Festae'nin (Red terror) Türkiye Yolculuğu ve Yayılması

Cenk Abi kendinden motorlu uvler mevcut.Sadece sumpın içine koyup fişe takmak yeterli oluyor.Araştırıyorum ürünün herhangi bir linkini bulursam eğer sana ÖM atarım.

Merakla ve ümitle bekliyorum Kadir.

Uv konusunu ciddi anlamda sormuştum. Kullanan hobiciler uv filtreyi sumpta yada sump dışında bir sistemde kullanarak üreme ile nasıl ilişkilendirmirler? Nasıl bir neden sonuç ilişkisi kurmuşlar? Cenk abi veya Ümit abi bir anlatım yaparsanız sevinirim teşekkürler.

[QUOTE=dr.aqua]Uv konusunu ciddi anlamda sormuştum. Kullanan hobiciler uv filtreyi sumpta yada sump dışında bir sistemde kullanarak üreme ile nasıl ilişkilendirmirler? Nasıl bir neden sonuç ilişkisi kurmuşlar? Cenk abi veya Ümit abi bir anlatım yaparsanız sevinirim teşekkürler.[/QUOTE]
Yağmur mevsiminde birim hacim başına düşen mikroorganizma sayısı azalıyor. Bence alakalı tek neden bu olabilir. Kuraklık döneminde bildiğiniz üzere suyun asit seviyesi arttığından mikroorganizma nüfusu artıyor.
Saygılarımla.


****************
>>LİNK<< bu ürün alası ile işini görür Cenk abi. Sumpa yatırırsın olur biter.

[QUOTE=dr.aqua]Uv konusunu ciddi anlamda sormuştum. Kullanan hobiciler uv filtreyi sumpta yada sump dışında bir sistemde kullanarak üreme ile nasıl ilişkilendirmirler? Nasıl bir neden sonuç ilişkisi kurmuşlar? Cenk abi veya Ümit abi bir anlatım yaparsanız sevinirim teşekkürler.[/QUOTE]

Cenk abi bence sumpın son çıkış noktası bölümüne koyacağın iç filtre şeklindeki bir UV ninde faydası olacaktır.


<<<LİNK>>>
rastlantısal2012-03-08 16:25:55

Ümit abi açıklama için teşekkürler. Koku duyusu gelişik yaratılmış hayvanların bu konuda akıl almaz yeteneğe sahip olduklarını, mesela köpeklerin kanseri bile algılayabildiklerini biliyorum. Balıklarında koku alma duyuları hassas olduğu için kitleleşmiş m.organizmaları algılayabilmeleri bence de mantıklı. Hatta yalnızca parazitlerle beslenen balık türleri bile var. Düz yumurta döken türlerin, yumurtlayacağı bölgeyi önceden temizleme nedeni de aşikâr.

Fakat su kimyasını bozacak anormal nedenler olmadıkça üremenin etkileneceğini sanmıyorum.   Asidik ortamın bakteriler üzerinde çoğaltıcı değil öldürücü etkisinin olduğunu, buna rağmen bazı türlerin belli bir seviyeye kadar dayanıklı olduklarını biliyorum. Ben uv filtrenin tetikleyici hiçbir yanını bulamadım bence tetikleyici olmaktan ziyade muhafaza edici özelliktedir. Şu anda telefondan yazdığım için ancak kısa yazılarla ifade edebiliyorum.

Cenk abi yorumunu yeni gördüm teşekkürler. Osmossuz üretim ilanı çok duymuştum, uvsiz üretim ilkkez duyduğum birşey. Ümit abinin yorumunu mantıklı bulmakla beraber aklıma takılan başka birşey var. Acaba kullanılan uv, filtre uv mi yoksa sürüngenler için kullanılan ampul uv.lerden mi? Çünkü tepeden kullanılan uvler çiftlerin renklerini canlılaştıracağı ve ve hormonlarıda etkileyeceği için tetikleme yapabilir diye düşünüyorum.

Bildiğimiz üzere doğa çok ince çizgilerde hareket edebiliyor.
Bazı türlerde ciddi ciddi yağmur mevsimini yaşatmak gerekiyor. Demekki RT'de onlardan biri. Bu adamlar tecrübe etti ise muhtemelen vardır.
Benim bildiğim asidik suda bakteriler bazik sulara göre daha fazla nüfusa sahip oluyorlar. Yine yanlış anımsamıyorsam 2008 yıllarında bununla ilgili bir makale vardı forumda. Kimin yazdığını hatırlamıyorum.
Lakin araştıracağım.
UV tepeden olduğunda zarar veriyor diye biliyorum. Cenk abi bizi bu konuda aydınlatırsan sevinirim.
Saygılarımla.

Ümit abi, ben böyle ayrıntıları irdelemeyi seviyorum. Nedeni öğrenme merakımdan kaynaklanıyor bilmeni isterim. Tepeden yanan uv.lerin zazarı konusunda haklısın abi azı karar çoğu zarar. Tıpkı güneş gibi işte.. Asidik tatlı su ile ilgili; asidik su balıklarının çoğu küçük ve ince pulludur hatta pulsuzmuş gibi görünürler. Bu bana, parazitlerden korunma ihtiyaçlarının az olduğu hakkında bir işaret gibi geliyor. Bu balıkların daha ötesinde deniz türleri var. dr.aqua2012-03-09 08:25:02

[QUOTE=dr.aqua]Ümit abi, ben böyle ayrıntıları irdelemeyi seviyorum. Nedeni öğrenme merakımdan kaynaklanıyor bilmeni isterim. Tepeden yanan uv.lerin zararı konusunda haklısın abi azı karar çoğu zarar. Tıpkı güneş gibi işte.. Asidik tatlı su ile ilgili; asidik su balıklarının çoğu küçük ve ince pulludur hatta pulsuzmuş gibi görünürler. Bu bana, parazitlerden korunma ihtiyaçlarının az olduğu hakkında bir işaret gibi geliyor. Bu balıkların daha ötesinde deniz balıkları var. [/QUOTE]
Adaş, bu tarz tartışmaları verimli buluyorum. Çünkü karşılıklı iki görüş varsa doğru daha net bulunuyor. O yüzden birbirimizin üslubundan ziyade denilene bakıyorum. Yani durumdan rahatsız değil bilakis memnunum.
Alıntıda koyu olarak işaretlediğim cümlelerin beynimde şimşekler çaktırdı. Ters hatırlamış olabilirim. Aynı şekilde asidik su balıklarının mukozası daha ince, bazik su balıklarının mukozası daha kalın oluyor. Sanırım haklısın ve ben ters hatırladım. Yine de araştırıyorum.

Dişi elinden geleni yapıyor ancak erkeğin biraz daha olgunlaşması lazım gibi...

Cenk, dişi gayet  hazır gibi geldi. Tüpçük ne durumda?

[QUOTE=Cenk Bildir]Dişi elinden geleni yapıyor ancak erkeğin biraz daha olgunlaşması lazım gibi... [/QUOTE]
Geçen sene bu tip fotoğrafları sadece yurtdışından alıntı olarak paylaşıyorduk.

Gürkan, dişinin tüpçüğü arı iğnesi gibi çıkıp giriyor. Örneğin üstteki fotolar arasındaki zaman farkı 5 dakika civarında olmasına rağmen ikinci fotoda tüpçük ucu görünürken birinci fotoda görünmüyor. Cenk Bildir2012-03-11 12:17:43