüldükçe, en ufak değişiklikler bile çok büyük sonuçlara sebep olmaktadır.[/B]"
Akvaristliğin ustalığı zaten doğayı taklit edebilmekte yatar. Yalnız, nasıl ki siz "bunun zaten aynısı dünyada var" derken, kendinizi bir odaya kapatıp aynı sistemi yaratmaya çalışarak hayatta kalamıyorsanız, aynısı akvaryumlar için de geçerli.
Filtre ve çeşitli kimyasallar doğa taklidini olabildiğince taklit edebilmek ve dengede tutabilmek için kullanılmaktadır.
Mesela, [B]bitliki tank[/B] diyerek vurgu yaptığınız olaya gelelim. Akvaryum canlılarının bir kısmının doğal ortamında su bitkisi bulunmamaktadır. Kayalık sularda yaşarlar. Bu tür canlıları doğal ortam kuracağım diyerek bitkili akvaryuma hapsetmek ne derece doğru? Yani bu tarz genel geçer yaklaşımlar doğru değil.
Ayrıca bitkisiz, yüksek debili saçma filtreli berber akvaryumlarının da balıklara işkence olduğunu düşünen biri olarak, ehvel-i şer mantığıyla öyle olacağına böyle olsun demek de doğru değil bence. Eğer ki akvaryum canlısının doğal ortamı bitkili ise, ona göre bitkili bir kurulum yaparak filtrelemek daha doğru.
Daha net olmam gerekirse, bu tarz yönlendirmelere, cesaretlendirmelere, ve dahi genel geçer cevaplara karşıyım. Bunun sonucunun vardığı noktanın fanusta japon balığı, palmiyeli küvette kaplumbağa olduğunu hepimiz biliyoruz. Akvaryumdaki tüm canlılar da birer canlı; ve çoğunu doğal ortamından kopararak kendi göz zevkimiz için evlerimize, dar ortamlara getiriyoruz. Onlara en iyi ortamı sağlayabilmek boynumuzun borcu.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir