Krizleri Fırsata Çeviren Başarı Öyküleri


Murat.AKSAMÇevrim Dışı

Kayıt: 18/10/2007
İl: Ankara
Mesaj: 845
Murat.AKSAMÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Haziran 2010 16:43
Daha Hızlı Koşmak
     Afrika'da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa yok olacağını bilir.
     Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa yok olacağını bilir.
     Aslan ya da ceylan olmanızın önemi yok.Yeter ki her sabah kalktığınızda daha hızlı koşmanız gerektiğini bilin.

Serçenin Azmi
     Oldukça serin bir sonbahar günü, bir çiftçi, tarlasında yerde sırtüstü yatmakta olan bir serçe görmüş.Tarlasını sürmeyi bırakmış, eğilip tüylü, narin yaratığa bakmış ve sormuş:
     - Neden böyle sırtüstü yatıyorsun?" Serçe çiftçiye:
     - Bugün gökyüzünün yere düşeceğini işittim, demiş.
     Yaşlı çiftçi gülmüş:
     - Sanırım bacaklarınla gökyüzünü tutmaya çalışıyorsun öyle değil mi?
     - Herkes sadece elinden geleni yapar, demiş.

Komşum Siftah Etmedi
Fatih, fetih öncesinde sık sık yaptığı üzere bir sabah yine kılık değiştirip esnafı teftişe çıkar. Dükkanı yeni açmış, temizliğiyle uğraşan satıcıya selam verip birkaç sipariş verir. Dükkan sahibi istediklerinin yarısını fazlasıyla tarttıktan sonra kalanlarını yandaki komşusundan almasını ister.Fatih aynı malların onda da olduğunu, neden komşu dükkandan alması gerektiğini sorunca satıcı 'komşu dükkanın henüz siftah yapmadığını' söyler.

(Not: Fırsat buldukça daha fazla eklemeye çalışacağım :))
SquallTieR2010-06-04 16:44:18

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kanguru09Çevrim Dışı

Kayıt: 02/07/2009
Mesaj: 135
kanguru09Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Haziran 2010 18:48
Umudunu kaybetme filmini tavsiye ederim gerçek hayattan alınmış bir amerikan film. Yıllardır 1. liğimden düşmedi.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Murat.AKSAMÇevrim Dışı

Kayıt: 18/10/2007
İl: Ankara
Mesaj: 845
Murat.AKSAMÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Haziran 2010 13:43
Kertenkeleyi Doyuran Dostluk
      Salonu genişletmek için, çiftlik evindeki bir duvarı yıkmak isteyen yaşlı çiftçi çekiçle işe başlar. Birkaç tuğla parçasını yerinden kopardıktan sonra gözleri, hareket eden bir nesneye takılır. Etrafını temizledikten sonra bunun bir kertenkele olduğunu anlar. Fakat kertenkele kaçamaz. Çünkü ayağından bir çiviyle tuğlaya çakılmıştır.
      Dikkatlice bakınca tablo asmak için çakılmış bir çivinin kertenkeleyi duvara hapsettiğini görür. İşin inanılmaz tarafı bu çivi en az 3-4 yıl önce oraya çakılmıştır. Nasıl olur da bir kertenkele o kadar süre tuğlanın içinde hareket etmeden beslenebilir ve yaşayabilir? Cevabı, bir süre bekledikten sonra görür yaşlı adam.
      Bir başka kertenkele ürkek tavırlarla, tuğlanın içinden ağzında kırıntılarla çıkagelir.

Üç Öğüt
       Admın birisi hile ile tuzağına bir kuş düşürdü. Kuş ona dedi ki:
       - Ey ulu hoca! Sen şimdiye kadar birçok deve kurban ettin, birçok öküz, koyun yedin! Dünyada onlarla doymadın da, benimle mi doyacaksın? Eğer bırakırsan beni, sana öyle öğüt veririm ki, aklın şaşar! Birincisini elinde iken, ikincisini samanla karışık balçıktan yapılma şu damın üzerinde, üçüncüsünü de aüacın dalına konduğumda veririm. Bu üç öğütle bahtın iyileşir, rahat edersin. Ne dersin:? Bak ilkini söylüyorum: "Olmayacak söze; kim söylerse söylesin, inanma!"
      Adamın aklı yattı kuşun bilgeliğine, gevşetiverdi parmalarını, pırrr diye uçtu, azat oldu, duvarın üzerine konup dedi ki:
     - Geçmiş, gitmiş şeye gam yeme... Fırsatı kaçırdın diye dövünme! Bak beni bıraktın ama şu küçücük bedenimde on dirhem ağırlığında, değerine paha biçilemeyecek bir inci var idi. Sana da, oğullarına da yeterdi de artardı bile! O inci senin hakkındı! Fakat kısmetin değilmiş kaçırdın... Dünyada bir eşi bulunmayacak kadar kıymetli ve emsalsiz idi...
      Adam, gebe kadın doğururken nasıl feryat eder, bağırırsa öyle bağırmaya, dövünmeye başladı.
      Kuş dedi ki:
      - Sana geçmiş, gitmiş şeye üzülme, gam yeme diye nasihat etmedim mi? Madem ki, geçip gitti... Neden üzülürsün? Sen; ya benim öğüdümü anlamadın yahut da sağırsın! Aslanım, ben kendim üç dirhem gelmem zaten, içimde on dirhemlik inci nasıl bulunabilir?
      Adam bu sözler üzerine kendine geldi:
        - Haydi, o üçüncü güzel öğüdü de ver bakalım!
      Kuş dedi ki:
      - Allah için, o ikisini iyi tuttun, üçüncüsünü sana bedava söyleyeceğim!
      "Uykuya dalmış, bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır.
       Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama kabul etmez!"

Çizgiyi Uzatmak
     Öğretmen sınıftaki zeki aynı zamanda kıskanç öğrenciye sordu:
     "Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?"
     Öğrenci: "Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum, en iyi ben olmalıyım." dedi.
       Öğretmen, masasından kalkıp eline bir parça tebeşir aldı ve 25 cm. uzunluğunda bir çizgi çekti, öğrencinin yüzüne bakıp:
     "Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?" diye sordu.
     Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip, içinde çizgiyle birçok parçaya bölmekte olan birkaç cevap verdi.
     Öğretmen cevapları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekti.
     Öğretmen: "Şimdi birincisi nasıl görünüyor" diye sordu.
     Öğrenci: "Daha kısa" dedi, başını eğdi.
       Öğretmen: "Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir." dedi.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Murat.AKSAMÇevrim Dışı

Kayıt: 18/10/2007
İl: Ankara
Mesaj: 845
Murat.AKSAMÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Haziran 2010 18:17
İşlerimiz Yankımızdır
       İki kardeş bir dağ yolculuğuna çıkmışlardı.Dağların görünüşü ve ihtişamı iki kardeşi oldukça büyülemişti. Bu güzellikleri ilk defa görmüş küçük kardeşi birden haykırdı:
       "Muhteşemmmmmm!"
       Sesi karşıki dağlarda yankılanıp geri döndü:
       "Muhteşemmmmmm!"
       "Sen kimsin?"
       Sözü biter bitmez cevap geldi:
       "Sen kimsin?"
       Kendisiyle dalga geçen birinin olduğunu düşünerek:
       "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dedi.
       Cevap aynen kendisine geldi:
       "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"
       Genç iyice öfkelendi:
       "Salak mısın be?"
       Cevap yine değişmedi:
       "Salak mısın be?"
       Bunun üzerine abisine dönüp:
       "Neler olduğunu sen anlayabildin mi?" dedi.
       Abisi bir yandan tebessüm ediyor, bir yandan da kardeşinin içine düştüğü durumu izliyordu. Ona:
       "Bak beni izle" dedi. Sonra dağa yönelip seslendi:
       "Güzel gören güzel düşünür." dedi.
       Cevap gecikmedi:
       "Güzel gören güzel düşünür."
       "Yaşamak çok güzel."
       "Yaşamak çok güzel."
       "Seni çok seviyorum."
       "Seni çok seviyorum."
       Kardeşi, olanları hayretler içinde seyrediyordu. Ama yine de bir anlam verememişti. Abisine dönerek:
       "Olanları bana anlatabilecek misin?" dedi.
       İnceden inceye tebessüm eden abisi, kardeşini daha fazla meraklandırmamak için:
       "İnsanlar buna 'yankı' derler. Ama o bizim hayatımızın ta kendisidir. Hayatta söylediğin her şey bir gün gelir ve seni bulur. Tıpkı dağa söylediğin sözler gibi. Başkalarından güzel şeyler duymak istiyorsan, kendi kalbini güzel şeylerle doldurmalısın." dedi.
       Kardeşi durumu anlamıştı. Ama son söz daha söylenmemişti. Kardeşine dönerek konuşmasını bitirdi:
       "Sen hayata ne verdiysen, emin ol ki onu sana geri iade edecektir."

İnanç ve Çalışmak
       Yıllarca önce Amerika'nın Mississippi Nehri'nde, nehrin bir yakasından ötesine yolcu taşıyarak geçimini sağlayan yaşlı bir kayıkçı, kayığındaki küreklerden birisine "İnanç", diğerine "çalışmak" yazmış. Sebebi sorulduğunda bu güngörmüş kayıkçı:
       "Nehri karşıdan karşıya geçmek için her iki küreğe de ihtiyaç var. Çalışmaksızın inan. ve inançsız çalışmak sizi bir dairede döndürür durur. Hayat yoluna tek kürekle çıkmak da nehri tek kürekle geçmeye çalışmaktan farksızdır. Hiçbir yere gidemezsiniz." demiş.

Hayatın Gizemi
       Hayatın gizemini ve mutluluğun kaynağını arayan bir genç vardır. Bu genç hayatın gizemini ve mutluluğunun kaynağına ulaşmak için bilgelerden yardım ister. Sonunda sorusuna bir kralın cevap vereceğini öğrenerek bilge kralın karşısına çıkar. "Bana hayatın gizemini ve mutluluğun kaynağını anlatır mısınız?" der. Kral kendisine daha sonra yardımcı olabileceğini ve şimdi gidip sarayını dolaşmasını söyler. Gence bir kaşık verir. Kaşığın içerisine de iki damla yağ koyar ve yağı dökmemesini tembihler. Genç gidip sarayı dolaşır ve kendisine söylenen saatte tekrar kralın karşısına gelir. Kral: "Sarayımı iyice dolaştın mı? der. Genç "Evet" der. "Peki" der kral. Gencin elindeki kaşığa bakar, yağ dökülmemiştir. Kral "Sarayımda ki ünlü ipek halılarını gördün mü?" der. Genç: "Hayır." der. Kral: "Peki, bahçemi gezdin mi? Çok güzel çiçekler vardı, bahçıvan onları uzun yıllarda yetiştirdi, onları gördün mü?" diye sorar. Genç: "Hayır." der. Kral: "Ya muhafızları gördün mü? Çok eğitimli ve disiplinli bir ordum var." Genç: "Görmedim." der. Kral, tekrar kaşığa yağı damlatır ve "Yeniden sarayımı gez." der. "Etrafına iyi bak." demeyi de ihmal etmez.
       Genç elinde kaşıkla birlikte tekrar sarayı gezmeye başlar. Sarayın muhteşemliğini görür, şaşkınlıkla tekrar kralın karşısına gelir. Hayretler içinde krala gördüğü bahçeden, ipek halılarından ve sarayın muhteşemliğinden söz eder. Bilge kral: "Peki kaşıktaki yağa bir bakalım." Gencin elindeki kaşıkta yağ kalmamış, hepsi dökülmüştür. Yağdan eser yoktur. Bilge kral gence: "İşte hayatın gizemi ve mutluluğunun kaynağı budur. Elindeki iki damla yağı yitirmeden etrafına bakabilmeyi öğrenmektir." der.

Biraz uzunlar ama okumaya değer hikayeler. Göz%20Kirpma

SquallTieR2010-06-17 18:17:36

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Merlin-HoodÇevrim Dışı

Kayıt: 03/02/2010
İl: Bursa
Mesaj: 57
Merlin-HoodÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2010 18:12
Dostum çok iyi gidiyorsun devamını bekliyoruz.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

SpeLiaRÇevrim Dışı

Kayıt: 03/06/2009
İl: Nevsehir
Mesaj: 361
SpeLiaRÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2010 18:44
Devamını bekliyoruz güzl bir konu... Tebrikler...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Murat.AKSAMÇevrim Dışı

Kayıt: 18/10/2007
İl: Ankara
Mesaj: 845
Murat.AKSAMÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2010 19:42
Konuya ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Devamı gelecektir. :)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

TesseractÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/10/2007
İl: Yalova
Mesaj: 2358
TesseractÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Ekim 2010 21:54
Devamı nerde Kahkaha

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir