Mutant Erkeklere Saldıran Dişi Cikletler
Gönderim Zamanı: 8 Saat 21 Dakika önce
[B]Dişi cikletler, erkek tipi vücut renklenmesine sahip olmayan androjen reseptör mutasyonuna uğramış erkeklere saldırır ve onlardan kaçınır; ancak yine de onlarla çiftleşirler[/B]
[B]Yazan:[/B] Megan R Howard 1,3, Maxximus G Ramsaroop 1,3, Andrew P Hoadley 1, Lillian R Jackson 1, Mariana S Lopez 1, Lauren A Saenz 1, Beau Alward 1,2
1University of Houston, Department of Psychology; 2University of Houston, Department of Biology and Biochemistry; 3Bu Yazarların İlk Ortak Yazısı
[B]Çevirmenin Önsözü[/B]
Üzerinden belki bir aydan fazla zaman geçmiştir ama yine de iyi hatırlıyorum. Bir arkadaşımız forumda baskın renkleri olmayan nispeten dişisinden daha küçük bir erkek cikletinin dişisi tarafından hırpalandığını, bu durumda bir çiftleşmenin olup olmayacağını sorduğunda bu makalenin orijinalini daha yeni okumuştum ve bu yazıdaki belirtilen görüşlerden dolayı çiftleşmenin gerçekleşebileceğini söylemiştim. Bir başka arkadaşımız ise forumda sorulan zebra cikletin cinsiyetinin, erkeksi baskın renklerinin olmamasından dolayı kesinlikle erkek olamayacağını söylediğinde bu durumun en net şekilde anüs-vent kontrolüyle belli olacağını ve yeni araştırmalarda erkeksi (baskın) renklenmeye sahip olmayan erkek cikletlere atıfta bulunulan yeni araştırmalar olduğunu söylemiştim. Arkadaşımız da kendi tecrübesinden dem vurarak (bu arada her zaman tecrübeye saygı duyarım) başka bir tartışma konusunda cinsiyet değiştiren cikletlerden bahsedip (ki cinsiyet değişiminden hiç bahsetmemiştim) saçmaladığımı söylemişti. Malesef uzun bir girizgah oldu artık konumuza başlayalım.
[B]Özet[/B]
Hayvan davranışındaki temel zorluklardan biri, türdeş davranışları yönlendiren sosyal uyaranları birbirinden ayırmaktır. Kuş cıvıltısı gibi davranışlar için, davranışı etkileyen ilgili ipuçlarının deneysel olarak izole edilmesiyle içgörüler elde edilebilir. Ancak, teleost balıklar gibi bazı türler için, varsayılan cinsel sinyal ipuçları diğerlerine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır ve bu da farklı sinyallerin türdeş davranışları yönlendirmede oynadığı kesin rolleri ayrıştırmayı zorlaştırır. Afrika cikleti Astatotilapia burtoni'de, erkekler baskın veya asttır; burada parlak renklenme, bölgesel ve kur yapma davranışı ayrılmaz bir şekilde rütbeyle pozitif olarak ilişkilidir. Burada, baskınlığa özgü renklenmeden yoksun ancak baskın davranıştan yoksun olmayan androjen reseptör (AR) (erkekte androjenik hormonların salgılanmasını tetikleyen hücre) mutantı erkek A. burtoni'yi, bu türdeki dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmede erkek renklenmesinin rolünü izole etmek için kullandık. Bağımsız davranışsal denemelerde, dişilerin AR mutant erkeklere karşı agresif davrandığını, WT (wild type/vahşi tip) erkeklere karşı böyle davranmadığını ancak yine de her iki erkek türüyle çiftleştiğini bulduk. Dişiler, mutant veya WT erkeklerle birlikte barındırıldıklarında hipotalamusta esr2b+ (östrojen reseptör 2b+ dişilerde östrojen salgılanmasını tetikleyen hücre) hücrelerinin artan aktivasyonunu gösterdi ve bu aktivasyon yumurtlama aktiviteleriyle ölçeklendi. Bu nedenle, A. burtoni'de erkek renklenmesi ve dişi çiftleşme davranışları arasında basit bir ilişki yoktur ve bu, bağımsız duyusal mekanizmaların davranışsal çıktıyı koordine etmek için hipotalamik esr2b+ hücrelerinde birleştiğini düşündürmektedir.
[B]Giriş[/B]
Hayvan davranışı ve duyusal biyoloji araştırmalarındaki temel hedeflerden biri, türler arasında davranışları kontrol eden belirli duyusal uyaranları çözmek olmuştur. Üreme davranışlarıyla ilgili olarak, tarihsel olarak dişi çiftleşme davranışını yönlendirmede erkek cinsel sinyal sistemlerinin rolüne çok odaklanılmıştır. Onlarca yıllık araştırmalar, işitsel ipuçlarının, kimyasal, duyusal sinyallerin, davranışsal göstergelerin, renklenmenin ve hormonal faktörlerin balıklarda, sürüngenlerde, böceklerde, kuşlarda, memelilerde ve insanlarda dişi eş seçimini etkilediğinin bilindiğini ortaya koymuştur.
Ancak, belirli erkek sinyallerinin dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmedeki rolünü belirlemek zor olabilir. Örneğin, birden fazla modalite boyunca sinyalleme özelliklerindeki çeşitlilik dişi çiftleşme tepkileriyle ilişkiliyse, bireysel sinyalleme özelliklerinin rolünü incelemek zor olabilir. Bu nedenle, davranışı değiştirmede farklı duyusal modalitelerin rollerini kesin olarak belirlemek zordur. Bu nedenle, farklı sinyalleme modalitelerinin türdeş davranışı etkilemesi üzerine yapılan araştırmaların temel hedeflerinden biri, yalnızca ilgi duyulan tek bir özellikteki çeşitliliği deneysel olarak izole etmek olmuştur.
Afrika ciklet balığı olan Astatotilapia burtoni, bir bireyin sosyal statüsünün vücut rengi ve davranışıyla yansıtıldığı plastik sosyal hiyerarşiler geliştirir. Baskın erkekler parlak renklidir ve koyu bir göz çizgisi vardır, bir bölgeyi savunurlar ve sık sık çiftleşirler; baskın olmayan erkekler ise donuk renklidir, bir bölgeyi savunmaz ve sıkça çiftleşmezler. Erkek A. burtoni'nin sosyal statülerine veya çevrelerine göre renklerinin yoğunluğunu hızla değiştirme konusundaki benzersiz yeteneği, bu balıkları sosyal davranışı ve eş tercihlerini kontrol eden çok yönlü sistemleri keşfetmek için büyüleyici bir model haline getirir. A. burtoni, kur yapma ritüeli erkeğin, yumurtlama ve yumurtaların döllenmesiyle sonuçlanan bir dizi davranış sergilemesini içeren ağızda kuluçkaya yatan bir türdür. Önce erkek dişiyi kovalar; sonra dişiye doğru bir titreme yapar, vücudunu kemerlendirir, yüzgecinde yumurta lekeleri gösterir ve tüm vücudunu hızla titretir. Titremeleri takiben, erkek genellikle dişiyi kendi bölgesine geri götürür. Eğer dişi onu takip ederse, bu, erkek ve dişinin gametlerin salınmasını uyarmak için birbirlerinin anogenital bölgelerini gagaladığı dairesel davranışlarla sonuçlanabilir. Dişi, salınan yumurtalarını ağzına alır ve bunlar erkeğin suya bıraktığı spermle döllenir. Dişilerdeki bu sürecin, erkekten gelen kimyasal duyusal sinyaller, işitsel ipuçları, görsel ipuçları, sosyal statü, renklenme ve davranış dahil olmak üzere çoklu duyusal ipuçları tarafından başlatıldığı ve aracılık edildiği düşünülmektedir. Dişi davranışını yönlendirdiği varsayılan en çarpıcı erkek özelliklerinden biri baskın erkeklerin sergilediği parlak renklenmedir. Ancak, hiçbir çalışma erkek renklenmesinin A. burtoni'de dişi eş tercihini düzenlediği hipotezini destekleyecek kanıt sunmamıştır. Bunun nedeni, renklenmenin hızla değişebilen tüm sosyal statü yönleriyle sıkı bir şekilde ilişkili olmasıdır. Gerçekten de, izole edildikten birkaç dakika sonra, başlangıçta baskın olmayan bir erkek, baskın bir erkeğe özgü canlı renkler ve davranışlar sergilemeye başlayacaktır. Bunun nedeni, A. burtoni'de vücut renklenmesini susturmanın tek yolunun erkeği sosyal olarak bastırmak ve bunun da davranış dahil olmak üzere sosyal statünün diğer yönlerini bastırmasıdır. Bu nedenle, erkek A. burtoni'deki mevcut deneysel manipülasyonlar, sosyal statü baskılanmasıyla ilişkili davranış değişikliklerinin içinden çıkılmaz karışıklıkları göz önüne alındığında, dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmede renklenmenin rolünün doğru bir şekilde yorumlanmasına izin vermez.
CRISPR/Cas9 gen düzenlemesi kullanılarak tasarlanan androjen reseptörü (AR) mutantı A. burtoni'yi kullanarak, daha önce erkeklerde renklenme, davranış ve üreme fizyolojisi gibi örtüşmeyen sosyal baskınlık özellikleri için farklı AR genlerinin gerekli olduğunu göstermiştik. Arβ mutant erkekler normal çiftleşme ve bölgecilik davranışları sergiler, ancak vahşi tip (WT) baskın erkeklerde tipik olan parlak sarı veya mavi vücut renklenmesinden yoksundur. Bu çalışma, erkek vücut renklenmesini erkek tipik davranış kalıplarından izole etmek ve erkek renklenmesinin A. burtoni'de dişi eş tercihini nasıl etkilediğini açıklamak için ARβ mutantlarından yararlanmayı amaçlamıştır.
[B]1. Yöntemler ve Malzemeler
1.1. Hayvanlar[/B]
Yetişkin A. burtoni, Afrika'daki Tanganyika Gölü'nden gelen ve doğal ekvatoral yaşam alanlarını taklit eden çevre koşullarında (28 °C; pH 8.0; tam spektrum aydınlatma ve sürekli havalandırma ile 12:12 saat ışık/karanlık döngüsü) tutulan vahşi yakalanmış bir stoktan yetiştirildi. Akvaryumlar, barınak görevi görmesi için ikiye kesilmiş pişmiş toprak saksılarla çakıl kaplı tabanlara sahipti. Balıklara günlük olarak ciklet pulları verildi. Tüm deneysel prosedürler Houston Üniversitesi Kurumsal Hayvan Bakımı ve Kullanım Komitesi tarafından onaylandı (Protokol #202000001).
[B]1.2. İkili Eş Seçimi Denemeleri[/B]
Dişiler, deney gününe kadar karma cinsiyetli topluluk tanklarında büyütüldü ve tutuldu. Gebe (yumurta taşıyan), cinsel olarak olgun dişiler, beslendikten ve deney tankına aktarıldıktan sonra sabah bu topluluk tanklarından seçildi (Şekil 1A). Deneysel tank tasarımı, diğer dişi tercihi denemeleri için benzer tasarımlardan esinlenmiştir. 37,8 litrelik dikdörtgen deney tankı, balıkların tankın dışını veya kendi yansımalarını görmesini engellemek için tankın iç duvarları boyunca yerleştirilmiş açık kahverengi plastikle tamamen kaplandı. Üç bölme, akıllı bir fiş (Amazon Alexa) kullanılarak uzaktan etkinleştirilebilen ve gerektiğinde şeffaf veya opak hale gelebilen ve bölmeler arasında suyun serbestçe akmasına izin veren iki PDLC akıllı cam (SW, 29,7 cm × 21,1 cm) kenarlıkla ayrıldı (Şekil 1A). Deneyler, Wifi özellikli bir video kamera (Canon VIXIA HF R80) kullanılarak yukarıdan ve uzaktan kaydedildi. Bu kurulumda ayrıca her iki tarafta üstten dimmer'lar (Neewer) ve dört adet yumuşak sarı ışık lambası (Bohon) da vardı.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251224431.jpg[/IMG]
[B]Şekil 1.[/B] Kullanılan davranışsal analizlerin gösterimi. A) İkili seçim analizleri için her balığın görünürlüğünü kontrol etmek için akıllı cam (SW, PDLC; 29,7 cm × 21,1 cm) kullandık. Sınırlar dişinin her iki tarafına yerleştirildi ve her iki tarafta bir Mut veya WT erkek vardı. İllüstrasyondaki beyaz sınırlar opak akıllı cam sınırlarını göstermektedir. Her dişinin bir Mut veya WT akıllı camdan görme sırasını rastgele belirledik. B) Bütünsel analizlerde, bir erkek ve bir dişi, şeffaf, delikli bir pleksiglas bariyerle ayrılmış bir tanka yerleştirildi. 24 saat sonra bariyer kaldırıldı ve davranışları 30 dakika boyunca kaydedildi.
Bir denemenin başlangıcında, bir WT erkek üç bölmeli deney tankının sol veya sağ bölmesine rastgele yerleştirilir. Eş zamanlı olarak, bir ARβ mutantı ("Mut") erkek karşı taraftaki boş bölmeye yerleştirilir. Dişi, merkez bölmeye yerleştirilir. Akıllı cam çerçeveler, dişi ve erkeklerin deneyin ilk 30 dakikalık uyum sağlama süresi boyunca birbirlerini görmelerini sağlar. Deney, aşağıdaki sırayla ilerleyen dört aşamadan oluşur: 1) video kaydı, 3 denek de tanka yerleştirildikten hemen sonra başlar; akıllı cam çerçeveler, balığın yeni bir ortama uyum sağlamasına olanak tanımak için 30 dakika boyunca opak kalır; 2) ilk 30 dakikadan sonra, sağ veya sol akıllı cam çerçeve (rastgele sayı üreteci kullanılarak seçilir) etkinleştirilir ve şeffaf hale gelirken, karşıt çerçeve etkisiz kalır; 3) 1 saatlik işarette, daha önce etkinleştirilen çerçeve etkisiz hale gelir ve daha önce etkisiz olan çerçeve etkinleştirilir; ve 4) 1 saat 30 dakika sonra, her iki çerçeve de etkinleştirilir. Son 30 dakikalık fazın sonunda, dişi hemen çıkarıldı ve vücut ölçümleri alınmadan ve servikal transeksiyon (omurilik alınması işlemi) ve doku toplama işlemi yapılmadan önce buzlu suda ötenazi uygulandı. Erkekler bir sonraki deneye kadar kendi tanklarına geri gönderildi. Deney tankı, deneyler arasında yaklaşık 24 saat yıkandı ve hava ile kurutuldu ve toplamda 10 deney, n=10 dişi ve n=2 uyarıcı erkek (1 WT ve 1 Mut erkek) kullanılarak gerçekleştirildi.
[B]1.3. Bütünsel Eş Seçimi Denemeleri[/B]
İkili seçim denemesinin sonuçlarına dayanarak (bkz. “Sonuçlar” bölümü), dişilerin WT veya Mut erkekleriyle nasıl davrandıklarını, her seferinde bir erkekle bütünsel davranışsal etkileşimlere izin verecek şekilde ölçmeye karar verdik (Şekil 1B). Dişiler topluluk tanklarında büyütüldü, ardından deney süresince birkaç dişi ve WT erkek bulunan, görünür ve kimyasal olarak erişilebilir ancak yumurtlamayı önlemek için fiziksel olarak izole edilmiş bir tankta barındırıldı. Erkeklerden birinin geçirgen, şeffaf bir sınırın üzerinden dişi bir balıktan geçerek dolaşımsız bir deney tankına eklendiği 24 saatlik deneyler yürüttük. Her dişi, gebelik görsel görünümüne göre topluluk tankından seçildi. Geçirgen pleksiglas sınırın sol tarafına bir erkek ve yumurtlama alanı olarak kullanılabilecek yarı pişmiş toprak bir saksı yerleştirildi. Daha sonra dişi, sınırın sağ tarafına tek başına yerleştirildi. Balıkların birbirlerine uyum sağlamaları için deney düzeneğinde yaklaşık 24 saat oturmalarına izin verdik. 24 saat sonra, davranışlarını 30 dakika boyunca kaydettik, ardından aralarındaki sınırı kaldırdık ve etkileşimlerinin ilk 30 dakikasını kaydettik. Bu 30 dakikalık etkileşimden hemen sonra, dişi çıkarıldı ve vücut ölçümleri alınmadan ve servikal transeksiyon ve doku toplama yapılmadan önce buzlu suda ötenazi yapıldı. İki WT ve iki Mut erkek, uyarıcı erkek olarak kullanıldı. Bu erkekler dişilerden ayrı bir odada, her biri iki uyarıcı vahşi tip dişiyle birlikte kendi tankında tutuldu. Bir erkeğin bir deneye dahil edilme sırası rastgele belirlendi. Her grup için nihai örnek boyutları şunlardı: WT'li dişiler: n=6; Mut'lu dişiler: n=6; ayrıca sınırın diğer tarafında bir erkek olmadan tanka yerleştirilen dişileri de dahil ettik, bu duruma "Boş" adı verildi: n=6.
[B]1.4. Vücut ölçümleri ve doku toplama[/B]
Ötenaziden hemen sonra, standart uzunluk (SU) ve vücut kütlesi (VK) kaydedildi, kaudal venden kan alındı ve ardından hızlı servikal transeksiyon gerçekleştirildi. Beyin alındı ve hemen pH=7,0'lık %4 paraformaldehite (PFA) aktarıldı. Daha sonra gonadlar (yumurtalıklar) tartıldı. Deneme sırasında yumurtalarını bırakan ve ağızda kuluçkaya yatan balıklar için, bu yumurtaları çıkardık ve gonad ağırlığının bir temsilcisi olarak tarttık. Gonad kütlesi vücut kütlesinin %'si olarak ifade edildi. Beyin PFA'ya yerleştirildikten 24 saat sonra, %15 sakaroza taşındı; 24 saat sonra %30 sakaroza taşındı. %30 sakarozda 24 saat sonra beyin Neg50'ye gömüldü ve -80 derece C'de saklandı. Holistik deneyden alınan dişilerin beyinleri gen ifadesini ölçmek için toplandı ve 30 μm'de üç seriye bölündü ve Superfrost artı slaytlara yerleştirildi, 24 saat kurutuldu ve HCR için kullanılana kadar -80 derece C'de saklandı.
[B]1.5. Davranışsal Puanlama
1.5.1. Noldus Ethovision XT Davranışsal Puanlama[/B]
İkili eş seçimi deneylerinin analizi Noldus Ethovision XT Sürüm 14 kullanılarak gerçekleştirildi. Ethovision kullanılarak, ikili eş seçimi deneyleri merkezi dişi ve her iki erkeği kendi alanlarında takip eden üç alana ayrıldı. Alt bölümler veya "İlgi Alanları", WT veya ARβ mutantının yanında bitişik alanda geçirilen zamanı gösteren, merkezi arenanın sol ve sağ tarafının uzunluğu boyunca çizildi. Bu "İlgi Alanları", her denemede dişinin vücut uzunluğuna uyacak şekilde yaklaşık 1 vücut uzunluğu genişliğinde yapıldı. Her denemede her bölge için ziyaret sıklığı (sayı) ve her ziyaretin kümülatif süresi(leri) ölçüldü. İlgi alanlarında geçirilen zaman ve ziyaret sıklığı, dişilerin WT veya ARβ mutant erkeklere ilgi gösterip göstermediğini değerlendirmek için bireysel davranış puanlamasıyla birlikte kullanıldı. Her deneme için her balık için deney tankının alanlarında geçirilen zamanı gösteren ısı haritaları oluşturuldu.
[B]1.5.2. BORIS Davranış Puanlaması[/B]
Bireysel davranışlar, manuel bir davranış puanlama yazılımı olan BORIS (Davranış Gözlem Araştırma Etkileşimli Yazılımı) kullanılarak puanlandı. Hem ikili eş seçimi denemeleri hem de bütünsel davranış denemeleri denemenin tamamı boyunca kaydedildi ve ardından puanlandı. Tablo 1, puanlanan davranışları, ilgili tanımlarını ve söz konusu davranışların işlevini yorumlamak için kullanılan geniş kategorileri listeler.
[B]Tablo 1.[/B] BORIS'te davranışları puanlamak için kullanılan etogram.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251228071.jpg[/IMG]
[B]2. İstatistiksel Analiz[/B]
Erkek genotipi (WT veya Mut) ve akıllı cam koşulunun, dişi davranışını etkileyen denek içi faktörler olarak dikkate alınmasıyla yapılan istatistiksel analizlerin ayrıntısına konuyu sade tutmak için girilmeyecektir.
[B]3. Sonuçlar[/B]
Dişiler genotipe bakılmaksızın şeffaf sınırı ziyaret ediyor.
Her akıllı cam koşulu sırasında hareket desenlerini gösteren ısı haritaları, dişilerin zamanlarının çoğunu şeffaf bir akıllı camı olan erkeğin yakınında geçirdiğini gösteriyor (Şekil 2 A–D). Erkekler, şeffaf olduğunda akıllı camın yakınında zaman geçirdikleri benzer bir düzen gösterdi. Her iki akıllı cam da açıkken, her iki erkeği de görünür hale getiren ısı haritaları, dişilerin zamanlarını hangi erkeğin yanında geçirdikleri konusunda önemli ölçüde farklılık göstermediğini ve bazı durumlarda her iki erkeğin yanında nispeten eşit miktarda zaman geçirdiklerini gösterdi.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251229591.jpg[/IMG]
[B]Şekil 2.[/B] Dişiler WT ve Mut erkeklerinin yakınında zaman geçirirler ancak onlara karşı farklı davranırlar. A-D) İki yanal sınırda bulunan erkekle birlikte bir dişinin belirli bir denemedeki temsili koşullar üzerine bindirilmiş ısı haritaları. Ölçek çubukları, o deneme için bir alanda geçirilen en uzun zamana göre kalibre edildi. Bir alanın renklendirilmesi, balıkların o alanda geçirdiği zamanı, alanda daha fazla zaman geçirdikçe mavi renkten kırmızıya doğru ilerlediğini gösterir. E) Dişiler, WT akıllı camı açıkken ve Mut akıllı camı kapalıyken WT bölgesinde daha fazla zaman geçirdiler ve tam tersi. F) Dişiler, Mut akıllı camı açıkken ve WT akıllı camı kapalıyken Mut bölgesini önemli ölçüde daha fazla ziyaret etti ve zıt karşılaştırma istatistiksel öneme ulaşmadı. G-J) Dişiler, akıllı camı kimin açık olduğuna bağlı olarak WT ve Mut erkeklerine karşı farklı davranışlar sergilediler. *=P0,05. E-F) Daireler, Ortalama±Ortalamanın Standart Hatasını (SEM) temsil eder. G-J) Düz çizgilerle birbirine bağlanan daireler, bireysel dişileri temsil eder.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251231291.jpg[/IMG]
[B]Şekil 3.[/B] Bütünsel denemelerde, dişiler WT ve Mut erkeklerine karşı farklı davranışlar sergilediler, yine de her iki erkek türüyle yumurtladılar. A-C) Dişiler Mut erkeklerine WT erkeklerden daha fazla yaklaştılar ve onlara karşı saldırgan gösteriler sergilediler. D) Kaçınma kaygısı durumunu yansıtabilecek uzak durma, Mut erkekleriyle birlikte barındırılan dişiler tarafından WT erkeklere kıyasla daha uzun süre yapıldı. E-F) Yumurtlama davranışlarında önemli bir fark yoktu. G) Yumurtlamadan önce ve sırasında meydana gelebilecek ısırmalar, farklılık göstermedi. *=P0,05. **=P0,01. Daireler bireysel dişileri temsil eder. Çubuklar Ortalamayı gösterir.
Dişiler, ikisi de aynı anda görünür olduğunda Mut'a karşı WT erkeklerinden daha saldırgan davranır.
Dişiler hem WT hem de Mut bölgelerine yaptıkları ziyaret sayısında farklılık göstermediğinden, bölgelerindeyken her iki erkeğe karşı farklı davranışlar sergileyip sergilemediklerini merak ettik. Dişilerin Mut erkeklerine karşı WT erkeklere kıyasla daha fazla yanal gösteri (Şekil 2G; t9=2,3, P=0,0479) ve titreme (saldırganlığın bir ifadesi olarak) (Şekil 2H; t9=2,4, P=0,0421) sergilediğini bulduk. Benzer şekilde, Mut erkeklerine karşı WT erkeklere kıyasla daha fazla sınır saldırısı gerçekleştirdiler, ancak bu etki önemli değildi (Şekil 2I; t9=2,0, P=0,0731). Dişiler, Mut erkeklerine kıyasla WT erkeklere karşı önemli ölçüde daha fazla dokunma gerçekleştirdiler (Şekil 2J; t9=3,1, P=0,0134). Bu bulgular, dişilerin WT ve Mut bölgelerini benzer oranlarda ziyaret etmelerine rağmen farklı davranışlar sergilediklerini göstermektedir.
Dişilerin her iki erkeğe yönelik davranışlarına ilişkin bulgularımızı göz önünde bulundurarak, erkeklerin gerçekleştirdiği davranışların dişilerin gerçekleştirdiği davranışlarla ilişkili olup olmadığını sorguladık. WT ve Mut erkek konumsal verilerini hem kapalı hem de açık akıllı cam koşullarının yanı sıra yalnızca ilgili akıllı camların açık olduğu koşullar arasında karşılaştırdık. Genotipin önemli bir etkisi vardı ancak durum veya genotip-durum etkileşiminin bir etkisi yoktu, burada Mut erkekleri WT erkeklere kıyasla dişi bölgesinde önemli ölçüde daha fazla zaman geçirdiler (Şekil S1A). Akıllı cam koşulunun önemli bir etkisi olduğunu ancak genotip veya genotip etkileşimine bağlı bir akıllı cam koşulunun dişi bölgeye yapılan ziyaretler üzerinde etkili olmadığını gözlemledik, her iki akıllı cam da açık olduğunda veya ilgili akıllı cam açık olduğunda dişi bölgeye yapılan ziyaretler arttı (Şekil S1B). Böylece, dişilerin Mut erkeklerine karşı WT erkeklerinden daha saldırgan davranışlar sergilemesine ek olarak, Mut erkekleri dişi bölgesinde WT erkeklerinden önemli ölçüde daha fazla zaman harcadılar.
Ayrıca, her iki akıllı camın da açık olduğu koşulda tüm denemeler için WT ve Mut erkeklerinin durum davranışlarını puanladık. Mut erkekleri, dişi akıllı camlara karşı önemli ölçüde daha fazla girişim gerçekleştirdi (Şekil S2A) (bariyeri geçme motivasyonuyla ilişkili olabilecek keşif davranışının bir ölçüsü). WT ve Mut erkekleri, gerçekleştirilen sıyırarak geçiş yapma (stres belirtisi olarak) sayısında farklılık göstermedi (Şekil S2B) ve herhangi bir çiftleşmeyle ilgili davranışta da farklılık göstermedi (Titreşimler: Şekil S2C; U=34,0, P=0,2310; Öncü yüzmeler: Şekil S2D; U=35,5, P=0,2809). Mut erkekleri WT erkeklerine göre daha fazla yanal gösteri yapma eğilimindeydi ama bu etki istatistiksel öneme ulaşmadı (Şekil S2E). WT ve Mut erkekleri, dişiye karşı akıllı camdaki saldırı sayısında farklılık göstermedi (Şekil S2F). Bu nedenle, WT ve Mut erkekleri bütünsel analiz sırasında gerçekleştirdikleri çiftleşme davranışlarında farklılık göstermezken, Mut erkekleri dişi sınırından geçmeye daha fazla motive olmuş olabilir.
Bütünsel analizde, dişiler Mut erkeklerine yanal gösteriler yaptılar ve onlardan kaçınmaya çalıştılar, ancak yine de onlarla çiftleşme eğilimindeydiler.
Dişilerin Mut erkeklerini ziyaret ettiği ancak onlara karşı saldırgan davranışlar sergilediği gözlemlerimiz, dişilerin hem görsel hem de fiziksel erişime izin verilen bir deneme sırasında Mut erkekleriyle çiftleşip çiftleşmeyeceklerini merak etmemize yol açtı. Bunu test etmek için, tek bir dişinin bireysel bir Mut veya WT erkeğiyle etkileşime girebildiği bütünsel davranışsal denemeler gerçekleştirdik (Şekil 3). Dişiler Mut erkeklerine karşı WT erkeklere göre daha fazla yaklaşma (Şekil 3A) ve yanal sergileme (Şekil 3B) yaptılar. Fisher' ın kesin testi, dişilerin bir Mut erkeğine karşı yanal sergileme sıklığının, bir WT erkeğe karşı sergilediğinden daha yüksek olduğunu ortaya koydu (Şekil 3C). Dişiler, Mut erkekleriyle birlikte tutulduklarında WT erkeklerle karşılaştırıldığında, stresin veya kaçma girişimlerinin olası bir yansıması olarak tank kenarlarında kaçınarak daha fazla zaman geçirdiler (Şekil 3D). Şaşırtıcı bir şekilde, dişiler hem WT hem de Mut erkekleriyle yumurtladı (Video S1 ve Video S2; 4/6 dişi WT erkeklerle yumurtladı; 2/6 Mut erkekleriyle yumurtladı; Fisher'ın kesin testi: P=0,5671) ve çiftleşme davranışlarının hiçbir ölçüsünde önemli ölçüde farklılık göstermediler (Şekil 3E–G). Böylece dişiler Mut erkekleriyle birlikte barındırılırken saldırgan gösteriler ve kaçınma veya stres tepkileri sergilerken, yine de onlarla çiftleştiler.
Ayrıca bütünsel denemeler sırasında erkeklerin sergilediği davranışları da puanladık. Mut erkekleri, WT erkeklerine kıyasla önemli ölçüde daha fazla sıkılma ve kaçınma gerçekleştirdi (Sıkılma: Şekil S3A; U=0, P=0,0022; Kaçınmalar: Şekil S3B; U=5,5, P=0,0411). Öte yandan, WT erkekleri Mut erkeklerine kıyasla önemli ölçüde daha fazla titreme, kovalama ve önde yüzme gerçekleştirdi (Titreşimler: Şekil S3C; t10=2,8, P=0,0173; Kovalamalar: Şekil S3D; t10=3,0, P=0,0130; önde yüzmeler: Şekil S3E; U=4,5, P=0,0303). WT ve Mut erkekleri, dişilere yönelik yanal gösterim veya saldırıların sayısında farklılık göstermedi (Yanal gösterimler: Şekil S3F; t10=1.6, P=0.1403; Saldırılar: Şekil S3G; U=15, P=0.6991). Bu nedenle, Mut erkekleri muhtemelen dişilerin gerçekleştirdiği agonistik davranışlar (dövüşme ile ilgili sosyal davranışlar için kullanılan terimdir) nedeniyle dişilerden kaçınmaya çalıştıkları için (sıkılma, sıyrılma) birkaç kur yapma davranışında bulunabilirler.
Vv (Ventricle vein: beyin ventriküler boşluğundaki kılcal damar(lar) ve POA'daki (Preoptik Alan: beyinde hipotalamusun bir parçası olup erkekte testislerin dişilerde yumurtalıkların fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlayan, gonadotropinler denilen hormonların salgılandığı alan) egr1+ esr2b+ hücre sayısı çiftleşme davranışlarıyla ilişkilidir.
Biz, Mut erkekleriyle birlikte barındırılan dişilerin, teleostlarda çiftleşme davranışlarında rol oynadığı düşünülen belirli hücrelerde WT erkeklerine kıyasla farklı hücresel aktivasyon kalıpları göstereceğini varsaydık. Özellikle, medaka'daki son çalışmalara dayanarak, bütünsel analize dahil edilen dişilerde, egr1+ ile ortak ifade edilen esr2b+ hücrelerinin yüzdesinin, Vv ve POA'da (Şekil 4 A–F), çiftleşme davranışlarıyla beraber arttığını gördük.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251234221.jpg[/IMG]
[B]Şek 4.[/B] Egr1, esr2b ve ortak ifade tespit etmek için HCR'nin temsili fotomikrografileri. A-C) DAPI, yfp ve cy5 filtrelerini eş zamanlı olarak gösterir; bunlar, çekirdeğe yerleşen pan-hücresel bir belirteç olan DAPI belirtecinin etiketleriyle örtüşür; egr1; ve esr2b. Vv için, A)'da "a" etiketli noktalı daire yalnızca esr2b sinyalini çevreler; "b" noktalı daire yalnızca egr1'i çevreler; ve "c" noktalı daire hem esr2b hem de egr1 ifade eden bir hücreyi çevreler. Aynı durum D panelindeki POA için de geçerlidir.
Erkek barındırma koşullarının (Boş, WT, Mut) dişi Vv'deki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si üzerindeki etkisi istatistiksel öneme ulaşmamıştır (Şekil 5A). Erkek barındırma koşullarının dişi POA'daki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si üzerinde önemli bir etkisi vardı (Şekil 5B), burada Mut erkekleriyle barındırılan dişilerin boş koşulundaki dişilere kıyasla önemli ölçüde daha yüksek bir egr1+ esr2b hücre %'si vardı. Her iki beyin bölgesi için, gruplar arasında hücre %'sindeki değişim yüksek olsa da, Mut ve WT dişilerinin Vv ve POA'sındaki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si açıkça farklı değildi; bu istatistiksel olarak doğrulandı. Erkeklerle birlikte barındırılan dişiler, erkek olmayan (boş tank koşulundaki) dişilerle karşılaştırıldı. Bir erkekle birlikte barındırılan dişilerin her iki bölgede de önemli ölçüde daha yüksek bir egr1+ esr2b hücresi %'sine sahip olduğunu bulduk. Sonuçlar, Vv ve POA'daki esr2b+ nöronlarının erkek renk fenotipinin yönlerine yanıt vermediğini, bunun yerine sosyal çevrelerinde bir erkeğin varlığını bildirebileceğini ve/veya davranışsal çıktıdaki çeşitliliği yansıtabileceğini göstermektedir.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251235331.jpg[/IMG]
Şekil. 5. Esr2b+ hücrelerinin aktivasyonu, bir erkekle aynı ortamda kalan (A-B) çiftleşme davranışları gösteren dişilerde (C-F) daha yüksekti. *=P0,05. **=P0,01. Daireler bireysel dişileri temsil eder. Çubuklar Ortalama±Ortalamanın Standart Hatasını (SEM) gösterir.
Esr2b+ hücrelerinin aktivasyonunun davranışsal varyasyonla ilişkili olup olmadığını belirlemek için, erkeklerle birlikte barındırılan dişilerin Vv ve POA'sındaki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si ile üç çiftleşme davranışı ölçüsü arasında korelasyon analizleri gerçekleştirdik: ısıran erkek sayısı, yumurtlama sayısı ve yumurtlamaya harcanan zaman. Vv'deki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si, ısıran erkek sayısıyla anlamlı derecede pozitif korelasyon gösterdi (Şekil 5C; r=0,69, P=0,03). POA'da, egr1+ esr2b hücrelerinin %'si ısıran erkek sayısıyla (Şekil 5D; r=0,74, P=0,01), yumurtlama sayısıyla (Şekil 5E; r=0,74, P=0,01) ve yumurtlamaya harcanan zamanla (Şekil 5F; r=0,81, P=0,004) önemli ölçüde pozitif korelasyon gösterdi.
[B]4. Tartışma[/B]
Parlak, DOM'a (dominant) özgü renklendirmeye sahip WT erkek cikletlerin, erkek-tipik renklenmeden yoksun yani AR mutant erkek cikletlere göre dişiler tarafından tercih edilip edilmeyeceğini belirlemeye çalıştık. Bu sorunun cevabının aşırı derecede nüanslı olduğunu bulduk ve bu da bizi farklı deneysel kurulumlarda belirli dişi davranışlarını keşfetmeye yöneltti. Sonuç olarak, dişi A. burtoni'nin renksiz ancak yine de onlarla çiftleşecek olan erkeklere karşı saldırgan davrandığını ve dişi çiftleşme davranışını düzenlemede rol oynadığı varsayılan hücresel popülasyonun WT veya Mut erkeklerine maruz kalan dişilerde aktive olduğunu keşfettik. Bu bulgular, erkek renklenmesinin dişi A. burtoni'de davranışı yönlendirmede önemli bir rol oynamasına rağmen, dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmek için tek başına gerekli olmadığını ortaya koymaktadır.
A. burtoni erkeklerindeki renklenme, erkeklerdeki fizyolojik ve davranışsal farklılıklarla ilişkilendirilmiştir ancak dişiler tarafından eş tercihini yönlendirmek için kullanıldığı açıkça gösterilmemiştir. Örneğin, rengin davranışla en belirgin bağlantısı, bölgeci ve çiftleşen baskın erkeklerin parlak sarı veya mavi renkte olması, bölgeci olmayan ve çiftleşmeyen ast erkeklerin ise donuk renkte olmasıdır. Ek olarak, Korzan ve meslektaşları sarı erkeklerin mavi üzerinde daha fazla baskınlık kurdukları ve baskın erkeklerin kendilerinden farklı bir renge sahip diğer erkeklere karşı daha saldırgan olduğunu buldular. Ayrıca, gebe dişiler baskın olan erkeklerle ilişki kurmayı, ast olan erkeklere tercih ettiler. Renk ve erkek davranışı arasındaki bağlantılar ve dişilerin baskın erkeklerle ilişki kurma tercihi hakkındaki bu bilgiye rağmen, erkek renklenmesinin dişi davranışlarını yönlendirmedeki rolü kesin olarak gösterilmemiştir. DOM renklenmeden yoksun ancak yine de DOM davranışları sergileyen ARβ mutant erkekleri kullanarak erkek rengini DOM sosyal statüsünden ayırarak, dişilerin renkli erkekleri tercih edip etmediğini belirlemeyi amaçladık. İkili denememizde WT erkek bölgesinde Mut erkek bölgesine göre daha fazla zaman geçirme veya bu bölgeyi daha fazla ziyaret etme ile gösterildiği gibi, dişilerin renkli erkeklere karşı açık bir tercihi olacağını öngördük. Şaşırtıcı bir şekilde, bu bölge ölçümlerinde bir fark gözlemlemedik, çünkü dişiler akıllı cam şeffaf olduğunda WT ve Mut erkeklerini ziyaret etmek için eşit miktarda zaman harcadılar ve ortalama olarak, her iki akıllı cam kenarı aynı anda şeffaf olduğunda WT veya Mut erkeğinin yakınında zaman geçirmek için net bir tercih göstermediler. Bunun yerine, dişilerin her iki erkeğe karşı sergilediği davranışlarda net farklılıklar gözlemledik, dişiler Mut erkeklerine WT erkeklerinden daha agresif davranışlar sergilediler. Bu saldırganlık farkının bütünsel bir deneyde tekrarlanacağını ve dişilerin Mut erkekleriyle çiftleşmeyeceğini öngördük. Bunun yerine, dişiler Mut erkeklerine karşı saldırganlık sergilerken, yine de onlarla çiftleştiler.
Bulgularımızı açıklamak için aşağıdaki hipotezleri öneriyoruz. Dişiler, simüle edilmiş (örneğin, bir aynanın kullanımı yoluyla), ikili aynı cinsiyetten sosyal etkileşimlerde ve tüm dişilerin bulunduğu topluluk tanklarında diğer dişilere karşı yanal gösteriler gibi agresif davranışlar sergilerler. Dişilerin ARβ mutant erkeklere karşı agresif davrandıkları göz önüne alındığında, dişilerin Mut erkeklerini bir dereceye kadar dişi olarak algıladıklarını varsayıyoruz. Ancak, bütünsel testimizin ve hücresel ölçümlerimizin sonuçları, renklenmenin bir dişiye belirli bir cinsiyetin varlığını kesin olarak bildirmek için yeterli bir özellik olmadığını göstermektedir. Gerçekten de, bütünsel testte dişiler Mut erkeklerine karşı agresif gösteriler sergileseler de, onlarla istatistiksel olarak WT erkeklerden farklı olmayan bir oranda çiftleştiler ve yumurtladılar. Bu nedenle, bulgularımızın yeniliği, dişilerin ARβ mutant balıklara sanki dişilermiş gibi davranmaları ve yine de onlarla çiftleşmeleri gerçeğinde yatmaktadır. Bu, dişilerde birden fazla duyusal ipucu algılayan, bunları bütünleştiren ve optimum davranışsal tepkileri koordine eden bağımsız sinyal mekanizmalarının varlığını öne sürmektedir. Bu hipotez, davranış, renklenme, feromonlar ve akustik sinyaller dahil olmak üzere A. burtoni erkeklerinden gelen birden fazla duyusal uyaranın dişi davranışını ve çiftleşme modellerini etkilediğini iddia eden diğerleri tarafından önerilen fikirlerle uyumludur. Bu hipotezin birden fazla varsayımı, WT erkekten daha az DOM-tip davranış üreten ancak yine de DOM-tip parlak renklenmeye sahip olan ARα mutant erkek A. burtoni kullanımı da dahil olmak üzere gelecekteki çalışmalarda test edilebilir.
Vv ve POA'daki egr1+ esr2b+ hücreleri üzerindeki bulgularımız, bu hücrelerin çiftleşme motivasyonunu kodlayabileceğini öne sürmektedir; bu sonuçlar, esr2b'nin dişi-tipik çiftleşme için gerekli olduğunu gösteren Nishiike ve diğerlerinin son çalışmalarıyla uyumludur. Gerçekten de, Vv ve POA'daki egr1+ esr2b hücrelerinin yüzdesi, erkeğin genotipi ne olursa olsun, erkeklerle yumurtlama sayısı ve harcanan zamanla pozitif olarak ölçeklendi. Dahası, WT veya Mut erkeklerine sahip dişilerin Vv ve POA'sındaki egr1+ esr2b hücrelerinin yüzdesinin birbirinden ayırt edilemez olduğu ve yine de bir erkekle birlikte barındırılmayan dişilerden daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, esr2b+ hücrelerin erkeklerin rengine duyarlı olmadığı görülmektedir. Vv ve POA'daki egr1+ esr2b+ hücrelerinin yüzdesi, bütünsel deney sırasında gerçekleştirilen diğer davranışlarla önemli ölçüde korelasyon göstermedi ve bu hücrelerin özellikle çiftleşme motivasyonunu veya çiftleşmeyle ilgili bir içsel durumu kodladığı fikrini desteklemektedir. Bununla birlikte, bu hücrelerin işlevlerini tam olarak çözmek için diğer bağlamlarda rolünün araştırıldığı gelecekteki çalışmalar garanti edilmektedir. Mevcut sonuçları önceki bulgularla birleştirerek, A. burtoni'de dişi çiftleşmesini erkek ipuçlarının yönlendirip yönlendirmediğini ve nasıl yönlendirdiğini belirlemek için gelecekteki deneyler için temel oluşturan kapsamlı bir çalışma hipotezi öneriyoruz. Hipotezimiz, SBN'deki esr2b+ hücrelerine entegre edilmiş renklendirmeyi, davranışı ve feromonları algılayan ve belirli sosyal ortama uygun farklı davranışsal tepkileri koordine eden moleküler ve nöral substratları içeren erkek-tipik ipuçlarının tespiti için bağımsız mekanizmaların var olduğunu varsayar. Bu hipotez, dişilerin nihayetinde çiftleştiği erkeklere yönelik dişi-tipik saldırganlık gözlemlediğimiz gerçeğini kabul eder. Bu çalışma hipotezinin her bir bileşeni, dizilenmiş ve açıklamalı genom, CRISPR/Cas9 gen düzenleme ve yeni nesil dizileme teknolojilerini içeren A. burtoni için mevcut çeşitli, disiplinler arası metodolojik araç takımı kullanılarak test edilebilir. A. burtoni'de çiftleşme davranışlarının duyusal mekanizmalarını ve bunların altında yatan moleküler ve nöral alt yapıları inceleyen çalışmalar, teleostlarda ve diğer türlerde sosyal davranışın genel olarak kontrolüne ilişkin yeni bilgiler sağlayabilir.
[B]Referanslar[/B]
• 1.Searcy WA, Nowicki S. 2010. Searcy William A., and Nowicki Stephen. The Evolution of Animal Communication: Reliability and Deception in Signaling Systems: Reliability and Deception in Signaling Systems. Princeton University Press.
• 2.Maney DL, Cho E, Goode CT. 2006. Estrogen-dependent selectivity of genomic responses to birdsong: Estrogen-dependent genomic responses. Eur. J. Neurosci. 23, 1523–1529.
• 3.McComb KE. 1991. Female choice for high roaring rates in red deer, Cervus elaphus. Anim. Behav. 41, 79–88.
• 4.Waitt C, Little AC, Wolfensohn S, Honess P, Brown AP, Buchanan-Smith HM, Perrett DI. 2003. Evidence from rhesus macaques suggests that male coloration plays a role in female primate mate choice. Proc. R. Soc. Lond. B Biol. Sci. 270.
• 5.Byers J, Hebets E, Podos J. 2010. Female mate choice based upon male motor performance. Anim. Behav. 79, 771–778.
• 6.Fernald RD. 2012. Social control of the brain. Annu. Rev. Neurosci. 35, 133–51.
• 7.Fernald RD, Maruska KP. 2012. Social information changes the brain. Proc. Natl. Acad. Sci. 109, 17194–17199.
• 8.Maruska KP. 2015. Social Transitions Cause Rapid Behavioral and Neuroendocrine Changes. Integr. Comp. Biol. 55, 1–13.
• 9.Stevenson TJ, Alward BA, Ebling FJP, Fernald RD, Kelly A, Ophir AG. 2018. The value of comparative animal research: Krogh’s Principle facilitates scientific discoveries. Policy Insights Behav. Brain Sci. 5, 118–125.
• 10.Alward BA, Hoadley AP, Jackson LR, Lopez MS. 2023. Genetic dissection of steroid-hormone modulated social behavior: Novel paralogous genes are a boon for discovery. Horm. Behav. 147, 105295.
• 11.Jackson LR, Lopez MS, Alward BA. 2023. Breaking through the bottleneck: Krogh’s principle in behavioral neuroendocrinology and the potential of gene editing. Integr. Comp. Biol.
• 12.Maruska KP, Fernald RD. 2018. Astatotilapia burtoni: A Model System for Analyzing the Neurobiology of Behavior. ACS Chem. Neurosci. 9, 1951–1962.
• 13.Juntti SA, Fernald RD. 2016. Timing reproduction in teleost fish: Cues and mechanisms. Curr. Opin. Neurobiol. 38, 57–62.
• 14.Maruska KP, Butler JM. 2021. Reproductive- and Social-State Plasticity of Multiple Sensory Systems in a Cichlid Fish. Integr. Comp. Biol. 61, 249–268.
• 15.King T, Ray EJ, Tramontana B, Maruska K. 2022. Behavior and neural activation patterns of non-redundant visual and acoustic signaling during courtship in an African cichlid fish. J. Exp. Biol. 225, jeb244548.
• 16.Maruska KP, Fernald RD. 2010. Behavioral and physiological plasticity: Rapid changes during social ascent in an African cichlid fish. Horm. Behav. 58, 230–240.
• 17.Alward BA, Hilliard AT, York RA, Fernald RD. 2019. Hormonal regulation of social ascent and temporal patterns of behavior in an African cichlid. Horm. Behav. 107, 83–95.
• 18.Alward BA, Laud VA, Skalnik CJ, York RA, Juntti SA, Fernald RD. 2020. Modular genetic control of social status in a cichlid fish. Proc. Natl. Acad. Sci. 117, 28167–28174.
• 19.Kidd MR, O’Connell LA, Kidd CE, Chen CW, Fontenot MR, Williams SJ, Hofmann HA. 2013. Female preference for males depends on reproductive physiology in the African cichlid fish Astatotilapia burtoni. Gen. Comp. Endocrinol. 180, 56–63.
• 20.Plenderleith M, Oosterhout CV, Robinson RL, Turner GF. 2005. Female preference for conspecific males based on olfactory cues in a Lake Malawi cichlid fish. Biol. Lett. 1, 411–414.
• 21.Theis A, Salzburger W, Egger B. 2012. The Function of Anal Fin Egg-Spots in the Cichlid Fish Astatotilapia burtoni. PLoS ONE 7, e29878.
• 22.Clayton DF. 2000. The Genomic Action Potential. Neurobiol. Learn. Mem. 74, 185–216.
• 23.Maruska KP, Butler JM, Anselmo C, Tandukar G. 2020. Distribution of aromatase in the brain of the African cichlid fish Astatotilapia burtoni: Aromatase expression, but not estrogen receptors, varies with female reproductive-state. J. Comp. Neurol. 528, 2499–2522.
• 24.Nishiike Y et al. 2021. Estrogen receptor 2b is the major determinant of sex-typical mating behavior and sexual preference in medaka. Curr. Biol. 31, 1699–1710.e6.
• 25.Koyama Y, Satou M, Oka Y, Ueda K. 1984. Involvement of the telencephalic hemispheres and the preoptic area in sexual behavior of the male goldfish, Carassius auratus: a brain-lesion study. Behav. Neural Biol. 40, 70–86. (doi: 10.1016/S0163-1047(84)90182-1)
• 26.Kyle AL, Peter RE. 1982. Effects of forebrain lesions on spawning behaviour in the male goldfish. Physiol. Behav. 28, 1103–1109.
• 27.Satou M, Oka Y, Kusunoki M, Matsushima T, Kato M, Fujita I, Ueda K. 1984. Telencephalic and preoptic areas integrate sexual behavior in hime salmon (landlocked red salmon, Oncorhynchus nerka): Results of electrical brain stimulation experiments. Physiol. Behav. 33, 441–447.
• 28.Korzan WJ, Fernald RD. 2007. Territorial male color predicts agonistic behavior of conspecifics in a color polymorphic species. Behav. Ecol. 18, 318–323.
• 29.Korzan WJ, Robison RR, Zhao S, Fernald RD. 2008. Color change as a potential behavioral strategy. Horm. Behav. 54, 463–470.
• 30.Clement TS, Grens KE, Fernald RD. 2005. Female affiliative preference depends on reproductive state in the African cichlid fish, Astatotilapia burtoni. Behav. Ecol. 16, 83–88.
• 31.Renn SCP, Fraser EJ, Aubin-Horth N, Trainor BC, Hofmann HA. 2012. Females of an African cichlid fish display male-typical social dominance behavior and elevated androgens in the absence of males. Horm. Behav. 61, 496–503.
• 32.Jackson L, Dumitrascu M, Alward BA. 2023. Sex differences in aggression and its neural substrate in a cichlid fish.
• 33.Maruska KP, Fernald RD. 2012. Contextual chemosensory urine signaling in an African cichlid fish. 68–74.
• 34.Field KE, Maruska KP. 2017. Context-dependent chemosensory signaling, aggression and neural activation patterns in gravid female African cichlid fish. J. Exp. Biol. 220, 4689–4702.
[B]İlgili ve Benzer Diğer Makaleler[/B]
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/bir_grup_%E2%80%98topluluk_community%E2%80%99_tank_cikleti_k1005326.asp[/URL] - 20 Ocak 2025
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/tuzlu_su_cikletleri_k1006021.asp[/URL] - 10 Şubat 2025
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/ciklet_baliklarinin_cesitliligi_k1007966.asp[/URL] -17 Mart 2025
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/aldatan_ve_aldatilan_cikletler_k1008761.asp[/URL] - 15 Nisan 2025[EDIT]Orhan76,2025-05-13 12:40:21[/EDIT]
[B]Yazan:[/B] Megan R Howard 1,3, Maxximus G Ramsaroop 1,3, Andrew P Hoadley 1, Lillian R Jackson 1, Mariana S Lopez 1, Lauren A Saenz 1, Beau Alward 1,2
1University of Houston, Department of Psychology; 2University of Houston, Department of Biology and Biochemistry; 3Bu Yazarların İlk Ortak Yazısı
[B]Çevirmenin Önsözü[/B]
Üzerinden belki bir aydan fazla zaman geçmiştir ama yine de iyi hatırlıyorum. Bir arkadaşımız forumda baskın renkleri olmayan nispeten dişisinden daha küçük bir erkek cikletinin dişisi tarafından hırpalandığını, bu durumda bir çiftleşmenin olup olmayacağını sorduğunda bu makalenin orijinalini daha yeni okumuştum ve bu yazıdaki belirtilen görüşlerden dolayı çiftleşmenin gerçekleşebileceğini söylemiştim. Bir başka arkadaşımız ise forumda sorulan zebra cikletin cinsiyetinin, erkeksi baskın renklerinin olmamasından dolayı kesinlikle erkek olamayacağını söylediğinde bu durumun en net şekilde anüs-vent kontrolüyle belli olacağını ve yeni araştırmalarda erkeksi (baskın) renklenmeye sahip olmayan erkek cikletlere atıfta bulunulan yeni araştırmalar olduğunu söylemiştim. Arkadaşımız da kendi tecrübesinden dem vurarak (bu arada her zaman tecrübeye saygı duyarım) başka bir tartışma konusunda cinsiyet değiştiren cikletlerden bahsedip (ki cinsiyet değişiminden hiç bahsetmemiştim) saçmaladığımı söylemişti. Malesef uzun bir girizgah oldu artık konumuza başlayalım.
[B]Özet[/B]
Hayvan davranışındaki temel zorluklardan biri, türdeş davranışları yönlendiren sosyal uyaranları birbirinden ayırmaktır. Kuş cıvıltısı gibi davranışlar için, davranışı etkileyen ilgili ipuçlarının deneysel olarak izole edilmesiyle içgörüler elde edilebilir. Ancak, teleost balıklar gibi bazı türler için, varsayılan cinsel sinyal ipuçları diğerlerine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır ve bu da farklı sinyallerin türdeş davranışları yönlendirmede oynadığı kesin rolleri ayrıştırmayı zorlaştırır. Afrika cikleti Astatotilapia burtoni'de, erkekler baskın veya asttır; burada parlak renklenme, bölgesel ve kur yapma davranışı ayrılmaz bir şekilde rütbeyle pozitif olarak ilişkilidir. Burada, baskınlığa özgü renklenmeden yoksun ancak baskın davranıştan yoksun olmayan androjen reseptör (AR) (erkekte androjenik hormonların salgılanmasını tetikleyen hücre) mutantı erkek A. burtoni'yi, bu türdeki dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmede erkek renklenmesinin rolünü izole etmek için kullandık. Bağımsız davranışsal denemelerde, dişilerin AR mutant erkeklere karşı agresif davrandığını, WT (wild type/vahşi tip) erkeklere karşı böyle davranmadığını ancak yine de her iki erkek türüyle çiftleştiğini bulduk. Dişiler, mutant veya WT erkeklerle birlikte barındırıldıklarında hipotalamusta esr2b+ (östrojen reseptör 2b+ dişilerde östrojen salgılanmasını tetikleyen hücre) hücrelerinin artan aktivasyonunu gösterdi ve bu aktivasyon yumurtlama aktiviteleriyle ölçeklendi. Bu nedenle, A. burtoni'de erkek renklenmesi ve dişi çiftleşme davranışları arasında basit bir ilişki yoktur ve bu, bağımsız duyusal mekanizmaların davranışsal çıktıyı koordine etmek için hipotalamik esr2b+ hücrelerinde birleştiğini düşündürmektedir.
[B]Giriş[/B]
Hayvan davranışı ve duyusal biyoloji araştırmalarındaki temel hedeflerden biri, türler arasında davranışları kontrol eden belirli duyusal uyaranları çözmek olmuştur. Üreme davranışlarıyla ilgili olarak, tarihsel olarak dişi çiftleşme davranışını yönlendirmede erkek cinsel sinyal sistemlerinin rolüne çok odaklanılmıştır. Onlarca yıllık araştırmalar, işitsel ipuçlarının, kimyasal, duyusal sinyallerin, davranışsal göstergelerin, renklenmenin ve hormonal faktörlerin balıklarda, sürüngenlerde, böceklerde, kuşlarda, memelilerde ve insanlarda dişi eş seçimini etkilediğinin bilindiğini ortaya koymuştur.
Ancak, belirli erkek sinyallerinin dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmedeki rolünü belirlemek zor olabilir. Örneğin, birden fazla modalite boyunca sinyalleme özelliklerindeki çeşitlilik dişi çiftleşme tepkileriyle ilişkiliyse, bireysel sinyalleme özelliklerinin rolünü incelemek zor olabilir. Bu nedenle, davranışı değiştirmede farklı duyusal modalitelerin rollerini kesin olarak belirlemek zordur. Bu nedenle, farklı sinyalleme modalitelerinin türdeş davranışı etkilemesi üzerine yapılan araştırmaların temel hedeflerinden biri, yalnızca ilgi duyulan tek bir özellikteki çeşitliliği deneysel olarak izole etmek olmuştur.
Afrika ciklet balığı olan Astatotilapia burtoni, bir bireyin sosyal statüsünün vücut rengi ve davranışıyla yansıtıldığı plastik sosyal hiyerarşiler geliştirir. Baskın erkekler parlak renklidir ve koyu bir göz çizgisi vardır, bir bölgeyi savunurlar ve sık sık çiftleşirler; baskın olmayan erkekler ise donuk renklidir, bir bölgeyi savunmaz ve sıkça çiftleşmezler. Erkek A. burtoni'nin sosyal statülerine veya çevrelerine göre renklerinin yoğunluğunu hızla değiştirme konusundaki benzersiz yeteneği, bu balıkları sosyal davranışı ve eş tercihlerini kontrol eden çok yönlü sistemleri keşfetmek için büyüleyici bir model haline getirir. A. burtoni, kur yapma ritüeli erkeğin, yumurtlama ve yumurtaların döllenmesiyle sonuçlanan bir dizi davranış sergilemesini içeren ağızda kuluçkaya yatan bir türdür. Önce erkek dişiyi kovalar; sonra dişiye doğru bir titreme yapar, vücudunu kemerlendirir, yüzgecinde yumurta lekeleri gösterir ve tüm vücudunu hızla titretir. Titremeleri takiben, erkek genellikle dişiyi kendi bölgesine geri götürür. Eğer dişi onu takip ederse, bu, erkek ve dişinin gametlerin salınmasını uyarmak için birbirlerinin anogenital bölgelerini gagaladığı dairesel davranışlarla sonuçlanabilir. Dişi, salınan yumurtalarını ağzına alır ve bunlar erkeğin suya bıraktığı spermle döllenir. Dişilerdeki bu sürecin, erkekten gelen kimyasal duyusal sinyaller, işitsel ipuçları, görsel ipuçları, sosyal statü, renklenme ve davranış dahil olmak üzere çoklu duyusal ipuçları tarafından başlatıldığı ve aracılık edildiği düşünülmektedir. Dişi davranışını yönlendirdiği varsayılan en çarpıcı erkek özelliklerinden biri baskın erkeklerin sergilediği parlak renklenmedir. Ancak, hiçbir çalışma erkek renklenmesinin A. burtoni'de dişi eş tercihini düzenlediği hipotezini destekleyecek kanıt sunmamıştır. Bunun nedeni, renklenmenin hızla değişebilen tüm sosyal statü yönleriyle sıkı bir şekilde ilişkili olmasıdır. Gerçekten de, izole edildikten birkaç dakika sonra, başlangıçta baskın olmayan bir erkek, baskın bir erkeğe özgü canlı renkler ve davranışlar sergilemeye başlayacaktır. Bunun nedeni, A. burtoni'de vücut renklenmesini susturmanın tek yolunun erkeği sosyal olarak bastırmak ve bunun da davranış dahil olmak üzere sosyal statünün diğer yönlerini bastırmasıdır. Bu nedenle, erkek A. burtoni'deki mevcut deneysel manipülasyonlar, sosyal statü baskılanmasıyla ilişkili davranış değişikliklerinin içinden çıkılmaz karışıklıkları göz önüne alındığında, dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmede renklenmenin rolünün doğru bir şekilde yorumlanmasına izin vermez.
CRISPR/Cas9 gen düzenlemesi kullanılarak tasarlanan androjen reseptörü (AR) mutantı A. burtoni'yi kullanarak, daha önce erkeklerde renklenme, davranış ve üreme fizyolojisi gibi örtüşmeyen sosyal baskınlık özellikleri için farklı AR genlerinin gerekli olduğunu göstermiştik. Arβ mutant erkekler normal çiftleşme ve bölgecilik davranışları sergiler, ancak vahşi tip (WT) baskın erkeklerde tipik olan parlak sarı veya mavi vücut renklenmesinden yoksundur. Bu çalışma, erkek vücut renklenmesini erkek tipik davranış kalıplarından izole etmek ve erkek renklenmesinin A. burtoni'de dişi eş tercihini nasıl etkilediğini açıklamak için ARβ mutantlarından yararlanmayı amaçlamıştır.
[B]1. Yöntemler ve Malzemeler
1.1. Hayvanlar[/B]
Yetişkin A. burtoni, Afrika'daki Tanganyika Gölü'nden gelen ve doğal ekvatoral yaşam alanlarını taklit eden çevre koşullarında (28 °C; pH 8.0; tam spektrum aydınlatma ve sürekli havalandırma ile 12:12 saat ışık/karanlık döngüsü) tutulan vahşi yakalanmış bir stoktan yetiştirildi. Akvaryumlar, barınak görevi görmesi için ikiye kesilmiş pişmiş toprak saksılarla çakıl kaplı tabanlara sahipti. Balıklara günlük olarak ciklet pulları verildi. Tüm deneysel prosedürler Houston Üniversitesi Kurumsal Hayvan Bakımı ve Kullanım Komitesi tarafından onaylandı (Protokol #202000001).
[B]1.2. İkili Eş Seçimi Denemeleri[/B]
Dişiler, deney gününe kadar karma cinsiyetli topluluk tanklarında büyütüldü ve tutuldu. Gebe (yumurta taşıyan), cinsel olarak olgun dişiler, beslendikten ve deney tankına aktarıldıktan sonra sabah bu topluluk tanklarından seçildi (Şekil 1A). Deneysel tank tasarımı, diğer dişi tercihi denemeleri için benzer tasarımlardan esinlenmiştir. 37,8 litrelik dikdörtgen deney tankı, balıkların tankın dışını veya kendi yansımalarını görmesini engellemek için tankın iç duvarları boyunca yerleştirilmiş açık kahverengi plastikle tamamen kaplandı. Üç bölme, akıllı bir fiş (Amazon Alexa) kullanılarak uzaktan etkinleştirilebilen ve gerektiğinde şeffaf veya opak hale gelebilen ve bölmeler arasında suyun serbestçe akmasına izin veren iki PDLC akıllı cam (SW, 29,7 cm × 21,1 cm) kenarlıkla ayrıldı (Şekil 1A). Deneyler, Wifi özellikli bir video kamera (Canon VIXIA HF R80) kullanılarak yukarıdan ve uzaktan kaydedildi. Bu kurulumda ayrıca her iki tarafta üstten dimmer'lar (Neewer) ve dört adet yumuşak sarı ışık lambası (Bohon) da vardı.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251224431.jpg[/IMG]
[B]Şekil 1.[/B] Kullanılan davranışsal analizlerin gösterimi. A) İkili seçim analizleri için her balığın görünürlüğünü kontrol etmek için akıllı cam (SW, PDLC; 29,7 cm × 21,1 cm) kullandık. Sınırlar dişinin her iki tarafına yerleştirildi ve her iki tarafta bir Mut veya WT erkek vardı. İllüstrasyondaki beyaz sınırlar opak akıllı cam sınırlarını göstermektedir. Her dişinin bir Mut veya WT akıllı camdan görme sırasını rastgele belirledik. B) Bütünsel analizlerde, bir erkek ve bir dişi, şeffaf, delikli bir pleksiglas bariyerle ayrılmış bir tanka yerleştirildi. 24 saat sonra bariyer kaldırıldı ve davranışları 30 dakika boyunca kaydedildi.
Bir denemenin başlangıcında, bir WT erkek üç bölmeli deney tankının sol veya sağ bölmesine rastgele yerleştirilir. Eş zamanlı olarak, bir ARβ mutantı ("Mut") erkek karşı taraftaki boş bölmeye yerleştirilir. Dişi, merkez bölmeye yerleştirilir. Akıllı cam çerçeveler, dişi ve erkeklerin deneyin ilk 30 dakikalık uyum sağlama süresi boyunca birbirlerini görmelerini sağlar. Deney, aşağıdaki sırayla ilerleyen dört aşamadan oluşur: 1) video kaydı, 3 denek de tanka yerleştirildikten hemen sonra başlar; akıllı cam çerçeveler, balığın yeni bir ortama uyum sağlamasına olanak tanımak için 30 dakika boyunca opak kalır; 2) ilk 30 dakikadan sonra, sağ veya sol akıllı cam çerçeve (rastgele sayı üreteci kullanılarak seçilir) etkinleştirilir ve şeffaf hale gelirken, karşıt çerçeve etkisiz kalır; 3) 1 saatlik işarette, daha önce etkinleştirilen çerçeve etkisiz hale gelir ve daha önce etkisiz olan çerçeve etkinleştirilir; ve 4) 1 saat 30 dakika sonra, her iki çerçeve de etkinleştirilir. Son 30 dakikalık fazın sonunda, dişi hemen çıkarıldı ve vücut ölçümleri alınmadan ve servikal transeksiyon (omurilik alınması işlemi) ve doku toplama işlemi yapılmadan önce buzlu suda ötenazi uygulandı. Erkekler bir sonraki deneye kadar kendi tanklarına geri gönderildi. Deney tankı, deneyler arasında yaklaşık 24 saat yıkandı ve hava ile kurutuldu ve toplamda 10 deney, n=10 dişi ve n=2 uyarıcı erkek (1 WT ve 1 Mut erkek) kullanılarak gerçekleştirildi.
[B]1.3. Bütünsel Eş Seçimi Denemeleri[/B]
İkili seçim denemesinin sonuçlarına dayanarak (bkz. “Sonuçlar” bölümü), dişilerin WT veya Mut erkekleriyle nasıl davrandıklarını, her seferinde bir erkekle bütünsel davranışsal etkileşimlere izin verecek şekilde ölçmeye karar verdik (Şekil 1B). Dişiler topluluk tanklarında büyütüldü, ardından deney süresince birkaç dişi ve WT erkek bulunan, görünür ve kimyasal olarak erişilebilir ancak yumurtlamayı önlemek için fiziksel olarak izole edilmiş bir tankta barındırıldı. Erkeklerden birinin geçirgen, şeffaf bir sınırın üzerinden dişi bir balıktan geçerek dolaşımsız bir deney tankına eklendiği 24 saatlik deneyler yürüttük. Her dişi, gebelik görsel görünümüne göre topluluk tankından seçildi. Geçirgen pleksiglas sınırın sol tarafına bir erkek ve yumurtlama alanı olarak kullanılabilecek yarı pişmiş toprak bir saksı yerleştirildi. Daha sonra dişi, sınırın sağ tarafına tek başına yerleştirildi. Balıkların birbirlerine uyum sağlamaları için deney düzeneğinde yaklaşık 24 saat oturmalarına izin verdik. 24 saat sonra, davranışlarını 30 dakika boyunca kaydettik, ardından aralarındaki sınırı kaldırdık ve etkileşimlerinin ilk 30 dakikasını kaydettik. Bu 30 dakikalık etkileşimden hemen sonra, dişi çıkarıldı ve vücut ölçümleri alınmadan ve servikal transeksiyon ve doku toplama yapılmadan önce buzlu suda ötenazi yapıldı. İki WT ve iki Mut erkek, uyarıcı erkek olarak kullanıldı. Bu erkekler dişilerden ayrı bir odada, her biri iki uyarıcı vahşi tip dişiyle birlikte kendi tankında tutuldu. Bir erkeğin bir deneye dahil edilme sırası rastgele belirlendi. Her grup için nihai örnek boyutları şunlardı: WT'li dişiler: n=6; Mut'lu dişiler: n=6; ayrıca sınırın diğer tarafında bir erkek olmadan tanka yerleştirilen dişileri de dahil ettik, bu duruma "Boş" adı verildi: n=6.
[B]1.4. Vücut ölçümleri ve doku toplama[/B]
Ötenaziden hemen sonra, standart uzunluk (SU) ve vücut kütlesi (VK) kaydedildi, kaudal venden kan alındı ve ardından hızlı servikal transeksiyon gerçekleştirildi. Beyin alındı ve hemen pH=7,0'lık %4 paraformaldehite (PFA) aktarıldı. Daha sonra gonadlar (yumurtalıklar) tartıldı. Deneme sırasında yumurtalarını bırakan ve ağızda kuluçkaya yatan balıklar için, bu yumurtaları çıkardık ve gonad ağırlığının bir temsilcisi olarak tarttık. Gonad kütlesi vücut kütlesinin %'si olarak ifade edildi. Beyin PFA'ya yerleştirildikten 24 saat sonra, %15 sakaroza taşındı; 24 saat sonra %30 sakaroza taşındı. %30 sakarozda 24 saat sonra beyin Neg50'ye gömüldü ve -80 derece C'de saklandı. Holistik deneyden alınan dişilerin beyinleri gen ifadesini ölçmek için toplandı ve 30 μm'de üç seriye bölündü ve Superfrost artı slaytlara yerleştirildi, 24 saat kurutuldu ve HCR için kullanılana kadar -80 derece C'de saklandı.
[B]1.5. Davranışsal Puanlama
1.5.1. Noldus Ethovision XT Davranışsal Puanlama[/B]
İkili eş seçimi deneylerinin analizi Noldus Ethovision XT Sürüm 14 kullanılarak gerçekleştirildi. Ethovision kullanılarak, ikili eş seçimi deneyleri merkezi dişi ve her iki erkeği kendi alanlarında takip eden üç alana ayrıldı. Alt bölümler veya "İlgi Alanları", WT veya ARβ mutantının yanında bitişik alanda geçirilen zamanı gösteren, merkezi arenanın sol ve sağ tarafının uzunluğu boyunca çizildi. Bu "İlgi Alanları", her denemede dişinin vücut uzunluğuna uyacak şekilde yaklaşık 1 vücut uzunluğu genişliğinde yapıldı. Her denemede her bölge için ziyaret sıklığı (sayı) ve her ziyaretin kümülatif süresi(leri) ölçüldü. İlgi alanlarında geçirilen zaman ve ziyaret sıklığı, dişilerin WT veya ARβ mutant erkeklere ilgi gösterip göstermediğini değerlendirmek için bireysel davranış puanlamasıyla birlikte kullanıldı. Her deneme için her balık için deney tankının alanlarında geçirilen zamanı gösteren ısı haritaları oluşturuldu.
[B]1.5.2. BORIS Davranış Puanlaması[/B]
Bireysel davranışlar, manuel bir davranış puanlama yazılımı olan BORIS (Davranış Gözlem Araştırma Etkileşimli Yazılımı) kullanılarak puanlandı. Hem ikili eş seçimi denemeleri hem de bütünsel davranış denemeleri denemenin tamamı boyunca kaydedildi ve ardından puanlandı. Tablo 1, puanlanan davranışları, ilgili tanımlarını ve söz konusu davranışların işlevini yorumlamak için kullanılan geniş kategorileri listeler.
[B]Tablo 1.[/B] BORIS'te davranışları puanlamak için kullanılan etogram.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251228071.jpg[/IMG]
[B]2. İstatistiksel Analiz[/B]
Erkek genotipi (WT veya Mut) ve akıllı cam koşulunun, dişi davranışını etkileyen denek içi faktörler olarak dikkate alınmasıyla yapılan istatistiksel analizlerin ayrıntısına konuyu sade tutmak için girilmeyecektir.
[B]3. Sonuçlar[/B]
Dişiler genotipe bakılmaksızın şeffaf sınırı ziyaret ediyor.
Her akıllı cam koşulu sırasında hareket desenlerini gösteren ısı haritaları, dişilerin zamanlarının çoğunu şeffaf bir akıllı camı olan erkeğin yakınında geçirdiğini gösteriyor (Şekil 2 A–D). Erkekler, şeffaf olduğunda akıllı camın yakınında zaman geçirdikleri benzer bir düzen gösterdi. Her iki akıllı cam da açıkken, her iki erkeği de görünür hale getiren ısı haritaları, dişilerin zamanlarını hangi erkeğin yanında geçirdikleri konusunda önemli ölçüde farklılık göstermediğini ve bazı durumlarda her iki erkeğin yanında nispeten eşit miktarda zaman geçirdiklerini gösterdi.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251229591.jpg[/IMG]
[B]Şekil 2.[/B] Dişiler WT ve Mut erkeklerinin yakınında zaman geçirirler ancak onlara karşı farklı davranırlar. A-D) İki yanal sınırda bulunan erkekle birlikte bir dişinin belirli bir denemedeki temsili koşullar üzerine bindirilmiş ısı haritaları. Ölçek çubukları, o deneme için bir alanda geçirilen en uzun zamana göre kalibre edildi. Bir alanın renklendirilmesi, balıkların o alanda geçirdiği zamanı, alanda daha fazla zaman geçirdikçe mavi renkten kırmızıya doğru ilerlediğini gösterir. E) Dişiler, WT akıllı camı açıkken ve Mut akıllı camı kapalıyken WT bölgesinde daha fazla zaman geçirdiler ve tam tersi. F) Dişiler, Mut akıllı camı açıkken ve WT akıllı camı kapalıyken Mut bölgesini önemli ölçüde daha fazla ziyaret etti ve zıt karşılaştırma istatistiksel öneme ulaşmadı. G-J) Dişiler, akıllı camı kimin açık olduğuna bağlı olarak WT ve Mut erkeklerine karşı farklı davranışlar sergilediler. *=P0,05. E-F) Daireler, Ortalama±Ortalamanın Standart Hatasını (SEM) temsil eder. G-J) Düz çizgilerle birbirine bağlanan daireler, bireysel dişileri temsil eder.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251231291.jpg[/IMG]
[B]Şekil 3.[/B] Bütünsel denemelerde, dişiler WT ve Mut erkeklerine karşı farklı davranışlar sergilediler, yine de her iki erkek türüyle yumurtladılar. A-C) Dişiler Mut erkeklerine WT erkeklerden daha fazla yaklaştılar ve onlara karşı saldırgan gösteriler sergilediler. D) Kaçınma kaygısı durumunu yansıtabilecek uzak durma, Mut erkekleriyle birlikte barındırılan dişiler tarafından WT erkeklere kıyasla daha uzun süre yapıldı. E-F) Yumurtlama davranışlarında önemli bir fark yoktu. G) Yumurtlamadan önce ve sırasında meydana gelebilecek ısırmalar, farklılık göstermedi. *=P0,05. **=P0,01. Daireler bireysel dişileri temsil eder. Çubuklar Ortalamayı gösterir.
Dişiler, ikisi de aynı anda görünür olduğunda Mut'a karşı WT erkeklerinden daha saldırgan davranır.
Dişiler hem WT hem de Mut bölgelerine yaptıkları ziyaret sayısında farklılık göstermediğinden, bölgelerindeyken her iki erkeğe karşı farklı davranışlar sergileyip sergilemediklerini merak ettik. Dişilerin Mut erkeklerine karşı WT erkeklere kıyasla daha fazla yanal gösteri (Şekil 2G; t9=2,3, P=0,0479) ve titreme (saldırganlığın bir ifadesi olarak) (Şekil 2H; t9=2,4, P=0,0421) sergilediğini bulduk. Benzer şekilde, Mut erkeklerine karşı WT erkeklere kıyasla daha fazla sınır saldırısı gerçekleştirdiler, ancak bu etki önemli değildi (Şekil 2I; t9=2,0, P=0,0731). Dişiler, Mut erkeklerine kıyasla WT erkeklere karşı önemli ölçüde daha fazla dokunma gerçekleştirdiler (Şekil 2J; t9=3,1, P=0,0134). Bu bulgular, dişilerin WT ve Mut bölgelerini benzer oranlarda ziyaret etmelerine rağmen farklı davranışlar sergilediklerini göstermektedir.
Dişilerin her iki erkeğe yönelik davranışlarına ilişkin bulgularımızı göz önünde bulundurarak, erkeklerin gerçekleştirdiği davranışların dişilerin gerçekleştirdiği davranışlarla ilişkili olup olmadığını sorguladık. WT ve Mut erkek konumsal verilerini hem kapalı hem de açık akıllı cam koşullarının yanı sıra yalnızca ilgili akıllı camların açık olduğu koşullar arasında karşılaştırdık. Genotipin önemli bir etkisi vardı ancak durum veya genotip-durum etkileşiminin bir etkisi yoktu, burada Mut erkekleri WT erkeklere kıyasla dişi bölgesinde önemli ölçüde daha fazla zaman geçirdiler (Şekil S1A). Akıllı cam koşulunun önemli bir etkisi olduğunu ancak genotip veya genotip etkileşimine bağlı bir akıllı cam koşulunun dişi bölgeye yapılan ziyaretler üzerinde etkili olmadığını gözlemledik, her iki akıllı cam da açık olduğunda veya ilgili akıllı cam açık olduğunda dişi bölgeye yapılan ziyaretler arttı (Şekil S1B). Böylece, dişilerin Mut erkeklerine karşı WT erkeklerinden daha saldırgan davranışlar sergilemesine ek olarak, Mut erkekleri dişi bölgesinde WT erkeklerinden önemli ölçüde daha fazla zaman harcadılar.
Ayrıca, her iki akıllı camın da açık olduğu koşulda tüm denemeler için WT ve Mut erkeklerinin durum davranışlarını puanladık. Mut erkekleri, dişi akıllı camlara karşı önemli ölçüde daha fazla girişim gerçekleştirdi (Şekil S2A) (bariyeri geçme motivasyonuyla ilişkili olabilecek keşif davranışının bir ölçüsü). WT ve Mut erkekleri, gerçekleştirilen sıyırarak geçiş yapma (stres belirtisi olarak) sayısında farklılık göstermedi (Şekil S2B) ve herhangi bir çiftleşmeyle ilgili davranışta da farklılık göstermedi (Titreşimler: Şekil S2C; U=34,0, P=0,2310; Öncü yüzmeler: Şekil S2D; U=35,5, P=0,2809). Mut erkekleri WT erkeklerine göre daha fazla yanal gösteri yapma eğilimindeydi ama bu etki istatistiksel öneme ulaşmadı (Şekil S2E). WT ve Mut erkekleri, dişiye karşı akıllı camdaki saldırı sayısında farklılık göstermedi (Şekil S2F). Bu nedenle, WT ve Mut erkekleri bütünsel analiz sırasında gerçekleştirdikleri çiftleşme davranışlarında farklılık göstermezken, Mut erkekleri dişi sınırından geçmeye daha fazla motive olmuş olabilir.
Bütünsel analizde, dişiler Mut erkeklerine yanal gösteriler yaptılar ve onlardan kaçınmaya çalıştılar, ancak yine de onlarla çiftleşme eğilimindeydiler.
Dişilerin Mut erkeklerini ziyaret ettiği ancak onlara karşı saldırgan davranışlar sergilediği gözlemlerimiz, dişilerin hem görsel hem de fiziksel erişime izin verilen bir deneme sırasında Mut erkekleriyle çiftleşip çiftleşmeyeceklerini merak etmemize yol açtı. Bunu test etmek için, tek bir dişinin bireysel bir Mut veya WT erkeğiyle etkileşime girebildiği bütünsel davranışsal denemeler gerçekleştirdik (Şekil 3). Dişiler Mut erkeklerine karşı WT erkeklere göre daha fazla yaklaşma (Şekil 3A) ve yanal sergileme (Şekil 3B) yaptılar. Fisher' ın kesin testi, dişilerin bir Mut erkeğine karşı yanal sergileme sıklığının, bir WT erkeğe karşı sergilediğinden daha yüksek olduğunu ortaya koydu (Şekil 3C). Dişiler, Mut erkekleriyle birlikte tutulduklarında WT erkeklerle karşılaştırıldığında, stresin veya kaçma girişimlerinin olası bir yansıması olarak tank kenarlarında kaçınarak daha fazla zaman geçirdiler (Şekil 3D). Şaşırtıcı bir şekilde, dişiler hem WT hem de Mut erkekleriyle yumurtladı (Video S1 ve Video S2; 4/6 dişi WT erkeklerle yumurtladı; 2/6 Mut erkekleriyle yumurtladı; Fisher'ın kesin testi: P=0,5671) ve çiftleşme davranışlarının hiçbir ölçüsünde önemli ölçüde farklılık göstermediler (Şekil 3E–G). Böylece dişiler Mut erkekleriyle birlikte barındırılırken saldırgan gösteriler ve kaçınma veya stres tepkileri sergilerken, yine de onlarla çiftleştiler.
Ayrıca bütünsel denemeler sırasında erkeklerin sergilediği davranışları da puanladık. Mut erkekleri, WT erkeklerine kıyasla önemli ölçüde daha fazla sıkılma ve kaçınma gerçekleştirdi (Sıkılma: Şekil S3A; U=0, P=0,0022; Kaçınmalar: Şekil S3B; U=5,5, P=0,0411). Öte yandan, WT erkekleri Mut erkeklerine kıyasla önemli ölçüde daha fazla titreme, kovalama ve önde yüzme gerçekleştirdi (Titreşimler: Şekil S3C; t10=2,8, P=0,0173; Kovalamalar: Şekil S3D; t10=3,0, P=0,0130; önde yüzmeler: Şekil S3E; U=4,5, P=0,0303). WT ve Mut erkekleri, dişilere yönelik yanal gösterim veya saldırıların sayısında farklılık göstermedi (Yanal gösterimler: Şekil S3F; t10=1.6, P=0.1403; Saldırılar: Şekil S3G; U=15, P=0.6991). Bu nedenle, Mut erkekleri muhtemelen dişilerin gerçekleştirdiği agonistik davranışlar (dövüşme ile ilgili sosyal davranışlar için kullanılan terimdir) nedeniyle dişilerden kaçınmaya çalıştıkları için (sıkılma, sıyrılma) birkaç kur yapma davranışında bulunabilirler.
Vv (Ventricle vein: beyin ventriküler boşluğundaki kılcal damar(lar) ve POA'daki (Preoptik Alan: beyinde hipotalamusun bir parçası olup erkekte testislerin dişilerde yumurtalıkların fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlayan, gonadotropinler denilen hormonların salgılandığı alan) egr1+ esr2b+ hücre sayısı çiftleşme davranışlarıyla ilişkilidir.
Biz, Mut erkekleriyle birlikte barındırılan dişilerin, teleostlarda çiftleşme davranışlarında rol oynadığı düşünülen belirli hücrelerde WT erkeklerine kıyasla farklı hücresel aktivasyon kalıpları göstereceğini varsaydık. Özellikle, medaka'daki son çalışmalara dayanarak, bütünsel analize dahil edilen dişilerde, egr1+ ile ortak ifade edilen esr2b+ hücrelerinin yüzdesinin, Vv ve POA'da (Şekil 4 A–F), çiftleşme davranışlarıyla beraber arttığını gördük.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251234221.jpg[/IMG]
[B]Şek 4.[/B] Egr1, esr2b ve ortak ifade tespit etmek için HCR'nin temsili fotomikrografileri. A-C) DAPI, yfp ve cy5 filtrelerini eş zamanlı olarak gösterir; bunlar, çekirdeğe yerleşen pan-hücresel bir belirteç olan DAPI belirtecinin etiketleriyle örtüşür; egr1; ve esr2b. Vv için, A)'da "a" etiketli noktalı daire yalnızca esr2b sinyalini çevreler; "b" noktalı daire yalnızca egr1'i çevreler; ve "c" noktalı daire hem esr2b hem de egr1 ifade eden bir hücreyi çevreler. Aynı durum D panelindeki POA için de geçerlidir.
Erkek barındırma koşullarının (Boş, WT, Mut) dişi Vv'deki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si üzerindeki etkisi istatistiksel öneme ulaşmamıştır (Şekil 5A). Erkek barındırma koşullarının dişi POA'daki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si üzerinde önemli bir etkisi vardı (Şekil 5B), burada Mut erkekleriyle barındırılan dişilerin boş koşulundaki dişilere kıyasla önemli ölçüde daha yüksek bir egr1+ esr2b hücre %'si vardı. Her iki beyin bölgesi için, gruplar arasında hücre %'sindeki değişim yüksek olsa da, Mut ve WT dişilerinin Vv ve POA'sındaki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si açıkça farklı değildi; bu istatistiksel olarak doğrulandı. Erkeklerle birlikte barındırılan dişiler, erkek olmayan (boş tank koşulundaki) dişilerle karşılaştırıldı. Bir erkekle birlikte barındırılan dişilerin her iki bölgede de önemli ölçüde daha yüksek bir egr1+ esr2b hücresi %'sine sahip olduğunu bulduk. Sonuçlar, Vv ve POA'daki esr2b+ nöronlarının erkek renk fenotipinin yönlerine yanıt vermediğini, bunun yerine sosyal çevrelerinde bir erkeğin varlığını bildirebileceğini ve/veya davranışsal çıktıdaki çeşitliliği yansıtabileceğini göstermektedir.
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/240492/130520251235331.jpg[/IMG]
Şekil. 5. Esr2b+ hücrelerinin aktivasyonu, bir erkekle aynı ortamda kalan (A-B) çiftleşme davranışları gösteren dişilerde (C-F) daha yüksekti. *=P0,05. **=P0,01. Daireler bireysel dişileri temsil eder. Çubuklar Ortalama±Ortalamanın Standart Hatasını (SEM) gösterir.
Esr2b+ hücrelerinin aktivasyonunun davranışsal varyasyonla ilişkili olup olmadığını belirlemek için, erkeklerle birlikte barındırılan dişilerin Vv ve POA'sındaki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si ile üç çiftleşme davranışı ölçüsü arasında korelasyon analizleri gerçekleştirdik: ısıran erkek sayısı, yumurtlama sayısı ve yumurtlamaya harcanan zaman. Vv'deki egr1+ esr2b hücrelerinin %'si, ısıran erkek sayısıyla anlamlı derecede pozitif korelasyon gösterdi (Şekil 5C; r=0,69, P=0,03). POA'da, egr1+ esr2b hücrelerinin %'si ısıran erkek sayısıyla (Şekil 5D; r=0,74, P=0,01), yumurtlama sayısıyla (Şekil 5E; r=0,74, P=0,01) ve yumurtlamaya harcanan zamanla (Şekil 5F; r=0,81, P=0,004) önemli ölçüde pozitif korelasyon gösterdi.
[B]4. Tartışma[/B]
Parlak, DOM'a (dominant) özgü renklendirmeye sahip WT erkek cikletlerin, erkek-tipik renklenmeden yoksun yani AR mutant erkek cikletlere göre dişiler tarafından tercih edilip edilmeyeceğini belirlemeye çalıştık. Bu sorunun cevabının aşırı derecede nüanslı olduğunu bulduk ve bu da bizi farklı deneysel kurulumlarda belirli dişi davranışlarını keşfetmeye yöneltti. Sonuç olarak, dişi A. burtoni'nin renksiz ancak yine de onlarla çiftleşecek olan erkeklere karşı saldırgan davrandığını ve dişi çiftleşme davranışını düzenlemede rol oynadığı varsayılan hücresel popülasyonun WT veya Mut erkeklerine maruz kalan dişilerde aktive olduğunu keşfettik. Bu bulgular, erkek renklenmesinin dişi A. burtoni'de davranışı yönlendirmede önemli bir rol oynamasına rağmen, dişi çiftleşme davranışlarını yönlendirmek için tek başına gerekli olmadığını ortaya koymaktadır.
A. burtoni erkeklerindeki renklenme, erkeklerdeki fizyolojik ve davranışsal farklılıklarla ilişkilendirilmiştir ancak dişiler tarafından eş tercihini yönlendirmek için kullanıldığı açıkça gösterilmemiştir. Örneğin, rengin davranışla en belirgin bağlantısı, bölgeci ve çiftleşen baskın erkeklerin parlak sarı veya mavi renkte olması, bölgeci olmayan ve çiftleşmeyen ast erkeklerin ise donuk renkte olmasıdır. Ek olarak, Korzan ve meslektaşları sarı erkeklerin mavi üzerinde daha fazla baskınlık kurdukları ve baskın erkeklerin kendilerinden farklı bir renge sahip diğer erkeklere karşı daha saldırgan olduğunu buldular. Ayrıca, gebe dişiler baskın olan erkeklerle ilişki kurmayı, ast olan erkeklere tercih ettiler. Renk ve erkek davranışı arasındaki bağlantılar ve dişilerin baskın erkeklerle ilişki kurma tercihi hakkındaki bu bilgiye rağmen, erkek renklenmesinin dişi davranışlarını yönlendirmedeki rolü kesin olarak gösterilmemiştir. DOM renklenmeden yoksun ancak yine de DOM davranışları sergileyen ARβ mutant erkekleri kullanarak erkek rengini DOM sosyal statüsünden ayırarak, dişilerin renkli erkekleri tercih edip etmediğini belirlemeyi amaçladık. İkili denememizde WT erkek bölgesinde Mut erkek bölgesine göre daha fazla zaman geçirme veya bu bölgeyi daha fazla ziyaret etme ile gösterildiği gibi, dişilerin renkli erkeklere karşı açık bir tercihi olacağını öngördük. Şaşırtıcı bir şekilde, bu bölge ölçümlerinde bir fark gözlemlemedik, çünkü dişiler akıllı cam şeffaf olduğunda WT ve Mut erkeklerini ziyaret etmek için eşit miktarda zaman harcadılar ve ortalama olarak, her iki akıllı cam kenarı aynı anda şeffaf olduğunda WT veya Mut erkeğinin yakınında zaman geçirmek için net bir tercih göstermediler. Bunun yerine, dişilerin her iki erkeğe karşı sergilediği davranışlarda net farklılıklar gözlemledik, dişiler Mut erkeklerine WT erkeklerinden daha agresif davranışlar sergilediler. Bu saldırganlık farkının bütünsel bir deneyde tekrarlanacağını ve dişilerin Mut erkekleriyle çiftleşmeyeceğini öngördük. Bunun yerine, dişiler Mut erkeklerine karşı saldırganlık sergilerken, yine de onlarla çiftleştiler.
Bulgularımızı açıklamak için aşağıdaki hipotezleri öneriyoruz. Dişiler, simüle edilmiş (örneğin, bir aynanın kullanımı yoluyla), ikili aynı cinsiyetten sosyal etkileşimlerde ve tüm dişilerin bulunduğu topluluk tanklarında diğer dişilere karşı yanal gösteriler gibi agresif davranışlar sergilerler. Dişilerin ARβ mutant erkeklere karşı agresif davrandıkları göz önüne alındığında, dişilerin Mut erkeklerini bir dereceye kadar dişi olarak algıladıklarını varsayıyoruz. Ancak, bütünsel testimizin ve hücresel ölçümlerimizin sonuçları, renklenmenin bir dişiye belirli bir cinsiyetin varlığını kesin olarak bildirmek için yeterli bir özellik olmadığını göstermektedir. Gerçekten de, bütünsel testte dişiler Mut erkeklerine karşı agresif gösteriler sergileseler de, onlarla istatistiksel olarak WT erkeklerden farklı olmayan bir oranda çiftleştiler ve yumurtladılar. Bu nedenle, bulgularımızın yeniliği, dişilerin ARβ mutant balıklara sanki dişilermiş gibi davranmaları ve yine de onlarla çiftleşmeleri gerçeğinde yatmaktadır. Bu, dişilerde birden fazla duyusal ipucu algılayan, bunları bütünleştiren ve optimum davranışsal tepkileri koordine eden bağımsız sinyal mekanizmalarının varlığını öne sürmektedir. Bu hipotez, davranış, renklenme, feromonlar ve akustik sinyaller dahil olmak üzere A. burtoni erkeklerinden gelen birden fazla duyusal uyaranın dişi davranışını ve çiftleşme modellerini etkilediğini iddia eden diğerleri tarafından önerilen fikirlerle uyumludur. Bu hipotezin birden fazla varsayımı, WT erkekten daha az DOM-tip davranış üreten ancak yine de DOM-tip parlak renklenmeye sahip olan ARα mutant erkek A. burtoni kullanımı da dahil olmak üzere gelecekteki çalışmalarda test edilebilir.
Vv ve POA'daki egr1+ esr2b+ hücreleri üzerindeki bulgularımız, bu hücrelerin çiftleşme motivasyonunu kodlayabileceğini öne sürmektedir; bu sonuçlar, esr2b'nin dişi-tipik çiftleşme için gerekli olduğunu gösteren Nishiike ve diğerlerinin son çalışmalarıyla uyumludur. Gerçekten de, Vv ve POA'daki egr1+ esr2b hücrelerinin yüzdesi, erkeğin genotipi ne olursa olsun, erkeklerle yumurtlama sayısı ve harcanan zamanla pozitif olarak ölçeklendi. Dahası, WT veya Mut erkeklerine sahip dişilerin Vv ve POA'sındaki egr1+ esr2b hücrelerinin yüzdesinin birbirinden ayırt edilemez olduğu ve yine de bir erkekle birlikte barındırılmayan dişilerden daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, esr2b+ hücrelerin erkeklerin rengine duyarlı olmadığı görülmektedir. Vv ve POA'daki egr1+ esr2b+ hücrelerinin yüzdesi, bütünsel deney sırasında gerçekleştirilen diğer davranışlarla önemli ölçüde korelasyon göstermedi ve bu hücrelerin özellikle çiftleşme motivasyonunu veya çiftleşmeyle ilgili bir içsel durumu kodladığı fikrini desteklemektedir. Bununla birlikte, bu hücrelerin işlevlerini tam olarak çözmek için diğer bağlamlarda rolünün araştırıldığı gelecekteki çalışmalar garanti edilmektedir. Mevcut sonuçları önceki bulgularla birleştirerek, A. burtoni'de dişi çiftleşmesini erkek ipuçlarının yönlendirip yönlendirmediğini ve nasıl yönlendirdiğini belirlemek için gelecekteki deneyler için temel oluşturan kapsamlı bir çalışma hipotezi öneriyoruz. Hipotezimiz, SBN'deki esr2b+ hücrelerine entegre edilmiş renklendirmeyi, davranışı ve feromonları algılayan ve belirli sosyal ortama uygun farklı davranışsal tepkileri koordine eden moleküler ve nöral substratları içeren erkek-tipik ipuçlarının tespiti için bağımsız mekanizmaların var olduğunu varsayar. Bu hipotez, dişilerin nihayetinde çiftleştiği erkeklere yönelik dişi-tipik saldırganlık gözlemlediğimiz gerçeğini kabul eder. Bu çalışma hipotezinin her bir bileşeni, dizilenmiş ve açıklamalı genom, CRISPR/Cas9 gen düzenleme ve yeni nesil dizileme teknolojilerini içeren A. burtoni için mevcut çeşitli, disiplinler arası metodolojik araç takımı kullanılarak test edilebilir. A. burtoni'de çiftleşme davranışlarının duyusal mekanizmalarını ve bunların altında yatan moleküler ve nöral alt yapıları inceleyen çalışmalar, teleostlarda ve diğer türlerde sosyal davranışın genel olarak kontrolüne ilişkin yeni bilgiler sağlayabilir.
[B]Referanslar[/B]
• 1.Searcy WA, Nowicki S. 2010. Searcy William A., and Nowicki Stephen. The Evolution of Animal Communication: Reliability and Deception in Signaling Systems: Reliability and Deception in Signaling Systems. Princeton University Press.
• 2.Maney DL, Cho E, Goode CT. 2006. Estrogen-dependent selectivity of genomic responses to birdsong: Estrogen-dependent genomic responses. Eur. J. Neurosci. 23, 1523–1529.
• 3.McComb KE. 1991. Female choice for high roaring rates in red deer, Cervus elaphus. Anim. Behav. 41, 79–88.
• 4.Waitt C, Little AC, Wolfensohn S, Honess P, Brown AP, Buchanan-Smith HM, Perrett DI. 2003. Evidence from rhesus macaques suggests that male coloration plays a role in female primate mate choice. Proc. R. Soc. Lond. B Biol. Sci. 270.
• 5.Byers J, Hebets E, Podos J. 2010. Female mate choice based upon male motor performance. Anim. Behav. 79, 771–778.
• 6.Fernald RD. 2012. Social control of the brain. Annu. Rev. Neurosci. 35, 133–51.
• 7.Fernald RD, Maruska KP. 2012. Social information changes the brain. Proc. Natl. Acad. Sci. 109, 17194–17199.
• 8.Maruska KP. 2015. Social Transitions Cause Rapid Behavioral and Neuroendocrine Changes. Integr. Comp. Biol. 55, 1–13.
• 9.Stevenson TJ, Alward BA, Ebling FJP, Fernald RD, Kelly A, Ophir AG. 2018. The value of comparative animal research: Krogh’s Principle facilitates scientific discoveries. Policy Insights Behav. Brain Sci. 5, 118–125.
• 10.Alward BA, Hoadley AP, Jackson LR, Lopez MS. 2023. Genetic dissection of steroid-hormone modulated social behavior: Novel paralogous genes are a boon for discovery. Horm. Behav. 147, 105295.
• 11.Jackson LR, Lopez MS, Alward BA. 2023. Breaking through the bottleneck: Krogh’s principle in behavioral neuroendocrinology and the potential of gene editing. Integr. Comp. Biol.
• 12.Maruska KP, Fernald RD. 2018. Astatotilapia burtoni: A Model System for Analyzing the Neurobiology of Behavior. ACS Chem. Neurosci. 9, 1951–1962.
• 13.Juntti SA, Fernald RD. 2016. Timing reproduction in teleost fish: Cues and mechanisms. Curr. Opin. Neurobiol. 38, 57–62.
• 14.Maruska KP, Butler JM. 2021. Reproductive- and Social-State Plasticity of Multiple Sensory Systems in a Cichlid Fish. Integr. Comp. Biol. 61, 249–268.
• 15.King T, Ray EJ, Tramontana B, Maruska K. 2022. Behavior and neural activation patterns of non-redundant visual and acoustic signaling during courtship in an African cichlid fish. J. Exp. Biol. 225, jeb244548.
• 16.Maruska KP, Fernald RD. 2010. Behavioral and physiological plasticity: Rapid changes during social ascent in an African cichlid fish. Horm. Behav. 58, 230–240.
• 17.Alward BA, Hilliard AT, York RA, Fernald RD. 2019. Hormonal regulation of social ascent and temporal patterns of behavior in an African cichlid. Horm. Behav. 107, 83–95.
• 18.Alward BA, Laud VA, Skalnik CJ, York RA, Juntti SA, Fernald RD. 2020. Modular genetic control of social status in a cichlid fish. Proc. Natl. Acad. Sci. 117, 28167–28174.
• 19.Kidd MR, O’Connell LA, Kidd CE, Chen CW, Fontenot MR, Williams SJ, Hofmann HA. 2013. Female preference for males depends on reproductive physiology in the African cichlid fish Astatotilapia burtoni. Gen. Comp. Endocrinol. 180, 56–63.
• 20.Plenderleith M, Oosterhout CV, Robinson RL, Turner GF. 2005. Female preference for conspecific males based on olfactory cues in a Lake Malawi cichlid fish. Biol. Lett. 1, 411–414.
• 21.Theis A, Salzburger W, Egger B. 2012. The Function of Anal Fin Egg-Spots in the Cichlid Fish Astatotilapia burtoni. PLoS ONE 7, e29878.
• 22.Clayton DF. 2000. The Genomic Action Potential. Neurobiol. Learn. Mem. 74, 185–216.
• 23.Maruska KP, Butler JM, Anselmo C, Tandukar G. 2020. Distribution of aromatase in the brain of the African cichlid fish Astatotilapia burtoni: Aromatase expression, but not estrogen receptors, varies with female reproductive-state. J. Comp. Neurol. 528, 2499–2522.
• 24.Nishiike Y et al. 2021. Estrogen receptor 2b is the major determinant of sex-typical mating behavior and sexual preference in medaka. Curr. Biol. 31, 1699–1710.e6.
• 25.Koyama Y, Satou M, Oka Y, Ueda K. 1984. Involvement of the telencephalic hemispheres and the preoptic area in sexual behavior of the male goldfish, Carassius auratus: a brain-lesion study. Behav. Neural Biol. 40, 70–86. (doi: 10.1016/S0163-1047(84)90182-1)
• 26.Kyle AL, Peter RE. 1982. Effects of forebrain lesions on spawning behaviour in the male goldfish. Physiol. Behav. 28, 1103–1109.
• 27.Satou M, Oka Y, Kusunoki M, Matsushima T, Kato M, Fujita I, Ueda K. 1984. Telencephalic and preoptic areas integrate sexual behavior in hime salmon (landlocked red salmon, Oncorhynchus nerka): Results of electrical brain stimulation experiments. Physiol. Behav. 33, 441–447.
• 28.Korzan WJ, Fernald RD. 2007. Territorial male color predicts agonistic behavior of conspecifics in a color polymorphic species. Behav. Ecol. 18, 318–323.
• 29.Korzan WJ, Robison RR, Zhao S, Fernald RD. 2008. Color change as a potential behavioral strategy. Horm. Behav. 54, 463–470.
• 30.Clement TS, Grens KE, Fernald RD. 2005. Female affiliative preference depends on reproductive state in the African cichlid fish, Astatotilapia burtoni. Behav. Ecol. 16, 83–88.
• 31.Renn SCP, Fraser EJ, Aubin-Horth N, Trainor BC, Hofmann HA. 2012. Females of an African cichlid fish display male-typical social dominance behavior and elevated androgens in the absence of males. Horm. Behav. 61, 496–503.
• 32.Jackson L, Dumitrascu M, Alward BA. 2023. Sex differences in aggression and its neural substrate in a cichlid fish.
• 33.Maruska KP, Fernald RD. 2012. Contextual chemosensory urine signaling in an African cichlid fish. 68–74.
• 34.Field KE, Maruska KP. 2017. Context-dependent chemosensory signaling, aggression and neural activation patterns in gravid female African cichlid fish. J. Exp. Biol. 220, 4689–4702.
[B]İlgili ve Benzer Diğer Makaleler[/B]
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/bir_grup_%E2%80%98topluluk_community%E2%80%99_tank_cikleti_k1005326.asp[/URL] - 20 Ocak 2025
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/tuzlu_su_cikletleri_k1006021.asp[/URL] - 10 Şubat 2025
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/ciklet_baliklarinin_cesitliligi_k1007966.asp[/URL] -17 Mart 2025
[URL]https://www.akvaryum.com/Forum/aldatan_ve_aldatilan_cikletler_k1008761.asp[/URL] - 15 Nisan 2025[EDIT]Orhan76,2025-05-13 12:40:21[/EDIT]
Beğenenler: [T]119483,Eldurmaz[/T][T]249859,xellence07[/T][T]244541,koraykbl[/T]
Teşekkür Edenler: [T]249859,xellence07[/T][T]244541,koraykbl[/T]
+1: [T]249859,xellence07[/T][T]244541,koraykbl[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir