Bitki Akvaryumum ( Son Foto 43 )
Gönderim Zamanı: 21 Ocak 2008 23:13
Yaklaşık 2 yıldır akvaryumumda duran ve çiçekler açan echinodorus ozelot ile vedalaştık. Gerek yapraklarını budayıp bonsai yapmaktan sıkılmam, gerek aşırı besin tüketmesi gerekse arkasındaki myrophillum ile uyumsuzluğu (iri kocaman yaprak arasından çıkan stemler hoş durmuyordu) nedeniyle şuanda yeri boş. Bir bolbitis türü arıyorum.
Aylarca aradım, buldum, 9 tane minacık sapın 6 sını yaşatıp büyütüp çoğalttım ve istediğim kıvama getirdim. Stellatalarım çok güzel oldu, onlara bakıp sizi seviyorum diyorum
Ram yavruları büyümeye devam. Artık cama yapışan kurutulmuş tubifexe saldırıp etrafta çok daha fazla korkusuzca dolanıyorlar.
Hobi yıllarımın en güzel zamanlarını bu bitki akvaryumumla yaşadım. Salça tenekesinde bitki yetiştiren yaşlı teyzeler gibi her bir bitkiyi, her bir balığı ayrı ayrı seviyorum...
Saygılar,
Aylarca aradım, buldum, 9 tane minacık sapın 6 sını yaşatıp büyütüp çoğalttım ve istediğim kıvama getirdim. Stellatalarım çok güzel oldu, onlara bakıp sizi seviyorum diyorum
Ram yavruları büyümeye devam. Artık cama yapışan kurutulmuş tubifexe saldırıp etrafta çok daha fazla korkusuzca dolanıyorlar.
Hobi yıllarımın en güzel zamanlarını bu bitki akvaryumumla yaşadım. Salça tenekesinde bitki yetiştiren yaşlı teyzeler gibi her bir bitkiyi, her bir balığı ayrı ayrı seviyorum...
Saygılar,
Beğenenler: [T]152122,zekigonlum[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2008 00:25
Farklı bir akvaryumda (bitkisiz) odak noktası balıkların kendisidir, göz hep balığı arar, balık hareketliyse ilk anda akvaryumu doldurur, ilgiyi çeker fakat bir süre sonra baş döndürür. Balık hareketsiz ise fotoğrafa bakmaktan farksız olur, bıktırır.
Bitkili akvaryumda ise, odak sadece balık değil, balığın olmadığı bir nokta bile kendisini saatlerce seyrettirebilir. Aynı zamanda kişinin kendini ifadesidir, bitkilerin yerleşimi, renk/bitki kombinasyonlarının genel görünümü...
Akvaryum hobisi aşçılık gibi birşey, aşçılıkta eldeki malzemelerin her biri ayrı ayrı yenilebilir ve karın doyurur. Fakat birçok malzemenin uygun sıralı harmanından nice yemekler çıkar ki, herbiri hem karın doyurur hemde lezzet verir. Bitkili akvaryumlarda bence böyle bir lezzet farkı var :D
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ocak 2008 13:37
[QUOTE=YBN]Farklı bir akvaryumda (bitkisiz) odak noktası balıkların kendisidir, göz hep balığı arar, balık hareketliyse ilk anda akvaryumu doldurur, ilgiyi çeker fakat bir süre sonra baş döndürür. Balık hareketsiz ise fotoğrafa bakmaktan farksız olur, bıktırır.
Bitkili akvaryumda ise, odak sadece balık değil, balığın olmadığı bir nokta bile kendisini saatlerce seyrettirebilir. Aynı zamanda kişinin kendini ifadesidir, bitkilerin yerleşimi, renk/bitki kombinasyonlarının genel görünümü...
Akvaryum hobisi aşçılık gibi birşey, aşçılıkta eldeki malzemelerin her biri ayrı ayrı yenilebilir ve karın doyurur. Fakat birçok malzemenin uygun sıralı harmanından nice yemekler çıkar ki, herbiri hem karın doyurur hemde lezzet verir. Bitkili akvaryumlarda bence böyle bir lezzet farkı var :D
[/QUOTE]
Göreceli duygularla hissettiklerinizi güzel bir şekilde aktarmışsınız Yiğit Bey.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Mart 2008 21:41
Son dönemde edindiğim tecrübeleri paylaşmak, sol tarafın son halini ve yavru ramlerin son halini göstermek istiyorum.
Tankın ilk kurulumda hızlı büyüyen, kolay ve göze hoş gelen bitkiler istiyoruz ve bol gübreleme yapıyoruz. Bu istekler doğrultusunda aldığımız bitkiler uzun vadede problem yaratıyor.
Hızlı büyümesi başta güzel ancak akvaryum oturunca rutin bakımlarda oldukça zorluk çıkarıyor. Sık sık budamak gerekiyor, üstelik budanan stem bitkiler 2 hafta boyunca başları yokken akvaryumu kötü gösteriyor. Bu yüzden uzun vadede yavaş büyüyen bitkiler daha iyi.
Kolay bitkiler de ileride sorun yaratıyor. Kolay büyüyen eledoa gibi bitkiler sudaki besinleri hızlıca sömürerek tanktaki diğer nazlı bitkilere rekabet şansı tanımıyor.
Daha önce de belirttiğim gibi akvaryumda güzel duran bitkiyi aa bu güzel diyip almak hatadır. Tankınızda nerede nasıl duracağını baştan düşünmelisiniz, eve götürünce bunu nereye koyayım diye düşünüyorsanız işler yanlış gidiyordur. Onun yerine mevcut boşluğa veya uygun olmayan bitkinin yerine, şu yaprak şeklinde, şu renk tonunda, şu boyda kalan bir bitki lazım diyerek onu araştırıp bulmak daha isabetli olacaktır.
Çoğu zaman bitkilere doğada karşılaştıklarından daha fazla gübre veriyoruz. Özellikle sıvı gübrenin aşırı verilmesi yosunlanmaya sebep oluyor. Nasıl ki pul yem aldığınızda bir haftalık yemi akvaryuma boşaltıp ondan sonraki bir haftayı beklemiyorsanız, gübrede de her gün balıkları yemlerken damla damla haftalık önerilen miktarı 7'ye bölüp verin. İlk sıvı gübre miktarını tank hacmi, daha sonra verilecekleri ise bitki yoğunluğu belirler. Gübreleme miktarınızın uygunluğunu bitki gelişimi ve yosun gelişiminden takip ediniz ve değişimi yavaş yavaş yapınız. Örneğin Balık miktarınız ve yemlemeniz uygun olmasına rağmen gübre nedeniyle baktınız yosunlanma fazla, gübrelemeyi yosun artış miktarına göre kısınız örneğin 4 birimden, 3 birime düşürdünüz. 1 hafta gözlemleyin, (hatta tankın yosunlu bölgelerinin fotoğrafını çekin daha iyi takip edersiniz) eğer yosunlarda azalma varsa daha fazla kısmadan 3 birimde devam edin yosunlar yavaş yavaş azalacaktır, eğer yosunlardaki azalış esnasında bitkilerde de minik yaprak çıkarma, renkte solma, yaprakta delik gibi sorunlar olursa 3.5 birime çıkararak bu sefer aynı gözlemleri bitkide yapın. Bu şekilde tankınıza uygun gübrelemeyi bulun.
Budama sonrası bitkiler hızlı büyümeyi kesip toparlanma dönemine girdiğinden bu sırada sudan aldıkları besin oldukça azalır, bu dönemlerde budadığınız bitkilerin yüzdesine göre gübrelemeyi azaltın.
Ben, taban gübresine sıvı gübreden çok daha fazla önem veriyorum. Bence taban gübresi çoğu zaman bitkiler için daha önemli. Althernantera gibi gövdesinden çok sayıda kök çıkaran birkaç stem bitkiyi bundan hariç tutuyorum.
Tabanınızın sıkışmaması için minare salyangozu çok önemli. Onun girmediği yerlerde H2S gazı oluşup birikiyor ve bu bölgedeki bitki kökleri çürüyor.
Son değişiklikler:
Budamaktan usandığım Echinodorus ozelot'un yerine bolbitis heudelotii koydum.
Glossostigmanın zayıflayıp zemini zayıf tutan yerlerini sökerek toparlatıyorum.
CO2'de şeker su maya karışımı hazırlamaktan bıkıp tüplü sisteme geçtim.
Akvaryumumda doğan Ramireziler büyüyor:
Saygılar,
Tankın ilk kurulumda hızlı büyüyen, kolay ve göze hoş gelen bitkiler istiyoruz ve bol gübreleme yapıyoruz. Bu istekler doğrultusunda aldığımız bitkiler uzun vadede problem yaratıyor.
Hızlı büyümesi başta güzel ancak akvaryum oturunca rutin bakımlarda oldukça zorluk çıkarıyor. Sık sık budamak gerekiyor, üstelik budanan stem bitkiler 2 hafta boyunca başları yokken akvaryumu kötü gösteriyor. Bu yüzden uzun vadede yavaş büyüyen bitkiler daha iyi.
Kolay bitkiler de ileride sorun yaratıyor. Kolay büyüyen eledoa gibi bitkiler sudaki besinleri hızlıca sömürerek tanktaki diğer nazlı bitkilere rekabet şansı tanımıyor.
Daha önce de belirttiğim gibi akvaryumda güzel duran bitkiyi aa bu güzel diyip almak hatadır. Tankınızda nerede nasıl duracağını baştan düşünmelisiniz, eve götürünce bunu nereye koyayım diye düşünüyorsanız işler yanlış gidiyordur. Onun yerine mevcut boşluğa veya uygun olmayan bitkinin yerine, şu yaprak şeklinde, şu renk tonunda, şu boyda kalan bir bitki lazım diyerek onu araştırıp bulmak daha isabetli olacaktır.
Çoğu zaman bitkilere doğada karşılaştıklarından daha fazla gübre veriyoruz. Özellikle sıvı gübrenin aşırı verilmesi yosunlanmaya sebep oluyor. Nasıl ki pul yem aldığınızda bir haftalık yemi akvaryuma boşaltıp ondan sonraki bir haftayı beklemiyorsanız, gübrede de her gün balıkları yemlerken damla damla haftalık önerilen miktarı 7'ye bölüp verin. İlk sıvı gübre miktarını tank hacmi, daha sonra verilecekleri ise bitki yoğunluğu belirler. Gübreleme miktarınızın uygunluğunu bitki gelişimi ve yosun gelişiminden takip ediniz ve değişimi yavaş yavaş yapınız. Örneğin Balık miktarınız ve yemlemeniz uygun olmasına rağmen gübre nedeniyle baktınız yosunlanma fazla, gübrelemeyi yosun artış miktarına göre kısınız örneğin 4 birimden, 3 birime düşürdünüz. 1 hafta gözlemleyin, (hatta tankın yosunlu bölgelerinin fotoğrafını çekin daha iyi takip edersiniz) eğer yosunlarda azalma varsa daha fazla kısmadan 3 birimde devam edin yosunlar yavaş yavaş azalacaktır, eğer yosunlardaki azalış esnasında bitkilerde de minik yaprak çıkarma, renkte solma, yaprakta delik gibi sorunlar olursa 3.5 birime çıkararak bu sefer aynı gözlemleri bitkide yapın. Bu şekilde tankınıza uygun gübrelemeyi bulun.
Budama sonrası bitkiler hızlı büyümeyi kesip toparlanma dönemine girdiğinden bu sırada sudan aldıkları besin oldukça azalır, bu dönemlerde budadığınız bitkilerin yüzdesine göre gübrelemeyi azaltın.
Ben, taban gübresine sıvı gübreden çok daha fazla önem veriyorum. Bence taban gübresi çoğu zaman bitkiler için daha önemli. Althernantera gibi gövdesinden çok sayıda kök çıkaran birkaç stem bitkiyi bundan hariç tutuyorum.
Tabanınızın sıkışmaması için minare salyangozu çok önemli. Onun girmediği yerlerde H2S gazı oluşup birikiyor ve bu bölgedeki bitki kökleri çürüyor.
Son değişiklikler:
Budamaktan usandığım Echinodorus ozelot'un yerine bolbitis heudelotii koydum.
Glossostigmanın zayıflayıp zemini zayıf tutan yerlerini sökerek toparlatıyorum.
CO2'de şeker su maya karışımı hazırlamaktan bıkıp tüplü sisteme geçtim.
Akvaryumumda doğan Ramireziler büyüyor:
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mart 2008 01:26
[QUOTE=YBN]Farklı bir akvaryumda (bitkisiz) odak noktası balıkların kendisidir, göz hep balığı arar, balık hareketliyse ilk anda akvaryumu doldurur, ilgiyi çeker fakat bir süre sonra baş döndürür. Balık hareketsiz ise fotoğrafa bakmaktan farksız olur, bıktırır.
Bitkili akvaryumda ise, odak sadece balık değil, balığın olmadığı bir nokta bile kendisini saatlerce seyrettirebilir. Aynı zamanda kişinin kendini ifadesidir, bitkilerin yerleşimi, renk/bitki kombinasyonlarının genel görünümü...
Akvaryum hobisi aşçılık gibi birşey, aşçılıkta eldeki malzemelerin her biri ayrı ayrı yenilebilir ve karın doyurur. Fakat birçok malzemenin uygun sıralı harmanından nice yemekler çıkar ki, herbiri hem karın doyurur hemde lezzet verir. Bitkili akvaryumlarda bence böyle bir lezzet farkı var :D
[/QUOTE]
Konuyu çok güzel özetlemişsiniz,bitkili akvaryumdan vazgeçemem,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mart 2008 04:31
[QUOTE=bjkalley]
Tabanınızın sıkışmaması için minare salyangozu çok önemli. Onun girmediği yerlerde H2S gazı oluşup birikiyor ve bu bölgedeki bitki kökleri çürüyor.
[/QUOTE]
Bu tuberculata denen minikler olmasa benim 10 küsür santimlik tabanı olan akvaryum çoktan çürük yumurta gibi kokmaya başlamıştı. Her eve lazım.
Tabanınızın sıkışmaması için minare salyangozu çok önemli. Onun girmediği yerlerde H2S gazı oluşup birikiyor ve bu bölgedeki bitki kökleri çürüyor.
[/QUOTE]
Bu tuberculata denen minikler olmasa benim 10 küsür santimlik tabanı olan akvaryum çoktan çürük yumurta gibi kokmaya başlamıştı. Her eve lazım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2008 01:59
Yabani salyangoz denilen, kurtulmak için her türlü yola başvurulan bu sevdiğim salyangozların marifetlerine bakın.
Minareside ayrı bir hoş.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2008 08:21
Bolbitis i çok güzel kullanmışsın, tebrikler. İlk bakışta bitkiyi gözüm tutmamıştı ama güzelmiş maşallah. Ramireziye de ayrıca maşallah.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mart 2008 18:14
Baktım, oraya arkadaki bitkinin yapraklarıyla biçim olarak uygunluk
gösteren, koyu pastel renkli ve hızlı büyümeyen hangi tür var diye.
Bolbitis güzel bir seçenek olarak karşıma çıktı. Ozelot hızlı büyümesi
ve iri yapraklarının hemen arkasından çıkan stem bitkilerin kötü
görünmesi nedeniyle iyi olmamıştı. Dediğim gibi çok güzel bir bitkiyi
alıp getirip akvaryumda görüntü bozulabilir, tek olarak bir şeye
benzemeyen bir bitki kompozisyona girdiğinde çok iyi bir tamamlayıcı da
olabilir. Bitkiyi alıp kargoladığın için tekrar çok sağol Batuhan abi
Bugün çektiğim son hali:
2-3 aya kadar sağ tarafı da sol gibi istediğim ölçülere getirip son bir foto alacağım. Zayıflayan ve üst üste binen glosso kısımlarını ayıkladım. Onların tam kapatması, umbrosumun daha kısa olması, stellatanın sağ arkasının uzaması, rotalanın da yukarı çıkıp daha pembeleşmesini sağlamaya çalışacağım.
Saygılar,
Bugün çektiğim son hali:
2-3 aya kadar sağ tarafı da sol gibi istediğim ölçülere getirip son bir foto alacağım. Zayıflayan ve üst üste binen glosso kısımlarını ayıkladım. Onların tam kapatması, umbrosumun daha kısa olması, stellatanın sağ arkasının uzaması, rotalanın da yukarı çıkıp daha pembeleşmesini sağlamaya çalışacağım.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Mayıs 2008 02:25
Herşey süper! Sadece bir sorum olucak. Bu dizaynlarda bitki yakınlarına veya başka biryere neden kaya eklemeyi düşünmüyorsunuz? Örneğin orta arkaya veya sağ öne bitki dibine? Tabiki bu zevk renk meselesi ama düşünmedinizmi hiç?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Mayıs 2008 18:06
Ben de bunu eksikliğini hissediyordum. Sevdiğim tarz kayalar suda çözünüyorlar, pH'ım 6 bu da çok hızlı bir kayaç çözünmesi, artacak kH ve zor çözünecek karbondioksit demek. Onun yerine tam istediğim tarzda 3 adet kütük bulup bolbitis, crypto ve myrophillumun kesiştiği 2 bölgeye yerleştirdim. Akşam çekip bir foto koyarım. Şimdilik büyümüş ramirezilerimden baskın olanın fotosu gelsin. 3 cm kadar, yeni yeni renk alıyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir