Bitkili akvaryum için bilgiler..
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2011 18:44
Sevgili akvarist arkadaşlar,
Bitkili akvaryumların görsel güzelliğine dayanabilecek çok az insan vardır. Hele bir de evdekilerle başınız beladaysa, bu görsellik çok daha önemli hale geliyor. Kimse çürümüş ve sararmış yapraklar, karmaşık görüntü, sıkıcı karanlık bir manzarayı evin saloluna koydurtmaz. Peki bu kötü durumlara düşmeden ve fazla da para harcamadan bu işin altından nasıl kalkacağız?
Başarılı olmak sadece şans işi değildir. Bitkili akvaryumlar, daha fazla dikkat ve özen ister. Ayrıca daha masraflıdır. İlk kurulumdan bahsediyorum tabii. Bana göre bitkiliyi bir kez doğru kurduğunuz zaman, tüm masraflarını çıkaracak kadar bitki üretebilir, ister satar, ister takas yapar, isterseniz hediye edersiniz. Ben değişik zamanlarda her üçünü de yapıyorum. Asla çöpe bitki atmadım. Kıyamam da zaten.
Eğer bitkili akvaryum ve bitki bakımı hakkında hiçbir bilginiz yoksa, hightech sistem yerine, lowtech sistem kurun. Hem masrafı daha azdır, hem de başarılı olma şansınız daha yüksektir. Zamanla tecrübelenince yüksek teknolojiden faydalanırsınız. Asla acele etmeyin.
Düşük destekli sistemlerin en büyük özelliği tabanın zengin kurulmasında yatar. Tabana kullanacağımız çok farklı malzemeler vardır. Hep de bu konuda takılır kalırız. Kararsızlık sonunda bezginliğe varır. Düşük destekli akvaryumlar için fikir olması açısından aşağıdaki yazımı ekliyorum. Farklı akvaryumlarda farklı tabanlar kullanmış ve gözlemlerimi yazmıştım. Buyrun.
Kedi kumunu denedim. Altına saksı toprağı koydum. Sonra kedi kumu, onun üzerine de son kat olarak beyaz kuvars kum kullandım. Bir süre sonra bitkiler resmen coştular. Düşük destekli bir sistem olduğundan, düşük desteğe göre coştular tabii. Çok memnun kaldım. Subulatalar heryerden kol atarak kumdan fışkırdılar adeta. Ayrıca o kadar temiz bir suya sahip oldum ki, çok şaşırtıcıydı. Kedi kumu iri daneli olduğundan ve gözenekli bir yapısı olduğundan hem alt tabakaya rahatça su dolaşımı sağlıyor, hem de biyolojik arıtım için bakteri yatağı işlevi görüyordu. Çok da ucuza mal olan, zengin bir tabandı.
Zamanla budama ve seyreltme yapmam gerekti. O kadar hafif bir malzeme ki, katmanlar zamanla birbirine girdi. Bitkilerin tutunması da zor oluyor. Ayrıca araya seperatör koymadığımdan, saksı toprağı, köklerle beraber yüzeye çıkıyordu. Su bulamaç gibi oluyordu. Ayrıca bu durumdan meleklerim ve tetralarım rahatsız oluyordu. Bazı hastalıklar da yaşadım tabii. Beyaz benek, yüzgeç erimesi gibi. Ben bu durumu hep söküm yaptığım hafta yaşıyordum. Bunu da ektozon kullanarak aşmaya çalışlıyordum. Suyum da öyle temizdi ki, şaşırıyordum.
Örnek akvaryumum, düşük destekli, kedi kumu ve saksı toprağı:
Bir başka tankımda ise; saksı toprağı üzerine kalın kuvars kum kullandım. Orada ise durum farklıydı. Hightech bir akvaryum olmasına rağmen, kedi kumu kullandığım akvaryumda bitkilerim sanki daha güzeldi. Sadece gelişimi yavaştı. Ayrıca dip çekimi yaptığımda kuvarsın üzrerinden berbat bir pislik geliyordu. Yani balık dışkıları alt katmana gitmiyor, kum üzerinde birikiyordu. Doğrusu bu çok büyük bir handikap oldu bana. Tabanda kuvars üzerinde daha az bakteri yaşadığından mı yoksa ben mi beceremedim bilmiyorum, kedi kumu filtreleme açısından çok daha başarılıydı.
Örnek akvaryumum; kuvars kum altında saksı toprağı, yüksek teknoloji...
Son olarak, yeni kuracağım tankta, sadece kökten beslenen bitkiler dikeceğim için tabanı değişik yapmaya karar verdim. Tropica marka taban zenginleştirici substrat kullanamaya karar verdim. Üzerine de beğendiğim bir çeşit akvaryum kumu (vitasand marka bitki kumu) sereceğim. Bu tabanın bana 1 yıl yeteceğini düşünüyorum. 1 yıl sonunda bitkilerin durumuna göre arada bir kök yakınlarına misket gübre eklemesi yaparım. Söküm yapacak olursam da kum karıştı, ortalık bulandı derdi olmayacak. Aslında çok tembelimdir. Fakat stem (gövdeli) bitki akvaryumu yapsaydım (gül zeytin, rotala gibi), o zaman saksı toprağı kullanırdım yine. Çünkü sökmek yerine sadece budayarak bakımını yapacağız.
Bu yazıya göre;
Saksı toprağı çok sağlam bir besin kaynağı oluşturuyor, fakat katmanları ayırmazsanız, müthiş bir kaos yaşıyorsunuz. Cyripto türleri bu toprağa bayılıyorlar. Sublata ve sazlar da aynı şekilde... Fakat gövdeli bitkiler için saksı toprağı şart değil. Olsa daha iyi olur, ama gövdeli bitkiler sudan da beslendikleri için su değişimiyle konuyu aşabilirsiniz. Saksı toprağını üst katmandan ayırmak için sineklik teli kullanmak çözüm olabilir. Fakat unutmayın köklü bitkileri sökerken, tüm akvaryum tabanı elinizde kalabilir.
Kedi kumu, filtrasyon açısından çok yardımcı bir malzeme. Tertemiz sulara hoşgeldiniz. Ama o da ne, küçük bitkileri dikmek bir eziyet oluyor. O kadar hafif ki, dip çekim aparatı tıkanıveriyor. Hafifliği yüzünden tüm katmanlar bitki sökerken birbirine giriyor. Yine de filtreleme açısından ve köklere taze mineralli su ve balık dışkısı gibi gübre taşıması açısından bulunmaz hint kumaşı, üstelik de çok ucuz. 7 litrelik poşeti 4 YTL...
Kuvars kum, ağır bir kum, gözenekli olmadığından bakteri popülasyonu daha az. Ayrıca alt katmana besin ve su dolaşımı konusunda sınıfta kalıyor. Fakat bir avantajı var, salınım yapmıyor. Ben yine de bitki kumu olarak pek beğenmedim.
Aquaclay hakkında kısa bir not düşmeden olmaz. Salınımı olmayan güzel bir bitki kumu. Ayrıca gözenekli yapısı ve hafifliğiyle kedi kumuyla yarışıyor. Üstelik kedi kumundan daha şık görünüyor. Fakat kedi kumuna göre pahalı bir ürün. Paranız varsa, kedi kumu yerine aquaclay kullanın. Kırmızı rengini içeriğindeki demirden alıyor. Bedava demir yatağınız var, ne güzel!... Üstelik bu demiri, sadece kökleri zorla alıyor. Suya demir salınımı yapsa mazallah, yosundan saçınızı yolardınız. ee ama bitki dikimi çok zor oluyor. Yuvarlak şekli sayesinde kökler zedelenmiyor, fakat o kadar kaba ve hafif ki, bitki tutunmuyor. Bir lanet bu galiba Belki alt katmana bir sıra kullanarak demir ihtiyacını ve tabanın sirkülasyonunu sağlarsınız. Kedi kumu da sağlar ama kedi kumunda demir yok ki!...
Misket gübre, taban kurulumuna mutlaka tavsiye ederim. Sonradan da eklenebiliyor ama baştan koymakta fayda var. Bence olmazsa olmaz misket gübredir. Zamanla tükendiğinde yenisini koyarsınız olur biter.
Laterit, işte mucize... Demirce en zengin malzeme. Bulursanız mutlaka tabana ekleyin. Ben tropica ekleyeceğimden son anda lateritten vazgeçtim. Ama hala düşünmüyor değilim. Sonradan ekleme şansınız yok, çünkü tozla karışık zerreler halinde...
Hagen siyah kum, bitkili akvaryumların şahı!.. Pahalı ama değiyor. Paranız varsai kıyın gitsin, hagen siyah kum alın. Parlak ve siyah nasıl da derinlik veriyor. Sadece karanlık gösteriyor biraz. Düşük desteklide pek istemem doğrusu. O sebeple ben tercih etmedim. Basit dere kumu bana daha mantıklı geliyor. Hem mineralce zengin, hem ucuz, hem de düşük desteklide karartma yapmaz. Ama hagenin bir özelliği var, demirce zengin bir malzeme... Demir deposu mübarek...
Doğallık ve kendi zevkime uygunluk açısından bej renkli, içerisinde kahverengi, yeşil ve siyah tonlarda karışık bir kum kullanmaya karar vermiştim.
Tabanı bırakalım, biraz da ışıklandırmaya bakalım.
Işıklandırmada ucuza kurulmak için yüksek olmayan akvaryumlar kullanın. 40 cmden yüksek akvaryumlar 1 flo daha ek ışıklandırma demektir. Düşük destekli sistemde genelde kapağa sığabilen en uzun 2 flo yeterlidir. Fakat eni fazlaysa o zaman 3 flo da olabilir. 100-40h-35 cm akvaryuma 2 flo yeterlidir. Biri grolüx, biri aquastar olmalıdır.
Zamanlayıcı kullanın. Böylece açma kapama derdinden kurtulun. Aynı satlerde açıp kapamak, hatta periyor arasına karanlık safha koyman, yosuna iyi bir çözüm olabilir. Günde 10-12 saat aydınlatma yeterlidir.
Su değişimini asla aksatmayın. Hayati önemi vardır. Çünkü gübreleme yapmıyoruz. Balıklar ve bitkiler sudaki minerlleri emerler. Bu durumda zamanla suyunuzun minerali tükenir ve fakirleşir. O zaman balık ve bitkiler neden büyümüyor diye kara kara düşünürsünüz. Haftalık %25-30 değişim iyidir. Klorsuz, dinlenmiş çeşme suyu kullanın. Eklenecek suyun ısısını mutlaka akvaryumla aynı ısıya getirin.
Düşük desteklide fazla balık koymayın. Dışkı fabrikası çalıştırmıyoruz. Hamal da değiliz. Bu işten zevk almak istiyoruz. O zaman fazla balık yükü iyi değil!...
Isı 26 derece olmalıdır. Bir çok bitki ve balık türünün sevdiği ortak sıcaklık derecesidir. İlk kurulumda bolca hızlı büyüyen bitki eklerseniz (çınar, zeytin, eledoa, gül, saz vb gibi...), sonradan yosundan kurtarın başlıkları açmak zorunda kalmaz, bu işten o sırada keyif alıyor olursunuz.
Çok uzattım. Bu yazının burasına kadar geldiyseniz, bu işte epey heveslisiniz. Başarılı olmamak için hiç bir neden yok!...
NOT:Alıntıdır. EMEĞE SAYGI
Bitkili akvaryumların görsel güzelliğine dayanabilecek çok az insan vardır. Hele bir de evdekilerle başınız beladaysa, bu görsellik çok daha önemli hale geliyor. Kimse çürümüş ve sararmış yapraklar, karmaşık görüntü, sıkıcı karanlık bir manzarayı evin saloluna koydurtmaz. Peki bu kötü durumlara düşmeden ve fazla da para harcamadan bu işin altından nasıl kalkacağız?
Başarılı olmak sadece şans işi değildir. Bitkili akvaryumlar, daha fazla dikkat ve özen ister. Ayrıca daha masraflıdır. İlk kurulumdan bahsediyorum tabii. Bana göre bitkiliyi bir kez doğru kurduğunuz zaman, tüm masraflarını çıkaracak kadar bitki üretebilir, ister satar, ister takas yapar, isterseniz hediye edersiniz. Ben değişik zamanlarda her üçünü de yapıyorum. Asla çöpe bitki atmadım. Kıyamam da zaten.
Eğer bitkili akvaryum ve bitki bakımı hakkında hiçbir bilginiz yoksa, hightech sistem yerine, lowtech sistem kurun. Hem masrafı daha azdır, hem de başarılı olma şansınız daha yüksektir. Zamanla tecrübelenince yüksek teknolojiden faydalanırsınız. Asla acele etmeyin.
Düşük destekli sistemlerin en büyük özelliği tabanın zengin kurulmasında yatar. Tabana kullanacağımız çok farklı malzemeler vardır. Hep de bu konuda takılır kalırız. Kararsızlık sonunda bezginliğe varır. Düşük destekli akvaryumlar için fikir olması açısından aşağıdaki yazımı ekliyorum. Farklı akvaryumlarda farklı tabanlar kullanmış ve gözlemlerimi yazmıştım. Buyrun.
Kedi kumunu denedim. Altına saksı toprağı koydum. Sonra kedi kumu, onun üzerine de son kat olarak beyaz kuvars kum kullandım. Bir süre sonra bitkiler resmen coştular. Düşük destekli bir sistem olduğundan, düşük desteğe göre coştular tabii. Çok memnun kaldım. Subulatalar heryerden kol atarak kumdan fışkırdılar adeta. Ayrıca o kadar temiz bir suya sahip oldum ki, çok şaşırtıcıydı. Kedi kumu iri daneli olduğundan ve gözenekli bir yapısı olduğundan hem alt tabakaya rahatça su dolaşımı sağlıyor, hem de biyolojik arıtım için bakteri yatağı işlevi görüyordu. Çok da ucuza mal olan, zengin bir tabandı.
Zamanla budama ve seyreltme yapmam gerekti. O kadar hafif bir malzeme ki, katmanlar zamanla birbirine girdi. Bitkilerin tutunması da zor oluyor. Ayrıca araya seperatör koymadığımdan, saksı toprağı, köklerle beraber yüzeye çıkıyordu. Su bulamaç gibi oluyordu. Ayrıca bu durumdan meleklerim ve tetralarım rahatsız oluyordu. Bazı hastalıklar da yaşadım tabii. Beyaz benek, yüzgeç erimesi gibi. Ben bu durumu hep söküm yaptığım hafta yaşıyordum. Bunu da ektozon kullanarak aşmaya çalışlıyordum. Suyum da öyle temizdi ki, şaşırıyordum.
Örnek akvaryumum, düşük destekli, kedi kumu ve saksı toprağı:
Bir başka tankımda ise; saksı toprağı üzerine kalın kuvars kum kullandım. Orada ise durum farklıydı. Hightech bir akvaryum olmasına rağmen, kedi kumu kullandığım akvaryumda bitkilerim sanki daha güzeldi. Sadece gelişimi yavaştı. Ayrıca dip çekimi yaptığımda kuvarsın üzrerinden berbat bir pislik geliyordu. Yani balık dışkıları alt katmana gitmiyor, kum üzerinde birikiyordu. Doğrusu bu çok büyük bir handikap oldu bana. Tabanda kuvars üzerinde daha az bakteri yaşadığından mı yoksa ben mi beceremedim bilmiyorum, kedi kumu filtreleme açısından çok daha başarılıydı.
Örnek akvaryumum; kuvars kum altında saksı toprağı, yüksek teknoloji...
Son olarak, yeni kuracağım tankta, sadece kökten beslenen bitkiler dikeceğim için tabanı değişik yapmaya karar verdim. Tropica marka taban zenginleştirici substrat kullanamaya karar verdim. Üzerine de beğendiğim bir çeşit akvaryum kumu (vitasand marka bitki kumu) sereceğim. Bu tabanın bana 1 yıl yeteceğini düşünüyorum. 1 yıl sonunda bitkilerin durumuna göre arada bir kök yakınlarına misket gübre eklemesi yaparım. Söküm yapacak olursam da kum karıştı, ortalık bulandı derdi olmayacak. Aslında çok tembelimdir. Fakat stem (gövdeli) bitki akvaryumu yapsaydım (gül zeytin, rotala gibi), o zaman saksı toprağı kullanırdım yine. Çünkü sökmek yerine sadece budayarak bakımını yapacağız.
Bu yazıya göre;
Saksı toprağı çok sağlam bir besin kaynağı oluşturuyor, fakat katmanları ayırmazsanız, müthiş bir kaos yaşıyorsunuz. Cyripto türleri bu toprağa bayılıyorlar. Sublata ve sazlar da aynı şekilde... Fakat gövdeli bitkiler için saksı toprağı şart değil. Olsa daha iyi olur, ama gövdeli bitkiler sudan da beslendikleri için su değişimiyle konuyu aşabilirsiniz. Saksı toprağını üst katmandan ayırmak için sineklik teli kullanmak çözüm olabilir. Fakat unutmayın köklü bitkileri sökerken, tüm akvaryum tabanı elinizde kalabilir.
Kedi kumu, filtrasyon açısından çok yardımcı bir malzeme. Tertemiz sulara hoşgeldiniz. Ama o da ne, küçük bitkileri dikmek bir eziyet oluyor. O kadar hafif ki, dip çekim aparatı tıkanıveriyor. Hafifliği yüzünden tüm katmanlar bitki sökerken birbirine giriyor. Yine de filtreleme açısından ve köklere taze mineralli su ve balık dışkısı gibi gübre taşıması açısından bulunmaz hint kumaşı, üstelik de çok ucuz. 7 litrelik poşeti 4 YTL...
Kuvars kum, ağır bir kum, gözenekli olmadığından bakteri popülasyonu daha az. Ayrıca alt katmana besin ve su dolaşımı konusunda sınıfta kalıyor. Fakat bir avantajı var, salınım yapmıyor. Ben yine de bitki kumu olarak pek beğenmedim.
Aquaclay hakkında kısa bir not düşmeden olmaz. Salınımı olmayan güzel bir bitki kumu. Ayrıca gözenekli yapısı ve hafifliğiyle kedi kumuyla yarışıyor. Üstelik kedi kumundan daha şık görünüyor. Fakat kedi kumuna göre pahalı bir ürün. Paranız varsa, kedi kumu yerine aquaclay kullanın. Kırmızı rengini içeriğindeki demirden alıyor. Bedava demir yatağınız var, ne güzel!... Üstelik bu demiri, sadece kökleri zorla alıyor. Suya demir salınımı yapsa mazallah, yosundan saçınızı yolardınız. ee ama bitki dikimi çok zor oluyor. Yuvarlak şekli sayesinde kökler zedelenmiyor, fakat o kadar kaba ve hafif ki, bitki tutunmuyor. Bir lanet bu galiba Belki alt katmana bir sıra kullanarak demir ihtiyacını ve tabanın sirkülasyonunu sağlarsınız. Kedi kumu da sağlar ama kedi kumunda demir yok ki!...
Misket gübre, taban kurulumuna mutlaka tavsiye ederim. Sonradan da eklenebiliyor ama baştan koymakta fayda var. Bence olmazsa olmaz misket gübredir. Zamanla tükendiğinde yenisini koyarsınız olur biter.
Laterit, işte mucize... Demirce en zengin malzeme. Bulursanız mutlaka tabana ekleyin. Ben tropica ekleyeceğimden son anda lateritten vazgeçtim. Ama hala düşünmüyor değilim. Sonradan ekleme şansınız yok, çünkü tozla karışık zerreler halinde...
Hagen siyah kum, bitkili akvaryumların şahı!.. Pahalı ama değiyor. Paranız varsai kıyın gitsin, hagen siyah kum alın. Parlak ve siyah nasıl da derinlik veriyor. Sadece karanlık gösteriyor biraz. Düşük desteklide pek istemem doğrusu. O sebeple ben tercih etmedim. Basit dere kumu bana daha mantıklı geliyor. Hem mineralce zengin, hem ucuz, hem de düşük desteklide karartma yapmaz. Ama hagenin bir özelliği var, demirce zengin bir malzeme... Demir deposu mübarek...
Doğallık ve kendi zevkime uygunluk açısından bej renkli, içerisinde kahverengi, yeşil ve siyah tonlarda karışık bir kum kullanmaya karar vermiştim.
Tabanı bırakalım, biraz da ışıklandırmaya bakalım.
Işıklandırmada ucuza kurulmak için yüksek olmayan akvaryumlar kullanın. 40 cmden yüksek akvaryumlar 1 flo daha ek ışıklandırma demektir. Düşük destekli sistemde genelde kapağa sığabilen en uzun 2 flo yeterlidir. Fakat eni fazlaysa o zaman 3 flo da olabilir. 100-40h-35 cm akvaryuma 2 flo yeterlidir. Biri grolüx, biri aquastar olmalıdır.
Zamanlayıcı kullanın. Böylece açma kapama derdinden kurtulun. Aynı satlerde açıp kapamak, hatta periyor arasına karanlık safha koyman, yosuna iyi bir çözüm olabilir. Günde 10-12 saat aydınlatma yeterlidir.
Su değişimini asla aksatmayın. Hayati önemi vardır. Çünkü gübreleme yapmıyoruz. Balıklar ve bitkiler sudaki minerlleri emerler. Bu durumda zamanla suyunuzun minerali tükenir ve fakirleşir. O zaman balık ve bitkiler neden büyümüyor diye kara kara düşünürsünüz. Haftalık %25-30 değişim iyidir. Klorsuz, dinlenmiş çeşme suyu kullanın. Eklenecek suyun ısısını mutlaka akvaryumla aynı ısıya getirin.
Düşük desteklide fazla balık koymayın. Dışkı fabrikası çalıştırmıyoruz. Hamal da değiliz. Bu işten zevk almak istiyoruz. O zaman fazla balık yükü iyi değil!...
Isı 26 derece olmalıdır. Bir çok bitki ve balık türünün sevdiği ortak sıcaklık derecesidir. İlk kurulumda bolca hızlı büyüyen bitki eklerseniz (çınar, zeytin, eledoa, gül, saz vb gibi...), sonradan yosundan kurtarın başlıkları açmak zorunda kalmaz, bu işten o sırada keyif alıyor olursunuz.
Çok uzattım. Bu yazının burasına kadar geldiyseniz, bu işte epey heveslisiniz. Başarılı olmamak için hiç bir neden yok!...
NOT:Alıntıdır. EMEĞE SAYGI
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Mart 2011 21:56
Güzel ve akıcı yazılmış.Arkdaşlara faydalı olacagına inanıyorum teşekkürler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir