Orinoco biyotop.(AGA sonuclari sayfa 23)

Elinize saglik boyle guzel calismalar gormek hem akvaristlerin ufkunu aciyorsunuz tebrikler.

Bekir kapım herzaman sana açık biliyorsun. En kısa zamanda görüşmek üzere..

Yasin abi mesajını gördüğüme çok sevindiğim kişilerden birisin. Sende benim gibi özletiyorsun kendini :) Güzel sözlerin için çok teşekkür ederim.

Engin artık birazda senin tankların ve başlıkların üzerine konuşsak diyorum ne dersin?   Bu arada kardinal demişken hoşuma giden bir fotoğrafı paylaşayım:



Moslarıda biraz budayıp farklı kısımlara yerleştirdim bu arada. Sucul alanda düzenlemeler, iyileştirmeler yapıyorum. Ayrıca video ya çekme denemelerinede başladım. İleride güzel birşeyler paylaşabilirim inşallah.

**********

4,5 aylık tecrübe notlarıda tamamlandı gibi. Dünden beri unuttuğum birşey var mı diye düşünüyorum ama aklıma gelmiyor; kesin vardır   (Artık onlarıda sonradan eklerim)

NOTLAR

- Bu tankta su değişimi yapmama kararı aldığımda buharlaşmayla eksilen suyu tamamlamak ve yumuşak su sağlamak için RO cihazı almam gerekti. Açıkcası başka bir alternatif; ana tanktaki su için damacana su kullanmak, eksilen suyu tamamlamak içinde saf su kullanmak olabilirdi ancak büyük hacimde pahalıya gelecekti.

- Su değişimi yapmama kararımın nedeni hem uzun süreler şehirden uzak olacak ve tankla fazla ilgilenemeyecek olmam hemde bu tip yumuşak sularda düzenli su değişimi ile aynı su şartlarını devam ettirmenin zorluğuydu.

- RO sayesinde yakaladığım yumuşak su değerlerini aynı zamanda asidik (düşük pH) yapabilmek için oldukça güçlü bir asit olan hidroklorik asit (HCL) kullanmaya başladım. Bu asidin etkisi eklediğiniz suyun kimyasına göre değişsede çok dikkatli kullanılmalı. Düzenli pH ölçümleri ile birlikte 50 lt su için en fazla 1 ml HCL (%20' lik) ile dozlamaya başlanmalı. Testler eşliğinde dozaj arttırılabilir ama pH' da tek seferde 0.1, bir gün içinde 0,5 den fazla düşüş yapılmaması balıklar için güvenli olur diye düşünüyorum. 

- RO ve HCL kullanmaya başlamamla birlikte kardinal tetra' larımın iştah ve hareketlerinde belirgin artış gözlemledim. Yani bu durumun yumuşak ve asidik hatta belkide düşük iletkenliğe sahip su değerlerine bağlıyorum; bunun için tek dayanağım değerlerin balıkların doğal ortamlarına yaklaşması.

- Birçok kişinin kurtulmakta zorlandığı problemlerden olan ipliksi saç yosununun düşük pH da (6 ve daha düşük) çok azaldığını, çok düşük pH da (4,0-4,5) sarılaşarak tamamen yok olduğunu bu tankta gözlemledim.

- Hem güzel görünümlü hemde doğala uygun bir ortam sağlamak için yaklaşık 100 litre su hacminde çok sayıda kök ve dal kullandım. Bunların bazıları doğa yürüyüşlerinde türünü bilmdiğim bazı çalılardan bulduğum tamamen kurumuş kökler ve dallardı. Ölçüme yada kesin sonuçlara dayandıramasamda kullandığım tüm bu malzemenin yaptığı salınımın mevcut su hacmine fazla geldiğini düşünüyorum. Malzememin büyük kısmı önceden uzun süredir kullanılıyor olmasaydı ve filtremde çok iyi bir filtrasyon malzemesi olan Purigen kullanıyor olmasaydım ciddi sorunlar yaşayabilirdim diye düşünüyorum. Şu an yeni bir tank kuruyor olsam bu tip malzemelerimin hepsini en az 10-15 dk ve 3 sefer bir kapta kaynatır, öyle kullanırdım.

- Yine güzel ve doğala uygun bir ortam hazırlamak için tabanda kuru yaprak kullanma kararı aldım. Yaptığım araştırmalarda kolay, bolca ve ücretsiz bulunabilmeleri, salınım yaptığı maddeler, uzun süre (1-2 ay) su altında çürümeden kalabilme ve belirgin pH düşürme özellikleriyle en uygun yaprağın meşe yaprağı olduğunu öğrendim. Ancak meşe yaprakları fazla kullanılmaları durumunda saldıkları tanin nedeniyle belli konsantrasyondan sonra canlılar üzerinde toksik etkiye neden olduklarından çoğunun kaynatılarak kullanılması taraftarıyım. Böylece dekorasyon için büyük miktarda yaprak kullanılması mümkün olabiliyor. Ayrıca kaynatılarak kullanılan yaprakların çürümeden kalma süresinin daha uzun olduğunu söyleyebilirim.

- Bu tankla birlikte tanıştığım ve bilgi edindiğim bir diğer yaprak türü olan Ketapang (Catappa) yaprakları ise meşe yaprakları kadar pH düşürme ve su altında uzun süre çürümeden kalma özelliklerine sahip olmasalarda (sadece 1-2 hafta çürümeden kalabiliyorlar) suya saldıkları birçok faydalı madde ve antioksidanlar nedeniyle balıklar için çok iyi birer su hazırlayıcı, bağışıklığı güçlendirici ve iyileştirici özellikteler. Ancak bunlarında fazla kullanımları sorunlar oluşturyor; genel olarak verilen doza uymak en doğrusu (50 litre su için 1 küçük boy (yaklaşık 15 cm boyunda) yaprak)

- Meşe yaprakları suda belirgin bir renk değişikliğine neden olmazken ketapanglar ciddi bir sarı ton oluşturuyorlar.

- Kullanılan yapraklar çürümeye başladıklarında alınıp yenileri ile değiştirilmeleri önerilsede bunu henüz hiç yapmadım.

- Bu tanka geçmemle birlikte neredeyse 4 yıldır benimle olan kardinal tetra larımda daha önce hiç gözlemlemediğim, ancak doğal ortamlarında çekilen videolarında gördüğüm türden davranışlar gözlemledim. Bunda oluşturduğum dekorasyonun doğala yakın olmasının dışında balıkların suyun üzerinden tehlikelere yada düşen yiyecek vs. ye maruz kalabileceklerini düşünmeleri etkili olabilir. Tankın üstü kapalı olmasına rağmen paludaryum şeklinde olması, üstten dalların ve sarmaşığın sarkması bunu sağlıyor diye düşünüyorum.

- Su hacmine göre balık yükü konusu bu tip su değiştirilmeyen tanklarda bence çok daha önemli. Genellikle bu duruma etki eden yemleme ve filtrasyonu yeterli yaptığınız taktirde balık yükü standart az bitkili akvaryumlara göre daha az olmalı. Benim balık yükümün biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Günde bir kez yemleme ve Purigen takviyeli iyi bir filtrasyon ile ancak sorunsuz devam edebiliyorum. Halbuki günde 2 kez yemleme yapmak balıklarım için daha iyi olablirdi diye düşünüyorum.

- Karasal alandaki bitkilerimi kurulumdan bu yana neredeyse hiç sulamadım. Çünkü kullandığım hindistan cevizi torfu tanktaki suyla temas etmemesine rağmen sürekli nemli oluyor. Sebebinin, bu torfun en önemli özelliklerinden birisi olan kurudukça havadaki nemi çekerek içine hapsetme kapasitesinin çok yüksek oluşu olduğunu düşünüyorum. Ortamda yüksek nem sağladığınız sürece ekstra bir sulama yada yapraklara su püskürtme ihtiyacı olmuyor. Bu torfun diğer bir artısıda steril oluşu ancak içeriğinde yüksek konsantrasyonlarda bulunan ve hem balıklar için tehlikeli hemde yosun oluşumunu destekleyici besinler nedeniyle su içerisinde (bitki akvaryumları içinde tabanda) kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum.

- Karasal alan bitkileri ile ilgili tam bir yıl geçmeden birşey söylemek çok doğru olmaz gibi geliyor yinede Scindapsus' un su altında çok iyi ve sağlıklı kök geliştirdiğini, gövdesindede suda bir problem çıkmadığını gördüm. Büyük ihtimalle bitkinin belli bir kısmı su dışında kalacak şekilde olduktan sonra su içerisine dikilebilir diye düşünüyorum. Anthurium ise nemli ortam ama köklerine fazla su istemeyen bir tür.

- Su dışında (emers) olarak moss yetiştirmek için ortamın çok fazla nemli veya moss un üzerinde bulunduğu cismin sürekli ıslak olması gerekiyor. Aksi halde moss lar ölüyor. Bir kısmı su dışında kalacak şekilde suya yerleştirilen kök yada dallar emdikleri suyu su dışındaki kısımlarınada taşıdıklarından sürekli ıslak kalma konusunda çok uygunlar. Emers gelişen moss larda sporofit evreyi görmek güzeldi.

- Su üstü bitkileri olarak kullandığım ve önemli filtrasyon yardımcıları olan Pistia stratiotes' lerin köklerini ipliksi saç yosunundan korumak lazım. Aksi halde kökler ölüyor, kısalıyor ve dolayısıyla bitkide çok küçülüp zayıflıyor yada ölüyor.

**********

Biraz uzun oldu farkındayım Notlarda sadece gözlemlerimi değil, birçok yerde gözlemlere dayalı yorumlarımıda ekledim. Sizlerden ricam bilgisi, araştırması veya tecrübesi olanların yada en azından mantık kullanarak yorum yapma yeteneğine güvenenlerin notlar hakkında kendi yorumlarını yapmaları ve benim yorumlarımı irdelemeleri. Sorulması gereken sorular varsa da sormaları. Böylece hobinin bu alanında birşeyleri daha da ileriye götürebiliriz diye düşünüyorum. Katılımda bulunacak herkese şimdiden çok teşekkür ederim.

mustafaerdogar2009-07-20 11:28:27

Çok önemli notlar vermişsin abi.Ne zamandan beride bu notları bekliyordum.Kendi deneyimlerini ve bilgilerini bizimle paylaştığın için teşekkür ederim.

 Mustafa çok güzel bir kurulumdan çok güzel ve bir o kadar da işlevsel notlar. Edindiğin tecrübeler ve bunları site ile paylaşman hobi'de bilinçlenme açısından çok önemli. Teşekkürler.

 Ben özellikle Kardinallerin davranışlarına şaşırdım. Düşük Ph ile tamamen özlerine dönmüşler demekki ve davranışlarıda ona göre değişmiş. Sanırım dünyadaki en şanslı kardinaller sende.

 Hcl kullanımı ile su yumuşatma yönteminde oldukça faydalı bir konu. Eminim pek çok kişinin işine yaramış ve daha da yarayacaktır.

Mustafa Abi merhabalar ; aqua_boy2009-07-20 22:12:41

Katkıda bulunduğun için teşekkür ederim Cenk, güzel konulara değinmişsin.

Ağaç kurbağalarını bende çok seviyorum. Bir ara Güney Amerika' daki türleri araştırmıştım. Bulabildiğim en uygun tür Kırmızı Gözlü Ağaç Kurbağası (Agalychnis callidryas) olmuştu. Tabi kurbağa konusu biraz sıkıntılı. Türkiye' de bulunabilirlik veya getirtilebilme, bakım (özellikle beslenme),  mevcut paludaryuma uyum (yaşam alanı, balıklarla geçinme vb.) gibi konuları iyice araştırak lazım.

Tarantulanın olacağını pek sanmam ama bilgili arkadaşlar varsa belki yardımcı olurlar bu konuda.

Otocinclus' lar grup davranışı yönünden  biraz Corydoras' lara benziyorlar. Yani pek öyle sürü oluşturma durumları yok. Ama yinede belli sayıda bulunmaları en doğrusu. Şöyle 8-10 adet gibi.  Sonuçta aralarında bir etkileşim var. Yinede bu konuda en güzel açıklamayı Onur yapar.

Gece için led lamba takacağım en kısa zamanda. Şöyle elektrikle çalışan uygun fiyatlı küçük birşey bulmaya çalışıyorum.

Yağmur ve kurak sezonları simüle etmeyi çok istiyorum. Bunun için öncelikle Karpat Bey' deki gibi bir yağmurlama sistemi sipariş etmeliyim. Daha sonra yine beni engelleyebilecek karasal alandaki hindistan cevizi torfu ve Anthurium ile ilgili çözüm yolları bulmak lazım. Yani yakın gelecekte yağmur sezonu başlamayacak gibi görünüyor

Evet, annulatus. İki adet var. Doğal ortamı itibariyle bu tanka çok uygun olduğundan deneme amaçlı almıştım; tanka çok iyi uyum sağlasalar da biyotopa uymadıkları için geçiciler. Bu nedenle pek açıklama gereği görmedim. Seninde gözünden birşey kaçmıyor Cenk

 
mustafaerdogar2009-07-21 13:39:22

[QUOTE=mustafaerdogar]

Gece için led lamba takacağım en kısa zamanda. Şöyle elektrikle çalışan uygun fiyatlı küçük birşey bulmaya çalışıyorum. 
[/QUOTE]

Kanka yanlış hatırlamıyorsam seninki pille çalışan birşeydi. Ayarlanabilir adaptör onlara olabiliyor mu? Eğer öyleyse söylediğin fiyata hemen alalım.

Güzel bir çalışma olmuş tebrikler.

[QUOTE=mustafaerdogar]Kanka yanlış hatırlamıyorsam seninki pille çalışan birşeydi. Ayarlanabilir adaptör onlara olabiliyor mu? Eğer öyleyse söylediğin fiyata hemen alalım. [/QUOTE]

Valla kanka o zaman iş senin eline bakar  Hiç anlamıyorum o işlerden. Ben malzemeleri alırım, sen bağlarsın artık. Bende testleri yaparım o sıra.

Abi yapıcağınız ışığında nasıl yapıldığının tüm evrelerini fotoğraflarsanız ve anlatırsanız çok makbule geçer

[QUOTE=mustafaerdogar]Otocinclus' lar grup davranışı yönünden  biraz Corydoras' lara benziyorlar. [/QUOTE]

Corydoras' lar derken habrosusları kastediyorum. Öyle fazla Corydoras tecrübem yok ama bildiğim kadarıyla senin bahsettiğine benzer hareketleride çiftleşme dönemlerinde, yeni ortama alışma ve stresli oldukları zamanlarda yapıyorlar. Onun dışında o doğal ortamında çekilmiş Corydoras videolarındaki gibi tabanda sürü halinde dolaşma söz konusu olmuyor. Otocinclus' larda da yaklaşık aynı durumlar var. Sadece yosun yerken bazen birbirlerini takip ettikleri olabiliyor. Yinede dediğim gibi konuyla ilgili en sağlıklı bilgiyi Onur verir de oda bu aralar pek başlığa bakamadı galiba, yoksa hem bu konuda hemde notlarla ilgili birşeyler yazardı. mustafaerdogar2009-07-21 22:50:57