Hibernasyon (Kış Uykusu)
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2009 09:51
KIŞ UYKUSU ACABA BİR UYKUMUDUR YOKSA BAMBAŞKA BİR ŞEYMİDİR.?
Türkçede kullanılan uyku deyimi aslında hiçte doğru değil ve çok yanlış anlaşılmalara yol açıyor çünkü kış uykusu aslında bildiğimiz anlamda bir uyku değildir.
Gece uykusu bedeni bir ihtiyaçtır gündüz yaptığımız çeşitli aktiviteler enerjimizi tüketir bizi yorar ve bu yüzden gece biraz daha derin bir şekilde dinlenmek enerjimizi geri toparlamak zorunda kalırız yanı uykuya dalarız.
Türkçe de Kış uykusu diye adlandırdığımız özel durum ise bedeni bir ihtiyaç değildir çünkü eğer çevre ısısı düşmezse hiç bir hayvan kış uykusuna yatma ihtiyacı duymaz,Yani bedensel ve bünyesel bir ihtiyaç değildir.
Uluslararası literatürde kış uykusuna HIBERNATİON Türkçede ise HİBERNASYON deniliyor kış uykusuna yatan canlıya da HİBERNATÖR deniliyor. Ben yazının devamın da kış uykusu değil hibernasyon deyimini kullanacağım.
BAZI CANLILAR NEDEN HİBERNASYONA GİRERLER.?
Türkçede soğukkanlı canlılar diye bahsettiğimiz bazı canlılar kendi ısıları yaratmıyorlar bu yüzden yaşayabilmek için dışardan ısı almak zorunda olan Endotermik türlerdir. Bu canlılar çevre ısısına bağımlı olarak yaşadıkları için ısı düştüğü zaman bünyeleri buna paralel olarak yavaşlamaya başlar bu yüzden soğukta yaşamlarına devam edemezler. Diğer bir yandan düşük ısı şartları besin kaynaklarını da ortadan yok ettiği için kışın hayatta kalmaları tamamen imkansızlaşır, Hoş her taraf besin dolu olsa dahi onlar için bir şey farketmeyecekti çünkü bünye yavaşlaması öncelikle sindirim sistemlerinden başlıyor bu durumdaykende yemek için iştahları olmuyor.
Zorlu kış koşullarının zorlamasıyla hızlı hareket edebilen canlılar özellikle bazı kuşlar rahat besin bulabilecekleri daha sıcak bölgelere göç ederek yaşamlarını korurlar diğer bazı canlılar ise kış şartlarına uyum sağlıyacak ufak değişimler geçirirler. Peki ya hem hızlı hareket edemiyen hemde kış şartlarına asla uyum sağlayamayan endotermik canlılar ne yapacak. İşte doğa onlara bu zorlu koşullarda yaşamlarına devam edebilmeleri için müthiş bir yetenek sağlamıştır. Kışı oldukları yerde ölmeden geçirebilecekleri çok özel bir bünye yavaşlaması yeteneği kısaca HİBERNASYON.
NASIL BİRŞEYDİR BU HİBERNASYON.?
Hibernasyon kısaca bir bünye yavaşlamasıdır. Ama bu öyle bir yavaşlamadır ki bünye neredeyse ölüm derecesine kadar yavaşlar. Vücut bu durumda inanılamayacak kadar az bir enerji ile uzun süre canlı kalabilir. Vücut ısısı 0 dereceye kadar düşer nabız atışları ve kan dolaşımı duyulmayacak kadar yavaşlar nefes alışları nerdeyse tespit edilemez. Hibernasyona girmiş bir canlı bu sebeplerden kolayca ölmüş sanılabilir.Düşünün ki akciğer solunumu yapan su kaplumbağaları hibernasyona tamamen suyun metrelerce altında ve çamurun içinde yaptıkları çukurlarda girerler ver aylar boyunca su yüzeyine çıkarak oksijen almaya gerek duymazlar. Bunun nasıl bir mucize oduğunu anlıyabiliyormusunuz.
Soğuk akarsularda oksijen sıcak sulara nazaran çok daha fazla bulunur. Kaplumbağalar sadece deri yoluyla mesela ağız içi derisi sayesinde sudaki bu oksijeni kullanabiliyorlar.Oksijen ihtiyacı son derece düşük bir düzeye indiği içinde yüzeye çıkmaya gerek duymadan aylarca su altında ağız içi deri solunumu ile kendilerine yeterli gelecek miktarda oksijeni sağlayabiliyorlar.
Hibernasyona girmek kadar çıkmakta uzun bir süreç ister yani gece uykusu gibi ona dokunur dokunmaz uyanmaları beklemeyin.Çevre ısısı yükselmeye başlayınca bünye bunu algılar ve kendini normal yaşam koşullarına dönecek şekilde hızlandırmaya başlar
Burada konu dışı olsa da bahsetmek istediğim ilginç bir nokta var. Ayıların kış uykusu. Kış uykusu denilince genelde ilk akla gelen canlılar ayılar oluyor. İşin esası ayıların kış mevsiminde ortadan çekilmeleri tam manasıyla bir hibernasyon sayılmıyor. Çünkü ayıların bünyesi bu esnada klasik bir hibernasyon tanımına uyacak kadar yavaşlamıyor. Vücut ısıları asla sıfır dereceye kadar düşmüyor yada kalp atışları ve solunumları hissedilemeyecek kadar yavaşlamıyor. İşte bu yüzden ayıların kış mevsimini hibernasyon yerine oldukça derin bir uyku halinde geçirdikleri söylenebilir.
GEREKLİMİDİR ?
Hiç bir canlı bedeni yorgunluğa ve uykusu ihtiyacına karşı direnemez belli bir süreç sonunda eğer dinlenemezse istesede istemesede yorgunluktan bayılır ama buna karşın çevre koşulları bozulmazsa kış uykusuna yatmadan uzun yıllar boyunca sağlıklı bir biçimde kesintisiz olarak yaşayabilirler.Güneyde sıcak ortamlarda yaşayan ve hiç hibernasyona girmeyen kaplumbağalar vardır halbuki aynı türün kuzey bölgelerinde yaşayan akrabaları hibernasyona girerler..
Gerekli olup olmadığı konusunda 2 farklı görüş var ve henüz herhangi birisi üzerinde net bir biçimde uzlaşılmış değil
Bazıları hibernasyonun mutlaka sağlanması gerektiğini çünkü hibernasyona giren canlıların doğal geçmişlerinde milyonlarca yıl boyunca bu süreci yaşadıkları ve bu yüzden doğal sürecin aynen korunması gerektiği söylüyor
Diğer kesim ise hibernasyonun çaresizlik sonucu oluşan ve canlı bünyesinin vahşi doğada zorlu koşullar altında yaşamını devam ettirebilmek adına mecburen kullandığı bir çeşit korunma yöntemi olduğunu ve yapay ortamlarda buna gerek olmadığını söylüyorlar
Akvaryumlar doğal ortamlar değil son derece izole ufak sağlıksız ortamlar. Bizler bu kaplumbağaları doğal hayattan koparmışız evlerde idam mahkumu yapmışız bazı donanımların zoruyla düzgün tutmaya çalıştığımız akvaryumlara tıkmışız. Yani doğal yaşamlarında olsa bile akvaryumlarda hibernasyonları eksik kalsa ne fark edecek. Zaten doğallık kalmamış ki. Kolayınıza geldiği için daha doğrusu eziyetlerinden kurtulmak için kış uykusuna yatırmaya uğraşmayın. Zaten yaşamlarını örselenmişiz onları birde bu riske sokmayın.Çalıştırın ısıtıcılarını yakın ısınma lambalarını. Zaten taş çatlasa 3-4 yıl yaşayacak onuda hibernasyonda geçirmesinler bari.
PEKİ BİZİM DE EVDE BESLEDİĞİMİZ SU YADA KARA KAPLUMBAĞALARIMIZ VAR NE YAPMALIYIZ.?
Bilim dünyasının üzerinde uzlaştığı konu evlerde yapay ortamdaki hibernasyonun canlılar için büyük sakıncaları olduğu. Tavsiyeleri canlıların evlerde izole akvaryum koşullarında hibernasyona girmesine müsade edilmemesi buna zorlanmamaları gerektiği.Çünkü çok farklı bir olay.
Yukarda bahsettiğim gibi hibernasyon bir köşeye kıvrılıp keyifle yatmak değildir Özel şartları ve koşulları vardır. Yıpratıcı bir süreçtir. Kaplumbağanın doğadaki gibi özgürce kendisini buna hazırlaması gereklidir. Örneğin soğuk ama oksijence zengin, dibi içine gömüleceği kadar çamur olan bir akar su ortamını evde nasıl sağlayacaksınız. Canım ne fark eder suyun dibinde yatmasında akvaryumun bir köşesinde açıkta yatsın çevre ısısı 10 derecenin altında olmasında gündüz 20 gece 15 derece normal oda sıcaklığında olsun derseniz hata yaparsınız. Koşullar doğru bir biçimde sağlanmazsa sadece ısı eksikliğine nedeniyle uygunsuz koşullarda girilen bir hibernasyon hayvanın bünyesinde ciddi bir yıpranmaya ve hatta ölümüne yol açacaktır.
Bazen okuyorum " benimki odanın bir köşesinde kış uykusuna yattı baharda sapasağlam uyandı " deniliyor . Acaba gerçekten böylemidir ağzı var dili yok kaplumbağanız gerçekten de sizin sandığınız gibi sapasağlammıdır.
Bir yerde okuduğum bir yazıda hibernasyona giren kaplumbağaların sanıldığı gibi mışıl mışıl uyumadığı tam tersine uykusuzluk çektiğinin tespit edildiği yazıyordu. Şaşırtıcı değilmi.Yani uyumuyorlar aslında yaşıyorlar ama derin bir koma halinde gibi.
Hibernasyon ısısının 10 derecenin üstüne çıkmaması lazım. Bu yüzden olaya profesyonelce yaklaşan birçok kişi kara kaplumbağalarını (dikkat su kaplumbağası değil ) hibernasyona sokmak için buzdolabı benzeri ısı ayarlı özel soğutucular bile kullanıyorlar.
Sonuç olarak evde kış uykusuna girmesine müsade etmeyin. Kış günlerinin soğuk gecelerinde kara kaplumbağalarına kullanacağınız herhangi bir yöntemle az da olsa soğuğu kıracak şekilde bir ısı sağlayın , su kaplumbağaları nasılsa ısıtıcılı suya inerek orada uyuyorlardır. Bu hayvanlar gündüz değilse bile gecenin iyice düşen serinliğinde vaktin geldiğini düşünerek hibernasyon pozisyonu almaya başlıyabilirler.Kara kaplumbağaları doğal yaşamda hibernasyona girmek için illa kar yağmasını beklemezler çok daha önceden harekete geçiyorlar.Yoksa dımdızlak açıkta kalma tehlikeleri var ve onlar bunu çok iyi bilirler. Ekim aylarında görülen uyuşukluk aslında işte budur. Serinlemeyi hissediyor ama tam olarak ne olacağını bilemiyor. Sağlıklı yaşaması için yeterli ısıyı alabileceği konusunda tam emin olamıyor. Hibernasyona gireyim mi girmeyeyim mi arası bir karasızlıkta kalakalıyorlar.
Türkçede kullanılan uyku deyimi aslında hiçte doğru değil ve çok yanlış anlaşılmalara yol açıyor çünkü kış uykusu aslında bildiğimiz anlamda bir uyku değildir.
Gece uykusu bedeni bir ihtiyaçtır gündüz yaptığımız çeşitli aktiviteler enerjimizi tüketir bizi yorar ve bu yüzden gece biraz daha derin bir şekilde dinlenmek enerjimizi geri toparlamak zorunda kalırız yanı uykuya dalarız.
Türkçe de Kış uykusu diye adlandırdığımız özel durum ise bedeni bir ihtiyaç değildir çünkü eğer çevre ısısı düşmezse hiç bir hayvan kış uykusuna yatma ihtiyacı duymaz,Yani bedensel ve bünyesel bir ihtiyaç değildir.
Uluslararası literatürde kış uykusuna HIBERNATİON Türkçede ise HİBERNASYON deniliyor kış uykusuna yatan canlıya da HİBERNATÖR deniliyor. Ben yazının devamın da kış uykusu değil hibernasyon deyimini kullanacağım.
BAZI CANLILAR NEDEN HİBERNASYONA GİRERLER.?
Türkçede soğukkanlı canlılar diye bahsettiğimiz bazı canlılar kendi ısıları yaratmıyorlar bu yüzden yaşayabilmek için dışardan ısı almak zorunda olan Endotermik türlerdir. Bu canlılar çevre ısısına bağımlı olarak yaşadıkları için ısı düştüğü zaman bünyeleri buna paralel olarak yavaşlamaya başlar bu yüzden soğukta yaşamlarına devam edemezler. Diğer bir yandan düşük ısı şartları besin kaynaklarını da ortadan yok ettiği için kışın hayatta kalmaları tamamen imkansızlaşır, Hoş her taraf besin dolu olsa dahi onlar için bir şey farketmeyecekti çünkü bünye yavaşlaması öncelikle sindirim sistemlerinden başlıyor bu durumdaykende yemek için iştahları olmuyor.
Zorlu kış koşullarının zorlamasıyla hızlı hareket edebilen canlılar özellikle bazı kuşlar rahat besin bulabilecekleri daha sıcak bölgelere göç ederek yaşamlarını korurlar diğer bazı canlılar ise kış şartlarına uyum sağlıyacak ufak değişimler geçirirler. Peki ya hem hızlı hareket edemiyen hemde kış şartlarına asla uyum sağlayamayan endotermik canlılar ne yapacak. İşte doğa onlara bu zorlu koşullarda yaşamlarına devam edebilmeleri için müthiş bir yetenek sağlamıştır. Kışı oldukları yerde ölmeden geçirebilecekleri çok özel bir bünye yavaşlaması yeteneği kısaca HİBERNASYON.
NASIL BİRŞEYDİR BU HİBERNASYON.?
Hibernasyon kısaca bir bünye yavaşlamasıdır. Ama bu öyle bir yavaşlamadır ki bünye neredeyse ölüm derecesine kadar yavaşlar. Vücut bu durumda inanılamayacak kadar az bir enerji ile uzun süre canlı kalabilir. Vücut ısısı 0 dereceye kadar düşer nabız atışları ve kan dolaşımı duyulmayacak kadar yavaşlar nefes alışları nerdeyse tespit edilemez. Hibernasyona girmiş bir canlı bu sebeplerden kolayca ölmüş sanılabilir.Düşünün ki akciğer solunumu yapan su kaplumbağaları hibernasyona tamamen suyun metrelerce altında ve çamurun içinde yaptıkları çukurlarda girerler ver aylar boyunca su yüzeyine çıkarak oksijen almaya gerek duymazlar. Bunun nasıl bir mucize oduğunu anlıyabiliyormusunuz.
Soğuk akarsularda oksijen sıcak sulara nazaran çok daha fazla bulunur. Kaplumbağalar sadece deri yoluyla mesela ağız içi derisi sayesinde sudaki bu oksijeni kullanabiliyorlar.Oksijen ihtiyacı son derece düşük bir düzeye indiği içinde yüzeye çıkmaya gerek duymadan aylarca su altında ağız içi deri solunumu ile kendilerine yeterli gelecek miktarda oksijeni sağlayabiliyorlar.
Hibernasyona girmek kadar çıkmakta uzun bir süreç ister yani gece uykusu gibi ona dokunur dokunmaz uyanmaları beklemeyin.Çevre ısısı yükselmeye başlayınca bünye bunu algılar ve kendini normal yaşam koşullarına dönecek şekilde hızlandırmaya başlar
Burada konu dışı olsa da bahsetmek istediğim ilginç bir nokta var. Ayıların kış uykusu. Kış uykusu denilince genelde ilk akla gelen canlılar ayılar oluyor. İşin esası ayıların kış mevsiminde ortadan çekilmeleri tam manasıyla bir hibernasyon sayılmıyor. Çünkü ayıların bünyesi bu esnada klasik bir hibernasyon tanımına uyacak kadar yavaşlamıyor. Vücut ısıları asla sıfır dereceye kadar düşmüyor yada kalp atışları ve solunumları hissedilemeyecek kadar yavaşlamıyor. İşte bu yüzden ayıların kış mevsimini hibernasyon yerine oldukça derin bir uyku halinde geçirdikleri söylenebilir.
GEREKLİMİDİR ?
Hiç bir canlı bedeni yorgunluğa ve uykusu ihtiyacına karşı direnemez belli bir süreç sonunda eğer dinlenemezse istesede istemesede yorgunluktan bayılır ama buna karşın çevre koşulları bozulmazsa kış uykusuna yatmadan uzun yıllar boyunca sağlıklı bir biçimde kesintisiz olarak yaşayabilirler.Güneyde sıcak ortamlarda yaşayan ve hiç hibernasyona girmeyen kaplumbağalar vardır halbuki aynı türün kuzey bölgelerinde yaşayan akrabaları hibernasyona girerler..
Gerekli olup olmadığı konusunda 2 farklı görüş var ve henüz herhangi birisi üzerinde net bir biçimde uzlaşılmış değil
Bazıları hibernasyonun mutlaka sağlanması gerektiğini çünkü hibernasyona giren canlıların doğal geçmişlerinde milyonlarca yıl boyunca bu süreci yaşadıkları ve bu yüzden doğal sürecin aynen korunması gerektiği söylüyor
Diğer kesim ise hibernasyonun çaresizlik sonucu oluşan ve canlı bünyesinin vahşi doğada zorlu koşullar altında yaşamını devam ettirebilmek adına mecburen kullandığı bir çeşit korunma yöntemi olduğunu ve yapay ortamlarda buna gerek olmadığını söylüyorlar
Akvaryumlar doğal ortamlar değil son derece izole ufak sağlıksız ortamlar. Bizler bu kaplumbağaları doğal hayattan koparmışız evlerde idam mahkumu yapmışız bazı donanımların zoruyla düzgün tutmaya çalıştığımız akvaryumlara tıkmışız. Yani doğal yaşamlarında olsa bile akvaryumlarda hibernasyonları eksik kalsa ne fark edecek. Zaten doğallık kalmamış ki. Kolayınıza geldiği için daha doğrusu eziyetlerinden kurtulmak için kış uykusuna yatırmaya uğraşmayın. Zaten yaşamlarını örselenmişiz onları birde bu riske sokmayın.Çalıştırın ısıtıcılarını yakın ısınma lambalarını. Zaten taş çatlasa 3-4 yıl yaşayacak onuda hibernasyonda geçirmesinler bari.
PEKİ BİZİM DE EVDE BESLEDİĞİMİZ SU YADA KARA KAPLUMBAĞALARIMIZ VAR NE YAPMALIYIZ.?
Bilim dünyasının üzerinde uzlaştığı konu evlerde yapay ortamdaki hibernasyonun canlılar için büyük sakıncaları olduğu. Tavsiyeleri canlıların evlerde izole akvaryum koşullarında hibernasyona girmesine müsade edilmemesi buna zorlanmamaları gerektiği.Çünkü çok farklı bir olay.
Yukarda bahsettiğim gibi hibernasyon bir köşeye kıvrılıp keyifle yatmak değildir Özel şartları ve koşulları vardır. Yıpratıcı bir süreçtir. Kaplumbağanın doğadaki gibi özgürce kendisini buna hazırlaması gereklidir. Örneğin soğuk ama oksijence zengin, dibi içine gömüleceği kadar çamur olan bir akar su ortamını evde nasıl sağlayacaksınız. Canım ne fark eder suyun dibinde yatmasında akvaryumun bir köşesinde açıkta yatsın çevre ısısı 10 derecenin altında olmasında gündüz 20 gece 15 derece normal oda sıcaklığında olsun derseniz hata yaparsınız. Koşullar doğru bir biçimde sağlanmazsa sadece ısı eksikliğine nedeniyle uygunsuz koşullarda girilen bir hibernasyon hayvanın bünyesinde ciddi bir yıpranmaya ve hatta ölümüne yol açacaktır.
Bazen okuyorum " benimki odanın bir köşesinde kış uykusuna yattı baharda sapasağlam uyandı " deniliyor . Acaba gerçekten böylemidir ağzı var dili yok kaplumbağanız gerçekten de sizin sandığınız gibi sapasağlammıdır.
Bir yerde okuduğum bir yazıda hibernasyona giren kaplumbağaların sanıldığı gibi mışıl mışıl uyumadığı tam tersine uykusuzluk çektiğinin tespit edildiği yazıyordu. Şaşırtıcı değilmi.Yani uyumuyorlar aslında yaşıyorlar ama derin bir koma halinde gibi.
Hibernasyon ısısının 10 derecenin üstüne çıkmaması lazım. Bu yüzden olaya profesyonelce yaklaşan birçok kişi kara kaplumbağalarını (dikkat su kaplumbağası değil ) hibernasyona sokmak için buzdolabı benzeri ısı ayarlı özel soğutucular bile kullanıyorlar.
Sonuç olarak evde kış uykusuna girmesine müsade etmeyin. Kış günlerinin soğuk gecelerinde kara kaplumbağalarına kullanacağınız herhangi bir yöntemle az da olsa soğuğu kıracak şekilde bir ısı sağlayın , su kaplumbağaları nasılsa ısıtıcılı suya inerek orada uyuyorlardır. Bu hayvanlar gündüz değilse bile gecenin iyice düşen serinliğinde vaktin geldiğini düşünerek hibernasyon pozisyonu almaya başlıyabilirler.Kara kaplumbağaları doğal yaşamda hibernasyona girmek için illa kar yağmasını beklemezler çok daha önceden harekete geçiyorlar.Yoksa dımdızlak açıkta kalma tehlikeleri var ve onlar bunu çok iyi bilirler. Ekim aylarında görülen uyuşukluk aslında işte budur. Serinlemeyi hissediyor ama tam olarak ne olacağını bilemiyor. Sağlıklı yaşaması için yeterli ısıyı alabileceği konusunda tam emin olamıyor. Hibernasyona gireyim mi girmeyeyim mi arası bir karasızlıkta kalakalıyorlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir