AZOT DÖNGÜSÜ
Gönderim Zamanı: 05 Eylül 2011 21:20
Selam arkadaşlar belki bir çoğunuz bunları biliyordur ama bilmeyen arkadaşlara biraz yardımcı olayım istedim.
Akvaryum sevdasına yeni yakalanmış, konu hakkında bilgi edinmek isteyen arkadaşlara faydalı olması dileğiyle…
Kuşkusuz akvaryum içerisinde cereyan eden kimyasal faaliyetlerin en önemlilerinden biridir azot döngüsü. İsterseniz nedir bu azot döngüsü denilen şey kısaca bahsedelim. Tüm canlılar yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmek için beslenir, besinleri, vücut içerisinde bir kısım fizyolojik işlemlere tabi tutar ve işe yaramayan kısımları atık maddeler olarak vücut dışına atar. Bu atıkların arasında amonyak (NH4) önemli bir kısmı oluşturur ve bu zehirli madde, vücut içerisinde konsantrasyonu artmadan kesinlikle dışarı atılmalıdır. İnsan vücudu, doğanın bir mucizesi olarak amonyağı daha az zararlı olan bir tuza (üre) çevirip, hayatını tuvalette geçirme cezasından kurtulabilmektedir. Maalesef balıklar bu lükse sahip değiller. Amonyağı vücuttan direk olarak suya bırakmaktalar ve dolayısıyla bizler için seyir zevki sunan bu kapalı sistemler, su içerisindeki amonyak konsantrasyonunun artmasıyla birlikte balıklarımız için hayatta kalma mücadelesi verdikleri birer klozet halini alabiliyor. İşte bu noktada doğanın bir diğer mucizesi olan bakteriler devreye giriyor. Bu bakteriler (nitrosomonas spp.) amonyakla besleniyorlar ve beslenmenin doğal sonucu onlar da bir takım atıklar meydana getiriyorlar. Bakterilerin beslenmesi sonucu oluşan atık ise nitrit.
(Aslına bakarsanız, bakterilerin beslenmesi olarak bahsettiğimiz olayda, bakteriler;
NH4 (Amonyak) + 2 H2O (Su) = NO2 (Nitrit) + 8 H+ (Hidrojen iyonu)
reaksiyonunda katalizör olarak bulunuyorlar.)
Amonyak kadar olmasa da nitrit de balıklarımızın hayatını riske edebilecek oranda zehirli. Akvaryumumuzda nitrit konsantrasyonunun artmasıyla birlikte, nitritle beslenen yeni bir tür bakteri (Nitrobacter spp) ortaya çıkıyor ve
NO2 (Nitrit) + H2O (Su) = NO3 (Nitrat) + 2 H+
reaksiyonu sonucu nitrat oluşumunu sağlıyorlar.
Son ürün nitrat da balık sağlığı açısından tehlikeli olmakla birlikte amonyak ve nitrite kıyasla tolere edilmesi daha kolay olan bir madde. Bu noktadan sonra iş size düşüyor. Belirli aralıklarla tank dibinde yoğunlaşan nitratı akvaryumdan dışarı atmak gerekiyor ki bunu periyodik su değişimleriyle sağlayabilirsiniz. (haftada 1 defa 25% su değişimi yeterli olacaktır)
Eğer akvaryumunuzda bitkilere de yer veriyorsanız, bu bitkiler nitratı besin olarak kullanacak ve sudan uzaklaştırılmasında yardımcı olacaklardır.
Bu konuda bilinmesi gereken hususlar şunlardır :
Akvaryumumuza balıklarımızı bıraktığımız andan itibaren su içerisindeki amonyak konsantrasyonu artmaya başlayacak, akvaryumumuzun büyüklüğü ve içine koyduğumuz balık sayısıyla doğru orantılı olarak ortalama 2 hafta içerisinde tavan yapacak ve balıklarımızın hayatını riske etmeye başlayacaktır. Unutmamak gerekir ki azotlu bileşikler sadece balıkların dışkılaması sonucu değil, solunumun doğal bir sonucu olarak solungaçlardan, fazlaca atıldığı için suda biriken yemlerden veya çürümekte olan bitki parçalarından da suya karışmaya devam edecektir.
Yaklaşık 2 hafta sonrasında amonyakla beslenen bakteriler çoğalmaya ve amonyak konsantrasyonu azalırken nitrit konsantrasyonu artmaya başlayacak ve nitrit ortalama 20-25 gün içerisinde tavan yapacaktır. Nitrit oluşmaya başladığı andan itibaren nitritle beslenen bakteriler de akvaryumumuzda yer almaya başlayacaklardır.
Nitritle beslenen bakteriler yeterli çoğunluğa ulaştıktan sonra ise konsantrasyonu hızla düşecek ve akvaryumda baş etmek zorunda kalacağımız tek şey nitrat olacaktır.
Bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
Yeni tank kurulumunda, sahip olunması gereken en önemli özellik sabırdır. Tankımızda yeterli miktarda bakteri oluşuncaya kadar önce amonyağın sonrasında nitritin tavan yapması kaçınılmazdır ve bu safhaları kazasız atlatmanın en uygun yolu azot döngüsü oluşuncaya kadar balık sayısının az tutulması (birkaç balık) ve tankımıza koyduğumuz balıkların nispeten daha dayanıklı türlerden seçilmesi şarttır.
Oluşacak bakteriler yaşamlarını devam ettirebilmek için oksijene ve uygun bir yerleşim alanına ihtiyaç duyarlar. Filtrelerimizde kullandığımız substratlar, süngerler ayrıca taban malzememiz bakteri kolonilerine ev sahipliği yapacaktır. Filtrelerimiz sürekli çalışır durumda olmalı, bakterilerin de balıklar gibi oksijene ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.
Mümkünse hastalık ihtiva etmeyen diğer bir akvaryumdan alınan su veya filtrasyon malzemesi yeni tankımıza eklenmek suretiyle bakteri oluşumu hızlandırılmalıdır.
Balıksız Azot Döngüsü:
Tankımızda azot döngüsünü başlatmak için illa ki balığa ihtiyacımız yok. Akvaryumumuzda çoğalmasını istediğimiz bakteriler üremek için oksijen, amonyak ve nitrite ihtiyaç duyuyorlar. Bu bağlamda eğer bulabiliyorsak saf amonyak (temizlik için kullanılan ve içerisinde yüzey aktif madde, parfüm yada boyar madde bulundurmayan, dolayısıyla çalkalayınca köpürmeyen, berrak amonyak) besin olarak işimizi görürken üremesi için diğer bir akvaryumdan veya hazır satılan bakteri kültürlerinden sistemimize eklemek, ihtiyaç duyulan havayı sağlamak ve bakterilerin yerleşeceği filtre malzememizi hazır ve çalışır durumda bırakmak yetecektir. Sıcaklığın bir miktar arttırılması reaksiyonları gerçekleşmesini hızlandıracaktır.
Piyasadan temin edilebilecek amonyakların konsantrasyonu değişiklik gösterebileceği için tankımıza ekleyeceğimiz amonyak konsantrasyonu (x) milyonda 5 olacak şekilde hesaplanmalı ve “x” değeri tank içerisindeki nitrit değeri aniden yükselene kadar her gün eklenmelidir. Nitrit değerinin pik yaptığı noktadan sonra günde ½ x olacak şekilde amonyak eklenmeye devam edilmeli ve nitritin 0 olup nitratın hızla artmaya başladığı noktada kesilmelidir. Bu noktada 50% lik bir su değişimi sonrası tankımız yeni balıklarımız için hazır duruma gelmiş olacaktır. (Döngünün başlaması akvaryumunuzda kullandığınız yatak malzemelere, aşılama yaptığınız bakteri miktarına, akvaryum suyu ısısı gibi değişkenlere bağlı olarak 1-2 hafta alacaktır.)
NOT: Eğer azot döngüsünü akvaryumumuza balık koyarak başlatıyorsak, amonyak veya nitritin artış gösterdiği zamanlarda balıklarımızda zehirlenme ve buna bağlı bağışıklık yitimi söz konusu olacak, kendini aşırı stres, kuma veya diğer akvaryum içi malzemelere sürtünme olarak gösterecek, balık zararlı mikroorganizmalara açık ve dirençsiz olacağı için çeşitli rahatsızlıklar özellikle kuyruk erimesi kendini gösterecek, rahatsızlıklar ilerleyecek ve belkide balığımızı kaybedeceğiz. (yeni tank sendromu)
Böyle durumlarda akvaryuma antitoxinlerin (akvaryumcularda satılıyor) eklenmesi, toxinlerin bağlanıp çökeltilmesini sağlayacak ve acil durumlarda hayat kurtarabilecektir. Ayrıca akvaryuma kaya tuzu ilavesi yapılması balığın bünyesine aldığı toxinler için tamponlama vazifesi göreceği için kısa süreli çözüm olarak kullanılabilir.
Beğenenler: [T]197262,KadirKsk[/T]
Teşekkür Edenler: [T]197262,KadirKsk[/T][T]21843,muyat[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Kasım 2011 01:27
Güzel paylaşım için teşekkürler.Benim şu anda yaşadığım sorunu aydınlatıyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 17:24
Yazınız gayet güzel, öncelikle teşekkür ederim. Yalnız sonundaki "amonyak eklenmeye devam edilmeli ve nitritin 0 olup nitratın hızla
artmaya başladığı noktada kesilmelidir"kısmına katılmıyorum. Malum, amonyak-nitrit ve nitrit-nitrat dönüşümü yapan bakteriler farklı bakteriler. Siz amonyağı kestiğinizde akvaryumda sürekli bir amonyak kaynağı olmadığından amonyak-nitrit dönüşümü yapan bakteriler besin sıkıntısı çekeceklerdir.
Benim uygulamam amonyağı kesmemek üzerinedir. Döngü yeterince oturduğunda sadece su değişimi yapıp nitrattan uzaklaşıyorum ve canlıları ekliyorum. Bu sürete amonyak eklemesini kesmiyorum.
Aksi halde amonyak kesildiğinde bir süre sonra nitrosomanaslar(amonyak-nitrit dönüşümü yapanlar) azalıyor ve bu balık eklemesi yapıldığında amonyağın artması ve nitrite, dolayısıyla nitara dönüşmesini engelleyebiliyor. Fazla canlı aniden eklendiğinde amonyak zehirlenmesi riski ortaya çıkıyor.
Bu arada süreci hızlandırmak için suya CO2 verilmesi de işe yarayacaktır, sonuçta azotlu kimyasalların bakteri tarafından dönüştürülme sebebi bundan enerji elde edip şeker üretmek. Ortamda şeker üretecek karbon azsa yaptığımız bu işlemin verimi düşük olur. Buna C/N oranı da deniyor, tatlı su için 8-10/1 gayet verimlidir.
Bu süreçlerin sağlıklı gelişmesi için balıksız ortamda amonyak her zaman ölçülebilir tutulmalıdır, yani sıfırdan farklı değerde olmalıdır.
onuruygun 2011-11-11 17:25:48
Benim uygulamam amonyağı kesmemek üzerinedir. Döngü yeterince oturduğunda sadece su değişimi yapıp nitrattan uzaklaşıyorum ve canlıları ekliyorum. Bu sürete amonyak eklemesini kesmiyorum.
Aksi halde amonyak kesildiğinde bir süre sonra nitrosomanaslar(amonyak-nitrit dönüşümü yapanlar) azalıyor ve bu balık eklemesi yapıldığında amonyağın artması ve nitrite, dolayısıyla nitara dönüşmesini engelleyebiliyor. Fazla canlı aniden eklendiğinde amonyak zehirlenmesi riski ortaya çıkıyor.
Bu arada süreci hızlandırmak için suya CO2 verilmesi de işe yarayacaktır, sonuçta azotlu kimyasalların bakteri tarafından dönüştürülme sebebi bundan enerji elde edip şeker üretmek. Ortamda şeker üretecek karbon azsa yaptığımız bu işlemin verimi düşük olur. Buna C/N oranı da deniyor, tatlı su için 8-10/1 gayet verimlidir.
Bu süreçlerin sağlıklı gelişmesi için balıksız ortamda amonyak her zaman ölçülebilir tutulmalıdır, yani sıfırdan farklı değerde olmalıdır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir