KAPLUMBAĞALARDA VE KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI(Red Eard Slider)
Gönderim Zamanı: 25 Ağustos 2011 16:31
KAPLUMBAĞALARDA VE KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI(Red Eard Slider)
Bu makaleyi hasta sahiplerini bilgilendirmek amacıyla yayınlamaktayız. Kaplumbağalarda hastalık durumlarında gerekli müdehaleyi kesinlikle bir veteriner hekim yapması gerekmektedir.Bu konuda hasta sahiplerinin unutmaması gereken bir unsur egzotik canlılarda kesinlikle veteriner hekimtarafından muayene yapılmadan tedavinin başlanamayacağıdır.
Kaplumbağalarda veteriner hekimlikte tedavide kullanılan ilaçlar nelerdir?
Narkoz ilaçlarından Ketaminhcl, oxacillin, ampicillin, clindamycin, penisilin, chloramphenicol, oxacillin, tetracyclin, betaisodona, parkesteron, emtry, resochin, hexamitose, dronsit, prazioantel, levamizole, citarin(levamizol), panacur (fenbendazole), febantel-rintal, pyrvinium-pomat-malovac, dichlorvos-canogard, neomycin, nystatin, vitamin a im,vitamin b , kanazillin, aeremycin, chlor tetraciyclin, oxytosin,d vitamini, calsiyumboroglukonat, calsiyum sandoz, kemik çimentosu, yapıştırıcılar, e vitamini, b1 vitamini,c vitamini vs kullanmaktayız.
Kaplumbağalarda veteriner Hekim teşhis yöntemleri nelerdir?
-Kaplumbağa sahibinden dikkatli Anemnez alınır.
-Kaplumbağanın İştahı sorulur.
-Kaplumbağanın görümünde ve kabuk değişiminde değişiklik var mı diye bakılır .İnceleme gerekirse büyüteçle yapılmalıdır.
-Kaplumbağanın Diyet ve bakım şartlarının türe uygunluğu bakılır.
-Kaplumbağanın Hastalık belirtilerinin diğer hayvanlarda da görülüp görülmediği bakılır./
-Muayenede ufak su kaplumbağalarında büyüteç ve ışık kaynağı kullanılır./
-kaplumbağanın mantar vakalarında özellikle wood lambası kullanmak faydalıdır./
-Kaplumbağanın Üst solunum yolu rahatsızlığı ile, ilgili olarak kabuk yumuşaması klinik bulgular ,göz şişliği incelenir.Lezyonun ilk defamı görüldüğü ,yayılma hızının ne olduğu öğrenilir./
-Kaplumbağanın Radyolojik olarak röntgen çekilir./
-Tırnaktan veya aksillar ya da juguler venadan kan örneği alınıp hücre sayımı yapılır ve kan frotisi yapılır . Kaplumbağalarda boyundan kan alma işlemi veteriner tarafından dikkatli ve steril olarak alınması gereken bir işlemdir.
-Kabuk lezyonlarından bakteri ve mantar kültürü için numune alınır dış yapılarda lymphosarkom olgusu araştırılır.
-Muayenede ışıkla göz korneası kontrol edilir
-Ağız içi yaralara karşı ağız içinden swap örnekleri alınarak labratuvara yollanır./
-Kaplumbağalarda özellikle ağır akciğer enfeksiyonlarında solunumu düzenlemek için oksijen (özel bir aparatla verilmektedir)uygulaması yapılmalıdır..
Kaplumbağalarda özellikle kabuk yaralanmalarında ve kulak hastalıklarında narkoz uygulaması yapılmalıdır ,operatif müdehalelerde şarttır.
Kaplumbağalar periodik gaita muaynesi yapılmalıdır . Normalde çok hareketli ve sağlıklı ise kış dönemi harici hareketsizleşme ve yemek yemezse ,hasta olduğu düşünülür,barınak duvarına tırmanmaya çalışır.
Kaplumbağalarda dijital tartı ile kilo tartımı yapılmalıdır bu önemlidir antibiyotik doz ayarı için ayrıca kaplumbağa kabuk uzunluğu ölçümü yapılmalıdır. ..
Kaplumbağalarda ilaçlı banyo uygulamalarında günde iki kez birer saat tutulur. Su kaplumbağası beslenme zamanı hariç günün çoğu zamnında su dışında tutulur.Kaplumbağalarda tedavide antibiyotikli merhemler,mantar kremleri vs kullanılmaktadır.Antibiyotikler i.m veya s.c axillar bölgeden verilir arka bacaktan verildiğinde renal-portal sistem nedeniyle ilacın bir kısmı vücuda atılmadan böbreklerle atılmaktadır.Kabuk hastalıklarında tetracyclin,ampicillin ve chloramphenicol’un etkileri sınırlı bulunmuştur ve kullanılması önerilmemektedir.
Su Kaplumbağalarında görülen sık hastalıklar nelerdir?
1-Kaplumbağalarda soğuk alğınlığı ve akciğer enfeksiyonları.
2-Su kaplumbağalarında kabuk deformasyonu
3-Kaplumbağalarda Kabızlık
4-kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
5-Kaplumbağalarda göz kapağının çıkması
6-Kaplumbağalarda İshal
7-Kaplumbağalarda Felç
8-Kaplumbağalarda Travma
9- Kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
10- Kaplumbağalarda Kabuk yumuşaması
11- Kaplumbağalarda Kabuk kalınlaşması ve şekil bozuklukları
12- Kaplumbağalarda Legenot
13- Kaplumbağalarda Kabuk nekrozu
14- Kaplumbağalarda Kabuk dökülmesi –deri değişimi
15- Kaplumbağalarda Kulak iltihabı
16- Kaplumbağalarda Vitamin eksiklikleri/A vitamin fazlalığı-D3 vitamini fazlalığı-Bvitamin eksikliği-C vitamin eksikliği-D vitamini eksikliği
17- Kaplumbağalarda Beyaz leke hastalığı
18- Kaplumbağalarda Parakeratoz
19- Kaplumbağalarda Kabuk keratozu
20- Kaplumbağalarda İrinli kloaka yangısı
21- Kaplumbağalarda Salmonella bacterisi
22- Kaplumbağalarda Gut hastalığı(radyografide hasta organ ve eklemlerde kristaller görülür)
23- Kaplumbağalarda Diabetes mellitus (glikozüri)
24- Kaplumbağalarda Tiroid bezi bozuklukları(klinik bulgu subkutan ödem)
25- Kaplumbağalarda Gaga uzaması kaplumbağalarda hipokalsemiyle birlikte gaga egik şeklinde ortaya çıkar
Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılması sebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir
Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarında Klinik belirtiler nelerdir?
- Hafif Akciğer Enfeksiyonu: Çenenin kapanmasında gıcırdama gibi sesler, kabuğun karın bölgesinin hafif pembe renkli olması, kabuğun karın bölgesinde biraz daha yukarı kısmında ince beyazımsı halka, ayrıca beyazımsı enine çizgiler karın bölgesinde, iştahsızlık, hapşurma, kuru bölgede çokça kalma.
-Orta şiddette ve Ağır Akciğer Enfeksiyonu: Akciğer enfeksiyonu belirtilerinin yanında bir de: Batmada zorlanma veya tam tersi taş gibi dibe çökme ve yine su yüzeyine çıkmada zorlanma, eğri- yamuk yüzme,pembeden kırmızıya kadar kızarmış karın bölgesi kabuğu, genelde şiş gözler, iştahsızlık, sürekli karada vakit geçirme, sonlara doğru hırıltılı sesler, burundan ve ağızdan beyaz sümük gelmesi, zorlanarak nefes alma.
- Bronşit: Suyun altında hava kabarcıklarını burundan çıkarma (diğer yukarıda sayılan belirtilerin yanında)
Kaplumbağanın kabuğunun pembe veya kızıl olması doğal değildir. antibiyotik tedavisinden sonra bu renk hemen kaybolmakta ve kaplumbağa akciğer enfeksiyonundan kurtulmaktadır. Antibiyotik kullanılmadığı takdirde belirtiler kötüleşmektedir.
20 gr’ın üstündekikaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli:
Bu işlemin kesinlikle deneyimli bir veteriner hekim tarafından yapılmasını tavsiye ederim. Enjeksiyonlarda özel enjektörler kullanılmaktadır. antibiyotik enjeksiyonu 3 gün arayla 5 kez yapılır, veteriner hekim bacağın üst kısmına deri altından uygular. İlk enjeksiyon dan sonra suyun sıcaklığını 33 dereceye getirilmelidir ve kaplumbağa iyileşene kadar bu sıcaklıkta kalmalıdır. Aksi takdirde iyileşme süreci içerisinde dahi ağırlaşabilir. Antibiyotik ancak bu sıcaklıkta etkisini gösterebilmektedir. Kaplumbağa akciğer enfeksiyonu olduğunda suyun derinliği azaltılmalı ve ancak suyun altında kalabileceği şekilde ayarlanmalıdır. Boğulma ihtimali yüksektir. Gece ise akvaryumun kapağı tamamen kapatılmalıdır. Kabuğunun altı artık pembe renkten kurtulduktan sonra ancak kaplumbağa tamamen iyileşmiş sayılır. Bu durum aylar dahi sürebilir.
Ağır akciğer enfeksiyonun da 5 iğne yapıldıktan sonra düzelme görülmez ise 6. ve 7. iğne de yapılabilir. Kaplumbağanın durumu düzelmez veya kötüleşirse 2 hafta ara verdikten sonra 2. bir antibiyotik kürü uygulanabilir. Dozaj yine aynı olur.
20 gr’ın altındaki[ kaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli
10 gün üst üste antibiyotik bir kaba koyup, 33 derece ılık su eklenir. Kaptaki suyun soğmaması için ısıtılmış akvaryumun üstüne koyabilirsiniz, ya da bır sıcak su torbasının üstüne de koyabilirsiniz, sabit olması önemlidir. Kaplumbağanın, kabuğu suyun altında kalabilecek şekilde kadar su olmalıdır. Kabın üstünü bir havlu ile kapatınız. Kaplumbağa antibiyotikli suyu içecektir. 12 saat boyunca bu kabın içinde kalmalıdır. Sonra akşamları tekrar 33 derece sıcaklığa getirilmiş akvaryuma konulmalıdır.
ENJEKSİYON UYGULAMA ŞEKLİ:
KAS İÇİNE YAPILMAMALIDIR,ÖN BACAKLARA YAPILMAMALIDIR, ÖDEM TOPLAMASI AĞIR GELEBİLİR.HALİNDE KAPLUMBAĞA BOĞULABİLİR. ENJEKSİYON ARKA BACAKTA, ÖN KISMINA VE DERİ ALTINA YAPILACAKTİR.
SU SICAKLIĞI: MUTLAKA 33 DERECE OLMALIDIR. 33 DERECE OLMASI ŞARTTIR. AKSİ TAKDİRDE ANTİBİYOTİĞİN DE FAYDASI OLMAYACAKTIR. EĞER ANTİBİYOTİK HENÜZ VERİLMEDİYSE SU SICAKLIĞI 33 DERECEYE GETİRİLMEMELİDİR[.
Dikkat:[ Hem akciğer enfeksiyonu/bronşit hem de böbrek enfeksiyonu varsa, önce akciğerler antibiyotikle tedavi edilir, ardından böbrekler 2-7 gün sonra başka bir ilaç ile tedavi edilir.
Egzotik kaplumbağa Kaplumbağalarda derinin yapısı kabuk şeklinde gelişmiştir.
Kaplumbağaların kabuk ağırlığı total vücut ağırlığının yarısı kadardır.
Kaplumbağalar akciğerler çok kompartmanlı ve keselidir.
Burun çekme ve öksürme yetenekleri yoktur.
Kaplumbağalarda iç organların ve ayakların hareketi havanın akciğerlere giriş –çıkışına yardımcı olur.
Kaplumbağaların çevre ısısı tropikal tür reptiller için 27-38 c ,ılıman bölge türleri için 20-35 c dir.
Kırmızı yanaklı su kaplumbağaları evlerde en çok beslenen pet hayvanlarından birisidir. Petshoplarda çok sık bulunan türlerdendir.
KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI (Red Eard Slider)
Her ne kadar ülkemizde Singapur kaplumbağası olarak bilinse de ana vatanları Kuzey Amerika’nın güney bölgeleri olan, Florida, Meksika’dır. Dünyada geniş bir alana yayılmışlardır.Kafalarının yan kısmında kırmızı, turuncu renkte şeritler vardır. Sarı şeritler varsa yine aynı familyadan olan Trachemys Scripta Scripta cinsi kaplumbağadır. Bakımları aynıdır. Kırmızı yanaklı su kaplumbağası 1,5 kg’lık bir ağırlığa ve 28cm’e kadar bir uzunluğa ulaşırlar.
Sağlıklı bir ‘kırmızı yanaklı’ kaplumbağa akvaryumda beslendiğinde 30 yıl yaşayabilir. Bu sürede yavaşça büyürler yaşamının ilk yılında 5-
Semiakuatik kaplumbağa türleri daha düşük ısı aralığını tercih ederler.Kaplumbağaların çoğu güneşlenerek ısınmak isterler .Ortamlarında derece bulundurmak faydalıdır.Kaplumbağalar düşük ısı ortamlarında hareketsizleşirler kaplumbağaların vücut ısısında düşüş ve yükselmeler sindirim,antikor üretimi ve antibiyotiklerin vücutta dağılımı ve klerensini ayarlamada gereklidir.Kaplumbağalar içine gömülebilecek miktarda suya ihtiyaç duymaktadırlar.Bu suyun içinde beslenme,üreme ve sosyal ilişkiler kurarlar.Suyun ph ve tuz oranı düşünülmelidir.Kaplumbağalar susuz alanda kaldıklarında deri ile su kaybederler.Kaplumbağaların yaşadıkları ortamın nemi %35 den az olursa deride kuruma ve soyulma,nem %75 den fazla olursa mantar ve bakteriyel hastalıklar meydana gelir.Kaplumbağaların çoğu sürekli su varlığında yaşayabilirler fakat zaman zaman su dışında tırmanıp gezebilecekleri egzersiz yapabilecekleri yerlere ihtiyaç duyarlar.Böyle alanların bulunmadığı barınaklarda yorgunluktan ölen kaplumbağalara raslanılmaktadır.Kaplumbağa besleme barınakları toksik olmayan,aşınmayan ve dezenfekte edilebilir özellikte olmalıdır.Kaplumbağaların barınma alanlarına küçük taş parçaları konulmaması gerekmektedir bunları yutabilir ve rahatsızlanabilirler.Kaplumbağalar klorlanmış suyu tolere edebilirler yalnız geçici göz irkiltisi meydana gelebilir.
Su kaplumbağalarının ayrı beslenme tankında beslenmesi yaşadığı ortamın gıda artıklarıyla kirlenmemesini sağlar beslenmede gıdadaki beslenmede karnivor reptillerde %18-20 ,herbirvor reptillerde % 11-12 olmalıdır.Aminoasit ihtiyacı memelilerde olduğu gibidir,reptillerde ayrıca gıdaya histidin de katılmalıdır.Kaplumbağalar dogal yaşamlarında yemeye alışkın oldukları gıdaları tercih ederler.Kaplumbağalar kırmızı ve sarı renkli gıdaları tercih ederler Gıda olarak canlı gıdalardan kaplumbağınıza parazit bulaşabilir.
Tatlı su kaplumbağaları esas olarak hayvansal gıda tüketirler bazen bitkisel gıda da tüketirler Kaplumbağalar için üretilmiş hazır gıdalar da vardır.
Ticari hazır gıdalar %30-50 protein içerirler.Omnivor olan türler proteinin yanında meyve ve sebze de yerler Omnivor ve karnivor kaplumbağalar için örnek bir diyette ,su 272g,jelatin34g,mısır yağı 11g,ıspanak23g,pişmiş tatlı patates 23g,vitamin/mineral5g,kaplumbağa peleti 50g, ve
Zorla besleme için kaplumbağanın ağzı forsepsle zorla açılır kara kaplumbağalarında ağzının parmaklarla açılması olasıdır. Su kaplumbağalarının çoğunda ağız zorla açılabilir fakat sinirli türler bu işlem sırasında ısırabilirler.Kaplumbağalar kabuklarından tutulmalıdır .Bir çok kaplumbağa türü ağresif ısırabilir.Kaplumbağaların başı mandibula gerisinden boyun ileri uzatılarak tutulur.Bu şekilde kaplumbalarda baş ve boynun muaynesi ,besleme ,ilaç ve sıvı uygulamaları yapılabilir.Muayne edilebilmeleri ve gerekli uygulamaların yapılabilmesi için büyük kaplumbağalar da sakinleştirici ilaçlar kullanılmalıdır,daha küçük kaplumbağaların önce üzerine ağ sonra başı örtülür,ağızlarına bant yapıştırılır. Büyük kaplumbağaları tutmak için birden fazla insana ihtiyaç vardır.
Kaplumbağalar da cinsiyet tayini için erkek kaplumbağalarda penis klokanın digital palpasyonu ile belirlenir. Erkek kaplumbağaların kuyruğu dişiden daha uzundur .İris erkekte kırmızı ,dişde kahverengidir.Semiakuatik türlerde erkeğin pençeleri daha küçük ve uzundur.Erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır
Kaplumbağada kabuğun şekli erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır. Kabuğun şekli erkeklerde konkav,dişilerde yassıdır.
Kaplumbağaların ele alınıp ağırlığı kontrol edilir, daha sonra tartılır. Ağırlığı azalmış kaplumbağaların proğnozu iyi değildir ve hastalığın kronik olduğu düşünülür.Daha sonra baş,göz ve deri renk ,parlaklık,lezyon ve şişlik açısından incelenir.Çok genç olan veya normalde yumuşak kabuklu olanlar hariç kaplumbağaların kabuğu sert olmalıdır.Karın bölgesi şişlik ve ağrı yönünden palpe edilmesi gerekmektedir.Radyografide ürolit ,bağırsak tıkanmaları ,reptilin kemik gelişimi ve sağlığı ,kloakada yumurta ve yabancı cisim ve akciğerlerin durumu hakkında bilgi edinilir.
Kaplumbağalarda mikrotüpler kullanılarak kan hücreleri sayımı , BUN,AST;LDH;KREATİNİN ;TOTAL PROTEİN;GLİKOZ VE ÜRİK ASİT düzeyleri belirlenir.Ağızdan veya yaralardan svap alınarak bakteriyolojik ve mikolojik kontroller yapılır.Dışkıda regurgitasyonla çıkarılan içerikten ve ağız içinden alınan materyallerle bağırsak ve akciğerlere yerleşik parazitlerin yumurta veya larvalarına rastlanabilir.Kandan yapılan sürme preperatlarda kan parazitleri veya larvaları aranır.Kış uykusu esnasında vücut savunma sistemi hastalıklarla mücadele edebilecek güçte değildir.Hasta olanlar veya hastalıktan yeni kurtulmuş olanlarla hastalanma riski yüksek olanların kış uykusuna yatırılmaları uygun değildir.Hasta kaplumbağalar halsizdirler bu nedenle akvaryumda su yüzeyinin üzerinde dinlenme için kullanabilecekleri yüksek bir kısım bulunması gerekmektedir.Hastalık durumlarında akvaryumdaki suyun sık değiştirilmesi faydalıdır.
Kaplumbağalarda protein yetersizliklerinde ağırlık kaybı ,kas zayıflaması,sekonder enfeksiyonlara karşı duyarlılık ,üreme yetersizliği ve yaraların iyileşmesinde gecikmeler görülebilmektedir.Yeterli su bulamayan reptillerde kanda ürik asit düzeyi yükselmektedir.Semiakuatik ve kara kaplumbağalarındadüşük çevre nemine bağlı olarak göz lezyonları gelişebilmektedir.İnsekt ,balık ve ölü hayvan yiyen karnivor kaplumbağalarda kalsiyum :fosfor oranı 1:44 dür.Bu oran kaplumbağa sahibinin gıdayı ayıklayarak ve pişirerek vermesi durumunda fosfor lehine daha da bozulur.Kaplumbağalarda bu oranın bozulması durumunda patolojik kırıklar,kemik deformasyonları görülebilmektedir.Sağaltımda dietteki calsiyum:fosfor oranının düzeltilmesi için kaplumbağalara veteriner özel katkılar verilebilir.İleri olğularda kaplumbağalara calsiyumun enjeksiyon şeklinde tedaviye başlanması uygun olur daha sonrasında veteriner egzotik destek tedavileri uygulanmalıdır.
A-vitaminosis eksikliği özellikle a vitamini eksik gıdalarla beslenen kaplumbağalarda görülmektedir. Barınakta beslenen ve kara kaplumbağalarında sıkça görülmektedir.Eksikliklerinde palpebral ödem,kronik solunum sistemi ve böbrek hastalıkları görülmektedir.Koyu göz yaşı akıntısı ve gözlerde kapanma meydana gelmektedir.Göz solunum sistemi ve deride sekonder enfeksiyon ortaya çıkmaktadır.Şiddetli olgularda a vitamini 3 gün arayla 2 haftada bir enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır.Kaplumbağaların kış uykusuna yatmada önce 6 hafta önce gıdalarındaki a vitamini miktarını artırmakta fayda vardır.C vitamini eksiklikleri de ağız içinde stomatitis gelişir.K vitamini eksikliklerinde diş eti kanamaları görülebilmekte tedavi kas içi ilaçlarla yapılmaktadır.Demir ve bakır yetmezliği kaplumbağalarda anemiye (kansızlığa )neden olmaktadır.bakteri,septisemi,
Kaplumbağalarda görülen septisemik ülseratif deri hastalıkları nelerdir?
Kaplumbağalarda tatlı su kaplumbağalarında gram negatif çubuk olan citrobacter frenduii tarafından oluşturulmaktadır. Kaplunbağalarda anorektik ve letarjiktir.Kas tonusu azalmıştır,bacaklarda paralizler,deri damarlarında genişlemeler,kabuk ve deride peteşi ,kabukta nekroz ve ülserler ,kabuk altında eksudat ve kabuk soyulması görülmektedir.
Ülseratif dermatitis beneckea chitinovora;nın neden olduğu hastalıktır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda görülür.Septisemiye neden olabilen diğer bir hastalıkta enfeksiyöz stomatitistir ağızda başlangıçta peteşi daha sonra diş etlerinde kazeöz birikintiler görülür.Şiddetli olgularda enfeksiyon kemik yapıyada sıçrayabilir.Bakım şartları kötü olanlarda solunum ve gastrointestinal sistem hastalıkları da tabloya katılmaktadır.
Kaplunbağalarda deri altı apseleri oluşurmu?
Evet oluşmaktadır.:Özellikle kutuda beslenen kaplumbağalarda göz gerisinde ,timpanik bölgenin altında orta kulak enfeksiyonuna bağlı olarak apse oluşabilmektedir.Deri altı abseleri nodül ve şişlik olarak görülmektedir.Timpanik bölgedeki apselerde timpanik membran enzize edilerek ve küretaj yapılır yalnız bu işlem narkoz işlemiyle yapılmaktadır.Bu işlem sırasında abselere küretaj işlemi uygulanmaktadır.
Su kaplumbağaların da bakterilerin neden olduğu solunum sistemi hastalıkları hangi açıdan önem arz etmektedir?
Su kaplumbağaları su içinde incelenirler. Solunum sistemi hastalığı olan su kaplumbağaları başlarını yukarı dogru kaldırılar ,ağzı açık solunum yaparlar,iştahsızdırlar.Nazal akıntılar,gürültülü solunum ve solunum güçlüğü belirlenir.Nazal akıntı burun ve ağız boşluğu ve farinxten gelebilir.Ayrıca kaplumbağalarda depresyon,anoreksi,ağırlık kaybı ve oral akıntı gözlemlenir.Burun ve ağızdan kötü bir koku gelebilir.Su kaplumbağalarında denge kaybıda görülmektedir,hayvanlar su üzerinde durma yeteneğini kaybederler,başlarını başlarını su içinde tutarlar ve zamanlarınının çoğunu su dışında geçirmeyi tercih ederler.Belirtilerin uzun süre geliştiği olgularda septisemi oluşur.teşhiste nemli bezle askultasyon yapılır,radrografide ilerlemiş olgularda pnömoni durumu paket şeklinde birikmiş eksudat görülür.Trakeyal yıkama sıvısı almak için steril tuzklu su trekeyanın son kısmına verilerek geri alınır.Bu yıkama sıvısında bakteri ve mantar kültürü ile sitolojik muayne yapılır,parazit yumurta veya larvası aranır.Hastalardan aeromonas, pseudomonas, klebsiella, protis,escherichia ,citrobacter ve saolmonella türleri izole edilmiştir.Kanda lökosit oranı artmıştır
.A vitamini yetersizlikleri ,ağız lezyonları hemen tedavi edilmelidir.Göz kapaklarında şişme,göz bezleri şişer ve kornea ve konjunktiva epitelleri etkilenir.Orofariynste 2-
Kaplumbağalarda herpes virüs görülürmü?
Evet görülebilir.Bu durum kaplumbağalarda nekrotik bronşitis,pnömani ve hepatitise neden olmaktadır.Yeşil kaplumbağalarda yumurtlamadan 56-90 gün sonra deride gray patch disease olarak isimlendirilen bir hastalık görülür.Lezyon küçük daireyi papüller şeklinde başlar patch şeklinde yayılır.
Kaplumbağalarda mantar enfeksiyonları görülür mü?
Evet görülebilir. Bunu tetikleyen sebepleri sıralarsak düşük çevre sıcaklığı,diğer hastalıklar,beslenme bozukluğu ve bakım şartlarının kötülüğü mantar hastalıklarının gelişmesinde hazırlayıcı faktörlerdir.Etkenler aspergillus,metarhizium,mucor,penicillium,paecilomyces ve candida türlerinin neden oldukları sistematik mantar hastalıkları görülebilir.Tedavide küretaj,pomat,lugol,ağızdan toz ilaçlar ve güneş ışığı tedavisi kullanmaktayız .Teşhiste mantar kazıntı alınarak kültür bakılması,wood lambası ile bakılarak doğru mantar ilacının kullanımı yapılmalıdır.
Kaplumbağalarda kabukta yaralanmalar sık mı görülmektedir ?
Kaplumbağalarda yaralanmış kabuk bölgeleri temizlenir enfekte olmaması için gerekli uygulamalar yapılır. Kas içi antibiyortik sağaltımı uygulanır.
Kaplumbağalarda kabuğu en içte kemiksi kapsül, onun üstünde damarlaşmış deri ve en üstünde damarlaşmış deri ve en üstte boynuzumsu geniş tabaka vard ır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda bu dış katman yumuşak deriden oluşurken bazı türlerde deri benzeri bir yapıya sahiptir.Bazı kaplumbağalar aşırı tuzu göz bezlerinden atarlar bu kaplumbağa türünü besleyenler akvaryum suyunun her4.5 litresine bir çay kaşığı tuz ilave etmelidirler.Kaplumbağalarda kabuk deformiteleri görmekteyiz bunun başlıca sebepleri konjenital nedenler,yara veya hastalık nedeniyle oluşmuş lezyon sekeli,vitamin,mineral ve diğer diyet dengesizliklerine bağlı bozukluklardır.
Kaplumbağalarda kabuk travmalarında kanamalı durumlarda kanı durdurmak için 0.4-0.9mg/kg dozunda dexamethasone ve antibiyotik uygulamak gerekmektedir.Sıvı sağaltımı sc veya i.p uygulanması gerekmektedir.Gerekirse juguler veya aksillar venden kan nakli yapılmalıdır.İlk kan transfüzyonunda uyuşumsuzlukla ilgili sorun çıkmaz kaplumbağalarda kemik iliği cevabı haftalar alabilmektedir.Travma sonucu oluşan küçük kırıklarda kırık uçları bir araya getirilir.,bölge antiseptiklerle temizlenir küçük kırıklar 2-3 haftada iyileşir.Kırık büyükse tel dikiş uygulanabilir.Enfekte olmamış bölge pasta ile doldurulur.Lezyon büyükse ve parçalıysa yapıştırma ve onarım için daha özellikli malzeme kullanmaktayız.İyileşme yaklaşık bir yıl sürer.
Su kaplumbağalarında kabuk kırığı daha önemlidir.Su kaplumbağaları su dışında gıda almazlar ve su dışında tutulduğu dönemde dehidrasyon gelişir Su dışında tutulduğu dönemde günde birkez özel solüsyon i.p verilmelidir.
Kaplumbağalarda kabuğu etkileyen sistematik durumlar nelerdir?
-Protein
-Mineral
-vitamin eksiklikleri kabuğun büyümesini ve görümünü etkilemektedir.En sık karşılaştığımız vakalar nutrisyonel sekonder hiperparatroidizme bağlı kalsiyum yetersizliğidir.Sadece yeşil gıdalarla beslenme kaplumbağalarda su ihtiyacını karşılar.Buna vitamin ve kalsiyum tuzu ilave edilmelidir.Herbirvor kaplumbağalarda mineralden düşük gıdayla beslenme kabuk yumuşamasına neden olmaktadır.Hayvanın hastalıklara karşı direncinin azalmasına neden olmaktadır.BU hayvanların gıdalarına kalsiyum ilavesi,b vitamini ve diğer vitaminlerin enjeksiyonu ve antibiyotik uygulaması yapılır,verilen gıdayı yemeyenler zorla beslenmelidirler.Karnivor su kaplumbağalarında etle beslemelerde kabuk deformitesi görülmektedir.Kaplumbağalarda ayrıca kabuk neoplazması görülmektedir.ayırıcı tanıda kabuk apseleri göz önünde tutulmalıdır .
Apseler vücudun içine doğru yayılır , dışarı doğru şişlik fazla değildir.Su kaplumbağalarında iç hastalıklarda kabuk çatlar ve solgunlaşır.Kara kaplumbağalarında böbrek ve karaciğer yetmezliklerinden ölümde olsa deride değişiklik beslenmez.SU kaplumbağalarında akvaryumda kaplumbağa sayısının fazla olması keskin kenarlı taşlar ve fazla sayıda kaplumbağanın bir arada tutulmasıyla bağlı kavgalar yaralanmaya yo açar.Hafif enfeksiyonlarda deri ve deri altı dokusu etkilenir.Akvaryum temizliğinin uygun yapılmayışı patojen etkenlerin üremesine neden olur.Patojen enfeksiyöz ajanlar zayıflamış kaplumbağalarda ,yaralanmış deriden kolayca girip enfeksiyon oluşturur.Enfeksiyonun yayılması durumunda kemik doku da hastalanır.Osteomyelit ve kabuk çürüğü oluşur.Osteomyelit başlayınca septisemi meydana gelmektedir.Kaplumbağalarda bakterilerin neden oldukları hastalıklarda oldukça fazladır bunlar benecka chitinovara ve citrobacter frenduii’nin neden olduğu ülseratif deri hastalıklarıdır,bunlar pseudomonas,aeromonas,proteus,serratia,klebsiella,escherichia,staphylo coccus,alfa hemoltic streptococcus ve micobacterium türleri dir.Kaplumbağalarda mantarların neden olduğu hastalıklarda sık oranda görülmektedir.Bunlar fusarium,aspergillus,penicillium,mucor deride mantar lezyonlarına neden olmaktdır.Kaplumbağalarda sülük ve keneye raslanılmıştır sinek larvaları kabuk yaralarında miyazise neden olur.Kaplumbağalarda kabuk hastalıklarında virüslerde etmendir özellikle herpes virüsün yol açtığı gri patch hastalığı görülür. Su Kaplumbağalarında kabukları sıklıkla alglerle kaplıdır .Bu yaşam şekli simbiyotiktir ve kaplumbağaya kamuflaj sağlar kapalı alanda tutulan su kaplumbağalarında algler kabuğa nüfuz eder ve kaplumbağalarda sekonder enfeksiyonlar ve iç hastalıklar meydana getirir .Alga bağlı kabuk hastalıkları bakteriyel hastalıklarla komplike olur.Periyodik ve uygun bakım yapıldığında hastalık önlenebilir ve tevdi yapılabilir.Akvaryumda bitki üremesine yol açmayacak aydınlatma kullanmakta fayda vardır.Zamanının çoğunu akvaryum dışında geçiren kaplumbağalarda alg üremesi az olur.Alg üreyip deriye nüfuz ederse bölge solüsyonlarla yıkanır ve kas içi antibiyotik tedavisi uygulamaktayız.
Kaplumbağaların genel özellikleri nelerdir?
Kaplumbağaların çenelerde diş yoktur ayrıca dillerini dışarı doğru çıkaramazlar .Kaplumbağaların gözleri parlaktır ve göz kapakları gelişmiştir.Kaplumbağaların kulak kepçeleri yoktur,su kaplumbağalarının parmakları arasında perde bulunmaktadır bu perdeler su kaplumbağalarının su içinde hareketini kolaylaştırmaktadır.
Kara kaplumbağalarında 5 parmak bulunmaktadır ,kaplumbağalarda özellikle küçük olanlarda cinsiyet tayini yapmak zordur,ayırıcı tanıda erkek kaplumbağalarda kuyruk dişilere oranla daha uzun ve kalındır,karın altı kabuğu erkeklerde daha kuvvetli ve içe dönüktür.Erkek kaplumbağalarda ön ayak tırnak bir tanesi diğerlerine göre daha uzundur.Dişi ve erkek ayrımı kesin olarak kan alınarak kanda östrojen ve testestoron oranlarına bakılarak kesin tayin yapılır.
Kaplumbağaların üremesi yumurtlama ile olmaktadır yumurtadan çıkma süresi yaklaşık 2-3 ay sürmektedir.Kaplumbağaların çiftleşme süresi nisan ayının başından mayıs ayının sonuna kadar çiftleşirler.Dişi kaplumbağalar çiftleşmeden sonra spermi yaklaşık 4 yıl saklarlar.Kaplumbağaların vücut ısılsrı poikilotemik tir çevre sıcaklığı ile değişir 0.1-0.2 derece altında dır.Sindirim enzimleri aktivitesi 20-22 derecenin altında azalmaktadır.Isının artması durumunda sindirim artmakta,koku alma gelişir.Kaplumbağaların görme yetenekleri iyi ve keskindir.Görme ağlısında sarı rengi daha iyi alğılarlar.Kaplumbağalarda işitme gelişmemiştir zor işitiyorlar,ayrıca kaplumbağalarda dış kulaklarını örter kulak zarı deri altında bulunmaktadır .Kaplumbağalarda kış uykusu ekim ayından itibaren havaların soğuması ve yiyeceklerin azalması ile beraber ekim –mart ayında kış uykusu görülür.Çin tatlı su kaplumbağası kış uykusuna yatmamaktadır.Kış uykusuna yatmayı evde ideal ısının almaması,yeterli beslenememe,ultroviole ışık noksanlıkları vs gibe etkenlerin noksanlığı etkilemektedir.Yolculuklar stres yaratmaktadır ve bir iki gün yemek yemezler,bakım ortamlarında suda çözülmeyen taşlar fazla küçük olmayan,ve
Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarının sebepleri nelerdir?
Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılmasısebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir
Gözlerdeki Şişlik:
Gözlerindeki şiş için veteriner hekimler şu an göz merhemi kullanılmaktadırlar. Ancak su kaplumbağasında merhem kullanılması tabi daha mantıklı. Günde bir kez ve çok az sürülmesi gerekmektedir,ancak tek başına yeterli değildir.
Yukarıda sayılan işlemler tabi ortamı düzeltilmedikçe ve su ısısı sabitlenmedikçe hiçbir işe yaramaz.
Uygun ortam: akvaryum+ısıtıcı (28 derece sabit ısıda)+filtre+ısıtıcı lamba+kaya ve bol güneş ışığı (doğrudan) veya UV lambası.
KAPLUMBAĞALAR NE YER?
Doğada yaşayan kaplumbağalar açlıklarını giderecek her şeyi yerler. Ancak burada bizim onları beslememize bağlı yaşamaktadırlar. Bu yüzden gıdalarına dikkat etmemiz gerekir. Gıdasızlık ciddi sorunlara yol açar. Arada bir birkaç marul ve biraz da et vermek onlara düzgün bir diyet sağlamaya yeterli değildir. Aynı şekilde buz gibi su, buzdolabından yiyecekler ve başka hayvanlarınız varsa bunların yemleri de zararlıdır. Yani miktarı değil niteliği önemlidir.
En iyisi kaplumbağanıza dengeli bir şekilde yemlerini vermektir, böylece hastalanmalarını önlemiş olursunuz. Söylememize gerek yok ancak tüm gerekli besinleri (mineraller, vitaminler ve kalsiyum) yiyeceklerinde mevcut olmalıdır. Su kaplumbağalarınızın kabuklarının gelişimi ve hastalanmamaları için bunlara mutlaka ihtiyaçları vardır, ancak bu yeterli değildir. Lifli gıdalar da sindirimleri için gereklidir.
Yemlerinde Kalsiyum ve Fosfor dengesine ve vitamin ihtiyacına göre gerekli katkılar ilave edilmelidir. Ayrıca su kaplumbağaları yiyeceklerini suda almaktan hoşlanır lar.En çok sevdikleri yiyecekler arasında kurutulmuş karides gelir. Genç kaplumbağa hayvansal yemleri tercih ederken yaşlı kaplumbağa bitkisel yemleri yeğler. Ama gençlere de arada bir bitkisel yem verilmesi gereklidir. Hayvansal yemlerin arasında tatlı su balığı, solucan, salyangoz, küçük yengeç, suda yaşayan böcekler ve onların kurtçukları yer alır. Dengeli bir beslenmenin altın kuralı az miktarda geniş bir çeşitlilik. Yavru kaplumbağalara günlük, küçüklere aynı şekilde yetişkinlere iki günde bir yem vermek en uygunudur.
En uygunu kaliteli yemlerden olan Sera, Tetra ve Sanyu marka yemlerdir ve Türkiye’de rahatça bulunabilir. Haftada bir vitamin verilmesi uygundur.Ayrıca tüm küçük balıklar ile de beslenme sağlanabilir. Akvaryumun içine çabuk çoğalan küçük balıklar(lepistes,plati,kılıçkuyruk vs…)salınabilir.Kaplumbağa hem arada bir onları yer,hem de avlanma güdüsünü tatmin etmiş olur.
Unutmayınız ki kaplumbağalarımız sağlıklı yaşayabilmek için bizlerin verdikleri yiyeceklere muhtaçtırlar . Beslenmelerinin aksatılması veya dengesiz olması ileride hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.
KAPLUMBAĞA TERARYUMLARI NASIL OLMALIDIR?
Genelde çoğu insan kaplumbağa almaya gittiğinde yanında bir tane de bizim ’’ölüm fanusu’’ adını verdiğimiz kaplardan alır. Genelde yuvarlak ve üzerinde küçük bir adacığı ve palmiyesi olan gayet kötü şartlarda bakım sunan bu kap gerçekten de çok sağlıksızdır.Kaplumbağalarımız bu kaplarda çok kolay bir şekilde hastalanıp ölmektedirler.Eğer gerçek anlamda en üst koşulları sağlamak istiyorsanız lütfen kaplumbağalarımıza onların rahat edebileceği akvaryumlar alalım.Eğer ilerisini de düşünüp bir daha masraf yapmak istemiyorsanız alabileceğiniz kadar büyük bir akvaryum alınız.
100X50X50 ölçülerindeki akvaryumlar ideal boydadır. Ama ‘’Yok; ben şu an o kadar büyük akvaryum alamam’’ derseniz yine de mutlaka maddi durumunuza uygun şimdilik kaplumbağanızı idare edebilecek büyüklükte akvaryum alınız. Eğer kaplumbağalarımızın o plastik kaplarda işkence çekerek ölmesini istemiyorsanız bu uyarıma dikkat ediniz.
’’Akvaryumun dibine ne koymalıyım?’Kaplumbağalar akvaryumun dibinde gezinmeyi ve eşelenmeyi çok severler.Genelde akvaryumun dibine onların yutamayacağı büyüklükte çakıl taşları koymak uygundur.Hem temizlenmesi kolaydır hem de kaplumbağalar için daha sağlıklıdır.
Kaplumbağalar vakitlerinin bir kısmını suyun dışında geçirip kurumak isterler. Bunun için üzerlerine çıkıp kuruyabileceği,suyun dışında kalacak şekilde kayalar yerleştirmek uygun olacaktır.Kaplumbağaların suyun dışına çıkıp kuruyabilmeleri ve hastalanmamaları için akvaryumun suyun dışında kalan kısmı,sudan birkaç derece daha sıcak olmalıdır.Aşağıda su kaplumbağalarımız için ideal su ve kuru hava sıcaklıkları verilmiştir:
yavrular için 29-30 derece su - 32 derece ortam ısısı
normal 28 derece su - 30 derece ortam ısısı olması uygundur.
Suyun sıcaklığı
Peki suyun ısısını nasıl 29-30 derecede sabitleyebiliriz? Bunun için akvaryumcularda satılan balıklar için kullanılan termostatlı su ısıtıcılarından satın almamız gerekecektir.Bu donanım kaplumbağalar için hayati önem taşır.Kaplumbağalar tropik iklim canlılarıdır ve her zaman sıcak ve nemli ortamlarda bakılmaları gerekmektedir.Eğer bu ortamı sağlayamazsak çok kısa sürede üşütüp hastalanırlar.Onları tekrar iyileştirmek gerçekten çok zordur.En iyisi baştan tüm önlemlerimizi alalım ki sonunda hayal kırıklığına uğramayalım
Peki dış ortam ısısını nasıl sağlayabiliriz? Yanıtı çok basit.Evlerimizde kullandığımız spot ampullerden kullanabiliriz.Akvaryumun tepesine monte edip kaplumbağanın çıkıp dinleneceği kayanın üzerine asabiliriz.Yalnız spot ampul kaplumbağanın kayasına çok yakın olmamalı.Kaplumbağalara istemeden de olsa zarar verebiliriz.Spot ile kayanın arasında 20-
GÜNEŞ IŞIĞININ KAPLUMBAĞALARIMIZA FAYDALARI NELERDİR?
Güneş ışığı kaplumbağalarımız için çok çok önemli unsurlardan bir tanesidir .Kabuklarının sertleşmesi,iskelet ve kas yapılarının güçlenmesi güneş ışığı almaları ile doğrudan orantılıdır.Çok küçük olarak ithal edilip satıldıkları için genellikle kabukları daha sertleşmemiş oluyor.Bu yüzden çoğu daha gideceği yeri göremeden yollarda telef olmaktadır.
Güneş ışığının içindeki faydalı UVB ışınları kaplumbağanın derisine temas ettiğinde reaksiyona girerek hayvanın bünyesinde D3 vitamini oluşmasını sağlıyor .Bu D3 vitamini de besin yoluyla alınan kalsiyumun bağırsak yolu ile emilmesini böylece kabuk ve iskelet yapısının desteklenmesini sağlamaktadır.Böylece kaplumbağamızın kabuğu sertleşecek,kemik yapısı güçlenecek,aynı zamanda da sağlıklı bir kaplumbağaya sahip olmuş olacağız.
Yalnız bir noktaya dikkat çekmek isterim. Çok sık sorulan sorulardan bir tanesi de ‘’Akvaryum pencerenin önünde,kaplumbağanın akvaryumuna pencere camından güneş ışığı geliyor.Bu yeterli midir?’’Kesinlikle yeterli değildir,çok az faydası vardır.Güneş ışığı tekli pencere camından süzülüp gelirken faydalı UVB ışınları camda süzülür ve kaplumbağaya etki etmez.Bu nedenle kaplumbağalarınızı güneşin çok fazla etkili olmadığı sabah 9,30-10,00 gibi öğleden sonra 17,00 saatlerinde, ışık üzerine doğrudan gelecek biçimde güneşe çıkartmanız faydalı olacaktır.
’’Kaplumbağalarımızı nasıl güneşlendirmeliyiz?’’ Bunun için orta boyda bir çamaşır leğeni yeterli.Leğenin içine kaplumbağanın tamamı suyun içinde kalabilecek şekilde su dolduruyoruz.Leğenin ortasına kaplumbağamızın çıkıp güneşlenebilmesi için kayalar koymalıyız.Yalnız dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de ; kaplumbağamızı güneşlendirirken leğenin bir kısmı gölgede kalmalıdır.Kaplumbağamız güneşten çok bunalırsa kaçıp saklanabileceği gölgelik alanlara ihtiyaç duymaktadır.
‘’Kaplumbağamı güneşlendirebilecek imkanım yok. Ne yapmalıyım?’’ Eğer onu güneşlendirme imkanınız yoksa geriye tek bir seçenek kalıyor.Ama yapılması gereken zorunlu bir seçenek:Kaplumbağamız için florasan tipte UVB lamba almak.Bu UVB lambalar tıpkı güneş ışığı vazifesi görüyor.Akvaryumun üst kapağına monte edip günde 1-2 saat yakmamız yeterlidir.
Güneş ışığının eksikliği raşitizm denilen bir hastalığa yol açar ve kabuk yumuşar. Bu hastalık ölümle sonuçlanır. Tek çaresi vitamin,dengeli yeterli beslenme ve güneş ışığıdır. Kabuk sertleştirici kullanmayınız. Hiçbir faydası yoktur.Sadece ticari amaçlı üretilip satılmaktadır.
KAPLUMBAĞAMIZI ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Kaplumbağa beslemeye karar verdik. Akvaryumumuzu hazırladık.İçine gerekli ekipmanları yerleştirdik.Her şey hazır.Şimdi sıra geldi sevimli dostumuzu gidip almaya.Kaplumbağa beslemeye başlarken en önemli noktalardan birisi de doğru ve sağlıklı kaplumbağayı seçebilmektir.Bu bölümde siz sevgili kaplumbağa dostlarına doğru kaplumbağa seçimindeki ayrıntıları anlatacağım.
Evet. Her şeyimiz hazır.İşte o en güzel an geldi.Kaplumbağamızı almaya gidiyoruz.Petshop’a gittik.Genellikle petshop’taki kaplumbağalar çok kötü şartlar altında satılmayı bekliyorlar.Ufacık bir kapta 30-40 belki de daha fazlası üst üste perişan bir halde yeni sahiplerini bekliyor.Satın almaya gittiğiniz yerde biraz zaman geçirin.Kaplumbağaların hareketlerini gözlemleyin.Sağlıklı olanlar genelde hareketli olanlardır.Bir köşede oturup kabuğuna çekilmiş, kafasını çıkartmayan, hiç hareket etmeyen kaplumbağalardan uzak durun.Muhtemelen onlar zayıf ve hasta olanlardır.
Kaplumbağa seçerken dikkat etmeniz gereken noktalar;
-Gözleri parlak ve temiz mi?
Kaplumbağayı elinize alın ve gözlerine bakın.Gözleri parlak ve canlı olmalıdır.Çapaklanma,beyazımsı bir tabaka olmamalıdır.Gözlerini çok rahat açıp kapayabilmelidir.
-Deri canlı ve lekesiz mi?
Vücuduna,ayaklarına,başına kısacası tüm derisine dikkatlice bakın.Yara izi,beyazımsı tabaka,herhangi bir leke olmamalıdır.Desenleri düzgün olmalıdır.
-Kabuk sert ve çizgileri düzgün mü?
Elinize alın ve kabuğunu inceleyin.Kabuk tamamen kusursuz olmalıdır.Sağlıklı bir kaplumbağanın en büyük özelliği budur.Kabukta kesinlikle bir yara izi,beyazımsı pamuksu tabaka,ya da herhangi bir sorun bulunmamalıdır. Çizgileri ve desenleri düzgün ve net olmalıdır. En önemlisi de kesinlikle yumuşak kabuklu bir kaplumbağa almayın .Hafifçe hayvana zarar vermeden kabuğunu elle kontrol edin.Çok belli bir yumuşaklık olmamalıdır.Fakat kuyruk tarafında hepsinde biraz yumuşaklık bulunabilir.Bunu o kadar da dert etmeyin.Sağlam bir beslenme ve güneş ışığı yardımıyla kısa sürede kaplumbağanız kendini toplar.
Ayrıca bir su kaplumbağasını sahiplenmek için en uygun zaman ilkbahar ve yaz aylarıdır. Yeni aldığımız kaplumbağa daha bebek olduğundan dolayı kabuk gelişimi tamamlanmamış bir durumda olacaktır. Yaz döneminde kaplumbağamızı güneşin faydalı ışınlarından yararlandırarak kabuk gelişimine katkı sağlamış oluruz.
Sürekli olarak hergün akvaryum dibinden pislikleri dip çekimi yöntemiyle temizlemelisiniz.Bu sayede günlük su değişimide yapmış olursunuz.Her hafta da akvaryum suyunun %25-50 arasında değiştirin.Çok sık toptan su değişimi yapmayın.Su değişimlerinde suyun klorun uçması için 24 saat bekletilmiş olmasına ve ısı farkı olamamasına dikkat edin.
Çünkü bu akvaryumlarda su kaplumbağaları için tamamen “kuru bir alanada” ihtiyaç vardır.
Su kaplumbağalarına güvenilir marka kaliteli kutu yemler kullanarak işe başlamalıyız…
Bunların dışında su kaplumbağalarının herşeyi yedikleri ve herhangi birşey ile beslenebileceği gibi fikirleri kafanızdan çıkarın. ( sosis, kedi mamaları vs.. gibi) Onların diyetleri hergün gelişen ve yeni şeyler bulunan bir bilimdir. Her türün özel beslenme ihtiyaçları vardır. Bunlar birazda zamanla oturacak şeylerdir.
Kuru alan veIsıtıcı Spot Lamba – Doğal GüneşIşınları & Güneşlendirme
Kaplumbağaların yukarıdada değindiğimiz gibi kuru alanlara ve güneşlenmeyede ihtiyaçları vardır. Ancak bu evlerdeki masa lambaları yahut basit bir akvaryum flörasanı olmamalıdır. Onlar özel aydınlatmaya ihtiyaç duyarlar.Su kaplumbağaları endotermiktir yani “soğuk kanlı” bu nedenle onlar kendi vücut sıcaklığını insanlardaki yahut birçok hayvandaki gibi sabit tutamazlar. Bu nedenle ısı düştüğünde su dışına çıkıp güneşten faydalanırlar ve gerektiğindede dengelemek için tekrar suya girmeye ihtiyaç duyarlar. Bir kaplumbağa sahibi ilk baştan bunları garanti etmelidir! Bunlar yinede hayatını tamamiyle garanti edemez. Nihayetinde yapay bir ortamdır. Ancak doğal ortamlarını ne kadar çok taklit ederseniz ve bunda ne kadar çok başarılı olursanız, onlar kendilerini o kadar güvende ve sağlıklı hissederler ve size doğal hareketlerini sergilerler. Bunun için güne ışığını taklit eden UVB floresan lambalar akvaryumumuz için önemli bir gereksinimi oluşturur. Ama tabi hiçbir UVB lamba gerçek güneş ışınları etkisini sağlayamaz. Bunun için ilkbahar ve yaz aylarında; öğleden sonraları (ufak bir kapta sığ su, hafif bir yükseklik ve gölgelik alan oluşturarak) 1-2 saat civarı güneşlendirebilirsiniz.
Beslenme
Onları sağlıklı ve aktif tutmanın diğer bir unsuruda sahibi olduğunuz türe uygun bir beslenme dieti uygulamaktır. Su kaplumbağaları genellikle “opportunistik”beslenirler. Yani fırsatçıdırlar. Yaradılışları gereği önlerine çıkan bir yiyeceği eğer o an kapmazlarsa, ona birdaha ulaşamayacaklarını sanarlar. Ancak Su kaplumbağaları oldukça zeki canlılar oldukları için zamanla sizin tarafınızdan önüne koyulan ona özel yiyecek kabını tanıyacaktır. Yani sizin eğiiminize sahip olacaktır. Ancak besleme konusunda en önemli husus belli bir program dahilinde ve belli bir dozda yem vermektir. En önemli hata ise fazla beslemektir. yukarıdada belirttiğimiz üzere yaradılışlarından gelen bir dürtü ile ve doğada her an yiyecek bulamayacağı endişesi ile önüne konan herşeyi yemeye çalışacaktır. Ancak akılda tutulması gereken birşey varki onlar aslında herzaman aç değillerdir. Sadece dürtüleri ile hareket ederler! Yani belli bir rutin tutturmak zorundasınız!
Bu diet konusuna iyice eğilecek olursak şunlar söylenmelidir; özellikle yağlı ve yüksek müktarda karbonhidrattan kesinlikle uzak durmalısınız proteinli yiyecekler ile idare etmelisiniz. Ancak bununda fazlası önerilmez. Unutmayın ki “herşeyin azı karar çoğu zarardır!” Belirli bir dietti tutturduktan sonra bir anda bundan uzaklaşmakta kaplumbağanın yaşamında hayati bir hatadır. Hazır kaplumbağa yemleri verilmesi uygun olsada sadece onlara güvenmekte hatadır. Daha çok doğal yiyeceklere güvenilmelidir. Etçil olan kaplumbağalarada herzaman olmasa bile “canlı yem”ler mutlaka verilmelidir. Tabi bitkilerde ihmal edilmemelidir. Meyvelerin ekşi olanlarından ise kesinlikle uzak durulmalıdır!
Kaplumbağanıza verebileceğiniz, onun dietinde kullanabileceğiniz muhtemel besinler şunlardır; Marul, lahana, havuç, kavun, çilek, sümbül, toprak solucanı, karides, kankurdu, cam karides, hamsi, ton balığı(yağsız olmalı/konserveden çıkan değil), sülük, mumkurdu, meyve kurdu, salyangoz(Apple Sanail, minare vb..), sivrisinek larvası Bunlara bakarak ve temel ögelere dikkat ederek bu liste uzatılabilir.
Bunlar dışında kaplumbağaların “kalsiyum” ihtiyaçlarının kesinlikle karşılandığından emin olmalısınız. Bunun için kurutulmuş karides veya mürekkep balığı kemiğini verebilirsiniz. Mürekkep balığı kemiğini toz hale getirip kullanabilirsiniz. Toz kalsiyum olarak hazır bir yöntem ise, piyasada kaplumbağalar için satılan “toz kalsiyum” ların kullanılmasıdır. Her yiyecekte kullanılabilir bir haldedir. Önce her hangi bir besini ıslatıp nemlendirdikten sonra bu tozdan üzerine az miktarda serpip kurumasına izin verdikten sonra kaplumbağaya verildiğinde (su kaplumbağası ise) bu toz suda dağılmayacak ve kaplumbağanız tarafından büyük olanda alınacaktır.
Besleme düzeni
Beslenme düzenine gelince bu tecrübelerle, zamanla öğrenilsede genel geçer bir tanım yapmak istersek:
Yavru olan kaplumbağaların günde bir veya iki öğün kendi kafası büyüklüğünde ya da 1-2 dakikada tüketebileceği kadar protein oranı yüksek yem yemesine izin verilmelidir.
Erişkin kaplumbağaları ise (yada yetişkin adayı/subadult) günde bir öğün yada gün aşırı daha çok bitkisel kökenli yem yemesine izin verilmelidir.
Kur Hareketleri
Kaplumbağa türlerinde kur yapma genelde erkeğin dişiyle karşılaştığı anlarda gıdıklamak veya yüzüne sürtmek amacıyla tırnak titretmesi ile olur.(benim kız kaplumbağam erkeğe kur yapıyor)Bu kur hareketleri saatlerce,günlerce ta ki dişi erkeğin üzerine çıkmasına izin verene kadar devam eder.(Not: Ön tırnakları titretme ara sıra dişiler tarafından da yapılan bir hareket olduğu için üreme amaçlı olmayabilir. Bu cinsel olgunluğa erişmiş genç kaplumbağalar için güvenilir bir yöntem olmayabilir.) Çiftleşmeden iki ya da üç hafta sonra dişi yumurtalar için kontrol edilmelidir.(Bunu parmağınızı nazikçe kabuğun arka ayak kısmındaki kısmından sokarak yapabilirsiniz .Eğer gebeyse içindeki yumurtaları hissedeceksiniz.) Bu noktada ona yumurtlaması için uygun bir alan gerekir.
Nemli kum ya da topraktan (toprakla karışık dere çakılı bu iş için gayet ideal) arka ayakları uzunluğu kadar derin (tabiki ileriyi de hesaba katmak lazım) bir kuru alan yapmak gerekir. ( Bu tahminen
Kuluçkadaki yumurta sayısı 2 ila 23 arasında değişebilir & Tek bir dişi yılda 5 sefere kadar yumurtlayabilir.
Kuluçkaya yatırmak için bulduğum en kolay yol onları içi turba yosunu ve kaktüs toprağı bir plastik kaba yerleştirmek.( Nem oranını korumak ve su basmasını engellemek için kabın altına birkaç tane su gider deliği açın) Yumurtalar yukarıda seçilen substrata yalnızca üst kısımları gömülü olarak yerleştilmelidir.(Yumurtaların üst kısımlarını bir kalem vasıtası ile işaretleyebilirsiniz.) Bu kap daha sonra tel bir raf üzerine oturtularak küçük bir akvaryuma koyulur. Sıcaklık için akvaryum ısıtıcısı kullanmak gereklidir. Akvaryum ısısı
Eğer ön ayakarı ortaya bu anlattığım şekilde çıkarsa çok nazıikçe kabuğunu kafa kısmının olduğu yerden soyarak çıkmasına yardımcı olun. Bu onun yumurta içinde boğulmasını önler .Yeni doğacak yavrular yumurtada birkaç saatten 2 güne kadar kalabilirler.Bu süre zarfının değişme sebebi yeni doğacak olan yavrunun oluşumunu tamamlamak için yumurta sarısı kesesini yeterince emmesiyle alakalıdır.Doğacak olan bu yavru bu keseyi emebilmek için kendini tamamen substatın altına gömer.(Bu arada diğer çatlamamış yumurtaları rahatsız etmemesi için ayrı bir kaba alınarak aynı akvaryumun içine yerleştirilmelidir.)Yavru yumurta sarısını bitirdikten sonra çok çok sığ 2.5-
Tim’in yazısını bir daha gözden geçirmek gerekirse arkadaşlar kaplumbağaları yapay bir şekilde üretmek için 50-60 günlük bir süreye ihtiyaç vardır ve ortam ne kadar sıcak olursa (şartların müsade ettiği şekilde) yumurtalar o kadar çabuk çıkar.
Kırmızı yanaklarda cinsiyet kuluçka ısısına bağlıdır;
27 C altında doğacak olan yavrular erkek,
30 C de ise dişi olacaklardır.
27-30 arası ise karışık cinsiyetler gözlenebilir.
Biyolojik döngü nedir ve neden gereklidir ?
Biyolojik döngü suda yaşayan aerob ve anaerob bakteriler sayesinde oluşan döngüye verilen addır ve suda yaşayan tüm canlılar için hayatsal önem taşır.
Akvaryumdaki biyolojik döngü “Amonyak (NH3) -> Nitrit (NO2) -> Nitrat (NO3)” basamaklarından oluşur. Bu azot döngüsü olarak da bilinir. Döngüde yer alan elamanlar ise nitrifikasyon bakterileri olarak bilinirler, bunların yanında yardımcı vazifesi üstlenen çürükçül bakteriler de bulunur.
Amonyak insan veya hayvan vücudunda çeşitli tepkimeler sonucu oluşan ve son derece zehirli bir atık biçimidir.Kaplumbağaların yediği besinler protein bakımından zengindir ve parçalanmaları sonucu ortaya çıkan madde amonyaktır. Eğer akvaryumda amonyağı yok edecek bir canlı bulunmazsa amonyak canlıları zehirler ve canlılar ölür. Bu işi nitrifikasyon bakterileri üstlenir. Su içindeki amonyağı daha az zararlı olan nitrite çevirirler. Yine bu bakteriler nitriti de ondan daha az zararlı olan nitrata çevirirler. Bu döngü böyle devam eder. Tabi bu noktada akıllara gelen en büyük soru da bu nitratın nereye gittiğidir. Eğer akvaryumda bitkiniz veya suyu filtre eden midye gibi canlılarınız yoksa nitrat patlaması denen olayı yaşarsınız. Akvaryum yeşil bir görüntü alır(Birçoğumuz yaşamışızdır)
Gelelim nitratın nasıl yok edileceğine…Nitrattan düzenli su değişimleri ile kurtulmak mümkün ya da ilk başta dediğim gibi akvaryuma bitki veya midye gibi bu nitratı tüketecek canlılar eklemelisiniz optimum düzeyde. Bitkiler nitratı bir nevi gübre olarak kullanırlar keza midyelerde besin olarak kullanarak akvaryumdaki fazla nitratın yok edilmesine katkıda bulunurlar.
Akvaryum döngüsü denen olay budur ve sucul canlıların aktivitileri için hayatsal önem taşır.
Dış filtrelerin biyolojik döngüye katksı nedir?
Dış filtreler de bu yüzden önemlidir. Nitrifikasyon bakterileri oksijen kullanarak azotlu bileşikleri parçalarlar. Dış filtre içindeki su akışı bu bakterilere gerekli oksijeni sağlayarak onların canlı kalmasına ve işlerini yerine getirmesine imkan tanır. Bakteriler tutunmak için yüzeye ihtiyaç duyarlar. Bu yüzeyi de dış filtreye koyduğumuz substratlar sayesinde elde ederiz. En çok ürediği yerler takdir edersiniz ki en çok yüzey alanına sahip maddelerdir. Filtre süngeri,seramikler ve gözenekli taşlar bu işi yerine getirmeleri için en uygun ekipmanlardır. Bu yüzeye yerleşen bakteriler zamanla buralarda çoğalırlar ve akvaryum içi döngüyü sağlarlar.Yeni kurulan akvaryumlarda bu döngü 15-30 gün arasında oturmaya başlar. Tamamen oturması uzun zaman alabilir(5-6 ay gibi). İlk akvaryum kurulumlarında bu döngünün başlaması için akvaryum içerisine azotlu bileşik eklemeniz döngüyü hızlandırır. Azotlu bileşik diye bahsettiğim ise yemden başka bir şey değildir. Bir kaç parça yem atılan akvaryumda çürükçül bakteriler devreye girerek bakteriler için gerekli besin olan amonyak üretimine başlarlar ve nitrifikasyon bakterileri hızla sayılarını artırarak kendileri için uygun yüzeylere yerleşmeye başlarlar.(dış filtre,kum,cam … yüzey alanı olan her şey)fakat en çok aktif oldukları yer su akışının olduğu dış filtredir bahsettiğim gibi. İlk akvaryum kurulumlarında önemli olan aşama bu döngü oturmaya başlamadan fazla canlı eklenmemesidir. Bu döngü basamaklarında bozulmaya ve akvaryumda amonyak patlaması olmasına sebep olur ki bu da ölümcüldür. Kaplumbağaları birer birer eklemek en doğrusudur yeni kurulan akvaryumlara. Yanlış bilinen bir vuku ise hiç canlı eklenmemesi gibi bir düşüncedir. Eğer ortama canlı eklemezseniz amonyak üretimi eklenen yemlerin parçalanması ve sudaki mikrobesinlerin çürükçüller tarafından sindirilmesi ile durur ve bakteriler aç kalarak ölürler. Eklenen canlı/lar amonyak üretimine devam ettiği için bakteriler işlerini yerine getirmekte güçlük çekmezler.
- Opsiyonel olarak kullanılabilecek filtrasyon malzemeleri ise zeolit ve aktif karbon gibi kimyasal tutuculardır.
Hollandalı tarihçi Johan Huizinga “Homo Ludens” adlı kitabında oyun oynamayı “tamamen biyolojik ve fiziksel aktivitelerin yerine geçen bir aktivite” olarak tanımlamıştır. Ev ortamında bakılan hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar; onları oyuna teşvik etmenin kendilerini daha iyi hissetmelerini ve bulundukları ortamda daha rahat olmalarını sağladığını saptamıştır. Genelde sürüngenler bu oyun döngüsünün dışında bırakılmışlardır. Çünkü, sürüngenlerin psikolojik durumları hakkındaki araştırmalar azdır. Bu da onların genel olarak oyun oynama yeteneklerinin olmadıklarına kanaat getirilmesine sebep olmuştur.
Zoo[ Biology dergisinin yakın zamanlardaki bir sayısında, UTK Psikoloji Bölümü Profesörü Dr. Gordon Burghardt, Washington Hayvanat Bahçesi’nde “su kaplumbağalarında oyun” bazındaki gözlemlerine dayalı bir rapor oluşturmuştur. Hem kaplumbağalarda oyun hem de bu işin boyutu ve doğası hakkındaki düşünceler oyunun aslında gereksiz bir aktivite olup olmadığı konusunda bazı soruları akla soktu.
Pigface (domuzsurat), Washington Hayvanat Bahçesi’ne 1940 yılında gelmiş bir Afrika su kaplumbağasıydı. 1980 lerde, bu kaplumbağa kendi kendini tırmalamaya başlayınca, görevliler Pigface’e top, çubuk, hortum gibi objeler vererek kendini yaralamasını engellemeye çalıştılar. Gözlemlere göre kaplumbağa zamanının büyük bir kısmını bu objelerle geçiriyordu. Bu da bir oyun oynama davranışı gibi gözüküyordu. Birkaç yıl sonra, kaplumbağanın kendini yaralamaya yönelik hareketlerini azalttığı görüldü.
1991 yılında Dr.Burghardt kaplumbağanın bu oyun hareketlerini ve mutluluğunu araştırmasının devamı niteliğinde kameraya kaydetti. Bu araştırmadaki amaç insanlar tarafından yetiştirilen hayvanlardaki oyun oynama içgüdüsünü kanıtlamaktı. Kaydedilen görüntüler kaplumağanın zamanının %67.7 sini aktif olarak geçirdiğini gösterdi. Bu zamanın %20.7 sini ortamına koyulan objelerle oynayarak geçirdiği saptandı. Kaplumbağanın aktif olarak geçirdiği zaman bu ilk izlenimde alışılagelmişin dışındaydı. Bu %67.7 lik oran bir kaplumbağa için fazlaydı. Genelde memeliler oyunla(aktif oldukları zamanın %1-10u arası) fazlaca vakit geçiren hayvanlar olarak bilinirken kaplumbağanın bu limitleri aştığı görüldü.
Birçok kaplumbağanın oyun bazındaki davranışları (ısırma,itiş kakış) onların doğadaki avlanmaları gibi hareketlerdir. Dr.Burghardt “oyun, gereksiz bir aktivite olarak tanımlanamaz; aksine hayatın süregelişinin bir parçası, teşvik edici bir aktivitedir.” demiştir. Tıpkı Pigface örneğinde olduğu gibi, hayvanın doğal koşullardan yoksun bırakılıp, aktif zaman geçirmeye teşvik edecek habitatında beraber yaşadığı türlerin ve zaman geçirebileceği objenin olmaması onu kendine zarar vermeye itmiştir.
Dr.Burghardt, genel inancın tam tersine, sürüngenlerin doğuştan gelen ihtiyaçları doğrultusunda aktif zaman geçirmeye teşkvik etmeyi doğru bulmaktadır. Sürüngenlerle ilgilenenlere önerisi onlara vakit geçirebilecekleri oyuncak bir şeyler sağlamanın yanısıra, onların doğalarıyla ilgili deneyler yapmaları ve bu sayede tecrübe edinmeleridir.
Su Kaplumbağalarında Hibernasyon (Kış Uykusu)
- Öncelikle bilinmesi gereken en önemli nokta ; Eğer kaplumbağanızı çiftleştirmeyecekseniz, kış uykusuna yatırmanıza gerek yok.Birçok insan bu hatayı yapıyor benim ve bazı insanların düşüncelerine göre.(aksi görüşler de mevcut) Kaplumbağayı kış uykusuna yatırmaktansa dinlendirme moduna(aşağıda bahsettim) geçirmek sağlık açısından daha iyidir.
Erkek kaplumbağalar kış uykusundan ya da hasta bir kaplumbağayı da kış uykusuna yatırmayın.kalktıktan sonra kendilerini toparlar ve dişi arayışına girerler. Kış uykusuna yatan türler bu içgüdüyü edinmiş durumdadırlar. Akvaryum içinde da buna benzer bir ortam oluşturmak, üremeyi tetikleyecektir.
(Bir küçük ipucu: Eğer kış uykusuna yatırmaktan korkuyorsanız veya istemiyorsanız, suyu 15-18 dereceye çekerek(türe göre) 1-2 ay kaplumbağanın metabolizmasını yavaşlatabilir(dinlenme modu) ve bu sayede çiftleşmesi için onu uyarabilirsiniz)
-Kapalı ortamlarda (ev içi sıcaklığa sahip), kaplumbağaları kış uykusuna yatırmayın ve asla ve asla zayıf olanlar kesinlikle.
-Kış uykusuna yatırmak kaplumbağaların donması demek değildir. Kaplumbağaların donarak yaşaması mümkün değildir. (Painted türü kaplumbağalar hariç. Kanlarında antifriz vardır ve bu sayede tilk kışlarını yuvada don vakaları ile beraber geçirirler.)
Kış uykusuna yatırmadan önce yapılacaklar:
- Öncelikle hayvanınızı 1 ay kadar beslemeyi kesmelisiniz. Kış uykusuna yatan hayvanın içi tamamen boş olmalı. İçinde besin kalırsa kış uykusu sürecinde çürür ve hayvan hasta olur.Bu arada su sıcaklığını da kademe kademe düşürerek hayvanı kış uykusu moduna sokmalısınız. Bu derece 12 ye kadar düşebilir.
- Hayvanınızı kış uykusundan önce tartıp değerleri not edin. Kaldırdığınız zaman tekrar tartıp ona göre bir beslenme programı hazırlayınız.
- Hayvanınızın hasta olmadığı konusunda emin olduktan sonra kış uykusuna yatırmaya hazırsınız demektir.
Kış uykusuna yatırma yöntemleri
1- Dışarıda(Havuz)Hibernasyon.
2- Buzdolabında Hibernasyon.
Eğer bir kaplumbağa kilosunun %10 undan fazlasını kaybederse o kaplumbağayı uyandırmak gerekiyor.
Kaplumbağayı uykudan tamamen kaldırdığınız gün onu iyice yıkayıp ,kalacağı ortamdaki su sıcaklığını da 17-18e ayarlayıp, kademeli olarak artırmalıyız. Bir hafta sonunda 23-24 dereceyi bulan su kaplumbağaların kendine gelmesini sağlayacaktır. Bu süre zarfında yavaş yavaş vitamin, kalsiyum takviyesi yapılmış yemler onlara sunulmalıdır. Yemeyebilirler, endişe etmeyin. Sadece ılık su banyosu yaptırın kaplumbağalarınıza, bu onların sindirim sistemlerini tekrar aktif etmeye yardımcı olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2013 20:41
Kırmızı yanaklı su kaplumbağası besliyorum 1 yıldır benimle. Hiç bir sorunu yoktu bi ara gözleri şişti ilaç aldım şişlik indi. Fakat şimdi bu dönemlerde kış uykusuna girdiğini söyledi veterinerimiz bayadır durgundu. Ama yemek atınca yiyordu hareket vardı. Şimdi sabah kalktım ve kıpırdamıyordu. Elleri ve kollarına dokununca kıpırdıyor ama kafada kıpırdama yok ve gözleri açık ölmüş olmasından korkuyorum. İki veterinere götürdüm ve biri normal olucağını söyledi , diğeri ise ölmek üzere olduğunu şuan izmir de değilim ve düzgün bu işten anlayan bir veteriner bulunduğum yer de mevcut değil. Sizce ne olmuş olabilir? Soğuk algınlığı için ilaç attım diğer iki ilacınıda attım ama hareket yok sadece dokununca bacaklarını ayaklarını oynatıyor. Kış uykusunda böyle olabliyormu ? Lütfen yardımcı olun bana
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2013 20:43
kaplumbağanızın resmini koyarsanız rahat yardımcı olabilirim.gözlerde şişlik yem yememe gibi sorunları var mı?ayrıca nerde besliyorsunuz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir