Botia Macracantha alırken nelere dikkat etmeliyiz?

Botia Macracantha türüyle ilgili tecrübelerimi akvarist arkadaşlarla paylaşma gereği duydum. Yaklaşık 15 yıldır Makrakanta beslemekteyim. Son derece haylaz, eğlenceli ve bir o kadar hassas bir tür. Hassas olmaları onların beslenmesinde hata affetmez bir durum ortaya çıkartmakta ve ne yazık ki küçük bir yanlış bile balığın kaybedilmesine sebebiyet vermektedir. Botia Macracantha beslemek isteyen arkadaşlarımızın çoğu ne yazık ki bazı kronikleşmiş hatalardan dolayı başarısızlığa uğramaktadırlar. Bir kere şunu mutlaka bilmemiz gerekiyor. Makrakantaların özellikle küçük boyutta olanları ısı değişimine ve bunun bir getirisi olan beyaz benek hastalığına karşı çok hassastır. Fakat bu sorunun aşmanın da olmazsa olmaz yöntemleri var. Bu yöntemler atlanmadan uygulanırsa başarı şansımızı artırabiliriz.

1. Makrakantalarınızı alacağınız akvaryumcunun şartlarını iyi tahlil ediniz. Çoğul eki kullandım; çünkü en az 6 adet makrakanta almanız balıklarınızın ve sizin menfaatinize olur. Akvaryumcunun şartlarını tahlil ederken şu sorulara cevap aramalısınız: Akvaryumlarda ölü veya hasta balık var mı? Akvaryumlar yeterince temiz mi?

2. Makrakantalar söz konusu akvaryumcuda ne kadar süredir bulunuyor? Birkaç gün önce mi gelmiş yoksa birkaç haftadır mı akvaryumcunun elinde bulunuyor? Uzun süredir akvaryumcunun elinde bulunan makrakantaları 'oturmuş balık' olarak tanımlanabileceğinden tercih etmenizi öneririm. Ne kadar uzun süre o kadar fazla başarı demek.

3. Bu iki şart yerine geldiyse sıra geldi makrakantalarınızı evdeki akvaryumunuza transfer etmenin inceliklerine. Makrakantalarınızın sayısı ne kadar az ya da çok olursa olsun veya boyutları ne kadar büyük veya küçük olursa olsun akvaryumcunuzdan en büyük boydaki poşete koymasını ısrarla isteyin. Ve bu poşetteki su miktarının da en az poşetin yarısı kadar olması için de ısrarcı olun. Akvaryumcular malesef balıkları poşete koyduktan sonra poşetin suyunu başka akvaryumlardan tamamlamak gibi akıl almaz bir iş yapmaya eğilimlidirler. Buna asla izin vermeyin. Poşete konulacak suyun tamamı ısı değişikliği ihtimalini en aza indirmek için makrakantaların alındığı aynı akvaryumdan tamamlanmalıdır. Suyun fazla olması da ısı değişikliği ihtimalini en aza indirger. Poşetin en az yüzde 50'si bu suyla doldurulmalı ve geri kalanına da hava basılmalıdır. Poşet kapatıldıktan sonra ısı kaybını en az indirgemek amacıyla akvaryumcunuzdan bir poşetle daha paketi sağlamlaştırmasını isteyin. Son tahlilde çift kat poşetle kalın bir naylon tabakası elde etmiş oluyoruz.

4. Eve en kısa sürede gelinmeli ve ısı değişikliğine izin verilmemelidir.

5. Evdeki akvaryumunuza herhangi bir balığı aktarırken poşetin akvaryumda en az yarım saat beklemesi gerektiğini zaten biliyorsunuzdur. Fakat makrakantalarda bu süre en az bir saat olmalı. Bu süre içerideki su ile dışarıdaki suyun sıcaklığının tamamen eşitlenmesi için yeterli olacaktır.

6. Bir saatlik süreyi atlattıktan sonra poşetin ağzı açılarak akvaryum suyundan bir fincan poşetin içine konulmalı. İki dakika sonra aynı işlemi tekrarlayarak her iki dakikada bir fincan suyu poşetin içine ekleyerek poşetin tümünü doldurduktan sonra artık makrakantalarımızı akvaryumumuzun içine bırakabiliriz.

7. Makrakantalarımıza ilk gün yemleme yapmamalı, hatta ortama daha çabuk alışmaları için mümkünse akvaryumun ışıklarını kapatmalıyız.

8. İkinci gün ışıkları açıp yemleme işlemine başlayabiliriz.

9. Makrakantalarımızın bulunduğu tankın su sıcaklığı asla ve asla değişmemeli, her daim sabit kalmalıdır.

10. Hastalık veya başka bir durumdan dolayı sıcaklığın artırılması gerekiyorsa bu mutlaka kademeli olarak yapılmalı, dereceler tek tek ve aralarında birkaç saat olacak şekilde yükseltilmelidir.

11. Makrakantalarımız doğal ortamlarında akıntılı, bol oksijenli, berrak ve oldukça temiz sularda yaşamaktadırlar. Bu şartları onların mutluluğu için mutlaka sağlamalıyız.

12. Makrakantalarımızın bulunduğu akvaryumda onların saklanmalarını kolaylaştıracak kökler, bitkiler, oyuklu taşları mutlaka bulundurmalıyız.

13. Makrakantalarımızı her gün aynı saatte beslemeli, ışıklandırmalarını düzenli yapmalıyız. Düzenli bir beslenme rejimi uygularsak bir süre sonra balıklarımız da bu duruma alışacak ve yemleme saatinde saklanma yerlerinden çıkarak akvaryumun yüzeyi ile tabanı arasında neşeli bir şekilde yüzmeye başlayacaklardır.

14. Türkiye’deki akvaryumcuların malesef diğer bir kronik hatası da makrakantaları 'cichlid çöpçüsü' olarak satmak. Arkadaşlar, şu bilgiyi aklınızdan çıkartmayın. Cichlidler sert sularda yaşayan balıklar olup bu akvaryum ortamı makrakantalar gibi yumuşak su isteyen balıkların ortamıyla taban tabana zıttır. Bu sebeple makrakantalarınızı yumuşak su isteyen türlerle birlikte yetiştirmeniz daha doğru bir davranış olacaktır. Doğal ortamı Malavi veya Tangayika Gölü olan cichlid türleri ile doğal ortamı Borneo ve Sumatra’nın akıntılı nehirleri olan Botia Macracanthaların aynı ortamda yetiştirilmesi ne kadar mantıklı olabilir ki? 

Bütün akvarist arkadaşlara kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

Alperen Keskin2014-12-18 15:50:52

Abi macharanta amerikan cikletleriyle bakılır mı

 Merhabalar, mesajı yeni gördüm, kusura bakma. Makrakantalar birçok arkadaşımızın forumda yazdığı gibi saldırgan bir balık değil, aksine son derece barışçıldır. Ben yaklaşık 18 cm'lik makrakantalarımı neon, lepistes, pilati gibi türlerle ve son dönemde de karideslerle beraber bitkili tankımda bakıyorum. Hiçbir türün sayısında azalma olmadığı gibi karideslerimin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Fakat Amerikan Cichlidleri makrakantaya göre hem daha sert bir tür, hem de iki türün su şartları birbirine uygun değil. Bazı arkadaşlar amerikan tanklarına mangrov kökü ekleyerek ph seviyesini düşürdüklerini ve bu durumun da makrakantalar için uygun olduğunu savunuyorlar; fakat mesele ph ile sınırlı değil. Bu balıkların cichlid çöpçüsü olarak bakılmasının yanlış olduğuna dair birçok makale kaleme alındı. Amerikanların yanına mutlaka bir çöpçü koymak istiyorsan ters yüzen çöpçü veya leopar vatozu tercih edebilirsin. Son tahlilde 'beraber yaşarlar mı?' dersen, evet yaşarlar. Ama buna yaşamak denirse :)
Alperen Keskin2014-12-18 16:56:26