Cüce Amerikan Dünyası
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 10:14
Bol havalandırma ve uv filtre ile sudaki bakteriyel yükü azaltmak gerekiyor, bu canlılar çok temiz sularda yaşıyor. Bizim akvaryumlarımızda bu ortam çok zor. Mümkünse osmos su eklemesi yapmak lazım.
Ben bekletilmiş yahut damacana suda dahi parazit ve bakteri yükünün sorunlara sebep olduğunu düşünüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 11:26
Uv fıltre yumurtaların acılmasında yardımcı olacakdir şüphesiz. Sonuçda suyu steril hale getiriyor. Ama yavrular doğdukdan sonrada kullanılmaya devam ederse o yavruların bir ömür uv li suda yaşaması gerekir. Uv filtre çok kullandım. Gözlemlediğim uzun süreli kullanımlarında yetişkin balıkların bile bağışıklık sistemi hızla zayıf düşüyor. Uv den çıktıkları anda hastalara açık hale geliyorlar. Yumurtadan uv ile büyüyecek yavrunun durumunu düşünemiyorum bile.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 11:35
Benimde gördüğüm kadarıyla üretimhanelerde girişi suyunun dezenfekte edilmesi sırasındaki son araç olarak hizmet veriyor. Elbette değişim sularının streril halde olmasının çok büyük avantajı oluyor. Oturmuş bakteri kültürüne negatiften çok pozitif etkisi de oluyor. Yumurtaların temiz su bulunan tanklara aktarılıp burada çıkarıldıkları sistemlerde dolaylı olarak hem yumurta açılımları hemde yavruların ilk andaki ortamları steril oluyor. Zaman içerisinde tanklarda oluşan bakteri kültürü sayesinde kademeli olarak normale dönüyorlar. Özellikle RO kullanılmayan sistemlerde daha sıklıkla tavsiye edeceğim bir yöntem olmakla birlikte kurulu akvaryum suyunda kullanımına pek onay vermiyorum. Karantina yada tedavi tankları bu koşullarda istisna oluşturabilir. Hem dışarıdan gelen farklı bakterilerin önüne geçilir, hemde hasta canlıların steril ortamda rahat etmeleri sağlanır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 11:40
Eskiden uv kullanırken sadece hastalık durumlarında ve yeni eklidiğim suda kullanıyordum. Faydası oluyordu. Özellikle beyaz beneği temizlemede birebir etkili. Bakterisi oturmuş tankda kullanıldığında nitrifikasyon bakterilerine bir etkisi olmuyor. Genelde filtrede ve yüzeylerde bulunduğundan etkilenmiyorlar. Tankın biolojik döngüsünde bir bozulma, dengesizlik gözlemedim. Ama sürekli kullanıldığında balığın bağışıklığı hızla düşüyor.
Beğenenler: [T]55377,Umut Katipoğlu[/T][T]160597,kaanyavuz[/T][T]140929,mcmert[/T][T]150810,mcetindas[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 11:45
Acaba yem yiyemiyorlar mı? Toz yem veya diğer yavru yemlerini denediniz mi?
Su kötüyse yumurtalar neden bozulmuyor veya larvayken neden ölmüyorlar? Akvaryum cama cam, birkaç parça manrow ve büyük moss var sadece. Mikro kurt ve pul yem kullanıyorum.
Sıkıntı nedir ki, sağlayamadığım özel şartlar ne?
[/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 15:31
Tropikal balıkların yaşadıkları sulardaki bakteri, virüs ve parazit oranı bizim akvaryumlarımızdakilerin çok çok çok çok altında. practical fishkeeping'de okumuştum sanırım standart oturmuş ölüm olmayan kaliteli bir akvaryumla karşılaştırmışlar 10.000'de 1'i kadardı yanılmıyorsam. Biz zatan bu balıkları zorluyoruz. Bunca bağışıklığı yüksek zannettiğimiz, iyi beslediğimiz balıklar strese girip yahut bir su değişiminde su ile gelen bakteriler sebebi ile neticede küt diye hastalanıyor. Bakın özellikle bugünlerde dropsy, popeye ve kolumnaris gibi hastalıklar yine coştu, etrafımda hep duyuyorum, sebebi de havaların ısınması ile bakterilerin aktif hale gelmesi yine. Çeşme suyu ile özellikle kurak mevsimde ciddi şekilde bozulan su kalitesi için ya osmos su ile değişim yapacaksınız, ya da uv filtre ile güvenliği artıracaksınız. Daha da iyisi ikisini de kullanmak bence.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 16:03
[QUOTE=fahrisinan]Tropikal balıkların yaşadıkları sulardaki bakteri, virüs ve parazit oranı bizim akvaryumlarımızdakilerin çok çok çok çok altında. practical fishkeeping'de okumuştum sanırım standart oturmuş ölüm olmayan kaliteli bir akvaryumla karşılaştırmışlar 10.000'de 1'i kadardı yanılmıyorsam. Biz zatan bu balıkları zorluyoruz. Bunca bağışıklığı yüksek zannettiğimiz, iyi beslediğimiz balıklar strese girip yahut bir su değişiminde su ile gelen bakteriler sebebi ile neticede küt diye hastalanıyor. Bakın özellikle bugünlerde dropsy, popeye ve kolumnaris gibi hastalıklar yine coştu, etrafımda hep duyuyorum, sebebi de havaların ısınması ile bakterilerin aktif hale gelmesi yine. Çeşme suyu ile özellikle kurak mevsimde ciddi şekilde bozulan su kalitesi için ya osmos su ile değişim yapacaksınız, ya da uv filtre ile güvenliği artıracaksınız. Daha da iyisi ikisini de kullanmak bence. [/QUOTE]
Şaşırmadım. Doğal ortamında balık başına allah bilir kaç ton su düşüyor. Bu şekilde diyince insanlara abartıyorum gibi geliyor ama matematiği basit. 1metre derinliğinde 1metre kare alan 1 ton su demek. Bir göle, dereye baktığımızda birim alanda kaç tane balık görebiliyoruz. Bizse en optimal şartlarda bile balık başına 20-30lt belki veriyoruz. Şimdi doğasındaki suyla, bizim akvaryum suyumuzun organik yükü, içindeki nitrat organik artıklar bir olabilirmi. Bunların hepsi bakteriler için besin demek.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 16:42
Yavru olumlerine genelde benim gozlemim az yem vermeden ziyade fazla yem vermek sebep oluyor. Oturmus bir akvaryumda hele ki kum, bitki, agac koku vs. gibi dekorlar da varsa tum yavrularin bir iki gun icinde acliktan olmesi pek olasi degil. O boyadaki yavrularin midelerinin kucuklugunu dunurseniz cok cok az yemlenmeleri lazim, yoksa su kalitesi hizla bozuluyor. Ayrica verilen yemi bulma konusunda da iyi degiller, bazen bir noktaya yem veriyorusunuz ve tam o sirada anne yavrulari baska yere yonlendiriyor ve saatlerce o noktaya geri donmeyebiliyor. Eger bakteri fazlalagi vs. sorunsa temel sebeplerinden biri bu olabilir gibi geliyor bana.
krib 2014-05-30 16:46:16
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 16:56
Cihangir beyin dediklerine katılıyorum,
Ben de apistogramma yavruları ne zaman serbest yüzüşe geçse oturmuş ve bol kütüklü tankta genelde 1.5/2 hafta yavru yemi atmıyorum. Onlar annelerinin yanında kütüktü bitkiydi heryeri ufak ısırma hareketleri ve merakları ile kurcalıyorlar, bu süreçte sadece anaçları yemliyorum zaten onlardan arta birşey yere düşerse hemen ufacık ağızları ile yokluyorlar :)
Bu arada RAMlerden hiç bahsetmiyorum, o balık benim en uzak durduğum tür. Yaşatamıyorum bile üretmeyi düşünemem :) Üretip ve büyüten arkadaşlarıma şapka çıkarıyorum. ;)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 17:03
Uv filtrenin faydalarını şahsen biliyorum ve bakteri oranları da gayet mantıklı aslında bu durumda uygun değerde bol su değiştirmek ve uv kullanmak gerek. Uv filtre ortamında doğan hayvanın hep aynı ortamda kalması gerek ve olması gerekende odur aslında dıy bir sistemle 8wlık bir sistem 20 30 liraya maksimum yapılabilir. Ama sorum şu bendeki yumurtalarda mantarlaşma belirtisi hiç olmadı hep 3.gece sabahında yok oldular acaba erkek mi yiyor çıkmıyor mu bunu nasıl ogrenebiliriz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 17:44
[QUOTE=bilentungul]
Cihangir beyin dediklerine katılıyorum,
Sana da ürettiririz.
Ben de apistogramma yavruları ne zaman serbest yüzüşe geçse oturmuş ve bol kütüklü tankta genelde 1.5/2 hafta yavru yemi atmıyorum. Onlar annelerinin yanında kütüktü bitkiydi heryeri ufak ısırma hareketleri ve merakları ile kurcalıyorlar, bu süreçte sadece anaçları yemliyorum zaten onlardan arta birşey yere düşerse hemen ufacık ağızları ile yokluyorlar :)
Bu arada RAMlerden hiç bahsetmiyorum, o balık benim en uzak durduğum tür. Yaşatamıyorum bile üretmeyi düşünemem :) Üretip ve büyüten arkadaşlarıma şapka çıkarıyorum. ;)
[/QUOTE]Sana da ürettiririz.
Beğenenler: [T]130330,bilentungul[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 18:37
[QUOTE=bilentungul]
Cihangir beyin dediklerine katılıyorum,
Ben de apistogramma yavruları ne zaman serbest yüzüşe geçse oturmuş ve bol kütüklü tankta genelde 1.5/2 hafta yavru yemi atmıyorum. Onlar annelerinin yanında kütüktü bitkiydi heryeri ufak ısırma hareketleri ve merakları ile kurcalıyorlar, bu süreçte sadece anaçları yemliyorum zaten onlardan arta birşey yere düşerse hemen ufacık ağızları ile yokluyorlar :)
Bu arada RAMlerden hiç bahsetmiyorum, o balık benim en uzak durduğum tür. Yaşatamıyorum bile üretmeyi düşünemem :) Üretip ve büyüten arkadaşlarıma şapka çıkarıyorum. ;)
[/QUOTE]
Abi valla ramler çok ilginç şuan electric blue x german yavrularım var 5 gün oldu zorla yediriyorum balıkları öyle söyliyim. Önceki yavrularım her şeyi yiyordu ama bunlar bir acayip ne yem yiyor ne yaşıyor electric blue'lar da hassas ama onları da yerli üretim yapıcam.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 20:29
Bolivian yavruları dibi boş tanktaydı. Kumsuz...
-doctore- 2014-05-30 20:29:32
Yavruların çok ufak olduklarını bildiğim için zaten başlarda yem atmadım. Mangrowa sarılı epey büyük bir moss var akvaryumu kaplayan. Paramesyum kaynağı zaten, oradan didiklerler diye düşündüm ama oraya ulaşacak kadar yükselemiyorlardı henüz.
Suyu bozmasın diye sadece anaçlara yem atıyordum. Yavrular için sadece keseler gittikten birkaç gün sonra mikro kurt veriyordum. Kurtlar yavruların olduğu yere düşüyordu ve yerler kımıl kımıl kurt oluyordu.
Ben çok iyi bir beslenme alanı var diye düşünürken ölü yavrular görmeye başladım. Bir şey yediklerini görmüyordum hiç. Belki de sıkıntı kurtta, vermemem lazımdı.
Sonraki seferi kumlu tankta deneyeceğim ve yavrular tamamen havalanana kadar hiç yem vermeyeceğim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2014 21:25
Yeni kumla deneme.. Mümkünse, deneyeceksen önce eski, kullanılmış ve tortulu bir kum alanı oluşturmayı dene. moss yine dursun içeride ama birşekilde yem vermen lazım diye düşünüyorum ben hala.. Ben yavru aldığımda balıkları hava hortumuyla sifonluyorum, 2-3 gün sonra azar azar yemlemeye başlıyorum..
Yemlerken de şöyle yapıyorum. Artemia seti aldım bundan aylar önce jbl'in ama bir türlü süzmeyi başaramadım. Ben de artemia açmaya çalışmakla uğraşmıyorum..
-Havanım var birtane minyatür... Fotoğrafı aşağıda. Onda granül yemleri iyice un gibi toz haline gelecek kadar eziyorum..
-Şırıngam da var. Un iriliğine getirdiğim yemleri şırınganın içine çok aşırıya kaçmadan döküyorum. Yiyebilecekleri kadar...
-Sonra şırıngaya akvaryumdan su çekip yemleri balıkların bulunduğu bölgeye doğru püskürtüyorum..
Okadar inceki yemler yiyememeleri mümkün değil...
Bence aç bırakmaktansa bunu dene derim. Herkesin fikrine saygım sonsuz ancak bence uzun süreli birşeyler yediklerinden emin olamamaktansa bu şekilde yapmayı tercih ediyorum..
Yemlerken de şöyle yapıyorum. Artemia seti aldım bundan aylar önce jbl'in ama bir türlü süzmeyi başaramadım. Ben de artemia açmaya çalışmakla uğraşmıyorum..
-Havanım var birtane minyatür... Fotoğrafı aşağıda. Onda granül yemleri iyice un gibi toz haline gelecek kadar eziyorum..
-Şırıngam da var. Un iriliğine getirdiğim yemleri şırınganın içine çok aşırıya kaçmadan döküyorum. Yiyebilecekleri kadar...
-Sonra şırıngaya akvaryumdan su çekip yemleri balıkların bulunduğu bölgeye doğru püskürtüyorum..
Okadar inceki yemler yiyememeleri mümkün değil...
Bence aç bırakmaktansa bunu dene derim. Herkesin fikrine saygım sonsuz ancak bence uzun süreli birşeyler yediklerinden emin olamamaktansa bu şekilde yapmayı tercih ediyorum..
Beğenenler: [T]65045,Cüneyt ERGÜN[/T][T]130330,bilentungul[/T][T]150810,mcetindas[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir