Bitkilide Doğa Takliti

Bu sistemin en önemli özelliği akvaryumun içinde bir doğal döngü oluşturabilmek ve bunun için de sadece küçücük bir dalga motoruyla akvaryumun hacmine uygun bir ısıtıcı kullananarak sistemi minimum teknolojiyle devam ettirmektir.Şimdi başlayalım;

Öncelikle,oda içerisinde akvaryumun konumu hayati önem taşımaktadır.Çünkü bitkilerin hayati ihtiyacı olan ışığı florasanlardan değil direkt olarak güneşten ölçülü bir şekilde alacağız.Bunun için odanın içinde güneşin gün boyu düştüğü alanları birkaç gün gözlemlememiz gerekiyor.Akvaryumu oda içinde öyle konumlandırmalıyız ki gün içinde en az 2-3 saat akvaryumumuzun direkt güneş ışığı alsın.Günün diğer vakitlerinde ise odanın,dolayısıyla akvaryumun içinin gün ışığıyla aydınlanması yeterli olacaktır.

Konumlama işini hallettikten sonra sıra akvaryumun kurulması ve taban malzemesine geliyor.Öyle ayrıntılı aman aman bitki kumlarına ve taban malzemelerine asla yer vermeyeceğiz.Çünkü amaç doğaya en yakın sistemi oluşturmak.Ben taban malzemesi olarak bir dere kenarında kurulmuş kum çıkarma tesisinden tesbih boncuğu büyüklüğünde taşlardan oluşan dere kumunu alıp temizleyerek kullandım.Kumun yüksekliğinin 5-6 cm olması yeterlidir.Kumu serdikten sonra dinlenmiş suyumuzu akvaryuma doldurup dalga motorunu ve ısıtıcıyı da bir köşeye yerleştirebiliriz.Burada dalga motorun tek amacı ısıtıcının yaydığı ısıyı akvaryuma dağıtmak ve suyun tamamen durgun halde kalıp bozulmasını önlemektir.Yani anlaşılacağı üzere bu akvaryumda filtreleme sistemi de olmayacak.Artık bitkilerimizi dikerek akvaryumu dekora başlayabiliriz.Dekor içinse kayaların yanı sıra asma dalları da kullanabiliriz.Akvaryum yeni kurulmuş ve sistem henüz başlamamış olduğu için diktiğimiz bitkilerin sistem oturana kadar yaşamalarını sağlamak gerekiyor.Bitkilerin yaşamasının gübre ve ışığa bağlı olduğunu biliyoruz.Işık işini en başta güneşle hallettik.Gübre işini de yine doğal olarak halledeceğiz.Yani artık akvaryuma cabuk üreyen canlı doğuranlardan üç-beş çift atmanın da zamanı geldi demektir.Tercihen lepistes...

Burada bir ayrıntı da yine bu hobiyle uğraşan bir arkadaşımızın suyu oturmuş sağlıklı bir akvaryumundan alınan birkaç litre suyu kurduğumuz akvaryuma ekleyerek bize ihtiyacımız olan bakterilerin daha çabuk oluşması için zaman kazandırmasıdır.

Şimdi gelelim ilk kurulum sırasında bizi en az kayba uğratabilecek bitki ve diğer canlı türleriyle alakalı püf noktalarına:

Mini ekosistemin henüz oluşmamasından dolayı yeni kurulmuş akvaryuma kolay bitki türleri eklemek işi oldukça kolaylaştırıyor.Mesela,tilki kuyruğu ve saz gibi hem çabuk çoğalan hem de dayanıklı bitkiler kullanmak en mantıklısı.Bu bitkileri de akvaryum içinde güneş ışığından en fazla tasarruf edebilecekleri yerlere dikmemiz sistemin daha çabuk oluşması için bize yardımcı olacaktır.Ancak bu yüzden ilk etaplarda akvaryumumuzu istediğimiz gibi dekore edemeyebiliriz.Fakat sistem oluşup oturduktan sonra akvaryumumuzu gönlümüzce dekore edebileceğiz.Sadece biraz sabır...

Akvaryuma ekleyeceğimiz balıklar içinse şunlara dikkat etmemiz gerekiyor;bu canlıları akvaryuma eklemek onları böyle bir akvaryumda beslemek istediğimizden zevkimize göre seçtiğimiz anlamına gelmiyor.Amaç ekosistemin kalbini oluşturacak bitkilere gübre sağlamalarıdır.Canlı sayısını fazla abartmaya gerk yok.350 lt'lik bir akvaryumda 10'ar kök tilki kuyruğu ve saz için 6-7 adet lepistes uygun olacaktır.

Evet artık sistem gün geçtikçe oturmaya başlayacak bir yandan bitkiler ışık ve balıklar sayesinde gelişecek-çoğalacak diğer yandan yeni bitkilerin ihtiyacını karşılayacak küçük lepistes yavruları bitkilerin arasında kaçışmaya başlayacaklar.Bu süreç içerisinde akvaryuma birkaç elma salyangozu eklemek de kopan çürüyen bitkilerin ortadan kalkması için bize yardımcı olacaktır.Zira bu amaçla elma salyangozları bu ekosistemde önemli bir halka olacaklar.

Gün geçtikçe bitkiler gelişecek canlılar artacak su daha da berraklaşacaktır.Bu gelişmeler bize adeta sistemin oturduğunu müjdeliyor.Yani artık akvaryuma keyfimize göre canlılar ekleyebilir, bitki çeiştliliğini arttırabilir ve dekorumuzu gönlümüzce yapabiliriz.Zira şu anda benim sistemimde 6-7 çeşit bitki bulunmakta.

Belki aklınıza şöyle bir soru gelebilir ''Peki filtre olmadan nasıl oluyor?'' Akvaryumu kirleten 2 faktör var.Birisi bitkilerin kopan,çürüyen parçaları ki biz bunu elma salyangozlarıyla hallettik ayrıca ölen canlıları da ortadan kaldırıyorlar,diğeri de nitrat.Bildiğimiz gibi nitrat kaynağı balıkların dışkılarıdır ve nitrat bize düşman değil tamamen dost...Bitkilerimiz bu şekilde gelişiyor,gübre ihtiyacını bu şekilde karşılıyorlar.

Artık balıklar çoğalacak,beslenecek,bitkilere gübre sağlayacak solunumla da yine bitkilere CO2 üretecek,bitkiler de balıkların dışkılarını,CO2'i ve güneşi kullanarak fotosentezle solunum yapan canlılara bir yandan O2 sağlarken diğer yandan da adeta bir filtre görevi üstlenerek akvaryumu temizleyecek,biz hobicilere  de seyir zevki yüksek,neredeyse tamamen doğal bir görsellik sunacaklar.

Biraz uzun oldu ancak umarın üşenmeyip okuyan arkadaşlarıma küçük de olsa bir fikir vermeyi başarmışımdır.Saygılar...

Ben 1 yıl gibi bir süre 2,5 litrelik bir tank idame ettim bu şekilde. Tasarruflu lamba, silis kum, küçük çalılar ve kayalar, silis kum, moss türleri ve karides kullanmıştım.

Sistemi bir nevi ultra low tech bitki tankı olarak etiketleyebiliriz :) Filtre olmadığı için balık-bitki dengesini korumak can alıcı nokta. Bunun için boyutu 30-40 litreden az tutmamak gerekir diye düşünüyorum. Canlı olarak da balık yerine karides tercihi daha yerinde olur.

Saygılar

Canlılar; Birkaç çeşit plati,kiraz karides,lepistes,Bolivian ram,ramirezi,kakadu,kuhli,midye ve renk olsun diye bir çift de beta.Ancak,henüz eklemeyi düşündüğüm bir kaç çeşit daha var.

Bitkiler; Micra,anabias,cryipto,saz,pembe zeytin,jawa moss,limon,tilki kuyruğu,su mercimeği,nilüfer,gül ve 3-4 kök de adını bilmediğim geniş ve sert yapraklı bitkilerden bulunmakta.

Teşekkür ederim.En kısa zamanda eklemeye çalışacağım.