Ceyhun's
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:18
[QUOTE=Sheyda27]Aslinda diger konularda olup bitenler kafemize tasinmasa ne guzel olurdu diye bir ic gecirmedim degil[:3][/QUOTE]
Kusura bakmayın haklısınız, ama tevafuken gördüm Allah şahit, keşke o konuda yazılsaydı hakkımda düşünülenler diye daldım cafeye 😊
Kusura bakmayın haklısınız, ama tevafuken gördüm Allah şahit, keşke o konuda yazılsaydı hakkımda düşünülenler diye daldım cafeye 😊
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:19
[QUOTE=AmazonDream]
Ya hocam bırak kelime oyunu yapmayı gel bak biz anlaşalım fanusta betta olur[:P][/QUOTE]
O konuda anlaşabilmemiz için mezarımda ziyaret edip anlaştık mı? anlaştıysak ses çıkarma demen gerekir. [:D]
Ya hocam bırak kelime oyunu yapmayı gel bak biz anlaşalım fanusta betta olur[:P][/QUOTE]
O konuda anlaşabilmemiz için mezarımda ziyaret edip anlaştık mı? anlaştıysak ses çıkarma demen gerekir. [:D]
Beğenenler: [T]175579,Sheyda27[/T][T]213398,ternapi[/T][T]202876,AmazonDream[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:26
[QUOTE=ceyh]
O konuda anlaşabilmemiz için mezarımda ziyaret edip anlaştık mı? anlaştıysak ses çıkarma demen gerekir. [:D][/QUOTE]
Neyse tatlıya bağlayalım betta olmaz salyangoz olsun[:D]
Kafeniz çok güzelmiş bir sonraki fanus konusunda ziyaret ederiz yine[:)]
O konuda anlaşabilmemiz için mezarımda ziyaret edip anlaştık mı? anlaştıysak ses çıkarma demen gerekir. [:D][/QUOTE]
Neyse tatlıya bağlayalım betta olmaz salyangoz olsun[:D]
Kafeniz çok güzelmiş bir sonraki fanus konusunda ziyaret ederiz yine[:)]
Beğenenler: [T]197989,ceyh[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:47
Ceyhun bu arada elma suyu da değişik bir tercihmiş, kardeşine saygılarımı sunuyorum [:D]
Beğenenler: [T]197989,ceyh[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:48
[QUOTE=AmazonDream]
Neyse tatlıya bağlayalım betta olmaz salyangoz olsun[:D]
Kafeniz çok güzelmiş bir sonraki fanus konusunda ziyaret ederiz yine[:)][/QUOTE]
Her zaman bekleriz, kuralımız, siz yok, abi, abla, hamın, bey hitapları da yok, herkes eşit, forum genelinde bunlara devam, aman.[:)]
[QUOTE=ternapi]Ceyhun bu arada elma suyu da değişik bir tercihmiş, kardeşine saygılarımı sunuyorum [:D][/QUOTE]
Elma suyuna rengi benziyo ya. [:devil:]
Neyse tatlıya bağlayalım betta olmaz salyangoz olsun[:D]
Kafeniz çok güzelmiş bir sonraki fanus konusunda ziyaret ederiz yine[:)][/QUOTE]
Her zaman bekleriz, kuralımız, siz yok, abi, abla, hamın, bey hitapları da yok, herkes eşit, forum genelinde bunlara devam, aman.[:)]
[QUOTE=ternapi]Ceyhun bu arada elma suyu da değişik bir tercihmiş, kardeşine saygılarımı sunuyorum [:D][/QUOTE]
Elma suyuna rengi benziyo ya. [:devil:]
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T]
Teşekkür Edenler: [T]202876,AmazonDream[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:52
[QUOTE=ceyh]...Elma suyuna rengi benziyo ya. [:devil:][/QUOTE]
Allah iyiliğini versin, kendimi çok saf hissettim şu an [:lol:]
Allah iyiliğini versin, kendimi çok saf hissettim şu an [:lol:]
Beğenenler: [T]197989,ceyh[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 00:58
[QUOTE=ternapi]
Allah iyiliğini versin, kendimi çok saf hissettim şu an [:lol:][/QUOTE]
Elma suyu bence de tuhaf bir seçim olurdu. [:)))]
Allah iyiliğini versin, kendimi çok saf hissettim şu an [:lol:][/QUOTE]
Elma suyu bence de tuhaf bir seçim olurdu. [:)))]
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T]
+1: [T]213398,ternapi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 01:37
[QUOTE=ternapi]
Emre, tahmin ve takdir edersin ki küçük tankta su değerlerini stabil tutabilmek gerçekten kolay değil ama şükür ki şimdiye kadar (periyodik olarak takip ediyorum) bir dalgalanma yaşamadım, bu nedenle bu seçeneği eliyorum [8)]
Walstad metodunu, bitkili akvaryum sevenlere öneririm, sistemin oturması epey zaman alsa da oturduktan sonra -ekstradan müdahale edilmedikçe- kolay kolay bozulma olmuyor.
Benim tank 1,5 yıllık mesela ama içinde sadece 7 aydır balık var. Böyle uzun süre beklemek gerekiyor yani...
Konumuza dönersem, neriteler bir nevi gelgit salyangozu oldukları için su değişimlerinden sonra dışarı çıkma eğiliminde olması da tuhaf gelmedi, tabii ki daha büyük tanklarda dışarı çıkma olayı da seyreliyor olabilir. Sanırım su değişimi gelgit etkisi oluşturuyor ve üreme arzuları depreşiyor, tanktan çıkmak için çok çaba da gerekmeyince hopp dışarı [:D]
Aynı metodla hazırladığım daha büyük tankımın oturmasını beklediğim için bir süre daha böyle kovalamaca oynayacağız yani...
Desteğin için teşekkür ederim [:3]
Kopma dediğin büyük parçalar halinde mi ve bettanın kuyruk tipi (veil, double, halfmoon, delta, vs.) nedir?
Buralar sensiz dutluktu [:)))]
Hoş geldin [:)][/QUOTE]
Yaswmin, olasılıklardan bahsettim yalnızca. Sütoğlan'ın kuyruğunun mükemmele yakın ve deformasyonsuz oluşu da su dengesinin iyi olduğunu gösteriyor.[:)][:iyi:]
Ayrıca haklısın, neriteler, acı su ortamlarının tiki çocuklarıdır. Gel git ortamında sular çekildi mi; karada ortamlara kopmaya giderler.[:lol:]
Buna, boynuzlu neriteler de dahil. Ancak Benim, net 250L tankımın kayıtları yüzünden dışarı çıkamıyorlar. Ya da, su yüzeyinden yaklaşık 5cm yüksekliğinde bir kısmı, tankın cidarlarındaki su basıncını dengelemek için kolon görevi görmesi için boş bırakıyorum. Zaman zaman orada takılıyorlar.
Şu anda, İstanbul'un batı taraflarındaki güzide bir sahil kasabasında terasta denize karşı telef olmakla meşgulüm. Akvaryumlarımdan uzağım. Soğuktan telef olmaya başladığımda; İstanbul savanalarındaki mevsimlik göçümü yapıp akvaryumlarımın ılıman ortamına döneceğim. Bunu yaparken, yoldaki hipopotamlarla rekabet içerisinde olacağım. Havada olağanüstü yer değiştirme yeteneğim sayesinde, hipopotam ve timsahlardan sıyrılıp subtropikal ortamıma döneceğim. Bu mevsimlik göç sonrası, discus tankımdaki, boynuzlu neritelerim yaşıyorlarsa, ikisi Senindir.
Walstad Metodu hakkında bilgi verir misin. Google Dayının teorik bilgilerini sevmiyorum. Senin deneyimlerin çok değerli Benim için.[:)]
[QUOTE=ternapi]
Verilir de o tip canlılar biraz ağır gelir, seyrek olarak olabilir. Ben de o konuya yazıyordum [:iyi:][/QUOTE]
Guve sineği yerine, Ocean Nutrition Attison's Betta Pro, New Life Spectrum Betta Formula, Hikari Betta Biogold, Tropical Softline Betta yemleri; hem hazmı kolay, hem de daha besleyici seçenekler. Bırakalım börtü böcük yasasın.[:lol:]
Ayrıca, güve sineğinin ağır geleceğine katılıyorum. İri yapısı ile hazmı bettayı yoracaktır.
Emre, tahmin ve takdir edersin ki küçük tankta su değerlerini stabil tutabilmek gerçekten kolay değil ama şükür ki şimdiye kadar (periyodik olarak takip ediyorum) bir dalgalanma yaşamadım, bu nedenle bu seçeneği eliyorum [8)]
Walstad metodunu, bitkili akvaryum sevenlere öneririm, sistemin oturması epey zaman alsa da oturduktan sonra -ekstradan müdahale edilmedikçe- kolay kolay bozulma olmuyor.
Benim tank 1,5 yıllık mesela ama içinde sadece 7 aydır balık var. Böyle uzun süre beklemek gerekiyor yani...
Konumuza dönersem, neriteler bir nevi gelgit salyangozu oldukları için su değişimlerinden sonra dışarı çıkma eğiliminde olması da tuhaf gelmedi, tabii ki daha büyük tanklarda dışarı çıkma olayı da seyreliyor olabilir. Sanırım su değişimi gelgit etkisi oluşturuyor ve üreme arzuları depreşiyor, tanktan çıkmak için çok çaba da gerekmeyince hopp dışarı [:D]
Aynı metodla hazırladığım daha büyük tankımın oturmasını beklediğim için bir süre daha böyle kovalamaca oynayacağız yani...
Desteğin için teşekkür ederim [:3]
Kopma dediğin büyük parçalar halinde mi ve bettanın kuyruk tipi (veil, double, halfmoon, delta, vs.) nedir?
Buralar sensiz dutluktu [:)))]
Hoş geldin [:)][/QUOTE]
Yaswmin, olasılıklardan bahsettim yalnızca. Sütoğlan'ın kuyruğunun mükemmele yakın ve deformasyonsuz oluşu da su dengesinin iyi olduğunu gösteriyor.[:)][:iyi:]
Ayrıca haklısın, neriteler, acı su ortamlarının tiki çocuklarıdır. Gel git ortamında sular çekildi mi; karada ortamlara kopmaya giderler.[:lol:]
Buna, boynuzlu neriteler de dahil. Ancak Benim, net 250L tankımın kayıtları yüzünden dışarı çıkamıyorlar. Ya da, su yüzeyinden yaklaşık 5cm yüksekliğinde bir kısmı, tankın cidarlarındaki su basıncını dengelemek için kolon görevi görmesi için boş bırakıyorum. Zaman zaman orada takılıyorlar.
Şu anda, İstanbul'un batı taraflarındaki güzide bir sahil kasabasında terasta denize karşı telef olmakla meşgulüm. Akvaryumlarımdan uzağım. Soğuktan telef olmaya başladığımda; İstanbul savanalarındaki mevsimlik göçümü yapıp akvaryumlarımın ılıman ortamına döneceğim. Bunu yaparken, yoldaki hipopotamlarla rekabet içerisinde olacağım. Havada olağanüstü yer değiştirme yeteneğim sayesinde, hipopotam ve timsahlardan sıyrılıp subtropikal ortamıma döneceğim. Bu mevsimlik göç sonrası, discus tankımdaki, boynuzlu neritelerim yaşıyorlarsa, ikisi Senindir.
Walstad Metodu hakkında bilgi verir misin. Google Dayının teorik bilgilerini sevmiyorum. Senin deneyimlerin çok değerli Benim için.[:)]
[QUOTE=ternapi]
Verilir de o tip canlılar biraz ağır gelir, seyrek olarak olabilir. Ben de o konuya yazıyordum [:iyi:][/QUOTE]
Guve sineği yerine, Ocean Nutrition Attison's Betta Pro, New Life Spectrum Betta Formula, Hikari Betta Biogold, Tropical Softline Betta yemleri; hem hazmı kolay, hem de daha besleyici seçenekler. Bırakalım börtü böcük yasasın.[:lol:]
Ayrıca, güve sineğinin ağır geleceğine katılıyorum. İri yapısı ile hazmı bettayı yoracaktır.
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T][T]215882,Akif12[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T]
Teşekkür Edenler: [T]213398,ternapi[/T]
+1: [T]213398,ternapi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 02:04
Günaydın millet :D
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 02:15
Ve Emre, muhteşem bir keman tınısı eşliğinde, uzaklaşır.
[VID]https://youtu.be/l-Cfg7BgzuY[/VID]
Sağlıcakla kalın.
[VID]https://youtu.be/l-Cfg7BgzuY[/VID]
Sağlıcakla kalın.
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T][T]214205,Aqua Discovery[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 02:35
[QUOTE=Emre Zaim]...Walstad Metodu hakkında bilgi verir misin. Google Dayının teorik bilgilerini sevmiyorum. Senin deneyimlerin çok değerli Benim için.[:)]...[/QUOTE]
Öncelikle teşekkürler [:3]
Müsaadenle özet geçmek isterim zira esasen konu çok detaylı...
Temel amacımız küçük hacimde bir göl ekosistemi oluşturmak. Önce göl tabanını taklit etmemiz gerekiyor. Geçirgenliği engelleyen tabakayı akvaryum camı sağladığı için biz bunun bir üstünden başlıyoruz, toprak tabakası.
Olabildiğince el değmemiş, insan eliyle gübre ya da ilaç vs eklenmemiş toprak bulmamız gerekiyor ki bu, işin en zor ama önemli kısmı.
Toprağın çer çöpünü ayıkladıktan sonra birkaç tur üstüne su dolduruyoruz, bulanıklık çökene kadar bekleyip suyunu dökerek bir nevi toprağı yıkıyoruz. Bu işlem bir kovada yapılabilir.
İşlediğimiz toprağı açık havada birkaç gün havalandırarak ıslaklığını kaybetmesini bekliyoruz. Avucumuzda toprağı hafifçe sıkıp elimizi gevşettiğimizde dağılmayacak, ıslak bir görüntüsü de olmayacak.
Artık hazır olan toprağı akvaryum zeminine, elimizle hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakamızın en az 2,5 cm olması gerekiyor.
(Diana genellikle küçük tanklar kullandığı için böyle ama dikdörtgen prizma olarak düşünürsek 60 litre ve üstü tanklarda bu kalınlık 5 cm kadar olmalı)
Toprak tabakasını hazırladıktan sonra bir üst tabakaya geçiyoruz, kum tabakası.
Mümkünse doğal, dişli dere kumu tercih edilmeli. Kumu da birkaç kez su ile yıkayıp havalandırdıktan sonra toprak katmanın üstüne, yine hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakası kaç cm ise kum tabakasının da aynı kalınlıkta olması gerekiyor.
Zemin hazır. Dinlenmiş suyumuzu ekledikten sonra sıra bitkilerde...
1.grupta kökleriyle topraktan beslenen bitkiler var. Mutlaka bu gruba ait bitkilerden en az bir tane dikeceğiz. Mesela en bilinenlerden subulata bu gruptandır.
2.grupta dal ve gövdeleriyle sudan beslenen bitkiler yer alıyor. Bu bitkilerden de en azından tankın oturma aşamasında kullanmamız gerekiyor. Amonyak döngüsünün oturmasına yardımcı oluyorlar.
Tanka bu bitkileri serbest şekilde suyun içine bırakarak ya da kuma dikerek ekleyebiliriz. Tank oturmaya başladıktan sonra bu gruptakileri çıkarabiliriz ama kalmalarında fayda var. Tilki kuyruğu bu gruba örnektir.
Bitkilerimizi kuma, ortalama 1cm derine dikiyoruz, daha fazla daldırmıyoruz, oturma aşamasında kendileri kök geliştirerek toprağa ulaşacaklar.
3.grup ise su üstü bitkileri. En azından su mercimeği eklemekte fayda var. Bu grup da kökleriyle ama sudan beslenenler, özellikle hızlı nitrat tüketme açısından işimize yarayacaklar.
Göl ekosisteminde kabuklular da bulunmalı. Minare salyangozu gibi hem kumu havalandıran hem de çürükçül beslenen canlıların eklenmesi iyi olur. Onlar sayesinde bitkilerimizde ilk aşamada oluşabilecek bozulmalara müdahale etmemiz gerekmeyecek.
Tankımız hazır. Mümkünse güneş alabileceği bir yere konumlandıracağız ama bunu yapamıyorsak gündüzleri 6-8 saat ışık (önerilen 6500k soğuk beyaz ışık) vermemiz gerekecek.
Sonra beklemeye başlıyoruz. Buharlaşma ile eksilen suyu, su değişimi ile tamamlıyoruz. Yaklaşık haftada bir kez diyebiliriz. Bunun dışında tanka hiç müdahale etmiyoruz.
İlk aşamayı sağlıklı atlattığımızın ilk göstergesi bitkilerin anlamlı gelişme göstermeye başlamaları (sürgün verme, yeni yaprak çıkarma, uzama gibi) ki yaklaşık 4-6 hafta sonraya tekabül ediyor.
Sonrası sabır, altı ay-bir yıl kadar sonra (Diana 2-4 ay sonrasını güvenli bulsa da ben garantici yaklaşıyorum) her şey yolunda devam ediyorsa daha gelişkin canlıları (balık) güvenle ekleyebiliriz.
Allah için özet geçtim [:)))][EDIT]ternapi,2019-07-01 03:13:43[/EDIT]
Öncelikle teşekkürler [:3]
Müsaadenle özet geçmek isterim zira esasen konu çok detaylı...
Temel amacımız küçük hacimde bir göl ekosistemi oluşturmak. Önce göl tabanını taklit etmemiz gerekiyor. Geçirgenliği engelleyen tabakayı akvaryum camı sağladığı için biz bunun bir üstünden başlıyoruz, toprak tabakası.
Olabildiğince el değmemiş, insan eliyle gübre ya da ilaç vs eklenmemiş toprak bulmamız gerekiyor ki bu, işin en zor ama önemli kısmı.
Toprağın çer çöpünü ayıkladıktan sonra birkaç tur üstüne su dolduruyoruz, bulanıklık çökene kadar bekleyip suyunu dökerek bir nevi toprağı yıkıyoruz. Bu işlem bir kovada yapılabilir.
İşlediğimiz toprağı açık havada birkaç gün havalandırarak ıslaklığını kaybetmesini bekliyoruz. Avucumuzda toprağı hafifçe sıkıp elimizi gevşettiğimizde dağılmayacak, ıslak bir görüntüsü de olmayacak.
Artık hazır olan toprağı akvaryum zeminine, elimizle hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakamızın en az 2,5 cm olması gerekiyor.
(Diana genellikle küçük tanklar kullandığı için böyle ama dikdörtgen prizma olarak düşünürsek 60 litre ve üstü tanklarda bu kalınlık 5 cm kadar olmalı)
Toprak tabakasını hazırladıktan sonra bir üst tabakaya geçiyoruz, kum tabakası.
Mümkünse doğal, dişli dere kumu tercih edilmeli. Kumu da birkaç kez su ile yıkayıp havalandırdıktan sonra toprak katmanın üstüne, yine hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakası kaç cm ise kum tabakasının da aynı kalınlıkta olması gerekiyor.
Zemin hazır. Dinlenmiş suyumuzu ekledikten sonra sıra bitkilerde...
1.grupta kökleriyle topraktan beslenen bitkiler var. Mutlaka bu gruba ait bitkilerden en az bir tane dikeceğiz. Mesela en bilinenlerden subulata bu gruptandır.
2.grupta dal ve gövdeleriyle sudan beslenen bitkiler yer alıyor. Bu bitkilerden de en azından tankın oturma aşamasında kullanmamız gerekiyor. Amonyak döngüsünün oturmasına yardımcı oluyorlar.
Tanka bu bitkileri serbest şekilde suyun içine bırakarak ya da kuma dikerek ekleyebiliriz. Tank oturmaya başladıktan sonra bu gruptakileri çıkarabiliriz ama kalmalarında fayda var. Tilki kuyruğu bu gruba örnektir.
Bitkilerimizi kuma, ortalama 1cm derine dikiyoruz, daha fazla daldırmıyoruz, oturma aşamasında kendileri kök geliştirerek toprağa ulaşacaklar.
3.grup ise su üstü bitkileri. En azından su mercimeği eklemekte fayda var. Bu grup da kökleriyle ama sudan beslenenler, özellikle hızlı nitrat tüketme açısından işimize yarayacaklar.
Göl ekosisteminde kabuklular da bulunmalı. Minare salyangozu gibi hem kumu havalandıran hem de çürükçül beslenen canlıların eklenmesi iyi olur. Onlar sayesinde bitkilerimizde ilk aşamada oluşabilecek bozulmalara müdahale etmemiz gerekmeyecek.
Tankımız hazır. Mümkünse güneş alabileceği bir yere konumlandıracağız ama bunu yapamıyorsak gündüzleri 6-8 saat ışık (önerilen 6500k soğuk beyaz ışık) vermemiz gerekecek.
Sonra beklemeye başlıyoruz. Buharlaşma ile eksilen suyu, su değişimi ile tamamlıyoruz. Yaklaşık haftada bir kez diyebiliriz. Bunun dışında tanka hiç müdahale etmiyoruz.
İlk aşamayı sağlıklı atlattığımızın ilk göstergesi bitkilerin anlamlı gelişme göstermeye başlamaları (sürgün verme, yeni yaprak çıkarma, uzama gibi) ki yaklaşık 4-6 hafta sonraya tekabül ediyor.
Sonrası sabır, altı ay-bir yıl kadar sonra (Diana 2-4 ay sonrasını güvenli bulsa da ben garantici yaklaşıyorum) her şey yolunda devam ediyorsa daha gelişkin canlıları (balık) güvenle ekleyebiliriz.
Allah için özet geçtim [:)))][EDIT]ternapi,2019-07-01 03:13:43[/EDIT]
Beğenenler: [T]175579,Sheyda27[/T][T]214205,Aqua Discovery[/T][T]205394,ahmetcirali[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T][T]197989,ceyh[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]202789,Hamza Özel[/T][T]214092,Nursun[/T][T]234095,aquafilozof[/T]
Teşekkür Edenler: [T]71002,Emre Zaim[/T][T]202789,Hamza Özel[/T]
+1: [T]175579,Sheyda27[/T][T]206719,Flexa[/T][T]71002,Emre Zaim[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 10:03
Diana Walstad'ı ne kadar sevsem ve bilgisine saygım sonsuz olsa da onca bilgi içerisinden neden böyle bir yöntem izlediğini hala anlayabilmiş değilim. Vakti zamanında yazdığı kitaplara tıkılı kalmış bilgileri sanki. Ben günümüzde daha etkin yollar olduğuna/olması gerektiğine inanıyorum. Özellikle 2000 sonrası çıkan makalaler mikrobiyolojiye, bitki fizyolojisine bakış açımızı epey değiştirdi.
Ben en son kurduğum tankımda bu nedenle bir çılgınlık yapıp yosun patlaması yaşanmasına müsaade ettim. Üstüne üstlük çılgınlar gibi bir aydınlatma koydum (3W x 48 power LED, 150L akvaryum) ve deli gibi bir periyotla aydınlatıyorum (günde en az 12 saat). Buna müsaade etmemin tek nedeni de, ani nüfus patlamalarında besinsiz kalan bireyleri takriben nüfusun aniden düşmesi gerektiğini bilmem. Yani amacım, ortaya çıkan fazlalıkların bir anda tüketilmesini sağlamak aslında. Ardından nasılsa tüketilecek bir şey kalmayacağından (nüfus çok çoğaldığı için), bir noktada nüfus kontrol altına alınmış olacak. Mesele bu noktanın neresi olduğu. SAE, Otocinclus gibi canlılar bu nüfusu kontrol altında tutabiliyor mu? Yoksa es geçtiğimiz diğer parametreler akvaryumun canına okuyacak mı?
Tankı kuralı tam 2 hafta olmuş durumda. Şu anda iki farklı çeşit yosun var, birisi bitkilerin arasında saç yosunu diğeri ise camlarda yeşil nokta yosunu (bu ilk defa oldu). Fakat bu kadar abartmama rağmen bu denli az miktarlarda olması bende soru işaretleri çıkarıyor. Çünkü hatırlıyorum daha önceki tanklarımda çok daha hızlı yosunlaşma yaşamışlığım olmuştu. Bu nedenle acaba o dengeye ulaştım ve bu fazla mı geldi diye düşünüyorum. Yine de biraz daha süre tanıyacağım ve 1 aya tamamlamasını bekleyeceğim. Bakalım sonuç ne olacak.
Ben en son kurduğum tankımda bu nedenle bir çılgınlık yapıp yosun patlaması yaşanmasına müsaade ettim. Üstüne üstlük çılgınlar gibi bir aydınlatma koydum (3W x 48 power LED, 150L akvaryum) ve deli gibi bir periyotla aydınlatıyorum (günde en az 12 saat). Buna müsaade etmemin tek nedeni de, ani nüfus patlamalarında besinsiz kalan bireyleri takriben nüfusun aniden düşmesi gerektiğini bilmem. Yani amacım, ortaya çıkan fazlalıkların bir anda tüketilmesini sağlamak aslında. Ardından nasılsa tüketilecek bir şey kalmayacağından (nüfus çok çoğaldığı için), bir noktada nüfus kontrol altına alınmış olacak. Mesele bu noktanın neresi olduğu. SAE, Otocinclus gibi canlılar bu nüfusu kontrol altında tutabiliyor mu? Yoksa es geçtiğimiz diğer parametreler akvaryumun canına okuyacak mı?
Tankı kuralı tam 2 hafta olmuş durumda. Şu anda iki farklı çeşit yosun var, birisi bitkilerin arasında saç yosunu diğeri ise camlarda yeşil nokta yosunu (bu ilk defa oldu). Fakat bu kadar abartmama rağmen bu denli az miktarlarda olması bende soru işaretleri çıkarıyor. Çünkü hatırlıyorum daha önceki tanklarımda çok daha hızlı yosunlaşma yaşamışlığım olmuştu. Bu nedenle acaba o dengeye ulaştım ve bu fazla mı geldi diye düşünüyorum. Yine de biraz daha süre tanıyacağım ve 1 aya tamamlamasını bekleyeceğim. Bakalım sonuç ne olacak.
Beğenenler: [T]205394,ahmetcirali[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T][T]213398,ternapi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 13:10
[QUOTE=Flexa]Diana Walstad'ı ne kadar sevsem ve bilgisine saygım sonsuz olsa da onca bilgi içerisinden neden böyle bir yöntem izlediğini hala anlayabilmiş değilim...[/QUOTE]
İnanılmaz başarılı bir yöntem.
İnanılmaz başarılı bir yöntem.
Beğenenler: [T]210265,UmitYilmaz[/T][T]71002,Emre Zaim[/T]
Teşekkür Edenler: [T]206719,Flexa[/T]
+1: [T]71002,Emre Zaim[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2019 14:14
[QUOTE=ternapi]
Öncelikle teşekkürler [:3]
Müsaadenle özet geçmek isterim zira esasen konu çok detaylı...
Temel amacımız küçük hacimde bir göl ekosistemi oluşturmak. Önce göl tabanını taklit etmemiz gerekiyor. Geçirgenliği engelleyen tabakayı akvaryum camı sağladığı için biz bunun bir üstünden başlıyoruz, toprak tabakası.
Olabildiğince el değmemiş, insan eliyle gübre ya da ilaç vs eklenmemiş toprak bulmamız gerekiyor ki bu, işin en zor ama önemli kısmı.
Toprağın çer çöpünü ayıkladıktan sonra birkaç tur üstüne su dolduruyoruz, bulanıklık çökene kadar bekleyip suyunu dökerek bir nevi toprağı yıkıyoruz. Bu işlem bir kovada yapılabilir.
İşlediğimiz toprağı açık havada birkaç gün havalandırarak ıslaklığını kaybetmesini bekliyoruz. Avucumuzda toprağı hafifçe sıkıp elimizi gevşettiğimizde dağılmayacak, ıslak bir görüntüsü de olmayacak.
Artık hazır olan toprağı akvaryum zeminine, elimizle hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakamızın en az 2,5 cm olması gerekiyor.
(Diana genellikle küçük tanklar kullandığı için böyle ama dikdörtgen prizma olarak düşünürsek 60 litre ve üstü tanklarda bu kalınlık 5 cm kadar olmalı)
Toprak tabakasını hazırladıktan sonra bir üst tabakaya geçiyoruz, kum tabakası.
Mümkünse doğal, dişli dere kumu tercih edilmeli. Kumu da birkaç kez su ile yıkayıp havalandırdıktan sonra toprak katmanın üstüne, yine hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakası kaç cm ise kum tabakasının da aynı kalınlıkta olması gerekiyor.
Zemin hazır. Dinlenmiş suyumuzu ekledikten sonra sıra bitkilerde...
1.grupta kökleriyle topraktan beslenen bitkiler var. Mutlaka bu gruba ait bitkilerden en az bir tane dikeceğiz. Mesela en bilinenlerden subulata bu gruptandır.
2.grupta dal ve gövdeleriyle sudan beslenen bitkiler yer alıyor. Bu bitkilerden de en azından tankın oturma aşamasında kullanmamız gerekiyor. Amonyak döngüsünün oturmasına yardımcı oluyorlar.
Tanka bu bitkileri serbest şekilde suyun içine bırakarak ya da kuma dikerek ekleyebiliriz. Tank oturmaya başladıktan sonra bu gruptakileri çıkarabiliriz ama kalmalarında fayda var. Tilki kuyruğu bu gruba örnektir.
Bitkilerimizi kuma, ortalama 1cm derine dikiyoruz, daha fazla daldırmıyoruz, oturma aşamasında kendileri kök geliştirerek toprağa ulaşacaklar.
3.grup ise su üstü bitkileri. En azından su mercimeği eklemekte fayda var. Bu grup da kökleriyle ama sudan beslenenler, özellikle hızlı nitrat tüketme açısından işimize yarayacaklar.
Göl ekosisteminde kabuklular da bulunmalı. Minare salyangozu gibi hem kumu havalandıran hem de çürükçül beslenen canlıların eklenmesi iyi olur. Onlar sayesinde bitkilerimizde ilk aşamada oluşabilecek bozulmalara müdahale etmemiz gerekmeyecek.
Tankımız hazır. Mümkünse güneş alabileceği bir yere konumlandıracağız ama bunu yapamıyorsak gündüzleri 6-8 saat ışık (önerilen 6500k soğuk beyaz ışık) vermemiz gerekecek.
Sonra beklemeye başlıyoruz. Buharlaşma ile eksilen suyu, su değişimi ile tamamlıyoruz. Yaklaşık haftada bir kez diyebiliriz. Bunun dışında tanka hiç müdahale etmiyoruz.
İlk aşamayı sağlıklı atlattığımızın ilk göstergesi bitkilerin anlamlı gelişme göstermeye başlamaları (sürgün verme, yeni yaprak çıkarma, uzama gibi) ki yaklaşık 4-6 hafta sonraya tekabül ediyor.
Sonrası sabır, altı ay-bir yıl kadar sonra (Diana 2-4 ay sonrasını güvenli bulsa da ben garantici yaklaşıyorum) her şey yolunda devam ediyorsa daha gelişkin canlıları (balık) güvenle ekleyebiliriz.
Allah için özet geçtim [:)))][/QUOTE]
Bilgiler için teşekkür ederim. Mutfağa kurduğum akvaryumu ileride güzel bir bitkili tanka dönüştürmek gibi bir diyetim vardı, ama bunun için henüz detaylı bir araştırma yapmamıştım. Bu verdiğin bilgiler, benim için gayet iyi oldu diyebilirim. Teşekkürler Yasemin.
Öncelikle teşekkürler [:3]
Müsaadenle özet geçmek isterim zira esasen konu çok detaylı...
Temel amacımız küçük hacimde bir göl ekosistemi oluşturmak. Önce göl tabanını taklit etmemiz gerekiyor. Geçirgenliği engelleyen tabakayı akvaryum camı sağladığı için biz bunun bir üstünden başlıyoruz, toprak tabakası.
Olabildiğince el değmemiş, insan eliyle gübre ya da ilaç vs eklenmemiş toprak bulmamız gerekiyor ki bu, işin en zor ama önemli kısmı.
Toprağın çer çöpünü ayıkladıktan sonra birkaç tur üstüne su dolduruyoruz, bulanıklık çökene kadar bekleyip suyunu dökerek bir nevi toprağı yıkıyoruz. Bu işlem bir kovada yapılabilir.
İşlediğimiz toprağı açık havada birkaç gün havalandırarak ıslaklığını kaybetmesini bekliyoruz. Avucumuzda toprağı hafifçe sıkıp elimizi gevşettiğimizde dağılmayacak, ıslak bir görüntüsü de olmayacak.
Artık hazır olan toprağı akvaryum zeminine, elimizle hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakamızın en az 2,5 cm olması gerekiyor.
(Diana genellikle küçük tanklar kullandığı için böyle ama dikdörtgen prizma olarak düşünürsek 60 litre ve üstü tanklarda bu kalınlık 5 cm kadar olmalı)
Toprak tabakasını hazırladıktan sonra bir üst tabakaya geçiyoruz, kum tabakası.
Mümkünse doğal, dişli dere kumu tercih edilmeli. Kumu da birkaç kez su ile yıkayıp havalandırdıktan sonra toprak katmanın üstüne, yine hafifçe bastırarak yayıyoruz. Toprak tabakası kaç cm ise kum tabakasının da aynı kalınlıkta olması gerekiyor.
Zemin hazır. Dinlenmiş suyumuzu ekledikten sonra sıra bitkilerde...
1.grupta kökleriyle topraktan beslenen bitkiler var. Mutlaka bu gruba ait bitkilerden en az bir tane dikeceğiz. Mesela en bilinenlerden subulata bu gruptandır.
2.grupta dal ve gövdeleriyle sudan beslenen bitkiler yer alıyor. Bu bitkilerden de en azından tankın oturma aşamasında kullanmamız gerekiyor. Amonyak döngüsünün oturmasına yardımcı oluyorlar.
Tanka bu bitkileri serbest şekilde suyun içine bırakarak ya da kuma dikerek ekleyebiliriz. Tank oturmaya başladıktan sonra bu gruptakileri çıkarabiliriz ama kalmalarında fayda var. Tilki kuyruğu bu gruba örnektir.
Bitkilerimizi kuma, ortalama 1cm derine dikiyoruz, daha fazla daldırmıyoruz, oturma aşamasında kendileri kök geliştirerek toprağa ulaşacaklar.
3.grup ise su üstü bitkileri. En azından su mercimeği eklemekte fayda var. Bu grup da kökleriyle ama sudan beslenenler, özellikle hızlı nitrat tüketme açısından işimize yarayacaklar.
Göl ekosisteminde kabuklular da bulunmalı. Minare salyangozu gibi hem kumu havalandıran hem de çürükçül beslenen canlıların eklenmesi iyi olur. Onlar sayesinde bitkilerimizde ilk aşamada oluşabilecek bozulmalara müdahale etmemiz gerekmeyecek.
Tankımız hazır. Mümkünse güneş alabileceği bir yere konumlandıracağız ama bunu yapamıyorsak gündüzleri 6-8 saat ışık (önerilen 6500k soğuk beyaz ışık) vermemiz gerekecek.
Sonra beklemeye başlıyoruz. Buharlaşma ile eksilen suyu, su değişimi ile tamamlıyoruz. Yaklaşık haftada bir kez diyebiliriz. Bunun dışında tanka hiç müdahale etmiyoruz.
İlk aşamayı sağlıklı atlattığımızın ilk göstergesi bitkilerin anlamlı gelişme göstermeye başlamaları (sürgün verme, yeni yaprak çıkarma, uzama gibi) ki yaklaşık 4-6 hafta sonraya tekabül ediyor.
Sonrası sabır, altı ay-bir yıl kadar sonra (Diana 2-4 ay sonrasını güvenli bulsa da ben garantici yaklaşıyorum) her şey yolunda devam ediyorsa daha gelişkin canlıları (balık) güvenle ekleyebiliriz.
Allah için özet geçtim [:)))][/QUOTE]
Bilgiler için teşekkür ederim. Mutfağa kurduğum akvaryumu ileride güzel bir bitkili tanka dönüştürmek gibi bir diyetim vardı, ama bunun için henüz detaylı bir araştırma yapmamıştım. Bu verdiğin bilgiler, benim için gayet iyi oldu diyebilirim. Teşekkürler Yasemin.
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T][T]71002,Emre Zaim[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir