emers su bitkileri yetiştirmek
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yazan: Bilyap Aquaristic, İstanbul
Orjinal yazı: Claus Christensen, resimler: Tropica Aquarium Plants, çeviren: Bilyap Aquaristic Akvaryum bitkilerinin çoğu amfibiktir Kurbağa gibi suyun içinde ve dışında yaşayabilen canlılara amfibik denir. On akvaryum bitkisinden dokuzu amfibik yaşam sürer, yani doğal biyotoplarında suyun hem dışında (ama suya yakın) hem de içinde yaşayabilir. Örneğin akvaristlerin yakından tanıdığı Cryptocoryne (kripto), Echinodorus (amazon) ve Hygrophila (çınar ve diğer türleri) türleri hep amfibik bitkilerdir. Kuraklık dönemlerinde nehir ve derelerin suyunun çekilmesiyle amfibik bitkiler, suyun içinden nemli kıyılara, yani submers (su altında) yaşamdan emers (su dışında) yaşama geçiş yaparlar. Kıyıda daha güçlü ışık ve nehrin taşıdığı verimli alüvyon tortuları sayesinde zenginleşmiş bir taban toprağı bulan bitkiler belirgin bir şekilde daha güçlü büyümeye başlarlar. Suyun dışında geçen bu kuraklık dönemlerini bitkiler çiçek açmak ve tohum vermek için fırsat bilirler. Aynı zamanda da yandan veya kökten yeni sürgünler vererek vegetatif (çiçeksiz, eşeysiz üreme) yayılmalarına da devam ederler. İşte ışığı ve besini bol buldukları bu dönemde bitkiler suyun altındaki yaşam için gerekli olacak enerjiyi depolarlar. Yağmurlar yeniden başladığında nehir ve derelerin su düzeyi birkaç saat içinde metrelerce yükselir ve kıyıda yaşayan bitkiler, yeniden uzunca bir zaman için suyun altında kalmaya hazırlanırlar. Evrimleri süresince amfibik bitkiler, su üstünden (emers) su altı yaşamına (submers) geçiş yapma yeteneği kazanmışlardır. Bu geçiş döneminde bitkiler, emers yaşarken depoladıkları enerjiyi su altındaki farklı yaşam koşullarına (ışık, oksijen, karbondioksit, besin vs.) göre uyarlanmış yeni yaprak, kök ve gövde yapısını geliştirmek ve uyarlamak için kullanır. Örneğin suyun içinde büyüyen yapraklar genellikle daha ince, yumuşak ve yayvandır. Suyun dışındaki taşıyıcı niteliğine, suyun kaldırma kuvveti nedeniyle submers yaşamda daha az gereksinim duyulan ana gövde, suyun içinde daha ince ve yumuşak olma eğilimindedir. Tropica'nın Aarhus'daki tropik su bahçelerinde, amfibik bitkilerin emers yaşamdan submers yaşama geçiş yapabilme özelliği üretim tekniğinde kullanılmış. Çok iyi tasarlanmış modern tekniklerle seralarda suni olarak tropik iklim şartları yaratılmış. Güçlü ışıklandırmayla Danimarka'nın kısa süren kış günleri uzatılmış. Havadaki nem oranı ve sıcaklık tropik iklim koşullarına göre ayarlanmış. Tropica'da çalışan biyologlar, bitkilerin üretildiği sığ havuzları dolaşan suni dereciklere pompalanmak üzere çok özel bir sıvı gübre geliştirmişler. Havuzlarda sirküle ettirilen su elektronik cihazlarla sürekli olarak analiz ediliyor ve eksilen besinler otomatik olarak tamamlanıyor. Bitkiler, mineral yünü (mineral wool) denilen özel bir substratta yetiştiriliyor. Mineral yününün, çakıl, toprak gibi klasik taban malzemelerine göre birçok avantajı var. Mineral yününün, oksijenin ve besin maddelerinin köklere rahatça ulaşmasını sağlayan gözenekli ve geçirgen bir yapısı var. Mineral yününde yetiştirilen bitkilerin köklerinin çok sağlıklı olduğu ince ve beyaz oluşlarından anlaşılabilir. Uzak doğudaki havuzlarda yetiştirilen bitkilerde görülen kalın ve mavimsi kökler, bu bitkilerin balçık benzeri oksijensiz bir tabanda yetiştirildiğinin ve yanlış gübrelerin kullanıldığının bir işaretidir. Bu tür bitkiler, akvaryuma dikildiklerinde, önce uzun sürebilecek bir uyum sağlama dönemini aşmak zorundadırlar. Tropica'da optimal şartlarda yetiştirilmiş bitkilerin, doğadaki emers bitkiler gibi sağlıklı kökleri ve yedek besin depoları vardır. Plastik saksıları, aynı zamanda, bitkileri Tropica seralarından akvariste ulaşana kadar her türlü tehlikeden ve hasardan koruyan bir transport kabı görevini yapar. Bitkilerin akvaryuma dikilmesi Yeni ortama uyum sağlama süreci Bazen su altında yetiştirilen bitkilerin akvaryumlar için daha uygun olduğu söylenir. Bu hiçbir bilimsel veri tarafından desteklenmeyen bir hurafedir. Gerçekte, submers yetiştirilen bitkiler, belirli su şartlarına göre geliştikleri için yeni dikildikleri farklı su şartlarına sahip bir akvaryuma uyum sağlayıp büyümekte önemli sorunlarla karşılaşırlar. Suyun sertiği (GH ve KH), pH, iletkenlik, nitrat düzeyi ve özellikle ışık, bitkinin su altındaki gelişimini etkileyen önemli faktörlerdendir. Submers yetiştirilmiş bitkiler, yeni su şartlarına uyum sağlamak için gerekli olan enerji deposuna büyük bir ihtimalle sahip değildir. Emers yetiştirilen bitkiler ise, doğada kuraklık ve yağmur dönemlerinde olduğu gibi, önündeki yeni ve farklı su şartlarındaki submers yaşama, dolayısıyla da akvaryumlara hazırlıklıdır. Elodea, Cabomba, Vallisneria, Aponogeton türleri ve Barclaya longifolia gibi bazı bitkiler vardır ki sadece submers yaşayabilirler. Bu tür bitkiler, doğal olarak Tropica seralarında da yaklaşık 50 cm derinliğindeki havuzlarda su altında yetiştirilirler. Marka logosuna dikkat! |
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir