Balıkların Gelişimini Etkileyen Faktörler
Gönderim Zamanı: 25 Temmuz 2009 20:29
Teşekkürler güzel çalışma olmuş.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Ekim 2009 08:08
Selam tarık bey çok güzel bir paylaşım olmuş...
yanlız bu konu başlıgı altında sürekli aynı genleri taşıyan aynı ırktan olan balıklarında belli bir süre sonra yedi sekiz belki on agızdan sonra çaprazlama başka kanla birleşme istemesi yapılmassa dogan yavru balıklarda ölümlerin artması ve dogum gerçekleşse bile balıkların sakat dogan yavruların çogalması basık kalıp zor büyümelerinide ekliye bilirdiniz konuya
Saygılar.....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Ekim 2009 11:43
Orhan Bey,
Sizin söylediğiniz konu genetik bir durumu ilgilendirdiği için bu başlığın çerçevesine girmiyor. Bu başlıkta daha çok, balıkların gelişiminde rol oynayan fiziki etmenler(tank boyutu, beslenme, tür uyumluluğu vb.) belirtilmeye çalışıldı. Söylediğiniz okun ise çok daha kapsamlı olarak ele alınması ve ayrı bir makale olarak yayınlanması gereken bir konudur. Yine de öneriniz için teşekkür ederim.
Sizin söylediğiniz konu genetik bir durumu ilgilendirdiği için bu başlığın çerçevesine girmiyor. Bu başlıkta daha çok, balıkların gelişiminde rol oynayan fiziki etmenler(tank boyutu, beslenme, tür uyumluluğu vb.) belirtilmeye çalışıldı. Söylediğiniz okun ise çok daha kapsamlı olarak ele alınması ve ayrı bir makale olarak yayınlanması gereken bir konudur. Yine de öneriniz için teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 19:43
Arkadaşıma katılarak bir kaç şey bende yazmak istedim.1. Her hafta 5-10 cm kadar suyu sık değiştirmeyi ihmal etmeyiniz.Böylece (SUYUN YOĞUNLAŞMASINI ÖNLEDİĞİNİZİÇİN )balıklarınızın çok çabuk büyünüğünü göreceksiniz.balığın sıhhatı yemlemeğe ama büyümesi ise geniş haşme ve tabiki
oksijene bağlıdır.Su değişiminde 65cm lik bir akvayuma 2çay kaşığı iyotsuz tuz ve 10 damla BLUE DO METHLENA.ve ayda bir (PENICILINE 600.000 ünitelik( antibiyotiklerin içerisindeki toz atılnalıdır.) böylece bazı ana hastalıkların önüne geçilmiş olunur.Antibiyotik bağışıklık yapacağından ayda 1 kullanılmalıdır.
2.Yemin kesinlikle dibe çökmesini önleyin.Çünkü dibe çöken yemkısa zamanda bulanarak NİTRİK ASİDE dönecek veortaya çıkan zehirli AMONYUM NİTRAT gazları suda OKSİJENİ NÖTRALİZE ederek
balığın hastalanmasına ve ölmesine sebep olacaktır
3.Değerli hobiçiler balıklarım hasta olmuyor demeyin siz suya aşılarınızı yapın.Hastalık aniden gelir ve ciddi kayıplar verir.Burda amacımız balıklarımızı hasta etmemek.Çünkü bela aniden gelir ve çok geç olabilir.Benim kısa zamanda edinniğim ve uyguladığım bilgilerin bir kısmını yazdım Bütün hobiçilere hağlıklı akvaryumlar dilerim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 21:32
Bir bilgi eklemesi yapacaksanız, bunun doğru olmasına ve anlaşılır şekilde yazılmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Yapacağınız yanlış yönlendirmeler, özellikle hobiye daha yeni başlamış kişilerin kötü sonuçlar doğuracak yanlış uygulamalar yapmasına neden olabilecektir. Yazdığınız konuda oldukça yanlış olacak ve sonuçları hoş olmayabilecek şeyler var.
1) Su değişiminin önemi zaten makalede ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Bu değişim miktarı sizin dediğiniz gibi 5-10 cm'lik ölçü yerine, tankın boyutuna, balık yoğunluğuna vs. göre belirlenir, cm hesabı ile değil.
Bu, tanklara illaki tuz atılmasının önerilmesini hala anlayabilmiş değilim. Tuz da ilaçlar gibi gerektiği zaman gerektiği yerde kullanılır.
İlaçlar gerekmedikçe, asla keyfi olarak kullanılmaz. Bir hastalık olduğunda, ki metilen mavisi beyaz benek hastalığı için kullanılıyor çoğunlukla, ilaca başvururuz. En önemlisi de ilaç, ana tankta değil, karantina tankında uygulanmalıdır. Böylece, biyolojik döngüye de zarar verilmemiş olur.
Heleki, penisilin gibi çok güçlü bir antibiyotiğin gerekmediği halde düzenli olarak tanka atılmasını önermek bana göre son derece yersiz bir öneridir. Tankın içinde oluşturmaya ve korumaya çalıştığımız biyolojik döngünün tümden sıfırlanmasıdır.
2) Yem ile birlikte suda nitrik asit diye bir şey oluşmaz. Ortamda çoğalan amonyak, nitrifikasyon bakterileri tarafından önce nitrite, sonra da nitrata dönüştürülürler. Yani su içersinde ne nitrik asit, ne de amonyum nitrat diye bir madde üremez. Her ikisi de son derece zehirli maddelerdir.
3) Suya yapacağınız müdahaleler, suyu bozacak şeyler değil, tam tersi suyun kalitesini devamlı uygun halde tutacak müdahaleler olmalıdır. Yoksa, ilaçla suyun kalitesini koruyamazsınız. Hastalık kapmasın diye canlılarınıza sürekli ilaç verirseniz, bir süre sonra o ilaç bağışıklık sistemini yok ederek balıklarınızın ölmelerine kadar gidecek sonuçlara varabilir.
Lütfen bilgiyi paylaşırken, genel doğruları göz ardı etmeden, yanlış yönlendirmelere neden olmadan yapmaya gayret gösterelim.
1) Su değişiminin önemi zaten makalede ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Bu değişim miktarı sizin dediğiniz gibi 5-10 cm'lik ölçü yerine, tankın boyutuna, balık yoğunluğuna vs. göre belirlenir, cm hesabı ile değil.
Bu, tanklara illaki tuz atılmasının önerilmesini hala anlayabilmiş değilim. Tuz da ilaçlar gibi gerektiği zaman gerektiği yerde kullanılır.
İlaçlar gerekmedikçe, asla keyfi olarak kullanılmaz. Bir hastalık olduğunda, ki metilen mavisi beyaz benek hastalığı için kullanılıyor çoğunlukla, ilaca başvururuz. En önemlisi de ilaç, ana tankta değil, karantina tankında uygulanmalıdır. Böylece, biyolojik döngüye de zarar verilmemiş olur.
Heleki, penisilin gibi çok güçlü bir antibiyotiğin gerekmediği halde düzenli olarak tanka atılmasını önermek bana göre son derece yersiz bir öneridir. Tankın içinde oluşturmaya ve korumaya çalıştığımız biyolojik döngünün tümden sıfırlanmasıdır.
2) Yem ile birlikte suda nitrik asit diye bir şey oluşmaz. Ortamda çoğalan amonyak, nitrifikasyon bakterileri tarafından önce nitrite, sonra da nitrata dönüştürülürler. Yani su içersinde ne nitrik asit, ne de amonyum nitrat diye bir madde üremez. Her ikisi de son derece zehirli maddelerdir.
3) Suya yapacağınız müdahaleler, suyu bozacak şeyler değil, tam tersi suyun kalitesini devamlı uygun halde tutacak müdahaleler olmalıdır. Yoksa, ilaçla suyun kalitesini koruyamazsınız. Hastalık kapmasın diye canlılarınıza sürekli ilaç verirseniz, bir süre sonra o ilaç bağışıklık sistemini yok ederek balıklarınızın ölmelerine kadar gidecek sonuçlara varabilir.
Lütfen bilgiyi paylaşırken, genel doğruları göz ardı etmeden, yanlış yönlendirmelere neden olmadan yapmaya gayret gösterelim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Ocak 2010 23:29
Tarık bey'e katılıyorum,hiç sebeb yokken balıklara hele bahsettiğiniz türden ilaç vermek çok yanlış bir hareket olacaktır.Beslediğimiz akvaryum canlılarının büyümelerini etkileyen bir çok faktör vardır,bunlardan en önemlilerinden biri akvaryumdaki suyun kalitesi ve toplamda her balığa düşen hacim miktarı diğeri çok yemlemeden ziyade kaliteli yemleme ve düzenli periyodik yemleme,özellikle kaliteli yemlerle düzenli periyodik yemleme yapabiliyorsak akvaryum suyunun bozulmasınında biraz daha önüne geçebiliriz birde gereğinden fazla canlı yükü barındırmıyorsak akvaryumumuzda beslemiş olduğumuz balıkların büyümeleri normal ve sağlıklı düzeyde seyredecektir.Akvaryumumuzda bulundurduğumuz materyallerinde doğal ve gereği kadar olması önemli etkenlerden biridir.Su değişimlerinide akvaryumdaki suya en yakın nitelikte (ısısı,dinlendirilmesi,havalandırılması)yapılırsa gerek nitrifkasyon döngüsünü etkilememesi gerek ani su değerlerinin değişmemesi sağlanırki buda önemlidir.Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2010 21:29
Yorumlarınıza saygı duyuyorum.Etrafımda dahası akvaryumcuların bile kullandığı yöntemdir bunlar.Burda amaç balıkları hasta etmemek heleki balık sağlıklı niye durup dururken niye uygulayayım çok yanlış .Hastalanmış balıkların tedaviye ramen büyük kısmı ölür bunu biliyosunuz zaten .5.10 cm su alımı derken zaten tak boyutunu belirtim 65cm diye. Ben senelerdir bu yöntemi uyguluyorum.Balık kaybım yok denecek kadar az Uygulamak size kalmış
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2010 22:47
Akvaryumcuların kullandığı yöntemden kastınız nedir tam manasıyla anlayabilmiş deyilim,balıklara tedavi dışında ilaç vermekteki asıl amaç ney onuda tam anlayabilmiş deyilim,65 cm diye belirtmişsiniz fakat uzunluk ve derinlik ölçüleri olmadan verdiğin 5-10cm lik ölçü nekadarlık bir hacmi kapsayabilir bunu neye göre hesablıyacaz,yok denecek kadar az demişsiniz kullandığınız şiddetle önerdiğiniz bu yönteme göre hiç kayıp vermemeniz normal sonuç olmalıydı.SAYGILAR
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2010 23:35
[QUOTE=deli yaban]
Fatih Bey,
Etrafınızdaki akvaryumculardan kastınız bu işi ticari olarak yapanlar mı yoksa hobici olarak mı yapanlar mı bilmiyorum. Lütfen, "akvaryumcular öyle yapıyor, ben yapıyorum zararını görmedim" gibi şeylerle hobiye yeni başlayan kişilerin yanlış yönlenmesine neden olmayalım. Bundan hepimizin üzüleceği sonuçlar doğabilir.
Elbetteki amacımız balıkları hasta etmemek, hastalıklardan korumaktır. Ama bunu, gerekmediği halde sürekli ilaç kullanarak değil, bir takım önlemleri alarak yapmamız gerekiyor. Düzenli su değişimlerini aksatmamak, canlıları habitatlarına uygun su şartlarında beslemek, doğalarına uygun ve çeşitli yemlerle beslemek, dışardan akvaryuma yeni canlı eklerken bunları önce karantina tankında dezenfekte ettikten sonra ekleme vs. gibi bir takım önlemler aldığımızda hastalıkların büyük oranda önüne geçmiş oluruz zaten. Tüm bunlara rağmen yine de hastalık çıkabilecektir elbetteki, o zaman da karantina ortamında hasta balık ya da balıkları tedaviye alarak iyileşmeleri sağlarız. Soruyorum size, siz hasta olmayayım diye sağlığınız yerindeyken sürekli antibiyotik alsanız ne olur hiç düşündünüz mü? Bir süre sonra tüm organlarınız iflas eder ve hastalanıp ölüme kadar giden bir sürece girersiniz. Niye aynı şey balıklar için de geçerli olmasınki?
Yorumlarınıza saygı duyuyorum.Etrafımda dahası akvaryumcuların bile kullandığı yöntemdir bunlar.Burda amaç balıkları hasta etmemek heleki balık sağlıklı niye durup dururken niye uygulayayım çok yanlış .Hastalanmış balıkların tedaviye ramen büyük kısmı ölür bunu biliyosunuz zaten .5.10 cm su alımı derken zaten tak boyutunu belirtim 65cm diye. Ben senelerdir bu yöntemi uyguluyorum.Balık kaybım yok denecek kadar az Uygulamak size kalmış
[/QUOTE]Fatih Bey,
Etrafınızdaki akvaryumculardan kastınız bu işi ticari olarak yapanlar mı yoksa hobici olarak mı yapanlar mı bilmiyorum. Lütfen, "akvaryumcular öyle yapıyor, ben yapıyorum zararını görmedim" gibi şeylerle hobiye yeni başlayan kişilerin yanlış yönlenmesine neden olmayalım. Bundan hepimizin üzüleceği sonuçlar doğabilir.
Elbetteki amacımız balıkları hasta etmemek, hastalıklardan korumaktır. Ama bunu, gerekmediği halde sürekli ilaç kullanarak değil, bir takım önlemleri alarak yapmamız gerekiyor. Düzenli su değişimlerini aksatmamak, canlıları habitatlarına uygun su şartlarında beslemek, doğalarına uygun ve çeşitli yemlerle beslemek, dışardan akvaryuma yeni canlı eklerken bunları önce karantina tankında dezenfekte ettikten sonra ekleme vs. gibi bir takım önlemler aldığımızda hastalıkların büyük oranda önüne geçmiş oluruz zaten. Tüm bunlara rağmen yine de hastalık çıkabilecektir elbetteki, o zaman da karantina ortamında hasta balık ya da balıkları tedaviye alarak iyileşmeleri sağlarız. Soruyorum size, siz hasta olmayayım diye sağlığınız yerindeyken sürekli antibiyotik alsanız ne olur hiç düşündünüz mü? Bir süre sonra tüm organlarınız iflas eder ve hastalanıp ölüme kadar giden bir sürece girersiniz. Niye aynı şey balıklar için de geçerli olmasınki?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Ocak 2010 20:49
Teşekkürler.Evet bağışıklığı önlemek için ayda bir defa uyguluyorum ve faydasınıda görüyorum antibiyotiğin .Ve soruyorum siz hasta olmamak için önlem almıyomusunuz bu gün grip aşısını hepimiz yaptırıyoruz niçin gelelim arkadaşın anlamadığı 65cm konusuna 65cm akvaryumun genişlik ve uzunluk standar değilmidir 65cm akvaryumun en fazla diyelim 100lt alsın 5-10 cm su alındığında 100lt suyun 10lt alınmış olmazmı bunu hesaplamak okadar zormu.Antibiyotik (ayda1sadece tozunu) iyotsuz kaya tuzu (her hafta dip çekiminden sonra) hastalıklara tedbir olsun diye veriyorum özellikle iç parazit için evet bu yöntemlerlede balık ölümü sayım yok denecek kadar az ayrıca kimseyide yanlış yönlendirmiyorum 1 balığı karantina tankına alıp bunları deneyin ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlarsınız.Ben kimsenin balığının ölmesine müsade etmem, onlarda bu alemin canlılarıdır.
İmla hatalarımıza dikkat edelim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ocak 2010 00:12
Fatih Bey, öyle anlaşılıyorki bir noktada düşünce birliği yapma olanağımız olmayacak. Ben genel doğruları uygulamaya ve bilgi paylaşımında bulunmaya devam edeyim, siz de kendi doğrularınızı.
Sağlıcakla kalın.
Sağlıcakla kalın.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir