ATİLLA ATASOY AĞABEYİMİZDEN AMAZON...


kebodiscusÇevrim Dışı

[B]5756,3[/B]
Kayıt: 19/04/2010
İl: Izmir
Mesaj: 630
kebodiscusÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Temmuz 2012 22:07
AMAZON'a Yolculuk... (12.04.2010)
Yazan Attila Atasoy  



Amaç, bizim deli gezginler grubuyla Brezilya Amazonları'nı keşfetmek, tespitlerimizi ölümsüzleştirmek, yeni bir coğrafyada yeniden soluklanmak, kolay olmayanı öncekiler gibi başarabilmekti. En az 12 kişi gerekliydi ki ucuza toparlayalım bu işi. Madrid - Sao Paolo - Rio, sonra Brezilya'nın kuzeyindeki Salvador de Bahia ve Amazonas’ın başkenti Manaus’a uçtuk. Aynı yataktan, birbirine karışmadan akan nehirlerle, onların beslediği yağmur ormanlarında insan yiyen karıncalarla tanıştık, sempatik sincap maymunlarıyla dost olduk, şafak vakti uşşak makamında öten kuşları dinledik…


Amazon'da 15 Gün


Küçük uçaklarla şehirler arasında dolmuş sefer yapan yerel havayolu TAM'la Rio de Janeiro'dan havalandık. Bahia, Recife, Fortaleza, Belem'e uğrayıp, halı gibi yemyeşil ormanların üstünden uçup Amazonların başkenti Manaus’a vardık.



Yedi bin kilometre uzunluğundaki Amazon Nehri, Peru'daki And Dağları'ndan doğuyor, Belem'deki 250 kilometrelik muhteşem deltadan Atlantik Okyanusu'na dökülüyor. Yol boyunca 11.000 nehirle besleniyor. En büyüğü Kolombiya'dan gelen Rio Negro. Manaus yakınında buluşan iki nehir, su sertliği, sıcaklığı, debisindeki fark nedeniyle dokuz kilometre karışmadan, aynı yatakta yan yana akıyor. Biri siyah ve sakin, diğeri bej ve hırçın… Sonra Amazon galip geliyor… 3.000 çeşit balığın yaşadığı nehir dünyanın en büyük tatlı su eko sistemi… 24 saatte akan su, Londra'daki Thames'in bir yılda denize taşıdığı suya eşit…


Amazonia, nehrin, kollarının yayıldığı bütün ülkeleri içeren coğrafyanın, Amazonas ise Brezilya'daki eyaletin adı. % 98'i koruma altında. Başkenti Manaus, 339 yıllık bir şehir. Rio Negro (Siyah Nehir) kıyısında kauçuk sanayi merkezi olarak kurulmuş. İngilizler tohumları kaçırıp Malezya'yı kauçuk merkezi yapınca ortada kalmış. Şehir serbest bölge ilan edilmiş, sanayiye açılmış. Dikkat çekmek için yapımı 18 yıl süren opera inşa etmişler. Vali, Eiffel Kulesi'ni getirmek istemiş. Bay Eiffel satmamış. Şimdilerde elektronik pazarına dönüşen şehrin pazarındaki tropikal meyve, balık çeşitliliği dikkat çekici.

 

Siyah Nehir'in Eğitimli Yunusları


Nehirde bizi bekleyen küçük tur gemimize 15 kişilik kanolarla gidiyoruz. Siyah, sıcak nehre önce ben giriyorum. Korkmayın piranha yok. Akıntı hızı düşük, volkanik nehir dibine çöken bitkilerin oluşturduğu tannik asitten dolayı asidik ve siyah. Sivrisinek bile üremiyor. Yüzeyde su sıcaklığı 28-30 °C, aşağı indikçe soğuyup siyahlaşıyor. Derinliği kimi yerde 100 metreye, genişliği 25 kilometreye ulaşıyor. Haziran - Aralık aylarındaki yağışlı sezonda 10-15 metre yükselen nehirde, doğal hayat yüksek dallara taşınmış. Nehir güzergahında yerleşim çok az olduğu için doğa gezileri açısından ideal mekan. Bu muazzam siyah suda 504 ada var.


Gemideki programımız her sabah 05.30'da başlıyor. 06.00'da kanolarla çıkış, kıyılara gidiş. Kuş, böcek, yılan ne varsa takip ediş. 08.00’de gemiye dönüş, kahvaltı sonrası tekrar çıkış. Başka sahillerde başka arayışlar, öğle yemeğinden sonra bir daha. Akşam yemeğinden önce bir daha... Gece en geç 22.00'de yatıyoruz.

 

Nehirde bildiğimiz timsah (crocodile) yok. Onlar daha büyük ve saldırgan, iki çenesini de kullanabiliyor. Buradaki Cayman (bir çeşit alligator) küçük boyutta, karada saldırgan olmayan, tek çenesini kullanan sevimli bir şey. Gönlümüz nehirdeki en büyük canlı, "su ineği"ndeydi, maalesef göremedik. Çok nadir çıkarmış ortaya. Neyse ki diğer memeli arkadaşı yunuslar bize eşlik etti. Hoş olduk doğrusu. Yunuslar eğitiliyor, insanlara yaklaşsınlar, turistik hoşluk olsun diye...

 

Kapalı giysi, ayakkabı, sinek kovucularla çıkılan yağmur ormanı yolculuğumuz, gökyüzünü kapatan ağaçların loşluğunda, aşırı nemle oksijensizleşen zeminde yürüyerek başlıyor. En öldürücü yılan, karınca, örümcekler hakkında önceden bilgilendirilmişiz. Bazılarımız sarmalanmaktan mumyaya dönüşmüş durumda. İnsan yiyen kırmızı, siyah karıncaların yuvalarından geçip, kauçuk, çiklet, kinin ağaçlarının dibinde eğitim alıyoruz. 200.000 tür böcek, 150 tür maymundan bazılarını görüp, elim kadar kelebeklere, öldüren mantarlara dokunup, tukan, papağan, kanarya, cancan melodileri dinliyoruz. Ormanda çok sayıda farklı türden kuş yaşıyor. Tropikal sağanaktan sonra, sessiz gecenin küçük melodik çanları çalmaya başlıyor. Virtüöz kuşlar arasında müthiş ahenkli bir atışma bu. Sanki biz buradayız, yalnız değilsiniz diyorlar. Hepsi birden susuyor sonra. Uşşak makamında, inanılmaz şarkılar başlıyor. Yine bir kuşun sesinden. Dallarda "Tembel hayvan" denilen Armadillo türü sevimli memelilere denk geliyoruz.




Sincap maymunlarıyla muz vererek oynaşmanın tadına doyulmuyor.


Oksijenli Köyün Kısa Ömürlü Halkı



Yeryüzü oksijeninin % 20'sini sağlayan bir bölgede yaşadığınızda kolay kolay ölmeyeceğinizi düşünürsünüz, değil mi? Rio Negro kıyısındaki bir tepeye kurulan Tehapiri köyünün halkı 65 - 67'sinde göçüyormuş. Nedeni hayata erken başlamalarıymış. Bazıları aç kalan jaguarlara yem oluyormuş. Halkı Amazon kıyısı yerlilerinin aksine siyahi... 






Palmiye ağacı yağı kullanıyor, patates benzeri Manioc bitkisinin yumrularından ekmek yapıyorlar, balıkla yiyorlar. 


Köyün merkezi futbol sahası. Evler bu yemyeşil sahanın etrafına dizilmiş. Pes doğrusu. Kilise, Portekizce ve futbol, sömürgeci beyaz adamın marifeti tabii... Sömürgecilerin ulaşamadığı yerliler Kolombiya ormanlarında kalmış sadece.



Attım Oltayı, Tuttum Piranha'yı



Piranha ile tanışmak için yine sabahın köründe Amazon kollarından birine kano’landık. Oltalar, küp kesilmiş etler hazır. Atıyorum oltayı, çekiyorum Piranha'yı. İşte elimdesin menhus balık! Dişlerini gezi arkadaşlarıma gösterip atıyorum. Beyaz, gri, siyah, sarı, kırmızısı varmış. Biz beyaz, siyah, gümüş renklileri yakaladık. Piranha, Ege’deki lapa’ya benzeyen, çupra ufağı bir balık. Normalde saldırmıyor, kan olursa yüzlercesi geliyor. Kaçabilirseniz ne alâ... Bir de kürdan balığından bahsettiler. Anlatanların yalancısıyım, insana genital bölgeden girip çok büyük acı veriyormuş. Kurbanının hayatını kurtarmak için penisini kesiyorlarmış... Doğru mu bilmiyorum ama bazılarımız suya bandajlı girdi!

 

Karınca ve örümceklerden sonra Amazon havzasındaki en tehlikeli yaratıklar yılanlar. Zehirlisi yerde, zehirsizi ağaçta yaşıyor. Zehirliler doğuruyor, zehirsizler ise anakonda hariç yumurtluyor. En tehlikelisi "bir adım yılanı." Yerde siyah - kırmızı, küçük yılan görürseniz kaçın... Soktuğunda kurbanı sadece bir adım atabiliyor.  En büyük yılan anakonda. 12-15 metreyi buluyor boyu. Amazon'da, neredeyse her tür yılan bulunuyor. Dünyanın en ünlü yılan serumu üretim merkezi Butantan Enstitüsü, Sao Paolo'da..



 Not Defterinden

* Dünyanın en büyük nilüferleri Amazon'da. Yaprak çapı iki metreye ulaşan Amazon Prensesi, kuytu sakin suları seviyor. Çiçekleri önce beyaz, ölümüne yakın kırmızı-mor oluyor. Akşamları kapanıyor. Yaprakların ömrü bir ay. Kökleri 10-15 kg geliyor. Geçmişte İngilizler bu nilüferlere Kraliçe Victoria adını vermiş.



* Gerais adlı yerel usulde pişmiş bonfileyi, üstüne omlet koyarak servis ediyorlar. Yanında kızartılmış muz, yeşil sebzeli salata, yağsız pişmiş pilav var. Pilava önce zeytinyağı, sonra fasulyeli bir sos konuyor.

 

* Amazonların yerel içkisi şöyle hazırlanıyor: Bardakta buz, şekerle eziliyor. Yeşil limon parçaları ve suyu, ardından Caipirinha (yerel rom) ekleniyor. Netice fevkaladenin fevkinde...


* Brezilya'da Portekizce ve yerel Tupituarani dili konuşuluyor. İngilizce bilen çok az. El kol işaretiyle iletişim kurmaya çalışırken iki sözcüğü kullanmanız, sıcak tebessümlerle karşılaşmanızı sağlıyor: Portekizce teşekkür sözcüğünü erkekler "obrigado" kadınlar ise "obrigada" olarak telaffuz ediyor. Günaydın, iyi günler yerine "bongia" diyebilirsiniz. 


   Değerli sanatçımız ve ağabeyim Gönül insanı Sevgili Atilla Atasoy'a  bu gezi notlarını paylaşma güzelliği için bir daha şükran ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
kebodiscus2012-07-10 22:08:39

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

izzettanjuÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 04/01/2009
İl: Mugla
Mesaj: 1486
izzettanjuÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 10 Temmuz 2012 22:41
   Teşekkürler Ahmet Bey. Konu başlığını ilk gördüğümde şaka zannettim. Meğer değerli sanatçımız da bizler gibi Amazon sevdalılarındanmış.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

aQuaLandÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 16/06/2009
İl: Adana
Mesaj: 604
aQuaLandÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Temmuz 2012 17:38
Kıskanmamak elde değil... İnşallah bende dünyayı gezmek istiyorum. Çok taktir ettim sizi saygılar aQuaLand2012-07-12 17:38:20

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kadriguvencÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 22/05/2012
İl: Edirne
Mesaj: 425
kadriguvencÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Temmuz 2012 17:48
Sizi tebrik ederim çok güzel yerler geziyosunuz...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir