Discus Zamanı...

Erbil Bey, aslında önce tedaviyi direk hasta balığın gözüne uygulamayı düşündüm, fakat yanlış bir hareket yapıp gözü tamamen kaybetmeyim dedim. Sonra diğer balıklarda hastalık olmamasına rağmen bulaşıcı olabileceği için bütün tanka uygulamaya karar verdim. Doğal olarak filtreleri devre dışı bırakıp sadece hava taşlarıyla bol hava uygulaması yaptım. Isıyı 30-31 e çıkarıp günlük %50 su değişimine başladım. Hatta bu süreçte dana yüreği mama hiç vermedim. İştah azdı, günde 2 kez kuru yem veriyordum. Tabi 2 gün sonra ben şehir dışına çıktım. İş eşime kaldı. Diyorum ya yanlarında olabilsem zaten yolunda gitmeyen şeyleri anlardım. Hatta metileni 2-3 gün önce keserdim. Ama görmeyince, eşim de göz düzeliyor deyince hafta sonuna kadar böyle gitsin dedim.

Benim planım yarın eve gidince ilacı kesip yüksek su değişimleriyle filtreleri takıp yaşamı normale döndürmekti. Şu acı bir şekilde anlamış olduk ki metilen doz aşımı pek olmayan bir ilaç olsa da 2-3 günden fazla kullanılmaması gerekiyor.

 Eşim sudaki ve diğer balıklardaki sıkıntıyı fark edemedi doğal olarak. Yoksa hiç tepki vermemiş olmaları imkansız. 

Sonuçta bu olay tamamen şanssızlıktan ibaret. Benim olmadığım bir dönemde oldu ve müdahale şansı olmadı. Başka bir durum yok.

 Artık hevesim kalmadı. Daha sonra ne olur bilemem.

Öyle vazgeçmek olmaz. Discus olsun olmasın. Siz doğayı taklit etmeye çalışıyorsunuz. Elbetteki başarısızlıklar olacaktır. Bundan doğalı yoktur. Doğada binlerce var gidenin arkasından gelen çok. Doğa bile canlılarını kaybediyor. Bizler küçücük hapishanelerinde tabiki kayıp vereceğiz. Önemli olan bunlardan bir şeyler öğrenmek ve yılmamaktır.

Erbil bey size katılıyorum, su kalitesi, düzenli su değişimi ve dengeli bir beslenme programı önemli, ancak Muhammed beyi yakından tanıdığım ve aldığı ilk günden itibaren sürekli iletişimde olduğum için gayet iyi biliyorum ki, ne su değişimini aksattı ne de beslenme programında ciddi bir dengesizlik oldu, bu yük eşinin üzerinde olmasına rağmen özellikle su kalitesinden ödün verilmedi, ama gelgelim bazen böyle hiç beklenmeyen ani ve biraz da tutarsız ölümler olabiliyor, bu da bu hobinin bir nevi cilvesi.

Verilen emeğe mi üzülelim, çekilen zahmete mi, yapılan masrafa mı, yaşanan hayal kırıklığına mı bilemedim, hele ki planlanan, hayal edilen dekorlu bir biyotop tarzı tank ise, yaşanan kaybın acısı bir kat daha artıyor bence.

İlaç konusunu açıklığa kavuşturayım o zaman. Ben geçen cuma eve geldiğimde balığın gözünü ve diğer balıklardaki stresi hemen farkettim. Kim bilir ne zamandır öyleydi ve eşim farketmiyordu. Malum balıktan anlamaz, sadece anlattığım rutin bakımını yapar.

 Bu hastalığın sıkıntılı su şartlarından oluştuğunu biliyordum ve düzelen su şartlarıyla geçebileceğini düşündüm öncelikle. Yani su değişimini artırıp gözlemlemek gerekiyordu. Fakat burda bir problem vardı. Ben yalnızca 2 gün evde olabilecektim. Gözlem şansım yoktu. 

İlaç konusunu açıklığa kavuşturayım o zaman. Ben geçen cuma eve geldiğimde balığın gözünü ve diğer balıklardaki stresi hemen farkettim. Kim bilir ne zamandır öyleydi ve eşim farketmiyordu. Malum balıktan anlamaz, sadece anlattığım rutin bakımını yapar.

 Bu hastalığın sıkıntılı su şartlarından oluştuğunu biliyordum ve düzelen su şartlarıyla geçebileceğini düşündüm öncelikle. Yani su değişimini artırıp gözlemlemek gerekiyordu. Fakat burda bir problem vardı. Ben yalnızca 2 gün evde olabilecektim. Gözlem şansım yoktu. 

Muhammed, olacağı vardı ve oldu, fazla kafanı takma, sen kalanları toplamaya bak, elinde varsa, kuru yeme vitamin emdir, haftada bir uygula, yanılmıyorsam hafta sonu da dondurulmuş yemler geliyor, onlarla beraber geriye kalanları bir güzel besiye çekersin kısa sürede toparlar, ne yapacağın konusuna gelince, orası belli, planladığın gibi devam!