Yeni Başlayanlar Buraya/low-tech

Ben tam sizin tarifinize uygun bir akvaryum planlıyorum. Adım adım söylediklerinizi yaparak işi şansa bırakmayacağım. Kafama takılan bazı noktalar var. Cevaplayabilirseniz çok mutlu olurum.

1- Tabana iki kat misket gübre eksek. Yani 1 cm kum, üzerine misket gübre, üzerine tekrar kum ve misket gübre şeklinde. 10-12 cm kalınlıkta bir tabana 2 katlı misket gübre ekersek besinlerin uzun vadeli olması açısından faydası olur mu?

2-CO2 düşünmüyorum fakat 0.75W /lt gibi bir ışıklandırma var kafamda. Sanırım normalden biraz fazla. CO2 yoksa ve ışık fazlaysa bunun yosun dışında bir zararı (ya da faydası) olur mu?

3- Yaklaşık 300 Lt'lik bir tank için 18W UV düşünüyorum. Doğru kullanıldığında UV'nin bakterilere zarar verme ihtimali düşük. Neden bitkili akvaryumlarda UV standart bir donanım haline gelmemiş? Yosun ve alg sorunu böylece çözülüyor çünkü. UV'nin başka bir zararı var mı? (Balıkların vücut direncini düşürdüğü sanırım sadece bir teori)

4-Anlattığınız adımlara birebir uyularak hazırlanmış ve başarılı şekilde sürdürülen bir bitkili akvaryum, diskuslar için uygun bir ortam sunar mı? Ben bu bitkili low tech akvaryumda diskus beslemeyi düşünüyorum çünkü. 

5-İnce kumun bitki kökleri için zararlı olduğunu okumuştum. Siz dahil herkes 3-5 mm kalınlıkta malzeme tavsiye ediyor. Bunun 4-8 mm olmasının bir zararı olur mu? Tabanda Subulata düşünüyorum. Ayrıca ille CO2 isteseler de Glosso ve Parvula'da şansımı denemek isterim :) 

Sorular biraz fazla oldu. Umarım cevaplayabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.

 

1- Bu durum misket gübrenin içeriğine ve suya yaptığı salınım miktarına ve hızına göre değişir diye düşünüyorum. Üreticilerin önerdiği miktarların üzerine çıkılabiliyor genellikle ancak yinede belli bir risk olur. Riski alırsanız olabilir elbette. Olumsuz bir durumda yüzeyi daha sık bitkilendirme, daha sık su değişimi gibi önlemler almak gerekebilir.

 

2- Işığı fazla tutmak istemenizin nedeni nedir? Genelde high-tech tanklarda bile bitkiler için gerekli olan ışığın en düşük miktarını seçmek daha sağlıklı bir yöntem. Bu miktarlarda ışığın yosun dışında bitkilerinizde (türlere bağlı olarak genelde) karbon eksikliği belirtileri şeklinde kendini göstermesi muhtemel. Belki farklı yöntemlerle bu durum aşılabilir. Organik karbon, yüksek KH vb. O zamanda bu yazıdaki sistemin içeriğinden uzaklaşmış olunur.

 

3- UV bildiğiniz gibi su içerisinde serbest dolaşan canlılar üzerine etkili. Dolayısıyla filtresi ve tabanı oturmuş tanklarda tavsiye edilir. Bitki akvaryumlarıda buna dahil olarak bende tavsiye ediyorum. Ancak bu yazı yeni başlayanlara yönelik olduğundan hem ekipman olarak daha ucuz bir sistem olması hemde tankın ilk kurulduğu zamanlarda kullanılarak biyolojik döngünün oturmasına sekte vurulması gibi olumsuz ihtimaller nedeniyle bu konuya yer vermedim.

 

4- Diskuslar işin içine girdiğinde durum oldukça değişiyor malesef. Ben şahsi olarak bitki akvaryumu ve diskusu bir arada düşünmüyor ve önermiyorum (diskusu cama camda da düşünmüyorum, biyotop tarzı en güzeli benim için). Ancak böyle bir balık seçimi yapacak olursanız kurulumu ve bakımı baştan gözden geçirmek gerekir. Şuan aklıma gelenler: Bol bitki kullanmaya daha fazla özen göstermek ve bitki türü seçiminde yumuşak su ve yüksek sıcaklığa toleranslı türler seçmek geliyor. Tabi gübrelemenin balıklar üzerindeki etkileri ne olur, değiştirmek gerekir mi onu bilemiyorum. Ayrıca bakım konusunda da su değişimi ve gübrelemenin balıklara ve yemlemeye göre ayarlanması gerekebilir. Tüm bunlar ayarlanırsa bile yüksek sıcaklık nedeniyle düşük oksijen çözünürlüğü sorunu oluşabilir. Bitkiler nedeniyle suyu hareketlendirmek veya havalandırma kullanmakta uygun olmayacağından sıkıntı olabilir. Belki bol bitki, bol su, az diskus olarak ayarlanabilir.

 

5- Bitki kökleri için zararlı olabilecek kum inceliği 1 mm den daha küçük tane çaplarında geçerli, oda bazı tür bitkiler için. Kalın taneli kum, bitkilerin dikilmesini ve tutunmasını zorlaştırır. Özellikle tutunana kadar yerlerinden çıkma ihtimalleri yüksek olur. Parvula ve glosso gibi bitkiler düşündüğünüzde ise kumun kalın olmaması dahada önem kazanıyor. Zira bu küçük ve ince bitkileri kalın kuma dikmek, tutturmak, ve sağlıklı yayılmalarını sağlamak çok zor olur. Özellikle taban bitkileri söz konusu olduğunda 5 mm ye bile çıkmamak, 3 mm civarı (veya altı) düşünmek daha iyi. Glosso ve parvula gibi bitkileri low-tech şartlarda besleyen ve yayanlar var. Tabi daha zor ve uzun bir süreç olur. Şansınızı deneyebilirsiniz. Diskus konusundaki şartlarda sorun çıkabilir yalnız tabi.

Çift katlı misket gübre için aklıma ilk gelen seçenek Tetra initial sticks. Işığı fazla tutmak istememin iki sebebi var. Birincisi kenarlara dikeceğim saz ve diğer uzun bitkilerin subulataların ışığını kesmesine engel olmak. İkincisiyse madem CO2 veremiyorum bari ışığı bol kullanırsam belki faydası olur düşüncesi. Fakat bu durumda karbon takviyesi gerekiyorsa ben iyisi mi 0.5 W'ta kalayım.  

Elimde halihazırda 4-8 mm dere kumu var 50 kg kadar. Kum kalınlığını o yüzden sormuştum. Bu durumda bu kalın kumu en altta kullanıp üste çıkmaması için de sineklik kullanmam gerekecek sanırım?

Diskus açısından durum kötü ne yazık ki. Diskustan vazgeçmem zor çünkü. 27-28 derece bir ısıda yetişebilecek pek çok bitki var neyse ki. Fakat gübrelerin su kimyasına etkisi konusunda biraz araştırma yapmam gerekecek gibi. Aslına bakarsanız ben de minimum gübreleme ve iyi ışık ile idare edebilecek bitkiler istiyorum (Glosso bir istisna). Zira budama gibi sebeplerden ötürü tanka sık sık müdahale etmek istemiyorum. CO2 düşünmememin bir sebebi de bu (diğer sebebi diskuslar). Yavaş gelişim olsun sorun değil. Dediğiniz gibi bol bitkili ve az diskuslu bir tank düşünüyorum. Umarım 2011 içinde gerçekleştirebilirim. Selamlar.

 

 

Kolaylıklar dilerim.

Konunun güncel kalmasında yarar var.

 

Buralarda paylaştıklarım dışında yaptığım birşey yok. Bazen SAE'ler yetersiz kalabilir. Özellikle büyüdüklerinde ve yem yemeye başladıklarında... Cücü vatoz ve elma salyangozlarıda zaten benim pek önerdiğim türler değil. Otocinclus ve karides türleri oldukça faydalı olabilir. Bunun dışında aslında her her tankta yosun oluyor, benimkilerde dahil. Sadece belki doğru zamanda ve doğru şekilde bir fotoğraflama ile çok belli olmuyorlar.

Yarın ya da başka bir müsait zamanda yaptıklarımı yazacağım. Siz bana not vereceksiniz (dilerseniz) Şaka bir yana yazınızda doğru yaptığım şeyler var ama tamamen fransız kaldığım noktalar da var. 

tekrar tebrik ederim sizi. 

Hayırlı ramazanlar...

internette gezerken bu projeye rastladım
hemen kopyaladım buraya yapıştırıyorum umarım işe yarar


Projenin ismi : DIY Yavruluk
Projeyi yapan : Suat Özdemir

Projenin maliyeti : Yok

Kullanılan malzemeler :
1-) 5 litrelik yada 10 litrelik boş pet su şişesi.
2-) Stratofor.
3-) Biraz misina v.b.
4-) Maket bıçağı v.b.
5-) Havya, çivi, v.b.

Projenin yapım aşamaları :


Pet şişe daralmaya başladığı üst kısımdan, resimde işaretli yerden maket bıçağı yardımı ile kesilir. Kesilen pet şişenin alt kısmına ise tüm yüzeyi kızdırılmış bir çivi ya da mevcutsa havya yardımı ile sayısız ufak delikler açılır.






Kesilen kapak kısmı, stratofor'un üzerine konularak aynı büyüklükle bir daire işaretlenir. İşaretlenen bu dairenin, takriben 1 parmak dışına 2. bir daire işaretlenir ve maket bıçağı ile kesilir.





Elimizde pet şişenin çevresine uyan, stratofordan bir çember elde edilmiş olunur. Bu stratofor çemberinin yüksekliğinin ortasından, iğne yardımı ile pet şişeye misine ile sabitlenir.




Artık elimizde yüzen ve takriben 4 litre hacme sahip bir yavruluk var. İstenirse suda serbest olarak yüzdürülür yada misine ve vantuz sayesinde arka cam'a sabitlenebilinir.




Bu yavruluğun içersine ufak taşlar koyup, sarı prenseslerden başarı ile sayısız yavru alınmıştır. Gene bu yavrulukta, yavru balıklar akvaryuma bırakılacak büyüklüğe erişene kadar bakılmıştır.

Avantajları
1-) Yavruluk yeterli derecede büyük.
2-) Ayrı bir tank hazırlanması gerekmiyor. Dolayısı ile Isıtma, Filtrasyon gibi elektrik giderinden tasarruf edilmiş olunuyor.
3-) Gelişen yavrular ana tanka tek hamlede bırakılabiliniyor.
4-) Hazırlanması basit ve maliyeti yok gibi.


--- ALINTIDIR ----

Bitki konusunda tecrübesizim.

Benim 2 sorum olacak;

1- Makalenizde hava motorunu acil durumlar harici kullanmayacağız demişsiniz. Bitkilerin fotosentez sonucu meydana gelen oksijen akvaryum döngüsünü sağlayabilirmi?

2- Dış filtrede aktif karbon kullanılmasından bahsetmişsiniz. Genelde kime sorsanız, filtreden çıkartmalısın diyor.

 

Benim tankım 70*30*42 yaklaşık 80 litre. Tabanda 4-5cm kalınlığında hagen siyah kum var. Dış filtrem ve hava motorum 7/24 çalışıyor. Aydınlatmada 18w t5 sylvania grolux kullanıyorum. Dış filtreden aktif karbonu bu söylenenler doğrultusunda çıkartmıştım, tekrar filtreye koysammı? Hava motorumun 7/24 çalışması fotosentez olayı açısından sanırım sıkıntı oluşturur, sadece gecelerimi çalıştırsam acaba?

 

Şimdiden teşekkürler.