Kaplumbağa Hikayesi
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde kırmızı yanaklı bir su kaplumbağası varmış. Makus talihi onu daha 2 cm iken Singapur’daki üretim çiftliğinden Türkiye’ye getirmiş. Sonra Kızılay’daki bir petshopa satılmış. 150 kaplumbağayla bir akvaryumu paylaşmak zorunda kalmış. Onlarla itişip kakışırken bir çift, sürekli evcil hayvan isteyen çocuklarını sevindirmek için petshopa girmiş. Hem ucuz hem şirin hem de kırmızı yanaklı olan su kaplumbağamız hoşlarına gitmiş. Plastik kabıyla birlikte sadece 7.5 YTL imiş. Hemen eve getirmişler. Fakat kırmızı yanaklı su kaplumbağamız bir avuç yere konulunca çok korkmuş; saklanacak bir yeri bile yokmuş. Yemlerini yemeyi reddetmiş, Tek istediği o küçücük kaptan kaçmak, plastik palmiye ağacından uzaklaşmakmış. Nitekim bir gece istediğine ulaşmış ve salonda dolaşmaya başlamış. Yiyecek ararken ışıklar yanmış ve biri salona girmiş. Kırmızı yanaklı su kaplumbağası da koşa koşa bir dolabın altına saklanmış.
İki hafta üzüntüyle kaplumbağalarını arayan aile ümitlerini kaybetmişken dolabın altında hareketsiz duran su kaplumbağasını bulmuş. Hala yaşıyormuş. Artık ona daha fazla değer veriyor; büyük bir kapta elleriyle besliyorlarmış. Fakat bu defa da kaplumbağanın suyu kokuyormuş. Bunun önlemek için de bir filtre almışlar. Kaplumbağanın üşüdüğündense haberleri yokmuş. Soğukkanlı olduğu için 27 derece suda yaşaması gerektiğini, düşük sıcaklıklarda öldüğünü anladıklarında çok geçmiş. Çocukları üzülmüş. Kaplumbağaysa ne şehit olmuş ne de gazi…
Yukarıda anlatılanlar tamamıyla gerçek hikayelerin bir harmanıdır. Fiyatı 4 YTL bile olsa evinize aldığınız hayvanların bir canı olduğunu, onlara acı çektirmenin günah olduğunu, tüm sorumluluğun size ait olduğunu kavrayamadan kaplumbağa alırsanız yukarıdaki kırmızı yanaklı su kaplumbağası masalının içinde bulursunuz kendinizi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Selam arkadaşlar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir