Rafetus Euphraticus (Fırat Kaplumbağası)
Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus), Trionychidae familyasından dibi çamurlu göl ve nehirlerde yaşayan bir kaplumbağa türü.
Özellikleri
Kabuğun üzeri yumuşak deriyle örtülüdür. Başının ucunda ufak bir hortum bulunur. Havayı bu hortumun ucunda bulunan burun delikleriyle alır. Güneşlenmek için nadiren su dışına çıkar. Hayatlarının çoğunu dipte çamura gömülü olarak geçirirler. Deri ve ağız içi solunumuda yaptıkları için uzun süre su altında kalabilirler.
DİET:Çeşitli bitkiler balık, sucul böcekler, yengeç, solucan, kurbağalar, yiyebileceği boyuttaki su yılanları ve yiyebileceği boyuttaki tüm sucul hayvanlardır.
Dağılımı
Türkiye'de Fırat ve Dicle nehirlerinde görülürler. Yapılan barajlar nedeniyle soyları tükenme tehlikesi altındadır.
Fırat Kaplumbağası Doğaya Bırakıldı
Doğa derneğinin bölgede yürüttüğü çalışmalar kapsamında dünya ölçeğinde tehlike altında olan sadece Fırat ve Dicle Nehrinde yaşayan Fırat Kaplumbağası geçtiğimiz günlerde doğaya bırakıldı. Nizip’te Burhan Kalkan adlı vatandaş tarafından bulunan Fırat Kaplumbağası doğaya salındı. Ancak Fırat Kaplumbağasını doğaya salmadan önce durumu istişare eden Doğa Derneği yetkilileri kaplumbağanın ait olduğu yere yani doğaya bırakılması konusunda duyarlılık gösterdi. Doğa derneği Bölge Sorumlusu Turan Çetin dernek olarak bölgede 5 yıldır aktif çalışmalar gösterdiklerini bu kapsamda bölge insanlarının da bu tür yabani canlılar hakkında duyarlı davrandıklarını ifade etti. Nesli Tehlike altında olan Fırat Kaplumbağaları için yapılan öz verili çalışmaların olumlu sonuçlandığını belirten Çetin, yaşanan bu gelişmelerin bölgemiz açısından sevindirici olduğunu kaydetti
.
FIRAT KAPLUMBAĞASI: ( Rafetus euphraticus): Fırat ve Dicle nehrine endemik bir canlıdır. Boyu 1 metreyi aşmaz. Sırt bölgesinin rengi koyu yeşilden açık kahverengiye kadar değişir. Genç bireylerde vücut açık üzerlerinde ardışık siyah ve beyaz lekeler bulunur. Başlarının uç kısmında küçük, yumuşak bir hortum bulunur. Bu hortum sayesinde nefes alırlar. Su altında çok uzun süre kalabilirler. Bu yüzden Fırat Kaplumbağalarını görmek çok zordur. Diğer türlere göre oldukça daha hızlı hareket ederler. Boyunlarını hızla dışarı çıkartarak avlarını yakalayabilirler. Genellikle çamurlu göl ve nehirleri yaşam alanı olarak seçerler ve zamanlarının çoğunu dipte çamurun içinde geçirirler. Genel olarak su’cul hayvanları yerler.
http://www.nrtmedya.com/index.php?islem=haberoku&haberid=4863
ŞANLIURFA - Dünya yüzünde sadece Şanlıurfa'nın Bozova ilçesindeki Atatürk Barajı göl havzasında yaşadığı sanılan yeşil su kaplumbağaları, tükenme riskiyle karşı karşıya. Yöre sakinlerine göre latince adı 'rafetus-euphraticus' olan kaplumbağalardan bölgede sadece 50-60 tane kaldı.
Adı 'çok yiyen'
'Rafetus'ların korunması için Çevre Bakanlığı
ve Şanlıurfa Valiliği harekete geçti. Baraj gölü havzasında ağları yırtıyorlar diye balıkçılar tarafından öldürülen kaplumbağalar için, ilk aşamada Bozova bölgesinde doğal koruma alanı yaratılacak.
Yöre halkının Kürtçe 'çok yiyen, doyumsuz' anlamına gelen 'hut' diye adlandırdığı kaplumbağaların bölgedeki varlığını, ilk olarak Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ertan Taşkavak başkanlığındaki bir araştırma ekibi fark etti. GAP İdaresi Biyolojik Çevre Araştırma Grubu'yla Ege Üniversitesi'nden Su Bilimleri öğretim üyelerinin yer aldığı heyet, son bir yıl içinde yaptıkları araştırmalarda, kaplumbağalarn bölgede yaşadığını, ama sayılarnın azaldığını gördü.
Bozova Kaymakamı İsmail Gültekin kaplumbağaların sayısını saptama ve koruma çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek,
"Bunlar etçil hayvanlar. Yetişkin bir duruma geldiklerinde ağırlıkları 25 kiloya, çaplarıysa bir metreye ulaşıyor. İnsanlara pek yaklaşmıyorlar. Kuvvetli çene yapıları ile her şeyi rahatlıkla yiyebiliyorlar.
Bizim amacımız bu güzel ve sevimli hayvanların yok olmalarını engelleyerek nesillerinin devamını sağlamak" dedi.
Piknikçiler sağ olsun
Bozova'da bulunan ve kaplumbağaların yaşadığı havzanın yanında bulunan Bozova Kaymakamlığı Dinlenme Tesisi Yöneticisi Müslüm Gül ise kaplumbağaların pikniğe gelenlerin atıklarıyla karınlarını doyurduklarını, kendilerinin de ellerinden geldiği kadarıyla kaplumbağalara zarar verilmesini engellediklerini söyledi.
Türkiye'de Fırat ve Dicle nehirlerinde, alt bölgelerinde ve kollarında dağılım gösterirler. Özellikle Şanlıurfa'nın Bozova ilçesi yakınlarındaki Atatürk Baraj gölü kıyısında bu türe rastlanmaktadır. Yapılan yeni barajlar nedeniyle soyları tükenme tehlikesi altındadır.
Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus), Trionychidae familyasından dibi çamurlu göl ve nehirlerde yaşayan bir kaplumbağa türü. Dünya ölçeğinde nesli tehlike altinda olan Fırat kaplumbağası, sırt bölgesi koyu yeşilden açık kahverengiye kadar değişen renklerde, karın bölgesiyse beyaz olan bir kaplumbağa türüdür. Genç bireylerin renkleri daha açıktır ve üzerlerinde siyah ve beyaz lekeler bulunur. Kabuğun üzeri yumuşak deriyle örtülüdür. Deri ve ağız içi solunumuda yaptıkları için uzun süre su altında kalabilirler. Başının ucunda ufak bir hortum bulunur. Bu yumuşak hortumsu uzuv ucunda bulunan burun delikleri sayesinde nefes alırlar. Boyları ortalama 40 cm. ile 70 cm. arası değişebilir. Ağırlıklariıda 25 kg. bulabilir. Etçil bir yapıya sahip olan bu türün en önemli özelliklerinden biri saldırgan olması ve genel olarak sucul hayvanlarla beslenmesidir. Bazen bitki yedikleri de olur. Diğer türlere oranla oldukça hızlı hareket eden "rafetus euphraticus" kaplumbağaları, boyunlarını hızla dışarı çıkararak avlarını yakalayabilirler. Dünyada sadece Türkiye’de yaşadığı belirlenen Fırat yumuşak kabuklu kaplumbağanın yapılan DNA testi sonucu daha önce iddia edildiği gibi 60 milyon yıl önce evrim geçirdiği, Kuzey Amerika’da yaşayan kaplumbağalar ile yakın akraba olmadıkları belirlenmiştir.
Rafetus Kaplumbağası’nın yakalandıgı Şanlıurfa’nın Bozova ilçesine bagğı Çatak köyü yakınlarındaki Atatürk Barajı gölünde 33 milyar harcama ile koruma ve üreme alanı oluşturuldu. Tel örgüler ile çevrilen Atatürk Baraji gölündeki 25 bin metre karelik alana kafesler konuldu. Havalarin ısınmasıyla yüzeye çıkacak olan kaplumbağaların yakalanarak korunmasına böylelikle başlandı.
Batman-Yumurtalık petrol boru hattının 13 Nisan 2005 tarihinde Şanlıurfa mevkiinde gece saat 23. 00 sularında yırtılması sonucu köylüler sabah Atatürk Barajı'nı oluşturan Fırat nehrinin simsiyah manzarası ile uyandı.Olup bitene ilk etapta bir anlam veremeyen Şanlıurfa'nın Yığınak,Bahçeli ve Arıpınar köylüleri Botaş Boru Hattı?nın patlaması yüzünden akan petrolün baraj sularına karıştığını fark edince durumu hemen Botaş yetkilerine bildirdi. Ancak Botaş yetkilerinin olay yerine gelmesi tam 10 saat sürdü. Botaş boruyu onarana kadar yaklaşık 20 bin varil petrol drenaj kanarlından Atatürk barajının serin sularına aktı. Baraj gölünde, İstanbul Boğazı'ndaki tanker kazalarından sonra görülen tablonun bir benzeri ortaya çıkarttı. 1 kilometrelik alana yayılan petrolün suyun üzerinde 4 santimetrelik bir tabaka oluşturması en fazla kıyıda ki yavru kaplumbağaları vurdu. Gelişmesini sağladığında 1 metre uzunluğuna 25 kilogram ağırlığına kadar ulaşan Refatus kaplumbağaları baraj göl aynası üzerinde alev alan petrol yangılarında canlarını kurtarsa da yavru kaplumbağalar onlar kadar şanslı değildi. Yöre insanın "Hut" bilim adamlarının ise "Refatus" ismini koyduğu bir çok yavru kaplumbağayı alevler arasında köylüler kurtardı. Doğal rengi yeşil olan refatus kaplumbağaları petrole bulandığı için siyahlara büründü. Artık onlar yastaydı. Petrolden gözlerinin önünü göremeyecek kör, nefes alamayacak kadar çaresiz kalan kaplumbağalar çevrecileri çok üzdü. Bunların başında ise felaketin boyutlarını fark eden Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe geliyordu. Bakan Pepe Şanlıurfa Valisi Şemsettin Uzun'u arayarak gelişmeler hakkında hemen bilgi istedi. Bu arada basın danışmanı aracılığı ile de Şanlıurfa Çevre Orman İl Müdürlüğünün harekete geçmesini sağladı. Fırat'ın serin suları bir yandan Ortadoğu kadar sıcaktı. Diğer yandan da Mezopotamya'nın tarihi kadar geçmişi olan refatusları koynunda besleyen Fırat, taziye evleri kadar yastaydı. Bu güne kadar hırçındı aldığı canların sayısı belli değildi ama bu kez koynunda büyütüp beslediği refetus kaplumbağalarının hüznünden sakindi durgundu. Oysa GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı yalnızca Fırat'ta yaşayan refatusları koruma altına alıp turizme kazandırmak için 32 bin YTL ayırmıştı. Bunun için ise havaların ve suların ısınmasını bekliyordu. Birtakım çalışmalarda başlatılmıştı.GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın refatuslar için Fırat Nehri Havzasında tam 2 yıl araştırma yapmıştı. GAP Bölgesi'nde yürütülen "GAP Yaban Hayatı Projesi" çalışmalarında Refatuslar için Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinden Doç. Dr. Ertan Taşkavak da danışmanlık yapıyordu. Doç. Dr. Taşkavak'ın hazırladığı "Fırat Yumuşak Kabuklu Kaplumbağası: Dünü, Bugünü ve Yarını" isimli rapor çoğaltılarak ilgili kuruluşlara iletilmişti.Bunun üzerine harekete geçen yetkiler Fırat Nehri kaplumbağasının korunmasını karara bağlamıştı."Rafetus Euphraticus" cinsi yavru kaplumbağaların koruma altına alınmasıyla başlanacak olan proje yaz mevsiminde suların ısınmasıyla daha da genişletilerek ana ve baba kaplumbağaların da koruma altına alınmasını sağlayacaktı.
Bu arada projeden sorumlu GAP İdaresi bölge Müdürlüğünden Semih Dengi Aatürk Barajı Göl aynasında dev kaplumbağaları ve yavruları yakalamak için 8 tane pinker(kafes), yavru kaplumbağalar için 18 adet akvaryum, 50 adette yumurtlamaları için sıtreper kutu hazırladıklarını bildirdi.
GAP İdaresi Bölge Müdürü Rafet Yılmazoğlu ise kaplumbağaların yapılan DNA testlerinde 60 milyar yıl önce yaşadığını tesbit ettiklerini aktardı. Koruma altına alınacak kaplumbağaların ilerleyen yıllarda dünya insanın, hayvan severlerin, dünyada bu iş ile ilgilenlerin su ürünleri ile ilgilenenlerin
dikkatini çekeceğini düşünen Yılmazoğlu, Şanlıurfa'nın Bozova ilçesine bağlı Çatak köyü yakınlarındaki Atatürk Barajı Gölü ve kıyısında 25.000 m2 lik yapay koruma ve üreme alanı oluşturduklarını dile getirdi.Yılmazoğlu'na göre Rafetus Euphraticus kaplumbağanın sadece ülkemizin değil aynı zamanda dünyanın bir biyolojik zenginliği ve mirası dünyanın bir çok yerinden insanların bu kaplumbağaları görmeye gelmesini bekliyor.Bu nun yanı sıra bölgenin turizm potansiyelini de artıracağına inanıyor.
Bu arada etcil cinsinden olan bu dev kaplumbağaların Fırat Nehri'ndeki balıklarla besleniyor. Ayrıca karpuz kabuğunu da çok seviyor. 25 kilogram ağırlığına kadar çıkan bir metre uzunluğunda olabilen kaplumbağaya yöre halkı iri anlamına gelen 'Hut' ismini takarken bilim adamları 'refatus' ismini koydu. Rafetus'un diğer kaplumbağalardan farklı olan en ilginç özelliği "sırt kısmının sünger kadar yumuşak, çene ve dişlerinin çok güçlü olması. Dişleriyle tornavidanın çelik kısmını kıracak kadar güçlü olduğu belirtiliyor. Fırat Havzası endemik kaplumbağasının sırt kısmı yeşil, karın altı kısmı ise sarı. İnsanlardan çok korkan bu kaplumbağalar kolay kolay su yüzüne çıkmıyor, çıksa bile yalnızca burnunu çıkartıyor. Uzmanlara göre Rafetus, çevresindeki sesi yaklaşık 500 metreden radar gibi algılayabiliyor. Kış mevsiminde yaklaşık 4 ay su altından çıkmıyor bu süre zarfı içerisinde uyuyor. Suların ısınmasıyla su yüzeyine çıkıyor
http://www.cihandergi.com/detay.php?id=87&did=11
Canavar, Rafetus çıktı
Batmana bağlı Beşiri ilçesinin Bahçeli köyündeki gölette bir süredir varlığı bilinen ve canavar zannedilen canlı, bölgede nadir görülen ve Fırat Kaplumbağası olarak bilinen Rafetus Euphraticus çıktı.
28 Eylül 2009 23:01
Yorum Sayısı :0 Okunma : 247
Göldeki balıkların aniden azalması, yüzmeye giden çocukların gölde canavara benzeyen, gözleri ışık gibi parlayan garip bir yaratık gördüklerini iddia etmesi üzerine harekete geçen köy sakinleri gölde nöbet tutmaya başladı. Günlerce gölette aramalarını sürdüren köylüler sonunda çocukların korkulu rüyası haline gelen ve balıkların yok olmasına neden olduğu ileri sürülen yaratığı yakalamayı başardı.
http://www.durushaber.com/haber_detay.asp?haberID=1009
Dünya ölçeğinde nesli tehlike altında olan Fırat kaplumbağasının (Rafetus euphraticus), sırt bölgesi koyu yeşilden açık kahverengiye kadar değişen renklerde, karın bölgesiyse beyaz olan bir kaplumbağa türüdür. Başlarının uç kısmında küçük, yumuşak hortumsu bir uzuv vardır. Bu uzuv sayesinde nefes alırlar. Boyları ortalama 40 cm'dir. Genellikle dibi çamurlu göl ve nehirleri yaşam alanı olarak seçerler. Fırat ve Dicle Nehri'nin alt bölgelerinde ve kollarında dağılım gösterirler. Barajlarla beraber yaşam alanlarının yok olması Fırat kaplumbağasının azalmasının nedenlerinin başında gelir. GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın Fırat Nehri Havzası'nda yaptığı araştırmada bulunan 25 kilo ağırlığında ve bir metre uzunluğundaki kaplumbağalar koruma altına alındı.
http://hayvanhaber.blogcu.com/vahsi-hayatin-yeni-evi-guneydogu_13988251.html
Barajlar Fırat Kaplunbağası’nın neslini tüketiyor
ŞIRNEX (MEDOP) – Türkiye’de sadece Dicle ve Fırat nehirlerinde yaşayan Fırat Kaplumbağası’nın (Rafetus euphraticus) nesli bölgede yapılan barajlar nedeniyle yok oluyor. Türün korunması için devletin hiçbir önlem almadığını söyleyen Doğa Derneği Şanlıurfa Bölge Sorumlusu Çetin Turan, kaplumbağaların neslinin hızlı bir şekilde tükendiğini işaret etti.
Devletin bölgede yaptığı barajlar nedeniyle Fırat ve Dicle nehirlerinin havzalarında yaşayan birçok canlı türü yok olmayla karşı karşıya kalıyor. Hiçbir ekolojik tespit yada önlem alınmadan yapılan barajlar bir taraftan bölgenin tarihi yapılarını yok ederken diğer taraftan ise, ekolojik çeşitliliği yok ediyor. Dünya’da sadece Dicle ve Fırat nehirlerinde yaşayan Fırat
Kaplumbağları da (Rafetus euphraticus) bu durumdan payını almış durumda. Türkiye’de doğanın her zaman ikinci bir planda olduğunu belirten Doğa Derneği Şanlıurfa Bölge Sorumlusu Çetin Turan, Şırnak, Batman ve Şanlıurfa’da yapılan barajlar nedeniyle Fırat Kaplumbağaları’nın nesillerinin tükenmeyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Kaplumbağaların sadece bajarların sığ olduğu yerlerde yaşamaya çalıştığına işaret eden Çetin, kamplunbağların sayıları şu an onlarla ifade edildiğini dile getirdi.
Kaplumbağların nesilleri hızla tükeniyor
Bölgede son yıllarda baraj yapılmalarının hızla arttığını beliten Çetin, devletin baraj yapımları sırasında bölgedeki ekolojik dengeye ilişkin herhangi bir çalışma yapmadığın ifade etti. Birçok canlı türünün yapılan barajlar nedeniyle yok edildiğini söyleyen Çetin, Fırat Kaplunbağası’nın yanında birçok kaplumbağa türünün de neslinin yok olmaya başladığını dile getirdi. Bu gidişata bir an önce dur denilmesi gerektiğine dikkat çeken Çetin, “Bu tür sadece ülkemizde ve Fırat ve Dicle nehirlerinin geçtiği yerlerde yaşıyor. Dünya için önemli bir tür teşkil etmektedir. Devletin bu yönlü hiçbir çalışması yoktur. Sadece belli bir amaç doğrultusunda barajlar yapılıyor. Ancak ordaki canlı türlerinin rehabilitasyonu yada koruma altına alınmasına ilişkin hiç birşey yapılmıyor. Bunun için acilen önlemlerin alınması gerekmektedir. Aksi taktirde ülkemiz için endemik türlerinden olan Fırat Kamplumbağası’nı kaybederiz” dedi.
Sayıları artık onlarla ifade ediliyor
Ayrıca bu türün İran, Irak ve Suriye`de yaşayabilen bir tür olduğuna değinen Çetin, barajların yapılması ile su ısısındaki düşüşlerin türün yaşam fonksiyonlarını ciddi biçimde etkilediğinin altını çizdi. Kaplumbağanın yaşam alanlarında inşa edilmeye devam eden barajların, türün devamlılığını kısa bir sürede tehlikeye sokacağına vurgu yaptı. Kaplumbağlar için Hasankey, Şanlıurfa’nın Birecik ve Bozova İlçeleri’nde araştırma yaptıklarını dile getiren Çetin, Birecik ve Bozova’da tespit ettikleri kaplumbağa sayısının 20′yi geçmediğine işaret etti. Geçmişte türün binlerle ifade edildiğini hatırlatan Çetin, şu an ise onlarla ifad ettiklerinin altını çizdi. Kaplumbağının belli yerlerde yaşama olanağı bulduğunu dikkat çeken Çetin, türün kendileri tarafından gözetim altında olduğunu ancak neslinin korunması için herhangi bir çalışma yapamadıklarına vurgu yaptı. Bu konuda devletin çalışma yapması gerektiğini hatırlatan Çetin, ekolojik çeşitliliğin göz önüne alınarak baraj yapılması gerektiğin ifade etti.
Ilısu Barajı’nın kredi ülkeleri Türkiye’yi uyardı
Ilısu Baraj Projesi için Türkiye’ye kredi veren Ilısu Wasserkraftwerk adlı 15 ülkenin hazırladığı raporda, Fırat Kaplumbağası’nın baraj yapımı ile yok olacağı belirtildi. Fırat Kaplumbağası’nın yanı sıra birçok türün daha tehlike altında olduğuna dikkat çekilen raporda, çamur altında yaşayan ve güneşlenmek için nehirdeki adacıklara çıkan kaplumbağanın, barajın yapılmasıyla dışarı çıkamayacağı ve su altında yaşamını yitireceği bildirildi. Yine kaplumbağanın bölge için önemli olduğu dikkat çekilen raporda, bunun için önlem alınması gerektiğine dikkat çekildi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir