tubifex üretimi denemeleri
Gönderim Zamanı: 04 Nisan 2009 01:21
[QUOTE=tanrikurt][QUOTE=darkfreez]Sterilize etmeniz kesinlikle ve kesinlikle imkansız. [/QUOTE]
Sterilizasyon; herhangi bir yerdeki spor halindekiler de dahil olmak üzere tüm mikroorganizmaların öldürülmesidir.
Spor; bakterilerin zor şartlara dayanmak için geçici olarak oluşturdukları biçimdir. 100 derecede kaynatmayla ölmezler, ancak 121 derecede otoklav denilen cerrahi sterilizasyon yöntemiyle öldürülebilirler. Çok düşük ve çok yüksek sıcaklıklarda, ortamda besin olmadığında, çok kuru ortamlarda ve hiç uygun olmayan kimyasal şartlarda bile çok uzum süre ölmeden dayanbilirler. Birçok dezenfaktan maddeye karşı dirençlidirler hatta kimi zaman bu dezenfektanların içinde yaşarlar.
Yukarıda bahsettiğim olay zararlı mikroorganizmaların sadece bir kısmını oluşturan bakterilerin de küçük bir kısmını oluşturan sporlu bakterilerle ilgilidir. Diğer bakteriler, mantarlar, parazitler, ve virüslerden bahsetmiyorum bile. Sadece bakteri sporunu bile öldürmeniz bu koşullar altında neredeyse imkansızken sizin sterilizasyondan bahsetmeniz gerçekten ilginç. Bizi bu konuda bilgilendiriseniz biz de aydınlanmış oluruz. Teşekkür ederim.
mico 2009-04-04 08:51:30
Hiç denediniz mi?
Ben denedim.
Akvaryumculukta imkansız diye bişey yoktur.
Saygılar....
[/QUOTE]Sterilizasyon; herhangi bir yerdeki spor halindekiler de dahil olmak üzere tüm mikroorganizmaların öldürülmesidir.
Spor; bakterilerin zor şartlara dayanmak için geçici olarak oluşturdukları biçimdir. 100 derecede kaynatmayla ölmezler, ancak 121 derecede otoklav denilen cerrahi sterilizasyon yöntemiyle öldürülebilirler. Çok düşük ve çok yüksek sıcaklıklarda, ortamda besin olmadığında, çok kuru ortamlarda ve hiç uygun olmayan kimyasal şartlarda bile çok uzum süre ölmeden dayanbilirler. Birçok dezenfaktan maddeye karşı dirençlidirler hatta kimi zaman bu dezenfektanların içinde yaşarlar.
Yukarıda bahsettiğim olay zararlı mikroorganizmaların sadece bir kısmını oluşturan bakterilerin de küçük bir kısmını oluşturan sporlu bakterilerle ilgilidir. Diğer bakteriler, mantarlar, parazitler, ve virüslerden bahsetmiyorum bile. Sadece bakteri sporunu bile öldürmeniz bu koşullar altında neredeyse imkansızken sizin sterilizasyondan bahsetmeniz gerçekten ilginç. Bizi bu konuda bilgilendiriseniz biz de aydınlanmış oluruz. Teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Mayıs 2009 00:02
merhabalar bu tartışma hıç bıtmez herhalde acaba aramızda su ürünleri fakultesi v.b. tanıdığı olan varmı şu sterilize edildiğinden bahsedilen canlılardan örnek gonderip sonuçlarını alıp burada paylaşıp son noktayı koysak tabi sonuç hastalık açısından pozitif veya negatif çıksada hepsi için soylenemez herhalde nerden toplandığı nasıl temızlendığı vs. hiç olmassa bı fıkrımız olur..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Mayıs 2009 04:17
Şu noktaya açıklık getirmek gerek: tubifexleri sterilize etmeniz imkansızdır. Ancak önemli bir noktayı gözden kaçırıyoruz; bizim tubifexleri balıklarımıza vermemiz için sterilize etmemiz gerekmiyor zaten, sadece ciddi oranda hastalık yapma potansiyeline sahip bakteri, virüs, mantar ve parazitlerin bazılarından tamamen arındırmak bazılarını da mümkün olduğunca hastalık yapabilecekleri sayının altına düşürmemiz yeterlidir. Balıklara verdiğimiz kuru yemler ya da onların bulunduğu hiçbir ortam sterilize edilemez zaten etmemiz de gerekmiyor. Balıkları bir kenara bırakalım, biz insanların yediği hiçbir besin de sterilize değildir ki zaten. Ama sterilize olmasalar da bazı cok tehlikeli mikroplara bulaşmış besinleri yemeyiz, bazen de çok tehlikeli olmayan, besinler üzerinde normalde bulunan ve yemekten çekinmediğimiz bazı mikroorganizmalar da bu besinlerin üzerinde bazen aşırı çoğalarak zararlı hale gelirler ve bizde bu besinleri yemeyiz. Bırakın besinleri, ağzımızın içi, yemek borumuz ya da sayamadığım bir çok vücut bölgemiz steril değildir. Ağzımız bu kadar mikrop barındırırken steril yemekler yemenin de bir anlam ifade etmeyeceği aşikardır. Aynı şekilde balıkların da içinde bulundukları su, ağızlarının içi ve mide-barsak sistemlerinin büyük bir kısmı steril değildir yani steril besinler yemelerinin anlamı yoktur. Bizim yapmamız gereken onlar için zaralı olabilecek yani onları hasta edebilecek bakteri veya parazitlerden uzak tutmaktır (tamamen streilize etmek değil, zaten isteseniz de edemezsiniz). Bu zararlı mikropların da onlara nasıl bulaşabileceğini biliyoruz, bu yollardan biri de iyi temizlenmemiş tubifextir. Tubifex vermek demek mutlaka hastalık bulaşacağı anlamına gelmez, ama biliyoruz ki bazı besleme şekilleri yüksek risk barındırıyor ve tubifex de bu besinlerden biri, bu nedenle azami dikkat ve özen göstermemiz gerekiyor ama tabi ki de asla verilmez diye birşey de yok. Bu şekilde beslemenin oldukça yüksek bir verimliliği olduğunu biliyoruz ama aynı şekilde ciddi riskler taşıdığını da biliyoruz. Karar kişiye kalıyor; fayda/risk oranını iyi hesaplayıp ona göre bir karar vermek gerekir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Mayıs 2009 04:58
Tubifex, profösyonel yerli akvaryum balığı üreticilerinin kurtulmak istedikleri fakat asla vazgeçemedikleri bir yemdir. Tubifexe alternatif olabilecek şekilde balıkları büyütebilen başka bir canlı yem yok.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Mayıs 2009 13:10
[QUOTE=mico] [QUOTE=tanrikurt][QUOTE=darkfreez]Sterilize etmeniz kesinlikle ve kesinlikle imkansız. [/QUOTE]
Sterilizasyon; herhangi bir yerdeki spor halindekiler de dahil olmak üzere tüm mikroorganizmaların öldürülmesidir.
Spor; bakterilerin zor şartlara dayanmak için geçici olarak oluşturdukları biçimdir. 100 derecede kaynatmayla ölmezler, ancak 121 derecede otoklav denilen cerrahi sterilizasyon yöntemiyle öldürülebilirler. Çok düşük ve çok yüksek sıcaklıklarda, ortamda besin olmadığında, çok kuru ortamlarda ve hiç uygun olmayan kimyasal şartlarda bile çok uzum süre ölmeden dayanbilirler. Birçok dezenfaktan maddeye karşı dirençlidirler hatta kimi zaman bu dezenfektanların içinde yaşarlar.
Yukarıda bahsettiğim olay zararlı mikroorganizmaların sadece bir kısmını oluşturan bakterilerin de küçük bir kısmını oluşturan sporlu bakterilerle ilgilidir. Diğer bakteriler, mantarlar, parazitler, ve virüslerden bahsetmiyorum bile. Sadece bakteri sporunu bile öldürmeniz bu koşullar altında neredeyse imkansızken sizin sterilizasyondan bahsetmeniz gerçekten ilginç. Bizi bu konuda bilgilendiriseniz biz de aydınlanmış oluruz. Teşekkür ederim.
[/QUOTE] Steril etmekten kastım.Sizin tıp fakültesinde gördğünüz gibi değil. Üretici dilinde olandan. Önce tubifexi tanıyalım. Tubifex çamur ile beslenir ve çamurlu oratmda olduğu sürece vücudunda bulundurduğu kesede depolar. Nezaman ki çamursuz bir ortama geçince o kesecikten çamuru kullanır. Peki biz tubifexi 2 hafta boyunca hergün temiz suya alarak yaşatırsak ne olur. Tabiki artık içinde hiç çamur kalmamış olacaktır. İçi boşalan tubifex te son derece temizdir. 1 yıldır tubifex kullanıyorum. Ama hobicilerin ki gibi 20-30 gr değil 10 kg. Bunlar bana çamuru ve tüm pisliği ile geliyor. Ama şimdiye kadar ne ben nede hiçbir balığımda parazit, mantar vs. gibi hastalıkalr olmadı. Ki ben sadece 10 kilo ile uğraşıyorum. Siz hiç tubifexin çıktığı yere gidip nereden ve nasıl çıkarıldığını, onu çıkartan insanları gördünüz mü? Ben bizzat gidip gördüm. İnsanlar gırtlaklarına kadar lağama girip çıkarıyo. Evlerinde çamurdan ayıklayıp paketliyorlar. O insanlar neden hastalanmıyo. Onların metabolizmasımı farklı? tubifexi kötülemekteki amacın artık hastalık olduğuna inanmıyorum. Tamamen ticari sebepler var içinde. Kurt kültürü satmak için olduğunu düşünmekteyim.
Hiç denediniz mi?
Ben denedim.
Akvaryumculukta imkansız diye bişey yoktur.
Saygılar....
[/QUOTE]Sterilizasyon; herhangi bir yerdeki spor halindekiler de dahil olmak üzere tüm mikroorganizmaların öldürülmesidir.
Spor; bakterilerin zor şartlara dayanmak için geçici olarak oluşturdukları biçimdir. 100 derecede kaynatmayla ölmezler, ancak 121 derecede otoklav denilen cerrahi sterilizasyon yöntemiyle öldürülebilirler. Çok düşük ve çok yüksek sıcaklıklarda, ortamda besin olmadığında, çok kuru ortamlarda ve hiç uygun olmayan kimyasal şartlarda bile çok uzum süre ölmeden dayanbilirler. Birçok dezenfaktan maddeye karşı dirençlidirler hatta kimi zaman bu dezenfektanların içinde yaşarlar.
Yukarıda bahsettiğim olay zararlı mikroorganizmaların sadece bir kısmını oluşturan bakterilerin de küçük bir kısmını oluşturan sporlu bakterilerle ilgilidir. Diğer bakteriler, mantarlar, parazitler, ve virüslerden bahsetmiyorum bile. Sadece bakteri sporunu bile öldürmeniz bu koşullar altında neredeyse imkansızken sizin sterilizasyondan bahsetmeniz gerçekten ilginç. Bizi bu konuda bilgilendiriseniz biz de aydınlanmış oluruz. Teşekkür ederim.
[/QUOTE] Steril etmekten kastım.Sizin tıp fakültesinde gördğünüz gibi değil. Üretici dilinde olandan. Önce tubifexi tanıyalım. Tubifex çamur ile beslenir ve çamurlu oratmda olduğu sürece vücudunda bulundurduğu kesede depolar. Nezaman ki çamursuz bir ortama geçince o kesecikten çamuru kullanır. Peki biz tubifexi 2 hafta boyunca hergün temiz suya alarak yaşatırsak ne olur. Tabiki artık içinde hiç çamur kalmamış olacaktır. İçi boşalan tubifex te son derece temizdir. 1 yıldır tubifex kullanıyorum. Ama hobicilerin ki gibi 20-30 gr değil 10 kg. Bunlar bana çamuru ve tüm pisliği ile geliyor. Ama şimdiye kadar ne ben nede hiçbir balığımda parazit, mantar vs. gibi hastalıkalr olmadı. Ki ben sadece 10 kilo ile uğraşıyorum. Siz hiç tubifexin çıktığı yere gidip nereden ve nasıl çıkarıldığını, onu çıkartan insanları gördünüz mü? Ben bizzat gidip gördüm. İnsanlar gırtlaklarına kadar lağama girip çıkarıyo. Evlerinde çamurdan ayıklayıp paketliyorlar. O insanlar neden hastalanmıyo. Onların metabolizmasımı farklı? tubifexi kötülemekteki amacın artık hastalık olduğuna inanmıyorum. Tamamen ticari sebepler var içinde. Kurt kültürü satmak için olduğunu düşünmekteyim.
Saygılar..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Mayıs 2009 13:15
[QUOTE=molku]merhabalar bu tartışma hıç bıtmez herhalde acaba aramızda su ürünleri fakultesi v.b. tanıdığı olan varmı şu sterilize edildiğinden bahsedilen canlılardan örnek gonderip sonuçlarını alıp burada paylaşıp son noktayı koysak tabi sonuç hastalık açısından pozitif veya negatif çıksada hepsi için soylenemez herhalde nerden toplandığı nasıl temızlendığı vs. hiç olmassa bı fıkrımız olur..[/QUOTE]
Eskişehir porsuk çayından çıkmaktalar. Ve tüm Türkiyeye dağıtımı oradan otobüslerle yapılıyor. Çıktığı yer lağam, fabrika atıkları ve mezbağa atılarının birleştiği yerler. Nasıl temizlendiğine gelince.
Hergün Tubifexin kusmuklarını ayırıp yıkamaktan ibaret.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2010 15:16
Değerli Arkadaşlar;
Çalışmalarımda Tubifexx leri potansiyel suda Ağır Metal kirliliği indikatörü olup olmadığını araştran biri olarak daha önce taradığım bilimsel makalelerde tubifexlerin doğal Kaynak sularında (spring water) %65 oksijen doygunluğu olan tanklarda çok rahat yaşatılabildiği söylenmektedir. Ayrıca Yem olarak bütün herkes Tetramin flakes adlı balık yemini kullanmıştır.
Sterilizasyona gelince bir virüsü sterile edebilmek için en az 121 derece sıcaklık ve 1,5 atm basınc altında otoklav dediğimiz Düdüklü tencere prensibi ile çalısan alette yapılası gerekir. Bunuda bir canlı olan Tuıbifexe uygulamanız imkansız olduğu için sterilizasyon imkansızdır.
Syagılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ocak 2010 13:06
[QUOTE=james_34]
Şimdi bazı şeylere açıklama getirmek farz oldu...
"Ancak Tubifex hepatiti nereden kapabilir... Hepatitli bir canlının artıklarının yaşadıkları ortama karışması ile... Tetanozu nereden kapabilirler... Özellikle sanayii atıklarından... Kendilerine ait bazı hastalıkları varsa bunların bizlere ya da balıklara bulaşma ihtimali çok düşüktür... Ama bizim onlara bulaştırdıklarımıza bulanıp bize geri yansıtırlar..." Demişsiniz. Gerçekten ilginç bir iddia. Yani bu iddiaya göre hepatit ve tetanoz doğada bulunmuyor, sadece insan ürünlerinde ve atıklarında bulunuyor ve doğaya burdan yayılıyor. Bu fikre nasıl sahip oldunuz bilemiyorum ama tetanoz neredeyse görebildiğiniz herherde vardır, altını çiziyorum; heryerde! (toprakta suda evde kitapta kalemde duvarda ağaçta kayada ormanda çölde). Hepatit için de aynı şeyi söylemişsiniz, burda bahsedilen pis sulardan bulaşan "hepatit A "virusudur ve sizin bahsettiğiniz gibi sadece insan atıklarında bulunmaz, pek tabi birçok yerde bulunabilir.
"Her akciğeri kestiğinde de bıçak sert bir cisme daha doğrusu kitleye temas eder... Yıllardır bu olayı yaşıyor, ben de evlenmeden önce yaşıyordum... Her seferinde de aynı şey çıkar bu kitleler: KALSİFİYE OLMUŞ TÜMÖR... Şimdi düşünelim bakalım... Bu danaların diğer organları nereye gitti... Bizlerin midesine... Peki kanser bunların sadece akciğerinde miydi? Bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim: Metastazlarla her yere sıçramış olabilirler... Veya başka bir yerdeki kanser metastazla gelip akciğere yerleşmiş olabilir... Biz de onları yedik büyük ihtimal.." Demişsiniz
Eşek beyni yemekle eşek olunmadığı gibi kanserli dokuyu veya bir tümörü yemekle insana kanser bulaşmaz, tekrar ediyorum: BULAŞMAZ. Kanserin bir çok nedeni vardır; radyasyon, kimyasallar, enfeksiyonlar, uzun süreli travmalar, genetik olarak anne babadan gelen problemler..... liste uzayıp gider. Bu etkenlerden sadece enfeksiyon bulaşıcı olabilir. Bu tür bir kansere birkaç örnek verecek olursak HBV ve HBC virusu karaciğer kanserine, EBV virüsü lenfomaya, HPV virüsü servix kanserine...vb neden olabilir (bunların dışında da kansere neden olan bazı enfeksıyonlar mevcuttur). Ancak bu enfeksiyonlar kanserli dokuyu yemekle bulaşmaz, şimdi diyeceksiniz ki biz insan eti yemiyoruz ki bu tümörleri yiyebilelim, yemediğimiz için bulaşmıyor, yesek bulaşır diye iddia edebilirsiniz, buna da açıklık getirelim: burada yazılı olan veya olmayan kanser etkeni mikroorganizmaların çok çok büyük bir kısmı besinlerle bulaşmaz, hele de sizin bahsettiğiniz büyükbaş hayvanların kanserli dokularını yemekle bulaşan bir kanser henüz literatürde tanımlanmamıştır, çok yeni ve duyulmamış bir bilimsel çalışmadan bahsediyorsanız beni de aydınlatırsanız sevinirim.
Hayvan etinden kanser bulaşmaz ancak oldukça tehlikeli bir şey olan parazitler bulaşabilir ve çok ciddi sonuçlara yol açabilirler. Ve sizin de bahsettiğiniz gibi hayvan etini keserken parazitlerin oluşturduğu kistlere denk gelebiliriz bazen.
Sonuç olarak insalar doğaya büyük zararlar veriyor, birçok hastalığın yayılmasına neden oluyor, çevreyi kirletiyor, yok ediyor, tamiri çok zor hatta mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkıyor, bu konuda haklısınız ancak bahsettiğniz örnekte olduğu gibi tubifexin hastalık bulaştırmasının nedeni insalar değilidir, bu canlının doğası gereği yaşadığı ortam aynı zamanda birçok mikroorganizmanın yaşaması için de oldukça elverişli bir ortamdır, ve pek tabi bu kadar çok mikroorganizmanın yaşadığı ortamda içlerinden bazılarının da hastalık oluşturabilme özelliğine sahip olmaları yadırganacak birşey değildir, çok doğaldır.
mico 2010-01-20 17:07:27
Şimdi bazı şeylere açıklama getirmek farz oldu...
Tubifex'in kendisi, kendisinde olan bir hastalığı bulaştırmaz... Ancak bizlerin onlara bulaştırdığımız hastalıkları bulaştırabilirler... Tubifex özellikle Mehmet Bey'in saydıklarının hepsini taşıyıp kendi hastalanmayabilir... Ancak Tubifex hepatiti nereden kapabilir... Hepatitli bir canlının artıklarının yaşadıkları ortama karışması ile... Tetanozu nereden kapabilirler... Özellikle sanayii atıklarından... Kendilerine ait bazı hastalıkları varsa bunların bizlere ya da balıklara bulaşma ihtimali çok düşüktür... Ama bizim onlara bulaştırdıklarımıza bulanıp bize geri yansıtırlar...
Annemin evde 6 bahçede 20'nin üzerinde kedisi var... Hergün üşenmez ve gider dana akciğeri alıp kedilere yedirir... Her akciğeri kestiğinde de bıçak sert bir cisme daha doğrusu kitleye temas eder... Yıllardır bu olayı yaşıyor, ben de evlenmeden önce yaşıyordum... Her seferinde de aynı şey çıkar bu kitleler: KALSİFİYE OLMUŞ TÜMÖR... Şimdi düşünelim bakalım... Bu danaların diğer organları nereye gitti... Bizlerin midesine... Peki kanser bunların sadece akciğerinde miydi? Bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim: Metastazlarla her yere sıçramış olabilirler... Veya başka bir yerdeki kanser metastazla gelip akciğere yerleşmiş olabilir... Biz de onları yedik büyük ihtimal... Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? Vejeteryan olmayı mı? Bitkilerde birşey yok mu sanıyorsunuz? Hormonlu gıdalar yüzünden kaç kız çocuğunun daha 3 yaş civarında iken adet görmeye başladığını bilseniz dudaklarınız uçuklar...
Biz kirletiyoruz biz şikayet ediyoruz... Ortada bir terslik var ama kimde? Tubifexlerde değil bence...
Saygılar...
[/QUOTE]"Tubifex'in kendisi, kendisinde olan bir hastalığı bulaştırmaz... Ancak
bizlerin onlara bulaştırdığımız hastalıkları bulaştırabilirler." Demişsiniz ancak bu doğru değil, herhangi bir canlı kendisinde olan bir mikrobu, bu mikrop kendisinde hastalık oluştursa da oluşturmasa da başka canlılara bulaştırabilir (tabi eğer hastalık bulaşıcıysa). Bu olay, hastalığın bulaşıcı olması veya olmaması ile ilgilidir, bahsettiğiniz örnekte olduğu gibi tubifexi hasta edip etmemesiyle ilgili değildir."Ancak Tubifex hepatiti nereden kapabilir... Hepatitli bir canlının artıklarının yaşadıkları ortama karışması ile... Tetanozu nereden kapabilirler... Özellikle sanayii atıklarından... Kendilerine ait bazı hastalıkları varsa bunların bizlere ya da balıklara bulaşma ihtimali çok düşüktür... Ama bizim onlara bulaştırdıklarımıza bulanıp bize geri yansıtırlar..." Demişsiniz. Gerçekten ilginç bir iddia. Yani bu iddiaya göre hepatit ve tetanoz doğada bulunmuyor, sadece insan ürünlerinde ve atıklarında bulunuyor ve doğaya burdan yayılıyor. Bu fikre nasıl sahip oldunuz bilemiyorum ama tetanoz neredeyse görebildiğiniz herherde vardır, altını çiziyorum; heryerde! (toprakta suda evde kitapta kalemde duvarda ağaçta kayada ormanda çölde). Hepatit için de aynı şeyi söylemişsiniz, burda bahsedilen pis sulardan bulaşan "hepatit A "virusudur ve sizin bahsettiğiniz gibi sadece insan atıklarında bulunmaz, pek tabi birçok yerde bulunabilir.
"Her akciğeri kestiğinde de bıçak sert bir cisme daha doğrusu kitleye temas eder... Yıllardır bu olayı yaşıyor, ben de evlenmeden önce yaşıyordum... Her seferinde de aynı şey çıkar bu kitleler: KALSİFİYE OLMUŞ TÜMÖR... Şimdi düşünelim bakalım... Bu danaların diğer organları nereye gitti... Bizlerin midesine... Peki kanser bunların sadece akciğerinde miydi? Bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim: Metastazlarla her yere sıçramış olabilirler... Veya başka bir yerdeki kanser metastazla gelip akciğere yerleşmiş olabilir... Biz de onları yedik büyük ihtimal.." Demişsiniz
Eşek beyni yemekle eşek olunmadığı gibi kanserli dokuyu veya bir tümörü yemekle insana kanser bulaşmaz, tekrar ediyorum: BULAŞMAZ. Kanserin bir çok nedeni vardır; radyasyon, kimyasallar, enfeksiyonlar, uzun süreli travmalar, genetik olarak anne babadan gelen problemler..... liste uzayıp gider. Bu etkenlerden sadece enfeksiyon bulaşıcı olabilir. Bu tür bir kansere birkaç örnek verecek olursak HBV ve HBC virusu karaciğer kanserine, EBV virüsü lenfomaya, HPV virüsü servix kanserine...vb neden olabilir (bunların dışında da kansere neden olan bazı enfeksıyonlar mevcuttur). Ancak bu enfeksiyonlar kanserli dokuyu yemekle bulaşmaz, şimdi diyeceksiniz ki biz insan eti yemiyoruz ki bu tümörleri yiyebilelim, yemediğimiz için bulaşmıyor, yesek bulaşır diye iddia edebilirsiniz, buna da açıklık getirelim: burada yazılı olan veya olmayan kanser etkeni mikroorganizmaların çok çok büyük bir kısmı besinlerle bulaşmaz, hele de sizin bahsettiğiniz büyükbaş hayvanların kanserli dokularını yemekle bulaşan bir kanser henüz literatürde tanımlanmamıştır, çok yeni ve duyulmamış bir bilimsel çalışmadan bahsediyorsanız beni de aydınlatırsanız sevinirim.
Hayvan etinden kanser bulaşmaz ancak oldukça tehlikeli bir şey olan parazitler bulaşabilir ve çok ciddi sonuçlara yol açabilirler. Ve sizin de bahsettiğiniz gibi hayvan etini keserken parazitlerin oluşturduğu kistlere denk gelebiliriz bazen.
Sonuç olarak insalar doğaya büyük zararlar veriyor, birçok hastalığın yayılmasına neden oluyor, çevreyi kirletiyor, yok ediyor, tamiri çok zor hatta mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkıyor, bu konuda haklısınız ancak bahsettiğniz örnekte olduğu gibi tubifexin hastalık bulaştırmasının nedeni insalar değilidir, bu canlının doğası gereği yaşadığı ortam aynı zamanda birçok mikroorganizmanın yaşaması için de oldukça elverişli bir ortamdır, ve pek tabi bu kadar çok mikroorganizmanın yaşadığı ortamda içlerinden bazılarının da hastalık oluşturabilme özelliğine sahip olmaları yadırganacak birşey değildir, çok doğaldır.
"Biz kirletiyoruz biz şikayet ediyoruz... Ortada bir terslik var ama kimde? Tubifexlerde değil bence...
Saygılar... " Demişsiniz. Zaten burdaki kimse tubifexi yargılayıp infaz etmiyor, yani demek istediğim tubifex hastalık bulaştırabilir mi? Evet bulaştırabilir (dikkatli olmazsak bulaştırabilme ihtimali vardır,kesin bulaştırır değil) Yani ortada bir suçlu yok, hastalık bulaştırsa da bulaştırmasa da tubifexi suçlamıyoruz, seviyoruz onu :)Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 20:28
Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmıs ben eskişehirde canlı yem işini yapıyorum. İstanbula izmirede yemın cogunu bız yolluyoruz ben burda zararı varmıs yokmus tartısmıcam eger kı üreticilerin hepsı bu yemı kullanıyosa bunda vardır bı keramet balıgı canlı yem kadar kondısyon kazandıran ve aynı zamanda buyten baska yem varsa söleyınde bızde bılelım, saglık zararı falan demısler o yemın nereden cıktıgı kımse bılmez kanalızasyon der gecerler öle sularda yem cıkmaz o asıtler yemı öldurur suyun cok pıs olamamısı gerek kı yemde oksıjen alsın uresın buyusun, ALLAHA şükür hala saglıgımızda bısı yok ölmedıkte her gunde sulara gırıyoruz bende daha görmedım canlı yemden ölen hastalanan adam bazı arkadaşlar ya cok tıtız yada bızım burlarda aprtman çocucu derler o cınsten herseyden ölduklerını yada hastalık kaptıklarını zannederler.saygılarımla sorusu olan olursa özelden cevaplamaya çalısırım...iyi akşamlar..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 22:35
[QUOTE=a.bozkurt]Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmıs ben eskişehirde canlı yem işini yapıyorum. İstanbula izmirede yemın cogunu bız yolluyoruz ben burda zararı varmıs yokmus tartısmıcam eger kı üreticilerin hepsı bu yemı kullanıyosa bunda vardır bı keramet balıgı canlı yem kadar kondısyon kazandıran ve aynı zamanda buyten baska yem varsa söleyınde bızde bılelım, saglık zararı falan demısler o yemın nereden cıktıgı kımse bılmez kanalızasyon der gecerler öle sularda yem cıkmaz o asıtler yemı öldurur suyun cok pıs olamamısı gerek kı yemde oksıjen alsın uresın buyusun, ALLAHA şükür hala saglıgımızda bısı yok ölmedıkte her gunde sulara gırıyoruz bende daha görmedım canlı yemden ölen hastalanan adam bazı arkadaşlar ya cok tıtız yada bızım burlarda aprtman çocucu derler o cınsten herseyden ölduklerını yada hastalık kaptıklarını zannederler.saygılarımla sorusu olan olursa özelden cevaplamaya çalısırım...iyi akşamlar..
[/QUOTE]
Ahmet Bey zaten kimse" kesinlikle tubifex kullanmayın" demiyor ama balıklar açısından hemen hemen diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ancak gelişigüzel kullanıldığında bazı riskler barındırdığı bu nedenle de kullanırken dikkatli olunması ve iyi temzilenmesi gerektiği anlatılıyor. Yani büyük miktarlarda üretim yapan ve bu işin ticari kısmıyla ilgilenen biri için tubifex oldukça avantajlı ancak evde beslediğimiz 2-3 adet lepistes veya japon için tubifexle uğraşmak pek de gerekli değil açıkçası. Sonuç olarak canlı yemin diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ve kondüsyon kazandırma, üretim ve yavru büyütme açısından rakipsiz olduğu bir gerçek, bu konuda haklısınız. Bu olayın balıklar açısından olan kısmı. Bir de işin insanlarla ilgili olan tıbbi kısmı var. "Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmış" derken umarım işin bu tarafını kastetmiyorsunuzdur, zira açıklamalarınızdaki "apartman çucuğu" tabirinden balık üretimi konusunda engin tecrübelerinizin yanında ileri dercede tıbbi bilgi birikine sahip olduğunuz anlaşılıyor. Heralde siz şu ana kadar hastalanmamışsanız temiz olmayan sulardan bazı hastalıklar bulaşmasının kesinlikle imkansız olduğunu kanıtlamış oluyorsunuz öyle mi? Tıpkı "ben 40 yıldır sigara içiyorum ama kanser olmadım demek ki sigara kanser yapmaz" diyen biri gibi...
Ahmet Bey zaten kimse" kesinlikle tubifex kullanmayın" demiyor ama balıklar açısından hemen hemen diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ancak gelişigüzel kullanıldığında bazı riskler barındırdığı bu nedenle de kullanırken dikkatli olunması ve iyi temzilenmesi gerektiği anlatılıyor. Yani büyük miktarlarda üretim yapan ve bu işin ticari kısmıyla ilgilenen biri için tubifex oldukça avantajlı ancak evde beslediğimiz 2-3 adet lepistes veya japon için tubifexle uğraşmak pek de gerekli değil açıkçası. Sonuç olarak canlı yemin diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ve kondüsyon kazandırma, üretim ve yavru büyütme açısından rakipsiz olduğu bir gerçek, bu konuda haklısınız. Bu olayın balıklar açısından olan kısmı. Bir de işin insanlarla ilgili olan tıbbi kısmı var. "Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmış" derken umarım işin bu tarafını kastetmiyorsunuzdur, zira açıklamalarınızdaki "apartman çucuğu" tabirinden balık üretimi konusunda engin tecrübelerinizin yanında ileri dercede tıbbi bilgi birikine sahip olduğunuz anlaşılıyor. Heralde siz şu ana kadar hastalanmamışsanız temiz olmayan sulardan bazı hastalıklar bulaşmasının kesinlikle imkansız olduğunu kanıtlamış oluyorsunuz öyle mi? Tıpkı "ben 40 yıldır sigara içiyorum ama kanser olmadım demek ki sigara kanser yapmaz" diyen biri gibi...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 22:51
Tubifexin en yakın alternatifi Su piresi üretmenizi öneririm daha az çaba harcarsınız.Hme çok hızlı ürerler,hemde daha az risklidirler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 23:24
[QUOTE=mico]
[QUOTE=a.bozkurt]Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmıs ben eskişehirde canlı yem işini yapıyorum. İstanbula izmirede yemın cogunu bız yolluyoruz ben burda zararı varmıs yokmus tartısmıcam eger kı üreticilerin hepsı bu yemı kullanıyosa bunda vardır bı keramet balıgı canlı yem kadar kondısyon kazandıran ve aynı zamanda buyten baska yem varsa söleyınde bızde bılelım, saglık zararı falan demısler o yemın nereden cıktıgı kımse bılmez kanalızasyon der gecerler öle sularda yem cıkmaz o asıtler yemı öldurur suyun cok pıs olamamısı gerek kı yemde oksıjen alsın uresın buyusun, ALLAHA şükür hala saglıgımızda bısı yok ölmedıkte her gunde sulara gırıyoruz bende daha görmedım canlı yemden ölen hastalanan adam bazı arkadaşlar ya cok tıtız yada bızım burlarda aprtman çocucu derler o cınsten herseyden ölduklerını yada hastalık kaptıklarını zannederler.saygılarımla sorusu olan olursa özelden cevaplamaya çalısırım...iyi akşamlar..
[/QUOTE]
Ahmet Bey zaten kimse" kesinlikle tubifex kullanmayın" demiyor ama balıklar açısından hemen hemen diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ancak gelişigüzel kullanıldığında bazı riskler barındırdığı bu nedenle de kullanırken dikkatli olunması ve iyi temzilenmesi gerektiği anlatılıyor. Yani büyük miktarlarda üretim yapan ve bu işin ticari kısmıyla ilgilenen biri için tubifex oldukça avantajlı ancak evde beslediğimiz 2-3 adet lepistes veya japon için tubifexle uğraşmak pek de gerekli değil açıkçası. Sonuç olarak canlı yemin diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ve kondüsyon kazandırma, üretim ve yavru büyütme açısından rakipsiz olduğu bir gerçek, bu konuda haklısınız. Bu olayın balıklar açısından olan kısmı. Bir de işin insanlarla ilgili olan tıbbi kısmı var. "Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmış" derken umarım işin bu tarafını kastetmiyorsunuzdur, zira açıklamalarınızdaki "apartman çucuğu" tabirinden balık üretimi konusunda engin tecrübelerinizin yanında ileri dercede tıbbi bilgi birikine sahip olduğunuz anlaşılıyor. Heralde siz şu ana kadar hastalanmamışsanız temiz olmayan sulardan bazı hastalıklar bulaşmasının kesinlikle imkansız olduğunu kanıtlamış oluyorsunuz öyle mi? Tıpkı "ben 40 yıldır sigara içiyorum ama kanser olmadım demek ki sigara kanser yapmaz" diyen biri gibi...
Kardeş balıklarla ilgili kısmını gayet ıyı acıklamıssın,orda sölucek bsıeyım yok zaten bu konuları tartısmam yanı bergamayı herkes bilir onlarda muhendıs su ürünlerinden adamlar calısıyo oraya bile ayda 600 kg canlı yem kullanılıyo eger kötü bişey olsao adamlar kullanmaz. saglık yönune gelınce ben 24 yasındayım türkiyeye canlı yemın yüzde 70 eskişeirden gider ve ben bu yem işini yapan 3 nesil insan gördüm hiç birinde sağlık sorunları olmamıstır, babam 25 senedır işi budur herkeste tanır bende 9 senedır yapıyorum yani saglık yönunden sorun olan bı adam görmedım çoğu canlı yemcıyıde tanırım ama benım tanımayıp senın tanıdıgın saglık sorunu olan bı canlı yemcı varsa sölede bizde bilelim kardes..
[/QUOTE]
Ahmet Bey zaten kimse" kesinlikle tubifex kullanmayın" demiyor ama balıklar açısından hemen hemen diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ancak gelişigüzel kullanıldığında bazı riskler barındırdığı bu nedenle de kullanırken dikkatli olunması ve iyi temzilenmesi gerektiği anlatılıyor. Yani büyük miktarlarda üretim yapan ve bu işin ticari kısmıyla ilgilenen biri için tubifex oldukça avantajlı ancak evde beslediğimiz 2-3 adet lepistes veya japon için tubifexle uğraşmak pek de gerekli değil açıkçası. Sonuç olarak canlı yemin diğer bütün yemlerden daha besleyici olduğu ve kondüsyon kazandırma, üretim ve yavru büyütme açısından rakipsiz olduğu bir gerçek, bu konuda haklısınız. Bu olayın balıklar açısından olan kısmı. Bir de işin insanlarla ilgili olan tıbbi kısmı var. "Bilgisi olan olamayan herkes bişeyler yazmış" derken umarım işin bu tarafını kastetmiyorsunuzdur, zira açıklamalarınızdaki "apartman çucuğu" tabirinden balık üretimi konusunda engin tecrübelerinizin yanında ileri dercede tıbbi bilgi birikine sahip olduğunuz anlaşılıyor. Heralde siz şu ana kadar hastalanmamışsanız temiz olmayan sulardan bazı hastalıklar bulaşmasının kesinlikle imkansız olduğunu kanıtlamış oluyorsunuz öyle mi? Tıpkı "ben 40 yıldır sigara içiyorum ama kanser olmadım demek ki sigara kanser yapmaz" diyen biri gibi...
Kardeş balıklarla ilgili kısmını gayet ıyı acıklamıssın,orda sölucek bsıeyım yok zaten bu konuları tartısmam yanı bergamayı herkes bilir onlarda muhendıs su ürünlerinden adamlar calısıyo oraya bile ayda 600 kg canlı yem kullanılıyo eger kötü bişey olsao adamlar kullanmaz. saglık yönune gelınce ben 24 yasındayım türkiyeye canlı yemın yüzde 70 eskişeirden gider ve ben bu yem işini yapan 3 nesil insan gördüm hiç birinde sağlık sorunları olmamıstır, babam 25 senedır işi budur herkeste tanır bende 9 senedır yapıyorum yani saglık yönunden sorun olan bı adam görmedım çoğu canlı yemcıyıde tanırım ama benım tanımayıp senın tanıdıgın saglık sorunu olan bı canlı yemcı varsa sölede bizde bilelim kardes..
[/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir