Duisbug 2008

Vahşi ırklar başta olmak üzere bir discus severim. Bendeniz eşimle beraber bu seneki dünyanın en büyük discus yarışması olan Duisburg u ziyaret etme imkanı bulan iki discus severiz. Sayın Celalettin Aksoy ve Mert Taşkıran ı , öncelikle medeni cesaretleri ve sonrasında da aldıkları derecelerden dolayı kutluyorum. Benim bu seyahatle ilgili notlarım resimlerden bakarak değil canlı tespitlerdir. Discus üzerinde yapılan şöyle üretmemiz lazım böyle ırklar lazım sözleri bana artık komik geliyor. Çünkü bu yarışmada katılan arkadaşlarımın dışında gördüğüm tek  türk discus sever eşimdi. Kendisi başta Heiko Bleher olmak üzere, Berd Degen ve Alexander Piwowarski ( bu kişi nin sattığı eşlerin fiyatı 1500 euro ) ile yapılan sohbetlerimize katılmış ve yüzlerce balığın içinden dereceye girebilecekleri büyük oranda tespit etmiştir. Balıkların tank ve su şartları benim diyen balığı dahi sersemletecek seviyedeydi. Şehir suyu resmen rezaletti. Balıkların bir çoğu uzun yoldan gelip yumuşak bir su beklerken 600ms lerde kimyasalı bol sulara kondu. İlk kondukları ve yarışmanın resmi puanlama günü olan 1 Ekimde balıklar nisbeten daha iyiydi ve zamanla bu durum terse döndü. Çoğu uzakdoğulu yarışmacı balıklarını çok da pahalı olmayan fiyatlara orada sattı. Çünkü o balıkların bir daha kolay iflah olmayacağını biliyorlardı. Ben gidiş dönüş adam başı 200 ytl olan uçak ücretinin fazla olmadığını düşünüyorum ve Türkiyede ki bu kadar çok yazı yazan arkadaşların neden oraya gelmediklerine şaşırıyorum. Hem F0 - F1 balıklar alalım ırk yaratalım deniyor, hemde bu konuda hiçbir çalışma yapılmıyor. Bu balıklar bize gelemez, bizim onlara gitmemiz lazım. Şu anda 7 ekim gecesi akvaryumuma koyduğum Light Blue ( yeni bir alman ırkı ) ve F1 royal blue alenquer çiftim yumurtalarını bekliyorlar. Erkeği 22 cm olan  alman red turkuaz 3 dişimden biri erkeği ayartmaya çalışıyor. Su, 560 ms olmasa erkeğin cevabı kesin olur ki onuda yarın halledicem. Bunlardan başka dikkat çekmek istediğim başka konular var. Discusla ilgili olanları yarışmaya katılan üstadlara bırakıyorum. Çünkü onlar artık dünya klasmanında bir dereceye sahipler ve bu derece Türk milli takımının diğerlerine göre olan derecesinden daha iyi. 

Düşünülmesi gereken ve yine yarışma alanında  olan bazı olaylar şöyle ;

500.000 nüfuslu Duisburg da Discus yarışması devam ederken Beta açık arttırması yapıldı ve 1000 civarı ( doğru yazdım ) beta satıldı.

30 cmlik altum melekler 150 eurodan anında satıldı,

Balık büyütmede saf oksijen kullanımı tartışıldı,

39 euro ile 199 euro arasındaki vahşi discuslar satıldı,

Türkiyede bulunması zor çiftler 250 eurodan tamamen tükende ( stendker in balıkları )

Balıkların dev boyutlara 5 lt lik alanlarda nasıl getirildiği tartışıldı,

Burada 200 ytl olan sera test kitleri 50 ytl ye satıldı,

Türkiyede olmayan envayi çeşit kuru ve donmuş yemler 1,5 -  19 euroya satıldı.

Bunlar ve benzeri konularla yoğun olarak sohbetler edildi. Discus Brief dergisi editörünün daha 4 ay önce Türkiyede yaşayan vahşi kara kaplumbağalarını araştırmak ve kitabına koymak için geldiği ve bizim ruhumuzun dahi duymadığı öğrenildi.

 

Şimdi sevgili discus severlere sormak istediğim soru şudur ki; bu türü üretmek - uzak doğu kopyacılığından bahsetmiyorum -  yani kaliteli ırklara sahip olmak ve mümkün olursa kendi ırklarımızı yaratmak istiyorsak , bu tür organizasyonlara katılmadan bunu nasıl gerçekleştirebiliriz?

 

Herkese iyi balıklar

Saygılar.

 

Uygar bey selamlar,

 

Duisburgu ziyaret ettiğinizi burdan öğreniyorum.Gerçekten iyi yapmış, diskusun en büyük organizasyonlarından birine gitmişsiniz.

 

Bu tür ziyaretler aslında biz diskus sevdalılarının ufkunu açan, asıl gerçekleri görmemize neden olabilecek ziyaretler.

 

Eşinizin birinci balıkları önceden seçtiğini söylüyorsunuz.Enteresandır ki estetik görüşleri erkeklere oranla daha iyi olan bayanlar her zaman daha nokta atış yapabiliyorlar.Benim eşim de evimde olan diskusların en can alıcılarını seçmektedir.Aslında iyi bir diskuscunun aynı zamanda estetik bakışının da çok iyi olması gerekir. 

 

Yarışma akvaryumlarındaki suların ne kadar kötü olduğunu Celalettin beyden öğrenmiştik.Aslında burda da bir çok kez yazmıştık özellikle Almanyanın terkoz suyu diskus için çok çok olumsuzdur.Mutlaka ozmoz suyu eklemişlerdir ama yarışma suları çok taze sular oldukları için problem yaratmış kanısındayım.

 

Evet imkan olduğu sürece bu tür organizasyonlara katılmak ve hatta bu yılki gibi katılımcı olarak yarışmacı olarak gitmek, F0 lardan ve hibritXF0 lardan yeni ırklar çıkartmak aslında doğru ve izlenmesi gereken bir yol.Başka yollar olduğuna dqa inanıyorum ama yazı oldukça uzayacak.Ancak yanlızca Fo lar ile yeni ırklar elde edilmez.Hibritler ile de olur.

 

Ama bu yol doğru ve bir o kadar çetrefilli ve uzun yoldur.Yani minimum 5 yıl, iyi bir üretim programı, bilgi, iyi anaç seçimi;

 

Şimdi aşağıdaki sorulara cevap verebilirsek sanıyorum ki yeni ırklar, olmasa dahi kaliteli üretimler yapabiliriz.

 

1-İyi anaçlar ki anaç seçimi bu işin herşeyidir, Türkiye de kaç kişide var ve ne kadar üretim yapılıyor.Yoksa nerden gelecek.Ya Avrupa ya da Uzak Doğu.Ha İsrail diyenler olabilr ya da Amerika.getireiliniyorsa benim için fark etmez.Bir yazımda bahsetmiştim Mars bile benim için olur.Ama gerçekten iyi anaçlar ve mutlaka gözle görülüp seçilmeli.

 

2-Türkiyede bilinen kaç tane üretimhane bulunmaktadır ve üretimlerin sonuçları nasıldır?Bu üretimhanelerden istikrarlı/kaliteli bir üretim kaç tanesinde yapılmaktadır?Anaç stokları bir üretimhanedeki gen havuzunu oluşturabilecek kapasitedemidir?Ki ırk çıkartabilelim.

 

3-Türkiyede bu üretimhanelerin gelişebileceği maddi bir ortam varmıdır?Elektrik ve su fiyatlarının yüksekliği ki sıcak su balığı olan diskus için 28-30 C su sıcaklığına karşı hele ki karasal iklimde olan üretimhanelerin giderlerini nasıl etkiler?Su değişim oranları en az 10.000 lt lik bir üretimhanede ne kadar bir gider yazar?Buna karşılık üretilen balıkların satışı bırakın karı bu giderleri karşılayabilecek midir?Ticaret gelişmezse hobide gelişim bekleyemezsiniz.Para girdisi mutlaka olacak.Olmazsa hep vererek nereye kadar gidilebilinir. 

 

4-Bir Ivan Seah ın elindeki 2-3 arı ırk ki ünlü ırklardır 10 senelik bilinçli bir üretimin ve seleksiyonun sonucudur.Stabil kanlardır.

 

Wayne ırklarının kanı Jack Watley Turkuaz ve Schmidt Focke Alman Turkuazlarına dayanır.Wayne nın 1999 yılında ünlendiği düşünülürse bu minimum 15-20 yıllık bir çalışmadır.Irklarının büyük bir bölümü stabil kanlardır.

 

Almanyadan örnek verdiğiniz Stendker bu işe yıllarını vermiştir.

 

Şimdi de Türkiyedeki diskus ile üretim ve kalite konuşmalarımıza dönersek yıl 2002-2003 (yoğun olarak).Yanlızca konuştuk.Şimdi 2008 yani o ortamdan tanıdığım bir çok üretim yapıyorum diyen kişinin geçmişi en fazla 5 yıldır.

 

Ama gelişme olmuştur ve olmaya devam edecektir inancım herzaman devam edecek.

 

Celalettin Bey ise gereğini yıllardır yapan bir üretici.Kendisi ile konuşmalarımızda daha iyi anaçlara yönelmesi yıllarını aldı.Bu hem maddi hem de manevi imkanlara dayanıyor elbette.Ancak şu andaki F0 lardan yavru alırsa bu bir başarı olacaktır ama yeni ırk yıllarını alacaktır.

 

Başarı hemen gelecek bir olay değil özellikle bu hobide rakiplerimiz bize en az 20-40 yıl fark atmışken.Biraz daha ayaklarımızın yere basması ama yılmadan denemek gerekir.

 

Saygılarımla;

Bu linkteki trabzonlu üyelerin ellerindeki balıklar bence çok güzel bir anaç olma yolunda dışarıda aramak ve bulmak zor.Yurt dışındaki balıklara biz gidelim diyoruz bu balıkları 250dolara alın demeği bırakın onları nasıl havalimanından çıkarabiliriz ki?Bunların hepsi ayrı birer sorun?Hem Bora Beye hem Uygar Beye kayılıyorum ama bu gerçekbir ekip çalışmasıyla olabilecek birşey.

 

Saygılar

Bu linkteki trabzonlu üyelerin ellerindeki balıklar bence çok güzel bir anaç olma yolunda dışarıda aramak ve bulmak zor.Yurt dışındaki balıklara biz gidelim diyoruz bu balıkları 250dolara alın demeği bırakın onları nasıl havalimanından çıkarabiliriz ki?Bunların hepsi ayrı birer sorun?Hem Bora Beye hem Uygar Beye kayılıyorum ama bu gerçekbir ekip çalışmasıyla olabilecek birşey.

 

Saygılar

 

Cem bey,

 

Evet bu bir ekip işidir ama olaya değişik;

 

Ivan Seah la Singapur da birebir görüşmüş, telefon, e mail aracılığı ile halen görüşmeye devam eden birisi olarak üretimhanesinde yanlızca kendisinin çalıştığını ve yardımcısının olmadığını söylemem gerek ve 1. işi Singapur havayolları teknisyenliğidir.

 

Colin Heng in yanında bir eleman çalışır ki üretimhanesi oldukça büyüktür.

 

Wayne ise yılların üreticisi veyanında eleman çalıştırması doğal.Çünkü hem Ganzui deki çiftliği hem de 1-2 sene evvel açtığı Hong kongdaki showroom u var.İyi para kazanır

 

Roy Khoo, Kelvin Chiang, Ivan Seah,  Colin Hang, David Lim gibi ve çoğu Singapur lu üretici Discus Clup Singapore üyuesidir ve arkalarındaki güç burdan gelir.Çünkü klüp üyeleri birbirlerini kollar ve destekler.

 

Özellikle;

 

 

linkini verdiğiniz Şenol Dalkıran Bey e ait bu balıkların anaçları Wayne Ng üretimhanesinden çıkmış ve sertifikalı balıklardır.Türkiyede benden giden anaçlar.

 

Yani bakın yine anaç seçiminin önemi gözler önünde.Şenol Bey gerçekten bu yavrulara çok iyi baktı ve hakkını vermek gerekir.Ama genetik meteryal elinizde olmadan bunu yakalamak oldukça zor.

 

Üretim=Anaç seçimi+Üretim programı

 

Buna rağmen her batımda ve herseferinde bütün yavrular bu kalite olmaz.Şenol bey yavrular arasından da seleksiyon yaptığı kanısındayım.Yani yine bir sürü yavru arasından seçim hem de iyi seçim önemlidir ki Şenol beyin bu kanı götürebilmesi mümkün olsun.Kendisini verdiğiniz o linkte tebrik etmiştim ama yine bu vesile ile tebrik edeyim.

 

Ama sonuç olarak yukarda verdiğiniz link bir örnektir ve iyi anaç potansiyeli bulunmaktadır.Bu ve bunun gibi üretimlerle kaliteli anaç adaylarını Türkiye de bulabileceğiz kanısındayım.Şimdi az olarak görülse artarak devam edebileceğini düşünüyorum.

 

Saygılarımla;

 

Not:Yazımın içeriği kesinlikle yazdıklarınıza katılmıyorum demek değildir.Destek alındığı ve ekip işi olduğu doğrudur ama bu klüpleşme ve hatta dernekleşmeyi başardıkları ve iyi organize olabildikleri için. 

 

Sizde Ankara'da yaşamaktasınız çok değil yakın zamanda Discus Ankara Center adında bir üretimhane bulmuştum daha gitmeye vakit bulamadan kapandığını öğrendim.Çok üzüldüm; sırf oranın kapandığı için değil tek işleri discus olan ve safkan discusların bulunabileceği belkide tek akvaryumcu kapanmıştı ve biz yine diğer akvaryumcuların kardinallerin içine sıkıştırdıkları birkaç yanık discusu ayırmakla uğraşmak zorunda kaldığımız içindi bu üzüntüm.Celallettin Bey hakkındada bir yorumda bulunmak istiyorum kendi sitesinde gördüğüm kadarıyla herşey otomatiğe bağlanmış durumda su değişimlerinden bahsediyorum ve aynı sitede içerik olarak hangi discusları ürettiği hakkında bilgiler bulunmakta ama ben o kadar araştırmaların içinden birtek satın alabileceğim discusuna raslayamadım hemde aynı anadoluda bulunmamıza rağmen.Birkaç yer var Ankarada (reklam yapmak istemiyorum) david lim sertifikalı ve yanına yanaşamadan daha discusu sattıklarını söylüyorlar özel olarak getirmeyede dünya para istiyorlar.Zaten deniz akvaryumum oldukça yük oluyor bana.Anlatmak istediğim ülkemizde varsada bu türler bizim elimize geçmesi çok zor.Ya f0 ya da kendimizin görerek alabileceğimiz tek yer olan yurt dışı pazarları ve bunlarda çok külfet.Yapabilsem şu işi bir, ilk işim kurduğum sistemi abcd olarak şema şeklinde sitelere yaymak olucaktır.

 

Saygılar

 

Bahsettiğiniz ve benzer sıkıntılar elbette var.Hemen hepsinin hal olması da beklenemez ama geçmişe baktığımızda şu anki durum bir ilerlemedir.