Betta Balıklarıyla İlgili Ütopik Bir Fikir (mi?)
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2017 20:12
Öncelikle biyolog ve kimyagerlerden fikir bekliyorum.....
Arkadaşlar uzun süredir aklıma takılan bir konu var. sizlerle paylaşmak istedim. bildiğiniz gibi betta balıkları tür olarak genelde kavgacı balıklar. fakat belkide deniz canlıları da dahil dünyanın en güzel su canlıları. ancak aynı akvaryumda erkeklerden iki tane dahi besleyemiyoruz. bu balıkların kavgalarına çözüm yollar neler olabilir? aynı akvaryumda nasıl daha fazlasını besleyebilirim diye düşübürken aklıma birkaç fikir geldi. sizinle bunları paylaşıp sizinde konuyla ilgili fikirlerinizi almak istiyorum.
Benim birinci fikrim: suya balıkları tam anestezik etmeyecek kadar az miktarda karanfil yağı katarak onları durgun, sakin hale getirmek.
Konuyla ilgili sorular ise şunlar: bu mümkün mü? balıklar yemek ve yüzme fonksiyonlarını yerine getirmeye devam edebilir mi? ne kadar katmak lazım? uzun vadede balık sağlığına etkisi ne olur?
İkinci fikrim: uzun vadede konunun uzmanı üretim yapan arkadaşların mendelev gibi uğraşarak en az kavgacı balıkları seçip çiftleştirip onların soyundan tekrarlar halinde en az kavgacı balıkların seçilerek çiftleştirilmesi esasına dayalı. uzun ve yıllar alabilecek bir süre. ama sonunda başarılı olunacağı kanaatindeyim. çünkü bu genetik seçilimle ilgili acayip çalışmalar okuyoruz. örneğin bir rus: kurt, tilki, köpek vb hayvanları birbirleriyle uzun vadede çiftleştirerek en sonunda kedi büyüklüğünde fakat olağanüstü koku alma kabiliyetine sahip bir tür elde etmeyi başarmış. şu an rusyada kullanımdalar. koca havaalanında tuz tanesi kadar bir bomba parçasının kokusunu alıp uyarı yapabiliyorlar. bir ara belgeselini seyretmiştim.
Eğer bir üretici arkadaş bu konuya kafa takıp bu işi başarırsa akvaryum dünyasının en tanınmış ve zengin adamlarından biri olabilir.
Konuyla ilgili sizin de fikirlerinizi bekliyorum.....
[EDIT]muratdeg,2017-04-16 08:41:42[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2017 20:19
Biyolog veya kimyager olmayanların da söz hakkı varsa birinci fikir ile ilgili görüşümü iletmek isterim. [:D]
Karanfil yağı balıklar için ağır bir sedatiftir. Kullanımı oldukça risklidir. Ayrıca her sedatif gibi düzenli kullanımda zaman içinde organizmada duyarsızlaşma yaratır. Yani balığı sedasyona sokmak için her seferinde biraz daha fazla karanfil yağı kullanmanız gerekecek. Sonunda da muhtemel dolaşım sistemi veya solunum sorunu sonucunda kısa zamanda balığı kaybedeceksiniz. Kısacası uygulanabilecek bir yöntem değil.
Karanfil yağı balıklar için ağır bir sedatiftir. Kullanımı oldukça risklidir. Ayrıca her sedatif gibi düzenli kullanımda zaman içinde organizmada duyarsızlaşma yaratır. Yani balığı sedasyona sokmak için her seferinde biraz daha fazla karanfil yağı kullanmanız gerekecek. Sonunda da muhtemel dolaşım sistemi veya solunum sorunu sonucunda kısa zamanda balığı kaybedeceksiniz. Kısacası uygulanabilecek bir yöntem değil.
Beğenenler: [T]152067,tayfur bistami[/T][T]184918,VeteranBetta[/T]
Teşekkür Edenler: [T]152067,tayfur bistami[/T][T]184918,VeteranBetta[/T]
+1: [T]152067,tayfur bistami[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2017 20:34
İç güdülerin genetik ile alakalı olmadığına dair yazılar okumuştum. Seçici olarak bunu sağlayabileceğinizi sanmıyorum.
Öğrenilmiş çaresizlik ile deneyebilirsiniz fakat ne kadar uzun süreli olur bilemiyorum.
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=1l4BNWwA5no[/VID]
Öğrenilmiş çaresizlik ile deneyebilirsiniz fakat ne kadar uzun süreli olur bilemiyorum.
[VID]https://www.youtube.com/watch?v=1l4BNWwA5no[/VID]
Beğenenler: [T]152067,tayfur bistami[/T]
Teşekkür Edenler: [T]152067,tayfur bistami[/T]
+1: [T]152067,tayfur bistami[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Nisan 2017 22:53
Herkese teşekkürler. konu sonsuza kadar açık kalabilir. belkide gelecekte birgün bu ütopya da gerçekleşecektir ve buraya bilgi girilir...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Nisan 2017 02:47
Merhabalar, veteriner hekimlik öğrencisinden de yorum alabiliyorsanız eğer ben de fikrimi sahip olduğum bilgiler doğrultusunda belirtmek isterim :)
Bettalar arasında splendensler en ölümcül derecede agresyon gösterenler arasında yer aldığından dolayı ve diğer vahşi betta türleri arasında hızlı gelişim göstermesi sebebiyle bugüne kadar yüzyıllar öncesinden beridir üretilen vahşi bettalar arasında ilklerden biri olarak yer alır. Yani betta diyince akla ilk splendens ve agresyon gelir.
Bu agresyon ayrıca betta yarışmalarında jürinin kesinlikle önem verdiği hususlardan biridir. Agresifleşmeyen - kendi tabiri ile kabarmayan - betta yarışmadan elenebilir.
Haliyle bir betta üreticisi özellikle ve özellikle form, renk, karakteristik özellikler hepsini gözeterek üretimlerini gerçekleştirirken burada korunan karakteristik özelliklerden biri balığımızın son derece agresif olmasıdır.
Ancak dediğiniz üzere agresyonu düşük yavrular üretilerek daha az agresif bettalar üretilebiliyor, hayatı boyunca hiç kabarmamış betta da vardır. Ancak ve ancak bu demek değildir ki betta bu agresyonu kaybedince bölgesel algısını ve sahiplenme duyusunu da yitiriyor!
Ne yazık ki bu duyguyu yitiremediği için bölgesine giren, gözüne kendinden hareketli görünen, büyük görünen her canlıyı gördüğünde strese girerek, stresin yol açabileceği kuyruk erimesi, yırtılma, dropsy(enfeksiyon,ödem,iltihaplanma) gibi sağlık problemleri ansızın hiçbir şeyi yoktu ki dediğiniz anda ortaya çıkabilir çünkü balıklar pek çok hastalığı ölüme en yakın oldukları anlarda gösterirler balık ve sürü psikolojisi sebebiyle bu da balığınızı kurtarmak için çok geç demek olabilir. Bu tarz durumların yaşanmaması adına, agresyonu olmasa bile bettaya tek bakmak gerekir :)
Dilerim aydınlatıcı olur ^^
[QUOTE=tayfur bistami]
Öncelikle biyolog ve kimyagerlerden fikir bekliyorum.....
Arkadaşlar uzun süredir aklıma takılan bir konu var. sizlerle paylaşmak istedim. bildiğiniz gibi betta balıkları tür olarak genelde kavgacı balıklar. fakat belkide deniz canlıları da dahil dünyanın en güzel su canlıları. ancak aynı akvaryumda erkeklerden iki tane dahi besleyemiyoruz. bu balıkların kavgalarına çözüm yollar neler olabilir? aynı akvaryumda nasıl daha fazlasını besleyebilirim diye düşübürken aklıma birkaç fikir geldi. sizinle bunları paylaşıp sizinde konuyla ilgili fikirlerinizi almak istiyorum.
Benim birinci fikrim: suya balıkları tam anestezik etmeyecek kadar az miktarda karanfil yağı katarak onları durgun, sakin hale getirmek.
Konuyla ilgili sorular ise şunlar: bu mümkün mü? balıklar yemek ve yüzme fonksiyonlarını yerine getirmeye devam edebilir mi? ne kadar katmak lazım? uzun vadede balık sağlığına etkisi ne olur?
İkinci fikrim: uzun vadede konunun uzmanı üretim yapan arkadaşların mendelev gibi uğraşarak en az kavgacı balıkları seçip çiftleştirip onların soyundan tekrarlar halinde en az kavgacı balıkların seçilerek çiftleştirilmesi esasına dayalı. uzun ve yıllar alabilecek bir süre. ama sonunda başarılı olunacağı kanaatindeyim. çünkü bu genetik seçilimle ilgili acayip çalışmalar okuyoruz. örneğin bir rus: kurt, tilki, köpek vb hayvanları birbirleriyle uzun vadede çiftleştirerek en sonunda kedi büyüklüğünde fakat olağanüstü koku alma kabiliyetine sahip bir tür elde etmeyi başarmış. şu an rusyada kullanımdalar. koca havaalanında tuz tanesi kadar bir bomba parçasının kokusunu alıp uyarı yapabiliyorlar. bir ara belgeselini seyretmiştim.
Eğer bir üretici arkadaş bu konuya kafa takıp bu işi başarırsa akvaryum dünyasının en tanınmış ve zengin adamlarından biri olabilir.
Konuyla ilgili sizin de fikirlerinizi bekliyorum.....
[/QUOTE]
Bettalar arasında splendensler en ölümcül derecede agresyon gösterenler arasında yer aldığından dolayı ve diğer vahşi betta türleri arasında hızlı gelişim göstermesi sebebiyle bugüne kadar yüzyıllar öncesinden beridir üretilen vahşi bettalar arasında ilklerden biri olarak yer alır. Yani betta diyince akla ilk splendens ve agresyon gelir.
Bu agresyon ayrıca betta yarışmalarında jürinin kesinlikle önem verdiği hususlardan biridir. Agresifleşmeyen - kendi tabiri ile kabarmayan - betta yarışmadan elenebilir.
Haliyle bir betta üreticisi özellikle ve özellikle form, renk, karakteristik özellikler hepsini gözeterek üretimlerini gerçekleştirirken burada korunan karakteristik özelliklerden biri balığımızın son derece agresif olmasıdır.
Ancak dediğiniz üzere agresyonu düşük yavrular üretilerek daha az agresif bettalar üretilebiliyor, hayatı boyunca hiç kabarmamış betta da vardır. Ancak ve ancak bu demek değildir ki betta bu agresyonu kaybedince bölgesel algısını ve sahiplenme duyusunu da yitiriyor!
Ne yazık ki bu duyguyu yitiremediği için bölgesine giren, gözüne kendinden hareketli görünen, büyük görünen her canlıyı gördüğünde strese girerek, stresin yol açabileceği kuyruk erimesi, yırtılma, dropsy(enfeksiyon,ödem,iltihaplanma) gibi sağlık problemleri ansızın hiçbir şeyi yoktu ki dediğiniz anda ortaya çıkabilir çünkü balıklar pek çok hastalığı ölüme en yakın oldukları anlarda gösterirler balık ve sürü psikolojisi sebebiyle bu da balığınızı kurtarmak için çok geç demek olabilir. Bu tarz durumların yaşanmaması adına, agresyonu olmasa bile bettaya tek bakmak gerekir :)
Dilerim aydınlatıcı olur ^^
[QUOTE=tayfur bistami]
Öncelikle biyolog ve kimyagerlerden fikir bekliyorum.....
Arkadaşlar uzun süredir aklıma takılan bir konu var. sizlerle paylaşmak istedim. bildiğiniz gibi betta balıkları tür olarak genelde kavgacı balıklar. fakat belkide deniz canlıları da dahil dünyanın en güzel su canlıları. ancak aynı akvaryumda erkeklerden iki tane dahi besleyemiyoruz. bu balıkların kavgalarına çözüm yollar neler olabilir? aynı akvaryumda nasıl daha fazlasını besleyebilirim diye düşübürken aklıma birkaç fikir geldi. sizinle bunları paylaşıp sizinde konuyla ilgili fikirlerinizi almak istiyorum.
Benim birinci fikrim: suya balıkları tam anestezik etmeyecek kadar az miktarda karanfil yağı katarak onları durgun, sakin hale getirmek.
Konuyla ilgili sorular ise şunlar: bu mümkün mü? balıklar yemek ve yüzme fonksiyonlarını yerine getirmeye devam edebilir mi? ne kadar katmak lazım? uzun vadede balık sağlığına etkisi ne olur?
İkinci fikrim: uzun vadede konunun uzmanı üretim yapan arkadaşların mendelev gibi uğraşarak en az kavgacı balıkları seçip çiftleştirip onların soyundan tekrarlar halinde en az kavgacı balıkların seçilerek çiftleştirilmesi esasına dayalı. uzun ve yıllar alabilecek bir süre. ama sonunda başarılı olunacağı kanaatindeyim. çünkü bu genetik seçilimle ilgili acayip çalışmalar okuyoruz. örneğin bir rus: kurt, tilki, köpek vb hayvanları birbirleriyle uzun vadede çiftleştirerek en sonunda kedi büyüklüğünde fakat olağanüstü koku alma kabiliyetine sahip bir tür elde etmeyi başarmış. şu an rusyada kullanımdalar. koca havaalanında tuz tanesi kadar bir bomba parçasının kokusunu alıp uyarı yapabiliyorlar. bir ara belgeselini seyretmiştim.
Eğer bir üretici arkadaş bu konuya kafa takıp bu işi başarırsa akvaryum dünyasının en tanınmış ve zengin adamlarından biri olabilir.
Konuyla ilgili sizin de fikirlerinizi bekliyorum.....
[/QUOTE]
Beğenenler: [T]152067,tayfur bistami[/T]
Teşekkür Edenler: [T]152067,tayfur bistami[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir