Karbon ve Tuz
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 14:17
Çok yanlış bilinen bir şey var.. Tuz antiseptik değildir. Mikrop kırıcı bir özelliği yoktur. Öyle olsaydı, dezenfektan olarak heryerde kullanırdık değil mi?
Tuz, suyu yoğunlaştırırsa ancak, ozmotik basınç denen şey sayesinde bakterileri öldürür. Ama bunun için suyun epeyce tuzlu olması gerekir ki, bu tuzluluk oranında zaten balıkları da öldürür.
Balıklar üzerindeki rahatlatıcı etkisi de bu ozmotik basınç denen hikaye sayesinde olur.
Uzun uzun anlatmayayım ama, orta okul fen bilgisi derslerinden hatırlayacağınız gibi, su az tuzlu ortamdan çok tuzlu ortama geçme eğilimindedir. Bu yüzden tatlısu balıkları hiç su içmez. Vücutlarındaki sıvı, tatlı sudan daha yoğun olduğu için sürekli olarak ozmotik hareketle vücutlarına su geçer. Özellikle canlı doğuran akvaryumlarında az bir miktar su, ozmotik dengeyi sağlayarak balıkların rahatlamasını sağlar. Ama her balık bunu tolere edemez.
Akvaryumlara avuç avuç tuz atarak balıkları rahatsız etmekten başka bir şey elde edemezsiniz.
wetfin 2013-01-22 17:22:04
Tuz, suyu yoğunlaştırırsa ancak, ozmotik basınç denen şey sayesinde bakterileri öldürür. Ama bunun için suyun epeyce tuzlu olması gerekir ki, bu tuzluluk oranında zaten balıkları da öldürür.
Balıklar üzerindeki rahatlatıcı etkisi de bu ozmotik basınç denen hikaye sayesinde olur.
Uzun uzun anlatmayayım ama, orta okul fen bilgisi derslerinden hatırlayacağınız gibi, su az tuzlu ortamdan çok tuzlu ortama geçme eğilimindedir. Bu yüzden tatlısu balıkları hiç su içmez. Vücutlarındaki sıvı, tatlı sudan daha yoğun olduğu için sürekli olarak ozmotik hareketle vücutlarına su geçer. Özellikle canlı doğuran akvaryumlarında az bir miktar su, ozmotik dengeyi sağlayarak balıkların rahatlamasını sağlar. Ama her balık bunu tolere edemez.
Akvaryumlara avuç avuç tuz atarak balıkları rahatsız etmekten başka bir şey elde edemezsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 14:58
Bana fen bilgisi derslerinde ilk, orta ve lise diyeyim ben de, yüksek basınç alçak basınca, yüksek yoğunluk az yoğunluğa hareket eğilimindedir öğretilmişti. O yüzden Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdenizi örnek vereyim. Buharlaşma ekvatora doğru gidildikçe arttığından tuzluluk oranı da artmaktadır denizlerimizde. Dolayısıyla Karadeniz tuzluluk bakımından daha az yoğunlukludur ve yağmurları da fazla olduğundan ve buharlaşma az olduğundan seviye olarak Marmara ve diğer denizlerimizden yüksektir, bu nedenle güneye doğru deniz üstünden akıntı oluşur, fakat güneydeki denizlerimizin tuz yoğunluğu fazla olduğu için su altından da kuzeye doğru yoğunluğu az olan denizlerimize akıntı oluşur. Ya da şöyle diyeyim: Bir parfümü odada kısa süre sıktığımızda parfümün yoğunluğu odaya alçak basınca doğru yayılır.
Şimdi ben yanlış mı öğrenmişim? Saygılar ve Sağlıklı Hobiler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 17:20
Şöyle diyeyim o zaman (fazla karışıklık yaratmayalım): su hipotonik taraftan hipertonik tarafa geçmeye çalışır.. (yukarıdaki yazımda da düzelttim)
(Kaynak olarak şuraya bakabilirsiniz: http://www.angelsplus.com/ArticleOsmosis.htm)
Balığın vücudu daha yüksek tuz oranına sahip olduğu için hipertonik, tatlı su ise hipotoniktir. Bu yüzden tatlı su balıklarının vücutlarına sürekli olarak su girişi vardır.
Suda tuzluluğu arttırdığınız zaman, bu alışverişi kısıtlarsınız. Bunun avantajı da var dezavantajı da. Eğer suda fazla miktardı zehirli azot bileşikleri var ise, tuz ekleyerek bu alışverişi yavaşlatır ve zehirli bileşkenlerin balığın vücuduna girmesini yavaşlatırsınız. Ama balık üzerinde de ozmotik stres yaratırsınız.
Benim tavsiyem, canlı doğuran akvaryumları hariç tuz kullanılmaması yönünde. Afrika çiklitleri için ise bu iş için özel olarak hazırlanmış ve içinde tuzdan başka eser elementler ve mineraller bulunan göl tuzları kullanılabilir.
Amerika çiklitleri, tetralar ve asya balıkları için ise tuzun faydası değil zararı var.
Her halükarda eğer acı su (örneğin molly) akvaryumu yapmıyorsanız, ekleyeceğiniz tuz 100 litre için bir çay kaşığını geçmemeli. Öyle avuçla, kaşık kaşık tuz eklemenin hiç bir yararı olmadığı gibi fazlasıyla zararı var.
İnsanlar çoğunlukla (%99) nitrit ve amonyak zehirlenmesi semptomlarını parazit ile karıştırıyorlar ve basıyorlar tuzu... Çok yanlış.
wetfin 2013-01-22 17:23:07
(Kaynak olarak şuraya bakabilirsiniz: http://www.angelsplus.com/ArticleOsmosis.htm)
Balığın vücudu daha yüksek tuz oranına sahip olduğu için hipertonik, tatlı su ise hipotoniktir. Bu yüzden tatlı su balıklarının vücutlarına sürekli olarak su girişi vardır.
Suda tuzluluğu arttırdığınız zaman, bu alışverişi kısıtlarsınız. Bunun avantajı da var dezavantajı da. Eğer suda fazla miktardı zehirli azot bileşikleri var ise, tuz ekleyerek bu alışverişi yavaşlatır ve zehirli bileşkenlerin balığın vücuduna girmesini yavaşlatırsınız. Ama balık üzerinde de ozmotik stres yaratırsınız.
Benim tavsiyem, canlı doğuran akvaryumları hariç tuz kullanılmaması yönünde. Afrika çiklitleri için ise bu iş için özel olarak hazırlanmış ve içinde tuzdan başka eser elementler ve mineraller bulunan göl tuzları kullanılabilir.
Amerika çiklitleri, tetralar ve asya balıkları için ise tuzun faydası değil zararı var.
Her halükarda eğer acı su (örneğin molly) akvaryumu yapmıyorsanız, ekleyeceğiniz tuz 100 litre için bir çay kaşığını geçmemeli. Öyle avuçla, kaşık kaşık tuz eklemenin hiç bir yararı olmadığı gibi fazlasıyla zararı var.
İnsanlar çoğunlukla (%99) nitrit ve amonyak zehirlenmesi semptomlarını parazit ile karıştırıyorlar ve basıyorlar tuzu... Çok yanlış.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 18:35
Her hafta biz bu balıklara dip çekimi yaparken eklediğimiz kaya tuzu neden öldürmemiş olabilir o zaman abicim. Hem ben fazla yemlediğimi az çok anlarım. Ve de sürtünme olunca kaya tuzu ve dip çekimi sonrası taze su ilave edersem, balıklarım sağlıklarına kavuşuyor, çünkü, balıklarımı her gün gözlemliyorum. Bunun açıklaması nasıl olabilir sizce? Balıkların bu kadar kaya tuzundan çoktan ölmesi gerekmez miydi? Zaferix 2013-01-22 18:40:10
Ayrıca neden bu yabancı terimleri çok kullanıyorsunuz? ve de orta okulda fen bilgisi derslerinde anlatılıyor bunlar falan diyorsunuz, Bunu söylemenizdeki amacınız nedir abicim? ''bunlar basit şeyler ama siz anlamazsınız havası var sanki hep yazılarınızda'' Her akvaryumu olan prof. mu olmalı anlayamadım ben. Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 18:58
Zafer bey, konuyu kişiselleştirmeyin lütfen.Egemen bey, hepsini çok güzel açıklamış, ben bir sorun göremiyorum yazdıklarında.Kullandığı kavramları anlamada konusunda sorun yaşadıysanız bilgisayarda olduğunuzu hatırlatmak isterim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 19:17
Açıklamalarını okudum ben de. Ama neyi kişiselleştirdiğimi anlamadım. Bana karşı Egemen ustanın bir lafı yokki. Genel yazmış zaten. Ben sadece açıklamalarından kaynaklı bende neden bir sorun olmamıştır diye fikrine başvurdum. Bunun açıklaması nedir dedim. Kendisi çok bilgili bir insandır saygılıyım ve de kusur etmem. Saygılar da demişimdir mutlaka. Sorun yok ortada bence. Ona bakarsan konu da karbon ve tuz ama biz sadece tuzun etkilerini konuşuyoruz. Ben sadece kullandığı üslup konusunda biraz daha ılımlı olması babında bir kaç cümle kullandım. Saygılar ve Sağlıklı Hobiler.
Zaferix 2013-01-22 19:19:42
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 20:30
[QUOTE=Zaferix]
Ayrıca neden bu yabancı terimleri çok kullanıyorsunuz? ve de orta okulda fen bilgisi derslerinde anlatılıyor bunlar falan diyorsunuz, Bunu söylemenizdeki amacınız nedir abicim? ''bunlar basit şeyler ama siz anlamazsınız havası var sanki hep yazılarınızda'' Her akvaryumu olan prof. mu olmalı anlayamadım ben. Saygılar
[/QUOTE]
Bu kısım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2013 21:14
Tamam işte kardeşim hem işin teknik konusundan bahsetmiş saygılıyım, hem de orta okulda okuyanlar bilir babında bir yaklaşım gibi geldi bana ve ben sadece soru soruyorum. Amacınız nedir diyorum? Bir tenkit var mı benim dediğimde? Usta diyorum, abicim diyorum yani ben kötü niyetli biri gibi mi görünüyorum sizin gözünüzde anlamadım ?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Ocak 2013 09:32
Zafer bey,
Öncelikle, yanlış anlaşılma yüzünden özür dilerim. Ben "lafın gelişi" diye, çok bilinen bir fen kuralı olduğunu vurgulamak için öyle demiştim. Demek ki düzgün ifade edememişim. Yoksa niyetim hiçkimseyi aşağılamak, ya da kırmak değildir. Kusura bakmayınız.
[QUOTE=Zaferix] Her hafta biz bu balıklara dip çekimi yaparken eklediğimiz kaya tuzu neden öldürmemiş olabilir o zaman abicim. Hem ben fazla yemlediğimi az çok anlarım. Ve de sürtünme olunca kaya tuzu ve dip çekimi sonrası taze su ilave edersem, balıklarım sağlıklarına kavuşuyor, çünkü, balıklarımı her gün gözlemliyorum. Bunun açıklaması nasıl olabilir sizce? Balıkların bu kadar kaya tuzundan çoktan ölmesi gerekmez miydi?...[/QUOTE]
Sanırım akvaryumunuz nispeten yeni sayılır ki, tuz konusunda bir problem yaşamamışsınız. Sürtünme olunduğunda, dip çekimi sonrası ilave ettiğiniz taze su sayesinde balıklar sağlıklarına kavuşuyorlar, tuz sayesinde değil. Tuz, sizin tankınızda şimdilik yardımcı oluyordur ama. Dediğim gibi, balığın suyla alışverişini nispeten sınırladığı için nitrit ve/veya nitrat alışverişini de kısıtlıyordur.
Ayrıca, dip çektiğiniz zaman önemli miktarda seyreltiyorsunuz suyu. Sonra tekrar eklediğinizde tuz miktarını biraz daha arttırıyorsun. Bu durumda da tehlike eşiğine oldukça yavaş, ama emin adımlarla yaklaşıyor olabilirsiniz.
Ne kadar sıklıkla dip çektiğinizi bilmiyorum, ne oranda su değiştirdiğinizi de bilemiyorum, ama şöyle bir farazi örnek vereyim:
Akvaryumunuzda hali hazırda 10 birim tuz olsun. Siz dip çekerek ve taze su ilave ederek bunun 5 birimini sudan çıkarıyorsanız kalan sudaki tuz oranı 5 birime düşecek. Sonra üzerine 6 birim tuz ekliyorsanız suyunda 11 birim tuz olacak. Birdahaki sefere 5 birim tuz çıkardığınızda ve 6 birim tuz eklediğinizde 12 birim tuzunuz olacak suda. Balıklar için tehlike sınırı 30 birimse, bir süre sonra bu sınırı aşarsınız, balık kaybetmeye başlarsınız.
Ama eğer eklediğiniz-çıkardığınız tuz oranı konusunda eminseniz ve bunu 10 birimde tutabiliyorsanız, uzun bir süre hiç sorun yaşamadan idare edebilirsiniz de.
[QUOTE=Zaferix]
Yabancı terim dedikleriniz sanırım "ozmotik basınç", "hipotonik", "hipertonik" gibi terimler.
Bunların yerli terimi olmadığı için kullanıyoruz maalesef. Bilimsel yaklaşımdan uzak bir toplum olduğumuz için herhangi bir bilimsel gelişmede çok az katkımız oluyor, bu yüzden de terminolojiyi Türkçe olarak biz oluşturamıyoruz. Bilimden sıkılmayan, bilimsel gelişimi bizzat yürüten milletlerin dilleri ile oluşuyor bilimsel terminoloji, biz de bunu kullanmak zorunda kalıyoruz.
Ancak eğer, "benim bilmediğim kelimeleri kullanarak yazı yazma" diyorsanız, o noktada size itiraz etmek durumunda kalacağım. Bilmediğimiz kelime veya terimlerin ne anlama geldiğini bulmak için birkaç tık yeter.
Saygılar ve sağlıklı hobiler dilerim.wetfin 2013-01-23 09:33:48
Öncelikle, yanlış anlaşılma yüzünden özür dilerim. Ben "lafın gelişi" diye, çok bilinen bir fen kuralı olduğunu vurgulamak için öyle demiştim. Demek ki düzgün ifade edememişim. Yoksa niyetim hiçkimseyi aşağılamak, ya da kırmak değildir. Kusura bakmayınız.
[QUOTE=Zaferix] Her hafta biz bu balıklara dip çekimi yaparken eklediğimiz kaya tuzu neden öldürmemiş olabilir o zaman abicim. Hem ben fazla yemlediğimi az çok anlarım. Ve de sürtünme olunca kaya tuzu ve dip çekimi sonrası taze su ilave edersem, balıklarım sağlıklarına kavuşuyor, çünkü, balıklarımı her gün gözlemliyorum. Bunun açıklaması nasıl olabilir sizce? Balıkların bu kadar kaya tuzundan çoktan ölmesi gerekmez miydi?...[/QUOTE]
Sanırım akvaryumunuz nispeten yeni sayılır ki, tuz konusunda bir problem yaşamamışsınız. Sürtünme olunduğunda, dip çekimi sonrası ilave ettiğiniz taze su sayesinde balıklar sağlıklarına kavuşuyorlar, tuz sayesinde değil. Tuz, sizin tankınızda şimdilik yardımcı oluyordur ama. Dediğim gibi, balığın suyla alışverişini nispeten sınırladığı için nitrit ve/veya nitrat alışverişini de kısıtlıyordur.
Ayrıca, dip çektiğiniz zaman önemli miktarda seyreltiyorsunuz suyu. Sonra tekrar eklediğinizde tuz miktarını biraz daha arttırıyorsun. Bu durumda da tehlike eşiğine oldukça yavaş, ama emin adımlarla yaklaşıyor olabilirsiniz.
Ne kadar sıklıkla dip çektiğinizi bilmiyorum, ne oranda su değiştirdiğinizi de bilemiyorum, ama şöyle bir farazi örnek vereyim:
Akvaryumunuzda hali hazırda 10 birim tuz olsun. Siz dip çekerek ve taze su ilave ederek bunun 5 birimini sudan çıkarıyorsanız kalan sudaki tuz oranı 5 birime düşecek. Sonra üzerine 6 birim tuz ekliyorsanız suyunda 11 birim tuz olacak. Birdahaki sefere 5 birim tuz çıkardığınızda ve 6 birim tuz eklediğinizde 12 birim tuzunuz olacak suda. Balıklar için tehlike sınırı 30 birimse, bir süre sonra bu sınırı aşarsınız, balık kaybetmeye başlarsınız.
Ama eğer eklediğiniz-çıkardığınız tuz oranı konusunda eminseniz ve bunu 10 birimde tutabiliyorsanız, uzun bir süre hiç sorun yaşamadan idare edebilirsiniz de.
[QUOTE=Zaferix]
Ayrıca neden bu yabancı terimleri çok kullanıyorsunuz? ve de orta
okulda fen bilgisi derslerinde anlatılıyor bunlar falan diyorsunuz, Bunu
söylemenizdeki amacınız nedir abicim? ''bunlar basit şeyler ama siz
anlamazsınız havası var sanki hep yazılarınızda'' Her akvaryumu olan
prof. mu olmalı anlayamadım ben. Saygılar
[/QUOTE]
Yabancı terim dedikleriniz sanırım "ozmotik basınç", "hipotonik", "hipertonik" gibi terimler.
Bunların yerli terimi olmadığı için kullanıyoruz maalesef. Bilimsel yaklaşımdan uzak bir toplum olduğumuz için herhangi bir bilimsel gelişmede çok az katkımız oluyor, bu yüzden de terminolojiyi Türkçe olarak biz oluşturamıyoruz. Bilimden sıkılmayan, bilimsel gelişimi bizzat yürüten milletlerin dilleri ile oluşuyor bilimsel terminoloji, biz de bunu kullanmak zorunda kalıyoruz.
Ancak eğer, "benim bilmediğim kelimeleri kullanarak yazı yazma" diyorsanız, o noktada size itiraz etmek durumunda kalacağım. Bilmediğimiz kelime veya terimlerin ne anlama geldiğini bulmak için birkaç tık yeter.
Saygılar ve sağlıklı hobiler dilerim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Ocak 2013 10:40
Son yazınız ve açıklamalarınız için ayrıca teşekkür ederim Egemen usta. Bilimsel araştırmalar, Ar-Ge yatırımları konusunda ülkemizde kaynak ayırmada gelişmiş ülkelere nazaran çok sıkıntılı olduğumuz hususunda bana katılırsınız umarım.
Ayrıca yaklaşık 10 sene önce bir istatistik çıkarmışlar ortaya. Buna göre ülke nüfusu ortalama ilkokul 3 mezunuymuş. Ben bir tavsiye verirken yani benden daha tecrübesiz veya yeni başlamış arkadaşlara, en basite indirgeyerek yazmaya çalışıyorum ki her okuyan anlayabilsin diye. Bu sitedeki herkesin aldığı eğitimin aynı olması mümkün değil tabiki de. Saygılar ve herkese Sağlıklı Hobiler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir