İşte Amerikan Rüyası
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 15:38
[QUOTE=AliMurat]Abi hepsinin bir arada olması hem gözlemlemem hem aileden gelecek olası tepkilerden kurtulmam hem temizlik işleri gibi açılardan daha iyi olur.
Haklısın, gözlem açısından daha iyi olur. Aman abi dikkatli olda, kaş yapalım derken göz çıkartmayalım. Karşılıklı duvarlara yaslandırsan tankları nasıl olur. Karşılıklı dursalar yani?
Öte yandan o bölgenin tam altında bir taşıyıcı kolon var ama 2 ton kelimesi psikolojimi bozuyor. Dağıtsam mı diğer odalara bilmiyorum.
[/QUOTE]Haklısın, gözlem açısından daha iyi olur. Aman abi dikkatli olda, kaş yapalım derken göz çıkartmayalım. Karşılıklı duvarlara yaslandırsan tankları nasıl olur. Karşılıklı dursalar yani?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 15:39
[QUOTE=elpone]Barış, teşekkür ederim :)
Alacağın bitkinin fotoğrafını paylaşırsan, türünü belirleme konusunda yardımcı olabiliriz.
Benim soldaki nilüferler dediğin gibi güzel gelişiyorlar. 2 soğan var, biri sol yan cama yakın olan diğeri büyük taşın arkasındaki. Cama yakın olan orta boyda açıyor yaprakları, form daha değişik. Kayanın arkasındaki direk yüzeye uzatıyor yeni sürgünlerini, su üstünde yaprak açıyor. Işık şiddetine bağladım ben bunu.
Meşe yaprakları ise zamanla bir kısmı çürüdü ve ufalandı dağıldı. Genelde durgun alanlarda biriktiklerinden, pek göze batmıyorlar artık. Belli bölgelerde tortu şeklinde biriktiklerinden amazonun o bataklık kıvamındaki taban görüntüsünü veriyorlar, çok memnunum bundan. Bir dahaki sonbahara bu yapraklardan daha fazla toplayacağım.
[/QUOTE]
Gelecek sonbahara o zaman meşe yapraklarımız senden desene :) Hiç gerek yoktu, teşekkürler Eda :)
Alacağın bitkinin fotoğrafını paylaşırsan, türünü belirleme konusunda yardımcı olabiliriz.
Benim soldaki nilüferler dediğin gibi güzel gelişiyorlar. 2 soğan var, biri sol yan cama yakın olan diğeri büyük taşın arkasındaki. Cama yakın olan orta boyda açıyor yaprakları, form daha değişik. Kayanın arkasındaki direk yüzeye uzatıyor yeni sürgünlerini, su üstünde yaprak açıyor. Işık şiddetine bağladım ben bunu.
Meşe yaprakları ise zamanla bir kısmı çürüdü ve ufalandı dağıldı. Genelde durgun alanlarda biriktiklerinden, pek göze batmıyorlar artık. Belli bölgelerde tortu şeklinde biriktiklerinden amazonun o bataklık kıvamındaki taban görüntüsünü veriyorlar, çok memnunum bundan. Bir dahaki sonbahara bu yapraklardan daha fazla toplayacağım.
[/QUOTE]
Gelecek sonbahara o zaman meşe yapraklarımız senden desene :) Hiç gerek yoktu, teşekkürler Eda :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 15:48
[QUOTE=enginkoc34]Ne yazıkki ithalatla gelen balıklar hiç sağlıklı değil.Cücelerde bu problem çok fazla.Ya yola dayanamıyorlar yada balığa hormon basıp bize getiriyorlar.Eğer bizdekiler kadar sağlıksız olsalar getirilen ülkedede ölmeleri lazım.
Engin kardeşim, bende Ramirezileri alırken inanılmaz korkmuştum. Hatta balıkları aldım,poşetle annemlere gittim. Meğer o akşam yemeğe davetliymişiz. Balıklar poşetle babamın malawi akvaryumunda, ısı kaybı olmasın diye 4 saat durdular. Renkleri attı, dışkılamaya başladılar. Annemler kalabalıktı, tutup balıklarla uğraşamadım. Dedim ki kesin ölecekler. Ve üstüne üstlük evde onlar için ayırdığım akvaryum hazır bile değildi. Ana tanktan su alıp, çeşme suyu ile aşılama yaptım. Hava motoru ısıtıcı vs taktım. Bu arada balıklarıda suya yavaş yavaş alıştırdım. Ama inanki hep içimde ha şimdi ölecekler, ha şimdi ölecekler korkusu vardı. Ama şükür ki 1 ayı geçmesine rağmen sağlıkları yerinde.
Tabi benim en büyük avantajım balıkların uzun süredir akvaryumcuda olması ve su değerlerimizin birbirine yakın olmasıydı belkide.
İthal gelen cüceler sanki içlerine hava basılmış balon gibi oluyorlar. Balık geldiğinde capcanlı renklerdeyken, birkaç gün içinde solup renk atıyor hatta bazen ölüyor. Ama şu var aslında olması gerekn renk bizim o belkide beğenmediğimiz renk oluyor. Çünkü neredeyse hiç bir Amerikan Cichlid'i küçükken öyle çok ahımşahım renklere sahip olmuyor. Hayran kaldığımız birçok tür, küçükken tipsiz, renksiz,çirkin birşey oluyor :)
En güzeli belirli bir süre akvaryumcuda vakit geçirmiş canlıyı almak. Tabi sizden önce biri gelip, o sahte renklere aldanıp almazsa.. :)
Saygılar.
[/QUOTE]Engin kardeşim, bende Ramirezileri alırken inanılmaz korkmuştum. Hatta balıkları aldım,poşetle annemlere gittim. Meğer o akşam yemeğe davetliymişiz. Balıklar poşetle babamın malawi akvaryumunda, ısı kaybı olmasın diye 4 saat durdular. Renkleri attı, dışkılamaya başladılar. Annemler kalabalıktı, tutup balıklarla uğraşamadım. Dedim ki kesin ölecekler. Ve üstüne üstlük evde onlar için ayırdığım akvaryum hazır bile değildi. Ana tanktan su alıp, çeşme suyu ile aşılama yaptım. Hava motoru ısıtıcı vs taktım. Bu arada balıklarıda suya yavaş yavaş alıştırdım. Ama inanki hep içimde ha şimdi ölecekler, ha şimdi ölecekler korkusu vardı. Ama şükür ki 1 ayı geçmesine rağmen sağlıkları yerinde.
Tabi benim en büyük avantajım balıkların uzun süredir akvaryumcuda olması ve su değerlerimizin birbirine yakın olmasıydı belkide.
İthal gelen cüceler sanki içlerine hava basılmış balon gibi oluyorlar. Balık geldiğinde capcanlı renklerdeyken, birkaç gün içinde solup renk atıyor hatta bazen ölüyor. Ama şu var aslında olması gerekn renk bizim o belkide beğenmediğimiz renk oluyor. Çünkü neredeyse hiç bir Amerikan Cichlid'i küçükken öyle çok ahımşahım renklere sahip olmuyor. Hayran kaldığımız birçok tür, küçükken tipsiz, renksiz,çirkin birşey oluyor :)
En güzeli belirli bir süre akvaryumcuda vakit geçirmiş canlıyı almak. Tabi sizden önce biri gelip, o sahte renklere aldanıp almazsa.. :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
ReallyÇevrim Dışı
[C]4,1,10135[/C] [B]3329,2[/B] [B]2829,3[/B]
Kayıt: 10/04/2006
İl: Ankara
Mesaj: 3890
[C]4,1,10135[/C] [B]3329,2[/B] [B]2829,3[/B]
Kayıt: 10/04/2006
İl: Ankara
Mesaj: 3890
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 15:53
[QUOTE=AliMurat]Kedi Balığı dibe sapladığım doromin stick yemleri mideye indirmeye devam ediyor ama yetinmiyor, üstte kalan cam kenarındaki yemleri dahi kapıyor.
[/QUOTE]
Evet kedibalığıyla yüzleşmemiz bayağı heyecanlıydı. Gerçi benle pek yüzleşmedi, el vs kedibalığı şeklinde oldu Dişleri olmadığını yarımyamalak biliyordum o yüzden biraz gergindim elimi sokarken. Gerçekten Ali abinin dediği gibi elim kuyruğuna gittiğinde hemen arkasını dönüyor "hopp çek elini" diyor. Çiklitlere alışmış bizler için değişik bir hayvan. Diğer büyük karma akvaryuma da bilim uğruna elimi soktum. Anında 6-7 tane kocaman balık etrafını sardı. Orada aşırı obur bir midas var, hemen el mel demeden ısırmaya başladı. Yumuşak ve etli kısımları gözlüyor ama ben her seferinde özenle uzattığım tırnaklarımı verdiğim için kendisine pek beğenmedi Diğer büyük balık trimac ise utangaç bu konuda. Asla ısırmıyor, hüpletmek istiyor ama yem değil bu tabi suyla birlikte ağzına girsin. Her ziyaret ettiğimde limi sokuyorum ve bu temas olayı gerçekten harika bir duygu. Büyük amerikanların bir başka güzel özelliği diyebiliriz.
O bıyıklardan sanırım korkunç bir koku alma hissi var. Saniyeler içinde sudaki yemin yerini tespit ediyor. Üstteki yemi kaparken stresli oluyor sanırım çok ani bir hareket yapıyor orda yemi yakalayınca etrafındaki diğer balıkları zıplatıyor.
Elektriksel özelliği sanırım bir efsane imiş. Sevigli Umut'u bu konuda denek olarak kullandım. Daha doğrusu kendi bu konuda çok gönüllü idi kıramadım. Onun elinden yem yedi, ağzına bıyıklarına her bir tarafına elledi adam ama çarpılmadı!
Kuyuğuna dokonur dokunmaz hemen geri dönüp karşı ataşa hazırlanıyor hayvan, kolluyor arkasını. Asla kaçmıyor çekinmiyor. Aslında Umutta onu kızdıracak bir hareket yapmadı. Ben yine de ağız çevresine dokunmuyorum , zaten çok itici.
Umut'un cesaretine hayran kaldım son geldiğinde elini bol bol Red Devil'ime ısırttı. Birkaç kere ciddi canı yandı ama itiraf etti :)
Evet kedibalığıyla yüzleşmemiz bayağı heyecanlıydı. Gerçi benle pek yüzleşmedi, el vs kedibalığı şeklinde oldu Dişleri olmadığını yarımyamalak biliyordum o yüzden biraz gergindim elimi sokarken. Gerçekten Ali abinin dediği gibi elim kuyruğuna gittiğinde hemen arkasını dönüyor "hopp çek elini" diyor. Çiklitlere alışmış bizler için değişik bir hayvan. Diğer büyük karma akvaryuma da bilim uğruna elimi soktum. Anında 6-7 tane kocaman balık etrafını sardı. Orada aşırı obur bir midas var, hemen el mel demeden ısırmaya başladı. Yumuşak ve etli kısımları gözlüyor ama ben her seferinde özenle uzattığım tırnaklarımı verdiğim için kendisine pek beğenmedi Diğer büyük balık trimac ise utangaç bu konuda. Asla ısırmıyor, hüpletmek istiyor ama yem değil bu tabi suyla birlikte ağzına girsin. Her ziyaret ettiğimde limi sokuyorum ve bu temas olayı gerçekten harika bir duygu. Büyük amerikanların bir başka güzel özelliği diyebiliriz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 17:33
[QUOTE=Really] [QUOTE=AliMurat]Kedi Balığı dibe sapladığım doromin stick yemleri mideye indirmeye devam ediyor ama yetinmiyor, üstte kalan cam kenarındaki yemleri dahi kapıyor.
[/QUOTE]
Evet kedibalığıyla yüzleşmemiz bayağı heyecanlıydı. Gerçi benle pek yüzleşmedi, el vs kedibalığı şeklinde oldu Dişleri olmadığını yarımyamalak biliyordum o yüzden biraz gergindim elimi sokarken. Gerçekten Ali abinin dediği gibi elim kuyruğuna gittiğinde hemen arkasını dönüyor "hopp çek elini" diyor. Çiklitlere alışmış bizler için değişik bir hayvan. Diğer büyük karma akvaryuma da bilim uğruna elimi soktum. Anında 6-7 tane kocaman balık etrafını sardı. Orada aşırı obur bir midas var, hemen el mel demeden ısırmaya başladı. Yumuşak ve etli kısımları gözlüyor ama ben her seferinde özenle uzattığım tırnaklarımı verdiğim için kendisine pek beğenmedi Diğer büyük balık trimac ise utangaç bu konuda. Asla ısırmıyor, hüpletmek istiyor ama yem değil bu tabi suyla birlikte ağzına girsin. Her ziyaret ettiğimde limi sokuyorum ve bu temas olayı gerçekten harika bir duygu. Büyük amerikanların bir başka güzel özelliği diyebiliriz.
[/QUOTE]
O bıyıklardan sanırım korkunç bir koku alma hissi var. Saniyeler içinde sudaki yemin yerini tespit ediyor. Üstteki yemi kaparken stresli oluyor sanırım çok ani bir hareket yapıyor orda yemi yakalayınca etrafındaki diğer balıkları zıplatıyor.
Elektriksel özelliği sanırım bir efsane imiş. Sevigli Umut'u bu konuda denek olarak kullandım. Daha doğrusu kendi bu konuda çok gönüllü idi kıramadım. Onun elinden yem yedi, ağzına bıyıklarına her bir tarafına elledi adam ama çarpılmadı!
Kuyuğuna dokonur dokunmaz hemen geri dönüp karşı ataşa hazırlanıyor hayvan, kolluyor arkasını. Asla kaçmıyor çekinmiyor. Aslında Umutta onu kızdıracak bir hareket yapmadı. Ben yine de ağız çevresine dokunmuyorum , zaten çok itici.
Umut'un cesaretine hayran kaldım son geldiğinde elini bol bol Red Devil'ime ısırttı. Birkaç kere ciddi canı yandı ama itiraf etti :)
Evet kedibalığıyla yüzleşmemiz bayağı heyecanlıydı. Gerçi benle pek yüzleşmedi, el vs kedibalığı şeklinde oldu Dişleri olmadığını yarımyamalak biliyordum o yüzden biraz gergindim elimi sokarken. Gerçekten Ali abinin dediği gibi elim kuyruğuna gittiğinde hemen arkasını dönüyor "hopp çek elini" diyor. Çiklitlere alışmış bizler için değişik bir hayvan. Diğer büyük karma akvaryuma da bilim uğruna elimi soktum. Anında 6-7 tane kocaman balık etrafını sardı. Orada aşırı obur bir midas var, hemen el mel demeden ısırmaya başladı. Yumuşak ve etli kısımları gözlüyor ama ben her seferinde özenle uzattığım tırnaklarımı verdiğim için kendisine pek beğenmedi Diğer büyük balık trimac ise utangaç bu konuda. Asla ısırmıyor, hüpletmek istiyor ama yem değil bu tabi suyla birlikte ağzına girsin. Her ziyaret ettiğimde limi sokuyorum ve bu temas olayı gerçekten harika bir duygu. Büyük amerikanların bir başka güzel özelliği diyebiliriz.
[/QUOTE]
Valla yaptığınız deneylere hasta oldum.Gelecek ay ankaraya geleceğim,ihale var. Sizlerde o vakitte orada olursanız bende geleyim, olayı direkt kameraya çekelim ne dersiniz?
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 17:34
[QUOTE=baris.aydin] [QUOTE=enginkoc34]Ne yazıkki ithalatla gelen balıklar hiç sağlıklı değil.Cücelerde bu problem çok fazla.Ya yola dayanamıyorlar yada balığa hormon basıp bize getiriyorlar.Eğer bizdekiler kadar sağlıksız olsalar getirilen ülkedede ölmeleri lazım.
Engin kardeşim, bende Ramirezileri alırken inanılmaz korkmuştum. Hatta balıkları aldım,poşetle annemlere gittim. Meğer o akşam yemeğe davetliymişiz. Balıklar poşetle babamın malawi akvaryumunda, ısı kaybı olmasın diye 4 saat durdular. Renkleri attı, dışkılamaya başladılar. Annemler kalabalıktı, tutup balıklarla uğraşamadım. Dedim ki kesin ölecekler. Ve üstüne üstlük evde onlar için ayırdığım akvaryum hazır bile değildi. Ana tanktan su alıp, çeşme suyu ile aşılama yaptım. Hava motoru ısıtıcı vs taktım. Bu arada balıklarıda suya yavaş yavaş alıştırdım. Ama inanki hep içimde ha şimdi ölecekler, ha şimdi ölecekler korkusu vardı. Ama şükür ki 1 ayı geçmesine rağmen sağlıkları yerinde.
Tabi benim en büyük avantajım balıkların uzun süredir akvaryumcuda olması ve su değerlerimizin birbirine yakın olmasıydı belkide.
İthal gelen cüceler sanki içlerine hava basılmış balon gibi oluyorlar. Balık geldiğinde capcanlı renklerdeyken, birkaç gün içinde solup renk atıyor hatta bazen ölüyor. Ama şu var aslında olması gerekn renk bizim o belkide beğenmediğimiz renk oluyor. Çünkü neredeyse hiç bir Amerikan Cichlid'i küçükken öyle çok ahımşahım renklere sahip olmuyor. Hayran kaldığımız birçok tür, küçükken tipsiz, renksiz,çirkin birşey oluyor :)
En güzeli belirli bir süre akvaryumcuda vakit geçirmiş canlıyı almak. Tabi sizden önce biri gelip, o sahte renklere aldanıp almazsa.. :)
[/QUOTE] Aslında sorun yine sağlıklı balık almaya ve adaptasyona geliyor.
Saygılar.
[/QUOTE]Engin kardeşim, bende Ramirezileri alırken inanılmaz korkmuştum. Hatta balıkları aldım,poşetle annemlere gittim. Meğer o akşam yemeğe davetliymişiz. Balıklar poşetle babamın malawi akvaryumunda, ısı kaybı olmasın diye 4 saat durdular. Renkleri attı, dışkılamaya başladılar. Annemler kalabalıktı, tutup balıklarla uğraşamadım. Dedim ki kesin ölecekler. Ve üstüne üstlük evde onlar için ayırdığım akvaryum hazır bile değildi. Ana tanktan su alıp, çeşme suyu ile aşılama yaptım. Hava motoru ısıtıcı vs taktım. Bu arada balıklarıda suya yavaş yavaş alıştırdım. Ama inanki hep içimde ha şimdi ölecekler, ha şimdi ölecekler korkusu vardı. Ama şükür ki 1 ayı geçmesine rağmen sağlıkları yerinde.
Tabi benim en büyük avantajım balıkların uzun süredir akvaryumcuda olması ve su değerlerimizin birbirine yakın olmasıydı belkide.
İthal gelen cüceler sanki içlerine hava basılmış balon gibi oluyorlar. Balık geldiğinde capcanlı renklerdeyken, birkaç gün içinde solup renk atıyor hatta bazen ölüyor. Ama şu var aslında olması gerekn renk bizim o belkide beğenmediğimiz renk oluyor. Çünkü neredeyse hiç bir Amerikan Cichlid'i küçükken öyle çok ahımşahım renklere sahip olmuyor. Hayran kaldığımız birçok tür, küçükken tipsiz, renksiz,çirkin birşey oluyor :)
En güzeli belirli bir süre akvaryumcuda vakit geçirmiş canlıyı almak. Tabi sizden önce biri gelip, o sahte renklere aldanıp almazsa.. :)
[/QUOTE] Aslında sorun yine sağlıklı balık almaya ve adaptasyona geliyor.
Biz daha torun sahibi olamadık,inşallah sen olursun kardeş.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 20:21
Barış Hocam, Veterinerler için durum biraz farklı. Biz Bursada giriyoruz sınava ve sınav sonrası geri dönemiyoruz, orda asker olarak kalıyoruz sınav sonucuna göre (15 gün kadar) kısa dönemleri yollayıp uzun dönemleri Bursa'da tutuyorlar.
Ali Murat Bey, öm attım
SAYGILARIMLA...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 21:01
[QUOTE=alimuzaffer]Barış Hocam, Veterinerler için durum biraz farklı. Biz Bursada giriyoruz sınava ve sınav sonrası geri dönemiyoruz, orda asker olarak kalıyoruz sınav sonucuna göre (15 gün kadar) kısa dönemleri yollayıp uzun dönemleri Bursa'da tutuyorlar.
Ali Murat Bey, öm attım
SAYGILARIMLA...
[/QUOTE]
Hayırlı teskereler kardeşim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 22:30
Arkadaşlar dün aldığım bu balıkların türü sizce nedir? Lyonsi mi Rainbow'mu ?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2009 22:53
Umutcum buda Green Severumlardan biri. Dikkatim diğerlerinde olduğu için bunu pek özenerek çekemdim :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2009 01:11
Barış tabii ki.. Meşe yaprakları bulunur bulmaz dağıtımı yapılacak buradan :)
Bu arada cüce amerikanların bir kaç güzel pozunu yakalamaya çabaladım.
Ramireziler
Ramirezilerin birbirlerine üstünlük gösterileri
Son olarak, daha önce fotoğraflarını paylaştığım bolivian ramlere dişi yorumunu yapmıştık fakat görüldüğü gibi birinin kuyruk ve yüzgeç uçları uzamaya başladı.. Sanırım erkek kendisi
Bu arada cüce amerikanların bir kaç güzel pozunu yakalamaya çabaladım.
Ramireziler
Ramirezilerin birbirlerine üstünlük gösterileri
Son olarak, daha önce fotoğraflarını paylaştığım bolivian ramlere dişi yorumunu yapmıştık fakat görüldüğü gibi birinin kuyruk ve yüzgeç uçları uzamaya başladı.. Sanırım erkek kendisi
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2009 06:55
Barış bey balıklanız Rainbow. Güzel ve sağlıklı balıklar almışsınız. Alt ve üst yüzgeçler sağlam ve renkli. Gözlerde renklenmiş. Sanki benim yavrularımı bulmuşsunuz gibi geldi bana Şaka bir yana rainbowlarınıza kavuşmusunuz Uzun zaman önce benden istemistiniz. Boyları 4-5 cm gibi geldi bana. Daha büyümeleri gerek ama yinede 15 günde 1 yavru almaya hazır olun. Sağlıklı yavrular almanız dileği ile
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir