Malawi cichlid'lerinin üremesi
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2011 01:01
Bu yazımızda; Malawi Cichlidleri’nin akvaryum ortamında ki üreme ve kuluçka dönemleri süresince izlenmesi gereken yollardan bahsedeceğiz. Ayrıca, göl’de yaşamlarını sürüdüren balıklarla, akvaryum ortamında yetiştirdiğimiz balıklarımız arasındaki üreme dönemlerinde yaşanılan farklılıklarını anlatmaya çalışacağım. Malawi Cichlidleri arasında özellikle Mbuna familyasına bağlı canlılar, benim için sadece tatlı su canlıları arasında değil, tüm evrende ki canlılar arasında en özel olan canlılardır. Öylesine üstün bir sinir sistemleri vardır ki, sadece davranış çokluklarına nazaran sayısız bilimsel veri ortaya dökülmüştür. Şimdi onların çiftleşme, kuluçka dönemi ve sonrası yaşadıklarını inceleyeceğiz. Bahsettiğim durumlar; her akvaryumun kendine ayrı bir ortamı, dekoru ve nüfusunun farklılık göstermesinden ötürü aynı sonuçları vermeyebilir ancak bu yazımda açıkladığım her şey deneysel olarak kendi tecrübelerime dayanmaktadır.
Üreme
Etçil ya da otçul beslenen, kayalık ya da kumluk geçiş alanlarında, sığ sahil kesimlerinde ve/veya 40 metreden daha derin sularda yaşayan balıkların, kısacası cichlid’lerin her türünün tek bir ortak yönü vardır. Sadece üremek ve soylarını devam ettirmek amacıyla yaşarlar. Bu kuram özellikle Malawi Cichlidlerinde baskınlıkla görülmektedir.
Akvaryumlarımızda beslediğimiz Malawi türlerinde de aynı durum söz konusudur. Akvaryum şartları ne kadar olumluysa, yetişkin bir dişinin üreme zamanları bu doğrultuda sıklık gösterir. Eğer akvaryum, kapasite yetersizliği, yanlış dekor seçimi ve dişi erkek oranı uyumsuzluğu gibi; beslenilen canlının doğasına aykırı koşullar içeriyorsa ve buna rağmen dişi cichlid yumurta alabiliyorsa, doğum için kendini güvende hissediyordur. Mbuna ve Aulonacara’lar herhangi bir olumsuz durumu tolere edecek gücü kendilerinde buldukları için çiftleşirler. Bu iki familyaya mensup cichlidler, kendilerini güvende hissetmezlerse asla çiftleşmezler. Bu güven durumu çok farklıdır. Örneğin 200 litre bir tank düşünün; 1 erkek ve 3 dişiden oluşan uyumlu bir Labidochromis Caerelus (Sarı Prenses) kolonisini koyalım. Dekor ve filtrasyon yeterince profesyonel, ancak erkek balık çok baskın ve dişileri haddinden fazla rahatsız eden bir canlıysa, o dişiler uzun bir süre yumurta almazlar. Yapı olarak daha da geliştikleri zamana kadar, erkeğin yoğun agresifliğine karşı koyabilecek gücü kendilerinde hissettikleri zamana kadar çiftleşmezler. Çoğunlukla ısıtıcı ve cam arasında dik bir şekilde durarak saklanır ve/veya erkeğin giremeyeceği nitelikte kayalıklar arasında bekleyerek gizlenirler.
Bir Malawi Cichlid erkeği çiftleşme döneminde her zaman aktif olur ve eşinin kuluçkasının tamamlanmasını beklemeksizin yeniden onunla çiftleşmek ister. Ailesindeki diğer dişilerde kuluçkadaysa ve onlardan da karşılık alamazsa, ailesini terk eder ve yeni genç dişiler bulmak için kendi kurduğu klandan ayrılır. Bu davranışlar; gerek erkek, gerekse dişiler için içgüdüsel olarak akvaryumda da yaşanır. Ancak akvaryum ortamında; doğa da olduğu gibi erkeğin ailesini bırakıp başka aileye gitme gibi bir seçeneği olmadığından, istenmeyen olayları yaşama süreci başlar. Dişilerin erkek tarafından çok fazla rahatsız edilmesi ve mevcut yumurtalarını atması, başka bir dişinin bir daha kolay kolay yumurta almaması (kendini güvende hissetmediği için) gibi olumsuz durumların önüne geçmekte ki en önemli faktör; dekoru sık kayalık ve saklanma alanlarıyla oluşturmaktan ziyade, dişi sayısını arttırmaktır. Bu sayede erkek hazır dişilere yönelecek ve çiftleşmiş diğer dişilerde rahat edeceklerdir.
Malawi Cichlidleri üzerine araştırmalar yapan birçok davranışbilimci; bu yöndeki araştırmalarında, çiftleştikten sonra dişinin erkek tarafından rahatsız edilme sorununu dişi sayısını fazlalaştırarak çözmüştür. Hatta, yalnızca başka bir erkeği mevcut ailenin yanına bırakarak, tekrar aktif erkeğin ilgisini ailesini koruma yönünde değiştirmesine sebep olmuşlardır. Sadece bu sayede bile dişilerin kuluçka dönemlerini tamamlamaya yönelik başka bir adım atılmıştır.
Yunuslarımın çiftleşirken yakaladığım bir karesi. (2006)
Kuluçka Dönemi
Yukarıda da belirttiğim gibi, kuluçka dönemi doğada ki dişi cichlidler için sorunsuz bir şekilde geçer. Yumurta toplamadan önceki kadar iştahlı olmadıkları için yemek arayışına girmezler. Erkek balık ise bu dönemde gölde genellikle başka yöne gider ve anneyi çok fazla rahatsız etmez. Bu yüzden gölde ki bir cichlidin kuluçka döneminin başarısızlıkla geçtiği çok nadir hatta hiç görülmez.
Ancak akvaryum ortamında ki kuluçka dönemi göldekinden oldukça farklıdır. Akvaryumda ki dişi, yumurtaları ağzına alana kadar, tamamen gölde ki içgüdüsellikle yaklaşır her şeye. Tüpçük çıkarmasından çiftleşmesine kadar herşey göl yaşamındaki düşünsellikle gelişir. Tank ne kadar doğal bir biyotop şeklinde oluşturulmuş olursa olsun göl gibi değildir ve akvaryum içinde kuluçkaya geçen bir dişi ile gölde kuluçkada olan bir dişinin rahatlık oranları birbirine çok uzaktır. Kuluçkaya geçtikten sonra akvaryumda ki dişi için hayat göldeki dişinin yaşadıklarına göre daha zordur.
Çoğu akvarist, yumurta alan dişisini ana tankta ki olumsuz durumlardan korumak adına farklı bir boş tanka ayırır. Bu doğru bir davranış olarak gözükse de ilk etapta çok yanlıştır. Çünkü dişi, ana tankta kendini güvende hissettiği için yumurtaları ağzına almıştır. Güvensiz bir ortamda olduğunu hisseden bir dişi zaten hiç çiftleşmez Kuluçka döneminin ilk günlerinde dişiyi alıp başka bir tanka ayırmak ve doğal doğumu ya da kusturma zamanını beklemek, yavruları kaybetmek adına ilk büyük tehlikeyi yaratacaktır. Dişi güvenli ortamından ayrılıp, hiç alışmadığı ve görmediği başka bir tanka girince yumurtalarını ağzından atacaktır. Eğer dişinin ilk annelik deneyimiyse ve bu şekilde ayırma işlemi olmuşsa söz konusu durum kaçınılmaz bir olaydır. Bu işlemi yapmak için çiftleşmeden sonra en az 8 gün beklemek gerekir. İlk 8 – 10 günün sonunda anne ağzında yumurtalardan arınmaya başlayan yavrular oluşur. Bu zaman diliminden sonra annenin yavrularından vazgeçmesi söz konusu değildir. O yüzden bu 8 – 10 günlük süreçten sonra, anne adayı dişiyi boş tanka ayırmak daha mantıklı olacaktır. Ben şahsen kusturacağım güne kadar ayırmıyorum. Ancak balığımız çevre tarafından rahatsız ediliyorsa ve ayırmamız gerekiyorsa kesinlikle ilk 10 günlük süreçten sonra bu işlemi yapmamız daha doğru olacaktır. Ana tanktan ayırmamızdan önce ilk 1 hafta içerisinde yumurtalarından vazgeçerse, erken ayırdığımız takdirde de farklı bir ortamdan oluşan stres yüzünden, yeniden yumurtalarını bırakması fazlasıyla muhtemeldir.
Haplochromisler’e bakarsak; onların annelik içgüdüleri, Mbuna ve Aulonacara’lara kıyasla daha az gelişmiştir. Kusturma esnasında da tecrübeli hobiciler farkı rahatlıkla anlar. Bir Mbuna veya Aulonacara dişisini kustururken, balığın ağzını açmamakta direndiğini görürsünüz. Oysa ki Haplochromis dişileri, kepçeye girdiklerinde bile daha el değmeden yavrularını bırakabilirler. Haplochromis yavruları anne ağzında yumurta vaziyetteyken, akvaryum içindeki en ufak bir olumsuzlukta anne tarafından bırakılırlar. Bir dönem Cyrtocara Moori (Yunus cichlid) beslediğim yıllarda bunu fazlasıyla yaşadım. Tankın bulunduğu odanın kapısının hızla açılıp kapanmasıyla kuluçkada olan dişi balığımın adeta çıldırarak kendini camdan cama vurduğunu ve bu karmaşayla yumurtalarını bıraktığını gördüm. Bir başka karşılaştığım olay hepsinden daha enterassandı. Kuluçkasının 4. gününde olan dişi balığım, yemleme esnasında ilk kez kullandığım bir yemi merak etti ve farklı görünüme sahip, değişik renkteki yemi tadabilmek için ağzındaki yumurtalarını bıraktı. Dağılan yumurtalar, diğer balıklara yem oldular. Tüm bunlar akvaryumlarımızda karşılaşabileceğimiz olaylardır. Ayrıca eminim ki, çoğu hobici arkadaşımın yaşadığı ve bilmediğimiz, karşılaşmadığımız çoğu başka olay da mevcuttur. Bir başka örnek vermem gerekirse; kuluçkada ki cichlid yemle beslenmez, kuluçka süresini takip ettiği günlerce aç kalır. Çoğu yabancı forumlarda karşılaştığım konularda; bazı hobicilerin kuluçkada ki dişilerinin yumurtalarını bırakıp yemle beslendiklerini, yedikten sonra da tekrar yumurtalarını topladıklarını okumuştum. Bu her zaman yaşamak istediğim bir konuydu. Araştırdığım bazı yabancı kaynaklarda; gölde ki balıklarında yumurtalarını güvenli bir yere bırakıp alglerle besinlerini karşıladıktan sonra tekrar onları topladıkları hususuyla karşılaşmıştım. Yakın bir zamanda, kuluçkada ki Pseudotropheus Demasoni dişim, yemleme yaptığım esnada yumurtalarını ağzından bırakmadan, küçük parça yemleri seçerek beslendi. Sonrasında 1 saat boyunca kendisini gözlemledim ve yumurtalarda herhangi bir azalma hissetmedim. Ertesi gün baktığımda yine bir kayıp görmedim Bu olay benim ilk kez yaşadığım bir durumdu.
Ağzı dolu Labidochromis Caerelus (Sarı Prenses) dişim. 2005
Ağzı dolu Cyrtocara Moori (Yunus) dişim. 2006
Ağzı dolu Frontosa Burundi dişim. 2007
Not: Frontosa, Malawi Gölü'ne ait bir balık değil ama ağızda kuluçka yaptığı için onuda paylaşmak istedim.
Ağzı dolu Maylandia Callainos (Cobalt Blue) dişim. 2008
Ağzı dolu Pseudotropheus Polit dişim. 2009
Ağzı dolu Pseudotropheus Demasoni dişim. 2010
Malawi türlerinden Mbuna ve Aulonacara familyalarına ait balıklar besleyen hobicilere en önemli tavsiyelerim şunlardır. Eğer balığınız çiftleşip yumurta alırsa, yukarıda da bahsettiğim gibi hemen onu ayırmayın. Beklediğiniz birkaç gün sonunda yumurtalarını atmış olabilir. Bunun için üzülmeyin, akvaryumun içindeki yaşam onlara aittir. Bizler karışamayız. Bir kez bu deneyimi yaşadıysa devamı mutlaka gelecektir. Eğer yumurtaları 10 güne yaklaşık bir süreyle tutmayı başarmışsa ve kusturma yapmayacaksanız; ana tankınızdan aktardığınız su ile başka bir tanka balığınızı ayırıp, kuluçka süresinin bitmesini bekleyebilirsiniz. Kusturmayı düşünüyorsanız 14 – 16 arası kuluçka gününde yakalayıp kusturabillirsiniz. Ben, dişi balığımın fazla form kaybı yaşamamasını istediğim için bu şekilde yapıyorum. Eğer Haplochromis familyası mensubu balıklar besliyorsanız; yavrulara sağlıklı bir şekilde kavuşmanın tek yolu, kusturacağınız güne kadar anne balığı ana tankta tutmanızdır. Haplochromisler normal yaşamlarında oldukça hassas canlılardır, düşünün bir de kuluçka dönemlerinde size yaşatacakları zorlukları.
Herkese sağlıklı balıklar, sağlıklı akvaryumlar ve nesiller boyu sağlıklı yavrular dilerim.
enginkoc34 2011-04-12 10:45:33
Üreme
Etçil ya da otçul beslenen, kayalık ya da kumluk geçiş alanlarında, sığ sahil kesimlerinde ve/veya 40 metreden daha derin sularda yaşayan balıkların, kısacası cichlid’lerin her türünün tek bir ortak yönü vardır. Sadece üremek ve soylarını devam ettirmek amacıyla yaşarlar. Bu kuram özellikle Malawi Cichlidlerinde baskınlıkla görülmektedir.
Akvaryumlarımızda beslediğimiz Malawi türlerinde de aynı durum söz konusudur. Akvaryum şartları ne kadar olumluysa, yetişkin bir dişinin üreme zamanları bu doğrultuda sıklık gösterir. Eğer akvaryum, kapasite yetersizliği, yanlış dekor seçimi ve dişi erkek oranı uyumsuzluğu gibi; beslenilen canlının doğasına aykırı koşullar içeriyorsa ve buna rağmen dişi cichlid yumurta alabiliyorsa, doğum için kendini güvende hissediyordur. Mbuna ve Aulonacara’lar herhangi bir olumsuz durumu tolere edecek gücü kendilerinde buldukları için çiftleşirler. Bu iki familyaya mensup cichlidler, kendilerini güvende hissetmezlerse asla çiftleşmezler. Bu güven durumu çok farklıdır. Örneğin 200 litre bir tank düşünün; 1 erkek ve 3 dişiden oluşan uyumlu bir Labidochromis Caerelus (Sarı Prenses) kolonisini koyalım. Dekor ve filtrasyon yeterince profesyonel, ancak erkek balık çok baskın ve dişileri haddinden fazla rahatsız eden bir canlıysa, o dişiler uzun bir süre yumurta almazlar. Yapı olarak daha da geliştikleri zamana kadar, erkeğin yoğun agresifliğine karşı koyabilecek gücü kendilerinde hissettikleri zamana kadar çiftleşmezler. Çoğunlukla ısıtıcı ve cam arasında dik bir şekilde durarak saklanır ve/veya erkeğin giremeyeceği nitelikte kayalıklar arasında bekleyerek gizlenirler.
Bir Malawi Cichlid erkeği çiftleşme döneminde her zaman aktif olur ve eşinin kuluçkasının tamamlanmasını beklemeksizin yeniden onunla çiftleşmek ister. Ailesindeki diğer dişilerde kuluçkadaysa ve onlardan da karşılık alamazsa, ailesini terk eder ve yeni genç dişiler bulmak için kendi kurduğu klandan ayrılır. Bu davranışlar; gerek erkek, gerekse dişiler için içgüdüsel olarak akvaryumda da yaşanır. Ancak akvaryum ortamında; doğa da olduğu gibi erkeğin ailesini bırakıp başka aileye gitme gibi bir seçeneği olmadığından, istenmeyen olayları yaşama süreci başlar. Dişilerin erkek tarafından çok fazla rahatsız edilmesi ve mevcut yumurtalarını atması, başka bir dişinin bir daha kolay kolay yumurta almaması (kendini güvende hissetmediği için) gibi olumsuz durumların önüne geçmekte ki en önemli faktör; dekoru sık kayalık ve saklanma alanlarıyla oluşturmaktan ziyade, dişi sayısını arttırmaktır. Bu sayede erkek hazır dişilere yönelecek ve çiftleşmiş diğer dişilerde rahat edeceklerdir.
Malawi Cichlidleri üzerine araştırmalar yapan birçok davranışbilimci; bu yöndeki araştırmalarında, çiftleştikten sonra dişinin erkek tarafından rahatsız edilme sorununu dişi sayısını fazlalaştırarak çözmüştür. Hatta, yalnızca başka bir erkeği mevcut ailenin yanına bırakarak, tekrar aktif erkeğin ilgisini ailesini koruma yönünde değiştirmesine sebep olmuşlardır. Sadece bu sayede bile dişilerin kuluçka dönemlerini tamamlamaya yönelik başka bir adım atılmıştır.
Yunuslarımın çiftleşirken yakaladığım bir karesi. (2006)
Kuluçka Dönemi
Yukarıda da belirttiğim gibi, kuluçka dönemi doğada ki dişi cichlidler için sorunsuz bir şekilde geçer. Yumurta toplamadan önceki kadar iştahlı olmadıkları için yemek arayışına girmezler. Erkek balık ise bu dönemde gölde genellikle başka yöne gider ve anneyi çok fazla rahatsız etmez. Bu yüzden gölde ki bir cichlidin kuluçka döneminin başarısızlıkla geçtiği çok nadir hatta hiç görülmez.
Ancak akvaryum ortamında ki kuluçka dönemi göldekinden oldukça farklıdır. Akvaryumda ki dişi, yumurtaları ağzına alana kadar, tamamen gölde ki içgüdüsellikle yaklaşır her şeye. Tüpçük çıkarmasından çiftleşmesine kadar herşey göl yaşamındaki düşünsellikle gelişir. Tank ne kadar doğal bir biyotop şeklinde oluşturulmuş olursa olsun göl gibi değildir ve akvaryum içinde kuluçkaya geçen bir dişi ile gölde kuluçkada olan bir dişinin rahatlık oranları birbirine çok uzaktır. Kuluçkaya geçtikten sonra akvaryumda ki dişi için hayat göldeki dişinin yaşadıklarına göre daha zordur.
Çoğu akvarist, yumurta alan dişisini ana tankta ki olumsuz durumlardan korumak adına farklı bir boş tanka ayırır. Bu doğru bir davranış olarak gözükse de ilk etapta çok yanlıştır. Çünkü dişi, ana tankta kendini güvende hissettiği için yumurtaları ağzına almıştır. Güvensiz bir ortamda olduğunu hisseden bir dişi zaten hiç çiftleşmez Kuluçka döneminin ilk günlerinde dişiyi alıp başka bir tanka ayırmak ve doğal doğumu ya da kusturma zamanını beklemek, yavruları kaybetmek adına ilk büyük tehlikeyi yaratacaktır. Dişi güvenli ortamından ayrılıp, hiç alışmadığı ve görmediği başka bir tanka girince yumurtalarını ağzından atacaktır. Eğer dişinin ilk annelik deneyimiyse ve bu şekilde ayırma işlemi olmuşsa söz konusu durum kaçınılmaz bir olaydır. Bu işlemi yapmak için çiftleşmeden sonra en az 8 gün beklemek gerekir. İlk 8 – 10 günün sonunda anne ağzında yumurtalardan arınmaya başlayan yavrular oluşur. Bu zaman diliminden sonra annenin yavrularından vazgeçmesi söz konusu değildir. O yüzden bu 8 – 10 günlük süreçten sonra, anne adayı dişiyi boş tanka ayırmak daha mantıklı olacaktır. Ben şahsen kusturacağım güne kadar ayırmıyorum. Ancak balığımız çevre tarafından rahatsız ediliyorsa ve ayırmamız gerekiyorsa kesinlikle ilk 10 günlük süreçten sonra bu işlemi yapmamız daha doğru olacaktır. Ana tanktan ayırmamızdan önce ilk 1 hafta içerisinde yumurtalarından vazgeçerse, erken ayırdığımız takdirde de farklı bir ortamdan oluşan stres yüzünden, yeniden yumurtalarını bırakması fazlasıyla muhtemeldir.
Haplochromisler’e bakarsak; onların annelik içgüdüleri, Mbuna ve Aulonacara’lara kıyasla daha az gelişmiştir. Kusturma esnasında da tecrübeli hobiciler farkı rahatlıkla anlar. Bir Mbuna veya Aulonacara dişisini kustururken, balığın ağzını açmamakta direndiğini görürsünüz. Oysa ki Haplochromis dişileri, kepçeye girdiklerinde bile daha el değmeden yavrularını bırakabilirler. Haplochromis yavruları anne ağzında yumurta vaziyetteyken, akvaryum içindeki en ufak bir olumsuzlukta anne tarafından bırakılırlar. Bir dönem Cyrtocara Moori (Yunus cichlid) beslediğim yıllarda bunu fazlasıyla yaşadım. Tankın bulunduğu odanın kapısının hızla açılıp kapanmasıyla kuluçkada olan dişi balığımın adeta çıldırarak kendini camdan cama vurduğunu ve bu karmaşayla yumurtalarını bıraktığını gördüm. Bir başka karşılaştığım olay hepsinden daha enterassandı. Kuluçkasının 4. gününde olan dişi balığım, yemleme esnasında ilk kez kullandığım bir yemi merak etti ve farklı görünüme sahip, değişik renkteki yemi tadabilmek için ağzındaki yumurtalarını bıraktı. Dağılan yumurtalar, diğer balıklara yem oldular. Tüm bunlar akvaryumlarımızda karşılaşabileceğimiz olaylardır. Ayrıca eminim ki, çoğu hobici arkadaşımın yaşadığı ve bilmediğimiz, karşılaşmadığımız çoğu başka olay da mevcuttur. Bir başka örnek vermem gerekirse; kuluçkada ki cichlid yemle beslenmez, kuluçka süresini takip ettiği günlerce aç kalır. Çoğu yabancı forumlarda karşılaştığım konularda; bazı hobicilerin kuluçkada ki dişilerinin yumurtalarını bırakıp yemle beslendiklerini, yedikten sonra da tekrar yumurtalarını topladıklarını okumuştum. Bu her zaman yaşamak istediğim bir konuydu. Araştırdığım bazı yabancı kaynaklarda; gölde ki balıklarında yumurtalarını güvenli bir yere bırakıp alglerle besinlerini karşıladıktan sonra tekrar onları topladıkları hususuyla karşılaşmıştım. Yakın bir zamanda, kuluçkada ki Pseudotropheus Demasoni dişim, yemleme yaptığım esnada yumurtalarını ağzından bırakmadan, küçük parça yemleri seçerek beslendi. Sonrasında 1 saat boyunca kendisini gözlemledim ve yumurtalarda herhangi bir azalma hissetmedim. Ertesi gün baktığımda yine bir kayıp görmedim Bu olay benim ilk kez yaşadığım bir durumdu.
Ağzı dolu Labidochromis Caerelus (Sarı Prenses) dişim. 2005
Ağzı dolu Cyrtocara Moori (Yunus) dişim. 2006
Ağzı dolu Frontosa Burundi dişim. 2007
Not: Frontosa, Malawi Gölü'ne ait bir balık değil ama ağızda kuluçka yaptığı için onuda paylaşmak istedim.
Ağzı dolu Maylandia Callainos (Cobalt Blue) dişim. 2008
Ağzı dolu Pseudotropheus Polit dişim. 2009
Ağzı dolu Pseudotropheus Demasoni dişim. 2010
Malawi türlerinden Mbuna ve Aulonacara familyalarına ait balıklar besleyen hobicilere en önemli tavsiyelerim şunlardır. Eğer balığınız çiftleşip yumurta alırsa, yukarıda da bahsettiğim gibi hemen onu ayırmayın. Beklediğiniz birkaç gün sonunda yumurtalarını atmış olabilir. Bunun için üzülmeyin, akvaryumun içindeki yaşam onlara aittir. Bizler karışamayız. Bir kez bu deneyimi yaşadıysa devamı mutlaka gelecektir. Eğer yumurtaları 10 güne yaklaşık bir süreyle tutmayı başarmışsa ve kusturma yapmayacaksanız; ana tankınızdan aktardığınız su ile başka bir tanka balığınızı ayırıp, kuluçka süresinin bitmesini bekleyebilirsiniz. Kusturmayı düşünüyorsanız 14 – 16 arası kuluçka gününde yakalayıp kusturabillirsiniz. Ben, dişi balığımın fazla form kaybı yaşamamasını istediğim için bu şekilde yapıyorum. Eğer Haplochromis familyası mensubu balıklar besliyorsanız; yavrulara sağlıklı bir şekilde kavuşmanın tek yolu, kusturacağınız güne kadar anne balığı ana tankta tutmanızdır. Haplochromisler normal yaşamlarında oldukça hassas canlılardır, düşünün bir de kuluçka dönemlerinde size yaşatacakları zorlukları.
Herkese sağlıklı balıklar, sağlıklı akvaryumlar ve nesiller boyu sağlıklı yavrular dilerim.
Not:Alıntıdır.
Kaynak : www.izmirakvaristler.com
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2011 01:07
Güzel Bir çalışma oldukça iyi hazırlanmış fakat çok güzel olmasına rağmen balıkların bakımlarıda biraz meşakatli genede yazan arkadaşımızın ellerine sağlık :) ismi her ne kadar olmasada.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2011 01:17
Emeğine sağlık, böyle bilgilendirmeler hobiye yeni başlayanlar için oldukça faydalı olacaktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2011 23:25
Ellerinize saglıkcok faydalı oldu yalnız size bir sorum var ban ayrdımcı olursanız sevinirim 100x50x40 akvaryumum var içince 3dişi 1 erkek sarı prenses var erkek olanı tuhaf hiç siyah lekesi yok sarı prenseslere kur yapıyor ve sekil olrak aynı sorun olurmu birde bunların yanına demosoni atsam iyi ürerlermi saglıklı ve fazla verim alabilirmiiym yada sizin bir tavsiyeniz varmı lütfen yardım edin tesekkürler..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2011 10:33
[QUOTE=fastk]Ellerinize saglıkcok faydalı oldu yalnız size bir sorum var ban ayrdımcı olursanız sevinirim 100x50x40 akvaryumum var içince 3dişi 1 erkek sarı prenses var erkek olanı tuhaf hiç siyah lekesi yok sarı prenseslere kur yapıyor ve sekil olrak aynı sorun olurmu birde bunların yanına demosoni atsam iyi ürerlermi saglıklı ve fazla verim alabilirmiiym yada sizin bir tavsiyeniz varmı lütfen yardım edin tesekkürler..
[/QUOTE]
[/QUOTE]
Erkek olanlarda siyah leke olmadığında bir sorun olmaz.Ama ayda en az 10 gün civarında ağzında kararmalar gözükür.Yanına demasoni atmanız uygun olmayacaktır.Demasoniler sert bir türdür.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2011 13:25
Tebrikler güzel bir konuya değinmişsiniz üstelik verdiğiniz emek takdire değer.
Burak Bulut 2011-04-12 14:31:32
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2011 12:54
Bnun agzında hiç karar ma olmadı dişi attım yanına ve 2 dişiyi öldürdü galiba bu sarı prenses değil dişiler cifleşmek istemiyor diye öldürdü galiba ama cifleşmek içi her yeri kazdı titriyordu ama bir tepki almayınca öldürdü 2 tane kaldı ve bir tanesi yaralı boyları kendien den kısa diye öldürür mü acaba bir sorum daha var balık rahat yüzüyor yemede geliyor ama arada gidiyor bir eyre düz bir sek,de konuyor bu balıgın ne yi vardır karnında incelme var biraz am abir hastalık olarka bir leke flan yok yardımlaarınzı için teşekkrü ederim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2011 22:24
Bu linkteki balık resmi http://www.akvaryum.com/metriaclima_estherae__tatlisur_3_1762.asp#ref balık burdaki bu linkteki balıga benziyor ama yüzgeçleri brazdaha mavimsi bana sarı prenses diye verdiler ama bu cins olabilrmi bilmiyrum akvaryumun boyutu 100x40x30 dekor var iki taraftada kaylık vve küp yarımları var akvaryumu mpanga lar için yapamayı düşünüyorum ama bir sıkıntım var yavru alcagım bizim burda yetişkin yok ve bu tür daha yeni geldi daha önce yoktu adını söyleyince bile oney diyorlardı yeni geldi ama hep yavru ladıklarımda cogu erkek cıkarsa diye cok korkuyorum yavruların boyu 2-3 cm kadar bir sey kimisi renklenmiş bunların erkkleri de dişileride renklenirmi teşekürler...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2011 23:11
5 tane aldım yalnız bir tanesi yüzüyor ama arada gidiyor bir yere konuyor düz sekilde duruyor insallah yasar benim akvaryumda 2 tane erkek cıkarsa bunlar birbirlerini öldürmez dmi illa dişiler yetmemismi lazım yoksa yer yetermi
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2011 07:56
Tmm ya bir sorum daha olacak kusura bakma ama erkek dişiyi ne olursa öldürür tür olrak farketmez baska türdeki erkek baska türdeki dişiyi öldürürmü aynı tür içinde ne olursa öldürür .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir