Black Tip Reef Shark (Asil köpek balığı)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
bakın buda dev akvaryumun temizlenmesi dalgıçların temizliği.
http://www.youtube.com/watch?v=r_aw8pjn-GM&feature=related
İzlemesi çok keyifli ama bir de temizlemesi ilgilenmesi var :D
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Muğla Gökova körfezindeki,sedir adasının arkasındaki,sedir adasına yüzme mesafesinde bulunan boncuk koyu köpek balıklarına tahsis edilmiştir.
TÜRKİYE DE KÖPEK BALIKLARI
Boncuk Köpek Balıkları
Günün ilk ışıkları Gökova Körfezinin eşsiz güzellikteki bu koyunda derin mavilikleri aydınlatmaya başlamış. Deniz sakin, kıyıdan balık avlamaya çalışan birkaç balıkçı bizi izliyor. Mehmet, Hüseyin ve ben teknenin üzerinde dalış takımlarımız ile son hazırlıklarımızı yapıyoruz. Birgün önce aynı bölgeye yaptığımız tüplü dalışta ne yazık ki görmeyi umduğumuz köpekbalıkları ile karşılaşamamış olmamız bizi yıldırmamıştı. Yöre halkından aldığımız bilgiler ile daha sığ bir bölgede önce yüzeyden tarama yapmaya karar verdik. İlk olarak ben dalış elbisemi giyerek maske ve şnorkel ile denize atladım. Denizde tek olmamın ve ürperti verici dip yapısının etkisi ile mi, yoksa ne tür bir köpekbalığı ile karşılaşacağımı bilmiyor olmanın etkisiyle mi içimde engellenemez bir ürperti var. On dakikalık bir aramadan sonra taramanın yavaş gittiğini düşünerek Mehmet�te koyun diğer yanından suya girdi. İkimiz farklı bölgelerden yüzeyde tarama yapmaya başladık. Birden uzaktan iki büyük karaltının üzerime doğru geldiğini gördüm. O an kanıma yoğun bir şekilde adrenalin pompalandığını hissettim. Başımı sudan kaldırarak teknedeki Hüseyin'i uyardım ve sevinçle köpekbalıklarını gördüğümü söyledim. Hüseyin yanıma geldi, ondan su altı kameramı istedim. Bir an önce çekimlere başlamak ve bir yandan da hayvanların davranışlarını anlamak istiyordum. Arkam açık denize bakar şekilde dik bir kaya ile birleşen uzun kumsal boyunca, yaklaşık 4-5 metrelik derinlikte bir sağa bir sola giderek dolaşan köpekbalıklarını izlemeye başladım. Bizi fark ettiklerinde biraz çekingen ama umursamaz tavırlarını bozmadan, son derece narin hareketlerle yüzmeye devam ettiler. Mehmet birazdan yanıma geldi ve scuba ünitesini giyerek resim çekmek üzere aşağı indi. Ben de yukarıdan video kaydına devam ettim. Daha sonra daha yakın çekimler yapabilmek amacıyla scuba ünitemi giyerek aşağı indim. Fakat gördüğüm birkaç köpekbalığı sanıyorum çıkardığım nefes sesinden rahatsız olarak benden uzaklaşmayı tercih etti. Bunun üzerine tekrar yukarı çıkıp yüzeyden film çekmek için hazırlık yaptım. Bu sefer onları kovalamak yerine önümden geçmelerini beklemeye karar verdim. Denize dik inen ve 4-5 metre derinlikten açığa doğru derinleşen kıyıya yaklaştım. Arkamı kayalığa vererek beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra çok güzel görüntüler almaya başladım, bana 2 metre kadar yaklaştılar. Meraklı gözler ile varlığımdan haberdar bir şekilde etrafımda dolanmaya başladılar. Bir müddet sonra yan yüzgeçlerini aşağı indirerek rahatsız olduklarını hissettirmeye başladılar. Onların bu vücut dilini okuyarak yavaş yavaş oradan uzaklaşmaya başladım ve su üstünde az ileride beni bekleyen Hüseyin�in teknesine çıktım. Hayatımın en güzel ve heyecan verici dalışlarından birini yapmıştım, Mehmet güzel fotograflar çekmişti. Ankara'ya döndüğümde görüntüleri defalarca seyrettim ve arkadaşlarımla paylaştım. Görüntülerden köpekbalıklarının cinsini tayin etmeye çalıştım ve kısa bir süre sonra bu güzel hayvanların �Sandbar Shark� olarak bilinen �Carcharhinus plumbeus� olduğunu anladım.
Sandbar�lar hakkında yaptığım araştırmalar sonucunda oldukça ilginç bilgilere ulaştım.
Genel:
Köpekbalıkları, 400 milyon yıldan da önce dünyamızda var olan ve günümüze
kadar evrimleşmesini sürdürerek, artık evrimleşme sürecini tamamlamıştır.
350 den fazla çeşidi ile tüm dünya sularında kendine yaşam alanı bulabilmiştir.
Kemikleri yoktur, tüm iskelet yapısı kıkırdaklı olduğundan su altında son
derece kıvrak ve süratli hareket edebilirler. Hareketsiz kaldıklarında
solumaları durduğu için sürekli hareket etmek zorundadırlar(Birkaç türü
hariç) Vücutlarının büyük bir bölümü karaciğerden oluşur(Yaklaşık %30)
En büyük türü olan Balina Köpekbalığı dışındaki hariç hemen hepsi etçildir.
Yemek menülerinde yenebilecek canlılar dışında çöplük artıkları dahil birçok
çeşit bulunabilmektedir. Bu arada insan eti standart menülerinde olmayıp,
ancak çok aç kaldıklarında veya vücut yapısı nedeniyle Fok balığına benzettiklerinden
saldırmaktadırlar. Bütün gelişmiş bilimsel yöntemlere karşılık halen köpekbalıklarının
yaşamı tam olarak çözülebilmiş değildir. Bu nedenle araştırmacıların ilgi
odağı olmaya devam etmektedirler. Son araştırmalardan köpekbalıklarının
sadece yırtıcı bir yok edici olmadığı, özellikle beraber avlanmak için
geliştirdikleri yöntemlerle de akıllı ve sosyal bir canlı olduğu tespit
edilmiştir. Zaten insandan çok daha önce dünyada olup halen denizlerdeki
egemenliğini sürdüren, evrimleşmesini tamamlamış bu canlının, başka türlü
bir şekilde hayatta kalabilmesi beklenemezdi.
Duyu Organları:
Köpekbalıklarının genel olarak gelişmiş 8 adet duyu organı bulunur
ki, bunların bazılarında ulaştığı hassasiyet bütün canlılardan üstündür.
1-Koku: Köpekbalıklarının en gelişmiş duyu organıdır. Çok uzaklardan
canlıların varlığından haberdar olabilirler. Bazı köpekbalığı cinsleri
sudaki bir damla kanın kokusunu 3 Km. uzaktan algılayabilecek kadar bu
duyusunu geliştirmiştir.
2-Duyma: Suda ses karadakinden dört kat hızlı yayılır. Biz insanlar
sesi uzaktan duymamıza karşılık yerini ve yönünü tespit edemeyiz. Oysa
köpekbalıkları çok uzaklardan sesi duyabildikleri gibi, bunun yerini de
tespit edip saldırıya geçebilmektedir. Özellikle rif köpekbalıkları(Sandbar�lar
da bu türe girmektedir) scuba tüplerinden gelen seslere karşı çok tepkili
olmaktadır. Bazıları bu sesten ürkerken, bazıları da tam tersine bu sesi
tahrik edici bulmakta ve saldırmaktadır.
3-Görme: Görme duyusunun diğer organlarına göre çok daha az gelişmiş
olduğu bilinmekle birlikte, özellikle derinlerde yaşayan türlerinin tam
tersine çok gelişmiş görme yetenekleri kazandığını biliyoruz.
4-Dokunma: Yakınlarında olan cisimlere karşı burunlarıyla veya dişleriyle
dokunarak ne olduğunu anlamaya çalışırlar. Eğer bu bildikleri birşeyse
doğrudan dişleri ile olur fakat tanımadıkları cisimlere yan yüzgeçleri
veya burunları ile dokunurlar.
5-Tat alma: Bazı cinsleri tam bir çöplük gibidir(Kaplan Köpekbalığı
gibi) fakat genellikle damak zevki olan hayvanlardır. Ağızlarına aldıkları
yiyeceğin tadını beğenmediklerinde fırlatıp bırakırlar. İnsanlara olan
saldırılar da genellikle ağızla bir dokunma şeklinde olur ve sonra kemikli
ve alışmadıkları bir tat olan bu eti yemek istemezler. Fakat bu saldırı
sırasında hayati organlara gelen ısırmalar nedeniyle genellikle kan kaybından
ölümler meydana gelir.
6-Yan Çizgi Algılayıcıları: Sudaki vibrasyonları çok uzaktan
algılamaya yarayan ve solungaçlarının hemen yanından başlayarak kuyruk
bölümüne doğru uzanan algılama organları vardır. Bu organ sayesinde sudaki
olağanüstü hareket titreşimlerini, örneğin yaralı bir balığın çıkardığı
titreşimleri algılayabilir.
7-Lorenzini Ampülleri: Burunlarının hemen ucunda bulunan küçük delikler
şeklindeki bu algılayıcılar sayesinde, suda canlılardan gelen elektrik
akımlarını algılayabilmektedirler. Bizim ancak çok gelişmiş cihazlar kullanarak
tespit edebileceğimiz bu elektriksel alanlardan canlının türünü dahi anlayabilmektedirler.
Özellikle gece ve dipte avlanmayı seven türlerinde bu algı organları daha
fazla gelişmiştir.
8-Manyetik Alan Algılayıcıları: Bazı köpekbalıkları çok uzun seyahatler
yapabilmektedir. Özellikle doğdukları yerlere geri gelme konusunda bu algılayıcıları
kullanmaktadırlar. Bu sayede 3000 Km. uzaklıktaki bir yeri bile rahatlıkla
bulabilmektedirler. Marmaris�te rastladığımız Sandbar türü köpekbalıkları
da bu duyu organları ile ünlü bir türdür.
Bu kadar çok gelişmiş duyu organıyla köpekbalıklarının aç kalabileceğini
düşünemiyor insan.
Gerçekten de 350 değişik türün hepsi yaşadıkları ortama en iyi adapte
olarak, besin zincirinin en üstünde yer alan hayvanlardır. Değişen doğa
koşullarıyla azalan yiyeceklerini algılamak için hepsi farklı duyu organlarını
geliştirebilmiştir. Bu yaklaşımla, Büyük Beyaz diye adlandırdığımız ve
köpekbalıklarının en üstünde yer alan türün en gelişmiş algılama kabiliyetine
ve zeka seviyesine ulaştığını söyleyebiliriz.
Sandbar Köpekbalıkları
Tanımlama:
Latince adı �Carcharhinus Plumbeus� olan ve dünyada daha çok �Sandbar�
olarak adlandırılan köpekbalıklarını, �Kumsal� veya �Büyük Camgöz� isimleriyle
ülkemizde tanımaktayız. Sandbar türü orta-büyük sınıfında kabul edilen,
Requiem ailesinin bir türü. Sandbar�ların en karakteristik özelliği yan
yüzgeçlerinin hemen ortasındaki hizadan başlayan üçgen ve büyük sırt yüzgecidir(First
Dorsal Fin). Bu yüzgeç üzerinde belli bir fark edilir renk lekesi olmamakla
beraber, arkasında ince bir çizgi şeklinde hafif bir koyu renk tonlaması
olabilmektedir. Renkleri gri, gri-mavi, boyları dişilerde 2.0-2.5m. erkeklerde
1.6-2.0m. olmaktadır.
Yaşam Alanları:
Sandbar�lar çok sığ alanlardan 280m. derinliğe kadar yaşayabilen bir
türdür. Genellikle geceleri ve sabahın ilk saatlerinde 30-50m. derinliklerde
avlanmayı severler. Günün ilk ışıkları ile kumsallara gruplara halinde
dolaşmaya gelebilirler. Daha sonra tekrar derin sulara geri dönerler. Sıcak
ve yarı sıcak sularda yaşarlar. Hint okyanusu, Doğu Pasifik, Hawaii, Avustralya,
Doğu Atlantik, Meksika ve Akdeniz sularında görülürler.
Üreme:
Köpekbalıkları üç değişik şekilde üremektedir. Birincisi yumurtalarını
dışarıya bırakanlar(Ör:Çekiçbaş), ikincisi yumurtalarını hemen vücudunun
altında ve dışında taşıyanlar, üçüncüsü ve en gelişmişi yumurtalarını karnının
içinde taşıyanlar. Sandbar�lar da �Viviparity� denilen bu en gelişmiş şekilde
üreyenler grubundandır. Anne karnında 1-14 arası yumurta taşır, bunları
8-12 aylık gebelik periyodundan sonra canlı olarak karnından çıkarır. Anne
karnından çıkan yavrular bire bir annesinin kopyası şeklinde olup, boyutları
50-70cm. arasında değişmektedir. Üreme periyodu iki yılda birdir. Sandbar�lar
çok yavaş büyürler ve bir dişinin üreme çağına gelmesi ortalama 15-19 yılı
bulabilir. Büyüme ve gebelik periyodu bu hayvanın bulunduğu ortamdaki ısı
ve beslenmeyle ilgilidir. Dişiler erkekler ile çifleşme dışında çok sık
beraber dolaşmaz. Hamilelik periyodunun sonuna gelen dişiler birleşerek
doğdukları sulara geri dönerler. Bu alanlar genellikle sığ kumsallardır.
Diğer köpekbalıklarından korunmak için bu şekilde bir yöntem seçmektedirler.
Sandbar�lar Mayıs ve Haziran aylarında doğurmak için bu bölgeye sürü halinde
gelir. Sanıyorum ki Akdeniz�de yaşayanların üreme için seçtikleri yer Gökova
Körfezi�ndeki Boncuk Koyu. Yavrularını canlı olarak doğuran dişiler hızla
bu bölgeyi terk ederler. Böylece kendi hemcinslerinden gelebilecek saldırılardan
da korunmuş olurlar. Yavrular bir müddet bu sularda kaldıktan sonra açık
denizlere ve derinlere inmeye başlar. Çiftleşme aylarının da Eylül-Ekim
gibi olduğu tahmin edilmektedir. Sandbar�ların ortalama ömrü 35 yıl civarında
olduğu sanılmakta. Üreme hızları yıllık %2.5-%10 arası olabilmektedir.
Beslenme:
Sandbar�ların üst dişleri 2-2.5cm, alt dişleri ise 1-1.5cm büyüklükte
olmaktadır. Kabuklu deniz canlıları, yumuşakçalar, balık, diğer köpek balıkları
gibi oldukça değişik ve sağlıklı bir beslenme tipi vardır. Bütün gün avlanmakla
beraber, geceleri bu aktivitelerinde artış olmaktadır.
İnsanlar İçin Tehlikesi:
Sandbar'lar az saldırgan köpekbalığı türüne girmektedir. Aynı aileden
gelen ve Büyük Beyaz'dan sonra en saldırgan tip olan Boğa Köpekbalıklarına
şekil olarak çok benzemelerine karşılık huy olarak benzemezler. Dünya literatüründe
insanlara saldırı sayısı 5 olarak kayıt edilmiştir ve hepsi de provake
edildiğinde olmuştur. Saldırılarda ölümle sonuçlanan olmamıştır. Bu da
göstermektedir ki Boğa Köpekbalığı gibi sinsice saldırmamakta fakat kendi
bölgesinde bir tacize uğradığında kendini savunmak için uyarmaktadır. Fakat
bütün kaynaklarda bu tür için yine de dikkatli olunması gerektiği notu
düşülmektedir. Doğurma alanlarına geldiklerinde her ne kadar saldırgan
bir tutum izlemeseler de yine de annelik iç güdüleri ile hareketle beklenmedik
bir saldırı ile karşılaşma riski bulunmaktadır.
Sandbar�lar hakkında daha detay bilgi için yararlanılan kaynaklar bölümünden araştırmalar yapabilirsiniz. Bu güzel ve nadide hayvanlar üreme için ülkemizi seçmiş ve belki de yüzlerce yıldır bu sahillere geliyorlar. Ne yazık ki insan yerleşim alanlarının artması bu küçük koyu da tehdit eder hale gelmiştir. Hemen yakında bulunan küçük koy yanındaki kamping alanı köpekbalıkları için bir tehdit oluşturabilir. Özellikle Mayıs-Haziran dönemlerinde Domuz Burnu ile Boncuk Koyu arasında kalan kayalık bölgede avlanmanın ve denize girmenin yasaklanmasında büyük fayda bulunmaktadır. Aynı şekilde kıyıdan olta balıkçılığı yapan kişilerin uyarılması ve yavru köpekbalıklarının oltaya takılması durumunda, incitilmeden oltadan çıkarılarak tekrar salınmalarının sağlanması gerekmektedir. Sandbar�ların Akdeniz�deki bu değerli üreme alanının koruma altına alınabilmesi için sivil toplum örgütlerinin ve Kültür Bakanlığı�nın desteğine ihtiyacımız vardır. Dalış okullarının buraya turistlik dalış şeklinde tur düzenlemelerinin de doğru olmayacağını düşünüyorum. Bu bölgeye sadece konusunda araştırma yapan deneyimli dalgıçların girmesine izin verilmelidir. Doğal yaşam alanlarında bu kadar yakından resim ve video görüntülerinin alınabilmesi çok önemlidir. Çünkü taradığım kaynaklarda doğal ortamdaki Sandbar�ların bu kadar yakından kayıtları yoktur. Yaşam zincirinin en üst basamağını oluşturan ve sayıları Akdeniz�de azalan Sandbar�ların korunması gerekmektedir. Bu nedenle bölgenin, ülkemizin korunması gereken tabiat varlıkları alanlarına dahil edilmesi gerekmektedir.
Tüm denizi sevenlere...
Mutlu payaslıoğlu
---------------------------------------------------------------------------------------------
Asagidaki Fotograflar Tahsin CEYLAN tarafindan 25-26 MAYIS 2002 tarihlerinde Marmariste cekilmistir.
---------------------------------------------------------------------------------------------
MUĞLA - Marmaris’in Çamlı Köyü Boncuk Koyu’nda sürdürülen ‘kum köpekbalıkları ’ (carcharhinus plumbeus) araştırmaları dördüncü yılını tamamladı. Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Güçlüsoy, sadece 20’de birinde dalış yasağı bulunan turizme açık koyda, bu yıl yapılan 125 gözlemden birinde grup halinde dolaşan 13 kum köpekbalığına rastladıkları söyledi.
Güçlüsoy “Koyun sadece 20’de birinde inceleme ve çalışma devam ediyor. Bu da en fazla 0.2 kilometrekarelik alan. Burası hâlâ Akdeniz’de bilinen tek üreme alanıdır. Alanda gözlenen tek tehdit olması muhtemel etki ise, Boncuk Koyu’nun denizden esen rüzgârlara açık olması nedeniyle teknelerden basılan pis su tanklarının koyu kirletmesi” dedi.
Dünyada yalnızca Atlantik kıyıları ve Marmaris Boncuk Koyu’nda üreyen kum köpekbalıkları saldırgan olmayan bir tür. Genelde 30 ile 50 metre arasındaki derinliklerde dolaşıyor. Balık türleri ve yengeçle besleniyor. Boyları 2.5 metreye ulaşabiliyor. (dha)
| ||
Yaşar ANTER / DHA | ||
MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'ne bağlı Çamlıköy'de, 1990 yılında birinci derece doğal sit ilan edilen Boncuk Koyu, kumsal köpekbalıklarının dünyada ürediği iki yerden biri. Koyda geçen yıl, Çevre ve Orman Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik ve Su Ürünleri Fakültesi ve Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD) bünyesindeki Ekoloji Grubu (EKOG) tarafından inceleme yapıldı. "Boncuk Köpekbalığı Koyu İzleme ve Gözlem Tesisleri Projesi"nin geçen yıl başlatılması ardından koy, Özel Çevre Koruma Başkanlığı tarafından "Kumsal Köpekbalığı (Carcharnius Plumbeus) Koruma Alanı" ilan edilip kapatıldı. Karadan giriş yasak Koy içine şamandıralar yerleştirilirken "Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kumsal Köpekbalığı (Carcharnius Plumbeus) Koruma Alanı. Şamandıralarla belirlenmiş alanda tekne ile seyretmek, balıkçılık, yüzme, aletli veya aletsiz dalış yasaktır" tabelası konuldu. Özel Çevre Koruma bölgesi ilan edilen koya deniz ve karadan giriş yasaklandı. Boncuk Kamping ve Turistik Tesisleri işletmecisi 65 yaşındaki Fatma Merzifonlu, Nisan ayı başından bu yana, tesislerinin kapatılması nedeniyle yerli ve yabancı turistleri çevirdiklerini söyledi. Merzifonlu, 30 yıldan bu yana 3 odalı pansiyon ve kampingde turizme hizmet ettiklerini belirterek "Koyu ve tesisi kapattılar. Köpekbalıkları koya sadece haziran ayında gelip yavruladıktan sonra gidiyor. Artık Boncuk Koyu'na kimse giremiyor" diye konuştu. Boncuk Koyu'na 30 yıldır tatile gelen, ama koyun kapalı olması nedeniyle Fethiye'ye giden Alman turist rehberi 47 yaşındaki Klaus Rossdeutscher, "17 yaşından beri bu koya tatile gelirim. Önemli olan köpekbalıklarının huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri ve bu güzelliklerin tüm dünya ile paylaşılması" dedi. İnsana saldırmıyor Kumsal köpekbalıkları (Carcharhinus Plumbeus), 100-350 kilo ağırlığında, 1-3.5 metre uzunluğunda. Bir defada 12-15 yavru doğurabiliyor, 1-80 metre derinlikte yaşayabiliyor. Dünyada üreme alanının Boncuk Koyu dışında sadece Amerika'nın güney sahillerinde olduğu biliniyor. İnsanlara saldırmayan kumsal köpekbalıklarının Akdeniz'deki tek, dünyadaki ikinci üreme merkezi ise Boncuk Koyu. |
||
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Merhaba, öncelikle bu cinsleri bende araştırıyorum ve fiyatlarının 4. 500 lira civarı olduğunu gördüm.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir